Tefrika numarası: 77 ABDÜLHAMİT VE AFRODİT Yazan: İskender Fahreddin Ahbdülhamit ingiliz sefirini atlattıktan - sonra NURinin ortadan kaldırılması için Melâhatle yeni bir pilân hazırlıyordu.. lazayikinden korkmağa ba: Melâhat. Sait paşanın zekâ ve taza) iştı. Sadrazamın istifasını geri sebebiyet verecekti? Melâhat, Sait paşanın istifasını geri aldığını işidince çok keder- Tenmişt Cafer ağa bu haberi Melâhate gelirdiği zaman akşam olmuş, lam- balar yanmış! Harem ağası: Haydi iki gözüm - dedi ipekli elbisenizi çabuk giyi niz.. Efendimizin keyfi yerindedir. sizi bekliyor. Melâhat sordu: —Sait Paşanın zaif damarını sen bilirsin, Cafer ağal Bana bu adamın mizacı hakkında biraz malümat verirmisin? — Efendimiz. mührü - sadareti yüzüne attığı halde sadaretten çekilmedi... Artık si Melâhat, Cafer ağaya fazla söz söyletmedi. — Bu ayrı bir meseledir, isti- fasım geri alması kurnazlığına delildir. Onun çok zeki ve şeytan bir adam olduğunu ve Pa: idare - etmenin — yolunu babam bana geçen gün söyle- mişti. Sen onun başka huylarını biliyorsan bana söyle | — Vallahi bilmiyorum . . | Bildiğim bir şey varsa, ©o da, Efendimizin ondan , diger vezirlere nispetle biraz çe- kinmesidir. Fakat aynı zamanda kendisine çok ta itimadı vardır. Devletin en müşkül zamaların- da kendisini — daima — sadarct mevküne getir — Padişakın ondan niçin çe- kindiğini biliyor musun? — Hakiki sebebini - biliyorum desem yalan söylemiş olurum. Fa- kat Efendimiz bir gece bahçede gezerken, Sait paşa için: “Çok sinsi adam!. “demişti. İhtimal bumun için çekiniyor! — Yani sinsilği için, öyle mi? — Evet... — Peki ama, bundan ne çıkar?| — Ne mi çıkar? Padişahımız sinsi insanlardan çok korkar.. Bunu yenimi öğreniyorsun? Cafer ağa, fazla vakit geçir- memek için odadan çıktı. Melâhat yeşil elbisesini giyerek Padişahın yatak odasına gitti. Melâhat, sadrazamdan bilvasıta tazyik görmeğe başladığı için Sait paşanın istifasını dört gözle bekliyordu. Mevküni — muhafaza edince Padişaha Sait paşa aley- binde Söylenecek sözleri tasarlı- yordu. Melâhat huzura girdiği zaman Abdülhamit bir kanapeye uzan- anış.. fevkalâde neşeli görüniyordu. lması yeni bir hadiseye mi Hamiş : Bir kaç gün evel bahsi geçen Rüştü paşa hadisesi müna- sebetile hafideleri Zeliha Nadir banımefendiden bir tavzih mek- tubu aldık; ehemmiyetine binaen aynen neşrediyoruz: "Muharrir BEf, “ABDÜLHAMİT ve AFRODİT,, tefrikanızın dünkü 74 mumaralı kısmında senaverden naklen yaz- dığınız “senet, bahsinde muhtacı tashıh değilsede muhtacı tavzıh bir cihet gördüm. Evvelce bilmü- 'nasebe şifahen arzettiğim ve şim- di tebyini hakikat gayesi yaz- dığım bu izah ailemizin ananatı mevsukasından telekki eylediğim kanaatin sadık bir hülüsasıdır. Vakin osmanlılar tarihinde mü- him bir hadise ve kızıl sultanın hainliğine ilk numune addedilen senet vakası büyük babamın na: zarında blofdan başka bir mahi yeti yok idi. Babam mademki | Sultan Muradın tabiblerin muaye- nei fenniyesi neticesinde kesbi ifakat itmesinden ümidi münkati değil Heyeti hükümetin muvakkat bir müddet için tedviri umur eylemesi, Abdülhamit gibi ta efendiliğinden beri gaddarane hareketlerile ma- ruf bir kimsenin tahta iclâsından daha muvafık olacağını ve aksi takdirde Abdülhamidin böyle bir senedine itimad edilerek padişahlı- gnn tahakkukuna meydan. ve- rilip zimamı idare eline geç- tikten sonra bu senedin mazmu- munun hiç bir vecihle müeyye- desi bulunmayacağı - mütalâasını musirren dermeyanla imkân dere- de mukavemet ve hattâ bu iclâsa vasıta olmaktan ise sadaret makamını terk — edeceğini ileri sürmüş ise de buna cevaben refik- leri sultan Muradın hastalığının lemadisinden bilistifade sadarıa- zamlık perdesi altında padişahlık mevküni işgal etmek arzusunu beslediğinden dem vurarak tehdid ve tariz etmiş ve böyle müşkül bir sırada başkasının sadaret vazife ve mesuliytini derühte - edemiye- ceğini bildiğinden göya selâmeti memlekete — hudbinliğini — tercih eylemekte bulunduğunu — yüzüne karşı söylemeğe başlamışlar ve ini hacette senedin mazmununun icrasını müttefikan taahhüt eyle- mişler de O suretle bu. senedi almağa bilmecburiye muvafakat etmiş idi. Bu senedin bilâhere ne olduğu hakkında ki malümatı- | mız ayri bir keyfiyet bulunmakla bu meseleyi tarih yazanlara brakmagı daha münasip görürüm. Mütorcim Rüştü Paşa hahile Giray Pan Zade Zelih Kadir. Kütahyada Devlet demiryollari İdarei umumiyesine ait olup osmanlı bankasının tahtı isticarında bulunan ve müddeti kariben münkazi olacak olan arziye, kapalı zarfla ve bir sene müddetle icar olunacak- tır. İşbu arziyeyi isticara talip olanların yüz İira teminat akçesini Müstashaben 12/8/29 tarihine kadar Haydarpaşada — İşletme Müfet- fişliğine lüzumu müracaatları ilân olunur. USKUDAR AMERİKAN KIZ LiSESi Meptep eylülün 19 uncu perşembe günü açılacaktır. Kayit ve kabul için ağustos 6 dan eylül 6 ya kadar salı ve cuma günleri müdiriyete müracat edilmelidir. 29399999 VANDAVA e MTTLANCANVA g 1T EYLEMİ aeyrıou'y #işiklik olmaması kabil miydi?İmkânı | nin üstünde oturuyordu. Nihayet Fi Ferit Bey, akşam azeti, kömşüsü Aaide Hanmın evine geliyor; ağlıyarak bir mektüp Üzatıyor. Malde Hanim, mektubun muhteyiyatından öyreniyor ki, kordi kocası, Förik Böyin #ovcesi Pahire Hahnila birlikte kaçmışlar, Maide Hanım, birkaç dakika, dü- şündü ki, eski hayatında bir de- yok! Bu taktirde sukut mühak- kaktı. Asabiyeti, onu yerinden kaldırdı. Mutfağa kadar gitti. Kendini metruk , bedbaht, - dima- ğını, boş, bomboş addediyordu. Kalbinden boğazma doğru bir- şey yükseliyor. gırtlağına — yum- ruk gibi tıkanıyor; gözlerinden kıvılcımlar çıkıyordu. — Güçlükle nefes alıyordu. Tek kelime söy- liyemiyordu. Ötede, komşusu Ferit Bey de somurtmuş, bir. iskemle- konuşma kuvvetini kendilerinde bulabildiler: — Kusura bakmıym, Ferit Bey, rahatsızlandım. Mutfakla yemek odası arasında birkaç kere gidip gelmişti. Beşinci defasında mıydı, altıncı defasında mı, Allah bilir, mutfağa girdi zaman, havagazının - hâlâ yan- makta bulunduğunu ve ateşteki çorbanın tencere dibinde tama- mile kurumuş olduğunu gördü. Varsın kurusun ! Kocası gelmiye- cek olduktan sonra. İçeriye girdiği vakit: — Bu iş, nasıl oldu, acaba; tuhaf şeyl - dedi Ferit, artık ağlamıyordu. — Bundan bir saat evel, işten dönünce, mektubu evda buldum. Kadın, başını iki yana salladı: — Şimdi anlıyorum, şimdi anlı- Kocamın son zamanlar- değişikliklerinin - sebebini şimdi anlıyorum. Hatırlamıştı: Kocasını, bir gün tütünçü dükkânının önünde, Fa- hire ile beraber görmüştü. Bunu bir tesadüfe hamlederek yanlarına gitmiş ve onlarla beraber kenuş- | mıya başlamıştı. Ferit de hatırlı- | yordu: İkisini binden, aynı tram- vaydan inerken yakalamıştı. Şüp- helenmek aklından bile geçme- mişti... Ah âh da ah ah.. Felâketzedeler , bir müddet, karşı karşıya” oturdular. Bu 'dert ortaklığından zevkalıyorlardı. Ay- rılmamış olmak için, uzun uzun öteden beriden konuştular. Ferit Bey, parasının kıtlığından, maaşının azlığından bahsetti. Ayda 150 lira kazanıyormuş. Halbuki Maide Hanımın zevci 250 kaza- mıyormuş , İhtimal, Fahirenitr or kaçmasındaki sebeplerderi *biki de bu — İhtimal... İhtimal... Amia ne olur, camım, insan 150 kira ile de, evini gül gibi geçindirebilir. Az para mi 150 liral Maide düşünüyordu ki, eyvah! Babasının evine dönmek lâzım... Onun geçimide fena... 150 lira... Keşke 150 lra maaşlı bir kocasi olsaydı... Onada çoktan razıydı... Acaba kendi bir işe girmek istese alırlar mıydıi?. Amma ne iş yapa- bilirdi ki? vermiş gibi, kat'i bir sesle: işte böyle Hanı ! - dedi - Sizi kocanız, beni karım terketti... İkimizde bedbah- tız..Bu genç 'yaşta... Ayağa kalktı.. Kapı ile Maide Hanım ortasında tereddüt etti. Bir an daha burada kalmak için hareketlerini yavaşlattı. — OR, of... Hayat böyle işte... Neylersiniz... Siz de, ben de, hiç fena adamlar değiliz hakikati halde... Kadının yüzüne bakıyordu. Ma- ide Hanım, ona şu sözleri söyle- yinceye kadar, evden dışarı çık- madı; aymı vaziyeti muhafaza etti : — Vakıt geç oldu. Sizin bu zamanlara kadar burada bulundu- gunuzü öyrenirlerse konu komşu ne der? Aramızda bir şey var sanır, dedikodu yaparları yeBylan Bankası Ünum Müdürlüğünden Satılık Han Esas No:ssi — Mevkü No:si 9 Galatada Kireçkapıda 205 123 ı Nevi — Teminat mikdarı l 41 199 33 Erzurüm Hani — 1800 201 — namiyle maruf ma 203 37 arsa kâgir depo 41 39 ve dükkânları vi müştemil Balâda muharrer ma Mmüştemilât han satılmak üzere şeraiti âtiye dairesinde müzayedeye çıkarılmıştır. 1 — Müzayede Ankarada Meclisi İdare varakasını teklif mektuplariyle ben ve yahut ihale meclisine tevdi ederler. 2 — Talip olanlı yetişmek üzere kapalı zarf - usuliyledir. İhale 12/8/939 — tarihinde huzurund. balâda gösterilen mikdarda teminat a “edilecektir. — Talipolanlar aesine niecbur olup bu teminat raber makbuz. mukabilinde bizzat taahhütlü olarak postaya İstanbul ve ya İzmir ” Şubelerimize ve yahut Merkez Emlâk Müdürlüğüne müracaatla mufassal şartnamemizi müta- Iâa etmeleri mukabilinde alıp ve müzayedeye iştirâk - halinde bir nushasını za ve teklif mektuplarına bir lira ptetmeleri icap eden, Istanbul ithalât gümrğü müdürlüğünden 1 Sandık H.F Pamuk mensucat 3 Br. İpekli pamuklu mensucat Ü * İer:r G B l Ku D.s. Gümüş sofra takımı H P M.F. Pamuk mensucat dimi De 1.D.N.M Kurşun kalem İi dü K.M.C. — Makina aksamı ÖL Hi Çam kabuğu Bâlâda muharrer sekiz kalem eşya 3/8/929 tarihinden itibare İstanş bul ithalâ gümrüğü satış anbarında bilmüzayede satılacağı ilân olunuk,