ge Hitle Çeviren: Nâzım Kemal v kızdığı zaman deli gibi bağırıyordu — Hayatımda bir defacık da ha, tebdili kıyafetle, Viyana so kaklarında — dolaşmayı İstiyo- rum! Hitler'in durumu, bana endi- ge veriyor... Sonbahar 19483 Obersalz: Nihayet Benito Muasolini ile tanışmak imkânını bulabildim. Bu dazlak kafalı adam, Alman- cayı, kendi ana dili gibi, serbest ge konuşuyor. Gariptir ki o, in- sanda ölüp tekrar dirilmiş bir tayf intibar bırakıyor. Etrafına telâşli bir hayretle bakan Üzün- tü dolu gözleri var. Bunuynla be raber o, hiç bir zaman Adolf nevinden bir «üstün adam> Ba- yılam: şeri bir taraf mevcut.. Hat t aşk oyunlarında bile Düşünüa ki, Mussolini, Adolf- yn bir an olsun peşini bırakma- yan Salzbourg kontesi Lilly'ye bir İâhzada gönül verdi. O- ka- dar”çok ihtiraslr görünüyordu ki, onu, kontesle bir odaya ka- pamak mecburiyetinde kaldık.. L., bunun faidesiz ve beyhude bir zahmet olduğunu ileriye sü Tüyor. Ona göre Mussolini, Lilly yi çırıl çıplak soymuş, fakat da- ha ileriye gidememiş.. Bu, belki de doğrudur. Zira Mussolinide artık rolünü tamamlamış kim- selerin bitgin hâli var. Adolf, ondan bahsederken bana şöyle dedi: — Gerçi Mussolini benim dos tum sayılır, ama ben köpeğimi bile ona tercih ederim. Son günlerde, Romada, vukua gelen hâdiselerin bizim zaferimizi sağ layabileceğini veya bir müddet için geciltireceğini sanıyorum.. Şimdi ben, fütuhata girişmiş o- lan talihsiz dostlarımı himaye etmek zorunda kaldım.. Kiş, 1948: Bugün Hitler, Bleuer'in «psy- ehiatrie> adlı kitabını okumak için odasına kapandı. Şimdi o, 1937 yılıda olduğu gibi, bir takım kuruntuların pençesinde kıvranıyor... Odasında tam üç saat kaldıktan sonra yanıma geldi. Onda endişe verici bir hâl seziyorum.'Bazan ağzını açma - dan, uzun müddet, yüzüme dik dik bakıyor. Demin bana, Roo- sevelt'in natku hakkında ne dü- gündüğümü sordu. Nutku oku - madığımı söyleyince hiddete ka- pılarak gürledi: , Bilâkis onda çok be- â en a imkân yok... Stalin ve diğer siyaset adamlarına gelince, dn- ların Hakkından geleceğime emi nüm. Halbu ki; Roosevelt, bir Babun köpüğü gibi avuçlarım- dan kayıp gidiyor. Onun siyase- tüi kavrıyamıyorum. Acaba A- merikayı, bu Yahudi cennetini bilmediğim için mi bu böyle o- luyor? Stalin'i, kendi yuvasında tu - zağa düşürmeliyim! Mussolini - nin bu husustaki teşebbüsü fai- desiz olmadı. Sonra ben, ne pa- hasına olursa olsun, harbi ka - zanmalıyım. Zira binlerce Ya- hudinin alayına hedef olmak is- temiyorum. Hiç kimsenin, ama hiç kimsenin benimle, eğlenme - sine tahammülüm yok.. İşte bu 'nun için kolum, dünyanın her tarafına uzanmalı, anlıyor mu - Sun? | Hitler'in hiddete kapılınca ha lıları dişlediğini ileri sürenler | var. Bu iddia, tamamile yanlış ve saçmadır. Yalnız o, böyle an larda, Zasian ediyor ve insanı | BUYUK AŞK ROMANI |Berkanın ölümünün kırkıncı günü. korkutacak kadar mütemadiyen bağırıyor. Kiş 1948: Funkun verdiği bir - ziyafete dâvetliyim... - Bu, hâtırı sayılır oburların hâzır bulunduğu muh tegem bir ziyafetti. Hele Funle'- un, büyük bir gürültüyle, KARARAAAAARARAAAARARA RARRAAARARARARDANA Ps ; İA el Gelir vergisinde 8500 memur ——aar » e— Şimdiden tacirlere baş | İı.