Eylâl 19 Adaptasyon | Geçenlerde ve “Sütun'ar sanda, sütunumuzda çıkan Adap- tasyon / Cilveleri - başlıklı yazı Münasebetile okuyucularımızdan biri adaptasyonun ilmi manasını soruyor. Evvelce adaptasyon fizyoloji attılâhlarındandı, gözümüzde bir için vu. ifade Bu değişiklikler bakış | in vakunnda gözün ecza- | sında ve adalelerinde başgös ifade için accomodation tabiri A smum A zz B a rrasi llllll! Bunun İuılnccde kar- Yazar Bügün otür yaşını bulmuş. olan herbangi bir Türk için Ankaradan kalkıp' Lübaanı / dolaşmak, sonrn İraktan geçip Bağdadı ve Musulhu görmek harap birterih içinde ger- Türk, Suriyede, Lübnanda, ıtlaka böyle bir Çirir. Oralarda Türkün yüz Harihine birkaç a ilişip kalmış () ve sonra ihanetle, cinayetle, kanla, joni gine oralarda harap yaşaman İntenen bir yurdun masıl maskcelen: diği, astaltlar altında nasıl vi . Beylü'bas bırdığı Seyahat notları böyle gören “ire böyle sezen bir seyyahın wt Hedelerini, tahassür'erini ihtiva odi gn Ezer, birinci satırından sonun. a satıra kadar heyecanlı. İ “ile yazlınıştır. Soriyeyi. dünkü l Vdle değil - buçünkü — çekresile tmekten hem eza, hem haz. dür ayaı aei kebessümü Bağdatta da, Masulda da İt göze çarpıyor. Salühattin Emin Bey, — bütün — seyahat — müddi yce Falih Rifkı Bey gibi düşün: üş ve notların'da adeta onun yazmıştır. Fakat - tasrih Z naıî“'ı'ıi,xx Ankara - Lübnan - Bağdat seyahat notları alâhattin Emin —ZAMAN— ö y POLİSTE Bir hademe dam- hangi bir uzvun bazı icaplara, zarüretlere binacn kendini yer zifeye uydurması demek- tir. Meselâ Yarasa kuşunun ks natları kanat değildir. Bünyevi teşekkül / itibariyle biç — kuşa benzemiyen — bu bayvanın — ön ayakları ve bilhassa ön ayak- Jarının dört parmağı hadd'nden ziyade büyümüş ve aralarında bir ince zar peyda olarak ayak, kanada benzemiştir. Tekâmül Felsefes intibak keyfiyetine bü- eserlerini iktibas gelişigüzel etmek manasına kullanılmakta- Felsefi manasını düşün- Dil Hit en küçük intihal ve iktibas şa- iberi taşımıyor. Fikirler, yer İlgde, tazedir. Yalmız iki sında ve iki muharririn düşünce tarsında hayrete değer bir benzere lik var, Salâhattin Emin Beyi okur- ken Gbürünü okur gibi oluyoruz. Bunun haz ala ala ukuyoruz demek AİNİKLARİA| SEYAKAZ L Ü B P| IZİR olduğunü — söylemeğe hacet - yolı Muharririm aramızdan çekileiş mee- dekdaşlara, arbık dilsizleşen - insanı Jara bazan taşatması da bu. haz veren üzlüp arasında nahoş görün- müyor, yahut incilmeden geçiyor | Kitabın. bamlışı da, işaret olun- miya. değer bir. nefasettedir. Hele kap, eldden bir zarafet nümun! dir. Vaktile / kitapların, hele b şların güzel basılması y olunurdu, daha- doğrusn “matbaacılık Nefis sanatler cümlcs den addolunarak bu mefbuma lâyık itina görürdü. Çoktenberi bu, ih- dan düştü Emirganda Balta Iimanındaki Balıkcılık mektebinde bir kaza olmuş ve bir genç tehlikeli su- Tetle' yaralanıdıştır. Mektep hademelerinden 22 yaşında "Tabalar-etöyRir> solu: larını — dartın keslrlarına mmak Üzere dama çıkmış ralık şiddetle esen rüsgörm İyle müvazenesini kaybede. damdan aşağı yuvarlanmış r sürette yaralanımıştır dan Zabıta/ aberdar edik miş yarah tedavi edilmek üzere Carrahpaşa bartanesine- kaldı lmıştır. Bir Şaröğlkei küvanı Fatihte Sultanselimde Çukur bostan tesmiye edilen mahalde Yaninin habça dıvaeı. dibinde atlar arasında bir şarapel ku: Yaci hattti va Xuibtayo tes bim edimiştir Glis, bu şarapnel kuvanının .da me suretle bulunabilece- ik otmaktadir. Ti yangan hadlmei Dün; Yeni postahahe binası: a arkasındali Bekediyeni İkulauna ati 'H Siyii Oradaki kağılları tutuşturma: siyle ateş çıkmıştır. 'Çöp sandığında fazla ktğıt bulunması dölayiyle ateş el duğu yerde büyümüş, etraftaki. ten korktukları için kaberder. etmişlerdir. Biraz sanra itösiye de gelmişse de azamana kadar aleş söndür Tülaüştür. Dün bu hâdise gekirde Yeni postahane binasında yangın çık- T şeklinde şayi "olmuş ve Aliye yangıamdlan gödleri y Jahlar telâşla yangın mahalline koşmuşlardır. Boş-evden söküleb 'tur lumbalar nasılbulundu? Pangaltında devriye gezmek- GŞ EC İ Sahi kale ile Ücrlenekte slan bir adamın halinden. şüphelen- mişler ve çevirmişlerdir. Polisler, bü adabim maruf sa. alduğunu görmüşler ve kül yide muayene etmişlerdir. P fisler, küfe içinde iki tane su 'den Aalıp nereye götürdüğünü Muzafferden sorunca, sabıkalı hirsiz. şaşırmış, saçma — sapan sözler söylemeğe koyulmuşsa da işin içinden çıkamayacağını anlayınca nihayet itirafa mec- bur kalmıştır. Muzaffer bu tulumbaları Şiş lide Kaytan sokağında 1 nu- maralı boş bir evden söküp çaldığını anlatımış ve polise tes- Tim etmiştir. Polis bu azılı hirsızı Adliye- uğratıldı. An at seyahat notları, mavbaacılığın at ve nefir. bir sanat sayıldığı gönleri hatırlatacak bir. zarafetle bazılasıştır. - Ezeri, bu itibarla da, ekuyucularımıza tavsiye ederiz. Elâziz 12 ( Hunusi ) — Elâzizin güzel bir kazası olan Ergani — bakır madeni — yalnız Türkiyenin değil hatta dünya- mühim ve en zengin den. biridir. Siyasi, mali ve iktisdi cep- helerde pek mühim tahviller vu- cuda gelireceği şüphesiz bulu- 'man Ergani madeni bakırının milletimizi ne derecede alil meydanı tedavüle ikrazı in en küçük köyleri- mizde- bile stın alınmasile anlaşılmaktadır. Hükümetin Ergani madenine verdiği — iktisadi kiymet ” ve ehemmiyet dolayısile Fevzipa- şa- Diyarbekir — demi İaşaatının ikmali için bummalı bir fanliyet sarf edilmektedir. cak ve fabrikainşaatını demir- yolu inşaatı proğramına uygun bir surette tertip eden bakır girketi dahi tren girdiktenson- Ta, istihsalâta başlamış olacak- tır, Maden nerede ? Ergani madeni Elâziz Diyar- bekir arasında ve Mihrap dere- ğrında ve kasabanın kena- rından geçen Dicle nehrinin Garbindedir. Maden ile Diyar- bekir arasındaki mesafe 85 ve Elâzizle maden arası 75 ki metredir. Bakır madeni kasa- banın takriben bir buçuk kilo- metre Cenubunda ve şehirden 250 metre irtifada nisbeten düz ve fakat sarp bir mevkide Şi- malen Mihrap deresi ve Cenu- ben Yandere; meyyal bir yamaç üzerindedir. Maden sahası Dicle nehrin- den 260 metre irtifada bulun- maktadır. Maden bugünkü şekline gö- re, dahilt bir valkan. tesiri ile teşekkül ve tahaccür etmiş olup kalın ve kısmen ince kükürt tabakaları ve çakıl taşları ile bakırdan mürekkeptir. Mesahai satbiyesi 30 bin met- e murabbat raddesinde tahmin edilebilir. 1917. 1918 senelerinde ma- denin bulunduğu yerin muhte- Tif noktalarında bir heyeti fen- niye tarafından 37 sondaj ame- liyesi neticesinde 2.5 milyon ton bakır cevherinin mevcudi. edilmiş ve 1925 se- nesinde yapılan ik'nci bir tara- ma ameliyatı bu miktarın üç Öndümüzeki sene madene vara- Madenin i;arihçesı - Gelecek sene istihsale başlanacak milyon tona baliğ göstermiştir. Madende daha büyük sondaj ti icrası çok. külfet ve masrafa mütevakıf bulunduğun- dan madenin hakikt zenginliği hakkında — şimdiden bir fikir edinilmesi müşküldür. Bunun anlaşılması ancak ba- kır isti başladıktan ve ha boşaldıktan sanra kabil olabilecektir. Bakır madeninin tarihçesi Maden binlerce sene evvel mevcut idi. Buna dair yazılmış bazı, eserlere göre, bu maden milâttan 2000 sene evvel Asu- riler tarafından keşfedilmiştir. Bundan ikiyüz sene muked- dem Gümüşhne ve Samsun ta- taraflarından hicret eden bir takım aileler buraya gelip yer leşmişler ve kendi hesaplarına bakır istihsaline başlamışlar, h- kümet 1850 senesinde burada bir mağara küşat ve hir gülh olduğunu ne tesis ederek idareyi üzerine almış ve 191S senesine kadar bakır istihsal etmişlir Mevaddı fıkdanı dolayısiyle istihsal 1915 senesinde tatile uğramışt Bakırın vaziyetini tesbit hükümetçe tayin ve izam olu- 'nan bir komisyon 1917 senesi Temmuzundan 1918 Teşrini sa- nisine kadar burada çalışmış 've yaptığı 37 mühtelif sundaj ameliyesi neticesinde bugünkü maden mevcudünü — meydana çıkarmıştır. Bundan maada 1917 ile 1918 senelerinde askeri bir hey'et tarafından 175,000 ton ham bakır istihsal edilerek Al- manyaya ihraç edilmiştir. Ergani madeninin hükümet tarafından işledildiği 66 sene müddet zarfındaki istihsal mik- tarı 265,000 tondan ve dan evvelki senelerde- istihsal edilenle beraber umum istihsa- Tât yekünu 540,000 tond anib: bün- Madendeki izabehane Bakır girketi istihsale başla- mak üzere icap eden tedbiri almış ve imalâthane sahasında takriben $00,000 metre mik'a- bi toprak tesviye edilerek beş adet anbar ve bir. muvakkat elektrik santralı tesis. ve inşa santralına vazedilen Disel jeneratör motö- 295 beygir kuvvetindedir. İmalâthane sahasının üstünde bir su havuzu derdesti inşa olup bu Diyarbekirde Elektrik Diyarbekir TI — Ganz Şir. ketine ihale edilen şehrimizin Elektrik tesisatına sarfedilmek üzere Belediyeler. Bankasından 200,000 liralık bir istikraz te- mini için Belediye reisimiz Şe- ref bey bundan yirmi gün ev- vel Ankaraya giderek, yaptığı temaslar neticesinde istikrazın akdine muvaffak olmuştur. Maliye vekâletinin kefaletiyle Belediyeler Bankasından yapı- lan bu istikraza karşılık olarak Belediyenin gümrük hissesiyle diğer varidatı gösterilmiştir. Bu vaziyete nazaran şehri- mizin Elektrik işi tamamile ta- hakkuk etmiş demektir. Yalnız öğrendiğimize göre, son tetki- kat üzerine şüt mahalli değiş- tiği için yeniden bir kanal aç- mak zarvreti hasıl olmuştur. Halbuki eski keşifnamede eski bir kanaldan istifade edilecek- ti Eğer bu. keşif mucibince yeniden kanal açılacak olursa, bedeli keşfin bir kaç misli faz- İalaşacağı muhakkaltır. - Esası tetkikata başlanmıştır. Bilecikte pancarcılık Bilecik 17(A. A.) — Bugün Jlâyet dahilinden 34 bi ton pancar alınmıştır. Havalar kue rak gitmeseydi yekün çok fazla Köylü pancarcılıklan memnundür. Yol inşaatı Tokat 17 (A. A.) — Vilâye- 'tin her tarafında yol faaliyeti- ne başlanmıştır. Yollarda 7.000 amele çalışmaktadır. Tokatta imar Tokat 17 (A A)— Beledi- ye mütehassıslara şehrin hari- tasını yaptırmaktadır. Plân bi- ter bitmez şehrin imarına baş- lanacaktır. olacaktı. havuzu ileride izabehane maki- nelerinin soğutulmasını ve elek- trik santralına verilmesi icabe- den suyu temin edecektir. Dicle kenarında tesis edilen diğer bir su hazinesine Dicleden alınacak su tasfiye edildikten sonra borular vasıtasıyla yuka. riki su hazinesine nakledilecek: Bundan başka imalâthane sa- hasında (185) metre uzunluğun- dabir duman kanalı tesis edil. mişti İmalâthane sahasındaki iza- behane ile elektrik santralının demir iskeleleri ve dört adet müteharrik vincin inşası bu se- neki inşaat proğramına dahil bulunmaktadır. bir oyun plâği koydu. Zihnen l bir fokstrot oyayyabil İşin çareler arıyordu. Fakat bir tevarülle ayni geyi Se- 'te düşünüyordu ve hatta sene- bağlı apkana düyüncerini fınldı. — Yalaız benimle ve dalma Tefrika No: 15 karışarak, ceketl eririp çekerek kendilerine düzen yesiyorlar ve birer dam> seçmek için gözlerini Hanımların - üzerinde dolaştırıyorlardı. Bülent te ayağa kalkınıştı, Sevinci oyuna davete haz ırlamyordu. Belma, — dudaklarını süriyordu, bir hamle göstermek ve çe kendine çapırmak isyakiyle kavranıyordu. Salm Bey, önünde. işilmek bzere di Dul Naz siye, sâkindi, oyuna kalkmamayı bu dekarun İlk hareketini, umul- Mehlika Hanım yap) * oturduğu yerden bağırdı. — Bülen. Bey, beni danen 1 —Ohalde, dedi, siz de benimle! Muhtar, yanaştı ve Bülendin. için gramofonu idare etmek külfe. tini üstüne aldı. Âdil Bey, yine pi- yanoya dayanarak bir sigara yaktı, Saim Bey dal Naciyenin yamına sokuldu, O yatar gibi / kanapeye vzandı tasarlıyordu. Kıza bir saniyenin içine mğan © küvvetli — ayakların şeyrediyordu. Âdil Bey, yer gibi Mmriyor dumanları püskürüyordu. a attı, pencere seyre daldi.. İçinde bir kargınlık, Bölent için de hir kou Azınlık tekevvün ediermişti. Daha dün piflarda onunla başbaşı aşk- 'tan ve kendi aşklarından bahtedip heyecanlı dakikalar - yaşamışlardı. Bugün o, başka bir erkeğin yürüm de emellerini” yürdürüyorde Âdi Bey, bunu genç kızin heresiliğinc, hoppalığına vermiyardı, - Bülendin uğurtuzluğuna atfediyordu ve onu kınıyordu. Sevince karşı Bülendin damla karalya arasında bulünmasi icap eden mesafeyi ortadan kaldır. genç ressamın bir benziyen göğrüne yaziyette - dönmiyor, Hehlika Şa bir darbe vurmayı da ihmal et medi, yanında oturan. Sain Beye in mahsuz ve karboy vaziye- tüni gösterdi. — Refikanız, dedi, bakın ne gü- zel oynuyor? © olunan yere/ güzünü çevirmeğe İüzüm görmedi, bakış- Jarını genç dülün berrak gerdanina akıtlı, iştihalı bir şive ile cevap verdir — Benim de burada, sizin yanı- mızda kalbim oynyor. Elinizi göğ- maşasına daldi. Artık kendine ra- kip gördüğü Mehlikayı derin derim darassat ediyordu ve onim ağır bir vücut elmaktan çıkarak / Bülendin bir tüy halini / aldığı Ymühimsemiyerek hâlâ kendi n sayıklıyordu: —Siz de öyle bir alıcıklık var m. Nevakit ime bir. baygınlık öyleyim, a ucuna düşmekten korkuyorum. Kadın cevap vermiyordu, tarase yadunda devam ediyordu. Oyun da bitmek üzşre idi, plâk son nağ-