a 23 Kâmmuevrel 1929 ARADA SIRADA Telif eser Hayvan fikri yedi- münsebetile Darülbedai “Kör,,ü temsil ettiği gece, arkadaşlardan bir kaçına: | “Ya bü eser adaptedir, vahut ta Vedat Nedim, yegâne — sahne üstadımızdır,, demiştim. Bu sözüm © zaman sui tevil edildi, manasız sebebiyet verdi ve ün telif olmadıgını iddia eden bir münekkit mevki- inde kaldim” Bu imde hiç bir iddia yoktu, | sahnemizde, o güne kadar böyle güzel bir eser görmediğimden, — Eski rüya ile Taşparçası müstesna - birdendire * kör ün telif| olabileceğine ihtimal verme- Bugün, Hayvan fikri yedi ese- Tini — seyrettikten sonra, tekrar | ediyoru: | Vedat Nedim yegâne sahne “üstadımızdır. Hayvan fikri yedi, bu senenin en kuvvetli eseri addedilmek lâ- vam gelir. Bu hükümle, Vedadı İpse-. nin, Şekispirin fevkine çıkarıyorum zannedilmesin. Yalız bir kere “daha iddia ediyorum ki sahnede piyesi herşeyden evel — hakiki Türkçe kurtarır. Hayvan - fikri “yedi, herşeyden evel kuvvetini telelif olmasından ve pürüzsüz türk- çe yazılışından almıştır .Bu ese- ri,ne Emin Beliğ beyin güzel oyunu ne de Bedia hanımın canlı temsili kurtarmıştır. Vedat Nedim, muvaffakiyetini gene Vedat Nedi- me, Vedat Nedimin sahne üslu- buna medyundur. Pek iyi olmyan eserleri, san- “atkârların kurtardığı vakidir, fa- kat iliraf etmemiz Jâzımdır, ki “Darülbedai — sahnesinde, az çok sanatkârları kurtaracak eserler oynanmalıdır . — Muvaffakiyetin sırrını biz burada görüyoruz. — Hayvan fikri ” yedi eserinde, tez aramak, bence bu eserde mutlak bir kusur görmek arzusu- na kapılmak demektir. Meslek- — taşlarımdan ikisi, biri “Vakit, te diğeri “Milliyet, te mevhum bir tezin çerçevesine girip, ufak tefek kusurlar buldular. Ben, Hayvan i yedide hiç bir kusur yoktur diyeceğim. Bu eser, bize belki biraz garip gelen bir. konsepsiyonun acı bir iecellisinden ,ibarettir. Tedaüi ef- kâra malik olmıyan bir karı koca- 'min ezzotik macerasıdır. Kıskanç bir. âlim koca tasav- vür ediniz, ki gayesi uğruna ka- rısını bir erkeğin kollarına atsın... Sonra, neden sonra kıskanıp onu boğsun ve çıldırsın. | Bence Vedat Nedim , sadece safha safha yaşıtmışlır, yoksa bir tezi müdafaa etmek isteme- miştir. Sonra, en mühim nokta, kolay kolay - halkin hazmedemeyeceği bu noktai nazarın tecellisinde muvaffak olmuştur. Ben Hayvan fikri yedi'yi çar- şamba gecesi seyrettim. Üç perde devam ettiği müddetce kalabalık salonda bir çıt duyulmadı. İlk — perdede, âlimin fikrine mırılda- nanlar, homurdananlar oldu, iti- razlar duyuldu, fakat sonra, her- kes, müellifin verdiği, sanatkârın . benimsediği heyecana yakalandı ve eser, samimi yürek çarpıntı- ları ile alkışlandı. Hayvan fikri yedi , seyrine doyulmıyacak, tekrar tekrar seyr- — edilebilecek birpeserdir. Bumumasobetle küçük bir noktayı işaret etmek isterim. Bizde, bugüne bu haleti ruhiyeyi, perde perde, Bir kaç günden beri her tarafta şiddetli soğuklar başladı, Avru- panm bilhassa garp ve vasat kısımlarına çok miktarda kar yağdı. Kışın pek erken başlıyan bu hucumu — karşısında — herkes yüzünü ekşitirken Kan şehrinde büyük kotra yarışları ve deniz eğlenceleri tertip ediliyor. Frosanın cenubunda - Nis şeh: | rinin yanı başında olan Kan kışın en zamanında bir bahar havası yaşar. Her ta- Birbaşı Maksvel isminde bir ingiliz zabiti vahşi hayvanların resimlerini çekmek için birlikte Afrika içlerine büyük bir üretkâr İngi- liz zabiti bu maksatla nihayetsiz illerde, vahşi ormanlarda dolaş- mış ve en yırtıcı hayvanların re- sim ve filimlerini çekmiştir. İngiliz ile cesür kadar küçük rollere ehemmiyet verilmez, hizmetçiyi kimse oyna- mak istemezdi. Halbuki sahnede ehemmiyetsiz rol yoktur . Bir kelimenin — söylenişi, bütün blr Kan limanının manzarası rafta soğukların başladıgğı şu si- rada Kanda hararet 18-19 derece- dir. Bunun - için herkes paltosuz pardösüsüz geziyor ve deniz üze- Tinde gezmekten zevkaliyor. Kotra — yarışları münasebelile | bir çok zenginler hususi yallerile Kane gelmişlerdi. Bu yüzden liman mükellef yatlar, kotralarla dolmuştur. — Yarışlara” 'sene ba- Akdenizde Uzun ve yorucu mesaiden sonra gayet güzel bir fotograf kolek- siyonu elde etmişlerdir. Bu ko- leksiyonda arslanlar, kaplanlar, parslar, filler ve hemen hemen” ingiliz kolleksiyonundan alın- i orman kena- perdenin zevkini kaçırabilir. Hayvan fikri yedide,Neclâ hanımı , ilnci derece rollara da Galip ve Behzat beyi çıkarmak rejisörün iyi yaptığı şeylerden zengin Kış ortasında kotra yarışları.. Kan limanında dünyanın en mükellef hususi yatları toplandı ediliyor. Bunlar arasında bir kaç ay evel Amerikadan kalkmış olanlar da varmış. Kotra yarışlarından sonra çiçek muharebesi ve karnaval hazırlığı | başlanacaktır. Fakat bu eğlence lere ragmen bu sene Kan okadar kalabalık değildir. Amerikadaki mali buhranın bu şebir çok zarara — sokacağı, geçen — sene- lerdeki kardan çok — Amerikan gelmiyeceğinden bir çok fük otellerin boş kalacağı tah- imler Afrikanın kızgın çöllerinde vahşi hayvanlarla karşı karşıya.. n rında se içen bir fil gösteriyor. Binbaşı Maksvel en ziyade fillerin resimlerini çekmek- te müşkülata uğramıştır. Zeki- hyvanlar cıvarda bir ya- bancı olduğunu derhal bissederek kaçıyorlardı. Bu itibarla t ler koleksiyonun en kıy- . Bu küçük rollerde Nejlâ hanım başta olmak üzere, Behzat ve Galip beyler fevkalâde iyi idiler. Selâmi İzzet ailesint Tavcılık 10 liralık âdi bir saat 120 liraya nasıl satılır? Süleyman ağa otelden bugi ilc defa çıkıyordu. Meşakkatlı bir | Anadolu seyabati onu hayli yor- muş, rahatsız. etmişti. İki gün dinlendi. Bu her tarafı kapalı otel odasında daha ziyade kalımazdı. İlk defa “geldiği İstanbulu biran evvel görmek, istediklerini hemen almak ve derhal köye dözmek | istiyordu. Örsde bir. kızı var, kendisini ve gelireceği düğün hediyelerini bekliyor... Ötelden çıktıktan sonra geçtiği yerlere, sokaklara işaretler koyarak her kesim alışveriş ettiği kalabalık bir yere geldi, burası yeni cami meydaniydi. Süleyman ağa şimdiye kadar böyle çok insanın toplandığı bir yer görmemişti. “Burada, ayak üzerinde herkes bir şey alip satıyordu. Hayran hayran etrafına bakınırken yamma bir adam s0- kuldu, elindeki — köstekli saatı gösteri — Ağaml! Saat lâzım mı? Ha- lis altındır. Bu aralık iki adam daha geldi. Süleyman ağa da dahil olarak konuşmağa başladılar: — Kösteği de altın mı? — Elbette, 24 ayar. — Makinelerini aç görelim. — Nah işte, çifte saatte bir dakika şaşmaz. — Fiati kaşa? — Müzayedededir. Hafız Süley- man efendi 80 Hira, 24 maşa, yep yeni bir santi yüz ona Fiat arttı ana kadar yar. Ş — Ben 120 pangonot veririm. — Al hayrım gör. — Ağaya kısmetmiş. — Ağal İyi bir mal aldın se- nelerce kullan. — Köydeki damadıma hediye götüreceğim. — Uğurlu kademli olsun güle göle kullansın. Süleyman ağa 120 liraya saati alıp kalabalığın içinden kayboldu. - Mezata iştirak eden 2 adamla saatı satan, Balıkpazarına — doğru giderlerken konuşuyorlardı: — Saatle kösteğin ydı? — Tam 8 lira, — Altın suyumada batırtmıştım. — 9 haydi 10 olsun — 110 lira kârımız var ket sermayesi bere- vallı herif, amma yuttu ha — Öyle enayiler olmasa biz açlıktan ölürüz. Bu üç adam hırsızlardır. “Tavcı, denilen Adanada kömür buhranı var Adanada bir kömür buhranı fabrikaların balkın ım olan kömürü kullanmaları bu t etmiştir, Bundan başka — bir âmil daha vardır. Adananın kömür pazarın- daki meşhur bir kaç kömür tüc- |carı Aydınlıların şehire getirdikleri kömürü daha pazar gelmeden sokak — başlarında — yakalayarak Bu şayanı dikkat vaziyet karşı sında Adana belediyesi şiddetli tedbirler almaga karar vermiştir.