ıhı h de demek, hürriyet Prof. Sabri E vurarak defter tut o harekete geçmek entliğidir. ali ü B İradenin hürriyeki, her Mi öv. |dikleri nisbotte kıvraklığını kaybe talip olanlar var — |0; Denlmeor. Gökne | BüĞ y drraylağlir. | Yubaşından İtbaren — tatbikine | Ruht — hayatımız, iptidaf ve aşağı| İradenin serböst işlememesi demek başlanacak olan gelir vergisi ha | fonksiyonların derece derece daha |üklın uyanık bir murakabo tosin e- arlıkları devam ederken piyasada- İyük fonksiyonlara — bağlanm yüni daha aşağı fonk-| ni şapırdatarak yemek yemesi, İki telüş da gittikçe artmaktadır. /vyo gayot çapraşık ve nözik bir for urup kendine #i HÇ Aİİİ Hükümet, bu vergiyi / çıkan yon — gebekesinin — kurulu) tir. Tasan, ham tema Sofrfada, karşıma düşen — bir | bir ize başlamasından ibarek oldu, v Kadar çocuklukt Fransız, gülerek bana şöyle di-|n a yae ilnakdar | Kİ a B Blkm gözlmayer eç S e n ancak aklın mura- İmino ( » bağli kaldıkça, ser- — Bu evde çok iyi yemek ye- | TRne gknmaeR den & onra birer i- İ bestço iradi davranışlarda bulunma- mesini biliyorlar, ama içim e e l . mün lecoği pok ta-İğe müktedir olamas. Akıl; bir ta aslâ... Gariptir ki, Almanyada, | dan biraz fazladır. € 1 n aklın n yasak dinlemeyon ilcaları d içilen alkol —müktarı, akıllara /ge bu miktar 600 m ra 'erek, diğer taraftan görencitin hayret verecek derecede olması-| yukarıya çıkarılmağa adi bareket, alkın k h ve yasak küsteğini çözer na rağmen, kötü şarabı iyisin- | Bu Itibarla piyasanın telâ |lünden geçmiş bir temayüldür. Te-| iradenin şahsi ve hür davranışlarda den ayırabilen bir kimseye ras-|şı y ir, Vergi hakkında — ve Mor, iradi n « bulunmasını mümkün kılar lamadı bayet Nleri - etrafında geni ı l 1 İha Yü gl Iça ahat bir Hamla İla, İür 'Obur dâvetliler, karınlarını a- | malâmata ve tecrübeye sahip bu-İnidir. Demek hür iradeyi B Kie aa a AaUDinA Bd damakıllı doldurduktan sonra, | lınmayan mükellefler, lerini 've eden şey, temayüllerin, başı boş, | veren psikoloğlar, hareketlerini tıpa- sofada, seyişme faslına başladı- |İZhar etmekten çekinmemektedir - | aa bil fiile inkilâp etmesi de- | Hp göreneğe uyduran insanlarla sıri lar. Bunu görmemek için bura-|ler. Piyasanın bu Halnden UU (ği, rühi fonksiyonlar - şebekesinden | göreneğe aykırı olsun diye — ayak | dan kaçıyorum... Ya aa ça a aa ynüraeaat e İSeip aklın rızasını — kazanmasıdır.. | direyon kimseleri, ayni münada b - Üdlşgez 97 © |Ancak artlar dâhilinde serbest İrer irado sakatı addederler. Uysa in, S » derek: St PPT A e— Endişe etmeyiniz. Biz sizin | bir iradeden bahsedilebilir lar, irade bakımından çocuk kalmış | Dün Himmler'i ziyaret ettim | defterlerinizi tutmaya, müessese .| - Aklın kontrolünden geçmeyen ira-|tiplerdir. Bunlar, ömürleri boyunca, ve öna Madam T nin mâsum olİnizt mümkün olduğu kadar kor |di davranışlar, serbest değil, — ya Jevlütlıktan kurtulamazlar. — Hallın dağunu söyledim Bunun Üzeri- | mağa hazırız!