31 Teşrinievel 1929 İKTİSADİYAT KISMI Cihan iktisadiyatı Şeker fabrikalarımız Bu seneki istihsa- latımız ne kadar ? Uşgak şeker fabrikası iki gün evel faaliyete başlamıştır. Bu sene Uşşak . fabrikasının 310 vagon şeker imal edeceği anlaşılmakta- dır. Geçen sene bü. fabrika 210 vagon şeker çıkarmışt Alpullu fabrikası ise bu sene 320 vagon şeker imal etiniştir. İki fabrikanın şeker istihsalât) 630 vagona — baliğ olmaktadır. Her sene bu miktarın artacağı ümit ediliyor. Çünkü gerek Alpullu gerekse civarında pancar tarlala- Tının hududü gen Bilhassa geçen seneye nisbetle Uşşakta köylü pancara karşı daha ziyade rağbet göstermiştir. Uşşak ve Alpullu şirketleri pan- gar ziraatının artması için köylüye avans süretile muavenet etmek- tedir. Bu gidişle bir kaç sene sonra geker istihsalâtı 1000 vagona çı- kacaktır. Memleketimizde bir senede 6500 | vagon şeker sarfedilmektedir. Bu şekerler için 927 senesinde harice 13 milyon lira vermiştik. Her sene İ amiktarı arttıkça bu miktar da azalacaktır. Üzüm mubayaah İzmirdeki mübayaat birdenbire durmuş İzmir gazeteleri yazıyor: Müs- bulunduğu halde hâlâ piyasadan | üzüm mübayaa etmemektedir. Müskirat inbisarı, çenlerde bir miktar yan etmişti. Fakat bilâhara üzüm- | leri koyacak ambar bulamadığı sürülerek tekrar mübayaattan yazgeçmilmiştir. İnhisar idaresinin böyle zaman zaman ve hiçbir esaslı sebep yokkem mübayaattan vazgeçmesi müstahsilin vaziyetini çok fena bir sokmaktadır. İdare şimdiye kadar piyasadan iki bin çuval üzüm satın almış ve bunlardan bir kısmını suma yap- mıştır. Yunanistanda üzüm mahsulü Yunanistanda üzüm, incirlerin vaziyeti ve müstahsilin akibeti hakkında verilen şayanı dikkat malümatı berveçhizir neşrediyoruz: Son aylardaki ahvali havaiye- nin Yunanistanın üzüm ve incir mahsulüne ika ettiği — tahribat okadar çoktur ki 929 senesinin rekoltesini tahmin etmek mümkün değildir. Erbabı ihtisasın mütalâ- » göre Korentte busene kuru | üzüm mahsulü geçen senekinden | üzde —otuz, Giritte yüzde elli, | ve Patrasta yüzde 40 dundur. | Gerek Korentte ve gerekse Yü | nanistanın manatıkı muhtelefesinde | geçen sene mahsulünden epeyce stok mevcuttur. | Bu subarla bu sene mahsulü az olmakla beraber Hiatler de geçen şenekinden pek - dundur, köylü bu münasebetle müşkül bir vaziyettedir. Ahiren yağan şiddetli yağmurlar dahi kuru üzüm mah- sulüne büyük — zararlar ika ettği | gibi incir mahsulüne de azim za- tar yopmıştır. Ahvali havaiyeden gayri Kurt gibi haşaratın tah- | ribatı dahi bu sene meahsulünün | az olmasına âmil olmuştur. | Şarkta Balkanlarda Alman - Fransız | ticari rekabeti - T rk lirasının düşmesi hakkında ingilizler ne söyliyor ? Harbi umumide top ve tüfekle çarpışan — Fransa ile — Almanya arasındaki — muhasama — harpten sonra ticaret ve iktisadiyat saha- sıra dökülmüştür. Bu iki mem- leketin iktisadi cibetten en ziyade çarpıştıkları sahayı Balkanlar , şarki karip ve merkeri Avrupa teşkil ediyor. Bu mücadele Alm- anyanın taarruz. silâ' ihracat ve ticaret “kudreti ve Fransanın ki sermaye kuvvetidir. Fransa sermayedar. bir mem- leket olup Almanya ise bu cihet- 'ten fakir olduğundan Almanlar Fromsızların — seneye — küvvetiyle sokolmalarına mani oluyorlar. Fa- kat ticaret cihetinde almanlar mütemadiyen ara-i kazanmakta ve fransızlar geri'emektedir. Yalnız Türkiye ile Yunanistan- da Fransızlar daha ziyade soku luyorlar Almanyanın 1928 senesinde Türkiye, Yunar Bulgar Yugoslavya, Macaristan, Romanya ve Çekslovakya ile ticareti iki milyar 300 milyon marka baliğ olmuştur. Arnavutluk ile ticareti ehemmi- yetsiz olup ancak bir buçuk mil- yon marktır. Mezkür yedi 'mem- leketle 1928 senesinde Fransanın ticareti alman parası hesabiyle 405 milyon marka balig olmuştur. Yani Almanyanın ticareti Fransa- 'nın ticaretinin beş mislidir. 