söyleyen, gerekince mü- nakaşa yapan adam demektir. Bir kıs- kanç cariye titizliği ile başka gozdeler— le alâkası kesilen lde ünde sonunda hükümlerini tek ki senın getirdiği te- meller üzerine bına eder. Buna rağmı Buyuk Kongrenin arifesinde hareket daha demokratik te- mayülde kimselerden — gelmemektedir. Arada b azı temaslar yapılmaktadır fa- Fevzi Mi d saretini daima ispat etmiş olan Gündeş Ankarada bulunuyor. Re Şevket İnce kenardadır. Fethi Çelikbaş apandisitten yatmaktadır. Emin Kaafat dolaşmaktadır. Dr. Sarol ise çalışmaktadır. Ankarada Fiyasko emokrat Partinin Ankara il idare kurulundan bir âza, ellerini hava- ya kaldırdı vi <— Hesaplar tamam» dedi. Eski il idare kurulu, bütün defter— lerini gayet iyi tutmuş; ve son dere muntazam 1ş1emış1 Bilindiği gibi eskı il idare kurulunun başında Ankara me- busu Necini İnanç bulunuyordu ve gü— rültülü Ankara kongresi hesaplatın tet- kıkı sonuna kadar o kurulu ibra etme- mişti. Yeni kurul tahkıkat yapıyordu. Neticenin — kötü çıkacağından öylesine emindi ki ortaya Necmi İnanç'ın mah- kemeye verileceği rivayetleri bile atıl- mıştı. Halbuki işte h hasibi Şeref Gücüyener , döner dönmez hesapları muntazam olarak vermişti. F şüphe şüphedir. Kurul yine tat l dı Hesaplar işlenirken, me- sela f'lan bankadan teberru veya bilet satışı karşılığı olarak şu kadar alındığı yazılmıştı. Ancak alınan mik- tar hakikaten bu muydu fazla alınmış, bir kısmı iç edilmiş, mü- tebakisi mi deftere geçmişti? Bunu tah- için bir tek çare verdi: a) Nitekim Ankara İl İdare Kurulu şimdi bu neviden bütün müesseselere birer mektup yazarak Demokrat Parti- ye ne kadar para verdiklerinin acele bil- dirilmesini istemiştir.. Bu mektuplara cevaplar — gelmeye başlanılmıştır Her ile olursa olsun ilk başta çıkarılan <ih- tilas» dedikodu ve iddialarının asılsız, t hiç olmazsa , şişirme bulundugu anlaşılmış ve Necmi İnanç manen te- mize çıkmıştı ü akat —Ankaradaki — yeni il idare idare kurulunun sadece Necmi İnanca karsı sert olduğunu sanmak hatadır. Son günlerde, İstanbulu takliden Ankarada da muhtelif sebeplerle —tabii nüfuz tıcaretı dahil— bir takım kimseler hay— siyet divanına _sevk edilmişlerdir. Bunla- rın arasında İnanç taraftarları olduğu gibi Benderlioğlunu tutanlar, hattâ il idare kurulu içi nde dostları bulunanlar da vardır Mamiı Ankarada da De- mokrat Parti binasının sadece en alt katı temizlenmektedir. AKİS. 11 EYLÜL 1954 Muhalefet Muhalifler birleşiniz! B undan bir asır kadar evvel, bir adam Avrupadan sesini yükselti- yordu: «— Bütün dünya proleterleri bir- lesiniz!» Adamın adı Marks i Bir asır sonra, başka bır adam An- karadan sesını yükseltti ün Turkıye muhalifleri bir- 1esınızl> Adamın adı Nihad Erim idi. Cumhuriyet Halk Partisinin ünlü sözcüsünü komünizmin babası arksa benzetmek kimsenin hatırından geçmez. Ancak her iki üstad da kuvve- tin bırlıkten dogduguna ınanmanın ver- diği heyecanla tahakkuku ne dereceye kadar kabil bir projeyi guzel bir formül Erim - Uz Bir vakitler dosttular halinde ortaya atmak maharetini gös- termişlerdir. urkıye