E t Sahife 6 Tefrika numarası: 134 ABDÜLHAMİT Melâhat, birdenbire, fikrini neden degiş- tirmişti? Parise firar ederse, orada dok- tor Ali beyden muavenet görecegini tahmin ediyordu.. Abdülhamit o gün akşama . Fikret beyin hürri Cafer ağa, Melâhatin odasında daha fazla kalamadı. Sarayda devam eden Heyecan henüz yatışmamıştı. Harem ağası Melâhate, -mü bir zamanda tekrar — gelecej vadederek gilti. Melâhat, - Fikret görüşmek istiyordu? Bu ciheti Cafer ağa da anla- mak istemişti. Melâhat, Fikret beyin biç bir şeyden haberi olmadığına kani idi. Ona Kâzım beyin nasl öldü- rüldüğünü anlatacak ve sarayda gayet müdebbirane hareket etme- sİni tavsiye edecekti. Melâhat artık ne onu, ne de bir başkasını her hangi bir felâ- ketten kurtaracak - vaziyette de- gildi. Padişahın hiddet ve şiddeti beş 'on gün kadar devam edecek gibi görünüyordu. Bu müddet zarfında gözden uzak bulunmak lâzımdı. Melâhat işlerin böyle daima kendi aleyhine neticelenecek şe- kilde devam edip gitmesinden beyle. niçin çok müteessirdi. Genç kızın , günler geçtikce böyle saraydaki yekdigerini bütün — emel hadiseler rısı olamıyacağım.. Bâri şu Fikrete iyilik yapayım da, kendisinden ir tavsiye alıp Parise firar ede- yim ... Diyordu. Padişah karısı olmak! Bu, onun yegâne gayesiydi. “ Madamki emel ve arzusu husul bulmiyacaktır. Sarayda ölüm , zehir, zından , işkence gibi bin türlü tehlike ve iztıraplar karşısında ezilip mekte ne mana vardı? Parise giderse, orada doktor Ali beyin azami muavenetine maz- har olacağını tahmin ediyordu. Melâhat, doktor Ali beye az iyilik mi yapmıştı? Onun Parise kaçmasını teshil eden kendisi idi. Ali beyin bu hususta kendisine minnettar kaldığını tahmin etmek güç değildi. O, babasından da . işilmişti: Doktor Ali bey Pariste İstibdat aleyhinde çalışanların başında bu- lunan mühim bir şahsıyetti. Melâhat Pariste neler , yapa- mazdı? Bütün saray — ahvaline cereyan eden cinayet ve hadiselerin Padişahin nelerden ve kimlerden korktuğunu, hükümet adamlarının bu . hususta - it ettiği tedabiri ondan —daha iyi bilen var mı vakıftı... Yıldızda en gizli Abdülhamit o gün akşama kadar sarayda haşlamadık kimse bırak- mamıştı. Hafiyelerin verdikleri jurnallara #imdi biraz daha fazla ehemmiyet vermoze başlıyan Hünkâr, artık, idaresi aleyhinde mühim bir cer yanın mevcudiyetine inan- Mişti. Akşam | Acaba reklam mı? 90 yaşında dinç olmanın iş? nada hoş bir vaka olmuş- Avusclıııryıdşı bir çok fabrika- ları bulunan Jozef Johafa isminde zengin ve meşhur bir tuccar dok- sanıncı yaşını idrak etmesi şere- fine büyük bir ziyafet vermiştir. Ziyafette bulunan bir gazeteci M. Jczefe, bu yaşta bu kadar dinç - bulunmasının sebebini sor- muştur, M. Jozef demiştir ki VE AFRODİT Yazan: İskender Fahreddin yda haşlamadık kimse et taraftarı olduğu anlaşılıncı — Kulaklarımla işittim.. Ku- | | — Ben yetmiş seneden beri ÖE A ber gün, kalım Ve uzun on beş . K e sigara içerim. in bana ga) Diyerek söyleniyor.. Hiddet ve | (FOL eyir N D D şiddetini teskin edecek sebepler arıyordu. Öyleyal Konyadan gelen Fikret bir karar vermek icap iği zaman bir sigara içerim. derhal fikirlerimde bir parlaklık | beyin 'ne fikir. ve ictihat sahibi | hasıl olur olduğunu, ötel dda M |— gediy, VAY G l | emesile " değil, kendi. kulagiyle ( ,, Şimdiye kadar içtiğim sigaraları öekaniş eu irine eklesem bunların uzun: — Bu baykuş yuvasında otu: ramam .. Diyen Fikret beye ne suretle taltif etse, onu bu fikir ve luğu 59,000 kilometroyu bulur. H. Jozefin bu beyanatı ertesi günü gazetelerde intişar etmi, Bunu okuyan Avusturya - rejisi, bu. sözleri kendisine reklam ad- hadından — tecrit etmek — kabil olmıyacaktı. detmiş ve M. Jazef, Johafaya 100 Fikret beyin ateşin bir meşru- | sigara dolu gayet güzel bir sigara tiyet ve hürriyet taraftarı olduğunu | Sandığı hediye yollamnış, daha anlamıştı. çok Sseneler müammer olması Tütün inhisarı Umumi idaresinden: Tütün İnhisarı idarei umumiyesince küşat edildiği evelce ilan edil- miş olan kurs için şir kadar müracaat etmiş olan taliplerin kıs- mı azamı vesaiki lâzimeyi ihzar ve ita etmiş olduklarından şehri halin gayesine kadar atide mürakkam vesaiki Ortaköyde kurs müdürlüğüne ita ve vermemiş olanların müsabakaya kabul edilmeyecekleri ilân olunur. 