. hikâyesi Madam Pelardier'in — çocuğu yoktu. Aile namına, iki hemşeri- den gayri kimsesi mevcut değil- “di. Onlar da kendisi gibi duldu- lar ve Mısır'da otururlardı. Madam, kocası askeri kayma- kam — Pelerdier'nin — vefatından sonra , Fransa'nın merkezi şehir- lerinden birinde , *kocasının mu- vazzaf bulunduğu kışlanın civa- rında yaşıyordu..... w Felâketler biribirinini takip eder. Kadıncağız, kocasını kay- bettikten on ay sonra - ihtiyar ahçı kadını da - kaybetteti..... O zamandan itibaren, kaymakamın karısının evi, lâyuat velâ yuhsa bes- lemelere uğrak oldu. İki üç sene zarfında tamı otuz dokuz hizmetçiye hüsnü hal varakası imzaladıktan ıza gülümsedi. Cenabı Hak, ona Coralie Fruttet isimli bir hizmetçi, - hayır! - bir hizmetçi değil, bir can yoldaşı ihsan eyledi Coralie, on dokuz yaşında- ( Daha ilk defa olarak elkapısında hizmete — giriyordu. Kasabalar- dan birinde tekaüde çekilmiş bir kumpanya — arabacısının - kiziye Doğrusu, sütü temiz kızdı. On parmağında on marifet — vardı. Doğuşundaki — meziyetleri - hiçbir tahsil ve terbiye bozmamıştı. Tam üç zarfında, Madam Pelar- die, hizmetçisinden memnun ve mesut yaşardı. Haftada iki kere, sinemaya giderlerdi. Kıza, çinli beziği — öğretmişti. — Akşamları, karşı karşıya oynarlardı. İnsan, tesadüflerin büyükl hayret etmeli, Şayet Madam Pelardier'ye tesadüf etmeseydi, Coralie, çinli beziğini nerede öyrenecektil Geceleri, münevverce geçirir- serdi. Ya o, ya öteki, yüksek sesle roman okurdu. — Romanı kim okursa okusun, nelicede ötekinin ayuklamağa başladığını görerek susardı. Her ay başında, pazar günleri, Corolie, kasabada ailesi ,yanına gider, bir gece orada kaldıktan sonra pazartesi sabahi erkenden dönerdi. Bu müddet zarfında, Madam, evin işlerine bizzat bakar 've yemeği de kendi pişirirdi. Üçüncü senenin sonunda, bir haile oldu: Ceralie'nin ablası Al- bertine hasta düştü. Halbuki, bu kaz, evdeki bütün işlere bakmakta imiş. Bunun üzerine, Coralie'nin ba- bası, Madam Pelardier'den, kızının birkaç ay müddetle geri gönde- rilmesini rica etti. Genç hizmetçi bu haberi ken- ne verdiği zaman, kaymı mın karısı, elemini gizliyemedi: — Sen gitme de onlara başka hizmetçi bulalım. Parasını ben veririm! - dedi — Babam, katıyen razı olmaz. Hem, oraya gidip çalışmağa be- cerikli hizmetçilerden kimse razı değildir. Madam Pelardici —Ne yapmal -diye üzülüyordu. Coralic: —Belki bir çare vardır amma, bu çareden madama bahsedemi- yorüm, sıkılıyorum, — Sıkılma, söyle, kızım! — Peki, efendim. Kasabada, bizim evde, boş bir oda vardır. Burada yalnız kalacağınıza benim- e beraber gelseydiniz. | — Babana yük olmaz mıyım? — İstağfurullah! Niçin yük ola- caksınız? Esasen, orada, hayat pahalı değildir. ki. Ben, yarın, bir mektup yazarım. Ne yapmalı? Madam, geceyi asabi gecirdi. Ertesi gün mektup yazıldı. Müs- bet cevap geldi; ve, iki gün sonra yola çıkıldı Coralie'nin - babası — Fruttat evi, bir nevi ciftlikti. Genç kız, gider gitmez, ev işlerile meşgul olmağa — başladı. Kaymak: karısının hizmetine Francine indeki küçük kızı verdiler. Bu kız, Coraline gibi üç sene terbiye ve “antrenman, görmüş değildi. Madam, sabahliyin yatağının pek berbat - toplandığını; - süpürgeyle tüyün odayı ve eşyayı pek nazi- kâne okşadıklarını gördü. Mama- fih, asla şikâyet etmeden, noksan kalan hizmetleri bir saatte tamam- ladı. Böyle tenha, hareketsiz kasabada, insanın bir saat ev hizmi olmiyor. Öyle yemeğinde, kadıncağız farkına vardı ki, iki kişilik ye- meği mükemmelen yapabilen Co- ralie, on kişilik yemek pişi mesi mevzuubahs olunca, bu işi beceremiyor. Binaenaleyh — kay- makamın — karısı, — yenlerini si- vadı. Bizzat matbaha — girdi. “Olmaz! Molmaz!,, diyen evsahi- bine * Vallahi, bu işi gönül ey- lendirmek için yapıyorm!,, ceva- bini verdi. Fakat kendi yaptığı yemekler- de pek iyi olmadı. Zira yağ etin cinsi berbat, un kaba, sebze ucuz cinsten ... Ertesi gün zenbili eline Tattu - çarşının yölünü | alıyor, kendi. pişiriyodu. Fruttet, izzeti nefis sahibi bir adamdı:) — Madamın sırtma ev. masa- rifini yüklemek) istemem! - dedi - Ne masraf ediyorsa, — hesabını tutsun. Parasını verelim. Coralier — Aman, ne diyorsunuz, baba? Kabul eder mi hiç? - dedi. . — Kabul etmelidir, çare yok! Kadın eve zembille döndüğü vakit, meseleyi kendisine söyle- diler. — Canım, peki, peki, -cevabını verdi. Hakikaten, o günden itibaren, muntazaman hesabını tuttu, (Yas gin, etin, sebzenin en iyi cinsini | aldığı halde, en fena cinsinin he- | sabını verdi.) Senelerce, aynı vaziyette yaşadı. Fakat, işin garabeti şu ki, Frut- tel ailesi, ona, lüzumsuz ve mas- rafı çok bir hizmetçi mazarile bakmağa - başladılar. Ve, eğer, masraf puslasında hile yaptığı zahip olmadılarsa ne mutlu! Mütercimiz (Hikâyeci) uğraşması hiç de fena aldı. Kendi ülmiyin! Fena bir âdet Bir köy düğününde silâhlar atıldı, bir genç kız öldü M. Kemal paşa kazasının Hacı Alunet köyünde İdris oğlu Halilin düğününde davetlilerden Alpogot köyünden Berber oğlu Mehmet, gelin arabadan inerken âdeti m: halliye üzere hamil olduğu av fengini endaht ederken kurşun ile | doldurulmuş tüfenkten çıkan mermi o sırada gelin arabasından inmekte olan Hacı Ahmet köyünden on yaşlarında Alinin kerimesi Hatice nin kasığına isabetle mecruhiye- tine sebebiyet vermiştir. Zavallı kız aldığı cerihanın ehemmiyetine binaen az bir zaman sonra vefat etmiştir. Katil tutulup evrakile adliyeye verilmiştir. Silâh atmak- hğa müsamaha eden köy heyeti hakkındada tahkikata balşlanmış- tır. 500 firalık Kiymetli eşya piyankosu (AKŞAM)ın rağbet dolayısıyla kendilerine Kıymetli eşva piyankosu şeklinde hediyeler — vermeğe karar vermiştir. 500 liralık Eşya piyankosunda 83 kari- imize —muhtelif - kıymetlerde hediyeler verilecektir: Birinciye 100 lira ikinciye —80 ,, Üçüncüye 20 ,, ve 30 kişiye 5 Jira kıy- metinde eşya verilecek ve 50 kişiye de 200 liralık Şeker, Çikolata, Kitap ve sair hediyeler takdim edilecektir. | Şurasını izah edelim h eşyayı, karilerimiz, kendilerine göstereceğimiz büyük bir ma- ğazadan bizzat arzu etlik- leri cinsten alacaklardır. ve bu eşyanın parasını gazetemiz verecektir. Der 500 aa Liralık kıymetli eşya piyankomuz devamı ediyor ze- HER GÜN dTüncü sahifenin alt tara- fındaki - kuponumuzu kesip saklayınız ! Bu kuponları ne vakit gön- dereceğinizi ayrıca yazacı Kuponlar için Her gün ga- zetemizi takip ediniz. Piyanko hakkındaki fazla tafsilâtı bilâ- hara verceğiz. Cafer Fahri Bmar aa karaş Yeni Tavukçuluk — 200 Av ve salon köpekleri S0 Keçi beslemek usulü - 50 Tavuklara çok yü- murtlatmak için ne yedirmelidir? 10 Çifçi “kütüphanesi Nişanlınızın bir çocuğu var, onunla evlenmeyiniz! Amerikanın Ohyo şehrinde misli görülmemiş çok garip bir hırsızlık oldu Amerikada Ohyo şehrinde şeh- rin en kibar ve zengin ailelerine mensup iki gencin, kilisede izdi- vaçları icra edilirken garip bir vaka olmuştur, Genç Vilyar Konstan Anfinin parmağına nişan halkasını takacağı esnada kuca- ğında bir küçük çocuk olan genç bir kadın meydana çıkmış ve geline hitaben ; Nişanlınızın, bir çocuğu var. Sizinle evlenmek için bizi terke- diyor. Buna razımısınız,, demiştir. Vilyam kadını hiç tammadığını Batel nişanlısı ve çocuğu olmadığını söylemişse de ortalık karışmışlır. Gelin bar girmiştir. Bu sırada kilisedeki güri işiden polis memurları yetişmişler ve meseleye sebebiyet veren ka- dını aramışlardır. Kadın bir türlü bulunamamış fakat davetlilerden bir çoğunun üst başının perişan olması polisin nazarı dikka celbeti Davetliler, başka - davetlilerle 'damadın çocuğu vardır, yoktur,, diye münakaşa ederlerken erkek- lerin portföylerinin, kadınların bir kısım elmaslarının çalındığı anla- şılmıştı P ve iki saat zarfında, hırsızları ya- kalamışlardır. Mesele şudur: Zengin iki aile- evlâtları evlenirken davetli- lerin de zengin olacağını - tah- min eden bir çete, genç kadıma bu sözleri söyleterek ortalığı allakbullak etmek suretile | ler tahkikata başlamışlar Davetlileri birbirine katan kadın ve çocuğu fırsattan istifade etmenin yolunu | bulacaklarını düşünmüştür Vaka tahmin ettikleri gibi ol- muş, sekiz kişiden ibaret olan çete, kiliseye davetli gibi gelmiş 've kadın ortaya çıkınca herkesi birbirine — katıştirarak — külliyetli para ve mücevherat aşırmışlardır. Mesele anlaşıldıktan sonra her kese mali iade edilmiş, iki saat sonra dügün icra edilmiştir. :| Çabuk evlenemediği için.. Hiddetli bir adam müstakbel damadının kulağını kopardı Marsilyada Lui Miranda isı de genç bir amele, Pronare is- bir tramvay - kontrolörü nün kızını sevmekte imiş. Mari genç kiz da Luiyi seviyor ve onu ekseriyetle eve yemeğe davet ediyormuş. Pronare önceleri, Luinin eve haf- tada bir kaç akşam gelmesini hoş görmüş, fakat — Lui'nin bir türlü nişanlanmadığını — görmüş, sinirlenmeğe başlamıştır. Nihayet bir akşam eve geldiği vakit Luiyi sofrada oturmuş, kendisini bekler görünce, birden bire fena halde kızmıştır. Li Seninle bir mesele hakkınde görüşmek isterim, yandaki odaya gel.. demiş. genç adam yerinde minde ismindeki kalkarak Pronarayi takip etmiştir. * Odaya girdikleri zaman, Pronare kapıyı kilitlemiş ve bir masa üze- rinde dur Luinin üzerine yürümüştür. “Tramvay kontrolörü: “Kızımı almıyacaksan niye bize bu kadar n bir kerpedeni alarak sık geliyorsun, demiş ve Luinin kulağını kerbetenle sikıştırmıştır. Kontrolör, zavallı gencin ferya- dına ehemmiyet vermeyerek ku- lağın bir. parçasını koparmıştır. Mari Pronare Akan kanlar Pronareyı daha asa- bileştirmiş, genç adamı dövmeye başlamıştır. Luinin feryadını işiden aile ef- radı. kapıyı kırmışlar ve zavallı Luiyi baygın bir halde Pronarenin elinden kurtar mışlar ve hastaneye nakletmişlerdir. - Pronare tevkif edilmiştir.