TAKŞAMDAN AKŞAMA , “835 SATIR,, Naıını Hlıınıerın kitabı Nazım Hikmet üünvanlı bir kitabı intişar etti. hesiz ki, başkaları da, bu gz mecmuası hakkında fikirlerini ya- zacaklardır; fakat, peşin söyliye- yim: devâsâ bir abideye pek yakından — bakıldığı — taktirde, masıl ©o abidenin ancak muay- n bir. kaç tarafı görünür, beyeti “uaumiye — görünmez Nazım Hikmeti tenkide kalkış; cak muaparları da, şairin müsbet, menfi tekmil vasıflarını - birden kavrıyamıyacaklardır. Ben bile, 15 sene, geceli gündüzlü yanında bulunan fikri inkişafımı - adım adım takip eden, kendinin dahi hatırlamadığı manzumelerini ezber bilen bir arkadaşı iken, onun hakkında yazacaklarım pek bir taraflı, pek noksan şeylerdir. O dev şairi bütün eb'adile göz be- beklerine sığdıracak mündiitler, müstakbel asırların uzaklığına çe- kilmiş bulunuyor. Nazımı meslekdaşlarından ayı- ran en bariz ve mümeyyiz vasıf, -büviyyetine kavuştuğu 1921 den itibaren,-yardığı her mısrala, hayata, aynı felsefe, aynı “tarzı telâkki,, zaviyesinden bakabilmesidir. Şah- siyetleri istikrar ettikten sonra, kanaatlerini nazımlarına geçirmiş bazı şairlerimiz daha var. Fakat bunlar, rüzgârların esişine göre, gâh dindar, gâh zmdık, gâh pantürkist, “gâh dar milliyetçi, gah “filântrop , , gâh “şover olmuşlardır. Halbuki, Nazım Hik- met, demokrat, inkilâpçı, ant peryalist görüşlerini, değil içtimai mevzuları terennüm eden şüirlerinde, hattâ, aşk yazılarında bile muha- faza — eylemiştir. - Hiddetlendiz sevgilisine şöyle çıkışıyor; küfre- diyor By üün entarli tayatz Pulikarı Demek ki, Nazım, şimarık, fin- . dıkçı, hoppa, densiz “perii şi'rçin tesadüfi ilhamlarına tabi olarak “nay,,ını üflemiyor. Bilâkis, kurmağa uğraştığı fikir mimarisine her yazı sile yeni bir mütemmim unsur ilâve ediyor. Bu bal, fikir ş vgi'riyetr ten uzaklaşmasını ahla intaç etmemektedir. Nazımm dimağ is, bestekâr dima; kadar «ritm ile doludür Hattâ, o, bu sebeple, hece vez - 'dar ve muttarit çerçeve bile parçalamak — mecburiyetinde kalmıştır. Manzümeleri (hayır, manzume- deri değil, zira, bunların nazmı yoktur!) aleyhinde söz söyliyenler, diyorlar ki: — Şair bizzat okuduğu zaman, bunlar insanı vecde düşüreçek kadar güzel oluyor da, kendimiz okuyunca kıymetlerini kaybedi yorlar. “Kendileri okuyunca kıymet- lerini kaybediyorlar!.., — Doğru! Çünkü okumasını — bilmiyorlar Her şür tarzının hususi bir inşadı, pdası vardır. Nedimin mısralarındaki imaleleri, tenvinleri, medleri ihmal Gğlyerek — düpedür — okuyacak lursa: İitm sun peymâneyi sâki tamâm ot'in beni Misran < Kadlehi yarım dollür; Bikbe sarkoşum. Kadar “gayri şairane,, ve mana- Vasız kaçarl Nazım Hikmetin 835 SATIR da intişar eden şüirleri, kemiyet iti- barile, diger yazılarına nisbeten devede — kulaktır: — Arkadaşım, 1926 senesinde Rusyada seyahati esnasında, bana ve kendine ait Omak üzere, bir küçük bavul dökusü manzüme, manzum piyes, hikây. ve roman kaybetmiştir. 