> demeğe baplamış - |kücük çocuklarda olduğu gibi haz |<hanım evlâdır dediği insanlar - bul eT lardır. İprensibine, yahut aile ve muhit gö-|tiptendir. Böyürler, dört kaşlı de - ne Himmler, onu derhal serbest bıraktı ve bana; — Madam L. nin başından ge gçen vak'a, gerçekten hazin bir hikâyedir, dedi. Zira iki günden beri asıl suçlu olan âşıkının da bu işle ilgisi olmadığım öğren - Mmiş bulunuyoruz. Bu, isim ben- zerliği yüzünden ortaya çıkmış müessif bir hâdise... Ben bu ka- dim, bir tahşit kampına gönder, meği düşünüyordum. Siz Madam L. nin bundan böyle çılgın ma - ceralara girişmeyeceğinden e- min misiniz? Himmler'e bu hususta temi nat verdim. O, bir müddet sus- | tuktan sonra şunları ilâve et-| ti; — Nihayet Führer'e teklifimi kabul ettirmeğe muvaffak ol -' dum. Şimdi ben milli emniyete bağlı bir T nci şübe kurmakla meşgulüm. Bu şübe, nazırların | vaziyetini kontrol edecek. | Sanki bu şubeye ne lüzum | vardı! Herhalde ne Ribbentrop- ua ne de Goebbels'in, Führere karşı bir suikast yapmaları ih- timali yok.. Geriye kalan diğer Nazi şefleri ise mühim şahsiyet ler değil.. Yalnız, Adolf'la bir müddettenberi kavgalı bulunan Goering'in bir dolap çevirmesin den korkulabilir... Bundan başka Hirimler'in Go / ebBels'i tuzafa düşürmeğe çalış- Di muhakfak- Ama oyun, bun 'da muvaffâk olacağını hiç san- mıyorum. Size şurasını da itiraf edeyim ki, Goering'in Führerle çatıştığı esnada harcadığı söz - ler, beni fazlasile üzmüştü. Go- ering şöyle bağırıyordu. — Siz normal değilsiniz! Nor mal değilsiniz! İşitiyor musu - nuz, normal değilsiniz! Sizin üs- tün bir adam olduğunuzu bilmi- yor değilim; ama tabiatin, sizin gibi anormal kimselerde, en | korkunç sırlarını gizlediğine de | kuvvetle kanüm... | Goering'in gür sesi hâlâ ku -| | Jistanbulda gelir vergisini kontrol | İnaftada üç defa yaptığı toplantı - dığı takdirde, sanayiciler tamamen | da sanayicileri terasil edenler, men ellerini kaldırmışlardır. zurlu şeklin devamnı olacak ve kü-| Ççük sanayi müsseselerinin &i tutarı bile elde edilemiyeceki geklin Maliye Bakanlığınca kabul Sülleceğine ihtimal verilmemekte. Gir, İstanbul Derterdarı komlsyona | 'başkanlık Diğer taraftan — maliyece vergi İreneğine bağlı, alışkanlık hâline gel- |likanlı, pelilivan yapılı bir adam 0- hazırlıklarına devam edilmekte ve | m-e—a- ——— — (lurlar. Fakat daima, azarlanmamak | Memarlar mal (e tüi irünz b d, Haa ÖF A etmek üÜzere 8500 memur çalıştırı. lacağı anlaşılmaktadı: İlk tatbikat aylarında — Kanun dan çıkan mânaya göre — daha beyanına ikolog lmayan Tekke ve nin emriaden kıl kadar uysal darvişler, bunlardır ömürlerinin aatırlarda onuna klerinin gölgesinde ya ı ba- an, tarikatte daima ea 0 şalarda, kendi kanaat- Ğiü, v dafaa eder- tırlar ve yeni bir ç abbüs edenlere şiddetle saldırırlar. İler bile, diriliklerini — kaybetmezler. Her ferdin ruhunda, tazyık altında çelik yay gibi kurulan irade, — ber Jan giddetli bir hamle ile boşanmak Tiktidarını muhafasa eder. Başka bir yazımızda, yine bir çeşit irade sakatı olan serkeşlerden bah- Partilerin fedaileri, bunlardır. — En ahmetli, en ağır, en yorucu, hattâ en tehlikeli işler, bunlara tevdi edi- lir. Partilerinin muvaffakiyetsizliği, itibardan düşo izılmağa başla si, çökmeğe ve da - ası, en fazla bunları müteessir eder. Yino türlü cemiyet- lerin âzası arasında, gaye, program ve mazideki çalışma tarzına bütün varlıklarile bağlı, bu mevanlar sorinde münakaşa kabul eti kadar imanlı ve titiz, göreneğe uy- (gun olarak yaşayan ve görene şatan tipler, bunlardır. Uysallar, ba- #an ,bütün imanlarile bir ilmin ve- ya bir kanaatin de en hararetli ta- 'da fazla memura lüzum hasıl o- y raftarı olurlar, Bir kere inanıp bağ-- lacağı ayrıca belirtilmektedir. M kurtulamuzlar, ; Di ıı]ıwl“'-""hmnlı?ur mı, kapaatlerinin aksini is- H AK: ik çağında, Kayet kısa bir hürriyet hat eden hâdiselerle karşılaşsalar da- Muamele vergisi aca bulranı geçirdikleri de olur. — Şöyle|| n İ A ha ü gösir lti dile Sörleİbi, güphecilike düşmezler, en bedibi | 5 ki bir silkinip kendi kendilerini — bul - (yakınları bile, türlü mantık oyanla komisyonunda kaç Bütün devlet memvirlarının - mal|mağa, Hakiki bir şahsiyet sahibi ol-İyına başvurarak, kendi — imanlarının sarayici var beyanına tâbi tutulmasını icap et.|mağa davrandıkları görülür. Fakat listikametinde tefsir etmeğe çalışır- Münmele vergisi " komisyonunun | "ft 9440 sayılı kanunun yürür - |bu bir saman alevidir, çabuk sönor. (Jar. İlüğe girmesi dolayıstle memurlara |Hem o kadar çabuk geçer ki, ana beyanname dağıtılmağa başlanmış| babalarinin merak ve end tır. Üç kısma ayrılan beyannamenin lişeye düş- lar enteresan bir safhaya girmiş Bulunmaktadır. İakaleride K aha kalınaa, Güz:e Maliye Bakanlığının temsileileri | Ç M İçp kapayıncaya kadar, yine sütli - inlığının temsilceileri İbirinci kısmmı gayrı menkul ah an keslirler ço uşsallığa dönerler A Ga aa sebip olmuz. |İRT ve bu Bükümde / olanlar teşkii ga uti eyitülar, artk ömürlerinin | DA aaa a taklillerden elseriyetin | Sümekte; - Beyannameyi / doldura -| 0 L Çi an orlk Drüron DA Kai geakii — bastaanin aleyüine |B Gülesl — vilâyeti. ed, eoy- ( SD l D a yön. BHt SEZE verecek garip bir teklirr Va aa y lanla anra SA Üssallar için, kendi' kondilerine a a TÜ a a a ç| gayrimenkul malların cinsi, sahip halletmek külfetine - katlanacakları Hİ GG n aha |olduğu binanın Gafre ve oda ade - |hiç bir mes'elo yoktur. Ana babala- e eeğin e elkiERün di, arazi, arsa veya madeni varsa 'rının sağlığında, en ehemmiyetsiz, İyüz ölçüsü, herhangi hir e sahibi ise bu hisse müktarı| başlarına hakkında “sualler sorulmaktadır. Beyannamenin ikinci kısmı ise, menktal mallara, alacak, borca mücevherata alt bulunmakta ala- İyasak ve teabik sistemi devam e- | cak ve borç miktarı ile borçlunun 'der, O zamana kadar, kafalarında ö- ve alacaklam kim oldukları İstle. öörlerden, ihtarlanda, vasiyetlerden | vap edilmektedir. b ToaanaRRE ” memürlara tevzi | Tütesekkil-bir hayat programı, ade- Vâ kanun mahiyetini almıştır. edilmiş bulunmaktadır. 