İngilterenin devaluasyona doğ- ru gittiği rivayetleri her gün art E BORSA Altın muamelesi Altın muameleleri hararetini muhafaza etmektedir. Fiatlarda ilerleme devam etmektedir. Bil- hassa külçe altınları daha fazla talep karşısındadır. Çekler — Açılış - Kapanış 1 Sterlin 1128440 11.88 * 100 Dolar 282.25 282.52 100 Fransız frangı — 102 904 100 Florin 105 5468 100 İsviçre frangı — 65 7270 100 Belçika frangı —— 68 887 100 Çekoslavak K. 100 İsyiçre Kur. 100 Esküdo Sivas-Ersurum L Sivas-Erzurüm 2-7 1941 Demiryolu I 1941 Dömiryolu I 1941 Demiryolu TI 19.65 19.665 Milli, Müdafaa T — 2040 20440 19.90 - 19.90 Milli Müdüfaa ITE - * 20.00 - 20.00 Milli Müdat ge Kalkitma istikrazı I 95.65 95.65 1941 Demiryolu VE 95.65 965.65 Kalkınma I£ 95.80 95.80 * Kalkınma TIT — 95.80 95.80 * 1948 Tahvili 1 95.70 95.70 1948 Tahvili IT —— 95.55 95.55 1949 istikrağı T — 95.00- 95.00 4Y faizi 1949 istik, 95.00 95.00 * 95 falzli İkramiyeliler 1988 Ergani 22.75 .23.00 1938 İkramiyeli — 20115 20.25 Milli Müdafaa 2075 20.75 * Demiryolu IV 97.40 9740 * Demiryolu V 98.25 98.25 * Anadolu D. Yolu Grupu: Tahviller 1-2 — — 111.00 112.00 9060 Hisse senedleri 64.00, 64.50 Mümessil senedieri — 69.00 - 69.50 Şirkot hissolori Merkes Bankası — 116.00 117.00 İş Bankası 400 425 K. Ticaret Bankası — 400 425 Aslan Çimento 16.00 16.25 Şark değirmenleri — 23.00 ” 23.50 Kredi fonsiye 1903 202.00 -203.00 1911 162.00 - 163.00 Amorti 108.00 10400 Kupon 235 — 231 Borsa harlol altın fiatları Liralık Ziynetler Türk altını 44.25 4440 Reşad altını Reşad elgazi > — kulplu Hamid Aziz İngiliz Gulden Fransız Kok Napolyon İ 46.70 44.60 48.B0 44.70 658 — 660 10.00 11.00 Beşibirlikler 215.00 - 216.00 Reşad 292.00 295.00 Hamid 243.00 - 245.00 Aziz 226.00 - 227.00 Biçekli 236.00 236.00 Serbest piyasada dövizler Dolar N. V. 470 475 > efektif 453 455 İsviçre frangı ns no Fransız Fr. (88) 100 100 Liralık ziynetler 83.00 72.00 69.00 57.00 T 20.00 - 203.00 180.00 - 182.00 * 170.00 175 “Ankara 185.00 - 140.00 Arma 243 lular Reşad 200.00 - 203.00 Hamid 180.00- 182.00 Nahid 170. 175 JAnkara 185 — 140 Cumhurlyet altınları Liarlık 43.25 43.50 £Y luk 108.00 - 109.00 u a 213.50 21460 Yarım lira 22.60 22.76 Çöyrek lira 11.50 11.65 Mahmudiyeler Yazılı 37.00 89.00 Çiçekli .60 34.50 Çifte sandıklı 27.00 27.50 11.50 11.75 10.50 11.00 Bilezik gramı 595 600 altın stokları Dahilde 69.738.126 Hariçte 72.137.779 Gümüş 1000 has külçe 115.00 - 116.00 Blecidiye 210 212 * Muamcle görmüştür. Bu fiatlar anat 12 di İLÂN FIATLARI K. Başlık maktu olarak 1500 1 inci sayfa, santimi — 500 2 » > — 400 A », » » 800 Glri » » 250 A » » 150 ABONE Türkiyi Ecnebi Benclik 2800 Kr. | — 5600 Kr. 6 aylık 1800 » 3000 » Taylık 300 > 1600 » 600 » Ekonomik vaziyet Amerikada yapılan para toplantıları Busİ zum ziyet gelen lama daha giklik halı nomi —her makta ve bu devaluasyonun 18 Eylülde Pariste toplanacak olan iktisadi İşbirliği evvel yapılacağı Avrupadan ba- zı ihracat tacirlerimize gölen hu- dir. Şu hale göre, İngiliz lirasının düşürüleceği keyfiyeti bu suretle tahakkuk etmekte