28 Şubat 1930 AKŞAMDAN AKŞAMA Hararetin renkleri Şu termometro dedikleri âlet me kadar manasız şey... İstanbul'- da fevkassıfır. beşi — gösteriyor farzedelim; insan tir titriyor donuyor... Halbuki, hatırlıyoru: Moskova'da tahtessifir. 30 - 32 derece soğukta böyle kötü kötü üşümezdim... — Âlimler, bunun sebebini, İstanbul'un deniz kena- rında rutubetli bir şehir olmasile; Moskova'nın ise, kuru, yabis bir kara iklimin baiz bulunmasile izah edeceklerdir... Fakat, ben, bunu, nakıs bir izah addediyo- Tume. Meseleyi, bir de ben, anlayışıma göre izah edeyi — Harareti yüksek dereceler- den alçak derecelere kadar rakam kademelerile tesbit eden termo- metro, benim nazarımda, tablo- larını, karakalemle ve ancak göl- gelerin —açıklığına, — koyuluğuna göre yapan bir ressama henzer. Halbuki, gölgelerin açıklığı ve koyuluğunu tesbit etmek — kâfi midir? Tabiatte renkler de - var- dır; ki bunlar, karakalemle res- molunamaz... Hararetin de'ken- dine göre renkleri " mevcuttur... Nasıl mı? Misallerle anlatayım: Termometronun alesseviye | 5 derece diye kaydettiği muhtelif şeyleri alalım. Sıcak havada içt ğimiz bir bardak soğuk su, — köprüden yağmurlu bir havada geçerken — suratımıza — yediğimiz Poyraz, — karanlıkta - bilmeden kendi elimizi değdirdiğimiz bir insan cesedi, — sönmüş otomobil lâs- tiği .S— Bütün — bunlar , — ter- mometroya nazaran yekdiğerin. den farksız , yani | 5 derecci hararette olmakla beraber , üze- ritizde pek başka tesirler bra- kır. Soğuksudan hoşlanır, poy- razdan azap duyarız ; cesetten (ceset olduğunu karanlıkta bilme- sek bile) irgilir, sönmüş otomobil lâstiğine karşı (lâmisemize cesetle aymı yumuşaklıkta gelmesine raj men) lâkayt kalırız Bunların sebebi, hararette, ter- mometronun — kaydettiği derece mertebelerinden gayrı bir husu- siyet “olmasındadır... — Hararetin renkleri vardır... Aynı açıklık ve koyuluktaki alelâde renklerden bazıları nasıl sinirimize dokunuyor, diğerleri nasıl zevkimizi okşuyorsa; aynı derecei hararetteki fakat Mmütahalif Aararet renklerin deki şeyler de hoşumuza gidiyor; veya bizi azaba uğratıyor.. Bir misal daha: -|-37 derecede Tâalettayin birşeyle sevgilinizin eli Ada çamları Emanet ancak bu yaz hazırlığa başlıyabileçek Evkaftan şehremanetine devr- edilen Ada çamlarının bakımsız- hıktan dolayı günden güne mahv- olduğunu geçenlerde - yazmıştık. Şehremanetine göre çamların te- davi mevsimi teşrinlerde olduğu için bu sene bir şey yapmak kabil değildir. Ancak gelecek sene vaktında tedbirler alınmak için hazırlık yapılacaktır. Ada çamları, 1915 senesinden beri esaslı surette bakılmadığın- dan, kısşmen çürümüş, yaşamak kabiliyeti. kalmamıştır. Bir İçısmı da kurtlanmış ve- tırtıllanmıştır. Hastalıklı ağaçlar diğerlerine has- talığı sirayet ettiriyor. Emanet gelecek — teşrinlerde ağaçları tedaviye başlamadan evel yazın büyük mikyasta bir ayıkla- ma ameliyatı yapılacaktır. Şehre- maneti bu hususta Avrupadan bir mütahassıs getirmek tasavvurun- dadır. İktisat vekâleti şirketler müdürü İktisat vekâleti şirketler müdüri Hamit B. dün Ankaradan şehri- mize gelmiştir. Bayram tatili Bütün mekteplerde bayram tatili yapıldı Evelki günden itibaren mektep- ler bayram tatili yaptılar. - Bay- ramdan sonra ikinci devre sö- mestar imtihanlarına başlanacaktır. Bazı mektepler, hususi imtihanları daha evel yapmışlardı. Hususi imtihanlara tabi olmiyan sınıfların umumi muallilmleri lardır. İlk tahsilde bulunan talebenin de bilhassa türkçe derslerindeki seviyeleri tetkik edilecektir. Her mektep mualliminin vereceği ra- por üzerine mekteplerin umumt yoklama — yapacak- vaziyetleri hakkında bir cetvel yapılacaktır. Avrupada tahsilde bulunan talebe Hükümet — Avrupada — tahsilde bulunan talebenin vaziyetini tet- kik edecektir. Talebenin, ekserisi aynı hararet rengin de midir ? Hissim öyle - diyor ki, sevgilini elinin hararet rengi gayet ve iç açıcı bir yeşilliktedir. | nihayet verilecekti Paris'te bulunuyor. Bu - talebe içinde senelerden beri tahsilleri- ni ikmal edemiyenler vardır. Bu gibi telebelerin tahsil hayatına seviyeleri hakkında da | 1 Daktilograflar piyangosu Piyangomuzun gayesi hanımla- rımızın harf inkılâbının. seme- relerinden olan daktilogralık meslekinde inkişaflarına hiz- mMet ve ara iş tedariki Gazetemiz — tarafından — tertip edilen Daktilograflara — mahsus piyangomuzun kuponları ikinci sa- Otuz tane olacak bu kuponların T1 incisini - bugün dercediyoruz. Şimdiye kadar iştirak edemiyen daktilograflar bundan — sonraki kuponları saklayarak eksiklerini idaremizden tedarik edebilirler. Arzu edenler redilmek üzre resimlerini de gör derebilirler. İşsiz olduklarını bil- direnlerin iş bulmalarına gayret edilecektir. Otuz kuponu - biriktirip geti- renler piyangoya iştirak etmek | üzre birer numara alacaklardır. Piyangodaki hediyelerimiz şun- lardır: Yeni bir “Remington,, yazı makinesi. - Bu yazı makine: Galatada Sidney Novil ve şürekâsı icarethanesinin Tünel yanındaki illür sokağında 13-15 numaralı mağazada teşhir edilmektedir. - Bir tane güzel ve kıymettar kadın çantası. Bir tane mükemmel bir manikür takımı ve bunlardan | başka yirmi daktilografa da muh- | telif hediyeler. Resimleri ve mektapları şöyle göndermelidir: Akşam gazetesi daktilograflar piyangosu | İstanbul Taze bakla | Bir haftaya kadar yerli bakla yetişecek | Havalar iyi gittiği için bahçı- | vanlar bir iki hafta sonra taze baklayı bekliyorlar. İskenderiye- den faze bakla gelmiştir. Asma altında 50 kuruşa kadar satılıyor. Fiatlerin bir hafta sonra yarı yarıya düşeceği ümit ediliyor. Bu sene ilkbahar sebzeleri pek ucuz olacaktır. Müskirat inhisarı | İdarenin dahili teşkilâtı tevsi edilecek Müskirat ar idaresi dah teşkilâtından bazı ıslahat yapıla- caktır. Bu meyanda — Ticaret şubesi teşkilâtı tevsi edilecek bir hariçi ticaret kısmı ihdas oluna- Bundan başka imalât şu- in de teşkilâtı tevsi edile- Yeri — Niçin beni öpmiyorsun? — Vallahi nebileyim Despina © kadar muhteşem bir hanımefendi olmuşsun ki cesaret edemiyorum. — Hanımefendi.. Hanımefendi oldum ama senin için öyle değil. Sonra kulağıma iğil — Ben senin gene eski Despi- nanım ... Hem de Galatadaki Despinan... Bütün bu sahneler gayet çabuk gösterilen bir filim sürati ile daha gtomobil hareket etmeden oldu.. Şoförün: yöz roman No: 79 Sualine Despina: — Nereye istersen... Cevabını verdi ve hareket ettik. Despinanın birdenbire sinirleri gevşemişti.. Gözlerinden' yaş ge- linceye kadar mütemadiyen gül yordu... —Şimdi kocam beni bulmayı ne kadar hayret edecek.. kadar kızıp küplere binecek. — Ama o da ne geç kaldı bir şeker almak bu kadar sürer mi? Despina tekrar kahkaha maka- rasını boşalttı — Ben pilânı evelden hazırla- Ne Kocanın — tanıdıklarından | bir. Macit bey -var... O şimdi Tokatlıyandadır v.. Biz bu sabah konuştuk Tevfik Tokatlıyana gi- dince Macit onu saatlerce lafa tutacak.. — Ya demek sen plânlar filan yaptın... — Elbette... — Vay Despina vay.. — Ha şimdi ben yalnız senin için Despinayım.... Benim ismim | Madam Dezi oldu.. — Hımmm.. Bir aralık perdeyi aralıklayrak dışarıya baktım.. Arnavutköyün- den geçiyoruz. — Despina Kavağa mı evelden gidi- yi hifemizde hergün neşredilmektedir. Konservatuvar Eski musiki parçaları, ilâhiler notaya alınacak İstanbul konservatuvarı şimdiye | kadar epice talebe yetiştirmiş, mektep sıfatile beklenen vazifeyi yapmıştır. - Fakat burasının tü musikisinin tedvini ve inkişafı | hususlarında da faaliyet göster- | mesi arzu ediliyor. Diğer taraftan esaslı bir türk musiki tarihi yok- tar. Bunün da - tanzim edilmesi Tâzımdır. Şehremini Muhiddin bey Avru- padan geldikten sona bu hususta lâzım gelen teşkilât yapılacaktır. Şimdiki hal : eski musikşinas- lardan Rauf yekta, Ali Rifat bey- lerle zekâi dede zade Ahmet efendi eski musiki parçalarını notaya alıyorlar. - Konservatuvar | bunlardan başka dini - musiki eski — notaları, — ilâhileri tetkik ederek bunları da notaya alacaktır. Güzel sanatlar birliğinde konser Güzel sanatlar birliği musiki şubesi perşembe günü saat 5 de ümuma” mahnis 'olarak Elzem Besim, Ali Sezai ve Muhiddin Sadık beyler tarafından meccani bir konser verilecektir. Zam talebi Hava gazı şirketleri de zam istiyorlar Elektirik tarifesine zam yapıl ması için müracaat vakı olduğunu yazmıştık. Dolmabahçe ve Yedi- kule hava gazı şirketleri de he- saplarını hazırlamışlardır. Yakında tarife komisyonu toplanacak ve her iki şirkete ait tarifeyi tetkik edecektir. Haber aldığımıza göre her iki şirket te kâmbiyo farkından do- layi tarifeye zam talebinde bulun- muşlardır. Faal olmiyan şirketler tasfiye edilecek Şehrimizde senelerden beri faal | olmıyan şirketler vardır. Bu şir- | ketlerde hissedar olan kimseler arasıra İktisat vekâletine müracaat ederek şirketlerinin vaziyetlerini soruyorlar. İktisat vekâleti ticaret mü yetlerine bu hususta bir tamim göndermiştir. Bu tamimde faal | olmiyan şirketlerin tasfiye edil- meleri bildirilmektedir. durdurduk .. Bahçeye - girdik.. Vakit geç olduğu için kimseler yoktu.. Soğuk da epice idi ha. Adamakıllı kış.. Masalardan bi- rine oturduk... — Üşüyorum.. Dedi — Sokul bana... Dedi Ve sokuldum.. Dizlerim diz- lerine değiyor. — İyi amma geceyi nerde ge- çireceği Bunu söyliyen benim... pinanın cevabı da bu: | — Oteldi Otomobil bahçe kapısının öni de duruyordu.. Atladık.. Bey Tuna çıktık. Bir az sonra en — Adam sende Bebekte otu- | ruruz... Bebek bahçesinin yanındaki küçük bahçenin önünde otomabili yük otellerden birinde, pufla gibi kabatılmış bir. yatağın yanında yapa yalnızdık. Size bu gecenin tafsilâtını ma- alesef veremiyeceğim. Yalvız şu | ları çeker. Sonra ana baba a Bir facia! Altıncı hukuk mahkemesi tanbul adliyesinin aile facialarile meşgül olan yegâne mercildir. Buradaki davalar, ağırceza mah- kemelerindeki bir çok işler bıçaklı, tabancalı neviden değildir. Bir kurşun, bir bıçak yarası bir adamı öldürür, katil hapse atılır, yahut idam edilir, iş biter. Altıncı hukuktaki facıalar böyl de; Öyle aile haileleri var- dırki nesilden nesle uzanır. Fena bir baba bir aile yuvasını tarumar etmekte amil olur. Fena bir annenin günahını evlât- sındaki kinler yüzünden de ne masumlar harap olur, gider. İşte dün, altıncı hukuktakı mu- hakeme; fena ve meçhül bir akı- bete giden bir yavrunun mace- rasıydı. Ve bu —maceranın kah- ramanları; çocuğun babasiyla ana- | sıdır muhakemenin cereyan tar- zından anlaşılıyor: (.) efendi ile (F.) hanım 6 sene evvel — ayrılmışlar, — çocuklarına mahkeme tarafından nafaka tayin edilmiş, bir sene evveline kadar çocuk kadının yanında, — fakat babasının — verdiği — nafaka — ile yaşıyormuş. (F.) hanım; çocu- gu öteye beriye bırakarak gezmelere gidiyormuş, yavru ser- sefil.* Nihayet mahalle heyeti. ihtiy riyesi —bir- ilmihaberle — sürünen çocuğu babası (L) efendiye tevdi ediyor. Kadın; — Yavrusunu 8 ay aramıyor. Fakat her masılsa ge- çenlerde bir çocuğu olduğu aklına geliyor ve sabık kocasının evinden kaçırtıyor. Kadın bir inat yüzün- den bu işi yapmıştır, eski kocasına iztırap verdiğine memnun. Müşfik bir baba olan () efendi râşeler ve göz yaşları içinde ha- kimlerden yavrusunu istiyor. Ka- dın; bütün asapların gerildiği bu anda, tebessüm etmektedir. Mu- hakeme bitti. Ve altıncı hukukun adliyeye şeref veren hâkimi Kemal ; kararı tebliğ ediyor: "Çocuk anasından alınıp baba- sına verilecekti ZEKÂT ve FiTREYi Tayyare Cemiyetine veriniz Ramazan: 28 İmsük — Güneş —— Öyle Hİ 8 Z5,0: EL2ş42 ZOT E6,90 219,27 Yatsa kadar söyliyeyim ki ertesi günü otelin kolyasından indiğim za- man saate baktım tam dört yani on altıl.. — Bak Kemal bu böyle olmaz. Bizim apartımana yakın bir yerde oturmalısın... Zaten Şerif beyin apartımanında boş bir daire “bir kahkaha at ir kahkaha attım : . — Alay mı ediyorsun Allah aşkına ?... Ben nerede, apartıman nerede ? Para nerede?.. İşte sana üç tane koskocaman nerede. Despina omuzlarını silkti : — Sen parayı düşünme,., Ben zaten evelden hesap ettim..Yanıma para aldım. Despina bir aralık çantasını açıtı, aman Allahım sen benim ak- hmı muhafaza et.. Çamurun içinde birbirlerine sarılmış bir sürü 100 liralık kâğıt.. Despina bunladan alı tanesini aldı, bana uzattı.. (Mabadi var )