835 SAYIRın en güzel şi'ri, Çölkrimce Piyer Loti dir. Bu yazı il olmaküzere, daha bir çokları, | * 'Fransızca, Almanca, İngilizce , Rusça gibi avrupai lisanlardan * Başlamak şartie, Çince ve Japon- * saçr - Esnaf cemiyetleri | | |mek meselesinden dolayı Cemiyete gırecek esnaftan fazla para alınmıyacak Esnaf cemiyetlerine - kaydedil- esnaf ile muhtelif. cemiyetler arasında öteden beri bir ihtilâf mevcuttur. Bu ihtilâf elân halledilmemiştir. Bir kaç ay evel, encümeni ema-. met, esnafın kendi cemiyetlerine kaydedilmeleri mecburiyetine kara vermişti. Bu karar üzerine, Emanet, es- nafın sıhhi muayeneye tabi tutul- maları, ve hüviyet cüzdam alabil- meleri için behemhal cemiyetlere kaydedilmeleri lâzım — geldiğini alâkadarlara bildirmişti. Emenetin bu tebliği karşısında esnaf bilmecburiye cemiyetlere caat ederek kaytlarını icra ettir- mek istemişler, fakat, cemiyetler, kayt ücretinden başka cemiyetlerin teşekkülü tarihinden beri, şehri aidat talebinde bulunmuşlardır. Yeniden kaydedilmek — üzere cemiyetlere müracaat eden ve kaytlarınm yapılabilmesi için bir çok fuzuli talepler karşısında ka- lan esnaftan bazıları tekrar ema- nete bu haksız muamele ve talep- len dolayi müracaatla bulunmuş- lardır. Bunun üzerine “Şehremane keyfiyeti ticaret müdür bildirmiştir. Ticaret müdüri- yeli, vekâletin esnaf cemiyet- kındaki naktai nazarından olarak esnafın cemiyetlere kayd- edilmeleri mecburi olmakla bera- ber, geçen müddetler için aidat alınamayacağını Ticaret müdiriyetinin bu cevabı üzerine cemiyetler esnafı fazla para almak için tazyik edemeye- ceklerdir. Şeytan yağı Emanet bu yağ hak- kında tahkikat yapıyor Piyasaya Şeytan yağı namında | okkası 100 kuruşa satılmakta olan yeni bir yağ çıkarıldığını yazmıştık. Bu yağın terkibi ve mahiyeti henüz meçhuldur. Ancak belediye mevkilerine ve doğru - dan — doğruya — Şehremanetine vakı — olan — şikâyetlerde yelimi "yenllniygcek. biz derecede berbat olduğu anlaşılmaktadır. Emanet bu şikâyetleri nazarı dikkate almış ve yağın kimyaha- 'nede tahlil ettirilmesini muvafık görmüştür. Tahmin edildiğine göre bu yağ iç ve nebati yağlardan mürek- keptir. Yapılacak tahlilât neticesinde bu yağın aynı zamanda sıhhata 'da muzir olduğu anlaşılırsa yağlar hem piyasadan toplanacak, amil- leri ve satıcıları şiddetle tecziye edilecektir. caya kadar tercüme edilmi 835 SATIR m bence kusuru — kabıidir. illeti yegâne Herkesin — bir olduğu gibi, dostumun da ressam ve çizgiden tmesindedir. - Kabı resmeden — Nazım - Hik- metin, iyi şair olduğu derecede kötü ressam olduğu derhal aazara çarpıyor! - Mamafih, bu * mani , sini Türk edebiyat karii ona çok görmiyebilir. bizzat (Vâ -Nü) Talimata riayet , | Etler bazı yerde dolap içinde, bazı yerde ise açıkta - satılıyor Dolap içinde satılan etler Şehremaneti, şehir işlerinin in- tizamı için halk, esnaf, memur ve sair alâkadarlar tarafından ri- ayet edilmesi lâzım gelen hususla- | ra dair zabiıtai belediye talimatna- koymuştu. Bu bilhassa yiyecek ve içeceğe ait bir çok maddeleri tatbik edilmiyor. Yahut, şehrin bir tarafında tatbik edilen bir madde, diger bir semtte ihmal ediliyor. mesine bazı ahkâı talimatnameni Açıkta satılan etler Meselâ, bir maddesinde açıkta et satılmaması, etlerin kapalı ve camekânlı dolap- larda emredildiği halde, bir çok yerlerde bu emir- lere riayet edilmiyor. Beyoğlu ve balıkpazarında satılan etler mun- ve kapalı camekânlarda durduğu halde, İstanbul balıkpa- zarında, çiçek pazarı - civarında talimatame ahkâmına — mugayır olarak tel dolaplar içinde ve yahut açıkta etleri teşhir ediyorlar. Bundan başka hazır kıyma satışı da memnu> olduğu halde çok yerlerinde layma satılıyor. Bir kişilik taksiler talimatnamenin muhafazaları tazam hazır Kışın Bu taksiler hiç boş kalmayarak mütemadiyen müşteri taşıyorlar. ortadan kaybolan - bir kişilik taksiler tekrar meydana çıkmış ve işlemeğe başlamıştır. Millet mektepleri Devam hakkında | bu hafta yeni bir teftiş yapılacak Millet mekteplerine devam et- meyenler her mahalledeki heyeti ihtiyariyeler ve zabıta marifetile tebligat yapılmıştır. Yapılan tahl kata göre bu ihtarlar rağmen hâlâ bazı semtlerde devamsızlık eden- lere tesadüf ediliyor. Bilhassa rum- ların ikamet ettiği mahallerdeki mekteplere devama davet edilen- lerden bir çoğu kendi vaziyeti hukukiyeleri “etablı,, noktai naza- yından tespit edilemediği için vaziyetleri belli- oluncaya kadar, kendilerini mektebe — devam etmekten — müstağni — telekki ediyorlar. Vilâyet bu devamsizlığa kat'i sürette nihayet vermek - üzere alâkadarlara —müessir - tebligatta bulunulacak ve devamsızlıkta ısrar| edenler cezalandırlacaklardır. Bu maksatla bu hafta mahallelerde umumi bir teftiş yabılacaktır. Çocuk haftasında Konferanslar Çucuk haftası eshasında mem- lektin kaymetli muharrir. ve mu> allimleri tarafından her yerde konferans verileci ibi radyo- dan da 21 den 21,20 ye kadar çocuk mefhumu etrafında mühim bitabelerde bulunacaktır. Okuyucularımızın takip etme- leri dyoda konferans vere- ceklerin listesini meşrediyoruz: -23 Nisan Salı günü Dr. İhsan Hilmı, 2-24 Nisan Çarşamba günü İbrahim Sami, 3-25 Nisan Per- şembe günü Hazım Nami beyler, 4-26 Nisan Cuma. günü Sabiha Zekeriyya H. 5-27 Cu- ae gea A Nisan Pazar günü muderris İsmail | Hakkı, 7-29 Nisan Pazartesi himü İeçalii Nat beğlar. Rakıya rağbet! Avnınadaîîıarişler gelmeğe başlamış.. Memleketimizde yapılan rakılara Avrupada rağbet artmıştır. Bazı Avrupa şehirlerinde - otel lokantalar Müskirat inhisar idare- sinden Türk rakısı istemektedir- ler. Müskirat — inhisar - muavini Hüsnü B. Türk rakılarının | bu son rağbetindeki — sebeplerini | şu süretle izah ediyor: — Rakılarımız son senelerde | islâh edilmiş ve en iyi içkiler arasına dabil olmuştur. Esasen bu memlekette rakı imalâtcılığı müskirat — sanayiinde muvaffak olmuş bir şubeydi. * Son'senelerde bu rakıcılık daha inkişaf - etmiştir. leketin muvaffak olduğu - içkiler yardır. — Fransızların — şarapları, Viskileri, Almanların Her mem- Açılacak rakı fabrikaları Müskirat inbisar ibaresi Ana- dolunun muhtelif yerlerinde fab- rikalar açacaktır. Bu fabrikalar için daha ziyade mevaddı iptidai- yesi bol olan yerler münasip gö- rülmüştür. “Bu yerler arasında İzmir, Gaziayntap, — Diyarıbekir kırklareli bulunmaktadır. Fabri- kalar bu sene içinde açılacaktır. | dair söylediklerimi çıkarıven Edebi anket ( Fikirlerde ı'sLı'Ş(mı'İ Şu ilk sahifemizde gördüğünür edebi anketi yapmak için neler çektiğimi bir ben bilirim, bir de Allal Anketi yapmadan evel: — Haydi bir kaç kişi ile gö- rüşelim de elimizde yedi sekiz tane mülâkat hazır bulunmuş olur.. Dedik ve edip, şair, muhar- rir, romancı, hikâyeci, ne kadar eli kalem tutan varsa cümlesinin İki gün içinde altı yedi mülâ- kat yaptım.. Kiminle görüştü Monşer... Diyordu. benim fikirlerimde istikrar vardır, hüküm lerim sarsılmaz şimdi söylediğimi yirmi sene sonra da söylerim.. Nihayet bizim anket başladı.. Bir de baktım kendilerinden mü- lâkat aldığım ediplerin hepsi mal baada. im.. - Orhan Seyfi benim için böyle söylemiş, ben de ona dair - yazdıklarımı değiştireceğim.. — O benden bahsetmiş.. On: — Benim eserlerimi okumamış ha? öyle ise ben de öyle bir adar tanımıyorum.. Sil ondan bahis sa- Urları.. Üdebanın arzusunu yerine getir dik.. Ertesi gün Yusuf Ziyanın mülâkatı çıktı,.. Haydi yine anket aldığım zevat başımdı — Yusuf Ziyadan bahset kısımları tayyet.. Beni düşünmeyeni ben de imem.. Çıkar Zıya hakkında söylediklerimi.. Gene üdebanın arzularını is'af günü Vedat i intişar etti... Bu ve Vedat sefer de teşrif etti Nedim - hakkında - söylediklerimi çıkartlılar. Fikirlerdeki bu istikrara bayıl- dım doğrusu... Vakti zamanında zayıf, çılız, bir adam pehlivanlığa Herif dnıllıımuş. taşıne çelimsiz özenmiş. e yaptırayım ki görenler heybetirüder korksun ve bana mağlup olsun.. Serçe pehlivan hemen bir de- mirci dükkânma girerek bağırmış: — Usta benim sırtıma dövme- den bir aslan remi yap.. Öyle heybetli olsun ki heybetli aslan bile bu resmi görünce korkudan düşüp ölsün... Demirci işe başlamış.. Malum a dövme vücut demirle delindiktem sonra üzerine barut dökülerek yapılır.. Demirci elindeki demiri pehlivanın vücuduna batırır batır- maz adamcağız bağırmı; Aman, aman.. Aslanın nere- yapıyorsun? — Kuyruğunul — Vaz geç efendim kuyruksuz olsun.. Pehlivan demiri her yiyişinde feryat etmiş: 3 — Aman, aman.. Aslanın nere- sini yapıyorsun? — Bacaklarımı. — Vaz geç bacaksız olsun.. Ve vaziyet böylece devam eb miş: — Vaz geç bedensiz olsun.. — Vaz geç kafasız olsun. — Vaz geç yelesiz olsun.. Nihayet aslan resmi diye herifir sırlında beş altı nokta kalmış.. Korkarım bu gidişle bizim an> ketlerde beş altı tane noktadan ibaret kalmasın. Hikmet Feridun