ve'bunun lü- rulmaktadır. Bildirildiğine — göre, ihracat firmamız, İngiliz lirasile vüdeli Bu da, yukarıda belirttiğimiz va lirasının gelecekteki durumu kes tirilememektedir. Bilindiği gibi, Amerika ile İn- giltere arasında bu mevzula ilgi- ll olarak görüşmeler devam et mektedir. Alâkalılara Fransadan yasada Fransız frangı, bir hafta içinde dolara göre yüzde 12 nis- betinde düşmüştür. Fransa piyasalarında bir durak- son alınan haberlerden anlaşıl - mıştir. Son neşredilen ticaret rejimi —İilgililer tarafından değiştiril- miyeceği söylendiği halde— tâdi le uğramıştır. de, ölçülü ithalâta doğru gidil- | me yolunda yapılmıştır. Yeni şe kilde, döviz darlığı hesaplanarak ve daha az ithalât yapılarâk, bir kolayını bulup malımızın satışı- 11 sağlamak prensipi güdülmekte dir. Ticaret rejimi üzerinde değ çilmiş olması, takasçıları da ümi de düşürmüştür. Ticaret ve Eko asla ticarete yer verilmiyece- li iddia etmekte iseler de Ba- kanlığın ötedenberi müstekar bir ticaret rejimi takip edememiş ol ması bu sözlere inandırma keyfi- yetini zayıflatmaktadır. konferansından mektuplarda bildirilmekte - ve ehemmiyeti üzerinde du- hiç bir satış - yapamamaktadır. dolayısiledir. Yâni İngiliz malümata göre, serbest pi Bu yüzden devresine girilmiş - olduğu Takasla ticaret Tadilât, tüccara çok imkân bahşinden ziya- yapılmıyacağı söylendiği l —birdenbire— tadilâta ge hada Bakanlığındaki - ilgil d 'ne kadar— fırsat düştükçe olacal Biz: podromu idi. Bugün Sultanah. met meydanının bulunduğu s: t meydanı, Romanın Hi - kurulmuş olan At mey- Bizans devrinde ve fe- tihten sonra çok büyük tarihi vukuata sahne olmuş bir yer- dir. ki, burada geçen vukuat, başlıbaşına muazam bir eser k kadar çoktur. tans devrinde ay koşuları Takasçılar, her gün gazeteleri takip ederek ve Ankaradan sı- zan haberlere kulak vererek bu kârlı ticaretin tekrâr hortlaması- ni beklemektedir.Pahalılığı arttır ması bakımından takasla ticare- te'tekrar başlanması temenni o- Tunacak bir' hâdis&meeğildir. Muamele vergisi - Muamele vergisi kanununun ıslahı için İstanbul Defterdarının başkanlığındaki heyetin çalışma ları ilerlemiş, bir kısım madde - ler müzakere olunarak kabul e- dilmiştir. Komisyon, ipekli ku- | maş mevzuunu incelemektedii Çalışmaların ne zaman sona ere- veyahut Romada yapılan Şar denen araba koşuları burada yapılırdı. İmparatora mahsus seyir yeri de yüksek bir yer- de kurulmuştu. Bizans Hipodromu 196 yı- lında kurulmuştu. İngiliz mü- ellifi Bâvin A. Grosvenar, Bi. 'zans Hipodromu hakkında ol- dukça müfâssal »bir.eser neş- Tetmiştii 'The Hippodrom of Constantinople —And its still Exsisting Monumöntes» adını taşıyan bu eserde Bizans Hi - Ppodromunun — plânı ve bBütün tafsilâtını vermektedir. | memni kildedi şa edi kilde nunla kında suğu & bel meğo tırı lâzüm No Başbal ceği henüz belli olmamakla bera- ber takip edilen seyir, komisyon- da bulunan sanayici sil edenler, her maddeyi münaka Mmaddeye geçmemekle umumi arzuyu tatmin eder şe- tedirler, komisyonun çalışmaları ile ya - kından meşgul olmaktadır. Avusturya ile anlaşma Parafe edilmiş olan Türkiye - Avusturya ticaret ve laşmasının 18 ağustosta imzalan dığı ve o tarihten itibaren y lüğe girdiği haber alınmıştır. Bu mıştır. Bu anlaşma 1950 mayısı- na kadar devam edecektir. Piya- sayı çok yakından anlaşmanın ne gün ilgililere mektedir, Politika kıymatlısı... G yıldız altında doğ nasıl yatışıyor? Başbakan yardımcı- bakanıpr mücerrep olan Gibi sözlerle ihtilâfa son vermesi lâhiyetini yardımcılık hududunda bı rakmıyor. Aradaki mek parmak far “Atmeydanının eski Hipodrom, Bizans devrini birçok değişikliklere uğratmış tır. Hipodromun genişliği 118,5 metre idi. Meydan yük- sek bir dıvarla çevrilmiş bulu- nuyordu. Bugün Alman çeş- mesinin bulunduğu yerde İm- parator locası vardı, Loca, mermerden 24 büyük sütun Üs tünde idi. At meydanından bahseder- ken meşhur Nika ihtilâlini hâ- tırlamamak mümkün değildir. Bu ihtilâlde Belizer kırk bin kişiyi idam ettirerek hemen o- racıkta bir. kapının önünde gömdürmüştü. Baştanbaşa heykeller, muaz zam binalarla süslü olan At meydanı, büyük ihtilâllerde harabe hâline gelinceye kadar tahrip edilirdi. Bizans'ın Hipodromu At mey danı, Türk devrinde de mu- liselere sahne olmuş tur. Bunlardan biri 1826 yı- lhnda vukua gelmiştir. İkinci Mahmut, Yeniçerileri At mey ENIİ SABAH zamandaki hali... danında muhasara etmiş, do- nanma efradının da yardımı ile otuz bin tanesini bir günde burada öldürtmüştü. Yeniçerilerin at oynattıkla- rı, kazan kaldırarak — İstemezük... Diye ayak diredikleri ve bu hareketleri ile de bütün sarayı titrettik- leri zamanlar, At meydanı ih- til Ve zaman zaman At meydanı gö- lmemiş eğlencelere sahne ol muştur. Bunların en mühim- lerinden biri, Üçüncü Sultan Mehmedin sünnet düğünüdür.. Bu muhteşem düğün hakkında lmi Uran tarafından (Üçün- cü Sultan Mehmedin sünnet düğünü) adlı tarihi resimleri de ihtiva eden ve bir çok he- nüz neşredilmemiş vesikalar- 'dan da istifade ederek hazır- lanan eser, düğünü bütün taf- silâtile ve Sultan Ahmet mey danında yapılan gösterileri de, en ince teferrüatile belirtmel lâllerin mihrak yeri idi. At Meydanı tedir. Teferrüatı, ancak bir esere sığdırılabilen bu - görülmemiş düğün hakkinda elbette ki biz tafsilât veremeyiz. Yalnız şu kadar söyliyebiliriz ki, düğün hazırlığı bir yıl önceden başla- mıştı. O zaman daha Sultan Ahmet camii yapılmamış ol- duğundan eğlenceye iştirâk e- decekler için yerler hazırlan- mış ve bütün dünya milletle- rinin sefirlerine dâvetiyeler gönderilmişti. Düğünde gös- terilen oyunlar - görülmemiş şeylerdi. Meydanın ortasına i- ki büyük direk dikilmişti. reklerden birinin tepesine bü- yük bir çenber geçirilmiş ve çenberin etrafına dairen ma- dar binlerce fener asılmıştı. İkinci direğe baştanbaşa zey tinyağı sürülmüştü. Buraya çı kabilmek için müsabakalar y: pilmakta idi. Bu düğün 1582 yılı haziranının - birinci günü başlamıştı. heyetin | uniyetini mucip olacak şe- ir. Maliye Bakanlığını tem neticeyi almadan diğer tadilâtın | — , — olmasına gayret göstermek Maliye Bakanı bizzat orta okul leme an- r A) beraber muhteviyatı hak- henüz malümat alınama - B) ilgilendiren edileceği merakla beklen-| — © camâk doj azöteler Başbakan — yardım cısı Nihat E 'in Ticaret olan «İlm- Bakanı,ile erasının — açıldı- ve Nucüm) ile-meşgul-olurmuş. Ber. tüekro y endinden sonra kimin sadrâzam 0- Haa ÜÜ 'scağiüt morük #kmiş. Bu ilimdeki kpdretine disinden 4 anlaşılan batimrimli, aei Tet makamına otüracağını görmüş. ÜZSK, küymelik Bir yanlışlık olacağını - zannederek Politike' ” çocuğul araştırmaları tekrar etmiş, Her defa anlaşılıyor ki bi sında ayni vaziyeti istihraç etmiş. raz 'celâllıdır. Re #i | Bunun nasıl neticelendcceğini dü- cep Peker amcasına 'az YÜt yapmış- | Sünürken bir gün ansızın kütüpha- tf Tepino tepino «İstem de iste-| Nesino girmiş. No görsün? Gidiş a- mem » diye diretmiş, nihayet dediği- | Kâ81 Paşünın koltuğuna oturmuş ki ni do yaptırmıştı. tap okuyor. Ağa yerinden fırlamış Kabinede çıkan bu gibi mes'eleler | “Yat Ragıp paşa: 4 den biz ancak gazete sütunlarına ak | — Budalal Demiş, sadrüzam ola- sedenleri öğreniyoruz. Kimbilir da- | S&ktın... Fırsatı kaçırdın, ha neler oluyor da haberimiz yok, | — Ve ilâve etmiş Kabinenin iki mühim şahsiyeti böy- | — Bir makamda gözün varsa vak le bir ihtilâfa düşünce bu mes'ele | fihden evvel oraya oturma... Boşu ınutad hiddet ve şiddet göster- başlayınca o zi nan sayın Baş sükünetile & araya girmesi ve evlâtların en sev- | n bahasottiren — seçim — kanunu| ASA e e FİS) birdesbire unutülmuş, gibireldi. sâr y tik e ismi var — Hiddetini teskin et! Üzülme, ne cismi... — Acan Bak öfkeden kan başına çıkmış... Bi| V| ( / /2 be çami , AÇi a ne oldüP Yak Taz Lokman ruhu... Sinirlerini yatış| Ö y ZZ b Bo llt Ya geliyor. olursa olsun... — Görüyoruz ki kan yardımcısı, Başbakan Beçim Koca Ragıp paşa yıldızlardan tikbali öğrenmek - il boşuna nöbetini savmış olursun | Seçim kanunu: Islagıbul Zirâat Okuluna Öğrenci alınacaktır Okula giriş şartları: l devlet sınavını kazanmış Okul parasız yatılı ve - tahsil süresi üç Türkiye Cumhuriyeti tebaasından olmmak, yaşı 15 den aşağı 18 den yukarı olmamak, bedeni kabiliyeti ziraat işlerine dayanıklı bulunmak olmak, liselerden belge almamış olmak ve yapılacak giriş yarışım sınavını kazanmak. 2 — Kayıt için gerekli belgeler: Dilekçeye bağlı olarak nüfus kâğıdı, aşı kâğı sı (veya diploma yerine geçecek okul vesikası) ve altı adet 4,5x6 eb- adında fotograt, orta ol diploma- yıldır, Kayıtlara 1 Ağustos 949 gününden 10 Eylül 949 gününe #adar pazartesi ve perşembe günleri devam edilecektir. İsteklilerin belgelerini tamamlıyarak okula göndermeleri. —10 Eylül 949 tarihinden sonra okula gönderilenlerle noksan gön. derilen belgeler için hiç bir işlem yapılmayacaktır. Yarışım sınavları İstanbulda Eminönü Halkevinde 14 Bylül 949 çarşamba günü Türkçe jğru olmasa gerek. güvenerek arâştırmış ken sonra gidiş aj * vakitler kendinden pek çok urmacaya mı ge tiriliyor dersiniz., Bize kalırâa — ge- im kanunu şöyle Di seyir takip e- decektir kanununu — şimdiki — halde kı bazon böyle atlayıvoriyor... İyi de yapmıyor; çünkü dünyanın ucu u- zun, bir gün gelir de Başbakan olur profesörler