Kafalarımıza, kalplerimi- e, vicdanlarımıza ve çocuk- larımızın kafalarına, kalpleri ne, vicdanlarına yerleştirme li, yazmalı ve hatta kazıma- hyız çal : Atatürk, bizi yalnız müs- tevli ad kara Sul- tandan değil, bunlar kadar, bunlardan daha çok tehlike li, ka ve beter belalar: dan kur Dünyada b bir mille - tin iltilâli, bizimki kadar şü- mullu, bizimki kadar isabetli, bizimki kadar asil mâksatlar Bu, ne bir zümre ne m z aksız cihana ve tün çöküp (o yok olmuş bir meden'yete (okarşı yaptığı ihtilâldi Her mağdur milletin istik lâl ve refah yolu, bir sun uyanışına, bir dumlupı - nar savaşına ve bir Lozan zaferine uğramadan geçemez. Uğramamışsa o yol çıkmaz demektir. Türk ihtilâli, cihan ihtilâllerinin en güzeli, insa- ya imrendiricisidir bir Siisiyel, bizim cemiyetimiz o gibi kısa bir zamanda bir mededeni - yetin maddi, manevi tam müesseselerini sırtından ata - rak, yeniden müesseselenme ğe kalkışmamıştır. iz ölmüş bir medeniyet le bubranlı bir e nöbetle - rinden korunmağa mecbur duk.. tati hrkun yalnız Atatürke benziyen iradesi, bunun için lâzım olan bütün tedbirleri Idu: Milletini ve memleketini seven büyükler, başta Milli Şef İnönü onun yanında ça bird 1) ai lışmayı vicdan ve İdim lerinin en yükseği, en isabet lisi bildiler. Türk milleti ona inanmayı, ona Ep biri- cik bayat çaresi bil Ve Türk inkılâbı, “bölün sean en Hayır ve n hızlısı oOolarak dünyaya doğdu. Kemalizm. ve şark mil letlerinin istediği, özlediği bir din oldu. En ilerlemiş memleketlerin, en gelişmiş yazıcılarından o: “ bize Atatürk gibi bir şef lâzım ,, ra ve rada Ulus meyda si beykelin üzerinde şu cümle yazılıdır: “ Türk inkılâbının, Türk zaferinin en isabetli ve güzel timsalini Mustafa (Kemalde c- o gi duk. ,, Yaptığımız ihtilâli yığınlar a yaşatmak, yaşıyan ve ge lecek olan aesillerin kalbi - ne yerleştirmek için yıkılan ların yerine yenilerini yap - mak, kötü an için yeni ve canlı hamlelere ihtiyaç vardı. Türk milleti - nin yaptığı ihtilâl ve kültür hamlelerini ancak tarihlerine göre sıralamakla iktifa ede- iliriz. 19 mayıs 1919 da ( Mus- tafa Kemal ) Samsuna ayak bastı. Bu bir çift ayak Ana dolu toprağına değdiği za- man, Anavalanın her tarafı düşman çizmeleri altında bu lunuyordu. İlkinde, ona ufkumuzda doğan bir çoban yıldızı gi - bi bakanlar oldu. Bunlar bile yanlış ve kısa görüşlü idiler, lar tükenmez ışıklarile bütün memleketi birden nurlandır- mağa hâzır duruyordu. O gün, (Mustafa Kemal) Türkün ufkuna ( Mustafa Ke- mal ) gibi doğdu. O, milletine EbediŞef ve Milli ihtilâl ye hiçbir milletin ihtilâli bizimki kadar” ,Şümullu, bizim- ki kadar isabetli, bizimki kadar asil maksastlar i için yapılmamış tır. Bu, ne bir sınıfın; ne bir zümrenin ne bir sınıfa, ne bir züm- reye karşı isyandır. Bu, bütün asil vi Milletin biitün bir hak- sız cihana karşı yaptığı ihtilâldir. ürk ihtilalı,dünya ihti- lallarının en güzeli, insanisi ve Hema inanmaktan bir an bile geri kalmadı. İç ve dış düşman: larına karşı çelikten bir ka le Afyon cephesinde büyük taarruz başladı. Dumlupınarda Başkuman dan meydan muharebesi ol du ve Türk ordusu, dünya nın en şanlı Geli olarak teri” geçti. Ordu İzmire vardı; saltanat kaldırıldı, Lo zan imzalandı, Cümhuriyet halk fırkası kuruldu, Anka ra devlet merkezi oldu v nihayet cümhuriyet ilân edil di. © Her biri birinden büy olan bu hâdiseleri, ayrı, rı nasıl Bi Onların sade adlarını sağmak ve ta rihlerini sıralamak bize he yecanların en yükseğini ver meğe kâfidir. Bunlar, bu günkü hür, müstakil ve ör nek Türk milletinin yaradı lışından birer safhadır Türk milleti,bir asil i insi- yak halinde isti klal ve milli hâkimiyet arzusu ile Cümhu- riyeti daha 1920 de benimse miş bulunuyordu. Fakat 1923 te bir kabine buhranı bi Atatürk mebusları üç bu meseleyi münakaşe İnel üzere baş be bıraktıktan sonra, nihayet 29teşrinevvel pazartesi günü saat 10,30 da Parti grupuna geldi ve yele cek bütün böyle eri kökünden halleden - e kararını teşkilâtı. €sa- : “Türkiye devle- tinin şekli Cümhuriyettir.., Bugin, o büyük ve Ebe- di Şefin halefi olarak O başı- mızda bulunan büyük ve kah raman Milli oŞef İnönünün, Atatürkün bu işlerini daha do ğarken nası! kavradığını an- latan bir iki mi ez ğıya alınadan geçem “Çihan,bizim bir hükümel şekli öğle lal biliyor. Bu müzekerelerimizi bir ne- ettirmekten başka birşey de- in Bir vakıadan bahsede — Avrupa diplomatları ie sordular: devletinizin reisi yoktur. Şimdiki şekliniz deki reis, meclisin reisidir. Demek ki: Siz bir başka reisi bekliyorsunuz! — Dediler. Halbuki biz böyle düşünme yoruz. Millet hâkimiyetini bilfül eline almıştır. O halde bunun hukuki ifadesini söy- E .dar tetkikten uzak lemekten neden © çekiniyo- YUZ?» Meclis slkışlar ve yaşasın sesleri arasında Cümhuriyeti kabul etti. 158 reyle Cüm- hurreisliğine rn mebusu s (Mustafa Kemal Paş. çildi. Atatürkün, o gün söyle- miş olduğu eşsiz hitabenin şu parçalarını bu O bâdiseyi gelecek zamanlanda yazacak bir yabancı tarih bile alama- dan e ir: Son senelerde mil miri filen gösterdiği ka- biliyet, istidat, idrâk, kendi hakkında suizanda bulur anla- rın ne kadar gafil ve ne ka- perest insanlar olduğunu pek güzel ispat etti. o Milletimiz göstermeğe muvaffak olacaktır. Türkiye ğunu eserleriyle isbat cektir. Daima (muhterem ni ellerine çok samimi ve sıkı bir surette yapışarak onların şahısların- dan kendimi bir an bile müs. tağni görmiyerek çalışaca- ğım. Milletin teveccühünü daima istinad noktası telâkki ederek hep beraber ileriye gideceğiz. Türkiye Cümhuri- yeti mesud, müreffeh, ve muzaffer olacaktır nun, sözünü all tuğu,; yerine getirdiği, is- pata muhtac değildir. — map mesud, omamu; e oland imrenilen, Gi ii Türkiy yel Bizim Gi ve yüce- liğimiz, eşsiz ta- rihlerden lek “büyü ük, ve şanlı mirasımızdı, Fakat öylel bir zaman oldu ki, din dün ya işleri için manevela,dünya din işleri elinde oyuncak olmuştu. Hurafe, korku ruhları istilâ manı çıkarır gibi ruhlarımız- dan da bunları birer birer sildi, sürükledi, çıkardı. Mil- li ihtilâi bütün Türk milleti- ni gençleştirdi, ve eski yeri olan medeniye- tün Ön safına (o yetişmeğe hazırladı. Medreseler ve | tekyeler kapatıldı, şeriye mahkemeleri! lağvedildi. Bizi en az asır geride birakan pranğa- lar elimizden ve ayağımız- dan çözülmüş oldu. Atatürk, menfi o ruhlu- ların henüz O kımıldanırken boğulan sinsi hareketlerine rağmen inkilâp hamlelerini durdurmadı, eski ananenin en grg remzi Si başlardan a O, şapkayı pl ii 1 ürk milleti b milli kiyafeti sayıp hemen benimsedi. Büyük Ebedi Şefin baş * ladığı ve başardığı ee inkılâplar arasında ilk ele a O, memlekette muasır medeniyetten yi ğa, dini taassuba, da falığa en büyük alâmet ke fesi ortadan kaldırmak için, diğer her inkılâp hareketin de yaptığı gibi, m misali fi len kendisi ver 1925 ağustosunda Kasta* munu istikametinde seyahati” ne çıktı ve İneboluda genç” lere ve halka verdiği bir,ni tukta: “hakikaten O medeni sanın yim, anladıktan. sonra u şöyle bir serpu* şun kalbini söyliye* rek e şapkayı göster * di: “ işte v7 serpuşun adı şapkadır ,, dedi. Şef, Ankaraya döndüğü gün, ortada tek bir fesli kal mamıştı. Ayni heyecan Tür kiyenin her yerinde coşkun tezahurlara sebep oldu, fes" ler atıldı, bütün millet baş!" yetinden ayıran şekil fark larının en göze çarpanı ortâ dan kalktı. Ve bundan sonr# her medeni memlekette ok duğu gibi, kadınların (o d£ medeni bir kisveile hayats karışmalarına yol açıldı. lının bütün olasti zihniyete ve bütün çi ei ta" assuba karşı yalar anızl ve muzaffer olmasının bir timsalidir. j Eski kıyafetimiz gibi, k lebir kaç asır birden ilerle miş bulunmamızin bir,rem* zi oldu, Beynelmilel | saati kabul ed srek piyasalarımız"/ tanzim etmek imkânını bulk duk Sonu 6 ıncı sayfada Şapka inkılâbı, A ihtilâ&| bi iki < .> eco FZZ2EZ5 m i hiç A Hi; Ti) si de tin ti bö Pi Gi di 5 K "SOLE O: EE > VEE t .d 7 — A Rİ Ga ei