vv E T 29 Ağustos 1050 YENİ İSTANBUL Bayfa B ÜNÜN EKONOMiK HAREKETLERi 1 Numaralı işimiz: Tarım Tarım teşkilâtımız, memleket bünyesine hâkim olmalıdır. Türkiye çeşitli arazi formasyon. lar, türlü toprak — kabiliyetleri ve flora zenginliği yanında değişik iklim karakterlerine göre ber nevi tarım kültürünün en rasyonel gekilde top- landığı memlekettir. Tabit, coğrafi, içtimat ve nihayet geniş bir nüfua çoğunluğunun geçim kaynağı olarak ekonomik — hareket noktasının bütün imkânlarla ziraat ve onun yarattığı kıymetler Üzerin. de toplandığı bir hakikattir. Bu hakikatlere rağmen itiraf ede- lim ki, milli ekonomimizin temeli 0- lan bu dâva, lâyık ve elzem olan Tasanete eriştirilmiş — olmaktan çok uzaktır. Biz tarım dâvalarımızda he- nüz mürekkepten basite dönüş yo- lunü bulamamış vaziyetteyiz. Belki teferrüşt olarak övünülecek başarı- larımız var, fakat kül olarak gelişi güzel ve teknik anlayış ve istihsal. den uzak vaziyetteyiz. Memleket tarımının kalkınması ve aarın istihsal kapasitesine ayak uy- Gdürabilmek için, memleketin bütü- nüne gamil çiftçi ve köylüyü çeşitli ihtiyaçları ile çevreleyen bir tarım Programına İüzum vardır. Fakat memleketin - ekonomik te- meli, milit gelirimizin kaynağı olan ziraatimiz yıllar - boyunca — bügüne kadar kendi haline bırakılmış değil- dir. Pertodik olarak bir çok kereler ele alınmış, bir çok koöngreler top- danmış, teşkilâtlar kurulmuş, denen- Miş, raflar dolusu raporlar yazılmış, ecnebi mütehassıs heyetleri celbedil- miş, ziraat köngreleri İle en küçük meselelerine kadar teşrih edilmiş, fa- Kat netice yine halledilemeden bir Kompleks olarak elde kalmıştır. Mevzit olarak kurulan teşkilâtlar ve müesseseler ancak kurucuları ile örnürlü olabilmiş veyahut da şahst fikir ve kâprislerin tesiri ile — kuru- lup aksaklıkları yanında zaman za- man veçhesini değiştirerek memle- ket ziraatine faydalı olmak yolunda istikrar temin edilememiştir. Bugün için memleket — giraatinin Kalkınması yolunda yapılmış çalış- malar elde edilen neticeler kurulmuş olan bir çok mülesseseler ve mevcut eleman topluluğu bir tarım kalfın- masini yürütecek yeterliktedir. Ancak, bu kalkınma köy ve köylü Yle kaynaşacak olan bir tarım teşki- Jâtına bağlıdır. Zira, bugünkü tarım teşkilâtımız yılların kapsayacağı kanunlaşmış bir teşkilât programı İle mücehhez ol- madığı gibi, istihsal — bölgelerinden uzak bir çalışma sistemi ve merkezi idare zihniyeti ile istiklâliyete sahip değildir. Filhakika, bugünkü devlet teşkilâ- tımız içinde her vilâyette bir tarım teşkilâtı ve çeşitli tarım müessese- leri vardır. Fakat sadece varlığını idame ettiren bu idart teşkilât vilâ- yet ile vekâletin ayrı ayrı emirleri altında olup onun verimini hiçe in- diren yarı politik bir yazışma büro- sudür. Bizde ziraat müdürü ve onun emrindeki her birisi birer kıymet o- lan meslek mensupları o vilâyetin toprak kültürü üzerinde bir otorite değildirler. Köy ve köylü çalışmaları ile kaynaşamamışlardır.. Bugünkü durumları ile daha faydalı olmaları- na zaten imkân yoktur. Çünkü teş- kilât zümrelerinin arasındaki koor- dine çalışmlanın yokluğu, maddi ve manevi imkânsızlık, vasıta ve mi zeme yetersizliği lle merkezt idare gihniyeti buna imkân vermemekte- dir. 