1 ay için. de gevaplantirilmie — dazım ” gölen| — Hayatta: yalmz . kalınca, hafizala- Beyarmamelerde kaydedilmemiş, g-| "Yda daima catili kalan bu nizamın Vö bitaraf kalmâktadır. . İlan para ve mallar, devlet kasasın »ila dışma çıknlalar ve bütün b tmlyı reketlerini o nizamın kaidelerine ü e. ganayı- | dan çalırınış sayılacak ve bu gibi Yapılan bir hesaba göre, sanayi. | dan çalınmnış g n Cileri temsil eden. birlikler mvuml | kimseler mahkemeye verilerek, su- |dürurlar. «Rahmetli malda |günlük hâdiseler karşısında bile tek | kurtulmuş olacağından komisyon - he arar. vermek Temerler. Ya tenbih edileni ya- yahut hömen onlara akıl d: Azü babaları ölünce, ayni | | İgört, rlar | Habuki bu şekil, şimdiki mah . sayısı alabildiğine artarak bugünkü v tir. | bu | Hazinenin — zararına olacak ettiğinden gürük /m derdi ki> Katipleri memur olduğundan Ko -| ilatimal suçundan yargılanacaklar |ile başlayari ” bir miulakemenin so - İmisyonda satıcı olarak yalnız . İz- | dır. handa, mutlâka, Gyai yolu takip et-| hirden Geman Kiter kunektedır | Bip Ingiliz güzetecisi aa nalN İğeae ÇS n Ulaşfırma Bakanı şehrimizde İkaranı "icabettiren her büdise karşı-| ında, gerek başkalarile, gerek ken- | li kendilerine giriştikleri bütün mü- | Karadenize gidiyor Sövyet Rusyanın Güney hudutla |* Ulaştırma Bakanı Kemal Satır, | nnda yaptığı tetkiklerle tanınmış (i | aa geztele gemle -| dan İnziliçrenin möştur Kuzeteci |gakasalar, barekot taralarını — ana e Bakan ve Denlzyolları | Genci | lerinden Datiy Mail müharriri Mr. |babalarınınkine uydufmak lüszumunu Müdürü ayın sekizinde iBç seferi-| Word Price İrısusl otomobilile y aha isbat etmek içindir. Şayet Ge Çıkacal olan Giresun Yapurtla| nında sekreteri ile beraber Anka- başkaları, aykırı nasihatlerde bulun- Karadeniz seyahatine çıkacaklar -| Tadan şehrimize gelmiştir. mak şöyle dursun, sadece diğer ihti- d A Çellgee HiASE Ba ll | — Mir. Price geçenlerde gazetesine mallerin mevcudiyetinden bahsetme- n . yolladığı bir makalede İran, hudut Ü4 kalkışacak olurlarsa, derhal şüp- bahsi kapayalım! Kıbrıslı öğretmenlerin |larında yaptığı / tetkikten edindiği (hplenirler ve karşılarımdakini düşe Mlkbahar, 1944: dünkü gezileri | Ğğ“,_’;lf'f, l:'egnılqu:lı ,cn.'ğîfl.ııı.'fıy;""1 ŞB AĞA biltes SORİR ü İ Adolf, bir mektupla Birlikte İ — Misafir Kıbmah Türk öğretmen- İlâ etmeyi düşünmediklerini, bur Wi et Taballendikleri fikri taziş eri| vaktile yazmış olduğu bir hikâ-|ler, Gün 9.05 vapuru ile Paşabah. | encak İran ve Irakı istilâ ile göne (ÇELA br d LA GK isirik at yesimi bana gönderdi. O bu mek Seye gitmişler, orada alkol, cam | kıyenin etrafında bir çember çevi Vi0 İN Yavarmalanı ve kevsayı| büpta, yaşaınış bür ” tecrübeyi İve kundara Tahrikalarını Ziyaref Serok yapımayı tasarladığını söyle.|DİC göte Slinar, Danlar, İradi ürve) eee nerge İ Sti het ranışların intihap, karar Ve icra saf-- mh'uı be:ümmııızımdn_ «Bet-|“öğe ya & Hilmlikiz 3öi < |halarında, bağlı buulndukları nizam- şıyan bu hikâ- Ka sultan Hamamındaki — |dan kıl kadar inhiraf etmezler. An- yeyi okuduğum zaman, ne yalan söyliyeyim, aklima, küçük — ba- yan Ribbentrop geldi. Fakat sonradan yanıldığımı anladım. (Devamı Var) D. P. mevludu İstanbul D. P, İl Başkam meı hüum avukat Abdurrahman — Mün! ne rastlayan bugün, ikindi namazı fi müteakip Teşvikiye caminde mevlüt okunacaktır, Yazan: SERVER BEDİ Onun hisleri tek taraflı de- ği Fakat genç bir. kızdır, hisleri daha çabuk ısınmağa is- tidatlıdır, bunun için belki ben- den daha fazla duyar. Neriman imalı bir yan bakış- la; — Yalnız bunun için dedi. — Başka ne olabilir? — Siz çok iyi bilirsiniz. Hiç şüphesiz Neriman Vilda- ni ima etmek istiyordu. Nejad Bustu. Bu kızın Vildan hakkında ne bildiğini ve ne düşündüğünü merak ediyordu. Fakat bu bah- Be girmek doğru muydu? Üstü kapalı itiraf etti: — Evet, dedi, yalnız Selmin'i tanısaydım, ona karşı kislerim Berbest kalacaktı. Neriman derhal anladı ve can Tandı — Teşekkür ederim, dedi, ne kadar samimisiniz! — Fakat Neriman hanım, e- ğer zavallı Selmin annesinin te- Biri altında ise ve bundan kur- değil, tulmasına imkân yoksa ben ne yapabilirim? Neriman acı bir gülüşle kar- Bık sitemli bir bakışla: — Beyefendi! Dedi ve durdu. Biraz sonra omuzlarile bera- ber başını yukarı alarak dedi ki: — Vildan hamımın tesiri al - tında bulunan — yalnız Selmin mi? — Şimdi Selmin'den bahse- diyoruz. — Sizden de bahsediyoruz.. — Evet... ben d durakladı. Ne söyliye- ceğini gaşırmıştı. Neriman'ı o kadar haklı buluyordu ki, âdi zekâ ve münakaşa oyunlarile 0- na karşı haklı çıkmaya çalışma- nın çirkin olduğunu hissetti — Evet, dedi, o da, ben de Vildanın tesiri altındayız. Ara- mızda böyle bir engel var. Ne yapabiliriz?. — Şimdi Nejad bey, işte şim- di en canlı noktaya geldiniz. öğretmenler, 18.30 vaparu ile şeh. kenitaiye hak İcak bu nizam, kendi şahsiyetlerinin | H ögritmenlere bugün Tahsim Be dönkü yapgın MEL, üpüi BUDRLE Tak dediye Gazinosunda Muallimler Bir| : Dün Sultanhamamı — semti - bir|dıkları başkalarmın eseridir. İligi tarafından çay verilecektir, — |tehlike atlatmıştır. Öğleden sonra | Uysallara din, tarikat, siyasi par- Çayı Âkile Artun'un konseri “ta. | Âyirefendi caddesinde Kısmet “ha- /i Cemiyet, hatlâ ilim müntesepleri kip edecektir, nında bodurum katta — Salih İiyas| v> CeniY kip edecektir. İsında bodurum katta — Salih Nyas|arasında bol bol rastgelinir. Böyle ğluna, a y leri, dinde Tanrı ile kendileri ara- Yahudi temsilcısi bir lektrik tesisatı kontağından angın çıkmıştır. Memleketimizo gelmiş balman e- Y tralye haberdar edilmiş Tail hükümeti Muhaceret Bakanlığı | ve İtfatye hüdise mahalline — ge - temsilcisi M. Victor Elinchar dün İs- | Hnceye kadar da yangın orada bu-|mak lüzumunu hissederler. İbadet- tanbul yahudi cemaati reisi B. Sori- | lunanlar tarafından bastırılmak su|te şekilci, imanda nascı'dırlar. Ta- ans vo şehrimizin ileri gelen yabudi. | retile muhakkak bir tehlikonin ö.