— 0im İmdat boğuluyoruz! Canavar, deni: z canavarı! Can kurtaran yok mu? — Aman deme.. — Vallabi.. Hakikaten ip sonuna yaklaş- mıştı. Sandal sallanıyordu: — İp kes... Diye bağırmağa kalmadı. Sandal allak bullak oldu, hepimiz birden denize döküldük. Sular içinde... Avazımız çıktığı — Boğuluyoruz.. — İmdat. — Canavar!.. — Deniz eanavarı ! — Can kurtaran yok mu ? Ben iki elimi ağzımın kenarına siper ederek gemiye doğru hay- kardım : — Kaptan, Kaptan... Lâkin nerede!. Vapurdan adam alallı açılmıştık. sandalda bana yardım eden mah- küm yanıma yaklaştı : —Cemil efendi.. — Ne var..? — Sandala gidelim... — Sayıklıyor musun çocuğum... Sandalın battığını bilmiyor musun?) — Bakın sandal olmuş durüyor.. Hakikaten çocuğun dediği gibi doğru idi.. Sandala doğru ilerle- meğe başladı — Ver elini bana.. — Sen de bana tutun.. İkimiz birden ilerlemeğe başla- gık. Ve biraz sonra sandala yetiş: tik üzerine çıktık. — Cemil efendi. yle? — Sandal yürüyor. Dikkat ettim, hakikaten sandal yürüyordu.. Bir az sonra bir sar- Sıntı oldu, biz tekrar denize yu- varlandık. Cene kayığın üstüne cıktık.. Yanımdaki genç; — Buldum, dedi, kayığı salla- yan, deviren, yürüten nedir bili- 'yer musun? — Nedir? Canavar? Sabi. İpi kesmedik de ondan.. Artık kesemeyiz de.. Balta nerede?.. Demekki bayvan hi ileride tersi ölme- miş.. — Olür mü o canavar.. — Vapura bağırsak bir kere.. — Duymuyorlar ki.. — Sen bağır bakalım... Çocuk avazı çıktığı kadar ba- gardı, lâkin hiç bir fayda olmadı. Diğer taraftan denizde çırpınan mahkümlar da hep bir ağızdan haykırıyorlardı: — Yahu bi — İp atın. — Cemil elini tut... — Yahu yukarıya çek beni, şimdi boğulup gideceğim... — Cemil efendi.. Beni unutma. Çoçukların hangi birini kurtara- cağımı - bilmeyordum. Hepsi de bana elini uzatıyordu. Onları birer birer tutarak yukarıya çek- tim... Lâkin bu eşnada arkamızda bir feryat koptu: de alın oraya... — Cemil!.. Dönüp baktım, kimse yok... Tersine çevrilmiş sandalın muva- zenesi bozulmasın diye gayet ih- tiyalkârane davranıyorduk, çocuk- ların hepsi sandalın üstünde de- gildi. Bir kısmı da suyun içinde elleri ile sandalı tutuyordu. Bu esnada ikinci bir feryat koptur — Cemil.. Gene p baktım.. - Allah Allah kimse yok.. Yalnız sularda bir çalkanış var.. — Ce.. Bu sefer de arkamda ne in vardı ne cin.. Birden aklıma geldi.. Mahkümlardan olmasın i eksik Sayalım vallahi eksik, yok. larında küçük bir yoklama yap- tılar: — Jak burada.. — Hanri buradi — Jan burada.. — Frederik burada... —A şey yokl. — Kim... — Lionlu.. — Sahi Falyer nerde?.. — Falyerl, — Falyer!. Hepimiz — Falyer ! — Falyer |.. Ses yok... Neden sonra boğulan bir adamın gülgülesine benzeyen bir ses işittik : — Bo.. gu. u. yon. rüuuum | Dönüp baktık, hakikaten sula- Tın arasında bir cisim... Bu Fal- -| yedir.. Hemen bağırdım — Gayret et.. Şimdi. geliyo- rum. Ve böyle söyleyerek sırtım- daki yaş ceketi çıkarıp Falyere doğru kulaç atmağa başladım . Ben yaklaştıkça onun - vaziyeti fenalaşıyordu. Hani nerede ise boğulacak.. irden bağırdık : (Arkası yarın) * Bir iflâs kararı — Beyoğ- lunda Hammalbaşında kundura ticaretile meşgul Yorgi Kaletinin iflâsına karar verilmiştir. * Maznun antrepo memurları— Ticaret