Pola Negri hayatına dair uzun bir makale neşret Meşhur - sinema — yıldıı. Pola Negri, sinema — mecmualarından birinde, hayatına dair bir makale neşretmiştir. Bu makalenin bir hülâsasını aşağıya dercediyoruz: 1898 de Varşovada doğdum. (Bu hesaba göre sinema yildızi 31 yaşındadır) Babamın vaktübali yerinde idi. Bir gün evimizi polis- ler bastılar, babamı tutup Siber- yaya nefyettiler. Arkasından kar- de tuttular, bizi sokağa Bu vaka 190Ste cereyan etti. Oza- man ben 7 yaşımda idim. Kom- şularımız. halimize acıdılar, bizi evlerine aldılar, annem beni ge- çindirmek için çalışmağa başladı. Bu suretle seneler. gesti, 12.13 yaşıma geldim, Varşova tiyatrosuna girdim. Tam bu sırada umuümi harp terdi. alıştığmız tiyatro hastahane ha- x?... *kalbedildiğinden bir müddet hasta bakıcılığı ettim, fakat bu »vazife beni çok yordu, esasen Varşova almanların eline geçmiş- ti, kalktım Berline gittim. Bir müddet tiyatro ile meşgul olduktan sonra sinema artistliğine Pola Negri başladım. Fakat Holivuta gidince- ye kadar Avrupadaki sefalet lav- halarının tesiri altında kaldım, ancak orada bir parça nefes ala- bilirdim. Avrupada - harbin asan - elân Harp senelerinin müthiş fecayüi bir dakika gözümün önün- den ayrılmayor. Bunu unutmak sinema Beti Money yıldındır . Her filmde kedisi ile birlikte oynadığı için kedisi de kendisi kadar şöhret kazanmıştır. yeni bir başladı; sefalet tekrar baş gös- | Üç meşhur sa Villi Friç, Dita Parlo ve L Dagover birlikte olarak son zaman- da Almanyada yeni bir filim çevirmişlerdir. mevzuu şadı Bir hasat zamanmda — macar ovalarında genç kızlar kesilen buğdayı demel haline korlar ve derken talimlerini bitiren iki genç zabit ekinlerin üzerine oturmuş konuşuyorlar... Bir araba görünüyor. Bu arabada meclisi idare azasından Doçi ile kızı Silva vardır. Zabitlerin biri bunları karşılayor. Uzun zaman- dan beri bu genç zabitlerden bi Troçi Silvaya aşıktır. Fakat fakir olduğundan onula izdivaca imkân görmemektedir. ilva ona: * Çalışmak istemi: yorsun ,, tarizini fırlatır fırlatmaz, caketini çırkarır, bir orak yakalar ve hasatçıların arasına dahil olur. Silva da gülerek onu takip eder ve demetleri bağlar. Bu esnada şatoya ehemmiyetli bir misafir, herkesin çekindiği General Sedlaçek ile latif zevcesi gelirler. İhtiyar asker kıymettar bazinesini canından kıskanmakla beraber onun hasat eğlenclerine iştirakini de menetmeğe muvaffak olamaz. Bu eğlence küçük Silva ebeveninin yanına sükunetle oturmuştur. Aksine anud ve mü- teheyyic olan Troçi ondan bir dans talep eder. Silva reddedince taliini Ceneralın genç zevcesinde dener ve muvaffak olur. Silva onları ” hararetle — öpüşürlerken görür. Intikam almak için Cene- rah haberdar eder. Ceneral hid- detle arabasını hazırlatır ve şatoya gider. Bu esnada şatunun önünde yapılan «Serenad» dan sonra Kont enc kadının odasına girmeye | maftak olur. Te Bu ahvali takip eden Silva son derece meyus olur. Lâkin süratle yaklaşan arabayi ve inen Cenerali görünce tek bir düşünce bütün hislerine galebe eder: sevdiğini kurtarmak! Şatonun koridurların- dan koşarak geçer ve Ceneralin esnasında Macar Rapsodisinden bir sahne ( Villi Friç ve Dita Parlo ) Macar Rapsodisi natkâr Alman- yada yeni bir filim çevirdiler zevcesine haber verir. Bir kaç saniye sonra Ceneral zevcesinin odasına girdi; onu yalnız ve kitap mütalâasile meşgul bulur. Hiddetli zevc yan- daki bir kapıyı açar, orada müla- zim Troçiyi ve gecelik gömlegile Silvayı görür... Bu hadiseden sonra macar za- biti ile Silva evleniyorlar. Yaptığı bu fedakârlıkla çingeve kızı saa- detini temin ediyor. Duglas Fayirbanks 'T LYWYA'K kae aa aa Temaşa müesseseleri ve bahusus resmi bir müessese başı boş brakılmaz Eski Darülbe- dayi, temaşa muharrirleri için bir staj mahalli olmuştu. Tiyatro-, yu Aanlayan ve temaşa — eserleri vücude getirmek- le uğraşan her | muharrire Darik- bedayün — prova sahnesi — açıktı. Arzu edenler her |P zeman gelir pro- vaları tal lerdi Temaşa muhar - Darülbedayiin temsilinde Raşit Riza, rirleri yetiştirmek Emin Beliğ Beylerle Bedia hanım Darülbedayi heyetinin en bü hiç — düşünmezler ki, — temaşa emeli idi. Sanata muvafık bir eser | mimarisi lâyetegayyerdir. Bunun getiren zatı, başımızın üstünde | haricine çıkıldığı esnada iş tiyatro tutardık. İşte Halit Fahri B. bun- | sanatinden uzaklaşır. ların birincisidir. Bize telif olarak | — işte, ahiren başsız <> heyetsiz manzum “Baykuş, masalım getir- | bir halde kalan Darülbedayiimi- mişti. Eseri okuduk, takdir ettik, | zin sahneye koyduğu bir kaç kendisine ufak bir mükâfati nak- | acip eser Bize bu meseleyi bir diye verdik. Aylarca prova olun- | daha anlattı. Tiyatroda yeni bir du, dekoru için müsabakalar ya- | şöhret kazanmak ve güya akıl- pildi. larınca inkılâp yapmak ser da- Bu Gseri sında bulunan bazı ecnebi ( ex- 'tamam beş gün otuz beş altın lira | centrigue ) muharrirlerin eserleri sarfettik. İlk temsilde, halkın mu- | haftalarca ilândan sonra Tepeba- vacehesinde, müellifin başına şında sahneye vaz olundu. çelenk koyarak eseri ve müellifi | — Daha ilk temsilde, oyunun orta tetviç ettik. yerinde, tiyatroyu terkedenlerle Darülbedayi heyeti, temaşa mu- | ikinci ve üçüncü temsilde kimse- harrirleri ve güzel eserler için | nin gitmediği görüldü. Hiç bir biç bir fedakârliktan çekinmedi. | yerde rağbet bulmayan ve hiç Tahsin Nahit merhumun “Bir çi- | bir resmi sahnede söylenmesine gek iki böcek,, ünvanlı komedisi | cevaz verilmeyen sözlerle dolu için tamam üç yeni dekor yaptır. | bu gibi temaşa harici eserleri mıştık. Her kim olursa olursa | oynamak, bizim Darülbedayi afa- | olsun, tamaşa sanatına muvafık bir| canları için bir yenilik zannedildi. eser getirdi mi, esere azami muvaf- “Eğer bu ' eserler temadi etseydi, fakıyeti kazandırmak için hiç bir | bu gün Darülbedayü kapamak masraftan çekinmezdik. İzan” gelirdi. Tiyatro sanatkârları ve muhar- | — Temaşa müesseseleri, bahusus rirleri yetiştirmek Darülbedayün | vesmi bir müessese başı boş en birinci emeliydi demişti benlalemaz 'Her bahle 'ül lli Evet, heyeti edebiye reisimiz, | hir heyeti edebiyeye ihtiyaç var- İsmail I.l(:.n'ıınırılıı Bey_muhuıın, hx_iyıl- d bir'Bami Si Adeta onları Darük: KA RASEE D bedayün tabiü azasi olmak üzere | Kü ';n__;i:;_'r";ubî'"' Fötragran telakki ederdi mBİTE I B8TeR) AM İşte, tiyatro muharrirlerine bu | T? Va kadar ehemmiyet verildiği ve eser- ler o kadar sık bir kıraatten ge- girildiği içindir ki o zamanlarda sahneye vaz edilen piyesler hâlâ herkesin hatırında canlı olarak yaşamaktadır. Darülbedayi heyeti pek bitara- fane hareket eder ve asla şahsı değil, eseri nazarı dikkate alırdı. Bunuula beraber, matbuat âlemin- d tanınmış fakat temaşa mesele- sinde aciz kalmış ve eserleri ka- bul edilmemiş bazı muharrirlerin yücumuna maruz kalırdık. Reisimi- zin irşadı üzerine kulaklarımızı tıkar, kalemlerimizi zapteder ce- yaplarımızı yeni yeni temiz nezih eserlerimizle verirdik. İ Darülbedayi heyeti — azasının, matbuat sütunlarında münakaşa - larına asla cevaz yoktu. Her kes, lehte ve aleyhte istediğini söyleye bilirdi. Heyeti edebiye- filiyatil bunlara müskit cevaplar verırd Resmi bir tiyatro müessesesi için behemehal bir muktedir hey'eti edebiyeye ihtiyaç vardır. Mümessiller ne kadar malümatlı olurlarsa olsunlar temaşa edebiya- tını idrak edemezler. Zannederler ki, yeni ve garip eserler bir tema- sahneye vazetmek için muharrirlerimiz varsa hepsi bu noktada müttefikdirler. Bilirlerki, maşa müessesesi, kumandansız bir ordu gibidir. Belki, ara sıra mu- vaffak olur, fakat neticede hezi- met mukadderdir. Hüseyin Süat Komedi Fransezin en meşlaar Meşhür sinema artisti , De Maske , isminde yeni bir filim çevirmiştir. Yakında Avrupaya | bir seyahat yapacağı haber | veriliyor. sanatkârlarından Mme Pierat iki güne kadar geliyor. İstanbul, bu yüksek artisti tekrar alkışlamak fırsatına malik oluyor. sa teceddüdü ve bir tiyatro inkılâ- bıdır. Bu eserlerle, halkın rağbet ve nazarı tevcccühünü kazanaca- ğiz fikrinde bulunurlar. Fakat, / ı şehrimize