|rikatlerde eli ve ebedi | müritler, leri ile görüşmüştür. ni alınmıştır, bunlar arasından çıkar. Mürşidleri- inda mütlüka mutavassıt bir oto - ritayo muhtaçtırlar. Her an, böyle bir otoritenin eteği altında bulun - Nejad Neriman'ın yüzüne dik katle bakarak sordu: — Ne istiyor? — Siz çok iyi bilirsiniz, — Rica ederim, siz de müşa- hedenizi veya tahmininizi söy- leyiniz. — Sizi istiyor. Nejad küçük — bir tün peginden sordu: — Ne gibi? O da mı seviyor beni? Rica ederim, bunları ben söyle- memiş olayım.. — Emin olunuz. — Eminim. Yoksa cesaret et- mezdim. Vildan hanım anlaşıl- maz bir kadındır. — Daha neler söylüyorlar ©- nun hakkında? -— Rica ederim sormayınız.. Ağzımdan fena sözler çıkabilir. Belki de aldanıyorum. Söyledik lerimi unutunuz. Hep fena şeyler mi söy- lüyorlar? İsrar ediyorsunuz. Hep fe na şeyler değil. Vildan hanımın güzelliğini, inceliğini, zarifliğini, kibarlığını, zekâsını inkâr eden yoktur. Fakat herkesi hayrete tereddü- No. 59 Bütün mes'ele bu değil mi? Ben açmağa cesaret edemiyorum, Sizin hayranım samimiyetinize.. aten Selmin'i de size bağlayan şey bu açık kalbliliğiniz... Ben de sizin vicdanınıza güvenmesey dim, Selmin'in haberi olmadan, — Ah beyefendi, öyle birşey Boruyorsunuz ki, dünyada bu - nun cevabını hiç kimse veremez. Vildan hanımın kimi ve neyi sev diği hiç belli değildir. Görülme- miş bir kadındır o. Bakarsınız gayet naziktir, insanı tılsımlar, e K e düşüren sey, bu kadar güzel ve e bi gnlıy Z. Seb Bakarsınız müthiş ma ince bir kadında bazan delice min'i ne kadar sevdiğini ve sev- — v Pi man merdiveninde yanınız — bir hainlik, bir vahşilik olması- mekte ne kadar haklı olduğumu — Gün geçer, selâm vermez. Bakar — dır. Nereden hükmediyorlar bu sınız akıllı, bakarsınız.. ay na- sıl söyliyeyim... sizin Selmin'e kar- Şi bu vefakârlığınıza hayranım. na? Z — Beni affediniz. Daha fazla Söyleyiniz, Sonra ne güzel düşünüyor ve ğ Solmin”i x0 B gi — Bakarsınız delidir. Apartı- —*öyliyemiyeceğim. Selmin'i dü - söylüyorsunuz. Sizin — gibi bir vanda herkes onda Bahseder. — Sünmeğe mecburum. arkadaşe mâlik olduğu için Sel- Hünda herkes ondan bahsede Si etileş Dü Daaa a aa Tda Ka aç Se ken münakaşaya tutuşur. Akıllı Fakat aramızda kalacak, — Biliyorum. Fakat., Müsa- ado ediniz. — Peki, israr etmiyorum. — Bu kadar söylediğime de diyen de vardır, deli diyen de.. Hakkında türlü çeşit rivayetler.. Ne gibi? Güya kocasını iki defa ze- rimde, tahmininizden çok fazla tesir yaptınız. — Bana Selmii hesabına çok ümit ve cesaret veriyorsunuz. — hirlemek istemiş, Muvaffak ola- müteessirim, Vildan hanım Sel- — Evet, Fakat siz biraz da mamış. Adamcağız da kendi ha — min'in annesidir nihayet, Ona benim vaziyetimi — düşününüz. yatını kurtarmak için onu öl- karşı hürmetim var. Bir anne var ki, benim kızile te- Gdürmeğe kalkmış ve muvatfak — — Pek tabil. Masımı istemiyor. olamamış. Neler de neler... He- Sizin onu tercih etmenize — Çünkü baska bir gey