odası antrepolarından bir müddet evel sirkat edilen 8.000 liralık eşya meselesinden dolayı mahkemeye verilen antrepo me- murlarının mahkemesi bitmek üze- redir. Maznunlar 18 kişidir. Bunlar- dan bazıları af ve tecil kanunun- dan istifade c maznunlardan 3ünün mınca tecziyesi, ikisinin beraeti talep edilmiştir. Müdafaalarda yapılmış olduğun- dan yakında karar tefhim edile- cektir. * Ecnebiler hakkında tetkikat — Ecnebilerin yapabilecekleri iş- ler hakkında iktisat encümeninde üzakere edilmekte olan lâyi nın tetkikatı bir müddet tehir edilmişti Pariste toplanacak olan ve ta- rafımızdan Zekâi B. in bulunacağı konferansın — neticesi alındıktan sonra lâyıhanın müzakeresine de- vam edilecektir. * Eski paralar talimatname- si — Eski paraların değiştirilme- Si için talimatname tabedilmek- tedir. Tab'ı bittikten sonra lâzım- gelen yerlere gönderilecek, tat- bikata geçilecektir. | Şark sür'at katarı bir taarruza uğradı Belgrattan - bildiriliyor: Bulgar şakilerinden mürekkep bir çete şark sür'at katarına taarruz et- miştir, Şakilerin bu taarruzu tren derunündeki müstahkdemin - tara- fından - tardedilmiş ve tren 3 saatlik bir- taahhürden — sonca yoluna devam ederek Çaribroda gelmiştir. Telefat yoktur. Zanno- Tunduğuna göre bu taarruz Van- ka Mihailof namındaki bir ser- kerdenin — adamları — tarafından tertip ve icra edilmiştir. * Celâl ve #Kavalalı Hüseyin B.ler Ankaraya gittiler — Bir kaç gündenberi şehrimizde bulu- İş Bankası U. M. Celâl ve İstanbul mebuşu Kavalalı Hüseyin beyler dün akşam Ankaraya ha- reket etmişlerdir. * Edirne'nin kurtuluş bayra- mına iştirak edecekler — Pazar- tesi günü Edirne'nin kurtuluş bayramıdır. Polis M. Şerif, üncü şube M. Saadeddin B.lerle diğer bir çok zevat, yarın Edirneye gideeekferdir. * Buğday sahtekârlığı — Ka- nada buğdaylarının Amerika buğ- dayı diye gümrükten geçirilmesi | ve farkı resimden istifade edilmesi suretile yapıldığını vaktile haber verdiğimiz sui istimale ait mah: keme kararını gümrük idaresi temyiz etmiştir. Buğdayların mi saderesi — veyahut — bedellerinin tahsili için karara intizar edilme- ktedir. Kanada malım Amerika malı diye gösterenlerden 50,000 lira ceza ayrıca tahsil edilmişti. * Karacabey harası— Mevaşi bakkında / tetkikatta — bulunmak üzere Lehli mutehassıs Karacabey barası çifteler çiftliğini, hara ve depoları gezmiştir. Mütehassıs ya- kında raporunu hükümete vere- cektir. Mütehassıs bilhassa mem- leketimiz mütehassislerile görüşe- rzek iki memleket arasında ilmi münasebatın tesisine çalışacaktır. * Tütün inhisarında ikramiye — Tütün inhisarı, imalât ve müba- yaat memurlarına 100 - 500 lira arasındn ikramiye verilecekti x& M. Aron'la karısının cesetleri — Tekatlıyan da intihar eden inin çantaların- markla diğer kıymetli eşya, Alman konsolosa- nesinde alacaklıların matlübatına karşılık olmak üzere Berline gön- derilecektir. Şehrimize gelen M. Aron'un dostu M. Vrezin, bu paralar kendisine teslim edilmedi- ı için cesetleri Almanyaya nak- lettirebilmek üzere müntebirlerin ailesinden para — beklemektedir. Paramın gelmesi gecikirse Alman konsolosanesi, cesetleri defnettireceklir. * Malül gaziler gene toplan- madıl Dün malül gaziler cemiyetinin Darülfünun konferans salonunda toplanması mukarrerdi. Fakat nizamname mucibince ek- seriyet hasıl olmadığından içtima gelecek haftaya tehir edilmiştir. * Telsiz istasyonunun muha- bereleri — Ahiren faaliyete baş- hyan posta ve telgraf telsiz is- tasyonları Berlin, Viyana, Londra, Paris ve Roma ile bilâ vasıta irtibat temin etmiştir. - İstanbul telsiz istasyonunun vapurlarla da burada muhabere edebilmesi temin edil- miştir. * Zeriyat müdürü — Halkalı ziraat müderrislerinden Fazıl B. İktisat vekâleti zeriyat müdürli Dün akşam 150 ve 200 kuruştur. 25 Teşrinisani Pazartesi gi virtuozla takviye Porfümüri MULEN RUJ | | GEE L İİ külat ve meşrubatı veren mmintazam bir büfe temin edilmiştir. Bundan sonra her gün ve her gece ailelere mahsus lübiyatlar verilecek. Gündüzler saat 18 den 20 ye kadar matine dansant olacaktır. Konsomasyon mecburi olmak şartile duhuliye 30, localar Soği uk algınlığı | Sancı veren ıhllkanl dzm ııııı devrana | getiren ve seri tesir Sloans liniman İstimali ile zail olur ve sancılar “sükün — | LÜ PİVER A Ş, Şişli Ahmet Bey sokak No, 86 “Müzik Hol dilmiştir. Feykal do bir surette temin va pek nefis m Bükreşe giderken İslanbulda yalnız bir kaç gün tevekkuf edecek olan EDVARDO BİANKO saat 161/2 ve akşam 213/4 te üç edilen arjantin orkestrası yeni — repertuarile OPERA sinemasında icrayi terennüm edecektir. görülen FETİCME LTPIVER | Esans Si İstanbul - Şubesi Tel. Beyoğlu 3044 îî benizsizlik »cin yegane deva kanl Ha manlakip e0bba tarafından tertip Ha MlIJIK KALBİ İspanya büyük elçisi — * Japon — elçiliği — işlerine bakan Baron Oşida dün Ankaradan geldi. Diyor ki: — İşim bitti, Hariciye vekili- * nizle Ankarada görüştüm. Türk- Japon işleri çok iyi gidiyor. Ti- caret işlerimiz de ilerliyor. , Öğrendiğimize göre Japon büyük W elçisi ay başında İstanbula gele- cektir. V R İstiklâl caddesinde yayalar için geçitler — İstiklâl caddesinde * muayyen — yerlede genişliğinde renkli taşlardan ge- çitler yapılacaktır. Vesaiti nakliye, yaya yolcuların rahatça geçebil- in bu renkli geçit yerle- “atlerini azaltacaklardır . tre içer Kaönüra KANSIZLIK a eden üinişüir Nörasteni, zafiyet ve Cklorose SIROP DESCHİENS, PARIS « Sinematografi Fransez » gazetesi DİANA (1812) filimi hakkında şöyle yazıyor: Bu filimi seyredenler artık kurtulmak imkânını bulamıya- cakları gayet meraklı bir ma- ceraya atılıyorlar. İstanbul Tuğundan: Sirkecide küçük İsmail paşa hanında 12-13 numarada mukim en mübaşirinin verdiği raporda ametgâhını alı ay mukaddem 'terk eylediği anlaşılan Apdülkadir bey tarafına; Ali Saim beyin İstanbul Aslıye birinci hukuk mahkemesinin 31/3/ 928 tarih ve 28/60 numaralı ilâmla bermucibi kongurdato ciheti kefa- letten zimmetinizde alacagı olan 750 liranın tediyesini natık tanzim kılınan ödeme emri ikametgâhını- zın meçbüliyeti hasebile tebliğ olunamadığından — tarihi ilândan itibaren bir mah zarfında itiraz eylemediğiniz ve anı takip eden sekiz gün zarfında da borcu eda veya borca kâfi mal ve alacağı- nizi irae eylemediğiniz surette müddeti “mezkürenin - hitamında takibe selâhiyet geleceği mezkür ödeme emri makamına mak üzere ilânen teb'iz üçüncü icra memur- Bin ob