18 Haziran 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

18 Haziran 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

T 18 Haziran 1929 AKŞAMDAN AKŞAMA Cuma - Pazar (Sevahili Mütecavire vapurları münasebetile) Dün, Kalamıştan mutat vapura binmek üzere, muayyen zamanda iskeleye — gittim... - Vapur yokl Neden? Meyerse tarife değişmi; Eh, olur a.. Demekki, yaz tarifesi tatbik olunuyor...Bu tebeddüle dair her halde, gazetelere - filân verilmiş olacak da ben görmemi- gi Yeni tarifenin a bulua- luğu tahtaya yaklaştım: Kalamış- 'fan köprüye sabah vapurları 8 de ve Ju 25 geçe .. Halbuki bütün bir sene, karakış da dahil olmak üzere, sabah tarifesi şöyle idi: 7 yi 50,8i 20, 9 20.. Yani, bu son yapı- İan ve biltün yaz tatbik edilei olan tarifeye, yeniden sabah vapu- ru ilâve olunacak yerde, kışa naza- ran bir vapur eksiltilmiş... Bunda i olmasa gerek... Sevahili Mütecavire, son seneler zarfında, İstanbulun en fazla rağbet gören bir sayfiye mahalli haline gel mektedir. Şayet rağbetin sebep- lerinden biri, hava, su, man- zara, hasılı, tek kelime ile tabi- atse, diger sebep de, elektirik, vesaiti nakliye nevinden esbabı medeniyedir. İki seneden - beri takdire şayan bir intizam ve faaliyetle — işlemeye — başlayan Fenerbahçe — Halk otobüsleri, bu havalinin yüzünü güldürmüştür. Buralarda , ahalinin kesafeti art- mıştır. Kalamış ve havalisinde yıllarla metrük, bakımsız kaldıktan sonra nihayet tamir edilen, boyanan yeni baştan yükselen binalara, tarhedilen bahçelere te- sadüf etmekteyiz. Sevahili Müte- â canlanması — şerefinin kısını da Seyri Sefain Sefain Seyri gösterdiği himmet ve gayrette şimdiden sonra da devam etmeli, vapurların mikdarını azaltmamalıdır. şimdiye kadar pek müsteit — bulunan Mütecavireye — rağbeti Bun'i bir surette arttırmak onun de gene onun Boğaziçinin vaziyeti önündel Yeni tarifede en ziyade garibi- mize giden cihet, her günkü cavireden her gün kalkan sabah — vapurlarından — 9 u- 25 geçenin cuma ve pazar gi l Cuma — gününü tatil “günüdür; haydi, diyelim ki, bu gün, ahali şehre inmez. - Fakat pazar 'nün de - cumanın yanmda - bir tatil günü addedilmesi, tamamile kapitülasyon zamanından kalma bir zihniyettir. Her medeni milletin haftada bir tatil günü vardır. Bizim de cu- madır. Beynelmilel bir tatil günü olan pazarın gün — kabul — edileceği — tarihe kadar, pazarı tanımamağa mecburuz. Aksi takdirde, bülün Avrupanın haftada 6 gün calıştığı bir sırada bizim 5 gün calıştığımızı kabul etmiş “ sayılırız. lâğvedilmedikten evel, Türkiyede pazar diye bir tatil günü mevcut değildir. Mühterem Seyri Sefain idare- in yeni tarifede tadilât yapa- Yevmi, Siyetf gözete İDAREHANE — acımusluk sokağı Telgraf adresl: “Akşam, istanbı Telefon i yan işleri içim ABONE ÜCRETLERİ Türkiye içini Seneliği 1700, aliı lığa 900, Üç aylığı S00 kuruş. Ecnebi ketler için : Seneliği 30007 lti e 1600 Üç aylığı 900 kuruş Güreletdin ilünladan mes'aliyot kabul etmen. leri | bizde de resmi | "İmtihan neticeleri birinciliği kazanan vilâyet anlaşılacak hanları bit- İlk mekteplerin ir miştir. Her tebin umumi tahsil seviyesi müfettişler tarafından | bir rapor tağzimi suretile tespit edilecek ve bu raporlar tevhit edilerek Istanbuldaki ilk mektep- lerin imtihanları neticesi mukayese edilecektir. Bu netice Maarif vekâletine bildi- rilecek ve vekâlet diğer vilâyetlerin ilk mekteplerdeki tedrisat netice- lerini nazarı dikkate alarak geçen sene içinde ilk mektep tedrisa- i vilâyet maarifinin hraz etmeye muvaffak | olduğunu tespit edecektir. Divanı muhasebat muavinleri Avrupaya gidecek Yakında divanı muhasebat me- murlarından kkep bir grup Avrupaya gidecektir. Divanı mu- hasebat — memurları — Avrupada maliyecilik hakkıdda — tetkikatta bulunacaklardır. Muavinlerden bir kısmı Parise, bir. kısmı da Romaya/ gidecek- lerdir. Maliye vekâleti yakında divanı muhasebat muavinliği için müsa- baka imtihanları açacktır. Telgraf muhaberatı İzmir tüccarlarından bir kısmı Dabiliye vekâletine müracaat ede- rek müstacel kaydile kendilerine gönderilen telgrafların son” lerde ekserya beş altı saat teeh- hürle geldiğini bildirmişlerdir. Tüccarların bu şikâyetine bazı bankalar da iştirak etmişlerdir. Ankaraya taze balık sevkıi müracaat Balıkçılar cemiyeti Ankaraya taze balık sevketmek için Ana- dolü demir yolları idaresine mü- racaat etmişlerdir. Balıkçılar yaz çünlerinde Ankaraya balık sevket- in pek masraflı ve müşkül olduğunu söylemektetirler. Bunun için Anadolu demir yollarından soğuk vağonlar iste- Şimendüfer - idaresi bu müracaatı tetkik etmektedir. Çürük meyva ve sebze | satılmayacak Bu sene meyva ve sebze fiat- |leri çok yüksektir. Bu — itibarle sebze ve meyvalar diğer senelere mazaran daha az satılıyor. Piyasada bir çok çürük sebze ve meyvalara tesadüf ediliyor ve | bu bir çok şikâyetleri celbediyor. Emanet, çürük ve ekle gayri salih meyva ve sebzelerin satış- larının — menedilmesini — beledi; zabıta memurlarına tebliğ et Memurlar alâkadar esnafa ih- taratta bulunacak ve çürük mal satanlar şiddetle tecziye edile- ceklerdir. Şarbon aşısı Torbalıdaki koyunlardan 1680 fanesine şarbon aşısı yapılmıştır. Aşının mecburi olduğu bil'umum kaza kaymakamlarına yazılmış ve halkın bu hususta tenvir edilmesi bildirilmiştir. Tiredeki sürü sahiplerine tevzi edilmek üzre dün mezkür hazaya 3 bin aşı gönderili Mukayese edilerek! Akşam üstleri Köprü tahsildar- ları yan yana ve sık sık durmak- P mek şamları vapura yetişmek için acele edenler k';;'m Tesllilüa vücuda gelen insan duvarı karşı- sında köprüden geçmek için deh- şetli müşkilât — çekmektdirler. Emanetin buna bir çare bulması Tâzımdır. Serseri çocuklar yurtsuz. bir " Bunlar cami avlularında, sSokak - köşelerinde, köprü altında, tünel - başında yatıp kalkmaktadırlâr. - Darüla- ceze bu küçük serserilerle meşgul olsa çok iyi eder, ve bir çok çocuklar sokakta yata kalka bin türlü ahlâksızlığa alışmaktan kur- tulur. Millet mektepleri Millet mekteplerinin ikinci dev- resine senei dersiye bidayetinde başlanâcaktır. Bu devrede, ilk devrede mek- teplere her hangi sebepten dolayı devam edemiyenler ders okuya- caklardır. Afgîn kralı Yeni kızına nasıl bir isim verdi Amanullah Han ile üvey bira- deri İnayetullah Han - Bombaya geldikten sonra zevceleri ve iki esi olan Kraliçe Süreyya umla Kevkep Hanım yirmi dört saat fasıla ile bi çocuk doğurmuşl Tahın nevzat kızına nasıl bir intihap edeceği Hindistanda bü- yük bir merak uyandırmıştı. Şimdi bütün Hindistan bu me- raktan, hem de memnunen, kur- tulmuştur. Kral Amanullah misa- fir bulunduğu — memlekete bir eseri nezaket ve cemile olmak için — nevzat kızını — “Hindiye,, tesmiye etmiştir. Kışa hazırlık Emanet şimdiden tedabir düşünmeğe başladı Geçen sene hüküm süren şi detli kar ve kış yüzünden vesai nakliye durmuş, münakalât sekte- ye uğramış, şehirde âdeta umumi hayat durmuştu. Kışın birden bire — bastırmış olmasından dolayı Emanet, zama- nında tedbir alamamıştı. Dahiliye vekâleti Emanete ge- lecek sene için kışın şiddeti baş- lamadan evel tedbir alınmasını Bu emir üzerine yakında Ema- ııın:;iı komisyon teşekkül edecek imdiden alınacek tedbirler tespit lti Silyü deacliilak makineleri sistemi taayyün edecek, kaşın şiddeti karşısında kullanıl cak amele adedi ve bunların sureti| istihdamı tespit edilecektir. Bundih “başka - seşyar- amela postaları tesisi düşünülmektedir. Fındık nümuneleri istediler İspanyanın Valansiya şehrinde ki *ticaret odası İstanbul ticaret oda- sına bir müracaatta bulunmuştur. İspanyol odası bu müracaatında memleketimizde - yetişen — fındık nümunelerinden istemişt Valansiya odasına fındık nu- muncleri gönderilecektir. ş Eski harp masalları Halk bilgisi derneği Anadol da ki şubelerine yeni bir tamim göndermiştir. bu tamimde şube- lerin harp masalları ve türkülerini| toplamaları bildirilmektedir. Şubeler eski harplar hakkında söylenen fıkraları, hikâyeleri top- lıyacak merkeze gönderecektir. Büyükada iskelesinde bir vak'a Dün sabah saat 8 de Büyüka- dadan — hareket eden - Kadıl yapurunda bir vak'a olmuştur. Tüccardan Salamon Kohen efendi vapura girerken iskele ile beraber denize düşmüş ve müşkülâtla kurtarılmıştır. - Vapurun — iskelesi ancak iskeleye çımacılar tarafı 'dan 3-5 santim kadar iliştirilmiş ve mümaileyh iskeleye bastığı zaman iskele ile beraber denize düşmüştür. Geçenlerde Kadıköy iskelesinde böyle iskelelerin fena konması yüzünden bakkallar ce- miyeti kâtibi umumisi Fethi beyin bacağı sakatlanmış idi. Böyle dik- katsizlikler yüzünden sık sık vukua gelen vakalar cali likkattir. Seyrisefain idaresi halkın hayatı ile alâkadar bu gibi vazifeleri aklı başında olan adamlara tevdi etmelidir. Sahilde kamp Terbiyei bedeniye muallim mek- tebi talebesi yakında deniz kam- pına çıkacaklardır. Talebe deniz kampında deniz sporları öğrene- ceklerdir. ANKARA PALAS (ANKARA ) Bütün odalarda telefon, sı- cak suyu, kaloriferi - vardır. Hususi banyolu apartımanlar. Odalrın fiatı: 6-8-10 ve 12 liradır. Amerikan barı, Orkes- tra, erkek ve kadınlara mah- sus perukâr salonu, çamaşır. hane, garaj, tenis, kütüphane, yataklı. / vagonlar - şirketini acental — Ah hakim efendi... babası sağ olaydı da niz.. “Nurlar alimallah... Vallabi, Ki : D ocuğun onun sulbünden gek e kark bir şahit ister... — — Hanım sen meselenin bu ta- raflarını birak, vaka nasıl cereyan etti onun anlat... — Anlatayım hâkim efendi an- hatayızı. Geçen ay değil, daha evveisi ay değil, daha evveksi ay.. Bir gece evde yalnızdım.. Ffendi kahvede.. Bizim Tekirde üzerinize afiyet hasta.. — Geç hanım onu... Sonra ne oldu? — Ha.. Efendicaıma söyleye- yim... Tekire — kâfuru ile keten tohomu kaynatırken — birdenbire kapının önünde bir gürültüdür koptu. Sormayın.. Ondan sonra bir tekme, bir tekme daha.. — Nereye?, — Kapıya hakim efendi, kapı- ya.. Kadınım ama bugüne bugün değme ellere bedelimdir.. Hemen pencereye koştum.. Camı sürdüm, dışarıya baktım., Bu çocuk işte... Tevfik.. İhtiyar hanım parmağını gözü- IŞ gibi yanında süt tavru ile duran zayıf genci gö - Yakalıksız bol paçalı, penbe gömlekli, afili bir delikanlıydı bu. Rcis şikâyetci hanımın yanında duran ikinci kadına baktı : — Sizin vaka da aynı gece mi oldu.. — Hayır efendim bir gece sonra, Birinci şikâyetcinin çenesi ne kadar kuvvetli ise ikinci hanım da o kadar süküti idi. Agrından Tâf dirhem dirhem çıkıyor, söylerken yüzü pençe pençe kıza- rıyordu .. Vaka ayni şekilde mi cere- — Evet efendim.. — Sizin kapıya da iki tekme vurdu mu? İki değil, üç efendim. — Ne dersin bunlara küçük bey.. Bak hanımların - hanesine taarruz etmişsin .. Esmer, zayıf genç bir omuzunu yakarı kaldırdı, bir omuzunü apağı indirdi: — Haşa sümme haşa ... — O ne demek?. ira reiz efendi Ya demek kapıları tekmele- medin..? — Tekmeledim.. Oldu bir iş. Ama kimseye taaruz etmedim. Ben efendiden adamı — Vaka nasıl oldu.. - — Efendim... O gece fazla ka- çırdıydım.. Reiz efendi bizim evin önünde de bir fener vardır.. Fener ama yanmaz ha... Sonra bu Ha- tiçe teyzemin, Kadriye teyzemin şvım ğnuıde de birer yanmaz Burada Hatiçe teyze ciyak ci- yak bağıre — Haydi haydi ben senin artık teyzen filân değilim.. Sonra reiz bey, o gece feneri görünce benim ev budur diye kapıyı tekmelemeğe başladım.. Halbuki Hatiçe teyzemin kapısıymış.. Son- rada Kadriye teyzemin kapısını tekmelemişsim. Hep kabahat o fenerde.. — Peki ama siz eve gittiğiniz zaman kapıyi tekmeler misiniz?. Mahkeme — meselede — taarruz mahiyeti görmediği için esmer zayıf — gencin — beraatme karar di.. Delikanlı kapıdan çıkarken efendinin - tavassutu / ile kendisini affeden Hatiçe ve Kad- riye — teyzelerinin / ellerini şapur kihler Gp0p Bağim baydu, <

Bu sayıdan diğer sayfalar: