Tarihi roman tefrikamız:17 BİZANSIN SON GÜNLERİ Yazan: iskender Fahreddin «Elvira, Bizans orospularından biridir!!!» Bu sırrı İfşa eden (Klio), rakibesinden intikam almağa karar vermişti... Sâfinaz, Rüstem beyi haremi humayuna geçerken yakaladı: uUtanmaz, dedi, kimin, yanından geldigini biliyorum! Odama gel... sana bir çift sözüm var!» vus Kuşu hediye sarayın bahçesinde gezip eğleniyordu. Rüstem bey, (Kliojnun sözlerini | — — Agripas cenapları da arka- sükünetle dinliyordu : sına bekarak, kemali şerefle (!) — Nasıl, dedi, Elvira burada | buradan gider... n kalacak ? — Eve ediyormuş. Rüstem bey, sevgilisinin yüzüne hayretle baktı. — Kulaklarıma — inanmıyorum Kliol Padişah, Agripasın karısını burada nasıl alıkoyabilir? Bizans dilberi Padişah — öyle arzu | tabiatını çok iyi biliyorsun; bugün muahede imzalandıktan sonra, da- ha doğrusu biz yola çıkınca, sen bu hakikati ifşa etsen.. benim bu son ricamı kabul edersin değil mi? — Elviraya yazık olmaz mı? — Ona acıdığın kadar bana — O kadar hayret edilecek | | ; bir şey mi bu..? cimiyor musuni — Benim aklım almadı.. Bi- | — — Senin için hayatımı bile teh- zanstan gelen bir heyetin reisi | İkeye koydum.. bulunan ıdam, zevcesini, türk — Şu halde benim dediğimi sarayında, gayri maayyen bir za- | Yapmakta tereddüt etmemelisin! man için nasıl ve ne diye bıraka- | — Peki... bilir? n — Gezip eğlensin diye.., Öpüştüleri d — Ben, kendi. hesabıma, böy- | — Seviştiler. * le bir rezaleğe tahamimül edemem. Aşk olsun Agriyasa... (Klio) nun gözleri - kararmıştı. (Kilo) Bizansa muzaffer olarak dönmenin — yolunu — bulmuştu Rakibesinden “intikam almak ar: | (Elivira)nın bir müddet edirnede zusunu bir türlü yenemiyordu. — | kalması, ona bu zaferi temin — Rüstem Bey! - dedi edecel Hadisat Klionun lehine olarak devam ve inkişaf ediyordu. Rüstem bey (Klio) nun odasın- dan çıktı. Harem dairesine geçiyordu. Loş bir odanın önünde (Sâfi- naz) la karşılaşmıştı. Sâfinaz sin ve kimseye söylemiyeceksin! — Peki... Söylemem . Klio, yeni âşıkının kolları arasına — Elvira, Agripasın — nikâhlı karısı degildir... — Yaaaaall! Fakat, karısı degil de nesi dir? — Dostu. din mi? Ki | Mehmet Anadoludan getirmişti. Kapatması... Anla- | — Sifinaz pembebeyaz vücudu, Viri siyah gözleri ve mütenasip | endamı ile çok sevimli, güzel bir kızdı. Padişahın —gözdeleri arasında €en ziyade iltifatı şahaneye maz- har olan Sâfinazın bir tek kusu- ru vardı: Lüzumundan fazla kıs- kançtı ! Sultan Mehmet, son günlerde, irdiği Anadolu. isyanın- olarak dönmüştü. —Bir insan kapatmasını ka: diye nasıl meydana çıkarır. Hünkâr bunu duymasın... Agri- pasın yüzüne tükürür. — Niçin...? Bekâr bir erkegin dostu olmaz mı? — Olur omma... Bizans elçisi Agripas cenapları, bir sokak oros- pusunu Padişaha karım diye tak- dim ederse, elbette gülünç olur, değil mi? — Bu hakikatı Padişah öğre- necek olursa ne yapar? — Ne mi yapar ? - “ Madamki Bu yorğunluk üzerine Bizanslıla- | rin müracaatı da inzimam etmişt Padi siyasi işlerlerle uğraş- Elvira bekâr bir kadınmış.. O | maktan eğlenmeğe vakit bulamı- halde — daimi ” sürette — burada | yordu. Bu esnada, Hünkârın faz- kalsın!,, der... | la yüz verdiği Rüstem bey de, — Sonra..? | sarayda genç kızlarla gönül eğ- — Rüstem bey! Sen padişahın | Bu genç ve güzel kızı Sultan | Halk s'ütımu Gençleşmenin usulü, Geçen gün gazetenizde “Genç- leşmenin yeni bir usulü bulundu. serlavhalı yazıyı merakla okudum. Yüzdeki (buruşukları izale eden doktorun adresini öğrenmek is- tiyorum. Kari'lerinizden Thtiyar bir Kız Akşam — Bu havadisi fransız- ca bir mecmuadan almıştık. Pariste Berberler cemiyetine mektup ya- zarsanız sorduğunuz suale cevap verirle zannederiz. Yol üstüne — yağ fıçıları konabilir mi? Unkapanında deyirmen karşı- sında bir yağ fahrikası var. Bu fabrikanın fıçıları daimi - surette piyade kaldırımını işgal etmekte- dir. Bu yüzden - yoldan geçmek ekseriya çok müşkül oluyor. Ge- çen akşam, zaten dar olan bu yoldan iki otomobil karşı karşıya geldi fve fıçıların yolu kapaması yüzünden |büyük bir kaza vukua geldi. Otomobilin lâstikleri par- çalandı, Belediyenin nazarı dikka- tini celbetmenizi rica ederim Unkapanı kari'lerinizden Nami Sandal kazaları Geçen gün gazetenizde Haliçte bir sandal kazası neticesinde birinin boğulduğunu yazmış ve buna tentelerin sebep olduğunu yazmıştınız. Bu sabah Cibaliden Eminönüne | geliyordum. Sandalcıya tentesini indirmesini söyledim. Dinlemedi.. Fakat Unkapanı köprüsünü ge- çerken bir anafora — tutulduk.. Az kaldı sandal devriliyordu. Bu yüzden büyük bir tehlike atlattık Rüzgârlı havalarda sandalcıla- rın tentelerini açmamaları — için merciinin nazarı dikkatini celbet- menizi rica ederim, Mühendis Refik Bir mektepli kızın romanı Nevyorkun en — kibar kızlara mahsus olan Gardner mektebi talebesinden Mis- Karmen isminde henüz 16 yaşında bir kızın “Mektepli kız, namında ki maruf romanın muharriresi olduğu anla- şılmıştır. Bunun üzerine kız mek- tepten ihraç olunmuştur. Bu ro- manda leyli bir kız mektebine giren genç bir kızın hayatından ve cinsiyet meselesinden bahse- dilmektedir. lendirmek fırsatını bulmuştu. bir kaç aydanberi Rüstem beyle sevişiyordu. Sarayda, bu iki genç sındaki münasebetten kimse ha- berdar değildi. Sâfinaz, Rüstem bey, Bizans heyeti Edirneye geldiği günden beri sevgilisini ihmal ediyordu. | Sâfinaz âşıkının yolunu bek- liyordu. — Biraz odama kadar gelir misin? -dedi- seninle beş daki- kacık görüşmek istiyorum ! Rüstemin benzi sapsarı — oldı Ökseye tutulmuş, kanatları dü, bir ispinoz - teslimiyetile, etmeden yürüdü. Sâfinazın odasına girdiler. Padişahın gözdesi çok hiddet- di. — Utanmaz ! - dedi - l nerden geldiğini biliyorum. (Mabadi varj | miş tatlılimona dönmesinden, ker- şehrinde, — Tofano isimli gayetle zen- gin bir adam var- dı ki, epice zaman- dir, Gitta isimili, îcnç, güzel r adınla evli bulu- nuyordu. Bu adam, anlaşılmaz bir se- bepten dolayı kıs- kançlığa — başladı. En manasız. mese- leler — yüzünden hırıltılar, — zırıltilar çıkarıyordu. Niha- yet, bu hal, kadı- mın canına tak de- di. Kıskançlığının sebebini müteaddit defalar kocasından Kocasını sarh ra, komşu sordu; fakat, adam- delikanlının yatağına giriyordu akıllı bir cevap almadı. Rahatı bo-| kapıyı kapadı; hattâ, ardını zulan, izzeti nefsi kırılan kadın,ko- sonra, pencereni casından intikam almağa karar | önüne geçerek beklemeğe koyul- verdi. Bu maksatla, komşular ara- | du. Bir saat bekle, iki saat bekle! sındaki yakışıklı delikanlılardan | Kadın, ancak sabaha karşı sökün etti. Kapının kapalı rünce, Gitta, ne yapacağını şaşır dı. Tokmağı ve kilidi. zorlamağa başladı. Bu sırada, Tofano, başını pencereden çıkardı: beri, Gitta'ya âşıktı, amma, dan yüzbulamıyordu. - Sevgil son temayülünü nimet bildi. Tofano'nun — ilinci bir. kusuru daha vardı ki, o da, şarabı çok sevmesi idi. Gençkadın, gece- — Nafile, kendir leri, kocasını sarhoş edip yatağa | cığım! - dedi. - İçeriye giremez- — yatırdıktan sonra, — sızdığımı | sin! İyisi mi, nereden geliyorsan farkeyleyince, — usullacık koy- | gene oraya git! İnşallah, güneş 'nundan süzülüyor; komşu delikan-| doğsun, seni, konu komşu ve hısım akraba önünde rezil kepaze — edeceğim. Ne zaniye şey olduğunu meydana çıkaracağım. Kadın, yalvardı, yakardı; kocası kapıyı açsın diye abıra döktü; gece uykusu kaçtığını, bahçede şöyle biraz dolaşmak üzere d — şarı çıktığını söyledi; amma, söy- — ledikleri fayda vermedi. Genç- kadın, işinin berbat olduğunu gö- rünce, kocasını tehdide kalkı, — Eğer sen bana kapıyı açmaz- san, ben de kendimi kuyuya ata- — rıml! - dedi. - Senin ne kıskanç herif olduğunu bilenler de, beni kıskançlık yüzünden serhoşlukla boğdun sanırlar. İdam olunursun! Fakat, bu tehdit bile, Tofano'- 'nun üzerinde bir tesir göstermedi. Karısı da, bunun üzeri, lnın evine gidiyor; yatağına giri- yordu. Böylece, sabaha kadar güzel saatler geçirdikten sonra , gün doğarken bpış Hpış geri dönüyor; kocasının — yancağızma uzanıyordu. Tafano, karısının gitgide emil- disile beraber şarap içmemesinden,| gündüzleri fazla uyku uyumasın- dan şüphelendi. Zaten serde kıs- kançlık da var; ne olup bittiğini anlamak Üzere tedabir aldı: Bu emelle bütün bir gün zarfında ağzına içkinin katresini koymadı. Yalnız, üstü başı koksun diye öte- sine — berisine ispirto süründü. Sendeliyerek ve yayık ağızla şarkı söyliyerek eve döndü. Karısı, onu, bu halde körkütük görünce, daha fazla içirmek lüzu munu duymadı. Döşeğini sererek: — Haydi, zıbar bakalım! -dedi. Tofano'nun horlamağa başlaması üzerine ussul ussul yorganı açtı. Ayaklarının ucuna bassaa bassaa dışarı çıktı. Tofano, bir de yatak- tan fırladı ki, kadın, kapıyı aralık bırakarak evden sıvışmiş ve soka- ğın karanlığında kaybolrhuş bile! Pencerede beklemekten gayri çare yok! Tofano da öyle yaptı; — Eh, hakkını helâl et, koca- — ml Ne kadar olsa, bunca zaman evlilik hayatı yaşadık! - dedi. - Ben ölüyorum. Seni affettim. İnşallah mahkeme de affeder. Ve,.-karanlıklar içinde kaybol- du. Kuyunun yanına gitti. Gitta'nın hakikaten intihar mı edeceği yoksa, boynuzlu kocasına şeytanca bir oyun mu oynıyacağı yarın belli olacak. Mütercimi: ( Vâ - Nü ) Va Devlet demiryolları ve Limanları Umumi idaresinden 21/10/29 tarihinde münakasası yapılarak fesholunan 74 ton sürşoför yağı 2/11/ 29 Gumartesi günü saat 16 da pazarlıkla mubayaa edile- cektir. Taliplerin mezkür günde teminat akçalarile birlikte malze. daireside münakasa komisyonuna mür Devlet Demir Yolları ve Limanla Umumi idaresinden: 1000 ton çimento kapalı zarfla münakasaya konmuştur. Mün: 10/12/29 Sah günü saat 16 da Ankarada Devlet Demir yolları resinde yapılacaktır. Münakasaya iştirak edeceklerin teklif teminatlarını ayni günde saat 15,30'a kadar Umum müdürlük kale- mine vermeleri lâzımdır. Talipler münakasa şartaamelerini 2,5 lira mükabilinde Ankarada malzeme dairesinden, İstanbulda Haydarpaşa mağazasından - tedarik edebilirler. atları lüzumu ilân olunur. mektuplarını ve muvakkal