1 — Müsaddak nüfus tezkeresi sureti ve ya 2 — Mektep şahadetnamesi ve ya orta tah maarif idaresinden müsaddak resmi vesika. 3 — Mahalle ve ya kariyesi ihtiyar hey'etinin polis ve ya jandarma dairelerinden müsaddak hüsnühal şahadetnamesi. İ 4 —4 kıt'a vesika fotoğrafları getirmesi. ikmal ettiğine dair Devlet Demiryolları velimanları Umumi idaresinden: Eskişehir, Konya hattı üzerinde Pınarbaşı Meydan İstanyonları arasında 395 inci kilometrede vaki taş ocağından 15,000 M 3. balast ihracı kapalı zarf usulile münakasaya vaz olunmuştur. Münakasa 16 | teşrinievel 199 çarşamba günü saat 16 da Devlet der Jsında yapılacaktır. Münakasaya iştirak edeceklerin teklif mektuplarını 've muvakkat teminatlarını aynı k ni iki lira mukabilinde Ankarada Muhasebat dairesinden Konya ve Haydarpaşa işletmelerinden tedarik edebilirler. Devlet Demir yolları ve Limanları Umumi idaresinden: 285 km. yol malzemesi... Kapalı zarfla münakasaya konmuştur. Münakasa 22 teşrinievel sahı günü saat 16 da Ankarada Devlet Demir yolları idaresinde yapılacaktır. Münakasaya iştirak edeceklerin teklif mektuplarını ve- muvakkat teminatlarını ayni günde saat 15,30 a kadar Umumi müdürlük kale- mine vermeleri lâzımdır. Talipler münakasa şartnamelerini 50 lira mukabilinde Ankarada, malzeme dairesinden, İstanbulda Haydarpaşa mağazasından tedarik edebilirler. Kız ve Erkek Ameli hayat Mektepleri müdürlüklerinden: Yeni talebe kayt ve kabüline başlanmıştır. Kayt günleri Cuma: tesi, Pazartesi, perşembe saat 10 dan 12 ye, 13 den 17 ye kadar- | dır. Talebe kadrosu mahtuttur. zemanında müracaat edilmesi lazımdır. alebenin nihayet Eylülün 19 zuncu kadar. kaytlarını | eleri mecburidir. Aksi takdirde yerlerine yeni talebe alınacak- | tır. Birinci sınıfa ilk mektep mezunları alınır yukarı sınıflara girmek isteyen lise ve orta mektep muadil sınıf talebesi gireceği sınıfın daki sınıf derslerinden imtihan olunur. Kız Amelihayat mektebi Sa- raçhane başında Münür Paşa konağında Telefon, İstanbul: 2731 Erkek Ameli hayat mektebi Cağ 3630 Yüksek Mühendis nektebi Mütirlüğünden : Ressam ve taboğraf şubesine kayt olan efendilerin müsabaka imtihanı Teşrinievvelin 1/10/929 Salı günü saat 9 da icra kılınacağı ilân olunur. Macar bikâyesi Muh; Georges Varga'nın anasının bes- Temesi olan kambur Vera, Çeor- ges'un evi etrafında dolaşıyordu. Evsahibinin yerdeki karlarla oyu- yan küçük oğlma rastladığı za- man, oğlan, ona: — Defol buradan, müsübet ! - diye haykırdı. Vera, ipi kinp - uzaklaşacak yerde, oğlana : “ sus | , manasın- da bir işarette bulundu. Çocuk ise, kamçısını sallıyarak, besle- meye doğru yür — Defolacak mısın? Oğlan biliyordu ki, annesi ile babaannesi kavgalı oldukları için babaannesine ait herşeyi tahkir edebilir. Bunda mahzur yoktur. Vera, çocuğa kapkırmızi. bir elma gösterdi. Bunun üzerine, ne kemik atılmış ikün buldu. çocuk da, köpek gibi | — Kambur besleme sordu: | — Baban nerede? | — Oğlan, bu suale cevap veririse, elmanın — kendisine — verileceğini anladı. Bir an düşündü; sonra, mutfak kapısına doğru döndü — Elmayı bana vereceksin, değil mi? — Evet... Babanın nerede bu- hunduğunu söylersen! — Babam, evin arkasında, sa- manlıkta. Çocuk, yemişi almak üzere elini uzattı. Fakat, Vera, bir sual daha sordu. — Amnen nerede? — Odasında... Ver elmayı! Vera, yemişi verdi. Çocuk, onu dişlerine — deydirir - deydirmez, iştihasının