tetkik ediyorlar. Bu in- celemelerden sonra profesörler rapor larını verecekler seçim kanunu maa - Matematik ve 15 Eylül 949 per. Poli HNaâlhus SOHB lstânbul Ziraat Okulu Müdürlüğünden Okulumuza parasız yatılı öğrenci alınacağı ve gerekli şartlar ev. velce Ağustos 1949 ayı içinde muht telif tarihlerde Cumhuriyet, Vatan ve Yeni Sabah gazetelerile ilân edilmişti, Okulumuza aynı evsaf ve şartlarla ayrıca paralı yatılı olarak öğrenci alınması Katarlaştırılmış ve paralı 10/9/949 akşamına kadar okula baş vurmaları, kâdrosu arttırılmıştir. İsteklilerin (12615) şembe Fizik - Kimya, Tabiat Bilgisi derslerinden yapılacaktır tarafından muayene edileceği kküllü bir hastahaneye sevikedile- olmayanlar okula, D) Sınav sonunda kazananlardan nümunesi okulca verilecek olan 'noterden tasdikli bir yüklenme senedi alınacaktır. F) Sınavı kazananlar okul hek gibi ayrıca okulca tam te, cektir. Bünyeleri ziraat — işlerine elverişli kabul edilmiyeceklerdir. B) Fazla bilgi için doğruca okulumuza başvurulması bildirilir, NOT: Sınavlara saat tam V da başlanacaktır, (11208) VARİHİL İ Yazan: Eski bir pehliyan VKaçnlz güreşen Ar KA â EYLÜL ÇİXİNİ 1940 L Tefrika No. 100 e navutoğlu birden paçalara dalmıştı — Bırak beni! rezil oldum bir kere.. Fakat gu Ali pehliv: nın kemiklerini kırmazsam gö- züm açık gidecek.. — Neden? ne yaptı sana be? — Bilmezsin! bir deste pehli- vanına yenilmek çok ağırıma gi diyor Ahmet pehlivan! — Üzülme canım! herkes gü- reşini gördü. Yarım saat kedi fare ile oynar gibi oynadın Ali pehlivanla! gimdi ben çıkarırım ondan acısını! — Olmaz! bü güreş sayılmaz. Bırakın beni.. Ben tutacağım.. — Şimdi olmaz.. Başka bir vakıt tutarsın! Yarın da güreş var. Ben Sıvaslı Dursunla kara- kucak güreşeceğim.. Sen de 0 - nunla yağlı tutarsın! intikam güreşi yaparsın. O zaman İste- diğin gibi yener, rahat edersin! — Bütün gece gözüme uyku girmiyecek vallahi.. rezil oldum be! — Rezil olacak ne var? Güreş güreştir. Hem burası yabancı bir yer.. Çok ayıp oldu. Haydi sen durma burada.. Çabuk gi- yin, Atla bir arabaya hana git! Yusuf da senin yanında olsun! — Gidiyorum. Fakat Ali gö- Tünmesin gözüme! Başka hana in.. Orada rastlarsam — bir kaza çıkar elimden! — Sen merak etme! haydi git! şimdi ben onun pestilini çı- karırım, Yarın da-sen intikamı- nı alırsın, olur, biter.. Pomak Sarı Ahmet bu gekil- de arkadaşını savduktan sonra doğruca Arnavutoğlunun yanı- na gitti. Arnavutoğlu meydun- da dolaşıyor, cazgır ve hâkem Sarı Ahmedi görünce sustular. Sarı Ahmet doğruca Arna- vutoğlunun elini tuttu: — Kusura bakma Ali! dedi. Bu Karabelâ böyledir. Her za- man kavga çıkarır. Onun adı- na ben özür dilerim. Bir yerin acıdı mı? Arnavutoğlu omuzlarını silk- ti: — Hayır.. bir şeyim yok.. — Haydi öyle ise güreşe baş layalım! çıkarır, Bir elde yener bunul — Elbette yener! — Karabelâ Sarı Ahmedin arkadaşıdır. Şimdi arkadaşını yenip rezil etti diye bak ona ne Yyapacak? — Canım, böyle olmayacak- tı bu iş! Pomak Sarı Ahmetle Karabelâ tutuşacaktı. Güzel bir güreş seyredecektik! — Ne yapalım, kısmet böyle imiş! Bu sırada cazgır son güreşi Hlân ediyordu: — Baş pehlivanlık için Po- mak Sarı Ahmetle Ali pehlivan tutuşacaklar! Sarı Ahmet Si- vaslı Dursunu yendi. Ali pehli- van da Karabelâya galip gel- di. Güreş Pomak usulüdür. Göz silmek, suya gitmek yoktur. Haydi pehlivanlar! Davul zurnalar tekrar baş pehlivanlık havasını vururlar - ken Sarı Ahmetle Arnavutoğ - lu da peşrev yapmağa başladı- lar. Arnavutoğlu yine çok gü- Zel ve ahenktar bir peşrev yap mıştı. Sarı Ahmet buna muka- bil göyle bir yalancıktan çırpın mış ve hasmını beklemeğe baş- lamıştı. Uzun boylu peşrev”yap mağa bile tenezzül etmiyordu. Nihayet ense enseye geldi- ler. İki pehlivan arasındaki vü cut farkı pek aşikârdı. Ali peh livanın bir saate yakın bir gü- Teşten sonra dipdiri duran Po- mak Sarı Ahmede karşı çıkma- ğa cesaret göstermesi, hakika - ten mühim bir şeydi. Onun bu cesaretini herkes takdir ediyor di S rı Ahmet güreşe çok sert başladı. Sağlı sollu şiddetli el- enseler ve tırpanlarla hasmını ezmeğe koyuldu. Halbuki Arna vutoğlunun kolları, Sarı Ahme- din ancak dirseklerini bir parça geçiyordu. Onun için bu sert hücumlara mukabele edemiyor, sadece Pomak Sarı Ahmedin hücumlarını atlatmağa bakıyor dü. Güreşten anlayanlar Pomak Sarı Ahmedin maksadını sez- mekte gecikmediler. Sarı Ah met bu küçük pehlivanı kelime: nin tam mânâsile ezmeğe karar Bu sefer cazgır müdahale etti: — Olmaz! Ali pehlivanın on beş dakika istirahat etmeğe hakkı var. Sarı Ahmet direndi: — Güreş Pomak güreşidir. Kıran kıranadır. lan yoktur. Hasmını çabuk ye- ne idi. Arnavutoğlu; — Sarı Ahmet pehlivan hak- 'lıdır! dedi, Haydi hemen tutu - şalım! Ve hasmını kolundan tuta - rak ortaya doğru çekti. Cazgır ve hâkem heyeti bu cesarete — hayrat vermişti. Dinlenmek fa- mıyordu. h yumuşattı Ssonra güreş n — kalmışlardı. Bu suretle arkada; lânın intikamını almış olacaktı. Yoksa sadece elense ve tır- pan vurmaktan vaz geçer, ye- nici bir oyun almağa bakardı.. Halbuki Pomak Ahmet pehli - van, hiç oralı olmuyor, elense ve tırpandan başka birşey yap- Karabe- Bu suretle Ali pehlivanı on- beş yirmi dakika durmadan şid li elenseler ve tırpanlarda jğüp hırpaladı. Ve adamakıl- a kani olduktan fazla uzatmadan sona erdirmek için şiddetli bir Bu ne biçim adamdı? Kendisine ne kadar güveniyordu? Şimdi halk seyrettikleri gü - reşin oynaş olmadığını anladı - ğından, bu küçük pehlivanın ko ca bir baş pehlivanı nasıl olup ta yenebildiğini münakaşa edi- yordu: — Olur şey değil.. Ufacık a- damdı be! Yağlı güreş böyle işte.. n bir deste pehlivanı pun- duna getirdi mi, bir baş pehli- vanı da yener işte! — Yoksa Karabelâ çok hâ- kim güreşiyordu. Hasmını dur- madan zorluyordu. — Nerede karakucak güre - si, nerede bu yağlı güreş! me- selâ Dursunla tutuşsa idi, Sı- vaslı bunu bir daklkada yere çalardı. — Elbette! katakucak güre- çapraza girmek istedi. Fakat Ali pehlivan dayana - rak buna meydan vermedi. Po- mak Sarı Ahmet pehlivan çap- raz almak teşebbüsünü beş altı defa tekrarladı. Fakat her sefe- rinde başarısızlıkla karşılaştı. Yavaş yavaş karşısında hig te öyle boş bir deste pehlivnı bulunmadığını anlıyor ve buna şaşıyordu. Bu adam ' desteye çıksa İstanbulda mutlâka nam kazanırdı. Nasıl oluyordu da İs tanbuldaki güreşlere girmiyor, köylerde küçük güreşlerde do- laşıyordu. Eğer Koç Yusufla çı kıp tutuşsaydı, Koç Yusufu her halde yenerdi. Ğ Sarı Ahmet sinirlenmeğe bağ lamıştı. Çapraz teşebbüslerinin neticesiz kalması kendisini fe - na halde kızdırıyordu. Ne bi- çim bir pehlivandı bu? nasıl o- luyor da hangi oyunu alacağı de böyle maskaralıklar ol- — nı önceden anlıyor ve ona gö- maz, re hemen karşılığını buluyordu. — Şimdi Sarı Ahmetle tutu- — Herhalde çok iyi bir ustadan şacaklar! ders görmüş olacaktı. — Sarı Ahmet acısını çabuk (Devamı Var) ETLERİ AZANS AHI tikaaın kıymatiısı — Seçim kanunu — lrz ve teçnizatı — Seyahat grupizri — Götge hkadılı ı — Yeni bir bakanlık keyliyocek. Meclis bir encümene ba- , valo edecek; encümen eh binaen bir (Karma kon syonu) a gönderecek... Bunu mütcakip heye- ti umumiyeye irsal edilecek... Bu müddet zarfında mesai zamanı hi- tam bulacak: <Eaki kanun ara se- çimlerinde tatbik edildi... — Matlup neticeyi temin ediyor. Bu yeni ka- nunu gelecek Meclis tetkik etsin, çıkarsın...> sözü ile mes'eleye pay- dos denilecek ! * İrz ve namus teçhizatı: er gün gazetelerde isimleri- ni, resimlerini görüyoruz... Bir yandan pı 8 harıl harıl silâh a- rıyor; bir yandan da sokaklarda ka dınlara at> malar, tocavüz - , taarruzlar J Erkekleri ya da- yakla ya bıçakla yere gerip elâle - min karısını kı- #a 0 gaman yapacak bir şoy kalmıya Tapor bükümete gelecek, Hükümet cak... Böyle fırsatları şimdiden bar do tekkik edecek kanunu Mecli zını kaçırmalar gırla gidiyor... Aile sahipleri Çoluk çocuklarını bu. itlerin ellerinden nasıl kurtarsınlar ? Ağız dalaşı yapsa dayak yiyor. Düv 80 karakola gidiyor, mahkemelerde sürünüyor. Vursa başına belâ alı- | yor; öldürse evi barkı yıkılıyor. Ne yapsın ? Bunun çaresi şudur. Hükümet bü tün aile erkeklerine can kurtaran a- rabalarında — kullanılan birer cana- yar düdüğü vermeli. Ondan sonra her sokak başına otomatik gra lar koydurmalı; çoluk çocuk sahip- lerine aile tabancası denilen bayıltı C1 mermi atan silâhlar tevzi etme- di, Sokağa çıkmak İâzım gelince bun ları takıp takıştırarak öyle çıkmalı, Taarruza uğrandı mı? Evvelâ Ca- navar, düdüğünü çalıp imdat çağır- malı, Bundan bir fayda görmezso o za> man “otomatik gramafonları işlete- rek: «Can kurtaran yok mu? İm- datl> diye bağıran pilâkları bağırt- malı. Buna da ötraftan müsait covap alamazsa o zaman bayıltıcı gaz neş> zeden tabancayı çekip gümletmeli. İra düşmanlarını uyutmalı ondan son î ra mütcarrızlarla sarmaş dolaş olup kak ortasında horul horul uyuma- hi * Seyahat gurupları: B izde ve buşka memleketler de Parlâmentolararası — bir teşekkül vardır. Sayın milletvçkille rimizden bazıları ezcümle Fazıl Ah- met Aykaç dostumuz bu teşekkülün senelerdenberi * mütevellisi — gibidir. No yaparlar? No iş görürler? Bura sını kimso bilmez. Yalnız sevgili ar kadaşımız arada soyühatler yapar, Bir aralık bu — mes'ele - bazılarınca itiraza uğradı. Galiba itirazı yapan da Vedat Diololi idi. Fazıl Ahmet, © zaman galiba teşekkülden ayrıl- mıştı. “Son günlerde ne — görelim? Diyarbakır milletvekili Parlâmento- Jararası gürüpüna yino — sokulmuş- lar... Bu hareket genç - Diclelinin Bakanlığa geçmesinden sonra olu- yor. Allah sailerini moşkür etsin. Doğrusu memnun olduk. Seyahat güzel şeydir; bele böylesi olursa... * Gölge kadılığı: eçen gün gazetelerde İşlot- G 52 Bekanımn resmini gör zde bu nam ile bir Bakanlık olduğu- nu hatırladım. Lü zümü olmasa ih- das edilmezdi a- ma bu Bakanlığın mdiye — kadar yaptığını ve /ride de ne yaz pacağını bilmiyo- ruz; Bakanlığın ismine bakılırsa bu teşkilât galiba fabrikaları falan işle tecek, Bizde (İşletme) mes'elesi fabrikalara ait bir iş ölmasa gerek- tir; zira ber işimiz işlemeğe işletil- nieğe muhtaçtır; o kadar ki bütün devaire birer (pehlivan yakısı) ya> piştırsak yine kolay kolay işleteme- M u itibarla — (İşletme) — Bakanlığı şimdilik bir intizar devresi geçire- cek ve işleri kavradıktan sonra işle- meğe ve işletmeğe başlıyacaktır. Nasrettin Hopa merhum bir kadı hk talebinde bulunur. — <Açık yer yokl> derler. Israr eder; — nihayet <Sen bir iş bull> derler... O da <Beni gölge kadısı nasbedin!> der; muvafakat ederler. Hoca ertesi gü- nü rahleyi diviti alınca kadının ya- 'nında bir yer bulur, oturur. Bir kâç gün sonra kadıya iki ki- müracaat eder. Düvacı: «Bfen- m! der, bu adam filânin odununu yarıyordu ben de karşısına geçtim, yalnız vi OUdün yarıcının elinden — paralar alır peştahtanın üzerine yüksekten birer birer sayar, Ondan sonra odum yarıcıya paraları Düvacıya da döner — Sen de... der... Paraların sos aldın... Hakkın ödenmiş demek- tir. Şimdi işine git yine böyle para kazanmağa bak! Sonru da güle gür le harcet! n Yeni bir Baxanlık: ekel Bakanlığı İstanbul Sez gi Evinde açılan sergiye işs tirük etmiyecekmiş... — Gayetelerim yazdıklarına ba - O, kılırsa — istinkâfın D hakikf sebebi Ba- kanın İstanbul va lisine karşı olan /BX/, içerlemesidir. Hal // buki zabiri se- bep olarak tasar-, ruf fikri ileri sü-me rülüyor. İstanbul sergisinde Tekel masdo. leri toşhir edilmezse sergi için bü- yük bir noksan teşkil otmes mif İster misiniz? Tekel, valiye karşt olan hiddetini izhar için teşhir edis lecek - sigaraları, içkileri ve asiz maddeleri, piyasadan toplatsın... O zaman çakılan kibritler birer Xestax ne fişeği gibi patlıyacak... Sigaralar değnek parçaları gibi kaakatı kalas cak... İçkiler de bunlara göre ola- cak, Bunların hopsi iyi amma ikide ÜN Ka danıda odangl diyerek ona | birde patlak veren bu dargınlıkların Karvot ve cösaret verdim, Odun ya | sonu ne olacak? Kaveat bildiş taraları aldı giridi be- | — Bu hal böyle dovam ederse kabi nim hakkumı vermiyorİş kadı bu işi nasıl - halledeceği nede — «Ulaştırma Bakanlığır gibi bir do «Barıştırma Bakanlığır ihdas Hna «Gölge kadısı kisini de bhocaya gönderir. vayı dinler. — Hakkındı! bir peştahta getirin... D gelir. der... Çabuk. banâ Çünkü fikir ihtilâfının, kanı kanın yerinden kımıldatamudığı kas bufenin Tüsunsüz dargınlıklarla ağe tadı niye bozulsun? * far