26 Şubat 1930 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

26 Şubat 1930 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 6 Mi - Tarihi roman tetrikamız: 132 BİZANSIN SON GÜNLERİİ| İZİNCİ KISIM Istanbulu nasıl fethettik? Yazan: iskender Fahreddin Sarayın önünde toplanan ihtiyar kadınlar bağrıyorlardı: *Nerede bizim evlâtlarımız. Kocalarımız? Bu felâketten ne vakit kurtulacağız?,, “Benim silâhımı verii Surlara gideyim ve kişneyen atını kapıî mızın eşiginden sürmek isteyen Türk hükümdarına yol göstereyim !,, | | Türklerin semavi bir afet | neticesinde tamamen mahy ve helâk olacağı kanaati sende de kökleşmeğe mi başladı? | Lukas son günlerde çok ümitsiz ve kuvvei maneviyesi kırılmış bir halde yaşıyor ve kimsenin yüzünü görmek istemiyordu. Ne yapayım haşmetpenah? Dedi - bu gibi hadiseler, benim de, meleklerden — ve cinlerden mürekkep bir ordunun Bizansı bu felâketten kurtaracağı hakkındaki İki gündenberi, hastalığı yüzün- den saraydan çıkmayan impera- tor, halkın sokaktaki gürültüsünü işidince pencereye gel Şair (Priamos)u — tanıyan ve candan sevenler, onun kesik ba- şını sarayın pencerelerine uzata- rak, tekrar bağırdılar: — Aziz şairimizin başını k paranların başını koparmak- ist yoruz. Bize cevap veriniz, Pri mosun katili kimdir? Kostantin, Priamosün — başını | imanımı takviye ediyor. halkın elleri üstünde — görün — Bu bir mucize değil mi? ea deai Pat AA — Barut fıçılarının — arasında SARİDN v yanıp kül olan Priamos un başını | adan gördüm... şimdi kesilmiş gibi, o kadar diri, o kadar canlı, © kadar tazeydi ki, İmperator kaşlarını çatarak: — Yeter Lukas.. yeter, dedi, bana (Priamos) tan çok bah- setmel — Ne oldunuz haşmetmaap? — Korkuyorum Lukas, korku- Pencereyi açtı — Priamos ölmedi... O Pria- Mmosun başı değil! | Diye haykırdı. Halk arasında manalı fısıltılar başladı : | — İmperator çıldırmış ! — Hayır.. Uykudan yeni uyan- | yorum. — Priamosun — babasını mış! ğ haksız olarak — öldürdüğümüzü — Böyle bir kerkulu rüya gö- | hatırladım! — Priamosu haksız olarak idama mahküm ettiğimizi hatırladım. - Korkuyorum ki, bu kesik baş benden intikam almağa gelmesin! tahmir açarmıydı? — Cellâtlardan hiç biri mey- danda yok. Bu cinayeti işliyenler galiba sarayın kalın duvarları Arkasına saklandılar! — Kimseler meydanda yok... Bir kaç yüz kişinin sesi birden yükseldi: — (Priamos) un katilini isteri, kahr olsun vatanperverleri renler! — Arkadan tabur halinde bir kaç yüz kişi daha göründü. Uzaktan ayni sesler aksediyordu: — Kahrolsun saray erkânı! — Kahr olsun — imperatorun cellatları! elseydi pencereyi görüyo- rum, Lukas! kulaklarımın dibinde, beynimi - tırmalayan ulvi bir ses işidiyorum! Bu ses, b: kos! Mahrumiyet can çekişerek çarpışan askerin başına git! Sende onlar gibi çarpış... Sende onlar gibi öll , diyor. Artık hastalığım — geçti. Benim silâhını verin. Kapımızın eşiginden, kişneyen atını sürmek : “Haş geldin!, deyip yol göstereyimli! (Mabadi var) sine yürüyen ve kalabalığa karı- şan ihtiyar kadın sesleri isidildi. — Cin orduları... Melek ordu- ları nerde? Düşmanın pençesi bel kemiğimize yapışmış.. — Açlıktan ölüyoruz ! Hani bizim — evlatlar miz? Hani bizim kocalarımız ? | Bu felâketten ne vakit kurtula- cağız ? Kostantin, halkın heyecanı git- tikçe arttığımı görüyordu. İmpe- ratoru her şeyden ziyade hayrete düşüren cihet şu idi: “Priamos mademki — dört fedai — gemile Kizkülesi ne — gitmişti. — Bittal ÇOK SİCARA İÇTİĞİM halde ağrım güzel sağlam ve beyazdır. Zira dalma bütün ettiğim ( BİOKS ) u BİOKS Slle üyekde - tihzar edilmiş yeçüne diş macunudur. HER YERDE SATILIR orada diğer Bizanslı fedailer gibi telef olup denizin dibine — gitti- ğinde şüphe yoktu! Şu halde Priamos'un — kesik başı / halkın eline nereden ve nasıl düşmüştü? İmperator pencereden içeriye çekildi. Hadise Lukas Notarasın kula- ğına da aksetmişti. Telâşla impe- ratorun yanına geldi. Priamos - azizler sırasına geçti, haşmetmaapl Allah onun başını bize “gönderdi. Bu bir- beşaret haberii Dedi. Kostantin, şair Priamos a kıy- met ve ehemmiyet vermezken, bu söz kendisini ikaz etmiş gi lümsedi ve Megadoks' um elini sıkti. adını takmıştık. Hidayet Hanım - isminde İzmir'i metevazı, namuslu ve kondine ağlı bir kızla evlendiği için memnun. Destu Sadri Beyo aldatılmak tehlikesinden sasun bölündüğumü söyliyor.. Ferit Bey, kendisini vaktile aldatan metreslerini sayıyordu: — .« Hadiye'yi hatırlar msın? Hani şu daktilografımdı... Sonra Macide... — Hani, rus — prensesi Necibe...Fazıla... Hepsi, hepsi beni Mahipeyker. aldattılar... — Demek fevkalâde şüpbeli, reybi bir adam oldun? — Tabii.. Tecrübem — var.. Gözlerini yum da şöyle bir düşün bakalım: Tanıdığın evli, boşan- mış, dül, yahut gençkiz. cinsilâtif arasında —sana kat'i ” emniyet ilham eden tek kadın var mı? — Böylelerini -seven kadınlar arasında bulmak mümkündür. — Evet, bugün - birini canla başla severler; ona gönüllerinin tekmil — kuvvetile — bağlanırlar... Onların — bu nevi — kuvvetlerini keşfeden diğer erkekler, bu güzel hissiyatı kendi. taraftarına imale çin ellerinden geleni artlarına koymazlar.. — Flirt, — kur, Bir de bakarsın ki aşkın mecrası değişivermiş; sadık olan kadın bugün bana sadık. — Demek istedim ki, namuslu, sadık ve bir erkeğe bağlı olan kadınlar mevcuttur. — Evet, mevcuttur. İşte, ben de, evlendiğim zaman bu nevi silik kadınlardan birini aradım; ve, buldum... — Bahtiyar mısın? — Tamamile... Sakin, mustakir, imuntazam bir ömür sürüyorum. Tabii değil mi ya: İzdivaç macera mıdır? Sükündür. — Hakikati halde, hakkın var.. Eb, artık ben gidiyorum, azizim.. Yarın yemeğe size gelirim... H Arkadaşı gittiği zaman, Ferit, çalışma odasında bir iki dolaşt birdenbire, — kulağına bir bıçkı rık sadası mi geldi, ne — herne sebeptense, bitişik salon kapısını açtı. Hayret! Karısı, yüzünü iki eli arasına almış ağlıyordu. Ferit, koştu: — Burda mıydın, cicim? Nen var? Hidayet, bir jestle, kendisinden uzaklaştırdı. — Birakl - Kuzum beni birak.. Herşeyi işittim... - Evet, herşe, Annen alınacak şeyleri kendi almış; eve erken döndüm. Hizmetçi yanında misafir olduğunu söyledi ben de bir kitap almak için bu- yaya girdim. Kapı aralıktı. Her- şeyi işittim. Herşeyi, Hıçkırıyordu. Erkek — Ne olüyorsun, cicim ? Anla- miyorüm ! - dedi. Ümitsiz, münkesir, sinirli halde, kadın, ayağa kalktı. — Anlamıyorsun ha?.. Ben.. Ben anlıyorum - amma.. Pek âl; anlıyorum.. Beni tercih etmenin sebebi bütün öteki kadınların seni aldatmalarında.. Benim / ise, (güzelliğim — cazipliğim, — filânm değill) bönlüğüm, saflığım, emin- im.. begenilmeme vesile teşkil etti. Halbuki, ben, senin tara- fından zevce olarak - seçildiğim iden ve gürürümdan izereydim. Ne budalay- mışim, meğer, ne budalaymışım.. Güzel olmadığımı anlamalı değil vi n? Ah ne budalaymışım, ne budala... Heyecandan mustarip bir halde, sustu. Erkek, ne diyeceğini bil- miyordu. Kadın, devam etti: dün — sana kocasını bir 26 Şubat 1930 İstanbul polis müdiriyetinden: İstanbul — memuürin zabıtası için 236 takım sivil olmak üzere 2916 takım elbisenin al ve ile “münakasaya ştır. Teklif olunacak fiat haddi lâyır görüldüğü takdirde 6/3/930 tarihine müsadif perşem- be günü ihalei katiyesi icra edile- cektir. Taliplerin şeraiti ve nümu- neyi görmek üzere müdüriyet idare komisyonuna müracaatları ve teklifnameleride yevmi mez- | kürda saat 15e kadar defterdarlık | — Hayır, ben güzel değilim , ehemmiyetsiz ve manasızım. S: beni aldığın zaman, kendimi gü- zel ve cazip sanmıştım... Ah ne aptalmışım, ah!... Facia, facia... | Ferit , karısıma yaklaşmak , 'onun beline sarılmak istec — Peki amma ben seni sevi- yorum, cicim! dairesinde müteşekkil — mübayaa ita eylemeleri ilân komisyonuna olunu. Bufe, dresüar, masa, 6 iskem- söyliyorsan! Ben güzel değilim... | jeden ibaret — fevkalade nefis Beni sevemezsin.. Bense senden | modern ea pelevenk yemek - odası nefret ediyorum. gül ağacından 1 kanape 2 is- Doğru — söyliyordu. Ferit de, 6 aded hava gazi ile ban- sıcak su tevzi eder. “Veriniyuz,, makineleri bir arada yahut ayrı ayrı satılır. Hava gazı yemek sobası 3 adet. Beyoğlunda İstiklâl caddesinde 245 No da Tokatlıyan karşısında Ali Namık bey Apartimanlarına müracaat, karısının kin aslıkları gibi çıkan kısık sesinden bunu anladı. Kıza, ki, bu bedbaht çocuğun | lik kadının dünyada bir tek emeli kalmıştı: onu aldatmak ve intikam almak! Nükili: (Hatice Süreyya) Türkiye Milli Sigorta şirketinden: Nizamnamenin 2Sinci maddesine tevfikan Türkiye mil şirketi hissedaranı 1930 senesi Martının 31 inci pazartesi günü Tlde şirketin merkez idaresi olan Galata'da Voyvoda daddesinde kâin “Türkiye Milli, Hanında alelâde surette inikat edecek olan heyeti umumiye içtimana davet olunurlar. Ruznamei müzakerat: 1 — Mecli: re raporunun kıraati, 2 — Murakıp raporunun kıraati, 3 — 1929 senesi bilânçosiyle kâr ve zarar hesabatınım kabul ve tasdiki, meclisi idarenin ibrası ve hesabatın netayici hakkında meclisi idarenin teklifatı, 4 — Merlisi idare azasının aidat ve hakkı huzurlarile müdüriyet tahsisatının tayini mıkdarı, 5 — Meclisi idareye aza intihabı, 6 — Murakıp intihabı, 7 — Ticaret kanununun 323 üncü maddesi ahkâmına tevfikan gerek kendi namlarma ve gerek diğeke şirketin müdür veya meclisi idare azaları sıfatile şirketle muamelei ticariyede bulunanlar için idare azasına salâhiyet itası. Diğer her türlü teklifat sermayei şirketin asgari */, 20 sine hissedaranın imzalarile içtimadan lâakal on gün evel şirketin merkezine tebliğ olunmalıdır. Gerek asaleten ve gerek vekâleten lâakal on hisseye malik olupta içtimai mezkürde hazır bulunmak isteyen hissedaran kanunu ticaretin 271 inci maddesi ahkâmına tevfikan yevmi içtimadan nihayet bir hafta evel senedatını şirket merkezi idaresine emaneten tevdi etmeğa mecburdurlar. Meclisi idare Anadolu Anonim Türk sigorta Anadolu Anonim Türk sigorta şirketi nizamnamci dahilisi mucibince ve ticaret kanununun 361 inci maddesine tevfikan hissedaran hey'eti umumiyesi 26 Mart 1930 tarihine müsadif Çarşamba günü saat onbirde Ankarada Türkiye İş Bankası merkezi idaresinde alelâde içtima ede- ceğinden işbu içtimaa işrirak etmek için lâakal on hisse senedina sahip olan hissedarlarıcın mezkür senedatı kanunu ticaretin 371 inci maddesine tevfikan yevmi içtimâdan asgari bir hafta evel şirket mer- kezi idaresine tevdi ederek dühuliye varakası ahzeylemeleri rica olunur. Bankaların makpuz ilmuhaberleri dahi hisse senedatı gibi kabul edilecektir. Ruznamei müzakerat 1—Meclisi idare ve murakıp raporlarının kıraati, 2 — Bilânçonun ve kâr ve zarar hesaplarının kabul ve tasvi temettüatın tevzii ve meclisi idarenin tebriesi. 3 — Çikan meclisi idare azalarının yerine diğerlerinin intihabı, 4 — Murakıp intihabı ve bunlara ait tahsisatın tespiti, 5 — Meclisi idareye ait tahsisatın tespiti. 6 — Şirketle muamele icrası için meclisi idare azalarına mezuniyet itası. MECLİSİ İDARE Mersin-Tarsus-Adana Demiryolu kumpanyası Kumpanya bissedarları, 25 Mart 1930 tarihine müsadif Salı günü saat 12,30 da, İstanbulda Kumpanya idare merkezinde heyeti umumiyel Adiye halinde akti içtimaa davet olunurlar. Binaenaleyh, hakkt reylerini istimal arzasunda bulunan hissedarların malik oldukları eshami, ticaret kanununun 371 ci maddesine tevfikan, heyeti umumiyenin içtimaindan Mekal bir hafta evel; İstanbulda kumpanya veznesine ve ya Doyçe Bank und Diskonto Gezelşaft'a ve yahut: Zürih de >Kredi Süis> müessesesine tevdi etmeleri muktazidir. Eshamı mezküre heyeti mumiyenin hitamı içtimarna kadar depozito olorak mahfur kalacak ve eshamın tevdi edildiği müesseseler tarafından alâkadarana lâzım gelen duhuliye varakalari ile depozito ilmühaberleri Rüznamel müzakerat I. — Medlisi idare ve murakıp raporlarının kıraati; 31 Kânunnevel 1929 da kat ve tanzim olunan Bilânçonun talekimi, IL. — Meclisi idarenin ibrası. YIL. — Meelisi idare intihabatı. IV. — Bir murakıp tayini. İstanbul, 24 Şubat 1930 Mecisi İdare — *” eai

Bu sayıdan diğer sayfalar: