İKtisadi vaziyetimiz Avrupada çıkan şayıalar - Hakikat nasıl anlaşıldı - Bir kaç mütalâa Cihan — iktisadiyatina — taallak eden meseleler arasında geçen hafta zarfında en ziyade mevzuu bahsolan, Türkiyenin güya mora- “Toryom ilân edeceğine işae olunan haberdir. Tabii Türkiyenin moratoryom ilân edeceği varit değildir. Bu şayianın esası Osmanlı impkratorluğundan müdevver borç- ların tediyesi bir buhrana sebep alacağından — hem — memleketin, hem de Osmanlı imperatorluğu dayinlerinin menafüni siyanet için görüşmek meselesinden ibarettir. Hakikat bundan ibaret olduğu halde tahrif olunarak Türkiyenin güya harice karşı eski ve yeni bütün taahhudatı için moratoryom ilân edeceği şekline sokulmuştur. Tabil bu şekildeki haberler Tür- kiye ile mali, iktisadi, ticari alâka vemünasebeti olan memleketleri telaşa düşurmüş ve bütün ciham velveleye vermiştir. Fakat hakikatin anlaşılması çok gecikmediğinden meselenin Os- manlı imperatorluğundan müdev- ver olup bu devleti istihlâf eden bükümetlere taksim olunan ve lâkin bir haylısı tarafından tanın- mıyan ve şimdiye kadar bir para tediye olunmıyan borçlara mün- hasir olduğu meydana çıkmıştır. Şimdi her yerde ve bahusus Almanyada sükün ve itminan avdet etmiştir. Şayianın ilk yazıldığı yer Lon- dra'nın mali merkezi City ( Siti ) olmuştur. Burası paradan başka bir şey düşünmez. Hadiselerin esbap ve avamilini o kadar nazarı itibare almaz. Bunun için, şayia, olduğu gibi kabul edilmiş ve mutat vecihle fena telakki edik- miş, Türkiyenin “ziyadesile muh- taç olduğu , —ecnebi kredisi bulmak ümidi bir kat daka zaif- liyeceği yolunda City gazetele- rinde yazılar çıkmıştır. Bir defa mesele yanlış anlaşıl- miş ve anlatılmış. Bu bir. hata. Güya ziyadesile muhtaç olduğu- muz krediyi alamamak — ihtima- Tni söylemek ikinci bir hata. Eğer bu bir tehdit ise pek boş bir şeydir. Pek ziyade muhtaç olduğumuzu iddia ettikleri kıre- dinin şimdiye kadar verdiği vaki değildir. Bunun için bundan sonra derig edileceğini söylemeleri mana ifade etmez: Türkiye ile sıkı i yapan memleketler şayianın Lon- dradaki / şeklini - işittihleri vakit hayli endişe etmişlerdir. Meselâ Almanlar geçenlerde — Türkiye cumhuriyeti tarafından — satın 'nan Anadolu ve Bağdat hattının taksitlerinin — tediyatiyle Türl de demiryolu ve diğer tesisat müteahhidi Alman — şirket- lerine ilerde yapılacak tediyatın moratoryoma tabi olacagına dair bir zehap hasıl olmuştur. Anadolu ve Bağdat demiryolla- rının satın almmasına ait itilâf- namede tayin olunan taksitler Osmanlı borçları kuponlarile ka- bili mukayesi olmadığından buna ir yeni bir ititâf yapılması varit ir. Alman — müteahhitlerine ait tediyatın hiç bir suretle sek- teye uğramıyacağı resmi / Wolf ajansı torafından ilân - edilmiştir. Ajans'ın bunun — için salâbiyet almış olduğunu söylemeğe hacet yoktur. 1 Hakikeim aslişhadn Alman efkârı — umümiyesini — ziyadesile memnun etmiştir. Çönkü Türki- yedeki alman müteahhi yolu inşaatı ve emsali işlerde Almanya devleti tahsisatı mah- Susa ile garanti göstermiş oldu- ğundan Almanya devleti hazinesi ve dolayısıyle bütün alman efkârı umuümiyesi bu işlere ait tediyat ile yakından alâkadardır. Hakikati —tahrif eden — şayia münasebetile Türkiyenin şimdiki mali ve iktisadi vaziyetine d bir çok bahisler cereyan etmişti Bunların arasında hakikate müste- nit bir takım fikir ve malümat vardır. Almanlara göre bu vazi- yetin başlıca iktisadi sebepleri şunlardır. 