verdiği. keyiften, gayrı, kâinatı unuttü. / Zıplıya” hopliya koşmağa başladı. Kambur besleme de, evin öte tarafına dolaştı. Usulla ambara irdi. Georges Varga, bir kalası Fevdelemekde meşgüldü. Vera'nın geldiğini, ancak, omu karşısında görünce fark etti. — Ne geldin buraya? Nı yorsun? - diye haykırdı. — Anan beni gönderdi. Dediki: “Veral - dedi. - Oğluma git; ona, beni gelip görmesini söyle. Am- ma keyfi bilir. İster gelsin, ister gelmesin, Kendisine, mühim, pek v | mühim birşey söyliyeceğiml,,dedi. irlük kalemine vermeleri lâzımdır. Talipler münakasa şartname- | vermedi. Avuç- alası yontmakta Evsahibi, cevaj larma tükürdü, kı devam etti. Neden sonra; — Peki | - cevabını verdi. - Söy- lel Gelip onu görürüm. Kambur, birşey — demeksizin. döndü; gitti. Varga, çalışmakta devam etti Bir saat sonta, rendesini yerine koyarak, ceketini giydi. Dışarı çıktı. Eve girmeden köy yolunu tutturdu. Kilisenin yanmdaki küçük eve zaman — durdu. Kayseri istasyon ve atelyesi su münakasaya konmuştur. Devlet Demir yolları idaresinde Münakasaya iştirak -edecekli mine vermeleri lâzımdır. edel ler. gür'at katarı sefer edecej Devlet Demir yolları ve Limanları Umumi idaresinden: teminatlarını aynı günde saat 15,30 a kadar Umumi çiftçinin — kızile evlendiği gün, bu evi terketmi ' in varisi olarak işini hayli ilerletmişti. -Karısile anası, senedenberi gelin kaynana kav- gasına girişip bozuşmuşlardı. İçeriye gi Burası, karanlık, ağır kokulu bir yerdi. Caml, kalın bir toz tabakası ile örtül: müştü. Kötü ocak tütüyordu. Orta- hkta insanı kakırdatacak bir soğuk hüküm sü iyordu. Georges Varga, derhal, yatağa doğru baktı. Anası, kalın ve kirli örtüler altında, kupkuru, ince vücudile yatıyordu. Oğlunu görünce, kesik kesik öksürdü. Ancak uzun bir müddet sonra kendini toplıyabildi — Otur. oğlum!- dedi. Georges, elile “İstemez!, mana- sına bir işaret yaptı. — Aah 1 - cevabini oturmam. — Otur, oğlum! Otur, otur! Biri, adamın altıma bir sandalye sürdü. Tam bu aralık da kapı açılıp kapandı: İskemleyi kambur kaybolmuştu. — Ne istiyorsun. anne? — Senden mi? Hiçt Uzun müddet birbirlerine ba- kıştılar. Kocakarıyı yeniden ök: rük tuttu. Oğlu, düşünceli dü; celi önüne baktı. Nihayet, kadın, dedi ki — İşittim ki, sen, Tokeg'i kira- lamak istiyormuşsun. Adam, başını kaldırdı ve kimile dandı. Allah Allah! Bundan ana- sına neydi? Merak etmişti. — Evet. İstemiştim. — Ecee? Netice ne oldu? — Sahibi. Genesy, orasını bana kiraya vermedi. — Ah. Alçak Ah, alçak ah! Ve, gene öksürük tuttu. Adam, mütahayyir. anasına bakıyordu. Peki amma, Genesy, orası- n niçin ille bana versinmiş? Ge- nesy asıl bir derebeyil! Benim gibi âdi bir köylünün keyfince hareket edecek değil ya.. Kocakarı: —Ah, Allah belâsını vi onun gibi asilzadenin! Yeı ine batsın hınzır! Sana vermiyor ha? Şaraitte anlaşamıyınca ver- basının oğlu değilim a.. — Değil misin?... Evet! Baba- sının oğlu değilsin! Değilsin amma ona daha yakınsın! Daha yakın! Daha yakınl, - Anlıyor muüsuün ?... Genesy, gençliğinde, benim için yanar tutuşurdu. Alçak herif! Beni bir takrip ele geçirmek, zevkle- rine oyuncak etmek iste idi. Ni- hayet ele geçirdi. zevklerine âlet de etti idi ya... (sonu yarına) Müt 'Hatice Süreyya) verdi - Genesy, ah 1 tesisatı malzemesi Kapalı zarfla Mümakasa 19 teşrinievel 29 cumartesi günü saat 16 da Ankarada “yapılacaktır. teklif mektuplarını ve muvakkat üdürlük kale- Talipler münakasa şartnamelerini on lira mukabilinde Ankarada, malzeme dairesinden, İstanbulda Haydarpaşa mağazasından tedarik Devlet demiryolları ve limanları Umumi idaresinden Haydarpaşadan cuma, pazartesi, çarşanba ve Ankaradan cumartesi, salı ve perşenbe günleri hareket etmekte olan 6/106 ve 5/105 numaral 1 teşrinievel 929 tarihinden itibaren her gün seyrü- muhterem abaliye ilan olunur. . —-