ei ae 20 Şubat 1930 e SAhife 6 Tarihi roman tetrikamızı 126 BİZANSIN S0 DEİNCİ KISIM Istanbulu nasıl fethettik? Kızkulesi açıklarında Türk kadırgaları yanar- ken ,Bizanslılar şehirdeki kıymetli eşyayı Vu- nanistana kaçırmağa muvaffak olmuşlardı... Bu pılânı tatbik eden ihtiyar kumandan horkes gibi seviniyordu . “Şair Priamosta, şu yanan gemilerin içindeydi!,, diye ağlamağa - başladı.. Bu esnada kumandan 70/i/os, Haliçteki vazifenini bitirerek, ha: dizeyi / yakından — takip — etmek Saero ( Akropolia ) e gllmişti. Kostantin, - gemilerin yakalan: ve bir şey sezdirmeden diğini gördükce Sevincinden — Fedailer. bir şey yapmağa muvaffak olamazlarsa, Aartık be- nim için hakkı hayat yoktur.. Diye marıldanırken, ayıı zaman- da daşmanidar bir nazarla Lukas Notaras n yüzüne bakıyordu. İmperator bu sözü işitti — Ya muvaflak olursa... Teo Hlos? O vakit seni ihya edecegim! Teofilos halif — bir inhina ile başını sallar — İltifatmıza teşekkür ederim, haşmetmanpl Fakat, unutmayınız Ki sayısız düşmamım Mem- Teketime yaptığım hizmet ye kârlıklara gelince, bunların dı:ddlııııımuııı adedinden far- he Surların — Üstündeki — kalabalık gittikçe artıyordu. Yıldırımlardan daha gürültülü... Denizin — üstünü — birden kaplamıştı! Kizkülelesi - önündeki adırgaların direklerinden süratle inde & Kökdlrerine goe alev, bir an Dişliman v ateş deryasına çevirmişti. kiyametler geminin ateş alarak, denik Üstünde — canavarlar - gibi korkunç uğultularla yanması, Bi zanıkları biç te müteessir etmi- yordu. İmperator: — Müteessir olmayınız, dedi, © fedaller bizi muhasaradan, fe- Tüketten kurtaracaklar... Lukas kaşlarını çatmış, hükümet yordu. — ( Teolilos ) ua pilâm muvab fakiyetle tatbik edildi! Bazırladıkları bir Veeesik f 4 ; : f —T AAA | yüzüyordu. e N GÜNLERİ Yazan: Iskonder Fahreddin — | gemisini yola çıkaracaklardı. Denix üstünde cereyan eden bu kanlı — facla — © gece — sabaha kadar devam etmişti. Bütün. Bizanslılar (Akop toplanmışlardı. Kostantin bu - firsattan âzami istifadeyi düşüniyordu. Aşağı y karı iki aydan beri Avrupa ile | muhabere etmek imkânını bula- | miyan imperator, bü hazırlanan | gemi ile Avrupaya bir istimdat heyeti göndermeğe karar vermişti Derhal üç ki heyet ha- arlandı ve gemiye bindirildi. Bu. heyet, Avrupada, - Biz döst hükümetlere - son - vaziyeti izah ve ifade edecek ve muavin küvvet istiyecekti. Donanma tehlikesi kısmen ber | taraf olduğundan, karadaki mü- | basaraya nasil olsa bir müddet daha mukavemet edebileceklerdi. Bu son hadise, hükümete maddi yardımdan çekinen bir çok zen- filleri do harekele — getirecek dar ehemmiyetliydi. - Bütün bi zanalılar yanan türk donanması karşısında izharı şadi mani ediy- Oorlar, — aokaklarda — göğüslerini kabartarak geziyorlardı. Ha iye, ayni zama- d, bütün. Üzansteki ” ziliymet eşya ve mücevheratı da yorleş- tirmişt » Bizansın ©en — kiymetli eşyasını 've bir çok ecnebili eri hamil olan Venedik gemisi, - sabahleyin er kenden, yanında beş ufak yelkenli olduğu halde yunanistana müte- veccihen hareket eti Gemiler Afystre vilâyetine kar gınlan — eşyayı hüsnü — muhafaza etmek için, kiymetli eşya sandık- darı irlarını, hareketten evvel imperatora teslim etmişlerdi. | Bu meyanda / Peloponez darül- | Hünunü da Yünanistana nakledik | * mişti. Sabahleyin güneş doğduğu za | man, Azkülesi — açıklarında, ya- | man kadirgaların siyah — tahtaları | ' Şikâyetler l | bir kmı budandığı halde diğer Türk donanması bu müthiş tazak karşısında şaşırıp kalınıştı. Donanma kumandanı o gece