1923 senesinde Almanya bu yerler ile ticareti bir milyar 22 milyonmark ve Fransanınki 270 milyon mark idi. Bu hesaba nazaran altı sene içinde Almanyanın ticareti yüzde 128 ve Fransanın ticareti yüzde 52 artmnıştır. Almanyanın bu yerlerle ihracatı itbalâtından 180 milyon ve fran- | sanınki 110 milyon mark fazladır. Bu memleketlerden Fransanın | Hicaretinin iyi gittiği yer Türkiye ve ikinci derecede Yunanistandır. Fakat bu iyilik amum ticaret cihetindendir. Çünkü yalnız ihracat cihetinden Fransanın — Yunanistandaki iyeti terakki etmiş. Almanya nis- betinde değildir. Fransanın ihra- catı 30 milyondan 75 milyona çıkmıştır. - Almanyanınki milyondan 61 milyona çıkmıştır Fransanın esliha ticareti Fransanın ihraç eylediği eşyanın müfredatı şayanı dıkkattır. Çünkü Fransanın başlıca ihracatı esliha ve mühimmattır. Fransanın bu yerlere mevaddi harbiye ihraca- finın mülemadiyen artlığı görü- lüyor. 1920 senesinde Fransa Yuna- nistana 7643 Alman kantarı me- vaddı barbiye ihraç ettiği balde 1928 de bu ihracat. 76411 A. Kantarına baliğ ol- | muştur. Fransanın Romanya ve Yugoslavyaya dahi başlıca ihracati| tayyare ve sonradan manyanın — Yunanistana — ihracati | 102 milyondan, 809 milyona çıkmış ve Fransanınki ise 809 milyondan 707 milyona inmiştir. Bu müddet zarfında Yunanis- | tan Almanyaya ihracati 10 mil- yondan 27 gilyona çıktığı halde Fransanın ihracafı 60İ milyondan ise 23 | esliha ve | mühimmattır. Dokuz senede Al- | 5, 6 milyona inmi; Fransa Türkiyeye çok miktarda mevaddi harbiye vermekte olma- sına rağmen Almanyanın Türkiye ile ticareti Fransaninkine yetiş- miştir. 1923 senesinde Türkiyeye Al- manyanın — ihracatı 644 milyon mark iken 1926 da 13,8 milyon marka baliğ olmuştur. Bu müd- det zarfında Türkiyeye Fransanın ihracatı 9,1 milyon iken 1926 da 13,6 milyon marka baliğ olmuştur. Türkiye piyasazında Almanyanın Fransa derecesine gelmesinde en amil alman mensucat sa- Türkiyenin Fransa ve Almanya ile ticaretinin mütemadiyen teral ki eylediğini! malümat Kâfidir: Türkiyenin Al- manyaya ihracatı 1923 de 9,0 ve 1924 de 14,7 ve 1925 de 14,3 ve 1926 da 12,6 marka baliğ olmuştur. Türkiyenin ” Fransaya ihracatı 1923 de 124 ve 1324 de 11.8 ve 1925 de 12,5 ve 1920 de 12,2 milyon marka baliğ olmuş- tur. Almanyanın Türkiyeye ihracatı 1913 de 64 ve 1924 de 9,9 ve 1925de 156 ve 1926 da 13,8 milyon marka balig olmuştur. 1923de 9,1 ve 1924'de 9A ve 1925 de 10,8 ve 1926 da 13.6 | milyon marka balıg olmuştur. | Velhasıl 1926 da Türkiyenin | Fransa ve Almanya ile ticareti yekdiğerine müsavi olacak dere- cede yaklaşmıştır. ingilizler ne söyliyor ? Türk Jirası - Avrupanın — belli başlı borsalarında muamele gör- mediğinden Avrupada Türk lira- sının sukut ve terakkisinde yalnız Türkiye ticaretile alâkadar olan- dar bilir. Türk lirasının yegâne piyasası İstanbul - borsasıdır. Bunun için Türk İirasının - vaziyeti ekseri- a “Avrupada — nazarı ” dikkati celbetmez. Maahaza son gün- lerde — İstanbul borsasında İn- giliz lirasının ziyadesile çıkması Avrupa — matbuatının da — nazarı dikkatinden kaçmamıştır. İsta: buldaki İogiliz gazete muhabir İngiliz İirasının teret yeni gümrük tarifesini tatbikinden evel celbolunan külliyetli malların bo- aolarına vadeleri gelmesinden bun- dara karşılık olarak İngiliz lirası | toplanmakta olmasına atfolunuyor. Başka fevkalâde bir sebep gö- rülmüyor. Avustralya yün piyasası Sidney - 23 teşrinievvelde bura- da 7,970 balya satılığa çıkarılmış ve 7,627 balyası satılmıştır. Hususi 826 balyadır. Bu yünlerin çoğu seçmedir. Rakabet devam ediyor. Bilhassa ince ve aliy | cins çok aramyor. Yağlı merinos | 23, comehack 17 ve melez 16 pense çıkmıştır. Melbourne - 23 teşrinievvelde burada 5000 balya satılığa çıka- rılmıştır. Rusya harıç olarak raka- | bet şiddetlidir. Yüksek fiat devam | ediyor. Satış iyidir. Faransanın Türkiyeye ihracatı (Türk lirasının düşmesi hakkında Paris 25 (Hususi) — Bu gün- lerde Fransayı meşgül eden iki mesele vardır: Bunlardan birincisi | M. Briyanın sukutu, ikincisi de Fransa kaplıcaları aleyhinde pro- ggenda yapan büyük bir teşki. lâtın meydana çıkarılmasıdır. M. Briyanın sukutu — ajanslar tarafından bildirilmiştir. Şahsi itibarile Fransada herkes tarafından sevilen M, Briyan ne sağ cenah, ne de sol cenahı mem- nun edememiş ve nihayet parla- mento açılır. açılmaz ekalliyette kalmış, istifaya mecbur olmuştur. Bu mektubumu yazdığım sırada henüz yeni kabineyi — kimlerin teşkil edeceği malüm Puankare ve Briyan kabineleri cenaha mütemayildi, yeni kabinenin sol cenaha meyletmesi çok muhtemeldir. Lâkin sol cenah | fırkalarının kendi aralarında an- laşması güç görünüyor Her halde yeni kabineyi kim teşkil ederse etsin Brian'a hari- ciye nezaretinin tel tahmin — olunuyor. başvekilin sulhperl yada çok takdir edilmiş, kendi- sine büyük bir nüfuz temin et- Framsızların bu beynelmi- lel nüfuzdan istifade etmek iste- meleri t: Mamafih şimdiden bu mesele hakkında kat'i bir hüküm verile- Gelelim ikinci meseleye: Fran- | sanın en mühim servet menbaa- larından biri de kaplıcalarıdır Her sene bu kaplıcalar yüz bir lerce kişi ile dolar. Bu kaplıca ziyaretçilerinin bir kısmı şifa bul- mak için gelen hastalar, bir kıs- mı da eğlenmek için gelen eğlen- ce düşkünleridir. Tabiat Fransaya her hastalık | için bir kaç kaplıca bahşetmitşir. | Hükümet bu kaplıcalarda büyük tesisat ve eğlence yerleri yaptır- Vişide Sel ü mda — çakda Paris n;el;lu):ları Brian kabinesinin sukutu ve kaplıcalar meselesi Seyyah celbine Avrupa devletlerinin verdikleri ehemmiyeti gösteren hadise Fransız meclisi mebusan binası muştır. Her sene buraya gelenler milyonlarca lira bırakmaktadır. Son zamanlarda alman kaplıca- darı fransız kaplıcalarına rekabet etmeğe başlamıştır. Alman kap- hcaları bazı hususlarda - fransız kaplıcalarından daha mükemmel- dir. Lâkin oraların bir eksiği var- dır: Eğlencesi... Hakikaten Alman kaplıcalarında eğlence namına hiç bir şey yok- tur. Hayat pek yeknesaktır. Bü- 'nun için Almanyaya rağbet azdır. Almanlar bu rekabette muvaffak olmak, Fransız kaplıcalarına / gi- 'den zengin İngiliz ve Amerikalıları Almanyaya için geniş bir yevnaganda, taşkil yapınışlardır. İmanlar bunun için gayet gari; üsüller bulm e Teşkilât bir kaç seneden be- ri Fransa kaplıcalarına zenginle- rin indikleri büyük otellere me- murlar - göndermişlerdir. Bu me- murlar zenginlerle dost oluyor ve söz arasında fransız kaplıcaların- ir daha mı? Dünyada bir daha - fransız kaplıcalarına gel- mem.. Diye propaganda yapıyor- larmış.. Bu pröpaganda arasında mese- lâ Vişide tifo hastalığı olduğu iddia ediliyor, diğer kaplıcalara da birer kulp takıyorlarmış.. Bu (anda epice tesir yaptı. Bu sene fransız” kaplıcalarına gelenler diğer senelere nazaran azdı. ğ Nihayet uzun uzun tahkikat ne- ticesinde bu propaganda şebekesi meydana çıkarıldı. Şebekenin baş- hıca müdürleri arasında sabık alman bahriye zabitlerinden 46 yaşında Karl Rav, sabık Rus zabitlerinden 32 yaşında Aleksiyef Gregoraviç ve aslen Rus olan Zebveski is- minde bir adam vardır. Bunlar tevkif edildi ve cürümlerini itiraf ettiler. Bu mesele Fransada büyük bir heyecan uyandırmıştır.