1 — Geçen sene mühtelif se- beplerden — dolayı — ihracat az olmuştur.Tütün mahsulü alelumum fena değildi. Takriben 43,000 ton mahsül alınmıştır. - Bundan 12,000 tonu dahilde sarfedilmişi lün iyi cins ve nevi müşteri çıkmış ise de üçüncü çıkmadığından ve zaten evelki senelerin stoku çok bulunduğun- dan bunların depoları bir kat daha dolmuştur. Türk tötünleri bilhassa Yuna- nistanın rakabetinden - müteessir olmuştur. Yunanlıların - mahirane propaganda ve mal teşhirine lâ- yıkile mukabele edilmemiştir. 1928 senesinde — Almanyaya türkiyeden 27 milyon marklık türk tütünü ithal olunduğu halde 1929 sene: bal olunmuştur . cins kuru açık havada Bayram münasebetile çarşılarda alış veriş artmıştır. En çok zatılan mendil, çorap gibi şeylerdir. Seyyar satıcılara rağbet Saha tazladır. lerin demir | 1928 senesinde ikinci ve | nevileri için pek müşteri | de 23 milyonluk — it- | İktisadi buhran Bulgarlar da vaziyetten şikâyet ediyorlar İktisadi bubran yalız memle- ketimize mahsus değildir. Hemen hemen bütün Balkan hükümetleri mali buhran — geçirmektedirler . | Balkanlarda bu buhramın en Ziya- de hissedildiği yer Bulgaristandır. Bulgarlar iktisadi vaziyetlerini düzeltmek için harici borçları ile bu yakınlarda pek ziyade meşgul olmaktadırlar.. Son yapılan tetkikat neticesinde Bulgaristanın harici “ve dabili olarak 22,293,000,000 leva borcu olduğu anlaşılmıştır. Bu meyanda Bulgaristanın — eski —— osmanlı imperatorluğu zamanından Türki- 'yeye 1,776,000 türk lirası borcu vardır. Bu paranın faizi de epice tutmaktadır. Bunlardan başka Bulgaristanın 11,350,000,000 leva tamirat borcu vardır. Bu para diğer borçlara ilâve — olununca — Bulagaristanın bütün — borçları — 33,642,079,000 levaya baliğ olmaktadır. Yapılan istatistiklere nazaran bu borçtan Bulgaristanda yaşayan her nufu- sun başına 5,771 leva düşmek- tedir. Şayet bu borç bir sene zarfında ödenecek olsa Bulgaristanda otu- ran her adamın borç için hergün bir tarafa günde 16 leva ayırmak kurutulürken yağmurdan - bozul- muştur. 3 — Findık mahsulu muzir bir kurt peyda olduğundan mahvol- muştur. Alelâde senelerde 80000 çuval mahksul alnırken geçen sene ancak 13000 çuval alınmış ve bunun da şimdiye kadar 10000 çuvalı ihraç olunmuştur. Almanya Türkiyadan 27 milyon marklık kuru yemiş aldığı halde 1929 senesinde ancak 18 milyon marklık ithal olmuştur. 4 — Türkiye portakal mahsulü, Rusya iyi çekmediğinden matlup derecede ihraç olunamamıştır. 5 — Geçen sene kış pek şi detli olduğundan yün — mahsulü 1928 senesi mahsulünün ancak yarısı kadar - olmuştur. - Geçen sene mahsulü 13,000 ilâ -14,000 balyadır. İyi bulmuştur. Türkiyenin en kıymettar cat eşyasından - biri de- tiftiktir. Lâkin bu mal spekülasiyon vası- ittihaz edildiğinden fiatleri istikrar bulamamış ve uzun müddet stok tutulduğundan maliyet ti Üüzerine bir de faiz Bu masraflara tahammül kabil olmadığından bilmecburiye vakitli vakitsiz satışlar yapılmıştır ki ne- ticede geçen sene tiftik fiatı 1928 senesine nisbetle yüzde 30 ilâ 39 noksan olmuştur. Hali hazırda İstanbul ve An doluda depo edilmiş 30,000 ve İngilterede Bradpordda 15,000 | balya tiftik bulunuyor. Yani 45000 balya henüz sarfolunmamış Türk tiftiği vardır. Almanya Türk tif- tiğini Türkiyede cins ve nen ayı yılmamış olduğundan - doğrudan dağruya Türkiyeden satın alınma- yıp Bradporddan alınıyor. 6 — Türkiyede geçen afyon mahsulü / evelki senenin ancak yüzde ellisi kadar olmuştur. 7 — Geçen sene Türkiyenin ihracatı 1928 senesine nisbetle 10 ilâ 12 milyon lira noksan ol- muş ve Türk iktisadiyatı serma- yesi yavan olduğundan bu açıktan ziyadesile mütcessir olmuştur. ve depo masarifi inzimam etmiştir. | Avrupa'nın bazı memleketlerinde bilhassa — Fr sa'da bir (emıf sanatkâr /vardır. Bunlar. ölünciye kadar sahneden ayrılmazlar. Yaş- ları ne kadar ilerlerse ilerlesin; genç kız iken oynamağa — baş- ladıkları oyunları oynanmakta de- vam ederler. Lora ğ Bernar, Bejan 40 yaşında iken 20 yaşında genç kız Tölünü — yapıyor- lar ve tiyatroya dolan — binlerce halka göz yaşları döktürüyorlardı. | Bu zümreye mensup - sanatkâr- lardan — buğun yaşıyanlar içinde en belli başlısı matmazel — Sesil Lorel'dir.Bir haf- 'tadan beri şehri- mizde bulunan bu sanatkârın yaşı altmışa — yaklaş- mıştır. Fakat Sesil Lorel hâlâ genç |kiz ve genç kadın rollerini oynamal tadır. Bu roll ü irdi vikliği gösterebil- mek için munta- zam bir yaşayış tarzı takip etmek ve her gün jinmas- Sesil Sorel bu lüzumu anladığın- dan çok muntazam bir hayat | takip eder. Sanatkâr sabahları yedide kab kar, ilk işolarak ılık bir Hmonata içer. Dişlerinin bozulmaması için hmonatayı ince bir cam boru içer. Bundan sonra sırtına bir manto alarak otomobiline biner ve hususi — jimnastik — salonuna gider. Burada hususi bir kocanın nezareti altında bir saat kadar cimnastikleri muhtelif hareketleri yapar, koşar. Sonra gene otomo- bili ile evine gelir ve banyo yapar. Bundan sonra çalışmağa başlar, komedi fransez'e gider, ziyaret- ler kabul eder. Öğle ve akşam yemeklerini hafif yer. Akşam |: bu sene de açılmıştu Beyazıttaki sergide gü tesl | Genç görünmenin yolu Matmazel Sesil Sorel her gün bir saat koşar ve jimnastik yapar Matmazel Sesil Sorel tik yapmak Tazımdır. Matmazel | yemeğinde daima bir kaç misa- Bu sene sergiye fazla rağbet ağacından, hler, göl yağları, gül suları satılmaktadır. bir çok kişi alış veriş etmektedir. firi bulunur. Yemekten sonra, vazifesi olmadığı geceler tiyatro veya müzik hollerden birine gi- der, gece yarısı daima - yatağına girer. Matmazel Sesil Sorcl bu saye- de çevikliğini mahafaza edebil- mekte ve icabımda sahnede pire gibi sıçramaktadır. Bir kaç sene evel artık genç rolü yapması doğ- ru olmadığından bahisle komedi fransezdeni çekilmesini istiyenlere karşı: “Bana ihtiyar diyen kimdir, ben tam kıvamında / kadınım , demişti. Matmazel Sesil Sorel ü evel Kont dö Segür ile evlen> mişti. Kont dö Segür, M. dö Saks namile Sesil Sorel ile bir likte oynamaktadır. sene Beyazıt camisindeki sergi Ramazanlarda Beyazıt camisinin avlusunda açılması âdet olan sergi österilmektedir. yaseminden ağızlıklar, türlü türlü Her gün bu sergiden