muhalifleri - birleşiniz! İyi ama elmalarla armutların diğini mekteplerde hep okumadık mı? Hâdise Halkçı'nın bir makalesiyle başlar. Daha doğrusu hâdisenin bu son perdesi... Zira Nihad Erim Muhalefet partileri arasında bir işbirliğinin lüzum ve ehemmiyetini mebus seçimlerinden de evvel ıfade etmış, hattâ bunun ger- çekleşmesine m gönülden — çalışmış, Tahtakılıç ile lnonu arasındaki buzla- rın Ççözülmesine — gayret sarfetmiş, bir min bile hazırlamıştı. Ancak o zaman Cumhurıyet Halk Partisinin inkılâpçı ve daha az opportünist zümresi isyan bay- mış (o bayrağı Falih Rıfkı Atay taşıyordu), plan da suya düşmüştü. An- lşıla Erim fikrinden vazgeç- 1ştı YURTTA OLUP BİTENLER Son perde, işte böyle bir hava için- de Halkçıda çıkan bir makaleyle açıldı. Makalenin altında yahut üstünde— bizzat Nihad Erimin imzası vardı. Mu- harrir diyordu ki, rejime ait meseleler- de bilhassa Muhalefet partılerı arasında fikir teati edilmeli, — muhalifler kendi aralarında goruşmelı hareketlerını müş- terek olarak yapmalıdırlar Nihad Erim daha da ileri gidiyor ve sayanı temen- ni olanın sadece muhalefet değil, bü- tün partiler arasında ışbırı i olduğunu söylüyordu. — Fakat <«iktidarın bugünkü gıdışatı muvacehesınde» buna pek im- kân rülmeyeceğini — müşahede ile hiç o]mazsa mahalef partılerının bu işbirliğini gerçekleştirmelerinin bakımından — faydalı olacağı kanaatını izhar ediyordu. Kurultaydan beri Nihad Erimin mutemadı bır «teklif yapma hali» için- huriyet neşriyatile partilerin arasını tamamiyle açmaya muvaffak olduktan za manki C. grubu sozculerı bıle bu neşrıyatı tasvıp etmediklerini hem de Meclis kürsüsünden oldukça açık şekilde ifade etmişlerdi — yüz sek- sen derecelik bir dönüşle iktidar ile muhalefet arasında işbirliğinin hararetli taraftan kesilmiş ve tarafları buna da- vet etmişti. O tarihli l—lalkçıları okuyanlar <<bu teklifin sıyası çevreler niş aki: ler yaratmış oldugunu» gene Halkçı' da ileri sürüldüğünü hatırlayacaklardır Fa ki köpüğü gibi kayboldu. Bunun üzerine Niha' rim, bu c sadece doksan derecelik bir dönüşle Mu halefeti Gandhi poht kası takip etmeye çağırdı. Gandhi'ni İ i gibi Pasif Mu kave ettir. sabun püğü kaybolmakta gecikmedi. ih rim bu sefer kırk beş dere- e döndü ve Muhalefet bırlıgıne davet etti. sından iki gun sonra Halkçı partilerini iş Jesinin çıkma- teklifin «si- yasi çevrelerde büyük bir alâkayla kar- şılandıgını» bıldırdı O kadar ki bir kaç gün geçin muharrirlerinden birinin Parti lıderlerı arasında anket yapacağı- nı haber verdi ve alman cevaplar Halk- çı'da neşredildi Cevap verenler şunlar- dı: Turgut Gole (C. H takıhç (C. M. P.), T K. P.). Ahmet Tahtakıhç ve Tahsi miray partilerinin genel başkam ve Ge- nel sekreteridirler. Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkam ise, - bizim bil diğimiz kadar - İsmet İnönüdür, Genel Sekreteri Kasım Gülek , Üstadlar ne diyorlardı? Turgut Göle diyordu ki: »Çok partili rejımın bütün larını yerıne getirm i mizin hedef ve gayesı olmalıdır. Reji- mi İlgilendire seleler üzerinde muhalefet partılermm bırbırıyle ve hat-