.. — m. . 10 Teşrinievwel 1931 Bir kartpostalcı dükkânında yarım saat.. “Ağlamayın canım.. Siz ne acılar gördü- nüz..Valantinoyu to Artık artist kartposta'ları havayici zaruriye gibi köşe başlarinda bile satiliyor Küçük kırtasiyeci dükkânı ağaz ağıza dolu idi.. İnceli kalınlı bir sürü ses odükkânciya sualler yağdırıyor: — Moris Şövalyenin yeni poz- ları geldi mi?. — Sizde Marlene Ditrichin Mavi Melekteki fotoğrafları var mı?. — Bu hafta Henri Gara gele- cekti.. Gelmedi mi? — Kuzum Villi Friç'in başka pozu var mı?. — Aaaa.. Bu Menjuyide hiç beğenmedim doğrusu.. — Bana bir Rişar Tauber ver- seniz e.. — Keolleksyonuma bir Dolly Has lâzım.. Ve ağızdan ağıza dolaşan bir sürü isim: Moris Şövalye, Dolly Has, Ramon Novarro, Klara Bov, Biili Dov, Jean Mura, Korin Grift Konrat Vayt, Jon Cilbert, Alis Vayt, Marlene Ditrich ve saire.. İşte son günlerde kırtasiyeci dükkânlarındaki gürültü, uğultu ve şamata... Ğ .. Kimi kuşa meraklıdır, kimi pula meraklıdır, kimi bahçeye merak- lıdır, kimi tavuk meraklısıdır, ve meraklar bir çoklarında iptilâ halindedir. Fakat bu iptilâların en başında gençlerdeki artist kartı biriktirmek merakıdır., Bu merak bazılarında âdeta bir ilim halindedir. Öyle ber isteyen sinema artisti kartı biriktiremez. Bunun bir yolu. Bir usul ve erkânı vardır. Sinema kartı biriktirmek için beyaz perde üzerindeki yık dızların modasını takip etmek te lâzımdır. Meselâ daba geçen sene- ye kadar moda olduğu halde artık pabuçları dama atılan bir çok artistler vardır. Yeni çıkanlar vardır, sesi ile nazarı dikkati celbedenler vardır. İyi bir kollek- siyoncu bütün hunları bilmek mecburiyetindedir. Faraza düne kadar kolleksiyoncuların, kartçı- larımızdan en fazla aradıkları artistler: Bili Dov, Klara Bov, Ramon Novarro, Kolin Mor, Con Cilbert, Adolf Nevwnja, Ronalt Kolmanlar idi. Halbuki şimdi bunları istihlâf eden yepyeni artistler vardır. Artık sinema kartı kolleksiyon- İSTANBUL 373 İstikla! caddesi Müptedi ve müterak talebe için YENi KURSLAR AÇILIYOR H ER LISANI cuları için Billi Dovlar , Klara Bovlar, Kolin Morlar, Ramon Novaro- lar, eski nesil.. Şimdi Marlene Ditrichler, Dolly Has- lar, Alis Vaytlar, Şövalyeler, Tauberler, Henry Garatlar, Deniz Kingler, Jeanette Mac Donaltlar, Meg Lemonierler, Garri Cooperler var.. Sinema kart meraklıları, sinema rejisörlerinden insafsızdırlar. Bir artistin yıldızı söndü mü artık ona itibar etmezler.. Sesli filim çıkıp ta sesi güzel olan bir artist parladı mı hemen ona rağbet başlar... . .. Gözlerinin etrafı kırmı kırmızı idi.. Ağladığı belli.. Koluna iki arkadaşı girmişti. Üç genç kız dükkâncıya yak- laştılar.. Adam sordu: — Ne istiyorsunuz.. Gözleri kırmızı olanı: — Ay,. dedi, dilim varmıyor.. Sen söyle. Bir tanesi: — Ah.. dedi, benimde söyle- meği içim götürmüyor.. sen söyle.. Nihayet bir tanesi şiir söyler gibi fısıldadı. — Polanegril.. Dükkâncı kızların önüne bir sürü Polanegri koydu.. kartları seçerlerken üçü de (mendillerini çıkardılar.. Bir taraftan Polaneg- rileri tetkik ediyorlar, bir