Padi- şahi ziyaret etmek üzere kızkülesin | den ayrılmamış olsaydı, bu felâket, belki de, daha süratle savuşturu- Jacak ve beş on geminin yanma- sile hadisenin önüne — geçilmiş olacaktı. Surlardan — alevleri — heycanla seyreden Tefiles, Bizans fedab lerinin kara barut dumanları arar sında — yanıp giltiğini görünce, benti sapsan oldu... — Dizleri titremeğe başladı. Herkesten fazla sevinmesi lözum ge Tefilos un başına toplar- Birdenbire me olduğunu anlaya mamışlardı. — İhtiyar - kumandan, gözlerimin v silerek e aç cevap — Şair Priames da © yanan gemilerin içindeydi! (Mlabadi var) Acaha niçin kesilmiyor? Şehremanetinden giden cadde üzerindeki aj ühim bir kısını elân budanma- mıştır. Halbuki bu ağaçların pek de büyümüş dalları rüzgârl havalarda — sallandıkça çok evlerin damlarını, kaplama - tah- v harap etmekte aynı za- la evlerin pencere önlerini kapdıkları için hava almalarına da mani olmaktadır. Vakit geç- meden bu ağaçların bir an evvel budattırılması rica olunur. Borusu patlayan çeşme Kadirga meydanındaki - büyük çeşmenin borusu- patladığı — için ları bir bataklık halini almakta- dır. Borunun tamirile hem halkın susuzluktan / kurtarılması hem de bu pis ufak ufak - bataklıkların izalesi © civar halkı — tarafından rica edilmektedir Ressamın sevinci! Yeni tarz 'apan sanatkârlardan ressam — Cev- det Beyin bir u kiz çocu dünyaya gi miştir. Ressam, meserretini ifade eden bu eseri — vücude getirerek ga zetemize yok | Tamıştır. ( Çocük, babasının ku- 'nda — görünmektedir. ) Nev zada uzun ömür dileriz. Halk Türküleri Konservatuvar heyetinin şark vi- lâyetlerinde yaptığı telkikat neti- cesinde - Sinop, — Trapzon, — Rize, | Gümüşhane, — Beyrut, — Erzurüm, | Hasankale, Errincanda - topladık- darı türkülerin, oyun - havalarını neşretmiştir. Halh türküleri ismi altında çıkan son eserde 15Stane | türkü - vardır. Bunlardan - birini *Halk türküleri, inde bu şarkr darn notaları, tetkik heyyetine muhtelif vilayetlerde yardım eden zevatın birer fotografları da vardır. Türk ocağında konferans Türk Ocağından: 20 şubat 930 tarih perşembe günü akşamı saat 2,50 da Darülfünun müderrisle- rinden Mustafa Zühtü B. tarafım dan (yerli malları) mevzulu bir konferans verilecektir. Konferans münakaşakdır. Konferansı müte- akip tanınmış sanatkârların kıp- metli eserlerinden Bethoven Mozar ve Şumanın müntehap asarı çal- macaktır. Bu konferans ve konsere herkes gelebilir. Kiralık Garaj Beyantta Fen fakültesi karşı- sında Hasanpaşa medresesi altım da $329, 34 Nahı 4 otomoebillik garaj için yeni postahane karşı- sında Büyük Kımacıyan — hanında 38.Na da H Küzm beye mi> racaat. | düşünmekte i | hir halde Her akşam bir hikâye Bey, parmaklarında salonunun kurşuni ve kırmizi divanı / üzerine — otur tuş Dimağını kurca- hyan bir fikir, yüzüne teessür hi linde inikâs eyliyordu. Nice sefer-| ler. beklediği ve şiddetle arzu ettiği - Müzeyyen'in - ziyaretinden çekiniyordu. Kapı çalınca koşup açtı. Mü- zeyyen içeri girdi. Birşey deme- den şapkasını ve mantosunu çıka-| rarak Nureddin'e döndü. Siyah Saçlı, uzun boylu; çok / güzel, (Aakat, inhitata — yüztutan — bir güzellikle güzel ) ve, azıcık yıp- ranmıştı: — Müthiş heyecan, boyalı dudaklarını büzüyor; sür- meli kocaman - siyah / gözlerini, marazi bir halde daha fazla bü- yütüyordu. —Nuril - diye alçak ve pürüz- dü bir sesle sordu. - Evleneceğin doğru mu? Erkek cevap vermeksizin, bir İest yaptı. şe, içinin ıstırap ve heyecanımı nahak yere gizle- meğe kalkışarak devam etti: —Mektubunu dün akşam aldım. Kocama, hasta olduğumu söyliye- rek,hemencecik odama kapandım.. Âdeta çıldırıyordum. Bunu, niçin bana daha evel / söylemedin?... Kararını ne zaman verdin?...Demek artık beni sevmiyorsun?,.. Ve,bunu, bana, şifahen söyliyemedin ? Yazıyorsun... Ve zannediyorsun ki, bunu; gayet basit, olagan bir iş- miş gibi kabul - edivereceğim... Seni artık görmemeğe, seninle düşüp kalkmamağa kail olaca- ğım... Beni sevmiyorsun ha? beni sevmiyorsun ha?, Nefes nefese , sustü. — Erkek , ona, hem mustarip , hem asabi bakı Daha ilk defa olarak , feci bir hadise, bu yakışıklı ve neşeli çocuğun haya- 'tını allakbullak ediyordu. — Müzeyyenl Rica ederir Sükün bult.. Görüyorsun ki, şifahi bir anlaşmaya kalkışmadı. ğim için haklı imişim. — Hayır, haklı değildin. Çok iyorum; ve, istiyorum çektiğimi göresin, Düşün ki, beş sene- | denberi, dünya yüzünde sade | benim — için - yağıyordun . de yegâne emelim seni görmek, sana tesadüf eylemekti. Seni sev- meden evel, kimseyi sevmemi im... Aşkla alay ediyordum. Sen, ime çıktın; ve beni, yepyeni bir kadın haline getirdin... Beni yarattın .. Senin için, — herşeyi edim... Herşeyi terkedebilir- Halbuki, —senin — yaşın üç ! Benimkisi / ise . iyette, yalnız — senin şah- n bir kısmı ile iktifaya verdim... Bu saadet, bütün mevcudiyetimi doldurdu. Mace- uzın, birgün, nihayenetlenece- biliyordum. — Lâkin, — bu menhüs günü düşünmek - tara- fına bile yanaşmıyordum ... De- mek ki, bitti, herşey — bitti... Bunü - havsalem . almiyor.. Acı hakıkatı nefsime — tekrarlıyarak sabahladım.. Seni öyle sevmiştim; hâlâ da öyle seviyorum ki. Halbuki, sen, beni sevmiyorsun. Feride'yi seviyorsun.. Onu alıyorsun.. m evlenmemi — Amnemle bal ve kendime / içtimai bir hazırlamamı istediler... Feride'yle evlendikten sonra, babasının fab- rikasına müdür olacağı — Fakat, Feride'yi seviyorsun. Sevivorsun... Hem © güzel... Çok güzel. Genç de.. Yirmi yaşında.. Bense... Bense... Birdenbire bıçkırıklar arasında boğulmağa başladı.. Kendini ka- nepeye attı; başını kolları arasına aldı. Nureddin, ne diyeceğini bilmi- yerek, Müzeyyen'in yanına oturdu. Usul usül / saçlarını okşamağı başladı. Yaş farkının verdiği gürür ile, sevdiğine emin bulu- nuyordu. Fakat bilhassa sevilen tarafı gençliği olduğundan haberi yoktu. — Mütcesşirdi. " Hiddetten, tehditlerden — korkuyordu. — Vazi- yetten utanmıyordu. — Bu ayrılış, meğer zannettiğinden daha facia- engiz imiş.. Kadın, nihayet, boyaları gözya- şından bozulmuş yüzünü kolları arasından kaldırdı. Delikanlı, onu, hiç bu şehilde görmemişti. (|Yarın bitecek) Nükili: (Hatice Süreyya) mevki İstanbul ithalât gümrüğünden: Kilo — Marka — No Cinsi eşya 250 sandık 12300 CC J S Konserve balık Öt ği 227 LMDEF #S1 Pamuk mensucat $ yi ns5 CK 228 Mantarlı gece kandili 4 > 315 FB . — Mürekkep yi 116 HK 4.5 Akimilator Ha a - 6 Te ll | 2 3 Porselen eşya 1 . 160 IMFF 1 Pamuk mensucat $ aelar 6Y - — Kahve 1 sandık 27 RW 4700 Alâtı züraiyye KNŞ 59 MY 3816 Pamuk mensucat 25 paça — MS . < Piyik dökme demir 2 sandık 127 EL . Boya Xa0 181 LS < — Otomobil aksamı K ör 2 BB . — Mamul şeker 1 çeval M » — Kabak çekirdeği # a 70 Amerikan fıstığı Ce S0 Ceviz 1 sandk — 60 Kakao Balâda muharrer 19 İstanbul ithalât gümrüğü satış an! olunur, İstanbul itha kalem eşya 222930 tarihinden itibaren barında bilmürayede satılacağı ilâm ât gümrüğünden: 500 çuval C E patates transit Balâda muharrer bir kalem eşya 19/2/930 tariinde İstanbul ihalât gözerüğü satış anbarında Mimüzayede satılacağı ilün olumur.