TAI Bütün bir millet Kıbrıs Meselesiyle meşgulken A.P.» nin baştan itibaren boy hedefi bildiği Genel Mü. dürlerin defterlerini dürüverme, ilk bakışta pek me- haretli bir manevradır, Allah rahmet eylesin, Mende- res de böyle manevralarda pek mahirdi. D.P.'nin şid- det tedbirleri, haksız tasarrufları hep aynı şekilde, gözle kaş arasında çıkarılmıştır. İlk bakışta sanılan başka bir husus, bu davranış- ların hissi veya ani davranışlar olduğudur. Gerçek bu değildir. D.P, her şeyi bir belirli hedefe varmak için yapmıştır ve onun her adımının altında bir temel se- bep bulunmuştur. Şimdi, değiştirilen Genel Müdürle- rin de bir Mehmet Turgutun kaprisine feda edildiği. ni zannetmek Başbakan Demirelin işine gelse de ger- çeği pek basite irca etmektir. A.P.'nin altında bulun. duğu ipotekler, onu başka türlü hareketten alakoya- cak kadar güçlüdür. Kaderini bu ipoteklerin altına girmekle çizmiş olan İkinci oDemirkırat mukadder âkibetine dolu dizgin gitmektedir ve onu yolundan döndürmek hiç kimse için kolay olmayacaktır. Tâ ki, üzerinde bulunulan yolu görmeyen eski D.P. Grupunun aksine, A.P. Grupu bunu görebilsin. Önce, bir hayali zihinlerden kesinlikle silmek lâ zımdır. Cumhurbaşkanı denge unsuru olacak, Cum- hurbaşkanı Hükümete karşı vaziyet alacak, Cumhur. başkanı istediğini imzalayacak, istediğini imzalamaya- cak.. Bizim Anayasa sistemimiz içinde buna imkân yoktur. Sayın Gürsel gerçi kendini böyle görmekten, kendini böyle göstermekten hoşlanmaktadır ama me- tinler ortadadır. Sayın Gürselin, memlekette, ryan durumunun üstünde, böyle bir kuvveti kendisine recek şahsi imkânlarının da mevcut bul herkes bilmektedir. Nitekim Cumhurbaşkanı, Anaya- sayın ruhunun emrettiği şekilde, Hükümetin sunduğu kararları imzalamıştır. Belki bunları, tekrar görüşül mesi İçin Hükümete geri gönderebilirdi ve Hükümet gibi düşünmüyorsa bu onu, vicdanen tatmin edebi- lirdi. Fakat Hükümet ısrar ettiği takdirde Cumhur- başkanının bir kararnameyi imzalamayı reddetmesi bizim Anayasamız içinde düşünülemez. O takdirde bir Cumhurbaşkanına düşen, sadece istifadır. Hükümet, Cumhurbaşkanı böyle davrandığı tak: dirde, elbette ki kararında ısrar edecektir. Bir defa bu, Başbakan Demirelin giriştiği bir kuvvet deneme- sidir. Umumi efkârın en tuttuğu, değiştirilemez san- dığı Genel Müdürleri bir çırpıda yerlerinden alıver- mek, A.P. içindeki hakim zihniyete göre devlet meka nizmasının bütün sivri başlarını muma çevirecek ve onları İktidarın itaatli âletleri haline getirecektir. Ev- deki evlâdü ayal, daha önce de çok vicdanı bu mem lekette susturmuştur. Değiştirilen Genel Müdürler gerçi hep, aynı sepet A 31 Aralık 1965 Temeideki Sebepler Metin TOKER içinde mütalea edilmektedirler. Ama bunlar, iki ka- tegoridir. Türkiye Petrollerinin ve Etibankın Genel Müdürlerinin değiştirilmesi, Türkiyenin — petrol ve maden politikasında yeni bir yönün tutulacağının işa- retidir, Bu yönü, A.P, seçimlerde ipotek altına sok- muştur. Ödenen, o faturadır, Fakat A.P. İktidarı 1966 Türkiyesinde petrolümüz ve madenlerimiz üzerinde- ki tasarrufun Genel Müdürler üzerindeki tasarruf ka- dar kolay olmadığını görüp anlamakta gecikmeye cektir. Sümerbank, Azot Sanayii, Sellüloz Sanayii gibi devlet teşekküllerinin başındakileri oralardan âlıver. mek bü teşekkülleri D.P.'nin kullandığı gibi kullanma- nım ilk adımıdır. Artık bundan sonra, A.P.'nin zilini. yetine göre, başında bulunduğu müesseseyi A.P.'den gelecek arzulara açmı ya hangi Genel Müdür cesa- ret edebilecektir ki?. Bu da, seçimlerde A.P. Teşkilâ- tma yapılan vaadlerin yerine getirilmesidir. Tabii bu- bir takım “devlet çiftlikleri"nin kurulabileceği ve bu- ralardan partizanların faydalanabilecekleri ümidi şu anda çok kimsenin ağızımın suyunu akıtmaktadır. U- nutulmaz Mithat Dülgenin, daha milletvekili olarak vemin etmeden, A.P.'nin iktidarı al belli olur ol maz, bir zamanlar şahsi malı gibi idare ettiği bankaya telefon edip bir dostuna kredi almaya red cevabı aldığı unutulmamıştır. A.P. içindeki Mit- hat Dülgeler, denizdeki kumdan ya bir kaç tane Fazla, ya bir kaç tane azdır. Bütün bir takımı, gü- zel günlerin tekrar geri geldiği inancı içinde, gözlerini Devlet İktisadi Teşekküllerine dikmişlerdir. Tasfiye, bu kapının açılmasıdır. Şimdi bütün Genel Müdürler, zaten başlamış olan baskının bir kat daha artmasını beklemelidirler, Demirel Ekibi bir noktada yanılmaktadır. Demirel Ekibi zannetmektedir ki bu temel sebepleri hiç kimse görmemekte, bilmemekte, farketmemektedir. Demi- ri Ekibi sanmaktadır ki bütün bu niyetlerini sızıltısız ve dırıltısız gerçekleştirecek, katiyen mesele çıkmaya» cak, rahatsız edilmeyecektir. “Canım, n'olurmuş bir Km Geni İÇE AN e ye meri dür var?” sözü bu zihniyetin açık ifadesi Ah, böylesine yakın bir geçmişten de mi ibret ak imkânı yoktur? Zira bu yolun, bir iktidara en zi- yade rahatsızlık veren yol olduğu ve rahatsız olan — tidarın kendiliğinden “anlayış sonda zorla anlayışa mecbur etmeye kalkıştığı, bunun da âkibeti kaçınılmaz hale getirdiği o kadar kısa bir süre önce bu memlekette denenmiştir ki? u