Teltrika numarası: 69 ABDÜLHAMİT VE AFRODİT Yazan: İskender Fahreddin Doktor Fikret beyin Konyaya nefyi ta- karrür etmişti. Melâhat Cevdet beye yal- varıyordu : “Kuzum baba! Beni onunla bir dakikacık olsun görüştü! * Peki.. ben de Maâbeynci Cevdet B. kızından aldığı bu yeni malümat üzerine vakit kaybetmeden doğruca hu- zuru hümayuna gitti. Cevdet B., Fehim paşanın son günlerde kendi aleyhinde söyle- diği sözleri biliyordu. Ona karşı fevkalâde muğberdi Hattâ daha bir gün evel İzzet Paşaya ondan bahsederken de- mişti kiz — “Fehim paşanın benim aley- himde bulunması o kadar mana- O kadar lüzumsuz ki, Paşaml Bu çirkin hareketile onun benden ne istediğini bir türlü anlayamı- yorum. Lütfen siz kendisine söyle- yiniz de benimle uğraşmasın ! Melâhat babasını iküa edel diğinden pek memnundu. Bu su- retle doktor. Fikret beyi menfa- sına gitmekten kurtarmağa mu- vaffak olursa, bu hadise Yıldız sarayında Melâhati nüfuz ve hakimiyetinin en bariz bir eseri olarak telekki edilecekti. Fikret B. Akke kalesine git- mekten — kurtulursa her halde temamile affedilmesi pek muhte- meldi. Melâhat bü siyaseti” sayesinde haremi hümayunda büyük - bir | mevki ve nüfuz sahibi olacak, aynı zamanda da, artık tahammül edilmez bir hale gelen Fehim paşanın azamet ve gururünü kir- mış olacaktı. Melâhat ortaya yeni fakat o kadar mühim bir lâf çıkarmış oluyordu ki, aksini sarayda hiç bir kimsenin iddia etmesine im- kân yoktu. Melâhat — babasının odasında yarım saat kadar bile oturmamış- 'tı. Cevdet bey, yaninda seryaver olduğu halde telâşlı adımlarla odasına avdet edince, ilk işi kızının gözlerinden ve alnından öpmek olmuştu. — Yavrum, seni tebrik ederim. dediğin tamamile varit imiş. Diyerek masasınin başına otur- du ve seryaverden sordu: — İradei seniyeyi şimdi Dahi- liye nazırına teblig edersek, bu akşam sevkini temin edebilirler mi, acaba? — Akşama kadar dünyanın vakti var, beyefendi! Melâhat, bu muhavere üzerine dikkatle babasının yüzüne baktı. 53, Hendimiz affetmedi mit Ü Fakat ne konuştuğunuzu anlamak için sözlerinizi ek isterim 1,, kızının sabırsızlığını görerek: — Yavrum! - Dedi - Padişahı- mız doktor Fikret beyi Konyaya ikamete memur ettiler. Bugün herhalde Konyaya sevki için Da- hiliye nazırına iradei seniyeyi şim- ün affetmedi mi? — İhtimal büsbütün de affede- ceklerdi. Fakat Fehim paşaya çok hiddet ettikleri için, birden- bire ağzından (Konya) kelimesi çıktı.. Ne yapalım yavram... M damki bu genç masum ve bi- günahmış.. - Kalebentlikten — kur- tulmakla — tamamile — affedilmiş adder Çünki Akke ka- lesinde Fikret B. ancak bir Orada, bir demirler bile çürüyüp erimiştir. kınm. Bu da bir büyük nimettir.. Konyada ser- bestçe gezer, yiyip içer ve P: dişahımızın afiyetine dua edel Seryaver vazifesini yapmağa gitti. Melâhat babasına — tekrar yal- vardı : — Baba! Benim sayemde Pa- dişahımızın epice- iltifatına maz- har oldun.. Kırk yılda bir defa sizden bir şey istedim.. Kimse görmeden, beni doktor. Fikret beyle görüştürünüz, ne