18 Haziran 1929 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 1

18 Haziran 1929 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—Daeh Bİiıılliyetler meselesi Cihan harbinden sonra Avrupanın İk dertlerinden biri de ekalliyet Meselesidir. nın statükosu, Anglus harc- Kibi Avrupayı arasıra beyecana den meseleler arasında - ekalli- Müuammasının da büyük bir l vardır. On dokuzuncu asrın iyet meselesi, yerini artık ekali- meselesine bırakmıştır. Bu lenin tekâmül seyri, ve kat'i hal li ne olacaktır? İşte bir çok Av- Milletlerini heyecan ve ihtiras- “lükadar eden sual ve intizar mev- ihdan biri de budur. iyeti Akvam meclininin bu de Madritte vuku buları 5$ inci içti- n başlıca müzakere mevzuu liyetler meselesi teşkil etmiğştir. Aatırlar yazdığımız esnada içti- akaşlar henüz devan cak Cemiyeti Akvam daha evelden konuşmaların n az çok tahmin göre ekalliyetler etmek ruğun bu açık müzakereler aıl bir karara bağlana- kestirmek - zor de- meselesinden ye- eti pışan iki - tezden Ce Hi Akvama hakim olan devletler tsinin ileri sürdüğü tezin kabul ü tabiidir. rupanın bugünkü siyani “niza- doğan — ekalliyetler egi hakkında başlıca Roktai nazar vardır.Bunlardanbi. #ki, din? ve ya lisani ekalliyetleri hakimiyeti hududu - içine a- Slan devletlere, diğeri de ırkan, Ve lisanen kendilerine mensup tkulliyetlerin mağlubiyet ve ya Bir mecburi sebep neticesinde ina almış olan devletlerte, taa- *den ekalliyet hududu İle devle- imiyet hakkı karşısında son Ütvlet hakimiyetinindir. Eka- lcr nihayet yavaş yavaş ekser bayat gidişine, ve - milli şuu- İntibak etmek mecburiyetinde- Binsenaleyh ekalliyetler mese- beynelmilel bir mesele şekli k lüzümsuzdur. Başta AlL bulunduğu halde ikinci kı- 'Tamirat mesclesi | N Istanbul, — Azkara ceddesi, No Telgraf adre: Teleton aumaraları Istanbul, Milliyet Istanbul, 9911—3912—3013 Gazele ve matbaoya Git husaslar için Gardla yi Kalkaler 19 karaşlır | | Üevletler için, ekalliyetler hu- Strin şıarı olan milliyet pren- tefetra etmiş, zamanın ve İtabatın fevkında — mukaddes Nbtır, Bunu bet hahgibİr dev: ı_'l::ııu hakimiyetine terketmek, lmilel teminattan — mahrum k doğru değildir. Bunun için tti Akvamın ekalliyetler me- ile daha yakından alâkadar ol- Saruridir. dz kendisine ait en esaslr pren dını kaydettiğimiz ekalli- Meselesinin Cemiyeti Akvam anda bittabi daha ziyade bi- 0ktai nazara göre muamele gö #üphesizdir. Londrada evelce olan Üçler komitasına ra- ik cden Japon murahhası M* 'in raporu da bu noktai naza- dır. Netice itibariyle ra- ST ihtirazi kaytlarla kabul e ve ekalliyetler menelesi &ene bir — pamuk ipliğine k halledilmiş sayılacaktır. di İ yakâieri zz? vak an Abidin B. dün şehri. İhsan Abldin bey Abidia Bey, bu sene Muükarrer zirant enstl- Wekilatlle de meşgul ol talcp edilmekte olan kazanç vergileri âlı 18 Haziran 1920 İdarehane: 100 müldiriyete müracaat edilmelidir. Gelen evrak geri verilmez. Ht-ı- Rusya ile muamele yapan tacirlerimizin şikâyetlerini alan İhtisat vekili Şahir Bey selefleri Şühkrü ve ğ Rahmi beylerle birlikte Ankarada at koşularında vi Şikâyet şikâyet üstüne Ruslar tacirlerimizi muahe- de ahkâmı hilafına olarak kazanç vergisine tabi tulmuş lar ve bu vergiyi tahsil için de oradaki mal ve servetlerini haczetmişlerdir Tacirlerimiz hükümete müracaat ederek haklarının müdafaasını ve muahede ahkâmının temini mer'iyetini rica etmişlerdir Rusyaya mal gönderen tacirlerimizin müracaalı BN DA gönderen tacirlerimizin orada uğradıkları müşkü- ti her gün yazıyoruz. Ruslar ahiren oraya götderilen 15,000 kilo derinin nısfım ecnebi malı olmak behancelle iade ettikleri gibi şimdi de tacirlerimizden müthiş kazanç vergileri-istemişler için de orada bulanan bilitin mal, emtia ve servetlerini hacız altına almışlardır. Alâkadar tacirlerimizin bu mesele hakkında hükümetimize vaki olan müdellel mürücaalarını, İstinat ettirdikleri esasları neşrediyoruz. Tacirlerimiz bu müracaatlarında diyorlar ki: | Tacirlerimizin müdellel esasları 1 — Tisaret mushedesi dokuzancu maddesi şumil manasma takyit eden müahhar yirmi sekizinci maddenin sarahatile Türklerin Rosyada ödemeğe mecbur oldukları vergiler meyanında kazanç vergisi yoktur. 9 — Rusyadakj- İranlılardan kazanç - vergisi alınmamakta olduğuna göre 'ahden “Türklerden da alınmaması ikriza eder. 3— Biz mallarmızı Rosyadaki — komisyoncularımız mariletile sattırmaktağğ olduğumuza nazarca İstanbulda —oturan Türk tüccarlarının - kazancı Üzerine vergi tarbı cihan pazarlarında cari ticaret usüllerine münali ve — tecavuz mc- hiyetinde bulunmakla hükümetimizce de gayrı kabili tecviz. bulunduğu aşikirdir. 4 Mehakim ve kanaatımız - bilâfinda mükellefiyetimiz - iktiza cise bile kazarıçlarımızın miktan bakkında bizlerden hiç bir izahat ve beyanname istenmeksizin malların İstanbul piyasasındaki — kıymeclerini esas itilhaz ve Rosyadaki satş bedelleri arasındaki fark tamamen kâr ad ve bu mikdar Üzerladen kazanç vergisi talep etmesi kölliyen gaynı mantıki ve gayn kabili kabuldür. $ — Memleketimizde ki kazanç vergileri- mütekabiliyet esasına müstenit ve Ruslar 'Türkiyede en vasi müsandelerden müstelir iken Türk € in Ruşyada bilâh aht ve en şedit nazariyelere maruz bulundurulmaları bizim ber şeyden evel izseti nefsi millimizi rencide etmektedir. 6 — Odesada mallarımız bir kaç güne kadar satılacağından hükümetimi- zin karatıher ne ise bizde birtabi mutadır. Ana göre icral icabını umum tüc- carlar namına İstida ve isurham eyleriz., e HUSUSİ TAHKİKATIMIZA GÖRE MESELENİN ESASI NEDİR? Meselenin tarihçesi Rusyada — Türk — tüccarlarından yüzünden çıkan —ihtiltli - yazmıştık. Aldığımız malömata göre meselenin | esası şüdür? Sövyet Rüsya ile münasebatımız muhsdenec derecesine varması üze- rine tüccarlarımız Rusya ile ticarete başlamıslardı. O vekit Ruslar Türk derle beraber bilcümle Şark millet- lerinden — Rosyada — kazanç vergisi almıyorlardı. Bu, tesmül şekline gir mişti. Türk - Rus ücaret muahedesi akdolunurken dahi ba tcamüll mev- cut idi. Muahedenin aktinden' sekiz Ras tiçaret mümessili M. Sohof ? k carın Rusyaya götürdöğü — emvali 2' ;'_"' .- s'fb_'l :H“"'g::;u:t tesriye kastedilmektedir. HAĞ dlay Bü hususta daha - ileri giderek Türk tüccarlarından kazanç vergisi ienmemiştir. Maliye — kemiserliğinin Rus-Türk ticaret muahedesi shkâmına tevfikan mal götüren zevatı (Tüci Gökeli karınna miletesit k bile — addetmiyerek — kendilerinden sinin on ikinci " maddesinde (Lisans | (Pateni) talep olunmiyordu. Tüccar İ ve konijan) süretile Rusyaya — sevk | *ddedilmiyen - bir adamdan “kazanç ann Satışından “kazanç | Yergisi İstenemiyeceği tabil dddedil Olunan malların / sabişindan “kazânç | oe M aa olunmuştur. | yee vFürk - Rus ticaret muahedesi tabirinden — maksal Nne bu müesses teamülün meri olduğu anda aktecilmiş idi ki meahedenin, Rusyada bulunan Türkler'n