“zamanda siyanet hislerile müte- Sahife 5 Eski erkekleri artık bulamaya- cağız, çünki bugünkü kadınlar da eski kadınlar değildir. Dikkat ediyor musunuz? bilmem, etrafımızda erkek vasfına 100*, layık adamlar gittikçe azalıyor. Mükemmel ve muühayyel / erkeği kastetmiyorum. Hani şu adeta erkek demek istiyorum. Her gün gördüğümüz erkekleri şöyle bitarafane bir tenkide tabi tutacak olsak ortada zikre şayan bir şey kalmayacak. Vaka bu zevat hep zarif ve nazik. Hepsi salonlarda, barlarda pek alâ par- layorlar. Kiminin bıyığı bile var. Fakat erkek... Nereden nereye efendim, ne münasebet? İnsan gayrı ihtiyari bir mukayeseye koyulıyor ve içini çekerek düşü- miyor: Evet ortada pek mahsus olmak- la beraber kelimelerle tespit ve ifadesi müşkül bir eksiklik var. Bana kalırsa biraz tamik edilince bu meselede: “kadın eksik,, net cesine varmak pek de müstebat değil. Öyle ya, biz kadınlar re- kik ve şefik mahlukcagızlar iken erkekte kuvvet ve kudret ararken bunlar böyle mi idi? Bu gün nuk- sanından şikayet ettiğimiz mezi, yetlerler bir erkek karşımıza çıkı- verse de bilfarz bizi himaye id- diasına kalkişsa, insaf ediniz, ne deriz acaba? Vaktile bizi cinsi lâtif ve zarif bilen, bize karşı hörmet ve aynı hassis olan erkekler ancak bizim nazarımızdaki mümtaz mevkilerini bir çok şeyleri erkekliklerine ya- kıştırmaz, bizim için yükselmek isterlerdi. iz - haklı ve ya haksız demiyorum, sadece kaydediyorum- onlarla müsavat, hattâ faikiyet iddiasındayız. Dün hayatın her yolunda yorğun düştükçe kuvvet- lerine istinat ettiğimiz erkeklerin in her sahada bi aman bir T oli A Her suretle onlardan müstağni- hatta paralarına bile mühtaç Biçareleri zorlâ hodgâm, lâkayt yaptık. Her âtıl ve metruk şey gibi zevale mahküm ettik. Ninelerimizin bir ilâh mertebe- sine isat ettikleri bu mahlukları biz hoş bir oyuncak telakki edi- yoruz. Daha doğrusu mahut leylek gibi gaga ve bacaklarını kesip mevhum bir kuşa benzettikten #sonra hiç bir şeye benzetemedi- ğimizin biz de farkına vardık ve | eski nümuneyi arayoruz. Arzu | falep kaidesini unutmayalım: Müş- | terisiz mataa zayidir. O erkekleri | artık bulamiyacağız, çünkü biz de | © kadınlar değiliz ve bu baziçede iki tarafta yanmıştır. Şokola suflesi yarım bardak - sütle 35 gram şekeri eritip kaynatınız 15 gram unu bir kaşık soğuk süt ile ısla- tarak ilave ediniz ve mütamadiyen karıştırarak iki dakika daha kay- natınız. — Ateşten indirerek - iki yumurta sarısı, hafif hararette eridilmiş 5,0 gram şokola ve bir ceviz büyüklüğünde tereyağ ilave ederek hallettikten sonra döğe döğe katılaştırılmış üç yu- murta akım karıştırınız. Yağlanmış ve ince şekerle tozlanmış bir koyarak 15 dakika fırında iriniz. Üstüne toz şekeri serpe- | rek tekrar fırma sokup iki dakika | birakınız. Hemen sofraya getiriniz. ğ Moda - hercai bir şeydir. Her ne kadar düz renklere rağbette berdevam isede türlü türlü renkli emprimelere de iltifat — ediliyor. Bazen gönül kal- masın diye ikisi- nin meci ihtiyar ediliyor. Düz renk bir tayör ile be- nekh ve ya çiz- bir bluz gi- ildiği gibi fan- tazi kostümlerle de düz renk ipekten — bluzlar tercih ediliyor. İki türlü ipek- linin — imtizacın - dan çok güzel tuvaletler mey- dana geliyor. Bu tölğalatda) giyilem marıtalarma a tarları mutlak tuvaletin çiçekli kısmının eşi olmak şarttır. Emprimelerin saten, fular ve krep dö şin gibi nevilerinden başka bir de jerjet ve ipekli müslin üstüne yapılmışları var ki " Cıgara aleyhtarları Amerika kadınları gittikçe cıgara tirakisi oluyorlarmış Amerikada içki yas: ğinin — şiddetlendirilmesi üzerine tütün sarfiyatının pek - ziyade arttığından, hattâ kadınların da sıga- ra içmeğe başladıkların- dan bahsetmiştik. - Fazla maktarda — içilen — tütün amuümü sıhhat / üzerinde fena tesir yapmağa baş- dadığından bu — mesele Amerikada ciddi mi kaşalara, sebebiyet miştir. Bir çok Amerika dok- torları sıgaranın mazarralı ile içkinin zararlarını mu- kaşese ederek - tütünün üumumi sıhhat üzerinde daha fena tesir yaptığını iddia ediyorlar. Bunların söylediklerine — bakılırsa yeni yetişecek çocuklar kâmilen mütereddi — ola- caklardır. Tütün ve nikotin kadınlarla erkeklerin vücutlarını yavaş yavaş zehirlemektedir Doktorlar diyorlar ki: Fazla mıktarda içilen içki şübhesiz vü- cutta çok tahribat yapıyor. Fakat bir cok kimseler ifrata gitmeye- rek yemekte bir bardak şarap ve ya bira gibi hafif içki ile iktifa ediyordu. Bunlar bu içkiden mahrum kalınca mükeyyefattan başka bir şey aradılar ve tütün içmeğe başladılar. Tütün, bira ve şaraba benze- ver- mez, her zaman, her yerde, hatta | yürürken sokakta bile içilebilir Bir kere tütüne alışanlar gittikçe fazla cıgara içiyor ve vucutlarını zehirleyorlar. Kabahat kimde? Em rimelerden çok zarif dN eW BN &umyurhv Tiyat- ro ve ya açık bir bahçe yahut terasada yemek için elbisenin kumaşından bir turban ile, ku- maşta hakim renkte taş ve ya boncuklardan uzun küpe, bilezik ve kolyeler o kadar hoş bir man- zara teşkil ediyor ki; hele giyen arasında sıgara içenler pek azdı, halbuki şimdi bunlar da erkekler Evde tiryaki — olmuşlardır. kitap okurken, misafirle göri ken, gazinoda otururken mütema- diyen cıgara içiyorle Nikotin vücuda ispirtodan fazla iptilâ- sına karşı bir mücadele açmak lâzımdır. Son haberlere göre bir kısım doktorlar “ cıgara ılıışminınıı l etmişlerdir. satışı hakkında bazı kaytlar ko- nulmasına, muayyen bir yaşa kadar | olan kadınların cığara içmelerinin menini talep edecektir. | ahbap olduk., Görülmemiş bir hadise 2 çocuk babası olan erkek meger kadınmış... Londra hastahanelerinden birin- de şimdiye kadar görülmemiş bir vak'a olmuştur: Mayisin doku- | zuncu günü şiddetli sancılarla bu hastahaneye müracaat eden M. Holton isminde bir kereste | tüccarı doktorlar tarafından mu- ayene edildiği zaman ken; kadın olduğu hayretle görülmüş- Kadın zannedilen bazı kimse- lerin erkek olduklarının sonradan anlaşılması ara sıra görülmuş şeydir. Fakat bir erkeğin, hele evli bir erkeğin kadın olduğuna şimdiye kadar tesadüf edilme- miştir. Kadın olduğu anlaşılan M. Hol- ton dört buçuk seneden beri ev- lidir ve daha garibi iki çocuğu vardır !... Karı koca olan bu iki kadın- dan zevce olanın ismi Mis Mabel- dir. Genç kadın meselenin zabı- taya akseylemsinden isticvap edil- miş ve kocasının bir kadın oldu- ğundan şimdiye kadar hiç şüp- helenmediğini söylemiştir. Genç dadımn küçük çocuğunu on ” sekiz aylık — olduğunu — ve babasının “ kadın , kocası olduğuna şüphe etmedi; lâve eyler Holton kadın olmakla beraber sesi erkek gibi kalın ve adalâtı çok kuvvetlidir. Son günlerde asabı — bozulduğundan Madam Mabel Holton hastahaneye naklolunmuştur. Bu garip hal hakkında fenni ve adli tahkikat yapılıyor. 10 sene sonra bir telâki... Mücadele senelerine ” Dün idarehanemizde otururken tahrir odasının kapısı vurulbu, içeriye, yakışıklı bir zabille göz. lüklü bir zat Zabit sert adimlarla ilerleyerek — kendisini takdim etti: — Yüzbaşı Aslan.. Muhatabımiz — milli cesareti esnasında Misafirlerimize yer lan Bey: başımdan geçen bir tacağım, dedi.. İzmir aman orada bulu- nuyordum. — Paralarımı — almağa vakit bulamadan şehirden çıktım memleketime gittim.. Aradan bir müddet geçtikten sonra Fransızlardan aldığım bir İzmire müteveccihen yola çıktım.. Maksadım İzmirdeki evime gidip paralarımı almaktı... O zaman seyahat tehlikeli İzmire gitmekle tehlikeli bir ma- çeraya atıldığımı — biliyordum .. Trende tam karşımda temiz yinmiş zaifçe bir zat oturuyordu. Biraz sonra kompartıman arka- daşımla konuşmağa başladık ve Mamafih ben bu olmadığından zatın casus olup şüpheli idim.. Arkadaşıma — yolların — tel sinden bahsettim. O hayırhah tavırlar — Yolda size yardım edebilir- sem çok memnun olurum. Dedi.. Mamafih şübhelerim zail olmadı. İzmire — yaklaşıyorduk, — biraz sonca yunanlılar treni durdurdu- lar.. Ve Türkleri birer birer indirmeğe başladılar. Bunlar bir az ileride sün; Tam bu aralil nn da kapısı açıldı.. Dört Yunan neferi ile bir zabit bana doğru ait bir macera Diye bağırdı, artık karşımdaki adamın casus olduğuna ve beni Yunanlılara ihbar ettiğine adam akıllı kail olmuştum.. Yunan za- biti beni kolumdan tutmuş aşağıya indirmek istiyordu. İşte tam bu sırada seyahat arkadaşım ortaya atıldı. Yunan neferine hiddetli Tumca bir şeyler söyledi. Yıman zabiti bunun üzerine beni bıraktı, vagondan çıktı.. İşte bayatımı bu adama medyunum.. Yol arkadaştma kim olduğunu sordum.. O kadar fedakâr, o ka- dar mütavazı idi ki bana ismini bile söylemedi, yalnız: — Türkiyeli bir musevi!. Dedi. Bu zat lütfünü daha vesika ile tekrar trene bindim ve | -ileriye götürerek beni İzmirde bir otele yerleştirdi. ve tekrar memleketime dönmem için lâzım Aradan seneler geçti hayatımı kurtaran mechul adama hiç tesa- düf edememiştim... Geçen gün Kadıköyünde Kuşdili kahvesinde otururken - baktım karşımda zaif gözüm — isırıyordu.. Yarabbi ben bu zatı nereden ta- rum diye düşünüyorken başım- daşım... “Yanına gidip müşterek seyaha- timizi kendisine hatırlattım, kacak. Şimdi bu fedakâr zata etmek isterim. Aslan bey kendisiyle beraber gelen zatı göstererek: — İşte, dedi, hayatımı kurtaran kahraman .. Size - tanıştırayımı Moiz efendi Moiz efendi mahıçup bir tavırla ayağa kalktı — Ben sadece vazifemi yaptım. dedi, bir vatandaşı kurtardı