Akşam 27 gün mahpus kalan fener bekçileri | | Bahri muhitin dalgaları çarptıkça fener sallanıyor, — | IZmiY bu klşı bir baharl | havası içinde geçiriyor. yıkılacakmış gibi korkunç sesler çıkarıyordu lerden biridir. Bilhassa denizin ortasında, sahilden uzakta, bir kaya üzerindeki fenerlerde bek- çilik çok azaplı, bir iştir. Günlerce denizin ortasında, bir kaç metre murabbaı genişliğinde bir sahada kalmağa mahküm olan bu bekçi- lerin en büyük düşmanı fırtına- lardır. Fırtınada fener bekçiliği yalmız iç sıkıcı, azaplı bir sanat olmaktan çıkar, pek tehlikeli bir Tal' alir.” Ç Kudurmuş dalgalar - biribirini iteakıp çarplıkça fener sallanır, yıkılacakmış gibi sesler çıkarır. Böyle bir zamanda günlerce kork- madan denizin ortasmda kalmak için insanların sinirlerinin çok sağ- lam olması lâzımdır. Deniz ortasındaki fenerlerin en meşhurü — fransız — sahillerinde , Brest civarında Atlas okyanusunun dalgalarına maruz olan fenerlerdir. Bunlardan Vielle feneri — sahi- liden çok uzakta, k bir kaya üzerindedir. Bu fener geçen ay büküm süren fırtınalar- dan çok müteessir olmuş, içindeki l8 "bekçi çok tğhlikeli günler geçirmişlerdir. Babrimuhitin müt- hiş dalgaları fenere çarptıkça yakarıya - kadar. çıkıyor, bütün fener kuru bir dal gibi sall: Roma sokaklarında öküz arabası İtalya veliahtının düğünü münasebetile Sardenya iyordu. Bir aralık fırtına o derece şiddet- lenmiştir ki - bekçiler ” yukarıda duramıyarak alt kattaki - kilere ica etmeğe mecbur olmuşlardır. Yalnız fenerin yanıp yanmadığını tetkik için arasıra nöbetle yukarı çıkıyorlardı. İki bekçi tamam 27 gün bu işkenceli hayatı yaşamış- lar, hemen hiç uyumamışlardır. Yirmi sekizinci güü fırtma bir parça hafilemiş ve Cogue ismin- deki " tahlisiye — gemisi geçerek bekçileri almış, karaya çıkarmıştı Resmimiz fenerin fırtma esna- sındaki halini, uzaktanı ve yakından görünüşünü ve 27 gün mahpüs kalan bekçileri gösteriyor. adasından köy arabalarile Romaya gelenler G vardı. yolkuna düğünü mütasebetile-Ttalyân “vilâyetlerinin her birinden “ve “müstemlekelerinden omaya heyetler gelmiş, bunlar büyük bir geçit resmi Fakat en çok nazari dikkati celbeden Sardenya adası heyeti olmuştur. Ada €te mensup kadınlar yerli kıyafetlerile ve Gküz arabaları içinde geçmişler ve çok apmışlardı. Bu heyetler içinde | ERARARE A S — çAĞ TPET a 19 Kânunusani 1930 —— İzmir mektaupları — -T İzmir 12 (Husüsi) — Bu sene İzmirde kış olmadı desem caizdir. Teşrinievelde biraz soğuk olmuş ve herkes kışın birden bire bas- tıracağını tahmin ederek paltula- rına, mantolarına sarılmıştı. Fakat bu tahmin boşa çıktı, bir iki hafta sonra havalar açıldı, güneş her gün meydanda, baharı aratmıya- cak bir hava.. Yağmur, evsimi olmasına rağ- men yağmamış ve dolayısile zürrat da endişeye düşürmüştü. Tuhaf bir tesadüf. olacak ekmeğin ok- kasına otuz para zam olduğu gün yağmur da hafif, hafif başladı. Dört beş gün mülemadiyen hiç kararını bozmadan yağdı, yağdı.. Bu bereketli yağmurdan sonra özleye GAST ANDAK Yüi bir, denbire-güldü. Bilhassa yağmur Seferihisar ve Kemalpaşa havali- sini çok-memnun etmiştir. Şimdi ortalk yaz gibi Hava her gün açık ve güneş Şunu da ilâve edeyim ki, İzmir de soğuklar kömür fiatile öl- çölebilir. Geçen sene bu vakit- lerde kömürün okkası 30 kuruşa kadar fırlamıştı. Fakat bu. sene gene ayni mevsimde bulunmamıza rağmen çok şükür kömürü 9 ku- ruşa alabiliyoruz. Parklar ve. sinemalar Havaların güzel gitmesi cuma günleri Karşıyakayı, Bahribaba Bilhassa düşmeyecek bir manzara —arze- diyor. Halk bir parça kış mey- simi içinde bulunduğunu- hâtırla- masa deniz banyolarına da ko- şacakl. Bu meyanda sinemalar da Tebalep dolu.. Sinema dedim de hatirıma geb di. Şu sinemaların ahlâk üzerin- deki-tesiri hakikaten çok mühim. Meselâ bazi sinemalarda aşk, sevda filimleri, harikulâde içtimai- mevzular.. Bunlar İzmirde yalnız Kordon ve Hükümet semtlerir gösterilen. filimlerdir. -Bu civar ahalisi emin olunuz ki, aşkla, sevda ile,süs ve ziynetle meşgul- dür.. Keçeciler semti sinemaları da mütemadiyen cinayetler, eşkı- der, atlama, gibi filimler gösterir.. at edecek olursak yanke- , hirsizlığın, - cinayet ve sarhoşluğun revaç bulduğu muhit te burasıdır.. Geçenlerde polis müdürlüğü - senelik zabıta vuku- atını gösteren bir istatistil dihkat ettim bu kabil vukuat bep bu muhitte baş gösteriyor.. Ticaret, Ziraat Ziraat yukarıda da — yazdığım z —>fEmirden bir manzara: Karataş wö”asan: Sinemalarla beraber parklar da doludur, ince pardesü ile gezenler çok sör-ciheti gibi yağmurların vaktile yağmak sından şayanı şükran bir dereceye geldi. Zeriyatm geçen seneye nis- betle fazlalığı vardır. Şayet bun- dan sonra da havalar münasip bir tarzda geçerse ekmeği ve le- vazımı zaruriyeyi biraz daha ehven almak kılııil olacaktı Bu ay İzmir ticaretinin durğun zamanıdır. İthalât esasen gümrük tarifeleri — sebebile daha evel pek fazla olarak yapılmış oldu- Zundan şimdi hemen hiç yok mMmesabesindedir. İhracat ise aşim- dilik palamutla bir miktar üzüme inhisar ediyor. Bu sene sebzeyi de ucuz yiyeceğiz, bollük daha şimdiden kendisini göstermekte- dir. Yalnız balık az çıkıyor. Geçenlerde İstanbuldan külli- yetli miktarda palamut gelmiş ve İzmir, biraz balık yüzü görmüştü. Sardalyanın okkası şimdiki halde 40, SÖ kuruştur. Çipro, Kefal, Levrek gibi balıklar da 120- 180 kuruş arasındadır. — Her tarafı denizle muhat olan İzmirde balığın bu. fiyala satılması hayretle karşılar nacak bir meseledir. Sebebi pek basit; İzmir balık- çılarının / ellerindeki / takım . pek iptidai bir şekildedir, daha faz- Tasını tedarike mali” kuvvetleri kifayet etmiyor. Bir kuvvet bunları birleştirse kooperatif haline getirse bankalarda — biraz - kredi açsa İzmirde balık her halde et fiatına çok tesir edecektir. Bu süretle balığın çok bol olduğu İzmirde konserve fabrika- ları da tesis etmek gibi teşebküs- der baş gösterir. ve bir parça da denizden istifade etmiş oluruz. Cer ir reisicumhurunun mevkü sarsıldı Amerika Londra deniz — konferansının başlıca amillerinden Amerika Re- isicumhuru Mr. Huverin mevkü sarsılmıştır. M. Huver intihap mücadelesin- de çifçilere ecnebi memleketlerden gelen zirai mevadda ağır tarife vazedeceğini vadetmiş ve bu sa- yede Reisi cumhur olmuştur. Fil- vaki Reisicumhur olduktan sonra ağır bir gümrük tarifesi hazırlamış ise de mebusan meclisinde sanayi erbabı icrayi nüfuz ederek sanayi eşyasına mrükleri artırmış- lardır, Ayan meclisinde de tarife lâyihası şiddetli muhalefete maruz kalmıştır. Mr. Huverin mensup bulunduğu * cumhuriyetçi fırka âzasından bir çoğu — demokratlarla. - birleşerek layıhayi reddetmişlerdir Londra konferansının arifesinde Mr. Huverin — dahili - siyasetteki mevkinin sarsılmış olması konfe- ransın akıbeti için iyi bir alâmet telakki omuyor. l