KİTAPLAR DOĞUDA KITLIK VARDI Halil Aytekinin (Harmandalıoğlu) ge zi yazıları. Toplum Yayınları : 14, Diz gi ve baskı : Yargıçoğlu Matbaası 1965, Ankara. 388 sayfa, 750 kuruş. İsteme adresi : Toplum Yayınevi, P.K. 176 Ankara Halil Aytekin, halkının, memleketi- i nin dertlerini kendine dert edin- diği, bu dertlere deva bulunmasını ya- zılarıyla istediği için özellikle DP hü- kümetlerinin zulmüne uğramış bir e- mekli öğretmendir. Ama, DPTnin zul- müne uğradım diye, çoklarının yaptığı gibi, gidip de amerikanlardan iş dilen- memiş, onlara sığınmamış, toplumcu- luğa paydos dememiştir. Yıllaryılı yur- dunn dört bir köşesini gezmiş, üretici halkımızla haşır neşir olmuş, gözlem- lerini röportaj çeşidinden yazılarla tes pit etmiş olan Halil Aytekin, bu yazı- larını ancak 1960 - 65 yıllan arasında ve "Harmandalıoğlu" takma adıyla Forum ve Sosyal Adalet dergilerinde yayınlatmak imkânına (kavuşmuştur. "Doğuda Kütük Vardı" adlı 388 sayfa- lık, 1965 Mayısında yayımlanan kita- bında işte bu yazıları yer almaktadır. Kitabın desenlerini (Balaban, çizmiş, kapak düzenini Adnan Turanı yap- mıştır. Kitabın içindeki fotoğraflar ise -birkaçı hariç- bizzat yazarın ken- disi tarafından çekilmiştir. Halil Aytekin. "Doğuda Çıtlık Var- dı" adlı bu kitabını. "gözlerini kıtlık dünyası ( içinde açıp, kıtlık dünyası içinde kapayan, Doğunun çilekeş Has- solarına, Memolarına" adamıştır. Gö- nül isterdi ki .Hassolar, Memolar, Fato- lar, Eşolar bu Kitabı okusunlar da, 1965 aynalarına: vuran yüzlerini gör- sünler; nerede bulunduklarını, nasıl yaşadıklarmı, niçin savaştıklarını an- lasınlar, uyansınlar. Ama nerde! Bir yurtseverin bu acı gözlemleri yânebir avuç aydın, yine bir avuç okur-yazar tarafından okunacak ve "Yaa,demek böyle ha? Vah vah... Şu insanların ha- line bakın!" denilecek. Buna rağmen. yine de umutsuz olmamalı. Aytekinin büyük bir emekle ortaya, koyduğu bu hacimli kitap, belki de Doğuda, bizzat kitabın konusu olan kişiler, yurttaşlar tarafından da okunacaktır. Halil Aytekin kitabını dört bölüm halinde vermiş: 1. Bölümde "Sarı Ö- Düşünüyordu", "Ölme Eşeğim Öl- e", "Bu Vatan Bizimdir". "Doğuda kıtlık Vardı" yazıları; 2. Bölümde "Biz de Anadoluyu Geziyoruz" genel başlığı altında Doğu İllerine alt yazılar,: 3. Bö lümde "Padişahımız Nerde. biz de Or- dayık" adlı yazısıyla Muş ve Van do- 34 laylarına ait gözlemler; 4. Bölümde ise "Utanç Bölgesi (Çukurova)" ile Gazi- antep, Diyarbakır ve dolayları yer al- mıştır. Halil Aytekin Anadoluyu bir turist gibi, "gez dünyayı, gör Konyayı" kafa- sında bir vatandaş gibi, antika merak- lısı bir manyak gibi, sıkıntısını gezerek dağıtmak isteyen birileri gibi dolaş- mamıştır. Aytekin Anadoluyu, Anadolu insanının sosyal, ekonomik, kültürel durumunu gözleriyle ogörüp, ilgililere ve herkese göstermek, duyurmak ama- cıyla dolaşmıştır, Yüreği ve kafası öy- le acı yurt gerçeklerine yönelmiş, ka- lemi öyle acı gerçekleri tespit etmiştir ki, anlatımdaki dağınıklık, kompozis- yon kusurları bir yana; bunları oku- yanın yüreğinin parça parça olmama- sına imkân yoktur! Aytekin iyi bir gözlemci, su katılmamış bir yurtsever- dir. Zaten onu dağ dağ dolaştıran da bu memleket, bu halk sevgisidir. Bu bakımdan, köylünün sofrasında bir ke- recik yemek yemeyi, köylünün yatağın da bir gececik yatmayı halkçılık sanan masabaşı aydınlarıyla Aytekin arasın- da en küçük bir ilişki yoktur. Aytekin zaten bu halkın içinden gelme bir in- sandır; yıllarca öğretmenlik yaparak bu halkı çok iyi tanımıştır, Bu yüz- dendir ki, "Doğuda Kıtlık Vardı" adlı kitabındaki yazılar "Sipariş edilmiş" bir aydının gözlemleri değil, gerçeğin sesidir. Bu yazılarda tren, kamyon, otobüs, eşek yolculukları; (o Doğudaki OKUYOR halkımızın ekmek kavgası, hayat kay- gası, kangütmeler, hapishaneler, has- talıklar, doktorsuzluklar, tevekkül; a- ğalara, şeyhlere kul - köle olmaların nedenleri; gurbetçiler, "muhanet ka- pısı" gerçeği, uzun karakışlar, hayvan- larla insanların nasıl içice yaşadıkları, insanların daracık dünyaları; kül yı- ğını, mezarlıktan ibaret köyler; çul - çaput içinde sürünen Doğulu vatandaş lar... anlatılmaktadır, Aytekin, türküleri tespit Doğuyu bütün renkleriyle etmekten de türkü gerçekten güzel ye acıdır: "Şu gelen nahır mıdır ? — Oy ma- ral maral maral mıdır? — Oy maral maral maral Yaylalar otlanacak — Gelin misin, kız mısın? Otları toplanacak — Oy maral ma- ral maral" Bu türkü bir de, yazarın çizdiği o Do- gu tablolarının ortasında, hareket ha- linde, ritm halinde, oyun halinde dü- şünülsün! Ardından. Serdariden bir şikâyet: ""Arzuhal evlesem deftere sığmaz Omuzdan kesilmiş kolumuz bizim" Sarılan tahıl "Doğuda Kıtlık oVardı"yı, okuyan- lar, üretici halkımızın neden ezik oldu- gunu, neden kendi kabuğuna çekilmiş halde yaşadığını, yüzlerinin çizgilerin-. deki anlamı, bakışlarındaki yalnızlık ve tedirginliği; ağaların, şeyhlerin, bey lerin bu insanları ne hale soktuğunu: bu insanların yüzyıllardır nasıl kendi kaderleriyle başbaşa yaşadıklarını ka- --- çizgileriyle, anlayacaklardır Aytekin,. şive taklidine gitmemekle beraber, önemli gördüğü mahalli de- yim ve kelimeleri olduğu gibi almış, dil üzerinde fazlaca titizlik gösterme- miş. Aytekinin, "Biz gördüklerimizi dilimizin döndüğünce (anlatalım da, kusur bulan daha iyisini yapsın" der gibilerden, yer yer savruk, yer yer se- reserpe, yer yer fazlalıkları bulunan bir anlatımı var. Ama bu özelliği, yazı- larını çatık kaşlı olmaktan kurtarmış- tır denilebilir. Bütün imlâ ve anlatım kusurlarına rağmen kitap, baştan so- na, derin derin düşünülerek, öfkeyle, acıyla, üzüntüyle karışık duygular al- tonda, rahatlıkla okunmaktadır. o Ay- tekin, dergilerde unutulmağa mahküm bu güzel gözlemlerini hacimli bir ki- tapta toplamakla gerçekten çok iyi et- miştir. Böyle bir kitabın 1965 yılında- ki maliyetini ancak erbabı bilir. Bu da göstermektedir ki Aytekin, tam bir yurtsever gibi hareket etmiş, halkının, yurdunun gerçeklerini herkese duyu- rabilmek için hiçbir fedakârlıktan ka- çınmamıstır. H.K. 3 Temmuz 1965