n Nakili : Muharrem Feyzi Şarlo, filim mukavelesinin ica- batına başlamazdan evel seyyar tiyatro heyetile olan mukavelesi- 'nin ahkâmını yerine getirmek i daha bir kaç hafta bizim ile bir- likte çalışt. Bu müddeti ikmal eyledikten sonra Şarlo doğruca (Holly Wood)a gitti. Artık en iyük emeline nail olmuş idi. Şarlo çocuklara medyundur Şarlonu film hususundaki fev- kalâde kabiliyetinin Holivotta oy- nar iken “keşfedildiğine —d: umumi bir zen vardır. Bu itikada karşı şurasını muhakkak olduğu- söyleyebilirim Şarlo filim hakkında beslediği hülyanın bir hakikat olması için gösterdiği gayrette o kadar mu- Yafiak gimuştur. Holivuda gider gitmez cebine bir sene müddetli * Yıldız , mu- kavelesini indirmiştir . Holivutta yaptığı yegâne müca- dele o zamanın komedi fabrika- torlarının — çevireceği — filimdeki rölleri kendi bissettiği surette oynamasına ve eserindeki fikirle- rin ve seciye hututunun, kısmen hakiki hayattan alınmasına müsa- ade edilmesine kandırmak için biraz çalışmaktan olmuştur. Şarlonun hakiki hayattan aldığı fikirleri ve seciye hututunu seya- hatlarında toplamış idi. Şarloyu, beyaz perde seyirci- lerinden, ilk defa taniyan ve tak- 'tir eden sınıf çocuklardır. Baliğ adamlar Şarlonun komik- Tik kudretini taktir edip bundan zevkıyap olmazdan çok zaman 'evel çocuklar Şarlonun fevkalâde kümiklik — iktidarından — istifade ederek eğlenmişlerdir. Şarlo muvaffakiyetini ve şöh- retini çocuklara medyun olduğunu her zaman minnetle yadediyor. 1915 de Şarlo daha 1915 de şöhret yolunda baylı ilerlemiş idi. O sene vatanı olan Londraya bir seyahat yapmıştır. in şurası çok garip- tir. Şarlouun etrafında bulunan- lardan hiç bir kimse mumaileyhin bu seyahatı neden ihtiyar eyle- diğini öğrenememiştir. Şarlonun bu seyahatı gayet magihani olmuştur. Kendisi bu bakkında kimesye bir şey söyle- memişti Bir gece birden bire yol çanta- larım - bağlamış ve ertesi günü sabahtan transatlantike binerek İngiltere yolunu tutmuştur. Tetrika nümerosı B | Tefrika Nomerusu : Londraya gelir gelmez Şarlonun ilk işi gençlik arkadaşlarını ara- ap bulmak olmuştur. Yani Şarlo genç ve hamisiz bir çocuk olarak BiRlei klâmde öeanirane | dolaşır iken kendisine arkadaş | olan kendi akranı ve hemhali olan gençleri aramış ve bir çok | vakıl ve para sarfettikten sonra bunları toplamıştır. Hayat bun- lardan herbirini İngiltere tinın bir tarafına atmış (i Şarlo gençlik arkadaşlarını bul- duktan sonra bunlar ile birlikte bir müddet yaşamış ve eski ha- | tıratını canlandırmıştır. Şarlo ço- | cukluğu zamanında arkadaşlari birlikte gittiği yerleri tekrar bir- hikte ziyaret etmiştir. Şarlo Taymis ke- | narında Şarlo Londrada iken bir gece gençlik arkadaşlarile birlikte | (Taymis) nehri sahiline inmiştir. Arkadaşları Şarlo ne yapacaktır. | diyerek harekâtını takip ediyorlar | idi. Cemaat nehrin kenarına ye- | tiştiği zaman Şarlo arkadaşların- dan ayrılır ve nehrin sahilindeki dıvarın yanında ayakta durarak | (Taymis) in sim siyah olan sularına dalgin dalgin baka kalır. Şarlo bütün ciddiyetini takınmış idi. Arkadaşları merak ederek biraz yanına yaklaşırlar. Şarlo elleri ihtiyatlı bir tavır ile alçak dıva- 'yın üzerine koymuş put gibi du- ruyordu. Mütecessis arkadaşları sordu: — Orada ne yapıyorsunuz? — Ben tekrar çocuk oldum. — Yahu masıl çocuk oldunuz? — Ben altı yaşında idim. He- mem hemen her gün buraya ge- liyordum ve bu dıvarın boyunu takip ederek geçiyor idim. Boyum kısa - olduğundan divarın öte ta- rafını göremiyor idim. Ozaman parmaklarım divarın tepesine yetişmiyor idi. Maalıaza divarın öte tarafında ne vardır diye merak ederek - ötetarafını görmeğe çalışıyor idim. di kendimi ozamankı gibi çocuk farz ediyorum. — Lâkin ozaman görmek isteyip te göre- şeyleri şimdi, —boyum olduğundan, görebiliyorum' Görü- yorum ki divarın sularından başka bir şey yokmuş. ! Gördüğüm su, biç bir yeniliği | 'yok. Lâkin çocuk olarak bakıyo- | rum. Yoksa baliğ bi yak bunü görmeği hiç istemem. Bildiğim su. Nesi var? ( Mabadı var ) BENİN HATIRATI Nükili (Vü-Nü) Hep sen lâf etme, ha, epe hanum. Pırak, iki lâf ta piz etelum. Sana Bunlar anurmaz mu, ha?... eşkıya kelse itu, pizum haperimuz olmaz miytü, ha ?... Elpette olur itu, ha... Elpette olur itu! —Hay! İçime fenalıklar geliyor; susun ! — Hep sen lâf etme, ha, epe hanum. Pırak iki lâf ta piz ete- Tuml Sana iki IAf tiyelum! Pu yen- kemuze ne oldu, ha? O neten Peyzaya tontu, ha? Peyzayı eşki- yalar tağa kalturmiş itu. - Pizaum yenkeyu eşkıyalar tağa kaltırmatu. Pu tal kulua. içün te tiyelum ki dâf tiyelum. Pu katuna ne oldu, soyle; ha. Eyer | Pir şey ettu. Amma pir şey etmesüyle - pir katun poyle olmaz, epe hanum! Koz- leri " poyle yerinten - fırlamaz, renki poyle sararmaz, elu ayağu poyle titremez ha... Ne oltu puna poyle ? Pu nmasil okumişluk ? Pu nasil yazmiluk ? pu nasil m rekkep yalamişluk ? pu — nasil mektep metrese kormişluk?... Sen anlamatiktan, pize anlatmatiktan sonra, piz senun epeliğuni ncı anlatuk? Ha iki lâf et! Ha iki et le pize soyle. Ama> pırak ta piri ile desi icra kalınan NESTİ leri böyük müsabakasında numerol dir: 47367 38360 32464 34791 50591 34778 42766 32477 53161 30805 55633 63918 30061 39907 37741 53216 28386 43780 47811 38028 34960 28081 50534 44412 55323 33146 47010 53661 42514 28744 42369 44655 47937 45213 45940 40526 43152 41796 54859 45023 48663 34168 53305 38020 20984 43811 45740 39352 43255 47812 29610 36679 47870 54615 50206 46671 52674 54879 49654 48861 33825 33851 29686 56875 30279 50201 55304 32745 39548 50257 35302 52515 52059 48041 48529 38094 38713 30309 32440 36390 43873 32373 63239 41920 34959 316ti 43114 40869 424209 27299 33353 54721 44332 41913 50860 35007 34950 29175 34961 43525 37516 39587 36895 49370 * Tarih talebesi Bursaya gidi yor — Darülfünun tarih şubesi talebesi refakatlerinde arkeoloji müderris muavini Ağaoğlu Meb- met B. olduğu halde bayram tatilinden istifade ederek pazar günü Bursaya gideceklerdir. Ta- lebe Bursada tetkikatta buluna- caklardır. f Emanette tensikat mı? —Yeni belediye kanununun bu sene tat- bik edilip edilmiyeceği belli de- ğildir. Bu kanun tatbik edilirse İstanbul şehremaneti kadrosunda bazı tebeddülât yapılacak ve me- mur adedi azalacaktır. Emanet şimdiden bunun için bir proje yapmaktadır. Bu projede tensika- tm ne süretle yapılacağı tesbit edilecektir. * Darülfünün divanı — Darül- fünün divanı dün Dr. Neş'et Ömer Beyin riyasetinde fevkalâde olarak in'ikat etmiştir. Divanın esas mü- zakeratını Ankarada ittihaz edilen mukarrerat ve yeni senenin yeni bazı — müderrislerin muntazam — devamları da . Senden sora- (Olum. Pizum yenkeye ahurta ne oltu? Ahura eşki kirmez, ya- pancu kirmez! Piz evte üç erkek karteşiz amma> — hepimizim karilarimuz var. Paşka kariya pak — mayiz. — Başka — kariya kğak yenkemuza pakmayuz. Yenkesune insanın kari tiye pak- ması olur mu? Elpette olmaz Ayiptur, künahtür! Piz ayiptan utaniruz, künahtan korkaruz. Öyle ise, bu tul karıya, ahurta ne oltu.. Eyvahlar. olsuuumı Lâzlar soluk vermiyorlardı. Mamafih, meselenin ne olduğunu çakmış gibi idim, | — Böyle söylendikleri esnada, bir takım tarlaların, mini mini evcik- lerin yanından geçtik; bir bahçe- ye girdik.. Aman yarabbil.. Hava, ne kadar sıcaktı.. Sanki, sema, hvetle abanıyor | insanın üstüne, şı | Gayet küdretli bir dran. SOVYET BUZ KIRAN VAPURUNUN kutbu Nobilenin idaresindeki İtalya balonu tayfasının ASRİ Sinemada Silh... İlh, öh. Yarın akşam TREVOR tarafından temsil olunan : gayet muhteşem bir eser. itap edecel 7 aşimlik *& Tenzilâtlı tarife — Haydar paşa ile Pendik arasındaki banliyö hattına Ait yeni tenzilâtlı tarife Nafia Vekâletince tasdik edilerek Anadolu demir yollarna tebliğ olunmuştur. Bu tarifeye göre Haydarpaşadan ve diğer istasyonlardan, Bostancı ile Pendik arasındaki istasyonlara azimet ve avdet ücretlerinde yüzde 40 ilâ 50 nisbetinde ten- zilât yapılmıştır. * Dayak atan polisler — Po- lis merkezinde halka dayak at- makla maznun Kapıiçi mevkü memurlarından bir komiser mua- vini ile iki polis memuruna iştef el çektirildiği yazılmıştı. Bu me- murlara işten el çektirilmemiş, bilâkis hadiseye muttali olan Da- hiliye Vekâletinin emirlerile der- adam ola- — mesaisi teşkil etmiştir. Bu meyanda hal azledilmişlerdir. vazifelerine | * Dahiliye müsteşarı geldi — Dahiliye Müsteşarı dün İtalyadan avdet etmiştir. gil Bunu, rak hissediyordum. Bahçenin içinde, iki keçi, bir at, bir inek ve bir öküz otlyordu. Evin önünden geçtik. İşte ahır... Burruma, serin bir gübre ko- kusu geliyordu. Abkıra girdik. Abır da, amma karnlıktı ha.. Lâzlar, hâlâ: — Pu yenkemüze te ne oltu?... Sen şana pak ta pir iki lâf et Epesun ! Puntan anlarsun ! Anla- mazsan yasuk sana | Mektep met- yese kormiş pir karisun |- İlh, İlh, ilh... diyorlardı. Fakat, ben, karanlıkta bir şey, göremiyordum. İhtimâlki artalık fevkalâde karanlıktı ; gene ihtimal gözlerim, güneşin, temmuz aydın- bğı ile kamaşmıştı ... Yerden doğru, bir inilti inci defa ola- NNA 8TEN İlaveten büyük bir aktü: ZEHİRLİ HANÇER İlâveten : Meşhur tark dansözü “SERA AHME T,in son gün' Bu akşam bütün şehir halkı KONSTANS TALMAÇ m dehakârane temsili KISKANÇLIK filimini temaşa ve ayni zamanda musabakanın ikramiye keşidesine iştirak etmek üzere MELEK SİNEMASINA Kazanan filim keşideden evvel iş'ar edilecektir. Muhterem temaşakâran rey mektubu mukabilinde aldıkları numeroları beraberlerinde taşımaları rica olunur. üyük filim birden: Meşhur ve sevimli MERI PİKFORD un temsili| BAKİRENİN KALBi ile- gayet cazip bir sinema eseri olan VAHŞi ADALET tinlei halkın en ziyade sevdiği sinema yıldızlarısdan BETTİ BRORSON VE RİŞAR DiKS izdivacın hem taraftar hem aleyhdarlarının pek ziyade hoşuna gidecek olan ÇiFTLER CENNETi zayet gen ve kahkahalı komedisinde arzı endam edece malide Ceneral dadına giderken meşhur sinema yıldızları ELGA BRİNK ve JAK öklerdir. BEBEKTE TURKUAZ Cuma ve Pazar günleri te dansant -caz- eğlenceleri T. Ta. C. İstanbul şubesir umümi içtimar Kurban deri ve barsaklarının ne süretle toplattırılacağı hak- kında görüşülmek üzre, Tayyare Cemiyeti İstanbul şubesine mer- but Kaza ve nahiye şube reisle- rinin iştirakiyle, Mayısın on altın- a Perşembe günü saat on yedide Cağaloğlunda C. H. Fas kası binasında umumi / bir içtima aktedilecektir. Tashih 15 mayıs 929 tarihili gazetemi, zin Tinci sahifesinde İstanbul asliye birinci bukuk mahkemesi ilânındaki Armenuhi ismi sehver Armenuki olarak dizilmiştir. Tas- hih olunur. in yordu. — Tahi İnnnnh ... Amanin Öldün !... Bittin Nittin de bu işi yaptın! Bu, başka lehçeli bir kadındı. — Yengeniz nereli? - diye sör düm. — Ha puralı tekul ha! Olen karteşumuz, punü — esker ikel altu itu ha. — Peki; ahırı bir az aydınlat da, kadıncağızı iyice göreyim! kuytulukta bir şey anlaşılmıyor! (Mabadi var) bir çok mektupf *Ebenin Hatıratı.nsh lar. aldım; kitap halinde intişar edip etmiye ceğini soruyorlar, Yapacağıra bâr tay, tashih ve ilâvelerden sonri bu roman, pek yakında, Ka Kütüphanesti kitap — balir neşredilecektir. -N.)