Tanca'ya çıkub istilaya başladıkları sırada Arablardan beklenen şey bir ittifak. İttihad-ı tam ile ecanibe karşı müdafa'aa tedabirine teşebbüs idecekleri yerde "El Resul" ve hükumet-i Sultaniye askeri ile kabail arasında Tanca'ya yarım saatlik bir mesafede muharebe ve mukatele vuku bulmakdadır. "Tefrik edip, zabt et" düsturuyla hareket eden Fransa, bu fırsatdan istifadeyi canına minnet bilmiştir. Sekiz milyon halkla beraber dünyanın en mühim yerinde bir kıt'a-yı İslamiyenin idaresizlik ve ittifaksızlık yüzünden bu hale giriftar olması acınacak hallerdendir.. (Kadınlar) gazetesi karıların vazife ve fa'aliyet ve cesaretlerinden bahs ettikden sonra, karıların askerlikde olan maharetinden (Riks) isminde Polonya kızının, Polonya ihtilali esnasında Moskof Kazaklarının zulüm ve vahşetine karşı, Polonya efrad ve köylüleri arasında (Riks)in tebdil-i kıyafetle ettigi muharebe ve milletdaşlarını pusuda bekleyen Moskoflardan kurtarmak içün ettigi fedakarlık ve gösterdigi cesaret bu gazete karileri olan karıların a'sab-ı gururunı kabartdığı görülmüştür. Bizde aynı tarihlerde, Türk askerlerinden "Kara Fatma"nın kahramanlığından bahs eden yok. Çünkü Türk! Daha eski vakitde Türkistan padişahı (Tomuris) karı idi. Bunun muharebeleri ve hatta İraniler ve Farsilerin başında zalim cellad olan (Keykavus)un başını kesüb "müddet-i ömründe kan içmege doymadın. Şimdi istedigin kadar iç" diyerek kanla dolu bir fuçı içine atdıtdığı tarihdir. ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ - Okumayınız - Bugünki gazetelerin heman tekmili Fransızların İspanyolların Tanca'ya asker ve zırhlı gönderdigi havadisler yine ve Fransa'da "sosyalist" reisi sıfatıyla Fransa hükumetinin Meclis-i Mebusan'ın tasdikini beklemeyerek, Fas'a asker ve bundan sonra bir takım yalanlar, saçmalarla doldurulmuş olması esasen can sıkmış olmağla, resail-i muvakkateye bir göz atmağı tercih ettik. Lakin hangisini okumalı? (Mai Risale)nin en yenilerinde vaktiyle İngiltere Kralı Sekizinci Hanri ve karıları en dişe dokunacak makalelerden. Lakin eski tarihleri tekrarda da bugün arzu hasıl olmadı. (Parlamento ve Siyasi Mecmua)nın uzun bendlerini tercüme itsek, derece-i gazetemizin sütunları müsaid degil. Mab'adlı da isteniyormuş. (Paris Mecmuası), (İki Dünya Mecmuası) heman o biçim. (Hukuk ile Sulh Risalesi)? Böyle bir sulh olsa idi, Avrupalılar onu da bize bırakmızlar idi. Zaten mündericatı unvanıyla mütenasib degil. Sosyalizm risaleleri, kabil-i icra olmayan nazariyelere hasr-ı efkar namına gaib idilen vakte yazık. İlmi ve fenni makaleleri halk anlamadığı içün, sevmediginden ondan da sarf-ı nazar. Ötede bir sürü felsefe cildleri toplanmış. (Felsefe) esasen hiçlik içinde. Namütenahi taksimat icra eden arabın didigi gibi "kellim kellim la'yenfa" (konuş konuş faydasız) cümlelerini tekrar etmekten başka bir şey çıkmayan bir batak olmağla, vaktiyle Frenklerin en meşhur filosofu ad idilen piç (Didero)nun (Denis Diderot) felsefesinden de, taksimatdan başka bir şey görülmediginden anları fi mab'ad hiç okumak kabil olmadığı gibi "okumayınız" diye tavsiyeye bile cesaret gelmiştir. O halde ne okumalı? Roman ve tiyatro mu okumalı? Bugün masal ve saçmalarla vakit gaib idecek zamanda degiliz. Lakin tiyatro görmeli, hem çok görmeli. Asıl vukuatı okuyunuz. Bu vukuat nerde olmuş? Nasıl yazılmış ona bakmalı. Niçün olmuş ve niçün böyle