Başvekil İsmet paşa Hz. Ege vapurile Triyes- teye vasıl oldu. M. Brüning dün yeni alman kabinesini teşkil etti. Sene 14 — No: 4670 Tahrir telefona » 21686 CUMARTESİ — 10 Teşrinlevvel 1931 idare telefonu: 21434 — Fiat 5 kuruş Gürbüz çocuklar müsabakamızdan bir kaç intiba: 1 - Kız ve erkek çocuklardan birinci ve ikinci gelenler Ile intihaptan evel bütün çocuklardan mürekkep bir grup | Yazısı ikinci sahifemizdedir | ——— < ZE DE e Bir Yunan gazetesi diyor ) “İki memleket arasındaki hududun i bir gün ilga edilmesi bir hayal addedilemez,, Atina, 9 (Sureti mahsusada gönderdiğimiz mu- İstihbaratımıza göre, iki başvekil iki millet f harririmizden) — Akropolis gazetesi, Atinadaki arasındaki bu itilâfin daha geniş ve sıkı bir mükâlemelerin verdiği neticelerden bahsederken, şekilde olmasını istedikten başka, dostlarile İsmet paşa ile M. Venizelos tarafından ileride vukubulan hususi mükâlemeleri esnasında da bir Türk - Yunan konfederasyonunun teşkili hu- bu hususta kayıtsız “bir nikbinlik izhar eylemiş- Y susunun düşünüldüğünü yazıyor ve diyor ki: ler ve iki tarafın münasebetleri hakkında en ( “Türk ve Yunan ricali arasında cereyan etmiş cesurane mütalaat serdetmişlerdir. olan iki uzun mülâkatın verdiği neticeler hak- İki memleket arasındaki hududun bir gün kında neşredilen resmi tebliğ, bilfiil “samimi | | ;/ga edileceği hakkında söylenmiş olan sözlerin bir itilâf,,a müncer olan Türk - Yunan dostlu- || gir hayal addedilemiyeceği ve iki hükümetin | ğunun hakiki kıymeti siyasiyesini gösteriyor. Bu orduları arasında sıkı bir müşareket bulunacağı samimi itilâf, beynelmilel siyasi ufukta, iki millet günün uzak olmadığı zannedilmektedir. Badema, arasında, hiç bir ihtilâfa sebebiyet vermedikten || yan yana yürüyecek olan iki millet ba suretle ) başka Balkanlardaki ve şarki Bahrı Sefitteki bir nevi konfederasyon teşkil edeceklerdir.,, menfaatlerine de muhalif bulunmıyor. Ahmet Hilali NASL LELE RL Muhriplerimiz geliyor Katil boğa La Spezzia,9 (A.A.)— Ansaldu Bursa , 8 ( Hususi ) — Nilüfer 27 Masonluk | fabrikasının Türkiye (hükümeti | kanalı bekçisinin kızını Bilâdıyunus Üstadı azam operatör namına Sesteri Ponente'de inşa | köyü civarında azgın bir boğa z etmiş olduğu Türk torpido muh- a Kağme A pa m M. Kemal bey ne diyor? ripleri Spezzya limanına gelmiş- miştir. Kız bu şiddetli toslayışia Eski adliye vekili Mahmut Esat lerdir. Sl düştüğü yerden bir daha kalka- | beyin masonlara karşı şiddetli Bu Türk torpido muhripleri bir ye Si kaç güne kadar Istanbula hareket | Bamış, vefat etmiştir. Katil boğa || hücumlarda bulunduğunu yazmış: edecekler ve orada Türk bahri- | iki yavrusile birlikte (adliyeye | tik. Türkiye üstadı azamı opera- i lim olunacaklardı irildi tör Kemal bey bu hususta şu beyanatta bulunmuştur : “ — Mahmut Esat Bey zaten Masonluk düşmanıdır. Onun söz- lerinin hiç bir kiymeti yoktur. Masonluk milliyetçi, halkçı bi şekildir. Türk milletinin onu kü künden imha etmesi lâzım geldi, noktai nazarına cevaben şunu beyan edeyim ki Türk milleti masonluğu kaldırmaz. Bilâkis yük- seltir. Çünkü onlar Türk milletinin yükselmesinden başka bir gaye beslemezler. Masonluk insani: bir gaye ile yürürken onun kaldırılmasını dü- şünmek abestir. Mahmut Esat beyi biz pek iyi | biliriz. Aldığı vazifeyi bile idare- den âciz olduğunu çok iyi takdir etmişizdir. Onun ne düşüncede olduğunu, masonluk için vaktile | heyeti vekilede aldığı cepheyi de | çek iyi biliyoruz. Onun sözlerinin milliyetçi, halkçı İ Türkün yükselmesini o düşünen, — Köşedeki evde çok zengin bir kadın oturuyorl... fi psanl gayelerle hareket eden — Güzel mi?.. | masonluk camiası üzerine zerre — Zengin dedik a birader!.. kadar tesiri olamaz.,, Salı günü akşamı Pireden ha- reket etmiş olan Ege vapurunun dün gece sabaha karşı Tiryeste Peştede hazırlıklar ismet Pş. Hz. le refikası H.ef., M. Venizelos tarafından şereflerine verilen veda ziyafetinden ayrılırken limanına muvasalatına'irtizar olun- makta idi. (Devamı ikinci sahifede ) Kıvırcık paşa “ 30 sene evel İstanbul, hayatı ,, serlavhalı yazilarını lezzetle okuduğunuz Sermet Muhtar beyin gazetemiz için yazdığı bu milli ve eğlen- celi romanın yarından itibaren neşrine başlıyoruz. Sermet Muhtar bey roman hakkında şu sözleri söyliyor: “Bu roman Meşrutiyetten evelki zemanın romanıdır. Şimdi böyle bir eseri yazmanın ne luzumu var; o vakit çıkan bukadar roman yok mu, derilecek. Öyle değil. O vaktin romanları devrin binbir kaydı altında yazılmış, sansür tarafından kırpıla kırpıla yarısını gaip etmiş yazılardı. zülfiyare ruzgârı bile dokunacak, dokunmak ihtimali olacak şeyleri yazmak kimin haddi idi? Biz, boş ve müsait bulduğumuz bu vadide sereserpe dolaşacağız, * bildiğimiz gibi kalem oyna- tacağız. O zaman yazılamıyanları yazacağız. Romanın mevzuu hayattan aynan alınmamıştır. Daha doğru tabirile, vaka baştan aşağı silsile halinde olmuş bir vak'a değildir. Ağızdan ağza yayılmış, işidilmiş, anlatanlar tarafından şahit olunmuş ayrı ayrı vak'aları birbirine karıştırdım, toplu hale getirdim. Şahıslardaki karakterler, itiyadlar. iptilâlar, noktası nokta- sına, tabiattan okopye edilmiştir. Bunların sahipleri vardır; bilenler tanıyacaklardır. Romanda izam edilmiş, mübalığalı gibi gösterilmiş hareketler bile aynen hakikatten alınmıştır. ,, Roman ile beraber muharri tarafından yapılan resimleri de neşr edeceğiz. Yeni tefrikamızı yarın okuyunuz