bilâkay- Mıb di 3 üncü sahifede ticaret —muahedesine vevfikan mezüniyeti mahsusa ile tüc- le Türk-Rus va Mektepliler #lülliyet Pa gı aha rriri Silrt mekb'usua NEARENMCU'E Yebamı var? | Sihhiye — müdürü — şüpheli | yörülen baslalık hakkında izallal veriyor Dü Balatta dört veba vak'- ası çıklığı şayi olmustur. Bas Tatta bir değir. mende - çalışan Ahmet , Miço., AH , Ibrahim bastalanmıştır. Bunları mua- yene eden doke tor, vaziyetleri- ni şüpheli gör- müştür, Mes'ete Sılkhiye Müdi. A Riza Bey | riyetine haber verilmiştir. Has- talar hastaneye kaldırılmıştır. Değirmenin bulunduğu mıntaka da sıhhi todbirler ahamıştır. ve © civardakilere de veba aşısl tatbik olunmaktadır. Söylendiğine nuzaran Ahmet ile Miçonun vebalı olduğu anla- şilmiş, diğer Ikist de vebah değilmiş, Bu mesele hakkında dün bir muharrirlmiz. Sıhhiye müdürü Ali Rıza bey İle görüş- tük. All Rıza bey, diyer kii “— Mesele bir akşam e- tesinin yazdığı gibi dlx:li'ı dört veba vakası yoktur. Esasşen ortada henliz tahak- kuk etmiş, müspet bir vaka da yoktur. İki hasta görüldü, şüphe edlidi, tetkikat yapılıyor. Vaziyet | buandan ibarettir.» Müsabakası 7 inci haftanın Birinciliği alan yazılar hangileri oldu? Mektepliler müsabakasının 7 aci haftasında sırayla şu ya- zılar kazanmışlardır. 1 — Galatasaray lisesinden 986 Füruzan: Bey 2— Hisesinden 586 Halit Bey ” 9 — Galatasaray İisesinden 438 Sadun Nüzhet Bey 4 — Darüşşafaka lisesinden 37 A Niyazi Bey 5 — Galatasaray lsesinden Hürrem Bey Büyük bir rağbet görerek ve bütün mekteplileri alâkadar ederek devam eden haftanın en mühim haberi aedir? müsabaka- sıtda sırasile kazanan bu bey- lerin mükâfatlarım almak üzre idare müdürlüğüne müracaatları Not: Müsabakada kazananların resin- lerini de dercetmeyi mmuvafik - yördüğü- müzden yukanıda iimleri yazılı olan elen- ülerin redinkelal yanın akşama kadar pazctemiz hey'eti tahririye müdürlüğüne göndermeleri ve zarhın. Üzerlse “Resim vardır, kaydımı İlâve etmeleri. Aym uğul her bafta takip edilecektir. 8 inci hafta 8 inci haftanın en mühim haberi mnedir? müsabakası hazliran bu günden iti- baren başlamıştır. Gelecek cevapları haziran Salı günü akşa- mina kadar kabul edece- giz. Siüncl haftanın en mühim haberi için alınacak netice haziran Çarşam ba günü jlân edilecektir. Cevaplarınızı Milliyet mü- sabaka memurluğuna gön- deriniz. » Müsabakamıza haltaı NOf: Ca şaklm — naberininne olduğunu — bildirmek ve niçin o haberin tercih edildiğini izah etmekle iştirak edilmelidir. | kir Şişlinin kibar bir ban hir kadını yaraladı! Kadise, Berger namında hir Matar kemancısının hafilçe yaralanan V. Manniğin evine laşınmasından çıktı Evelki gün akşam üzeri Üs- küdarda Tophanelioğlunda oturan mülga Babılli hukuk müşaviri Herant beyin evinde müessii bir hadise cereyan etmiş ve eyin kızı Mudam Man- nik Şakir paşanın kızı Aliye hamm afından tabanca îlc ıştır. Vak'a hakkında eytediğimiz tahkikalın ticesi şudur, Aliye hanımla Mi dam Mannik arasında bir al paplık yoktur. Yalınız bazı balo- larda Aliye hanımla diğer hemşireleri uzaktan madam Ma- noiğe ve Madam Mannikte Şa- paşanın - kızlarına kadar bir tanışıklık varı Diğer taraftan beş seneden- | beri Istanbulda bulunan Berger isminde geaç bir Macar keman muallimi bir çok kibar ailelere Aliye banımla iğede keman der- lr. İşte hadisenin kabramanı da bu zattir. Berger son günlerde Avru- Ğ" gitmeğe karar vermiş ve oğlunda oturduğu