Söz arasında Ucuz yemek! M. O bey halke ucuz yemek disteleri yapmıştı: — Öğle ye- ğ bir elma.. Akşam yemeği iraz peynir, bol hava... nevinden. Babiâli yokuşundan çıkıyordum. Türkocağı binası karşısındaki ko- arkadaşıma gösterdim: — Bu kimin? Bilmiyor mısın, dedi, M. O Zihnimde ucuz yemek listeleri resmi geçit yaptı: Öğle yemeği: Suya mercimek, bir baş soğanl Haydarpaşadan trene bindik. Feneryolunda nefis düm. — Kimin? dedim. M. O beyin dediler, otuz sekiz bin liraya yaptırı Ve ucüz akşam yemeğini dü- : Nohut haşlaması, — kurü Şişliden geçiyordum. — Baktım büyük bir arsaya muazzam bir apartımanın — temelleri — atılıyor. Sordum: — Kim yaptıriyor bunu? Dediler: M. O bey. çektir iki bardak sul.. Muhteşem bir otom! caddeden müteharrik bi geçiyordu. Dedim: Kimin bu otomobill Dediler: M. O beyin. Ah ettim: Suya tarhana çorbası, yarım çürük elma: Bir lokantanın önünde durdum. Baktım ensesi katmerli, göbeği katmerli, şekli şemaili katmerli bir zat.. Önünde kuş sütünden havyarma, / tatlısından — tuzlusuna kadar, kırk türlü yemek... Karnını doyuruyor. Sordum: — Kimdir bu zat?, — Tanımaz mısın ? dediler, M. O. bey.. Eyvah, dedim: Elli dirhem zey- tin, elli dirhem okkalık ekmek... Halka verir talkı w* İlkbahar Kalbimiz değil küskün İlkbahar geldi bugün ! Çiçek açan ağaçlar Yapıyor sanki düğün ! * Gülden, konceden usan : Kış bitti, geldi Nisan! Dünyayı baştan başa Cennet sanıyor insan ! * Herkes kırda geziyor, Bir ferahlık seziyor ! Kız ! Senin yanakların Bir çift güle benziyor! * Gel, salıncak kuralım, Biraz kolan vuralım ! Gönlümüzü gençliğin Zevkile dolduralım ! —Kızma kör koca arayanı da hiç duymamıştım. — Sahi, sen benim kızı daha Avrupadan gelen bir arkada- şımiz anlattı: — Bar diyoruz amma, burada bar denen şeyden eser yok. Meselâ - Avrupada bara - gidip istediğiniz zaman, şar buki burada siz istedi iteyeniz' önünüze gelen şey hep fıçının. muhteviyatıdır. Biri yaşlk burada içtiğimiz şa: tardü biç bir fark yok ea ” & Mazlesef bir “fark var. ayı bir iş gelmiyor dilen. — İşte ben de dileni- iyorsun amma sarhoşsun. Dilenci boynunu büktü: — Ne yapayım efendim, eğer — sarhoş — olmazsam utanıyorum dilenemiyorum. Beni perişan - ettin, * Sana candan, Hangisi I — 'Bir türlü karar ve remiyorum. | —Neye? W | —— Hangi mesleği inti- hap edeceğime... Resim mi yapayım, şür mi yaza- * Zileon bülrürilin yörü — Neden, “resimlerimi Pa | —Hayır, şürlerini okudum.| dim. ediyor, gece evini soyan senmişsin. Maznun — Ben değilim. Müddei — Sendin, ta- Maznun — Nasil tanır- sın be adam korkudan başını kaldıramıyordun. Aşk sporu Seni böyle görünce düşdüm birden sevince; İZ O beyaz vücüdunun her tarafı mukemmeli Elin ne kadar ufak, belin ne kadar ince, aman — sporcu- güzeli | Haydil Bir parçazacı âşığının haline gönülden buselerle tapayım! Zaman, zaman sarayım kollarımı belineş Güzel kızl Ben aşkın sporunu yapayım! Müşteri şaştı: — Garip şey bu oda. lar tıpkı birbirinin ayni. — Aynıdır efendim. — İyi amma neden bi rinin geceliği iki öteki iki buçuk Hira? — İki odaların yatağına tahta- kurusu tozu ekeriz efen- görmedin... | Para farkıt İ Hicap Mahkemede Mademki el Reis — Müddei ısrar Otelde büçük — Tiralık | — Yarım saat evvel gelseydi- | nis bir hizmetçi vardı. | — Yarım saat sonra | #caba yerinden çıkmış olmaz mı? gelirsem | çıkmazsa, yanlış geldiğini anlar, Tarif Sur haricinde. Bir yaya, mer- keple giden bir adama sordu: — Eyibe nerden gidilir?. | takip et, bir l eğer karşına cami — Doğru yolu saat — yürü, geri dönersin. Vah vah! evlendiğim — Evet — azizim, zaman karıma içime sokm: — Ya şimdi? — O zaman yemı essifim. ime müte- Kocası atla karıcığım, hayatını ettirmiştim | aşağıdan - Korkma sigorta Muayene ücreti Hastanın gözleri yerinden uğradı: /— — Bir nezleyi tedavi için yüz lira x istiyorsunuz?. Doktor gülümsedi, kolunu has- tanın omuzuna attı: — Verem olmanıza ramak kak maıştı... Ciğerlı delik deşik olmuştu... Eğer tedavi etmeseydim ağzınızdan cığerleriniz boşanarak, kalbiniz duracak, ölecektiniz... Ba zamanda cenaze masrafını bir hesap edin... Kefen, tabut ücreti göyle dursun, yalnız mezar yapmak için ikâ yüz lira lâzım.. Ben sizden cenaze masrafının dörtte birini istiyorum. çok mu?... Hasta yüz lirayı verip gitti. Yemin — Aşkolsun, daha- salı Yağk sardiğe yanla ei Kadın omuz silkti — Bal ayımı) geçiriyorum. — Ya.. Karın nerede? — — — İstanbulda. $ — Bal ayımı burada yalnız'mı geçiriyorsun? — Tassarruf devrindeyiz azizim ikimisli masrafa lüzum yoktu, o | Paris'i görmüştü. | Candan... Müdir bey, mubayaa memurunu çağı — Ahmet efendi, dedi, sizden çok memnunum. Mubayaa memur- lugunda 120 lira maaş alıyordunuz sizi 200 lira maaşla evrak kale- mine müdir yaptık... Adam candan bir ahi Etti: — Eyvahi.. Ben şimdi nasıl geçineceğim?... Muhakkak Beyefendi, elinde gazete, kok tuğuna gömülmüş okuyordu. Karısı, arkasında bir iskemleye oturmuş, model karıştırıyordu. Bir aralık karısına bir şey söyledi. Kocası: — Olur, dedi.. Karısı güldüz — Söyledigimi dinlemiyorsun — Nerden anladın? — Bua yaz beş yüz liralık esvap yapacağım dedim “Olur., dedim Güzeller Ey güzel Beşiktaşlı, Gül yüzlü, keman kaşlı / Dolaşma elden ele, Ol biraz ağır başlı ! * Aman güzel bebekli. Esvapların ipekli ! O güzel vücudanun Bir heykel gibi şekli ! * Yandım Büyükdereli Bütün kalbim bereli! Aklım başımda değil, Seni gördüm göreli ! * Aman Büyükadalı, Yürüyüşü edalı! Artık baldan usandım, Ben buseni tadalı!