Sahife 6 Seldnık meselesinin iç yiızlı Bu günkü n 1 itilâf zahiri ve muvakkattır Fransa kükümeti ele geçirmeğe Cenevrede Yunan ve Yugus- lavya hariciye nazırları arasında | geçenlerde imza ve taati olunan müteaaddit protokollar ile Selânik meselesin tasfiye edildiği malüm- dur. Mesaili siyasiye meseleler hakkında daima çok vakıfane haber- ler veren Frankfurter Zeitung bu meselenin sureti zuhuru ve takip eylediği safahatı şu suretle anla- tiyor: Selânik meselesi 1913 de Tür- kiyenin Avrupadaki kısmı Balkan devletleri arasında taksim olun- duğu zaman zuhur etmişti. Adri- yatik denizinden kesilen Sırbis- tana denizde bir mahreç olmak ve aynı zamanda Selânik li sönmemesi. Yunan ittifak muahedesine madde konulmuştu. Bu madde Yuna- nistanın — hukuku — hükümranisi mahfuz kalması şartıyle Sırbista- na transit —işlerinde —tamamile serbestlik veriyordu. / Selânik — meselesinin - mahiyeti bu maddenin tefsir ve tedvirin- den ibarettir. 1922 senesine kadar bu mesele had bir şekil alma- mıştı. Lâkin — Yunan — urdusunun Anadoluda — uğradığı — hezimet üzerine Selânikte Sırp mıntakası sulhu . tehdit eden bir şekil almıştır. Bunun iki türlü sebebi vardır: Belgrat hükümeti İtalya ile aktey- lediği Roma ve Nettuno mukavı leleriyle Hırvatistan ve diger şi mal eyaletlerinin menafiini feda eylediginden — ikt merkezi sikleti nefsi Sırbistana nakleylemiş Selâniği elde ide ehemmiyet Mis NORA — Enver Paşa bana İstanbula ikte geldiğimiz takdirde seni bi Alman istihbarat dairesinde alıko- ğından bahsetti. — Ne münasebi — Çünkü ben Türkiyeyi gör- mek arzusunu izhar etmiştim.. — O ne dedi? — Türkiyeyi görmek istediğimi söylediğim için, bu hususta bana kat'i surette vadetti. Binbaşı Veller suratını astı — Bunları ne vakit görüştür — Demin yanında... — Yoksa dansederken — Aman - Veller... gene kıs- yaç DAVİ: Sırpları Selâniği — teşvik etmiştir | teki mmtakanın üzerinde Yunani tanın hukuku hükümranisini kabul eylemek istememiştir. Diğer taraftan Fransa Sırbista- nin matalibini şiddetle — iltizam eylemiştir. İtalyanın Anadoludaki planları suya düşüp Balkanlara dikkatini temerküz — ettirdikten sonra Selânik —mes'elesi - harp tehlikeleri tevlit etmiştir. İtalyanın Arnavutlukta yerleşti- ğini gören Yugoslavya ile Fransa Selâniği askeri işgal altına almak arzusunu izhar eylemislerdir. Lâ- kin Roma hükümeti Selânik üzerin- deki yunan hukuku hükümranisi nin izalesine kat'iyen müsaade ti açık bir lisanla Paris ve Belgrada bildirmiştir. Bundan sonra Yunanistan İtal- yanın - Yugoslavyayi abluka için vücuda getirdiği daireye girmek temayül gi | Fakat Yunanistan bu vaziyeti | daimi surette muhafaza edemez- | di. Çünkü Yunanistan için denizde | İtalayan donanması ne kadar teh- likeli ise karada dahi Sırp ordusu © kadar tehlikeli bulunuyor. hayet Venizelos Belgratla muh: denet müahedesi aktedersk S: nik meselesini / şimdilik “tasfiye eylemiştir. Lâkin Akdenizde bu günkü vaziyetin bozulduğu gün Selânik meselesi yeniden ortaya | çıkacaktır. Boğaziçi - sıgaraları | Tütün inhisari tarafından yapı- lan Boğaziçi siğaralarından şikâ- yet edilmektedir. Son zamanlarda rağbet bulan bu sığaralar eski: kadar nefis olarak yapılmayı söz söyliyorsun? - Bu fena tabi- atından mutlaka vazgeçmelisin | Binbaşı Veller nişanlısına karşı kıskanç — görünme istediği halde Huna bir türlü —muvaffak | olamıyor. ve daima sevgilisinin kalbini kırdığına mütcessir olu- yordu. Kusuruma bakma güzelim , seni çok sevdiğim yaptığımı bilmiyorum . defa düğünümüzü yapalım da .. Sonra, icapederse Türkiyeye git- mek için ayrica düşünürüz. çin ne Hele bir Acaristanda kıyam İngiliz gazeteleri 'bu hususta uzun | malüâmat veriyor İngiliz gazeteleri, merkezi ida- resi Batum olan Acaristan cum- hüriyetinde — karışıklık — vuku bulduğunu yazıyorlar: Son posta ile gelen gazeteleri Gürcistan ve Erme- nistan ile — Türkiye — arasında bulunan ve nufusu 400000 kişiye baliğ olan bu sovyet hükümetinde kıyamın vahim bir şekil aldığını yazıyor. Taymis — gazetesinin — İstanbul muhabiri Acaristan hadisatı hak- kında şu tafsilâtı veriyor: Batumdan gelen son haberler Acaristan hadisatının Sovyet me- murları tarafından itiraf olundu- gundan — daha vahim / olduğunu tişaş genç komümist- ifçiler arasında zuhur eden ihtilâflardan ileri gelmiştir. Evvelâ Batumdan 30 mil dahilde ve Türkiye hududu civarında genç komünistler ile çiftçiler arasında müsademeler vuku — bulmuştur . Müsademeler büyüdükten sonra Batumdan asker celbolunmuştur . Batumdan gelen kıtaat iğtişaşı teskine kâfi gelmediğinden şimal- den askeri kuvvetler sevkolunmuş- tur. Acaristana ( Çeka) memurları da genderilmiştir. Sovyet memurları erbabı kıya- min elindeki — silâhların — İngiliz tüfeği oldu dia ediyorlar. Şayanı vüsük menabiden istihsal olunan malümata nazaren kıyam teskin olunmuyacak derecede olup günden güne tevessu ediyor. Batum civarındaki çifçi ehali geçen sene ekmeksizlikten dolayı çok sıkıntı çektiğinden memurlara taraftar değildir. Maahaza şimdiki halde Batumda sükünet hüküm- fermadır . ! Tas ajansının tekzil Diger taraftan Tas Rus ajansı bu habeleri tekzip etmektedir. Mühim bir eser Himayei Etfal Umumi merkezi tarafından pek mühim bir eser neşredilmiştir. İki renkli bir kapak içinde neşrolunan “Çocuk haftası,, isimli bu eserin içinde T. B. M. M. reisi Kâzım, Başvekil İsmet paşalar hazretlerile Vekillerin Ço- cuk haftası hakkında / kiymetli makaleleri, en büyük edip ve şa- İngiliz in sureti mahsusada hazır- hikâyeler, resi irlerir dadığı yazılar, resimli çalışkan — mekteplilerin mevcutur. vsiye ederiz. Himayei Etfal merkez ve şubelerinden arayınız. —15— Bir cinayet Madam Hüzbergin Berlinde öldürdüğü adam kimdil Ogece Binbaşı Veller gittikten sonra Madam Hüzberg tuvalet masasının önüne geçerek, Margirit imzasile gelen mektuba tekrar göz gezdirdi. Bu mektup, evelce Parise gön- ği mektubun cevabı olduğu | muhakkaktı. - Mektubun - yazısını ıımmıştı “Kapten Skot,, ona bu mektupla beklediği talimatı ver- miş oluyordu. leri | faaliyet 1 — Nezaket Bir gün, bir kadın kocasına dedi — Buraya bak, efendi.. Artık, — senin kabalığından bıktım, doğrusul Nedir bu let? Hiç kimseye karşi, nazikâne sözler bulup buluşturup söyliyemi- yorsun. Meselâ, misafirlikten ayrıldı-. ğan sırada: “Şimdilik müsaadenizli İnşallah gelecek sefer daha fazla görüşürüz!,, filân diyiversen e.. Adam, cevap verdi — Peki, karıcığım! Seni mah- çup bırakmam. Bir daha sefere, arzu ettiğin şekilde davranırım. O sırada, kadın, pencereden dışarı baktı: Az daha söylemeğe - dedi .- komşumu- . Haydi, git, cena- 'ze merasiminde bulun. — Reki, gideyim. Adam, — “Kimono,sunu — giy- di. Cenazeye gitti. Cenazede, ağla-, dilar, sızladılar. Cesedi gömüp eve dönecekleri sırada, matemze- de komşular: Bize buyurup — iki matem / yemeği — yeseniz dediler. Sizinkisi cevap verdi: lokma D im Şimdilik musaadenizle! İnşallah öbür çocu- ğunuzun cenazesinde... 2 - Borçlu Uçan kuşa borçlu bir adam, alacaklının elinden yakayı sıyır- mak için bir tedbir düşündü. Ölmüş gibi yapıp, upuzun yattı. Karısı, ahüvah ederek, mahalle- liyi eve doldurdu. Kocasının ve- fatım haber verdi. Alacaklılar, dul| kalan — biçare — kadının haline | acıyarak, haklarından vazgeçtile, içlerinden alicenap biri — Sana 100 “mun,, iane veri- yurum, kadın!- dedi. Lâkin, kocasının ti ile hareket eden, aklı incir çekir - değini doldurmuyan kadın: -dedi - Burcumuzu Kâfi.... - Fazlasına talir dayanamadı; yattığı yerden b: kaldırarak seslendi: — Behey aklı bir şeye ermez Madam Hüzberg bu ani ve kat'i kararını verdiği zaman ken- disinin “İtilaf devletleri, için Türkiyede çok daha müfit olaca- ğanı düşünmüştü. Çünkü, Almanya umumi taarruza ait bütün askeri malümatı huduttaki gizli vasıtası tile Paris, Londra ve Nev- yorka bildirmişti. Taarruz başla- dığı günden itibaren - Amerikalı kadının Berlindeki vazifesi nihayet bulmuş — addedilmese bile her halde vaziyeti tehlikeye düşecekti. Zaten huduttaki gizli İ/hbar ve İstihbar Merkezi, bu son askeri dolayısıyle — kapanmıştı! Demek ki, vaziyetinin tahkim için kendisinin Vellerle evlenmesi | esasını: kabul ediyorlardı. Artık, Amerikalı kadının yapa- cağı bir şey vardı: Alman zabitile | derhal evlenmek ve Türkiyeye | gitmek, , hudutta bu vazileyi büyük bir maharet ve muvaffakiyetle uzun zamandan beri ifa eden otelci kadın bile şimdi cepheden Ber- line gelmişti. M. Hüzberg : Bu mektup her - halde yatağına - 3 - intihar Biz Japonlarda usuldendir: Se» 'nenin son günü geldi. mi, bütün borçlarımızı tasfiye etmek meer buriyetindeyiz. Aksi taktirde, âdeti belde mucibince, alacaklılarımızın önüne gideriz; itizar makamında uzı biçakla yararak intihar eriz. Namusun — temizlenmesi bundan başka çare yoktur. Cimcimejatö isminde biri, sağa sola borçluydu; ve, — borçlarını ödeyemiyecek vaziyete düşmüştü. Aksiliğe bakınız ki, ne — sonü geldi, çattı. Bu uğursuz günün sabahı, Cim- cimjatö, yatağından kalktı; beline, hançerini taktı; doğruca, bakkala gitti; dedi ki: — Bakkal! Merhaba... — Borçlarını ödemeye geldin, değilmi? — Hayır.. Maalesef, borçlarımı ödiyecek vaziyette değilim.. Onun için, namuslu bir adam olmak sıfatile, huzurunda karnımı yarıp intihar eylemeye geldim. Bakkal: — Vah vah! - dedi; sonra, dü- şünüp bir çarei hal buldu: - Cim- cimjatöl Gel beni dinle, intihar filgn Cetme; — canma — yazıktır. Haydi, sana bir kolaylık gös- tereyim. Alacaklarımın - vadesinl altı ay müddetle temdit edeyim. — Albı ay temdit etmişsim ne fayde?.. Benim, o zamana kadar bir yerden beklediğim pant borcumu ödeyemeyip - ki işeceğim... Namusumla yıkılp gideyim barl. karnı Cimcimjatö, — böyle — söyleyip, karnını deşmek üzere hançerini sıyırdı. Bakkal; — Aman, aman! -diye, vak'aya mani oldu- Alacağımdan tama- mile vaz geçtim. Neme gerekl Tatlı canına kıyma, Ve, tezgâh başına — geçip, borçlu defterinden, biçare müş- terisne ait sahifeyi yırttı; ateşe atia — Memnun oldun ya... -dedi- Haydi bakalım, gel, karşı karşıya geçip hasbühal edelim; bir fincan çay içelim! atö, bakkala, defterdeldi sahifayı yırttığı için her ne kadar teşekkür etti ise de, karşı karşıya çay içip hasbühal eylemeye ya- mazur gör; pek acele işim. var. — Garip şey! Daha şimdi in- tihar edeceğini söyliyordun. Ne işin olabilir ? — Dur bakalım, ühhüüüh, ake şama kadar daha kaç yerde inti- har edeceğim... Mütercimi: (Vâ-Nâ) sonuncu olsa gerektir! Diye kendi kendine söylenerek yattı ve uyudü. | Ertesi sabah gözlerini açınca.. Genç kadın o geceyi korkulu rüyalarla geçirmişti. aklımca, sar bahlayın uykudan kalkar kalkmaz Vellerin dairesine uğrıyacak ve çabuk gelmek üzre terziye kadat' gideceğini söyleyip doğruca Fre- drih ştrasede ikamet eden otelel kadına gidecekti. Fakat genç kadın bu kararını tatbik — edememişti. — Gözlerini açtığı zaman şayanı hayret ve korkunç bir manzara İle karşılaş- mışti. tüvalet masasının — önüde sandalyeye — oturmuş — yabancı bir adam “Margerit, imzalı mek- tubu okuyordu! (Mabadi var)