bir apartı- manı bun bir kaç gün evel boşaltarak fazla eşyasını Ma- dam — Manaiğin küdardaki evine götürmüştür.Madam Man- ni olup zevci Borsa mua- melesi yapan Yervant efendidir , Berger Tazin eşyasını Ma- dam Manniğe götürdükten &on- Pasaport muamelesinin ikma- ile meşgul olup bu günlerde Avrupaya — hareket edecektir. Wıuıovdlhıuılı hanım bilinemiyen bir se- bepten dolayı kendisini aramak man mualliminin nerede olduğu mu öğrenmiştir. Bunuo üzerine evelki gün saat dörtte Üsküdara geçerek Herant beyin evine gitmiş ve Madam Mannik tara fından kar muştır. Aliye banım içeri girer gir- mez asabi bir tavırla Bergerin nerede olduğunu #ormuş ve ::;;ıııı .:.ııı evci Istanbula verilmiştir. Lâkin bu “V.:; Aliye hanımı — tatmin etmemiş ve daha asabi, daha sert bir sesle: * — Buradadır, fakat saklı- yorsunuz., Demiştir. Bundan sonra bir. söz teati- sine vakıt kalmamış, Aliye ha- nım seri bir hareketleküçük bir tabanca çıkararak iki metrodan Madam Manniğin üzezine ateş etmiştir. çıkan kurşun Madam mannigin sol böğrünü sıyırmış ve hafifçe yaralamıştır. Vak'a hakkında ı merkezi ve o.ııa.?"..'ğ'."j umumiliği tahkikata devam etm dır, çünkücmüssvstı n erkânı saire- ktedir. Aliye hanım kefalete rapten serbest bırakılmıştır. ALİYE HANIM NE DIYOR Aliye hanım öğleden sonra hemşiresi İzzet Melih beyin zev- çesi hanımın Varom apartıma- nındaki dalresine gelmiştir. Ali- ye hanım kendisi ile görüşen bir muharririmize büyük bir so- gük kanlılıkla hadiseyi şu sü- retle anlatmıştır: IMamadı 2 inci sahifeda) takdim | edilmişlerdir. Arada ancak bu | Abone ve Tlan teretleri Gazetemisde çikan yamların hukuka mahfuzdur “Onun en büyük es | harfler ve | K. 0. Haklı Bey Açmış olduğunuz ankete minnet ve memnuniyetle iştirake müsaraat ediyorum. Gazimizin Samsuna ayakr basmış olduğu dakikadan itibaren - bugüne kadar vücüude getirmiş oldukları eser lerin hepsi ayrı ayrı büyük, ve bun- ların mecmuası daha büyük ve daha yüksektir. İmdi bu vaziyet karşısın- da burlardan birini ayırt — etmekte isabetsizlik tehlikesi vardır; ve. . kı- yılamaz. Fakat bir anket karşısında tahsisen birini tesbit etmek — lâzım gelince, derim ki: Gazimizin hedefi, hür, müstakil we medeni bir millet yetişüzmek ve yaşatmaktır; bu ise cehille ve cahil- lerle husul bulmaz. Binacnaleyh, bul Siyasette mebadi bir asli meb'dec iftca olunabilir: insanın kendi üze- rinde hakimiyeti. «Bem im «benlik im Üzerindeki hakimiyetim — benim «bürriyet» imdir. Ferâ — münterit tereke» ye sahip efradın hey'eti mec- muatıdır; bu müşterek hakları ihdas ve tayin etmek üzre efradın her biri 'kendi bakkı hakimiyetinden bir cüz ünü cemaatin <menafii müştereker si Namına onun şahsiyeti hükmiyesine bırakar. Bu hakimiyet cezai mefru- ası mahiyet ve kemmiyetce birbirin aynıdır; her ferdin bu terkli — ferağ fiilleri arasmdaki mütabakati kâmile «müsavatı t «Hukubu müştereke> ber şaksın himayesini her — şahsın bakkı üzerinde bulunduran — hukuk- tur. <Amme> nin hereferd> Üzerin- deki bu himayesi evhuvvets tir. Bö- ylece toplanıp kaynaşan bakimiyet- lerin tekatu noktası — <cemiyet» tir, Bu tekatu haddi zatinde bir telâkuk ve tevasul olduğundan, bu nokta bir sakidı yeridir: <rabıtai ictimaiye> ta biri ondan kinayedir. Buna «mukave- lei ietinmiye» de diyebiliriz; «mu- kaveler kelimesi <rabrta> mefhumun dan hasıl olduğuna göre, <rabıta> ve <mukavele> aynı şeydir, — «Hakij yeti Milliye» âbidesinde hurriyet zir ve, müsavat kajdedir. Müsavat, hu- kukan, mahrecleri bir ehliyetler; si- yaseten, sikletleri mütevazin reyler dinen ve mezbeben, hakları birbirin aynı vicdanlardır.— Müsavatta — da, mebadi bir asli meb'dee, tek bir rük| ne irca olunabilir— hatta olunmalı- si onun füruudur —: <meccanen ve cebren tedris; elifbeye hakla — Gazi Mustafa Kemal elifbeye onun bu bakkını — vermişdir. Demokraside ilk kanun budur: bu kanunu — Gazi Mustafa Kemal yaptı. Gazi Mustafa Kemal in icraatı arasında en mühim olan, bence budur. Ötekileri ehem- miyetsiz görüyor değilim; onu «muh lis> sıfatıyle minnetdarane tebcil e- derimt fakat ona «millet mekteple- rinin bas hocası> sıfatiyle teabbüd İlan tarifesi Rusya ticaret muahedesi aleyhine mi hareket ediyor İcaba sehep ne ? | Milliyetin büyük anketi Yg e Gazinin en büyük eserinedir? K.O. HAKKI BEYİN CEVABI eri, kanaatımca yeni ni yazıdır.. ,, maksat karşısında, onun en Yeni hkarfler büyük eseri, kansatımda yeni yazıdır Okumayan ve ya geç ve güç oku- yan bir millete tevdi edilece yeni ve canlı bir idare şekli, nu yürütecek kanunlar pay maz; aynizamanda cahil bir millet: ve bi |hür, müstakil ve medeni değildi cahil bir millet sunun ve ya bu yelinde her zaman esir ve Milletimizi nefsine ve vatanımı klmn ve sahip ödecek, cehilden k küştur. Arap harflerile, medrese (- zelildir. mile, tekke terbiyesile bu, elde mezdi, nitekim bügüne değin Zaferler e geçerler, bunlardan € fakat hatıra kalır. Cümburiyetin ilâni gecesinde (- tibaren doğmaya başlayan yeni Türk nesli ki, Ulu rehber, büyük eserinin muhafazasını, hakikatta bunlara tev- di etmiştir, bunlar, türkü daima esir Ve gayri medeni yaşatmak köhne eserleri, akideleri ve kanun- ları bilmeyeceklerdir, çünkü okuma yaçaklardır. İşte burada gerçekten bir “inşikaklı kamer” mucizesi var- dır, Milletin, Gazimizin yeni yazı hak- kındaki iradekine tazim, itimal ve muhabbetle göstermiş olduğu ani ve Hmumi itaat, bunun en bariz delili- dir. Ebedi kalacak ta işte budur Bilvesile faik hörmetlerimi takdim ve teyit ederim efendim. Hürtfikir Gazetesi baş mubarriri Kocaeli Meb'usu K. O, HAKKI hezimetler teker deği isteyen * * * MEHMET REŞİT BEYİN CEVABI M. Reşit Bey eylerim: tarihde öteki vasfile mev- sufiyete Jiyakat ihraz etmiş insanlar görüyorum, ama beriki sıfatla ittisaf edebilmiş kimse göremüyorum. Bil- gisi olmayan,— bilgi yolunu görüp ona giremiyen bir millet her türlü bâdireye girer; «muhlise lar mehzu len yetişir insanlar değillerdir; ah yanen bu haysiyette bir insanı kâmil zuhür eder, ama, bazan, kurtarılacak memleketi kurtarılabilmeklikder kabiliyetten çıkmış — bulur.. - Eğer memleket — bilği — sayesinde — <a bib'şuur olsaydı, bu Kabiliyet o infi- cardan evel büsbütün sönmezdi. Descartes, ki 1596 ve 1650 senelet arasında muammer olmuştur, «düş? müyorum; demek, varım!» (Je pariş dönc, je suis! mekle, yeni demi- krasinin temelini attı. Bu — feyizli Fransa dan etrafa — yayılırken, bize de geldi: <idhalât emtiatindan dedik... ve kapıyı kapa —1876 da doğdum; 1008 se- nesine kadar Abdülhamid devrinin zülmeti ve zulmü içinde düşüneme. dim. 1908 atakındaki aydınlığı fecr sadık sandım? Kâzipmiş... O yılın Temmurzu ile 1914 ün Teşrini eyveli arasındaki arbedeler arasında düşü- nemedim. 1914-1923 halalinde düşü- nemedim. Bu devirde mütesaltınla- rın bol bol çesit çesit katıklarla ye- DTRAR K söla semmak a

Bu sayıdan diğer sayfalar: