Asri dilenciler Bir kahvede gevezelik edi, duk. Bir aralık kapı açıldı. İçeriye kırmızı boneli, yeşil ceketli tahta ayakkabılı bir. Holandalı girdi. Her masaya birer kart bırakarak bütün kahveyi dolaştı. Dikkat ettim, hemen herkes bu ada- ma - gönlünden ne koparsa - beş on para verdi. Karşımda oturan bir polis memuru da Ho- landalıyı çil bir yüz para ile tab tif etti... Holandalı çıktı, biraz sonra içeriye uzun boylu, kazak elbis: bir rus girdi. Elinde bir kaç tane menekşe vardı. Kahvede oturanların önüne de- rin reveranslarla iğiliyor, iki üç tane menekşe uzatıyordu. Menek- şelere el süren yoktu, kimse çiçekçi rusu boş çevirme- yordu.. Karşımdaki polis memu- ru da kendisine uzatılan menek- Şşeyi almadı, ama rusun önüne bir çil yüzlük daha fırlattı Kahvemi yeni gene kapı açıldı. bu sefer de içeriye elinde uzun bir filüt, yağlı saçları omuzlarına dökülen i i. Fülütü ile bir kaç hava çaldıktan sonra elindeki şapka ile hepimizin önünde bir kere durdu. Polis memuru cebin- den bir çil yüylük daha çıkarıp fülütlü dilencinin şapkasına attı... Bir müddet sonra içeriye sopa- sına dayana dayana bir dilenci girdi. Bu dilenci tabii bir dilenci idi, ne elinde seyahat kartları, ne menekşe demetleri, ne de fülüt ve sajire gibi bir musiki alâtı vardı, oturanlara şapkasını değil avucunu açıyordu. Polis memuru bunu görünce yerinden fırladı: — Biktık bu dilencilerden yahu.. Topla topla Böyle söyliyerek dilencinin ya- bitirmiştim ki ü bakalım Darülaczeye.. Asrmız teknik asrı- demer Dilenci dır!,, de bu tekniği ilmi ve fenni var- el Feridun Talebeyi otomobil şerrinden muhafaza için İngilterede genç çocukları oto- mobil şerrinden muhafaza için hükümet ve müessesat tarafından fevkalâde tedbirler ittihaz olunu- yor. Ezcümle meşhur Harroo kol- leci idaresi mektep talebesin yoluna — tesadüf eden — şoseden geçen — otomobillerden —talebeyi muhafaza için şosenin ü Yerli roman No: 88 | Telefon bu muhavere ile pek alâkadar değildi. Camura döndü: | — Şu rakıların, — şarapların, dolma/ kutularının, - sardalyaların manzarasına bak yahu.. İnsana küfür ediyor bunlar, şunların bir Cezayı sezasını vereyim mi? ir az sabret, işte çergeye yaklaşıyoruz.. A j Sömur kulağına işildi: —Gelsinler de; çergeye otomo- bille giden bu kibar çingeneleri görsünler.. Vallahi şoför bildik olmasa bizim hırsızlığımızdan şü; heli Dur, dur yahu.. Geldikl. Sahife 3 | | kaç şi Nebati yağlar Bazı tüccar bu yağları da karıştırıyor Harp zamanında tereyağı istih- salâtı azaldığı için her tarafta nebatattan çıkarılan yağları kul- lanılmaya başlanmıştı. Bu yağlar tereyağı gibi mugaddi olmamakla beraber terkiplerinde epice kuv- vetli maddeler vardır. Bu sebeple fiatlerinin nisbeten ucuz olma- sından dolayı nebati yağlara rağ- bet harpten Sonra da devam etmiştir. Nebati yağlar şehrimizde 100 kuruşa kadar satılyor. — Bazı tucirler bunu daha ucuza satmak için karıştırmağa - başlamışlardır. Bilhassa açıkta satılanların bir kısını mühtelif maddelerle karış- tırılyor. Emanet bu hali nazarı dikkate alarak hileli yağ satan- ları takip etmeğe karar vermi Memleketimizde bir nebati yağ fabrikası açılmasına gelince, bu husuztaki tasavvur henüz tatbik edilememi; Şairlerin sesi Şiirli gramofon plâkları tertip ediliyor memleketimiz- plâklarda İlk Konservatuvar deki / şairlerin - sesini tesbite teşebbüs olarak Nazım beğenilen — şiirlerini okumuştur. Plâklar bir ay çıkarılacaktır. Haber aldığımıza göre konser- vatuvar - müdiriyeti büyük - şair Abdülhak Hâmit beyin de bir vi plâğa doldurmak için teşebbüste bulunmu Yumurta - fiatleri düşmekte devam ediyor Son hafta içinde yumurta fiat- leri yeniden düşmüştür Geçen hafata sandığı 46 liraya satılan Afyon, Bandırma, Bartın, Eskişehir - yumurtaları 40 liraya kadar inmiştir. Sandığı 40 liraya satılan Ordu, Trabzon, Pulâtane, Ünye yumurtaları 36 liraya düş- müştür. Yumurta fiatleri daha da tenez- idadını göstermektedi sonra — piyasaya zül is Otomobil durur durmaz dışarı da bir gürültüdür. koptu. inceli kalınlı bir kaç ses: — Geldiler!. Diye bağırdı.. İlk önce ben otomobilden at- ladım ve atlayınca da kendimi Pakizenin kolları arasında - bul- dum.. Kadın, kocasının yanında beni iki yanağımdan şapur şa- pur öptü.. - Güzlerimle ctrafı is- kandil ederek Gülizarı aradım.. Bir az ileride çadırın kapısı önünde duruyordu.. Ben ilerleme- , ge başlayınca seslendi: | etrafında muhteşem — bir — Hangi — dağda kurt öldü ŞEHİR EBABERLERİ Telefon mükâlemesi — | Emanet lüzum olmadıkça | telefonla konuşulmamasını bildirdi Telefon şirketinin mukavelesin- resmi müesseselerin bazıları in meccani, bazıları için de izde elli tenzilâtlı telefon tesisatı yapmak mecburiyeti vardır. Bu meyanda şehremanetine de 10 numara meccani olarak tahsis edilmiştir. Halbuki bu 10 telefon ihtiyaca kâfi gelmediğinden emanet lüzum gördükçe yeni makineler alıyor . Bu yüzden emanet her ay 1500 lira sarfediyor. Bütçede — tasarruf yapıldığı bir sırada telefon mükâlemesinde de tasarruf yapılması ve kat'i ihtiyaç olmadan telefonla konuşulmaması takarrur etmi; Şakir ve İhsan Abidin beyler İktsat vekâleti ticaret müst şarı Şakir B. dün Ankaraya git- aat müsteşarı İhsan B. de Bursa'ya gitmiştir. Kaç hasta? Sıhhiye vekâleti muavenet teşkilâtını tevsi ediyor Sıhiyye vekâleti üç sene içinde ne kadar hasta tedavi etmiştir? İstatistiklere ?ı" bu miktar her sene artıyor. 1926 senesinde yatı- rılmak süretile tedavi edilen hasta- ların miktarı 7 bin 627 kişidi 928 senesinde bu miktar 8 bin 472 kişiye baliğ olmuştur. 1926 senesinde ayakta 35 bin 917, 928 senesindeise- 43 bin 136 hasta tedavi edilmiştir. Ayrıca labSratuvar ve rontken tedavisi de senelere nisbetle artmıştır. Bu rakkamların artması sıhhiye vekâleti içtimai muavenetlerinin daha ziyade genişlediği anlaşılıyor. Adana belediyesi şehremane- tinden akıl soruyor Son zamanlarda Adana bele- diyesi de esnafın hilelerinden kâyete başlamıştır. Hilelerin baş- hcası ekmek hususunda oluyor. Adana belediyesi şehremanetine bir tahrirat yazmış, kimyevi vesa- itle ve kimyaneye malik olma gından tahlil etmek: lerde — yapılan anlaşılması — kabil ekmek imalâl ekmek- lerin — nasıl olacağı ve ve kontrolu. hak- | Çocuklar büyük bir ateş yak- tılar, konserve kutularını, — rakı şarap - şişelerini açtılar, ateşin sofra kurduk. * — Kulaklarımın memesi yara oldu. Gülizar.. Artık ısırma, Ne olursun? — Koparmadığıma şükret. İçe. Elinıi:l:i rıhîıdehşinı düx larının arasına boşaltıye: AL Sana doyamıyorum be.. Ben de sana Gülizar.. Artık şehire gitmeyeceksin değil mi? | lir an bile düşünemeden cevap verdim: — Artık hiç gitmeyeceğim... —| Esnaf bankası Banka heyeti umumiyesi 20 martta toplanıyor Esnaf bankasr martın yirmisinde senelik umumi içtimaını yapacaktır. | Bankanın geçen seneki içtimaında sermayenin 100 bin liradan 500 bin liraya iblâğına karar veril- mişti. Geçen seneden beri 100 bin liralık hisse senedi satılmıştır. Bu suretle esnaf bankası, bir sene- denberi esnafa daha faydalı bir vaziyete gelmiştir. Banka bu mali sene sonunda hisse sabiplerine yüzde altlı buçuk — nisbetinde temettü dağıtacaktır. Hastanelerin noksanları ikmal edilecek Şehremaneti / sıhbiyesinin yeni sene bütçesi ikmal edilmiştir. Yeni bütçede eskisine nazaran büyük bir fark yoktur. Yalnız geçen sene hastanler ihtiyacından bazılarının noksan olduğu görül- müştü. Yeni bütçede hastanelerin noksanları ikmal edilecektir. Boyalı süt! Sütlerin boyanacağı haberi doğru değil Bir refikmiz yeni bir şirket teşkil etmek maksadile sütçülerin aralarında birleşerek şehremane- tine müracaat ettiklerini yazıyor. Şehremaneti böyle bir müra- dir. Ema- vazifedar tutuyor. Bir gazete de sulu sütlerin yandığını - ve bu. kal mahallebi, renkli göğsünün yazıyor. Bu haber de doğru değildir. Sütlerin gıda evsafı ve yağ mik- tarı noksan olursa bu sütler imha l Sulu ve bozuk . sütler biç bir işe yaramadığı için bun- ların boyanmasına / İüzum görük- müyor. Hukuk yardımcı profesörü Ankara - Hukuk - mektebinde, Hukuku medeniye yardımcı profe- sörü imtihanı profesörler ve tale- beler huzurunda yapılmıştır. Nam- zet, Paris hukuk' fakültesinden hukuk doktoru Alı Fuat B. çok muvaffak bir ders vermiştir. Ali Fuat bey bundan Roma hukukundan ve ticaret hu- kukundan da birer ders takrir ceksin değil mi? — Eğer sen kız Mahmuda yüz vermezsen.. Gülizar anlamamış gibi gözle- rini açtı: — Kız mahmut mu?.. Kah kah kah.. Güleyim bari. Kız Mahmu- du da odamdan mı savuyorsun Kemal?.. Yüz tane kız Mahmut senin tırnagının ucuna kurban olsun.. — Yüz tane şehir, yüz tane Pakize de tırnagının ucuna kur- ban olsun Güli: Dişleri gene kulagımın meme- sine savlet etti. — Gülizar. — Söyle anacığım.. — Sen bana miyorsun? — Diyeyim... — Ben de sana Maşa diyeyim olur mu ? Sanki ellerimi göğsüne sokmuş Iskara de- | hukuk muhakemeleri usulünden, , YENİ NEŞRİYAT | Pol ve Virjini ( Paul et Virginie ) ( Mubarriri : Bernardin de Saint-Plerre | Nükili: Ahmet Hidayet. Naşiri: Kanaat | katüphanesi. TAT sahifa, Altmışa yakın. zosmi vardır. Fiati 50 kuruş, ) Şark'ın nasıl Leylâ ile- Mecnun | diye bir saf aşk hikâyesi varsa, Garb'in de “Pol ve Virjini, diye nesilden — nesile — anlatılan ve Okunan bir gönül macerası var- | dır. Bir buçuk asır evel bir fran- Sız muharriri / tarafından yazılan bu eser, ölmez muhalledat ara- sına karışmış, ve bütün İisanlara tercüme edilerek beynelmilel bir hâl almıştır. Pol ve Virgini'yi, zarif üslübu ile dilimize nakleden Ahmet Hi- dayet Bey'le, onu pek büyük bir zevkle basan Kanaat kütüphan: milli külliyatımıza pek büyül hizmette bulunmuştur. Sarı Yapıncak Genç, fakat çok istidath beste- kârlarımızdan Necip Celâl Bey, şair Necdet Rüştü Beyin Sar Yapıncak isimli zarif manzumesini alafranga olarak bestelemiş; nota linde bastırmıştır. Tavsiye ederiz. kazanç vergisinde tadilât yapacak heyet Gerek hükümet ve gerek alâ- kadarların menfaatını daha ziyade koruyabilmek için, Maliye vekil- Tiğince tadili tekarrür eden ka- isi kanunu hakkında yapılacak tetkikat için müfettiş- lerin içtima bayramdan sonraya kalmıştı. Teftiş ve tetkiklerin neticesi hakkında mütalaası alınacak mü- fettişlerin önümüzdeki hafta top- lanması muhtemeldir. Bazı müfet- tişler İstanbulda bulunduğu için bu günlerde kendilerine gelmeleri bildirilmişti. Telgraf adcesi Telef Telefon ABONE ÜCRETLERİ seneliği 1700. altı Türkiye için çetler için * Seneliği 30007 altı aylığı 16007 üç aylığı 900 kuruştur. Gazetemiz İlünlardan mes'uliyet kabul Şewval: 8 — Kasım: 122 da onu mütemac dikliyor- düm, katıla ” katıla - gülüyordu.. Epi güldükten sonra : Peki, dedi.. Ammada iyi isim ha... Maşa !. Maşa Gülizar.. Iskara Kemal... Tencere yuvar- lanmış kapağını bulmuş. İskara 2 Ve böyle söyleyerek tekrar ü kulağımın meme- Sabah oluyordu.. Ba- şımı ona yaslamıştım.. Dudaklarım kalçasının üstündeki siyah benin üzerinde... * Yedi günden beri ne Gülizar 'ne de ben çadırdan çıkıyoruz.. Yedi günden beri sarhoşuz v yedi günden beri kâh benim daldarımı onun kalçasındaki siyah benin Gzerinde, kâh onun dişleri benim — kulaklarımın - memesinin etrafındı (Mabadı var)