olur ? Beni kırmayın, size her zaman lâzım olacağım. Cevdet B. biraz düşündükten sonr: — Peki... Fakat , hiç kimse hissetmiyecek.. ve ne konuştu- ğunuzu ben de işiteceğim. — Gizli bir şey konuşmamıza imkân var mı, baba? Fikret B. benim tanıdığım bir adam deği dir... yalnız, arzusu gibi kendisi- ne yardım) edemediğimi söyliye- ceğir — Menfasının Akkeden konya: ya tahviline — çalışmaktan daha büyük bir yardım olur mu? Haydi sen şimdi odana Ben sana baber veririm.. (Mabadi var) “Bir nevi ekmek Bu sene, bazı mahdut mınt kalarımız müstesna olarak mah- sulumuzum çok ve mebzul olduğunu yazmıştık. Aldığımız malümata göre mah- sul hakkında kati malümat gel- dikten sonra hükümetimiz - bir nevi ekmek hakkında bir karar git ettim edebilirler. aA !sğ;am Halk sütunu Zayi Çengelköy ahzı asker şubesinden al- ğ oldüğüm terhis tozkeremle nüfus a derununda bulünen 2-8 par çadan iberet bulunan- senetlerile cüzda- dimi Patıgaltı ile Şişi lup getireni memnün edeceğimi hükmü olmadığını beya Şiti — Halâskârgazi Humaralı kömürcü dekkânında Fehmi Yeni harflerle.. yazlı, yeni” barflere basılması icap edon her nevi kitap ve eserleri ücret mukabilinde yaz mağı deruhte oderim, İstanbal Paket Postahanesi müdürü - vasıtasıle A A adresine müracaat. Mektebe girmek için.. Yaşım yürmü tahsilim ilk — mektep. Şümendüfer makinist mektebine girmek istiyorum, ne yapayım ? Karilerinizden : X. Cemal Akşam — Mektep idaresine müracaat edliniz. Muhasip arayanlara Özedenberi — husust / ücaretlisnelerde kitabet ve umurü muhasebede- bulün” düm, uşülü müzaafaya vakıkıfın. Bura- da her hangi bir. mücssesatı maliyede ve tzaretbanede çalışmak arzasunda: yım, mühasibe İuzümü olanların Sirke cide otelinde - Eskişehirli - Yusaf Mehmet adreside müracaatları, Zayi Küfus ctadağımı zayi ettim. Yenisini çıkaracağım. 316 Ali oğlu Muhüttün Bir cevap - Karilerimizden Gevdet beye — Alenen isim neşretmek doğru olma: dığından mektubunuzu dercetmiyoruz. Bir tavzih.. İstanbul. Posta ve Telgraf başmu: dürlüğünden: 3-6-929 tarihli nushamızın halk sülünnde 40 santiretroden fazla olursa..) serlevhasi ve Fetiye imzasile neşrolunan fikrayi borvecihizir. tavzih ederim: Posta mzamnamesi mücebince vesaiti makliyesi kârnilen vaptr ve demir yolun- dan ibaret olan iki merkez arasında teati olunacak paketlerin ebadi selasesi 80 ve diger merkezler için de tuli 40 'araı BO urüku 20 santimetroyüu tecavuz edemez. Siirt jkinci kısına dahil ve kr ncın kababedilmemesi sebebide budur, Himayei Etfal cemiyeti İstanbul merkezinden : İaşe ve ibateleri çeniyete ait olmak üzre imayci Etfal / balender / Müessesesi için hizmetci kadın ile Anneye ihtiyaç vardır. Talibler her gün Himayei Etfal İstanbul merkezine müracaat S nayi birliği serği penayi birliğinden: 1 — Sanayi birliği sergisi GA - gustos 929 Salı günü Galata saray mektebi binasında açılacaktır 2 — Eşya 27 Temuz 9 cu- martesi sabahından 4 Ağustos 929 pazar günü akşamına kadar me'muru mahsus tarafından kabül Tıcaret ve zahire borsası ıntıhabatı Borsa intihap heyetinden 31 Temmuz 929 da-müddeti hitam bulacak olan ticaret ve Zahire Borsası heyeti idaresinin tecdiden intihabı icra edileceğinden intihap etmek ve intihap olunmak selâhiyetini haiz olan zevat ve müessesatın esamisini havi listeler Pazar Pazartesi Çarşamba günleri oda ve Borsada muallâk bulunacaktır. İtirazı olanların bu baptaki itiraznamıclerini Çarşamba günü akşamına kadar Ticaret odasında 8 numarada | intihap heyeti kâtibine tevdi eylemeleri ilân olunur. Devlet Demiryolları ve Limanlari Umumi idaresinden: 30 ton üstübü münakasası 5. Eylül 929 Perşenbe günü saat 16 da Ankarada Devlet / Demiryolları binasında yapılacaktır. Münakasaya iştirak edeceklerin teklif mektuplarını ve muvakkat teminatlarını ayı kadar Umumi Müdürlük kalemine vermeleri lâzımıdr. Talipler münakasa şartnameleri ünde saat 15,30a 2 lira mukabilinde “Ankarada Malzeme dairesinde, İstanbulda Haydarpaşa mağazasından tedarik edebilirler. Feriha Hanım, ihtiyata riayeten | kapalı bir otomobile bindi de, il evine öyle gitti.Faruğa rastgelmezden evel, daima, ko- cası Abidine sadık kalmıştı. Fa- kat, kocasını hiç sevmemi Otomobilden e, iki tarafa bakındı. Kendisini kimser mediğine kanaat getirerek, Faru- ğun apartımanının kapısını vurdu. Faruk, kapıyı, derhal açtı: | — Oh, neiyi ettin de böyle - dedi. çabucak geldin, ciciml İçeriye girince, ele tutuşarak, salona girdiler. Fe- riha, mütebessim ve memnun bir tavırla etrafına bakındı: Çiçekler, | tatlı bir ışık, likör, kuştuyu yastıklar. | Faruk, ona bakıyor; fün vücudunu — kucaklamak yordu. — Ciciml - dedi. - Yarm, senin doğduğunun — yıldönümü... - Sana bir hediye aldım. Kuzum, reddet- miye kalkışma! Beni, pek fena, pek mahçup vaziyette bırakırsın! | Yalnız, şunu söyle:Beğendiğin kolye bu muydu?... Yanılmadım inşallah! Bir mücevher mahfazası uzattı. isti- — A Farukçuğum! — Faruk- çuğum... Ne güzel şey bu... Çok memnun — oldüm, çok.... Hele, bunu bana senin vermiş olman, beni büsbülün memnun etti Kadının ince parmakları ara- sında zümrüt bir kolye duruyordu. Tatlı, baygın, müstehzi pırıltısı ile, cidden güzeldi. Tecrübe etti. Aynanın karşısına geçerek kendine baktı. Mükemmelen yakışmıştı. De- lice bir sevinçle, Faruğu öptü. Fakat, sonra, birdenbire duraladı: Âşı- kından bu derece pahalı bir hediye alabilir. miydi?... Kabul edebilir mivdi?.. Bu, nasıl olurdu? Tereddüdünü anlayınca, erkek, omuzlarını kaldırdı: — Rica ederim, bunu münakaşa etmiyelim. Beni sinirlendirecek... Şayet redde kalkışırsan, nazarın- daki hiçliğimi anlıyacağım. Koca- na - pekâlâ bir yalan uydura- Bu kolyeyi sana baba- nn gönderdiğini söyliyebilirsin. Babanla kocan darğın olduğundan mesele anlaşılmaz... Ferihacığım, sana bu hediyeyi vermekle öyle mesudum ki... Bu saadetimi boz- ma... Yalnız şurasını söyle: Ku- yumcunun camekânında - müz kolye buydu, değil mi — Evet, bu, bu. Dünyada, buna sex biçbir — şeye Yarın, doğduğumun yıldönümünde yeşil — esvaplarımı — giyip — bunu takayım hele... Çocuk neşesile gülüyordu. Son- ra, sevimli yüzü ciddileşiverdi. — Doğduğumun yıldönümü Çocukluğumu batırlıyorum...Faruk, ihtiyarlıyorum artık..Yirmi sekizine bastım ... Gözüne ihtiyar görün- miyor mıyım? Güldü; —mesele, hakikaten de gülünecek şeydi. Feriha, yaşının ilerlemiş olmasına rağmen— ( y söylediği gibi yirmi sekiz değil , | otuz beşti) — hâlâ genç, taptaze görünüyordu . Bir daha öpüştüler. Kadın, ni- bilmüzayede satılarak ihalei k: — Buşün, geç aei - dedi.- Kocamla bara gideceğiz. M Feriha, evine gene de geç dön- dü.Saat yedi buçuktu. Yorgun fakat yorğüllüğekü Yöğmen' ' meğillü. Alelâcele giyindiği için kılığında kıyafetinde biraz ihmal nazara yukarda, - sizi bekliyor! - Feriha, Abidin Beyin yanma çıktı. Abidin Bey, şişman, kısa- boylu, kırbıyıklı bir adamcağızdı. Gayet pahalı terzilerden giyinme- sine rağmen, elbisesi, sırtında, iğreti gibi oturuyordu. Feriha: — İki dakikaya kadar hazırla- nacağım! -dedi- İşim çıktıda onun için geciktim. Abidin Beyi, elile şöyle, gelişi güzel bir işaret yaptı. Bu suretle, karısının — daima geç kaldığını bildirmek — istiyordu . — Oonu bırakmadı: — Dur! - dedi- Sana bir şey söyliyeceğim. Buraya gel. Gülüyordu. Kadın korkaraktan ve yüreği ataraktan — kocasına yaklaştı. Abidin Bey, elini, kapalı yumruk halinde göstererek: — İçinde ne var? Bil bakalım! - dedi. — Bilmem. — Yıldönümü bediyen! Bir mahfaza. Faruğunkinin aymıl Kutuyu açınca, Feriha ki, kolye de, Faruğun verdiği ko yenin aynı (Sonu yarına) Mütercimi: (Hatice Süreyya) Eczahanelerin nöbet cedveli İstanbul sıhhıye müdiriyetinden: Muhterem gazetenizin 23 temmuz 929 tarihli nushasının üçüncü sa- hifesinin üçüncü sütununda ( Nö- betçi eczahaneler listesi bu ay Sıhhiye tarafından polise verilme- li) serlâvhası altında intisar eden bendiniz ber veçhi ati tavzih olunur: Eczahanelerin — mahalleri - mü- ayyen olduğundan nöbet cedveli her ay değişmez. Nöbetlerin teb- diline lüzum görülürse © zaman yenisi tanzim edilerek eczahane- İerle mıntaka zabıtasına malümat verilmektedir. Nöbetini ifa etme- yen cezahane olup olmadığı tah- kik edilmektedir. Güreş müsabakaları Güreş heyetinden: 1 — 26 Temmuz 929 Cuma günü Beyoğlu balk fırkasındaki mıntaka idman salonunda güreş teşvik müsaba- kası yapılacaktır. 2 — Müsabakaya iştirak ede- cek güreşcilerin isim pederlerinin ismile mıntaka - sicil mumaraları mühtevi cedveller bir hafta mu- kaddem Güreş heyetine - verile- cektir. 3 — Askeri yurtlar, güreşci- lerin- künyelerini yine bir hafta mukaddem heyete vermelidirler. 4 — Tartı 12 den 2 ye kadar- dır. Müsabaka tam saat 1 1/2 de başlayacaktır. 5 — Müsabakalaraa ihrazı mu- vaffakiyet edenlere — madalyeler yerilecektir. lstan ı elit güniği nidirliğider: Tahminen 70 sandık bobin ve defter balinde — tarnsit sigara kâğıdı. 18 Kaps — tehi şişe şehre ithal Bilâda muharrer iki kalem eşyanın 24/7/929 Çarşamba günü iyesinin icra edileceğinden taliplerin yevmi meykürda İstanbul ithalât gümrüğü satış anbarına muracaat eylemeleri ilân olunur.