'Tarım — teşkilâtimizin — memleket bünyesine hâkim olabilmesi için köy ve köylünün içinden doğma ve ge- niş bir yayın servisi ile mücehhez yeni bir tarım teşkilâtının kanunlaş- tırılmam zarurldir. Ancak o zaman memleket ziraat- Yazan : M. Kemal Kurdoğlu X. Ziraat mühendisi çilerine, masa başında değil tarlada, Köylü içinde en geniş çalışma imkâ- ni sağlayacak bu kanunla paralel olarak, memleketin cografi ve tabit gartlarına göre çeşitli tarım üsulle- Finin tarım bölgeleri ile aınırlandı- rılması ve her bölgenin tarım kül- türüne göre bölgelerdeki mevcut ve- ya kurulması icap eden müessese- lerin çalışmalarına veçhe verilmemi, bölge teşkilâtınin tam bir meslek Kültürü ile Istiklâliyete sahip olarak çalışması sağlanmalıdır. * Memleket tarım — kalkınmasını, memleket bünyesine hâkim bir prog- ramla teşkilâtlandırmak hiç şüphe- siz ki, Tarım Bakanlığının vazifesi- dir. Ancak, bu dâva bir Bakanlık di vası olarak mütalâa “edilmemelidir. Bir memleket kalkınma dâvası oli rak bu yolda en geniş bütçe imkân- ları ile, yıllara sığdırılan bir. orga- nizasyon ve devlet — teşkilâtının her kolunda — yapılacak bir seferberlik, umduğumuz tarım kalkınmasına bi- z ulaştıracaktır. Aksi halde her geçen gün, geçmiş yıllarda olduğu gibi, ekonomik kal- kınma imkânlarımız hesabına telâfi- Bi güç bir zarar olacak ve 1932 yı- hında hâlen memleketimizde Marshali Plâni İdarecisi Mr. Russell Rorr'un babası Mr. Dorr'un başkanlığındaki “Türkiye iktisadiyatını tetkik heye- H" nin raporunda — belirttiği — gibi: “Türkiyede ziraat Alemi ile bu Ale- me ve bu temele hizmetle mükeller devlet teşkilâti arasindaki — münase- betler ıslah edilmedikçe bu düva bir edebiyat mevzuu olmaktan öteye ge çemez.” Avrupa Tütün Kontrol Heyetinin teklifi Strasbourg (Husust) — Tütün için bir “Sehuman Plânı” teklifi Avrupa Konseyinde — yapılmıştır. — Bu teklifi yapan Yunanistan Dışbakanı Çaldı ristir. Çaldaris tütün için bir Av- rupa tekeli kurulması lâzım geldiğini söylemiştir. Teklif ettiği plâna göre, “Avrupa Tütün Kontrolü ve Tütün Enstitüsü Tekeli” adında bir orga- nizasyon kurulacaktır. Merkezi Pa. riste olmak Üzere bu teşekktil Avru- pa Konseyinin kontrolü altında ka- lacaktır. İştirak eden memleketlerin - tütün tekelleri—İster Fransada olduğu gibi devlet kontrolüna tâbi - olsun, ister Britanyadaki gibi şahst — teşebblsi bağlı Bulunsun— yeni organizasyona tâbi *olacaktır. Avrupa Tekeli, iştirak eden mem. leketlerdeki istihsali kontrol edece- ği gibl. Avrupada yetişen tütünün Kemiyet ve keyfiyet bakımından iyi olması, ve lüzüumsuz ithallere — yer verilmemesi gibi işlere de bakacak- tır. “Avrupa Tekeli"nin kazancı bu teşekküle dahil memleketlere ait o- lacak yalnız tesbit edilen ufak bir yüzde Avrupa Konseyine verilecek- tir. Bu teklif Avrupa Konseyinin B- konomi Komitesine tevdi edilmiş bu- lunmaktadır. Çaldari Avrupa Asamblesine şun- ları söylemiştir: "Müstahsil memle. ketlerden Yunanlitan ve Türkiyenin hâlen hepsini ihraç edemiyecek ka- dar fazla tütünü varken iklimi tü- tün yetiştirmeğe uygun bulunmayan Belçika bugün tütün yetiştirmeğe ça- maktadır, Britanya gibi diğer bi zi memleketlerde tütün ithal edebil- mek için Avrupa dışındaki memle- ketlere dolar ödemektedirler.,, Karadeniz notları : 2 Trabzondan, yurdumuzun her tarafına göçler devam ediyor Trabzona bugünkü şartlara göre, yeni fonksiyonlar ve bir iktisadi gelişmeye imkân vermek için neler yapmalıyız? Bilindiği gibi — Trabzon — Birinci Dünya Harbinden sonra ticari vazi. yetini teârlet bir surette kaybetmiş- tir. Ortaçağdan beri, Avrupa arasında bir irtibat İlmanı, transit yolu Üzerinde birinci derecede iskele olan 'Trabzon, muhtelif âmillerin te- #iriyle, bu fonksiyonlarını muhafaza edememiştir. Böyle olmakla beraber Trabzonun, transit yolu vasıtasiyle, tekrar eski ticart mevklini elde ede- ceğini Ümit edenler çoktur. Hattâ gehirde — her / gördüğünüz — kimse, bu ümitle, eski Trabzonun haoretini çekmektedir. Her görüştüğünüz ga- his: — Biz burayı Birinci Dünya Har- Binden evvel görmüş olsaydınız der ki, bu çok doğru bir sözdür. Birinci Dünya Harbinden evvel, — çocuklu- ğüm bu şehirde geçtiği için, ben de hâfızama güvenerek, transit yolu İle, İrana gidecek olan deve kervanları- ni pek iyi hatırliyorum, O zaman, Trabzon, Avrupa ile, Şimali İran a- rasında, Çarlık Rusyası ile Doğu vi. Jâyetleri, ve yine İran arasında tran- sit ticareti yapan bir şehirdi. Odesa limanından vapur dolusu gelen ge- ker, katır ve deve kervanlariyle Do- gu vilâyetlerine kadar sevkedilirdi. Bu yüzden Trabzonda, muhtelif mil- letlere mensup büyük ölçüde iş yapan ticarethaneler, husust bankalar, tran- #it depoları, muhtelif milletlere men- #up tacir kolonileri, bunlara bağlı o- kullar, hastahaneler mevcuttu. Nü- fusu da (Sâlname kayıtlarına göre) 80 bin kadardı. Bugünkü şartlar altında, deveyle İrana mal sevketmek, eski ticareti ihya etmek mümkün değildir. Çün- kü bahsettiğimiz komşu memleket- lerde birçok değişiklikler olmuştur. 1. ran, cenup Ilmanlarına demiryolu iş- letmektelir. Daha umumt bir İfadey- le, zamanımızıh münakale vasıtala- rındaki tekemmül, bu yolün seyrini değiştirmiştir. Böyle olduğu İçindir Ki, gehrin nüfusu zamanla 30 bine kadar inmiştir. — Şehirde işler azal. mıştır. Şimdi yalnız dükkânları işlek bir halde olan bir ticaret sokağı kal. mıştır. “Uzun sokak” denilen eski ti- caret sokağındaki dükkânların — bir kısmı kapalıdır. Ve bu sokak tenha bir sokak haline gelmiştir. Acaba — bu gehrin nüfusu nereye göç etmiştir? Bu mevzu hakkında elimizde ilmt metodlarla yapılmış bir etüd mevcut değildir. Bu itibarla, bu suale cevap vermek için müşahede- lere dayanarak bir hüküm vermeğe çalışacağız. — Sosyoloğların “yer de- Biştirme” diye târif ettikleri bu sos- yal hareket Üzerinde kısaca durmak İstiyoruz: Ötedenberi Trabzon köylüsü, es- nafı Trabzonun tarım mahsülleriyle geçinemediği için, dış ve iç memle- ketlerin İş yerlerine göç ederdi. Bi. rinci Dünya Harbinden evvel Kaf- kasyaya binlerce — köylünün iş için gittiği, oradan allesine para gönder- diği herkesin bildiği bir. vâkıadir. Trabzondan başka, Rize, Sürmene köylüsü, Kafkasya ile beraber, Kırı- ma, Rumanyaya, Polonyaya iş için göç ederler, oralarda tamamiyle yer. leşenler de olurdu. Bilhassa bunların arasında Rizeli, Oflu, Sürmeneli köy. lüler, müteşebbis küçük tacirler, Or- taçağın Cenevizlileri gibi, her taraf- ta koloni kurmuşlardı. Yakın zama- Ya: 'na kadar bunların, Vargovada, Kö: tencede — dükkânları, çargıları bile mevcuttu. — İçlerinde zengin olmuş kimselere de tesadüf edilirdi. Trabzon ve civarındaki halkın diş memleketlerle bu tarz münasebetli rine imkân kalmamıştır. Bu itibarla bu memleketlerden Trabzon ve civa- rına birikmiş para gelmemektedir. Trabzon ve civar kasabaların nü: fusu azaldığı halde, Samsun, — Zon- guldak, Ayancık, - Eskişehir. gibi ge- hirlerin nüfusunda artış olduğu bir vâkıadır. Trabzon ve civar vilâyet- lerden, Samsuna, Zonguldağa — daha toplu bir şekilde göçler - olmuştur. Meselâ, Zonguldakta amelenin ekse- risini, sahil köylüleri teşkll etmekti dir. Fakat Zonguldak — çarşısındaki küçük ve büyük dükkânların çoğu da Sürmeneli küçük müteşebbis ta- cirler tarafından kurulmuştur. Yal niz Zonguldakta değil, — Türkiyenin her tarafında, yeni büyüyen kasaba ve gehirlerinde sivri burunlu, uzun boylu Karadenizli tiplere tesadüf et- mek kabildir. Bu suretle Trabzon ve civar kasabalarından, her tarafa doğ- ru münferit veyahut toplu bir şekil. de nüfüs akını / olmüştür. Bu akın hAlâ daha devam etmektedir. 'Trab- zan : Hüseyin Avni ŞANDA zon, Sürmene kahvelerinde konugulan bahislerin çoğu da, dışardaki iş yer- lerine ait geylerdir. Demek oluüyor ki 'Trabzon yurdu. muzun müuhtelif yerlerine insan kuv- veti gönderen, gittikçe ekonomik du- rumu daralan bir şehir haline girmiş. tir. Bunu, böylece bir ekonomik za- Türet olarak kabul ederek, buna kar- © bir tedbir ittihaz edilmiyecek mi? Yani Trabzonun kalkınması için ya- pilacak bir iş kalmadı mı? Tarihten misaller alacak olursak, Ortaçağda Sinobun, hattâ Ünyenin Kırım ile Suriye arasında bu tarzda ticart fonkalyonları olduğunu görü- rüz, netekim bahsettiğimiz bu şehir- ler, asırlardan beri bu tarzdaki mü- nasebetlerini — kaybetmişler, tarihte bü mevkilerini artık unutmuğlardır. 'Trabzonu da, bu tasnife mi dahil e- deceğiz? Yoksa bugünkü sosyal eko- nomik gartlara göre, Trabzona yeni gelişme imkânları mı Pek tabil olarak, ikinci suale demek zorundayız. Fakat Trabzona 'ne gibi fonksiyonlar kazandırmak 1â. zımdır? 'Trabzon hakkındaki düşün- celer nelerdir, Bu kısmı da diğer bir yazımızda anlatacağız. İzmir Milletlerarası fuarında İsveç paviyonu İzmir, 2 (Hususl) — Memli mizde radyoya karsı gün geçtik: tan rağbet dolayısiyle İsveç - paviyo- nunda en çok teşhir. edilen mal ra: yodur. Yalnız beş firma muhtelif mar- kalı ve çok yüksek kaliteli radyolar teşhir etmektedirler. Paviyona girerken, İsveçli heykel- traş Eckmann'ın yaptığı ticaret ilâhı Mercur'un heykeli ile karşılaşılmak- tadır. Mercur, bir ayağı ile İsveç ve diğer ayağı ü inde dur- makta ve iki memleket arasındaki ti- cari münasebatı sembolize etmektedir. Pavyonun solunda, Türk - İsveç tk caretinin gelişmesinde çok büyük bir rol oynayan, Svenska Orlentlinlen va- purların, güverte geklinde yapılmış rif stand'ı göze çarpmakta, karşısında ve ranseynman bürosunun üstünde Küzel İsveç manzaraları görülmekte- dir. Ziyaretçileri — kargılıyan — ilk taciri stand'lar, sağda tanınmış AGA radyo- ları ve solda da maruf ASRA elektrik motörleridir. Heykelin hemen gerisinde S.K.F, bilyalı yataklarının hareketli ve ze İzin bir meşherini görüyoruz. Bura( bir bilyalı yatağın kolayca ve zor- luk vermeden döndüğü canlı bir şekil- de gösterilmiştir. Meşhur Erlcason telefon ve santral Jlarına hususl yangın söndürücüleri di yanmış, yangın emniyetini koruyorlar. Luxor radyoları, içerideki stand'lı rından başka, paviyonun bitisiğinde- Ki açık İsveç yerinde de bir. stand kurmuş ve ziyaretçilerin konuşmaları- nı çelik şerit üzerine zaptetmektedir. Atlas Dlesel'in muazzam kompresör- leri de açık stand'da görülüyor. Kockuma fabrikasının çeşitli ema- ye mutfak ve sıhhi malzemeleri, zara- fet ve sadelikleri İle ev kadınlarının merakını ve alâkasını celbetmektedir- ler. Separator fabrikas, mangel denen yeni tip bir ütüleme makinesi teşhir etmektedir. Bu makineler, gerek otel ve mekteplere ve gerek evlere uygun boy ve tiptedir. sveçin hesap makinelerinin Üstün- Iüğünü OriJinal Odhner tebarüiz ettir- mektedir; bunlardan zarif ve sağlam 22/VI/1950 Salı MEMLEKET ve DÜNYA B ve çok kullanışlı modeller teşhir edil- Mektedir. Hugin mukayyıt kasaları her dük- kâncının yardımcısıdır. Gelir vergisin- de bunların kayıt geritleri evrakı müs- bite diye kabul edildiklerinden celbet- tikleri alâka büyüktür. Penta deniz motörleri, Fagersta sert maden vidia ucları, elektrolux aspira- törleri ve gaz ile çalışır buz dolapları, bisikletler, kazanlar, motopomplar, optimus İehim âletleri, hastahane malzemeleri, kaynak Alet ve makine- Jeri, traş bıçak ve makineleri, akors deonlar, iş lâmbaları, süt ve zeytin ya- ı separatörleri, — elektrik — fırinlar waliboard inşaat levhaları, piller, di- zel motörleri, banyol: 'kıyma ma- kineleri, gaz ocakları, ventiller v.s. İsveç paviyonunda teşhir edilen zengin malların toplu ve kısa bir res- mi geçididir. 'Tanınmış Volvo kamyon ve otobüs- leri ile binek arabaları, paviyonun ar- kasında ayrı stand'da teşhir edilmek- tedirler. Ekonoml ve Ticaret Bakanı dün İzmir Sanayi Birliği İdare Komitesi içtimaında hazır bulundu İzmir 22 (Husust muhabirimiz bil- diriyor) — Ekonomi ve Ticaret Ba. kanı bugün öğleden evvel Bakanlığı alâkadar eden Mmüesseselerde çalış. mış, aat 11,80 da toplantı halinde bulunan Sanayi Birliği İdare Komi- tesi içtimaında hazır bulunmuştur. Sanayi Birliği, Bakana — müstakil bir sanayi odası kurulması isteğini tekrarlıyarak bunun İzmirin sanayi gölişmeleri bakımından faydalarını anlatmıştır. Bakan tarafından tasvip edilen Ve müsalt kargılanan bu ko- nudan sonra İzmir sanayicileri — bir iktisat kongresi toplanmasını ve ay. rıca daimi bir sanayi ve ticaret kon. ORSA ve İzmir Fuarımın bu seneki hususiyetleri nelerdir? Gazinolar, insan kitleleriyle dolup taşarken, paviyonlarda ilk siparişler not ediliyor İzmir 22 (Husust muhabirimiz bil- diriyor) — Geceleri saat 19 dan gece yarısından iki saat sönraya kadar gık olan İzmir Enternasyonal Fuarı, #üphe etmemek Jâzım ki, geçen sene- ler fuarlariyle kıyaslanmıyacak - kı dar başarılı ve olgun bir çehre İkti- sap etti. Açılış gecesi, büyük gazlno- da Bakanın etrafında birleşen — elçi- ler, ticaret ataşeleri, konsoloslar - ve milletvekilleri İzmir Fuarının görü- nüşü ve geleceği hakkında gayet en- teresan sözler söylediler. Alman Devlet Paviyonu Müdürüne göre, 1950 yılında açılan fuarlar ara- #sında en güzeli İzmir Enternasyonal Fuarıdır. Bir defa organizasyon bar kımından diğerleriyle kıyas kabul et- miyen bu mülessesenin yarım milyon metrekarelik bir parkın — ortasında vücut bulması, İzmir gehrinin bir hus süsiyetldir. Bir Yugoslay — fuarcılık mütehassısına göre ise, İzmir Fuarı Chicago Fuarından bir kaç defa daha mükemmeldir. Bu yıl devletler, İzmir Fuarına (en güzel paviyonu) hazırlamak ve hükü. Metlerine iyi birer not kazandırmak için geldiler. Meselâ Yugoslavya (Biz İzmir Fuarına memleketimizin bütün zenginliklerini getirdik) demektedir. Macarlar İse, yanıbaşlarındaki — Al- man Devlet Paviyonunu gerlde — bi- raktıklarını ifade ediyorlar. Çekler 1- çin söylenecek Söz yoktur. Ticaret Bakanının ifade ettiği gibi “Siz bu- Fada memleketinizi en güzel Köşöle- riyle getirdiğiniz ve çalışkanlığınız hakkında halkımıza iyi bir not vere- bildiğiniz için tebrike lâyıksınız,, sözü cidden yerindedir. Asıl dikkate şayan nokta Alman Paviyonu Müdürünün, Bakana: “Paviyonumuzu namıl sualldir. Gülümseyen Bakan, Alman Milleti: nin İkinci Cihan Harbinden sonra çok kısa aylarda elde ettiği neticeleri ö- verek, Türk Milletinin bu büyük gay- retleri hayranlıkla takip ettiğini söy- lemiştir, * Mr. Russel Dorr da İzmir Fuarının Aşıkları arasında, sempatik refikasiy. le birlikte Marshall Yardımı Paviyo- 'nunda hizmet etmektedir. Gece yarısı yaşlı bir köylü kadın bu paviyonda her noktayı ayrı ayrı tetkik ettiği #ırada Mr. Dorr kendisine icap eden malümatın verilmesini söylemiş, ve- rilen malümattan pek hoşlanan köylü kadın, bu emri verenin kim olduğunu sormuştur. Amerikan yardım heyeti " başkanı olduğunu öğrenince yaşlı kadın şöyle demiştir: “Adına Dör diyorlar. Çok yardım ediyorsunuz. Elin dert görmesin, Ye- rinde bir iş yapıyorsunuz.., Gayet neşeli olan Mr. Dorr adının (kapı mânasına gelen Dorr olmayıp #adece Dorr olduğunu söylemiş, son- ra gülerek; “Hoş, demiştir. Adım kapı mânası- büldunuz?,, seyi kurulmasını istemişlerdir. Ba kan her iki mevzüun çok yerinde ol- duğünü ve tetkik edileceğini, yakın. da bir karara varilabilmsel için İs. tanbuldaki alâkadarların da mültalâa- larının abınacağını söylemiştir. Tica- ret Bakanı yarın aat 12 de Bürsa. ya giderek tetkikatta bulunacak sa- At 15 te Ticaret Odası salonunda ih- racatçı ve ithalâtçı tacirlerle görü- gecektir. Perşembe günü saat 17 de sanayiciler Ticaret Odası salonunda Bakana muhtelif konularda görüşle. 'a gelseydi, daha memnun - olabilir- dim.,, * Mr. Dötr'un İzmirdeki İkameti m- rasında yaptığı bazı temas ve beyan- larından çıkan münaya - bakılırsa, Marshall Yardımı Başkanının Cum- hurbaşkanımızla temaslarından son- ra Türkiyeye Amerikan yardımının bir hayli artacağı mânası çıkarılmış- tır. Eski Iktidarın son — günlerinde, Devlet Bakamı Barlasın bir seçim nutkunda Türkiyenin etatizme doğru gideceği hakkında sarfettiği bir cüm- lenin Amerikadaki bazı âyan Üyele- rinin dikkatini çektiği ve o günden sonra Amerikanın yardım . bahsinde biraz çekingen davrandığı İzmirde h gitilen gşayınlar arasındadır. Bununla beraber Demokrat Parti iktidarının son defaki çalışmaları ve gayet retlist konuşmaları Amerikan 'Yardım Heyeti Başkanını bu vadide hükümetine bazı teklifler yapmaya sevkettiği bir hakikattir. Bu bahiste Mr. Dorr'un, iki gün sonra yapacağı basın toplantısında bazı beyanlarda bulunmasına intizar etmek lâzımdır. * İzmir Fuarında geceler güyet ente- resan geçiyor, Bir taraftan gazinolar inşan kütleleriyle dolup boşalırken 8- te yanda pavyonlarda ilk iparişler not edilmiştir. Almanya, İtalya, İs- veç, İsviçre, Çekoslovakya, Mısır ve Lübnandan gelen iş adamları İzmir ihracatçılarının misafiri olmuşlardır. Gazinolarda eğlenceler devam eder ken meselâ bir Üzüm partisi için ko- nuşmalar cereyan ettiği görülmekte- dir. Bu yıl Fuarda iş hareketinin geçen senelerdekinden daha fazla olduğu dikkatten kaçmamaktadır. İç turizm bakımından İte İzmir, bu mevsim de hakikaten tetkike lâyık hususlyetler gösteriyor. Ağnan Bilget. İstanbul limanından ihracat Tatanbul Ticaret Odası tarafından yapılan hesaplara göre, 1050 yılının haziran ayında, İstanbul Himanından 12,081,098 liralık ihracat olmuştur. Mayıs ayına nispetle 2,039,461 liralık bir fazlalık görülmektedir. Bu fazla- lik, haziran ayında ihracat mevsimi. nin başlamasından İleri gelmektedir. Haziran ayında ihraç edilen mad. delerin yüzde 22 sini tütün, yüzde 18 sını findik, yüzde 11 ini deri teşkil &tmektedir. Memleketler — itibariyle bir tasnif yapacak olursak, birinci plânda Almanya, ikinci Avusturya, * Üçüncü derecede de — Çekoslovakya gelmektedir. Fındık Tarım Kooperatifleri Umum Müdürlüğü Fındık Tarım Satış Kooperatifleri Birliği Ümum — Müdürlüğüne Rıza Kuğu tayin edilmiştir. Şimdiye ka- dar kendisi Trabzon, Giresunda fın- dik ticaretiyle — meşgul müemsesele. rin müdürlüğünde son defa olarak da, Ticaret Ofisinde Ticaret Müdür Muavini bulunuyordu. Fındık Tarim Kooperatifleri Umum Müdürü Haydar Emre de,- İstanbul İhracatçı Birlikleri Umumt Kâtipli- rini anlatacaklarlır. PİYASAL gine tayin olunmuştur. Borsalarda vaziyet İstanbul : KAMBİYO ESHAM VE TAHVİLÂT MEMLEKET TİCARET BORSALARI İstanbul Borsası 1 Bterling ee 100 Dolar eee 100 Pr. Frangi er 100 İaviçre Fr.m 100 100 100 100 100 Devlet Tahvilleri Akramiyel tahvilli 45 1933 Ergaai 45 Kü 55 o7 Lt 466 1941 Demiryolu VE v 146 Kalkınma Kapanış| 2210 2030 2060 5 9723 0865 0508 9545 © Hububatı Buğday yumuşak (Tüa.) Buğday Ofla — . Arpa yemlik (dökme) e Misir sarı (çuvalı) semee Fasulya tombul Fasulya Çalı Kuşyemi n Mercimek kırmızı kabül ü— gü— Z— g8— 100.— 100.— İstanbul Ticaret Borsası YABANCI BORSALAR İzmir aK L mapanış Üzüm çekirdeksiz No0 Pamuk yağı (rafine) | icaret Borsası Bugün Huğday (Bu; Bert Kiş mi Kırmın * &— Bö— üm ME— 108 İ00 yae 108.— Ekim Aralık Famuk Middling (Libresizdent) New-York Borsası | Ticaret Borsasında susam yağı fi- 100 yatları ilerleme kaydetmiştir. Fındık sa- tışları ise eski hararetini muhafaza et- ! mektedir. Tonu 100 dolara, Birleşik A. K Pamuk çekirdeği oememi 18417— 6 e &6 e ©6 «T KU &1 *7 47 «7 1 Y iam . ÜZ n 1949 İstikman — L e 1946 tatikram — KLAnm Mi Müdafaa D CD — a Ki 1884 Bivas-lörsurum L 84 ” " İLAVIL. IS4) Demiryolu * L.. ü ." H 194) » Müli Müdafaa 95.60 95.65 96.25 16.60 Tağlı 97.60 Ayçiçeği LA0 2 KaRR 2028 20.30 20.25 2025 2010 20.80 20440 - 20.10 CULARINI 20R5 Şirket Tahvilleri T0 Ziraat Bankası 2060 Anadolu D.Y. Tertip A/B, | — iir— Mercimek Yeğll ue Nobut natürel bumlar 4 - Levant ç ithal mali vemeememe| Adana Ticaret Borsa: Ekatra iri iç ithal mali wseeşesee| YONUMU sananemecen eten tODUMU vanaanaamır dir. tohumu LnaLım. Yer fıstiği kabükdü c merikadan alıcı olduğu söylenmektedir. | Kambiyo, Esham ve Tahvilât Borsa- sında, muhtelif devlet tahvilleri üzerine her günküne nispetle daha çok muamele cereyan etmiştir. Altın piyasası ise, dü- ne nazaran düşüklük arzetmiştir. Külçe Yer€ Or, Külçe Deçasıa Cumhuriyet —.. Repat mamraee Hamit ae Gülden ZZZ Hr n Fransız kok v Napoldon L1 — — aviçre New-Tork'te 1 onsu: $ 8 Gümüş, Plâtin Mann Ramuk Akala l | — 200.— Pamuk Akala (T | — — Pamuk Akala KİT o Pamuk yerli Pamuk yerli K eti Te Cei Kura Meyvalar 1 z Pindik. (kabuklu etvri) — Fındik. (İg tombul) we Ceviz (Kabuklu) vamemeneı İzmir : Ceviz (İç natürel) eee Trabzon Ticaret Borsası Borsada çekirdeksiz kuru üzüm pi- | yasasındaki canlılık bütün — hararetiyle devam etmektedir. Borsaya gelen mallar | derhal satılmakta, bu hal fiyatın yüksel- mesine Amil olmaktadır. Ekseri işler © numara Üzerine yapılmaktadır. Pamuk piyasası bugün biraz daha canlı 1di. Bu- | 'na rağmen alivre fiyatı 252 den yukarı | çıkmamıştır. Dukuma Ham Maddelerli Tiftik Çana mal) Tiftik (Natürel) - Yapak Trakya (Kirkam) FINDIK €) 460 randımanlı kabuklu tombul b) İç sira kontrollü —— Hlindistan ©.00 Mümes, Senet, Şirket Hisse Senetleri TO Merken Bankı Türkiye İş Bankası Türk Ticaret Bankası vem Arslan Çim — Kiğm Gümüş Gr. mM— Bradford Piyasası nm derileri Plâtin v e 10— ile Zürich Borsası (Serbest) ——— ni vaza” 2.6.1980 Te Duruma Türk Liram Dolar Sterling Fransız Prani Tiftik Iyi mal (Libresi—Fiyat) — a Sira malı Koyun hava kurusu kilosu Eskişehir Ticaret Borsası Anadolu Trakya amn Ve Nebati Yağlmrı Zeytioyağı (E.E. tenekeli) Susamyağı (Raf, sıra) Ecnebi Tahville: çeği Mımır Kredi Fonsiye W65.| a— | - öl— Buğday yümüşak oam Buğday sert Arpa İskenderiye Borsası Pamuk (KantarızTalları) Ashmouni Kısa slyafı Karmak Uaun el BYa, - F/G. ve Valeplere göre Mayyün eden lakribi piyasa değerleri,