4 Nisan 1930 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

4 Nisan 1930 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mütareke senelerinde ELE GEÇMİYEN HIRSIZ ÇETESİ Yazan: İskender Fahreddi Bedia, boynuma sarıldı: “ Kadri bey!) dedi - bu akşam yengeç Sadiyi Polis merkezinden kurtarabilirsen, seni Arsen Lüpen olarak tanıyacağım!,, Vakit gece yarısı. Pangaltı polis merkezi önünden geçiyordum. Halimden — bittabi kimse şüphelenmiyordu ve şüp- evvelâ bu meziyeti ararım. Mütareke| senelerinde ingiliz zabitasını par- mağında oynatan çetemiz, her sahada muvaffak olmasının sebe- helenemezdi. bini ketum olmasında bulmuştur. Bu esnada, merkezin içinden | Her neyse... Sadede gelelim! Günün açı bir feryat İşittim: birinde hırsızlık edip te, benim — Can kurtaran yok mu? Bu ses fena halde tüylerimi Grpertmişti. — Karakolda — mariz gibi kotese düşmeğe niyeti olmadığını bildigim için, si bu nokta üzerinde fazlâ tevekkufe yiyen adam bizim Yengeç Sadi | mecbur — etmiyecegim. Fakat, idil yani Dokuzların en mühim | çok rica ederim, bu fikirlerimi azasından biri... sakın gazetenizde yazmayınız . Bu sahada ustat geçinenler benim cehlime ve serseriliime hükme- derler... İyi, kötü, prensiplerine sadık kalmıyan insanlardan hoş- lanmaml Yengeçin bu işde fevkaldâde mahareti olduğu — halde - yalnız göze çarpan bir kusuru vardı: Hızlı koşamazdı! Apartımanı soyduktan — sonra, polisin takibatına maruz kalarak yakalandığı anlaşılıyordu. Harbiyeye kadar yürüdükten sonra, tekrar döndüm. İkinci defa Evet.. Ne diyordum? Yengeç in vaziyetini anlatıyordum, değil mi? Bedia benden bu baberi alınca boynuma sarıldı: İkisi de ellilik olan Murat Nail'le Nigehbanzade Salâhaddin, fabrikada ortak olmuşlardır. Murat, avare, hovarda meş- rep, intizamsız; fakat zengin... Nigehban. zade'den çekiniyor... Zira, bu adam, pok ciddi, pek Ççalışkan ve pok intizamper- verdir... Fakat, Murat, ondan şüpheleni- yor; ve daktilo - Fahire Hanımın fena çalışan beceriksiz bir daktilo olduğunu; işinden çıkarılmasını söyliyor. «Gözelliği için oDU tutuyorsunuz! » diyor. Murat Nail, gülümsiyerel — Hiç, yanil -dedi.- Hiçbirşey söylemek - istemiyorum. Fakat, bazı şarait dahilinde, bir genç daktilo için, güzellik, pek kârlı bir meziyet oluyor ... Bittabi, bu patron farkederse şayet.. Nigehbanzade Salâhaddin Bey, kapkırmızı kesilerek — kotuğunda Şişhane Karakolunda' MiLLET doğruldu: — Murat Beyefendi! GAZINOSU - dedi - ;'elm mllî(emme an Perşembe gününden len anlayorum. Bu tehmil beni Şaşırttı ve hiç hoşuma — gitmedi. Evelemirde, Fahriye bütün diğer memurelerim gibi namuskârlıkta yekta olduklarına Kanuni Tahsin Vdt Selim Tanbür! Ahmet Hanende Hamiyet * — Normin n Hüseyin 6: Gazelhan! Hüseyin Hüsnü Bey ve İİ| eminim. Sonra , anlamadığım Hanımlardan mürekkep mükemmel | birşey var: Benim mesleğimi pek İNCE SAZ HEY'ETİ | #lâ - bildiğiniz — hâlde , — nasıl pek nefis ve ruhnevaz fasıllar ferayi İ olur da , maiyetimdeki kızlarla alâkadar olabileciğimi sanırsınız? Şayet bir daktilo ile münasebetim bu münasebetim du- , memurlarla işçiler arasında 'ahenk edecektir. Mekülât ve me: rubat her yerden ucuzdur. Sizi bana pekfiyi bir dostum tavalyg etti; ve, biliyorum ki, ailenize bakır yorsunuz; binaenaleyh, siniz. Lâkin, bu Lâl, ilelebet süre- mezl Size haber veriyorum ki şayet- Bayret ve fazliyet göstermiyecek olursanız. müsamahamdan istifade edemiyeceksiniz. " Sert bir sesle konuşuyordu. Genge İan bükariinli bi '"a..,h,_ renkten - renge ; girmekteydi; ha ağladı, ha ağlıyacak vaziyetteydi. Murat Nail'in tahammülü kal madı. artık... Gençliğe ve liğe karşı xhi vandı erasen Şe, rikinin sözünü kesti: ; — Fatl sonra dikkat eder; buna eminim., Nigehbanzade, merhametsizliği elden bırakmıyordu. — İnşallah! İnşallahl.. Zira, aksi