18 Haziran 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4

18 Haziran 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Orada, en hararetli bahis, bey- | lerin kendi mesleklerini çekiştir: mesi, hanimların, Paris elbise modellerini tenkitleri ve müttefi- ken yapılan, gelmiş, geçmiş ve gelecek baloların dedikodusuydu. Tayin edildiği ilk şehpender- likte, nufuzunu — suüstimal « ticarete kalktığı için işten el çek- tirilip açıkta kalan bir hariciye Mmemurunun harici vaziyetimizden gayri memnun bir lisanla bahse elindeki malı yüzde beş yüz il salmağa oğraşıp, yüz binlerce lirayla hilleli iflas eden bir tacirin iktisa: buhrandan dem vuruşu, giyinme- sini hiç bilmeyen hanim efen lerin, en iyi giyinen ve zevkise- Timleri muhakkak olan kadinlar bakkında dudak bükerek söz söylemişleri, — salonun — başlıca mevzuunu teşkil ederdi. Gece gündüz poker masasından başlarını kaldırmayan hanımlar, bu gibi bahıslara karışmazlar, yalnız kumar oynayan kadınları çekişti- rirlerdi! Hatta bir gün, tam on beş gün masa başından kalkma- maş olan iki hanım, şaheser bir küstahlıkla: | — Efendim diyorlardı, kumara itiraz Cetmiyoruz, fakat —arada sırada olursa. Halbuki bazı haz nımlar pokerin profesyoneli oldu- lar.. Ayıp şey doğrusu. Kocaları nasıl müsaade ediyor? Onlar bunu söylerken, birisinin kocası büfenin önünde altıncı vis- kiyi yuvarlıyor, digerininki, bir köşede, bir hanımın — kulağına -ayıp addedilip mübah görülen - bir şeyler fıslıyordu. te ben de bu salonun müda- vimiydim. Bu salonda, çarşamba günleri ben de böyle söyleniyor ve her kes gibi, ne söylediğime 'ne de söylenenlere inanıyordum. Muhsin, karısının davetlerinde biç bulunmazdı. İşte onun yeğane sempatik bulduğum hali buydu. Fâkat samimi dostu Münür bey daima hazırmazırdı. Hani biri fena bir şey yaptığı zaman : “ Yahu seni şeylan mi dürttü?,.. deriz. İşte Münür, mü- temadiyen Muhsini dürten, çileden çıkaran şeytandı. © gün de, Sacidenin salonuna girince, ber zamanki gibi, evelâ bermutat, kuş muşur gibi, cıvıldaşıp durü- yorlardı. Müflis tacirle, eski şeh- pender baş başa vermişlerdi. Poker masası kurulmuş, dans başlamıştı. Sacideyi çok solgun, çok sarar- mış buldum. Yanma - yaklaşt zaman, derdini belli etmemek için gürültülü bir kahkaha attı. Hızlı gülerse neşesinden şüphelenmiye- ceklerdi sanki. Bu zoraki kah- YELPAZE Selâmi İzzet GKGN Numara : 5 | gideriz kaha, bu sahte neşe, belki her- kesi aldata bilirdi... Fakat benim aldanmama imkân yoktu. — Ne kadar geç kaldın kâmil? Eger bir daha böyle geç gelirsen cezayi nakti alırım ! Sesinde, yabancısı olduğum bir ihtizaz vardı. — Sesinin aheni akordu bozuk bir kemanin - fos- | notu gibi kulaklarımı tırmaladı Fakat hiç bozmadım, - keyifli bir tavurla: — Cezı dedim. — Bir yelpaze parası. — Demek bir yelpaze istiyor- sun? — Evet... Bu gün de bir tane aldım, göstereyim Münür hemen görmek istedi, Münürün bu Aarrusu, Sacidenin canını sıktı. Salandan çıktık, korıdoru geçtik, yatak odasının yanındaki ” odaya