taraf- tanda gözlerini siliyorlardı.. Dük- kâncı böyle sahnelere pek alışık olduğu için onlarla yarı alay edi- yor, yarı teselli veriyordu: — Ağlamayın canım. Yazık değilmi sizin gençliğinize?. Belki ölmemiştir. Gazetelerin yazdığına pek bakılmaz.. Hem siz ne acılar gördünüz.. Rodolf Valantinoyu bile toprak aldıktan sonra: Bu “ Valantino , kelimesi genç İT OĞRETİ praklara verdiniz..,, «Ben ona dargınım.. Villi kızlara pek fazla tesir etmiş ol- malı ki bu seferde. Susun susun.. Hatırlatmayınl. Diye başladılar.. Mendiller gene gözlere gitti, burunların ucu kızardı. . .. Bir kenarda baktım, bir genç kız grupu.. Sarı, kumral, siyah, koyu siyab, açık sarı başlar bir albümün üstüne iğilmiş ve birbirine karışmış.. Albümün her sahifesi çevrildikçe sesler yükseliyor: — Ah evlâdım!. Şöyle göz attım: Villi Friç. Bir sahife daha döndü.. Gene: — Ah evlâdıml. Bu sefer Ramon Novarro... Bir sahife daha ..hazin bir: — Ah evlâdım!. Bu seferde Moris Şövalye... Tuhafıma gitti. Bu genç kızların en kabacası 18 yaşındaydı. Hal- buki bir yerde okumuştum. Moris Şövalye.. Tam 40 yaşındaydı. Fransız artistinin taliine bakın ki kimlerin evlâdı oldu gittil.. “. Dükkâncı sarışın kıza döndü: — Size, dedi, en yeni gelen bir Lilyan Harvey vereyim.. Genç kız nefretle omuz silkti: — Aman ben ona darğınım.. Kartçı hayretle gözlerini açtı: — Neden küçük hanım.. — Neden olacak.. Villi Firiçi kendisine az bulup Henry Gara ile de başladı.. Dükkânda bir gülümseme oldu.. Fakat gülmeyin. Genç kızlar bu artistin kartpostallarına - sanki onlar canlı imişler gibi - kâh darğın oluyor, kâh barışık, kâh hiddetli, kâh hayran... Hikmet Feridun ANKARA Hacı Bayram caddesi Hususi ve umumi ders- ler hanenizde veya mektepte, tecrübe dersi İR MECCANENDİR Teslihatın askeri muahedeler Devletler silâhları tahdit kon- feransına hazırlanırken çok mü- him bir: nokta fikirleri işgal et- mektedir. Konferans bir çok müşküllere rağmen muvaffak olsa ve her devletin silâhları, meselâ Almanya derecesinde tahdit edil- miş olsada iş bitmiş değildir, Çünkü bu gün meri olan öyle askeri ittifaklar vardır ki bun- lar bazı devletleri ve bassatan Fransayı icabında alabildiğine takviye edebilmekte ve muvaze- neyi bozmaktadır. Bu hususta kat'i bir fikir edin- mek için bu muahedelerin esas şartlarını gözden geçirelim : Muahedelerden en mühimmi Fransa ile Belçika arasında ve 1920 senesi 7 eylülünde aktedil- miştir. Muahede metnine nazaran ilâni barple beraber Belçika ordusu Fransa ordosunun bir cüzü hâlini almakta ve Fransız başkumandan- lığı emrine girmektedir. Hattâ hazar vaktinde de Fransa hükü- meti (OBelçika (istihkâmatının inşası hususunda mühim haklara maliktir. Belçikada sosyalist partisinin şiddetli muhalefetine rağmen ve bu muahedeye istinaden Fransız- lar Belçika hükümetinin askeri işleri üzerinde her vakit müessir bulunmaktadırlar. Lehistan ile Fransa arasında 1922 de aktolunan muahdeye nazaran Lehistan Fransanın mu- hasım vaziyete gireceği her devlete ilânı harbe ve ordusunu Fransızlarınki ile teşriki mesai ettirmeğe mecburdur. Buna mu- kabil Lehistan Almanyaya ilânı harp ederse Fransa da onu takip edecek, fakat Rusya - Lehistan harbi kalinde yalnız askeri mü- şavirler ve harp malzemesi gön- dermek suretile müzaharette bu- lunacaktır. 1926 da Romanya da bu man zumeye dahil olmuştur. Fransa ile Almanya arasında vukua ge- lecek bir harpte Romanya derhal Almanyaya ilân harp edecek ve altı piyade, bir süvari fırkasını Lehistan sahnei harbine gönder- mek suretile Fransaya yardım ede- çektir. Romen ordusunun diğer sinin arzusu dahilinde istihdam olunacaktır. li a Evelki gün cadde baştan Bu yüzden hem piyadeler, tesadüf etmişlerdir. hem kısmı da gine Fransız erkânıharbiye- tahdidi ve Eğer Romanya, Rusya veya Maca- ristan tarafından bir taarruza uğrarsa Fransa işe müdahale edecek ve Romanyaya 9 fırka gönderecektir. Bundam başka bir harp halinde Romanya esliha, cephane ve barp malzemesinden yüzde yetmişi Fransadan alınmak mecburiye- tindedir. Çekoslovakya ile ilk muahede 28 teşrinievvel 1918 de aktedil- miş ve 24 kânunusani 1921 de tecdit olmuştur. Bu muahadelere nazaran Fransa Çek ordusunun tanzimini üzerine alıyor. Avus- turyanın Almanya ile birleşmeğe kalkması halinde, Çekler Viyana, Linz ve Salzburgu, Fransızlar ise Graz ve Klagenfurtu işgal mec- buriyetini yükleniyorlar. Bundan başka Çek hükümeti Fransanın talebi takdirinde Lehistan ile teşriki mesai mecburiyetinde bu- lunuyor. Yugoslaya ile Fransa arasındaki askari (Omuahedenin (teferruatı henüz bilinemiyorsa da bununla bilhassa Italyaya Okarşı cephe alındığı ve gayet esaslı şartları iktiva ettiği şüphesizdir. Fransa ile yapılan bu muahe- delerden başka küçük Avrupa devletlerinden bir çokları da kendi aralarında, ezcümle Ro- manya; Lehistan ve Çekoslovakya ile, Lehistan; Çekoslovakya ve Yu; a ile, gene Çekolovakya ve ie b Sl ii muahedeler aktetmişlerdir. Şimdi bu muahedeler mevcut iken, bunlar haricinde kalın hiç bir cevlet kendisi için tayin edilecek. silâh miktarını kabule yanaşmıyacaktır. Çünkü kendi karşısındaki omanzumeye dahil devletler icabında derhal birleşmek, kuvvetlerini ve silâbr larını arttırmak imkânına malik iken diğerleri bundan mahrum bulunacaklardır. O halde tahdidi teslihat için herşeyden evvel gizli askeri mua- hedelerin ilgası lâzım gelir ki işte bu işi sürüncemede bırakacak en mühim amillerden birisi daha Sokağı dolduran çuvallar Belediye, yukariki meydana çıkmış oluyor... M. Mİ Postahanenin karşısından dördüncü vakıf hanına inen cadde İstanbulun en işlek sokaklarından biridir. Bu caddenin iki tarafında bazı hanlar vardır. Bu bhanlarda tiftik, yapağı üzerine muamele yapılır. Her gün buraya çuvallarla tiftik ve yapağı gelir. başa tiftik, yapağı çuvallarile dolmuştu. otomobiller geçmekte müşkülâta çuvalların sokağı kaplamasına müsaade etmemelidir. İĞ arman IKANSIZLIK benizsizlik icin yegâne deva kani ihya eden En muntahip etibba tarafından tertip edilmiştir. resmimizde olduğu gibi 0 LL Nörasteni, zailyet ve Chlorose SIROP DESCHTENS, PARIS n