takdirde, bizmetinize nihayet ve receğim, küçükhanım! Gençkiz başladı. Fakat, gözyaşları arasın- dan, güzel gözlerinde şimşekler çaktı. Fena halde asabiye' ka- Pilarak - Nigehbanzade'ye doğru yürüdü; bu pürvakar ve resmiyet Patrona dedi ki: — Eceeel.. Canımı sıkıyorsun artık. Hududü aştın; anladın mı?... Biliyoruz: Âşığım olduğunu çakmamalarını, itibarın kırılma- masını istiyorsun. Rol yapacağını merkezin önünden geçerken, gine | — aynı ses kulağımı tırmaladı: — Can kurtaran yok mu? Zavallı Yengeç in çoktan beri böyle kotese düştüğü yoktu. Şimdi ondan diğer arkadaşlarını öğrenmek istiyorlardı. Bunu a: mak her memurün - vazifesiyc Ben de memur olsam, bundan başka bir şey yapamazdım. Kendi kendir — Vah Yenğeçciğim vahl Diye söylenerek , —Taksime doğru yürüdüm. Kumpanyamızın zabitanın eline düşmemesi ( Yengeç )i ber halde kurtarmak Tâzımdı. Lâkin bu nasıl mümkün olabi- lirdi? Ortada, safsatarla örtülemiye- cek kadar sarih ve büyük bir hakikat vardı: bir kaç hırsız, bir apartımanı — soyup — kaçarlarken, içlerinden bir tanesi cürmü meş- hut balinde yakalanmıştı. Yengeç, doktorun gümüş takımlarile yaka- landıktan sonra, elbette, polis tarafından: “Çok iyi yaptın!, diye iltifat görmiyecekti... iger arkadaşları da semt semt takip ettikleri muhakkaktı. Yen- geçi fazla takip ederlerse, hiç | #üphesiz, diger arkadaşlar da ele | geçecel Ben bu feci akibeti düşündükce hiddetimden çıldıracaktım. Pangaltı caddesinde fazla do- laşmanın faydası olmadığını anla- mıştım. Derhal, Hammalbaşına döndüm ve meşeleyi Bedia'ya anlattım. Yengeç'i o da benim gibi sever ve takdir ederdi. Amma, siz diye- ceksiniz ki, böyle, insanların daima rarına çalışan muzur. bir mah- kun nesi sevilir? Hakkınız var! Fakat, şurasını iyi biliniz ki, cemiyet içinde iyilik ve fenalık mütesaviyen yörümektedir. — Biz - mademki, Cemiyet haricinde yaşayan fena ve muzür mahlüklarız.. ve ma- demki en büyük hasmımız zabita- dır. yakamızı onların eline kap- * Çrmamak için, bırsızlık sahasında teşriki mesai edeceğimiz arkadaş- ) —larm herşeyden ziyade kefum glmasını isteriz. Mamafih ben büyük, Bir adam olsam devlet memurlarında Feriköy Tepeüstü No, 116 “KURTULUŞ,, — Kadri bey , dedi , bütün zekâ ve kabiliyetini istimal ede- rek, bu gece zavallı Yengeçi bu tehlikeli vaziyetten kurtarma; Ve buna muvaffak sundan sonra İstan- Arsen Lüpen i Biçki ve dikiş dersa: Maarif vekâletinden mu: K Müdiresi Mm PAPAZYAN haftanın dört gönlerinde, günde üç Sant tedrisatla üç ay zarfında mükem: olarak tanıyacağım! melen öğretir. Ve Maarif Müdüriyetinden müsaddak diplomalar verir. (Mabadi var) TEmlâk ve Eytam bankası Ümum Müdürlüğünden : Esas No. Mevkü 168 Nevi Büyükada yalı sokağındr. Otel dö 25, 23, 21, 19 170 Beyoğlunda Şişlide Büyük- — Garaj 5000 dere caddesinde 196 hasköyde iskele caddesinde Arsa 1 No. lı 3091 ar- — $00 şun murabbi 199 Hoca paşa mahallesinde Kalın mustaf 2500 Hüdavendigâr - sokağında - resi Mevkü ve nevileri yukarda gösterilen dört parça emlâkin - satışı müzayedeye konmuştur. Müzayede bedeli sekiz senede ve sekiz taksitle istifa olunur. Birinci taksit en alınır. Müzayede kapalı zarfladır. İhale 14 Nisan 930 pazartesi günüdür Her bir emlâke ait teminat akçası hizalarında gösterilmiştir. Talip olanlar İstanbul, İzmir Şubelermize de müracaatla mufassal şartname- i alabilirler. Bu şartnamelerden bir tanesinin imza edilmesi ve teklif mektubile birlikte mazrufen yevmi ihaleden akdem banka müdüriyeti umumiyesine tevdi edilmesi icap eder. Vilâyet daimi encümeninden: 9400 lira bedel mukabilinde halis kan pilevne buğası satın alınmak üzere 11/Mayıs/930 tari lif Pazar günü saat 11 e kadar kapalı| zarf usulile münakasaya konmuştur, Taliplerin vakti muayene kadar teminat ve teklif. mektuplarını encüm 'ete tevdi eylemeleri ve şeraiti anlamak üzere kalemile Baytar müdüriyetine | müracaatları. M. M. V. Levazım İstanbul Satın alma komisyonundan: 1 — Evvelce gazetelerle ilân edilen Milli müdafaa vekâleti çevirme | şubesi için almacak mütercimlerden İstanbulda bulunanların imtihanları | Fındıklıda üçüncü kolordu kumandanlığında yapılacaktır. | 2 — Her gün bir dilden imtihan yapılacaktır. İmtihan günleri gunlardır. $ Nisan 930 Cumartesi İngilizce 6 Nisan Pazar Almanca 7/Nisan/930 Pazartesi Fransızca İmtihanlar saat: 9 da başlayacak ve 12 de bitecektir. 3 — Her imtihan için 4 X 6 eb'adında bir fotoğraf getirilecekti 4 — İmtihane girecekler kalem ve siyah sabit mürekkep veya mürekkepli kalemlerini ve 2132 eb'adında kâfi mıktar kâğıtlarını beraber getireceklerdir. $ — İmtihanlarda luğat bulunmayacaktır. 9 — İmtihana gireceklerin imtihan günü ve sa: birinci şubeye müracaatları ilân olunur. beraber Kolordu. inde iyledin. Söyledin amma, artık işi çoğa vardırdın... Beni tahkire kalkışıyorsun.../ — Yanlış - yazılmış üç beş. kelime “için bu kadar Kaf iş ü itibarım tenezzül etmez mi? Şüphe- leriniz iğrençtir, saçmadır. Murat - Nail, deminki sözleri söylediğinden dolayı pişman: — Sükün bulun, aziziml.. - dedi. Nigehbanzade başını salhıyarak: nç bir suizan! etti: - Bunu isbat için, buraya hire'yi çağıracağım şimdi. Çar Binp, lâyık olduğu müameleye | — Kapıya doğrü yürüdü. Murat maruz bırakacağım... Tekdiri cide | Nail, merakla, şerikini seyredi. den hakketmiş bulunuyor zira... yordu: - Nigehbanzade , bir an,> olduğu yerde çivilenip kaldıktan Sonra, yerinden fırladı. — Gitme, cicim! Gitme yavrum! Hatâ ettim... Afedersin... Gitme Allahını. seversen... Sesi, niyazkârane — titriyordu. Sözlerine öyle yumuşak — ve yü- rekten gelme bir ifade vermişti ki, doğrusu ya, Murat, bu kupkuru adamdan bu kabiliyeti — bekle- mezi İşleri pek hatâlı.. — İstemez efendür mu var?.. Alay edi — Ben, — itibar ve Nigehbanzade S; Fahire hanımı çağırma- sını söyledi. ——— Sesini daha alçaltarak yalvare Biraz sonra, içi makta devam etti. Nihayet kızı ve çalâk edalı, basit elbiseli | yumuşattı da işine öyle gönderdi. bir kız girdi. Boynu ve kolları B ; Nigehbanzade, bâlâ büyük bir açıkça idi. Kısa etekliği altından mevzun bacakları " görünüyordu. | heyecanın zebunu olarak yerine Alnından gür saçları hoş bir | döndü. Öyle” mahçuptu ki, göz büsülüşle yana doğru kavrılıyor; | lerini ” kaldırıp şerikine bakmak ve, zaten pek ince ve güzel | cesaretini gösteremiyodu. Murat olan yüzünü güzel gösteriyordu. —| ise, nihayetsiz bir sevinç duye Gençkiz, odada arıcık ilerle- | maktaydı; —arkadaşı, nazarındk dikten sonra, tam ortada ayakta | manğ ve kıymet kesbetmişti durdu; ve, gözlerini yere indirdi. | Gidip ellerini tuttu. Murat — Nail, onu, büyük bir — Vah, dostum, zavallı dostuma! zevkle süzüp / seyretti. Nigehban- | - dedi. - Bu piliçler, bizi bu yaşta zade ise, ciddi ve somurtkan, | yakaladıkları zaman kepazeye dedi | çeviriyorlar... Evet, kepazeye .. Haydi, artık bundan bahsetmiye. lim... Sermayeyi tezyit etmemi söylemiştiniz, - değil mi?... Hay, . Kabul! — Fahire Hanıml Şerikim ve ben, | sizden pek gayrimemnunuz. İşinizi | ihmal ediyorsunuz. Yazılarınız yanlış dolu. Koskoca cümleleri atlıyorsu- Her satırınızda iki üç yanlış. Gümrükler muhafaza müdürlüğünden: Goldin Şel makine yağı Trigil — G LA Şel benzin numara (1) -- 20 derece 720 sikleti izafiyede Gümrük muhafaza —motörleri için balâda cinsi gösterilen hususat pazarlıkla müstacelen mübayaa edilecektir. Satmak - isteyenlerin nu- munelerini görerek pazarlık yapılmak üzere nisanın Sinci cumartesi günü saat 13 ten 16 yakadar İstanbul gümrükleri muhafaza müdüre Tüğüne müracaatları.

Bu sayıdan diğer sayfalar: