Sal aa guSLUS ayez HHY ELPAZIE IIII_I selâmi İzzet w Numar Hemen yanına gittim. Balkona çıktık. — Söylel dedim. Cemal, kendine âit bir çok şeyler anlattı. Amma ben dinle- miyordum, anlamıyordum. Bir an €vel sussun . diye can atıyorum, Ben, Sacideye dair bir şey söy- leyecek sanmıştım. Susunca arkamı döndüm, odaya girdim. Biraz ötede Sacide duru- yordu. Ona doğru yürüdüm. Kımıldanıyor, sanki beni gör- miyormu. Yaklaşlım, çıplak omu- Yunu tuttum. Sacide bu temasla, iliklerine kadar ürperdi, ben, kab bim yerinden kopacak sandım; öyle hızla atıyordu. — Kâmill!... Diye kekeledi. Elleri kollarımı tutuyor, omuz- larımı okşiyor , benim olduğumu, rüya olmak için, ellerile anlamağa ça- hışıyor, beni tuttuğuna kani olmak istiyordu. —Neden yanıma geldin Kâmil?, Bana hiç acımıyor musun? — Ne halde oldugumu bilsen Sacide — Sus Kâmil, Cesaretimi kır- ma. Kendimi her zamandan daha yalmız, daha kimsesiz hissediyo- rum... Korkuyorum, herşeyden korkuyorum. Senden, kendimden korkuyorum. Buraya gelmek iste- miyorum , gelmeyecektim. Fakat dayanamadım .. Seni bir kere daha görmek istedim. Yeyici, vahşi, acayip nazarlarla © bakıyordu. Göğsü, halecan içinde, inip kalkıyordu. — Kâmil, seni bu derece sev- bilmiyordum. Seni kaybe- anlayınca, aşkım mey- dana çıktı... Ben deliyim kâmil irdim. Fakat ne yapayım, ken- tutamıyorum... Keşke ölsey- di; | bitti. 48 , bir piyano- sana, ar- izler söyleme... Kab bimi acıtıyorsun. Neden daha eveldenberi sevdiğini söylemedin, neden bunu ben anlamadım? Ar- tık ne yapabilirim? — Hiç bir şey — yapamazsın kâmil. Artık ümit kalmadı, herşey Birbirimizi unutmamızdan başka çare yoktur. Ayaklarına kapanarak yalvarayım, unut bi Dirseklerinden — tutmasaydıı yere kapamıyordu: — Kendine gel Sacide,.. olduğumuzu unutuyorsun. — Nerde olursak olalım Kâmil.. Mesut olacağını bana vadet. — Nasıl mesut olabilirim ? — Mesut olmağa çalış. — İmkânı yok. — Beni bu derece mi seviyor- sun? — Evet Sacide... Ve bu derece sevdiğimi de bilmiyordum... Karanlık odada, — pencerenin önündeydik. Odaya kimse girme- mişti. Yalnızdık. Bir hüsnü tesa- düfle bizi rahat bırakmışlardı. Sacideyi omuzlarından yakala- dım. Kendime doğru çektim. Başı | omuzuma düştü. Bütün vücudu ateş içinde yamıyordu. Bir uçu- | Tuma / yuvarlamıyoruz. zannettim, Zannettim ki, bir anda öleceği; Nerde Dudaklarına doğru eğildim... Bi- raz ötede biri konuştu. Birbirimizden ayrıldık... Pren- ses Şahende, gülümseyerek odaya girdi. >* Müstantık Hikmet bey — Kadriye hanım ve rüfekası tah- kikatını idare etmiş olan müstan- tık Hikmet bey, istifa edeceği | | odası dün ikinci reis Necip beyin | GÜNÜN HABERLERİ irtişa işi Barut inhisarındaki irtişa mes- elesi hakkındaki tahkikatın yeni- den tevsiine lüzum görülmüş bazı noktaların istizahı icap etmiştir. Dün maznunların yeniden, larına başlanmış - ve tamiki icap eden hususat hakkında - ifadeleri alınmıştır. Dün maznunlardan, Jül Fresko E. dinlenmiştir. * Türneye çıkacak olan tay- yare filemuz — Yakında turneye çıkacak olan tayyare - filomuzun uğrayacağı yerlerde meydanları tesbit ve oraları tesviye ettirmek x Emanullah —han — İstanbula gelecek — Tan gazetesi, Emanuk- lah Hz.in — maaaile, ağustos or- talarında İstanbula gelerek burada yerleşeceğini yazmaktadır. * Dahiliye vekili Elâzizde — Dabhiliye vekili Şükrü Kaya B. Elâzizdeki müessesatı gezmiştir ** Kurunu vustaya avdet mi?— Polis müdiriyeti karakollara garip bir emir göndermiştir. Müdiriyet elektrik tahsisatının kâfi gelme- mesine binaen karakollarda elek- trik yerine petrol yakılmasını emretmişt * Ticaret odasmda — Ticaret riyaseti altında toplanmış ve Rus- yaya ihracatımız hakkında hafi fakat hararetli bir içtima aktet- miştir. Tahmil, tahliye ve antrepo buhranına bir sureti hal bulmak için bir komisyon teşkili karar- laşmıştır. x Sultan Mahmudün amiral Nelsona verdiği serguç — Osmanlı padişahlarından Mahmut tarafından | meşhür amiral Nelsona ihda olu- Yerli mallar sergisi Sanayi birliginden: Yerli malları sergisi 6 Ağustos 929 Salı günü Galatasaray lisesinde — saat on altıda açılıyor. Sergide memleke- timizde imâl edilen her nevi eşya teşhir edilmektedir. Sergiye mec- canen girilir. Serginin müddeti bir haftadır. 4 Ağustos 929 pazar gününden — sonra kabul edilmez. x Darüfünun talebesi — Kamp- tan avdet eden Darülfünun tale- besinin daha bir ay müddetle talim görmeleri takarrür etmiştir. Bu efendilere bu ay zarfında Kâğıtanede nişan ateş talimleri yaptırılacaktır. Bu bir aylık faa- Tiyeti de muvaffakıyetle ikmal eden gençlere yüksek askeri talim ehliyetnamesi tevzi edilecekti »e Bir fransız seyyahı — Parisle Nevyork — arasındaki — mesafeyi vapurla — kat'ederek — otomobille seyahat etmekte olan bir Fransız seyyah dün şehrimize gelmiş ve derhal otomobilini Haydarpaşaya geçirerek seyahatine devam et- miştir. idaresine şu zevat intibap edildi- ler: İş bankası İstanbul şubesi lürü Muammer, lürü Zekâi, liman mü- dürü Hamdi, Milliyetten Ali Saip kibrit inhisar müdürü Tahir Kev- kep Beylerle M. Antuan Pios ve orman şirketi müdürü Cevat bey. Şirketin fen müşavirliğine M. Pios tayin — edilmiştir. Şirketin müşaviri malisi İş bankası umum müdürü Celâl beydir müskirat in- irtihal Ekşinozl Ali Beyzade Halit Beyin mahdumu Faik Bey irtihal etmiştir, cenazesi bugün saat sergiye eşya | Mevlüdu nebevi 18 Haziran 929 tarihinde vefat eden Orman yüksek - mektebi rektoru Neşet bey ruhuna ittihaf edilmek üzre 2 Ağustos 929 tari- hine müsadif Cuma günü Cuma namazını müteakip Nişan taşında kâin Teşvikiye camii şerifinde mev- Tüdu nebevi okunacağından mer- humu seven arkadaşları ve dostla- riyle sevgili talebesinin teşrifleri Si namına rica olunur. tanbul Tramvay şirket Otobüs servisi Müdiriyet, Beşiktaşı Maçka ta- rikile Beyoğluna rapteden bir Otobüs servisi tesis edildiğini mühtercm abaliye. İlda eei İllş servis Beşiktaş vapur iskelesi va- sıtasile Beyoğlu ile Üsküdar ve Boğaziçi beyninde en seri mu- vasalayı temin edecektir. HAREKET VAKİTLERİ: sinden 150 metro mesatededir.| Beyoğlunda: Harbiye meydamı » — hareket 10 dakikada bir defa Tatil günlerinden mada saat 7 dakika 30 dan saat 21 e kadar. Cuma ve tatil günleri saat 7 dakika 30 dan sabahın 1 ine kadar. Cuma ve tatil günleri hareketler her 7 dakika bir defa vaki ola- caktır. Servis süratli ve rahattır. Kazanç vergisi boördroları Yeni kanun mucibince ka- zanç vergileri değişti, Matba- amızda satılan bordrolar da yeniden basıldı. Bu defa hem el yazıları için hem de yazı makinaları için iki türlü yapıl- mıştır. İki kuruş fiyetle yâlnız “şayiasını tekzip etmiştir. matbaamızda satılır. Matbaa nan murassa bir serguç 1500 İngi- | üçte cağaloğlunda sağlık yurdun- 2 Güneşin doğmayacağına emin olarak, karanlıkta kalmak me rahat şey, ne iyi bir şeyl syann olmasa, gün doğmasa. Böyle karanlıkta hep. senin yanında kalsam. — Hayat bana hiç bir şey vermedi; tahayyül et beklediğim, umduğum hiç bir şeyi vermedi.. -Hiç olmazsa - seni, bu gece, daha bir kaç saat bana bahşetti . Senin, — yalnız benim olduğun, aramızda başka kimse - bulanmadığını hissederek konuşayım.. Ondan sonra ölürsem, 'ne mutlu banal Kolları kıvrildi. Elimi tuttu, kalbinin çarpıntısını — duyurmak için memesinin üstüne bastırdı Sokağı, büyük bir otomobilin fenerleri aydınlattı, sessizliği, mo- torun gürültüsü doldurdu. Oto- mobil karşı evlerin birinin kapısı önünde durdu. Beyaz mantolu bir * Felaketzedelere yardım — Of seylâpzedelerine — muavenet için dün sabah ada vapurunda 600 lira iane toplanmıştır. x£ Kadınlar polis olacak mı? — Kadınların polis olmaları hakkında Kadın birliği tarafından verilen | istida'nın tetkikatı ikmal edileme- diğinden Birliğe benüz - cevap verilmemiştir. »* Defterdarlıktaki duş mahalli— Defterdarlığın memurlar için banyo mahalli yaptığı yazılmıştı. Defterdarlıktan verilen malümata nazaran bu memurlar için değil gece orada yatan odacıların yıkan- | ması için yapılmış bir duş mahal- Tinden “Tarabyada, Tokatliyak Tleterieh Jazz. liz lirası üzerinden müzayedeye konmuştur. hinde dan kaldırılacaktır mevlâ rahmet eyleye. Türkiye İş Bankasınır Hamiline ait hisse senetlerinin kayıt müddeti 10 Ağu bitecektir. Hissedarlar bu tarihe kadar Hakkı rüçhanlarından istifade edebilirler. stos 929 tari- müşterilerimize meccanen ve- rilir. AKŞAM /— Zetrika numarası: 15 ÇİNGENELER KAHRAMANI Müharriri: Konrad Berkovitehy Yemin ederim ki, oğul, bukadar | güzel bir kadına hiç tesadüf et- memiştim. Ve, bu kadın, bana aitti. Onu -700 altına almı Herkes, beni kıskanıyordu. Öbür gelinler, — Katruşka'nın yanında öyle çirkim duruyorlardı ki,- sülünün — yanında tavuk — gibi. Ve, o, benimdi..— Papas da böyle söyledi... Fakat , ben , bu- mun böyle olmadığını biliyordum. Onda, ücretini tediye edeme- diğim şeyler vardı.: ruhu, aşkı... Bunları, ancak, gönlünün rızasile bana verebilirdi. Bilsen, oğul, öteki adam ol- Mütercimiz (Vâ- Nü ) madığım için öyle müteessirdim ki... Öteki adam, - yani, Katruş- | ka'mın eski sahibine verecek pa- rası olmıyan adam... Karım, sade onu düşünüyordu . Ben, kocası, ona okadar yakında oturduğum halde, öteki , Katrışka'ya daha yakındı. Fakat, bunu kimseye belli et- miyordu. Ucuz malları, dükkânla- rın camekânlarında teşhir ederler; halbuki, pahalı ipekler, güneşten renkleri solmasın ve tozlanmasın- lar diye, dükkânın içinde gizlenir. Katruşka da, ruhumun samimi ki şesinde gizlediği hisleri kimseye göstermiyordu. Diğer gelinlerle | gülüşüyor, oynaşıyor, şakalaşıyor- du. - Delikanlılarımızla — dansetti. | Hattâ, kendi dilince şarkılar söy- ledi. Bunların içindeki yanık ma- | nayı benden başka kimse anlamadı. | © gece, benlim adamlarım uzun müddet gezdiler, içtiler, eylen: ler. Ay battıktan, yıldızlar sön- dükten ve son kemanın son kirişi de koptuktan sonra eylen- celer nihayete erdi. Adamlarım: — Eh, artık, çeribaşımızın da çadıra çekilmesi zamanı geldi! - dediler. - Haydi, onu teşyi edelim. | Yedi kere, yedi büyük ateşin etrafında dolaştık; yedi kere aynı kupadan su> içtik; yedi lokma tuzla ekmek yedik; yedi kere, Tiye kadar saydık. - Ondan sonra, çadıra girdik. Artık, idik, uşka ile baş başa Uzün müddet, biribirle, gözlerine — baktık. - Nihayet, benim karım - oldun, Cevabını birdenbire - vermedi; birhaylı düşündükten sonra: Ben, başkasını sevdiğimi sa- na söylemiştim | - dedi. - Şimdi, kalbim seninle onun arasında te- reddüt devresi geçiriyor. Gerçi sen ihtiyarsın ve beni kuzu satın alır gibi, parayla aldın; fakat, ben, sana — hürmet buna — rağmen , etmekteyim, Murdo. Bana karşı gayet nazik ve sevimli davrandın. Şayet bana faziletini göstermek, beni sevdiğini isbat etmek ; ve beni , 700 altın verdiğin için de- ğil, sevdiğin için kendine karı yapmak istiyorsan, dinle: bir şar- tim var. — Şartım nedir, Katraşka? W | | | | — Beni parayla satın aldığını hesaba — katmıyacaksın. — Ancak © zaman seni sevgilim Tüdör'la müsavi tutabilirim. Bana, on gün müsaade ver. Şayet o, beni bu on gün zarfında arayacak ve bulacak olursa, demek ki, aşkıma lâyıkmış. iz, mertçe aranız- da döğüşür hesaplaşırsınız. Galip gelenin karısı olurum. — Anlıyor. musun? — Parayı / verenin di Vücudum galip gelenin olacak.a kaniyet, bunu ister... rufa verdiğin 700 altınm kıymet ve ehemmiyeli yoktur... Şayet, karın olmuya icbar edersen, - şayet şimdi hükmün altında bulunmaklığımdan — istifadeye | kalkışırsan , — seni, asla öme rümün sonuna kadar sevmiyee ceğim, Mudo! Hattâ, kalbimde (Mabadi var)