girdik. İşte Sacidenin yelpaze koleksi- yonu esir adilmiş kelebekler gibi bu odada durur. Bu yelpaze me- rakı, Sacide de çocukken başladı. O zamanlar — kirk — paralıktan | 'on kuruşluğa kadar, gördüğü her | yelpazeyi alırdı. Sonra yavaş ya- vaş, bu merak pahalılandı, - ve saray satışlarında hat devresini | buldu. Şimdi büyük vitrini, Aziz | zamanmdan, Mecit devrine kadar, sultanların kullandıkları yelpaze- lerle binbir renkli bir meşherdir. ide son aldığı yelpazeyi gös- 1 nakdinin mikdarı? — Nerden aldın Sacide? — Bir apartmandaki müzaye- dedem Münür bey, yelpazenin 18 inci asırdan — kalma — ve — sapının nakışlarından da — fransız ma- mulâtı olduğunun anladı. Münür böyle şeyleri tarihçi ve şair olarak değil, komisyoncu olarak bilir. Dedim Bu yelpazeyi daima kullan Sacide. kıvrımlarındaki şu mehta- ba bak, zarif bir elde sallanarak, güzel bir yüzü rüzgârlamak için can atıyor... Te — Ben hiç kimseyle alay etmem Sacide, hele seninle hiç... Şimdi ilk cezayi nakdimi vermek isterim. Bedestende bir yelpaze gördüm. Onu sana hediye edeyim. Ama bir kere gidip görelim. — Peki, yarın veya öbür gün Misafirlerin yanına geldik. Bir aralık Sacideye: — Ne romantik kadınsın! de - dim. Omuzlarını kaldırdı, süzdü: gözlerini ( Bitmedi ) FENER FACİASI Ca| Yahat Crmames Farelerin Huücumu BAAT DIREERRI N ikil (Vi Ni ) BEDREERETGERPİ Metruk gemiler, ne kadar da, sarhoş insanlara benzerler... Bu gemi de, bizim kayayı kendi evi sanan bir sarhoş halindeydi: İlle dize çatmak, bize ulaşmak istiyordu. Sanki, cazibemize kapılmıştı. Sanki, fenerimiz, yepyeni ve - bembeyaz binasile, bir mumdu. Gemi ise | pervane idi. Fenerin ziyasına âşık olmuştu. Mutlaka başını nara ya- yakmak istiyordu. Nihayet, birden bire, güneş tulü etti. Birden Bire diyorum, sira, memaliki harrenin - tulüları, iler gibi nazeninane olmaz. Apansızdır. Gece, bıçakla kesil gibi, gündüze tahavvül ediverir. Bu sırada, üç direkli, bü sür'atile, üzerimize geliyordu. Derhal, dürbünlere sarıldık ; fenerin daireviüşşekil — balkonuna çıktık. Meselenin ne — olduğunu anlamağa çabalıyorduk : Derelict, ne demeye, böyle başı boş bra- kılmıştı? İlk mazarı dikkatimizi celbeden vEy, burunun üi yazndaki isim Cornelis - de - Witt Rotterdam Geminin Hollandalılara ait bu- | iktisat vekâleti lıcaretW mMüsteşarlığı İktisadi mehâfilde deveran eden rivayetlere bakılırsa İktisat vekâ- letinde bir takım tebeddüller ola- caktır. Ezcümle Tiraret Müsteşarı Şakir Beyin diger bir vazi nakledileceği ve - yerine mümessillerinden Kurdoğlu Faik | Beyin tayin edileceği söylenil- mektedir. Bundan başka vekâlet erkânından bazıları ” arasındada tebeddülât olacağı haber veril- mektedir * İzmirde Gazinin heykeli — (—- Gazi Hazretlerinin Bulvarda rekz- edilecek heykelleri için müteşek- kil - komisyon tetkikatını - ikmal etmek üzeredir. Heykelin diğer şehirlerde rekzedilenlerden daha mükemmel olmasına çalışılacaktır. yi yapacak heykeltraş he- nüz tesbit edilmememi; * Dahiliye lada — Dahbiliye vel Kaya Bey saat dört buçukta refakaterindeki zevat ile - birlil Şarkışlaya gelmişlerdir. * Hakkı Şinasi Paşa Trakyaya * — Cumhuriyet Halk fı b müfettişi Dr. Hakkı Şinasi Paşa cumartesi günü Trakyaya gidecektir. Hakkı Şinasi Paşa Trakyada bir hafta kadar kalıp fırka işlerini teftiş edecektir. * Necip bey şerefine Hukuk talebesinin ziyafeti — Dün talebe birliği binasında Hukuk talebesi cemiyetinin reisi fahrisi olan Ne- cip Ali beye cemiyet tarafından bir çay ziyafeti verilmiştir. x* Divanı Âli Eskişehirde top- lamıyor — Diöğami Almim: Fakipef? hirde toplanmasına dair olan karar tastikı âliye iktiran etmiştir. Di- vanı âliye intihap olunan Şurayı devlet azaları hafta sonunda Es- kişehre gideceklerdir. Divan ge- lecek hafta toplanacaktır. İktisat * vekâleti neşriyat müdürl İktisat vekâletinde mevcut iki istatistik ve neşriyat müdiriyetleri tevhit edilerek bir müdiriyet yapılmış ve müdiriyete Cevat Rüştü bey tayin edilmiştir. * Deniz hamamları — şehre- maneti bu sene hamam işletmeyi serbest bırakıyor, fakat erkek ve kadın hamamları ayrı olmak şartile. * Edirnekapı tramvay hattı — Edirnekapı tramvayının cumartesi günü küşat merasimi yapılacak ve o günden itibaren tramvaylar işliyecektir. Edirnekapı tramvay- ları Sirkeciye kadar inecektir. Küşat merasimine bir çok zevat davet edilmiştir * Cem davası — Halkı tahrik mahiyetinde resim neşretmekle maznun “Cem, gazetesi ” sahibi Cemil Beyin ademi mes'uliyetine karar verildi. Tanduğuna - dair ilk tahminimizde aldanmamışız demek?.. Yeni bir “rüzgür darbesi yel- kenleri şişirdi. Son süratle üzeri- mize gelmiye başladı. Yani bütün gece yaptığı gi Lâkin, bu sefer, adamakıllı gel yordu. Üç İskelet e pek yakın bir mesafeye ulaştığı için, müsa- deme muhakkaktı. İtalyan: — Çarpacakl -dedi İngilir: — Evet, çarpacak! -diye tasdi etti. - Çarpacak ve lâhzanın de parça parça olarak denizin dibini bulacak! Bende: — Yazık | kıyak gemi idil - diyerekten eseflendim. Böyle konuşmaktan — gayır ne Hatıratınızı ebediyen muhafaza ediniz (Artat vessam) JUL KANZLER Sanay işleri, 1928 senesi Paris be, efise fotografları stüdyosu, amatör, san'at ve ticaret ynelmilel sergisinde büyük mükâfat ve altın madalya kazanmıştır.. Beyoğlu İstiklal caddesi Ne Dişleri muhafaza etmek hayatı kurtarmaktır. hayatı kurtarmaktır Otuz senedez beri tarzı herkesjar Sezarn Beyoğlu İstiklal caddesi No: 67. Tel. Beyoğlu 4054 aamuzıl tefaset ve,küdreti fe: emnuniyetle istimal ettiği TEV DİŞ MACUNU ve ya PERTEV Diş TOZU Bu maksadı temine kâfidir. Devlet demır yolları ve limanları idaresinden: İdaremize lüzumu olan “100,000,, yüz bin ton maden kömürünün münakasası 7 Temmuz 1929 pazar günü saat (16) da Ankarada Umumi İdare binasında icra edilecektir lerin teklif mektuplarını ve teminatı muvakkatelerini saat (15,30)a kadar Umumi idare lazımdır. Te Ankarada malz sından tedarik edebilirler. ler münakasa şartnar İstanbul Vilâyeti Elektirik Şebremanetinden: ikinci üç aylık devreye mahsus olmak üzere yani nisan, mayis, ve haziran ayları zarfında elektirik şirketinin abonelerine faruht edeceği Elekli üzerinden tespit edildiği ahal Şehremanetinden: İlfaiye — için lastik açık münakasaya konmuştur. Taliplerin numunesini ve şartnameyi görmek için her gün İSTANBUL TRAMVAY ŞİRKETİ muhteremeye ilan olunur. olan 8 temmuz 929 Pazarlesi günü İevazım müdür- Münakasaya iştirak edecek- mezkür tarihte yazı işleri müdürlüğüne vermeleri melerini (250) kuruş mukabilinde ne dairesinden Haydarpaşada, Haydarpaşa mağaza- Şehremaneti ilânları fiatları ik kilovat fiatının 17,25 kuruş Tüzum — olan 40 çift rakorla 80 ve münakasaya girmek için de iLÂN - Edirnekapı arasında, 37 numaralı yeni irde muharrer seyrü sefer tarifesi dairesinde, işltemeye küşat edileceği muhterem ahalinir hattın 21 haziran nazarı ittilâma ilân olunu: Tramvay hattı — Trenler arasında — İlk trer Son treni Fasıla: Dakika hareket saatı — bareket saatı sirkeciden 12 9 ğdim:kıpııını a T | K Edirnekapıdan Sirkeciye 612 17 5,50 23 10 MÜDİRİYET. İstanbul ticaret müdiriyetinden: (Hazır elbise amili terziler ) ile ( İstanbul Türk terzi ve kumaşçı ve elbiseci ve müstahdemini) es- nafı birleşerek vücude getirdikleri ( İstanbul terziler ve kumaşçıları cemiyeti )nin idare heyeti intihabı 22-6-929 cumartesi günü Sultan hamamında Tuhafiyeci - hanında birinci katta bir numarah dairede icra ve saat 10 dan 15 e kadar rey kabal edileceği alâkadarana ilân olunur. İmdadına koşam: dık. Her türlü vesaitten mahrum bulunuyorduk. Onun , paramparça olduğunu - seyretmek de, hoş, şairane bir manzara olacaktı. Meyerse, işin neticesi, önceden sandığımız gibi , hiç de hoş, şai- rane filân değilmiş. Dürbünlerimiz , intihar eylemek- kayalara / çarptığını ve te olan biçare gemiye mütevec- ci Ansızın, çığlık halinde, şu kelimeyi haykır- dik: — Fareler! Bir lâhza içinde, bütün vak'a, hayalhanemizde — canlanıvermişti: Gemi mürettebatı olan Hollanda- hların. sefineyi ne sebeple terke iiz üçümüz birden Ekmek ve francola fiatlar Haziranın 18 inci sahı gününden itibaren ekmeğe on altı kuruş on para ve francolaya yirmi kuruş yirmi — para azami vezzedi ilân olunur. fiat Doktor A. kutiel Elektirik makineleriyle belsoğukluğu, İdrar Garliğı prostat, ademilktidar, bel gevşek- Ti cilt ve frengiyi ağrısız tedavi eder Karaköyde Bürekri firimt sırasında 38 mecbur. kaldıklarını — anlamıştık. Diyer anladığımız bir şey daha vardı: Baş geleceği Fareler! Sizin mazarınızda, fare, hiç bir şey ifade etmez: kediden korkan, delikten deliğe kaçan aciz bir mahlüktur.. Bütün kara fareleri, şayanı merhamet, biçare şeylere felâket ıza müthiş bir dir.. Hattâ, tarla sıçanları bile miskindirler, cücedirler, canları bir sıkımlıktır.. Boyları - burunlar rından kuyrukların ucuna kadar $ varsa / varsa 30-40 ıınlım:ırm varır... Fareleri - sevmiyebi alardan nelret edabdirtisiz: Falii kötü kötü koktukları için... kil İ ray ada gea Ka e leklerine, tulumlara, şeker çüvak — Jarına burunlarını soktukları içi ( Mabadi var )

Bu sayıdan diğer sayfalar: