Tefrika namarası: 18 Yazan: Ahmet Cemalettin —ZAMAN— Yeni Soyadı alanlar Bize bildirilen yeni Soyadlarımı hergün neşrediyoruz Kânımuevel 14 Madam “Lüpesko,,nun maceraları Yazanı Barbu Jonesko No. 9 İsmi dünya gazetelerine senelerce sermaye olan Romanyalı meşhur kadının aşk maceraları keri ileri! A Koydaki berp gemilerinden bi O ça bire yonmüni güstermel i İ bir kalağuz botu gönderi b 'Tirıminı Ka lagalık — *DeRobk, o gönderdi ve ayni O zamanda. icigraf/ kabloları kendi Bezareti — altinda — bulunduğundan malümati olmaksınn / İogiltereye hiçbir telgrafname gönderemiyece- bildird. - Mamaileyk bizi Elizabet , göndermek öze- ve emrimize bir flika tahala de eti Bu diretnotan kıç tarafında “llik defa olmak Gzere Amiral * De “Rebek, in erkânı harbiyesi komrodor| Ainirsl * De Rebek » ciddeo xa- K mükenme S ada İim Geziae d hbir İK KA SDi görüü höyük Aairelera hçt benı — Amiral hareketimden haberdar olduğunu ve beni gemilerder ine yerleştirerek Cebabı. ie iye beyetince değli, bütür ebetiyeci pek ” ailkim çe Hemco telllsi” mümkünee bur. — Burada — öğrendiğime 'Hlo düşman harokâtımı taraae 'ekmek ölere Çanekkale boğır Aymilmiyor. Erkknharbi. e iee Yarımadadaki Türk kum ni hakikf. azükdarı hakkında hiç malümet yör Donanma kumanida hereti ara. 'çok simalar var'l bupar, orlama keyfiyeti Ve hulya telakki Adlgorlar. İlastlk "Londearnklin dağım İldeci fırla kumandanı Liva “Amiral “Esiley, de bu fikirde B hu S H y çt e aa BZ aa £ ağkalandar Gerteriyer. ae HERETTAANUN. GAĞ o el — Üa ni g ge armiyordu. Bir terpido hücunuuu . keranmak için aç dlaire, darahiaden mukafıze edlyordk “ Albi kara müharebesine İştirkk tmlş olan ben, nihayet hayatımın *a büyük emellerinden birisine ka- Üzere idimr Deniz harbi lerine şahit olmak. Kaptan Gzerlade ayakta durüyor * 6Y ğği altında aahilin müp: Yüzlerce bahriyeli, “Hıristiyan as- , ilâhisini okuyordu. Gelibolu ve Anadolu kıyıları metrük imiş gibi görünüyor, hiç bir hareket göze çarpmıyordu! ha karırbad saymaliyöndem. Di Kandolu kıyasının büyülerici pano vamanı “ bülün. şaşaasile/ uznamış duruyor., Mansarayı daba iyi görer bilmek için ea yüksek çanaklığa kadar tarmandım. Sağda “ilk defa olmak üzere bukadar yüksek bir yere çıkıyordum. Çelik merdivem İerdes çıkmak, çaraıklara trman: mak ve sonra daracık bir delikten çanaklığa girmeğe alışmak için bir Bayli vakit lazım, Balı dülbahir Kumkale ve 118 Mart ) muhareber #indenberi büyük bir göhret kazan: aha birçok “noktalı Fakat geminin kuvretli. dürbünü köylünün birisi idi. “Kabatepe, elddl sürette tah- O gün pazar sabahi olduğundan. kaş üyerteşinde diai merasim yar iyordu. Yüzlerce bahriyeli 've silâh endamın hep birağızdan araz- Jarı çıktığı kadar bağırarakı "Hirle- tiyan aekerleri ileril, ilâbisini oku: maları müheyyiç bir manzara teşe kil ediyordu. Hiç şöphe yokki rözgür bu sesleri bir mil mesafe- den daba yakın bir yerde bulunu kâfirlere (müslümanlara demek götürüyordu. Bugün izabet,, Saros - körferine kadar bir. sürat ” tecrübesi - yaptı. Uzakta bir battı harb kruvazörü benzetilmiş bir Alman posta vapu- ru olduğunu öğrendim. |) Bu sab: te barb gemisini uzaktan hakikt bir muharebe kravazöründen ayırt etmek eldden müşküldü. Aymı var manoda. bu sahte. gemilerden. bir goklarımın yapılmış olduğunu da öğ- zendim. Bunlar “Lerd Fişer « ile bahriye nazırı Mister " Çorçil, İ ihtiraları imiş, makantta' denizalti gemilerini aldatarak ba sahte deük- netler üzerine ecip etmek fimiş. Evasen. sahte İafleksibl kalede hiç bir iye Malkaya, gönderildi v yolda ” bir mizalir gemlsi tarafından balinlak Bilimare Takriye ada Tinde anlatıldığına göre sahte maz arebe " kruracürata ” derpillemi 'olan Alman denizaltı gemisinin sür verisi gemi batarken tahtadan yaz Pilmip “olan taretleri ile (30) sabti. metrelik toplarının su Getücde yüz- mmeğe başladığım görünce adamca- Bt aklımı oyaatasış. Öğleden vonra da Çanakkale bo- garında karakol yaptıkada” düç aa kendini | görtermedi. Herac kadar topaa aBi “Ahlaey. "e temadiyen Türk topları ve küvvi İeri gördürünü sabediyor idine'de kiket halde genç zabitin 'ancak muhayyelesinde meveud Idi Künden sürari "Armatrong, kaplan oAT açılmanına müsede el kalf. bir ademi üraaceleneceelr Te sermiş olduğunu ve ba kane Te aşkamaldar nnn di glememiş Müğünü eöşliyor gia iylüye Devamı var İA Tei , bata harp kravazrü bu müddet sarfında VA mari) Hülcmanda altış - aldağu röhaeleri tar ediyoruz. Yeni Soyadı alanlar ve aldıkları adinr şunlardır. Örkan — Çargı Maliye tahak- kak tebliğ memuru Celâl, er — Emniyet Müdürlüşü Üçüncü şabe üçüneü kamım memure larından Mustafa, Ünlü — Emniyet Müdürlüğü üçüncü şube Üçüneü katın memur- daa. Mazhar. Akdoğan — Emniyet Müdürlü- Cengis — Haliç girketi azemurlarından Salih Akınan — Velada. kovacılarda 95 mumarada Sıdıka Abi — Sonposta gezetesi idare Kıyası — Baş konsalos müte. kaltlerisden Alİ Refik, oğulları Errurumda — Jandarma — Yüzbaşın Şefik, Galatasaray lisesinde Celâdet ve kardeşinin oğlu Zafer torpitosu zabitlerinden Saffet ve aileleri. Akdoğan — İstanbul Evkaf aka- çat Beyoğlu tahakkuk — memurü Muhlle. Atalay — Maliye vekâleti baş mürakapliğinden — mütekalt Ömer Lötfi, karısı Mesture, kızları Servet, BSaffet, Saibe ve oğla Enver. Özer — Mühafasa merker hi 'et amlrlerinden Aziz. Ertanç — Mahafaza merker k İri Falk. Üsküdar gümrük leri Ayşe ve Çalgan Z Ülküder ” gümrük aaabafaza memuru Âli Riza ile oğulları Seyfeddin, Servet ve kım Nevin. Ülken — Bozdoğan kemerinde kömüreü - Veysel ile kardeşleri. Çetinerdir. — İnegöl müsllimle- Cemal ve kardeçi / İstanbal Posta nakliye memuru lkon sında Fonde dö kidenberi Dogan — Denir matbası müs tahdemlerinden Ahmed. Çarelay © Ayai , pögraf satan Mehmed. Öztürk — Ayni matban ueta tarından Sami Demirey — Ayai metbar oe talarından Mehimed. 'Özay — Ayai matbanda maki. let Hikene Ayni matbanda ma- ktnist Salıh, Yıldırım — Ayal matbasda An- talyeli Hürgid, — Ayni matbasda mü- cellid İhsan. Gürey — Derlet demiryolları Te kumında / Fethi Ragıp ve Az- kara örlemektebi talebesinden Mür müdürü, Talay — Zonguldak liman baş- kanı, İmer — Zonguldak Ticaret odam başkcar Aykut — Zonguldak belediye başkıar 'Âlper — Zonguldak Kültür mü- dürü, Bozalp — Zonguldak aekerlik Zonguldak maden muz. melât müdürü. Albayrak — Zonguldak möd- detemumisi. Erger aydarpaşa posta ve telgrif memuru Çetin Kâzım, Akın karsuguz — Zonguldak Gürsey — Desii göreteni sahibi, eti acenle Memtaru Güneri — Zanguldak Anadolu Ti validesi, çocakları ve Bekirköy | *İtan mubabiri, Banıt febrikanada barıt mütehan, | £ Ergene — Madenci / Süleymen « Zahtü ve ailesi Sarrı ve kardeşleri. Aydoğdu — Edirnekapi/ Salma tomrak tatlıcı sokak 19 mumarada Samiye, do — Hallç vapar girketi ver memurlarından Selâhaddin. Kirgıl — Haliç girketi ser me- anurlarnda Alir " ' Güner — Haliç şirketi memr. larından. Abdülkedir. ve / kardeşi Görele anbarında Mehmed Ali. Rüngül — Haliç şirketi memer- larınden Örhan.” Yumurta ihracatımız 1934 senesinin ilk on ayı zarfında İspanyaya 37,750 kı tal yumurta göndermiş bulunu- yoruz. İspanyaya 18 memleket “yumurta göndermektedir ki bun- darın başmda Belçika gelir. Ay- Bi müddet zarfında Belçika İ panyaya 72,070 kvintal yumur. ta inci derecede biz gelmekteyiz. Üçüncü dere- cede Bulgarlar gelmektedir. Bu müddet zarfındaki Bulgar yu- arta lizmca 26071 krlataj. Zahire satışları ve ihracat Mersin — borsasında — hi raretli buğday satışları yapıl- mıştır. Bu arada bir gün için- de (175000) kilo buğday 30000 kilo burçak 6000 kila da ha- Tp satılmıştır. Dün şehrimizden de 480 ton 9001 kilo sabunluk zey- 'tin yağ ve 5000 kilo tiftik ihe raç edilmiştir. | Yurttaş Bankcalar da/ biriken para- farınız 40 milyonu aştı. 50 Milyona varmalıdır. Ş stünmek çi akada tarsenade b mayordu. Zt Milli İktısad ve Tasarruf Cemiyeti imar — Samatya - Tahelldar. mnahallesi 37 numara Sıyami Osman. Bir Mektebin adı ve bir. Meb'usun soy adı *İnkilâp Liseleri, Mminl Ş“YGce Ülkü,, olarak değiştirmiş, bu oku: Trabaon saylavı Nebi ( Ülkümen ) soy a mücasisi eti Dabiliye güme TÜRÜ baş musyene memurlarından Nurullah, Üzüm ve incir satışları Üç:gün içinde İzmir Boraa- sında üzüm ve incir üzerine hararetli — satışlar yapılmıştır. Bugünler — zarfında Borsa da 3372 çuval kuru üzüm ve 734 Bu çuvalda incir satılmıştır. malların hepsi ihraç edilmi, Kutlu bir nişan Elektrik girküti mnemnuz Nibadın oğle Bey Vedat Nibatla Ba- k yakıal zaberliğile yapılmıştır. İki tarafa Gönenç dileriz. Tekaüt isteği Fırka Fener nahiye kurultayı Cumhuriyet halk fırkası Fes 'ner nahiyesi Kurultayı 1 inci kânunun 14 cü cuma günü S. 14 te Fenerdeki nahiye merkezli caktır. — #enin için yetiş- Onları bol bol yeki köye ünün yürü güleda, A bktnat ve Taaaaret Cemiyeti Biz aldırmak- istemedik. Fa- | kat yavaş — yavaş Madam galebe çaldı. Biz de düşüm meğe başladık. — Acaba bir tehlikeye mi uğruyorduk! kikat öyle idi. Madam, kendisile Karolu tehdit eden her tehlikeyi peşinden seziyor- du. Ooun için ertesi sabah, trafa gör kulak olduk. Ya nci adamın hüviyetini anl dık. Meğer bu adam Roman- yadan gönderilen bir. hafiye imiş. O da Karolun aleyhinde çalışanlarla birleşik imiş. ladam - Lüpesko, Karolün düşmanlarım o kadar hesaba alıyordu ki onun her yemeğini kendi. elile bazırlıyor, ve bu sayede onun bu yoldan . bir aarruza — uğramasına — karşı geliyordu. Zaten Karolu zehir- lemek için de bir teşebbüz vuku bulmuştu. Madam Lüpes- ko, bu teşebbüsün tekerrürüne imkân - vermedi. Arasıra — Karolün — madam Lüpeako ile şöyle konuştuğunu işitiyordum : — Bu gece uyul Merak llecek bir yey yokl — Teşekkür ederim. -Fakat dikkat etmek daha doğradur. —Fakat her işi de senin yap- mana imkân varmı? — Zarar yok. Bu / macerayı yazıyorken ba- 'a benzer manzaralar — gözü- mün önünde başrü neşrolu- Buyor. Dostluk ! Zaten bana yıllarca devam 'edem macerayı bu çeşit man- zaralar öğretti. Bu' manzaralar. adeta bir irmak — gibi akar Yalaız bu irmak kâh sağa so- Ja döner, küh ana — yolundan çıkarak başka/ yollara - sapar, fakat daima yürür, daima ile- riler Hikâyemizi Karol ile Lüpes- konun trende buluşmalarından kutub sonuna kadar, sırasiyle anlatmak, bikâyenin — rubunu öldürmeğe benzer. O zaman iki taraf arasında aşk yoktü. İki tarafın tekra buluşmaları için söz geçmemişti. Madam Lüpesko, o taman Karol hakkında ne - düşünmüş olursa olsun, iki taraf bu ta- sışmayı uzatmak için biç bir karar vermemişlerdi. Karolan o zaman bu kadın hakkında bütün düşündüğü, onun çocukluğunda - başından geçen bir macerayı batırlatmış olmasından ibarett Bir aralık- ikisi de birbirlerini| unutmuşlardı. Tekrar buluşma- Jarının arasından bir hayli za- maaa geçmişti. İkinci - mülâkat, Romanyanın - Josoy - gehrinde vukü buldu. Karol, orada asker! bir memuriyeti ifa edi- yordu. Bunun neticesi olarak ikisi siyafetlerde, — kabullerde buluşmakta idiler. Bu sırada kayde değer bir ibidir. Karolu sık sık görüyordum. Fakat onunla bir defa bile konuştuğumu — hatırlamıyorum. Yalnız bir birimizle hararetli selâmlar mübadele ediyorduk. Bu buluşmaların bana ne ka- dar zevk verdiğini anlatmağa Tüzum görmüyorum! Anlaşılan Madam Lüpesko, Karolu serdiğini, evrelâ las nlamış. Fakat bu. aşk- akmıyacağını takdir etmiş. İladamı Tüpeske bu sıralarda “Karolu nekadar — Karoln yalnız. doğuş iti- bariyle değil, fitraten de bir prens sayıyordum. Kendisiçok asildi. Ben ona karşı hayran kalmakla, onu sevmekle herke- sin hissettiğini hissediyorum. Madam biraz düşündükten sonra ilâve etti: — Gerçi yine onu seviyor düm. Fakat bütün memleketi ve halkıda kendisini sevmekte idi. Onun harb sırasında göz- terdiği cesaret daha sonra a: kerleri korumak için harptea sonra girişliği savaş onu her- kese seve Karol ile Helea Lüpesko ay- rilmak üzere - idiler ve bu ay- rılma devri epice — uzunsüre- cekti. Çünkü Karol, birdenbire Bükreşe davet olundu. Onun müddet mukaddem madam Zizi Lambrino ile izdivacı saray aleminde, siyaset mehafilinde görültüler — patırdılar çıkarıe yordu. Gerçi — Karolum, İasayden ayrılması Helen — Lüpeskoyu müteessir etmişti. Fakat bu hâ- disenin Karol için bir. manasr yoktu. Çünkü Karol, hayatının en büyük buhranlarından biri- ne dalmıştı. Onun dimağı ve kalbi. teşevvüşler içinde idi. Kızl saçlı Helenin onun üze rinde bırakmış olacağı her te- siri, onun şahsi dertleri mah- vediyorda. Karolun aile haya- &, bozuktu. Onun - etrafında kasırgalar toplanıyordu. Ken- disi daha henüz çok acı bir darbeye, inkisarı bayal darbe- sine uğramıştı. Ba babranın masıl hasıl o duğunu, Karolu ne - müthiş işkencelere sürüklediğini, saray entirikalarının onu nasıl kırıp geçirdiğini, onun ilk izdivacını nasıl muvaffakiyetsizliğe uğrat den bir sene uzaklaşmıya mec- bur edildi. Onu uzaklaştırmaktan mak- sat, karısına karşı olan aşkımı denemekti. Bir yıl geçtikten sonra onun aşkı sönerse me- sele kalmıyacaktı. Sönmezse 'ona göre tedbir alınacaktı. Ka- rol bu sene geçtikten sonra memlekete dönünce kendisini entirika ağı içinde buldu. Bu müthiş ağı kabine nazırı ve saray erkânı örmüşlerdi. Kendisi bu ağdan kurtulmak için uğraştı, çalıştı, çabaladı. Kendisini bu sırada uzaktan gözetliyor, onun nasıl mücadele ettiğini görüyordum. Mukadderat Karola çok ta- haf oyunlar oynamıştır. Bam ların en fuhafı, onun bayatın. da geçen dört mühim bubre dan sonra Madam Lüpesko ile birleşmesidir. İkisi. Transilvanyada yapılan askeri — hareketler — sırasında trende — karşılaştıktan — sonra tekrar. birleşmeleri / için tam dört sene geçti. Bu birleşme ikisinin de kayatı Üzerinde te- icra etti. Bu. mülâkatın bilhassa Karol üzerinde tesiri kat'i idi. Çünkü Helen Lüpes- ko, istikbali hakkında kararını vermiş ve hayatının bütün akı- şını değiştirmişti. Şov Kiselif, Bükreşin şan- zelizesidir. Yani en güzel cad- desidir. Burası Bahar n minde pek nefistir. Bir şairin rüyası sanki canlanmış gibidir. Devamı var