İsti- yor. karşı da ne denebilir? — Tercih mi? pisi rivayet tabil... Ben dediko- du yapmak İstemem. Sevmem, |Daha en körpe çağlarında yasak İzelişir. Nib — —— ——— — ——— — — —— Diktatörlükler, cemiyet içinde e- tirdikleri ağır bava ve terbiye mü - esseselerine verdikleri nizam ile bu tip insanların sayısını çoğaltmak is- terler. Bu rejimlere göre cemiyet ile fert arasında en muvazene, ferdin kayıtsız. ve şartsız cemiyete inkiyadile teessüs eder. Yalnız — bu formüldeki cemiyet tabirile kastedi- | len şey, cemiyetin bütünü veya ek-| seriyeti değil, cemiyete hâkim olan azınlıktır. Diktatörlükler, bu tip in- İsanlar yetiştirmek — suretile kendi| hakalarını temin etineği düşünürler. yaallar, biç şüphe'yok, birer ira- | de sakatıdır, Bunlar, çocuklukları 'dan itibaren, iradi davranışlarda bu- lunmağa alıştırılmamış, bilükis dai- | mi bir baskı altında kalmak sure tile iyetlerinden topyekün veya| kismen ferağat etmiş — kimselerdir. vurucu — tesirlerile, Fretd'ün dediği gibi “rühlarma ihüs- tebit bir. <üst-ben> i ağırlığı Çö- rular, zamanla ve bayat tec- rübelerile, bilhassa altıncı yaştan i- tibaren mürahikliğe kadar, bu ya- sakçı tazyikten kurtulamazlarsa, ö- mürlerinin sonuna kadar, hakikaten serbest irade davranışlarında bulun- mak imkânımı kaybederler. — Fakat ikinci yaştan ultncı yaşa kadar ço- faaliyetini ben> tedricen yerin tenbihlerin ket " tim eden bu cüst- realitenin mü- desile küvvetlenen akla birak - muğa başlar vo böylece çocukta, a- | kıl payandasına dayanan bir şahsi- şet, kıvyamını - bulmağa yüz tutar. Şahsiyetle beraber irade de belirip et delikanlılıkta irade, pilip şek- sal bir gelişmedir. yine şahsiyetle bir Bu, Fakat bazan öyle baskin bir cüst-bem ya- ratır ki, yavrumun bütün faaliyeti, | | yasak vo ton in koltük değne -| gile olur. Her temayül, her istek, daha intihap ve karar safhasında kuvvetli bir tazyıka çarparak içe te- pilir. Ancak etrafın tasvip ettiği ha- reketler gerçekleşebilir. — Zamanla ba uysallık itiyadı, hakiki iradenin zararına, benlikto kök salar. Böyle- leri, körü körüne boyun eğdikleri yasak ve tenbihler ortadan kalkın- ca dahi, benliklerine işleyen otoma- tizmin esiri olmakta devam ederler. Bu sebeple, daima içlerinde yaşattık- ları bu müstebit sansür yüzünden, hakikaten şahsi diyebileceğimiz, gö- reneğin ve geleneğin dışında, yopye- 'ni hareket ve füllere girişmek şöy — Affedersiniz, Nejad -bey. — Estafurullah... Dostça ko- nuşuyoruz. Tercih dediniz. He- nüz böyle bir şey olduğunu zan- netmiyorum. — Olmamışsa bile olacak ta- bil. — Niçin? — Vildan hanımın tesirinden kurtulacak kadar.. nasıl derler.. şahsiyet sahibi bir erkek olmak çok zordur. Bazı misalleri var da onun için. — Ne gibi misaller? Sormayınız rica ederim. Beni bir kere daha affediniz. Bazan erkeklerden cidden iğre- niyorum. Kaba zevklerine ne ça buk mağlüp oluryorlar. Ve en çok size hayret ediyorum. Çün- kü ötekiler için Selmin yoktu.. Yalnız Vildan hanım. Biraz da- ha mazurdu onlar, Fakat siz.. siz... Selmin'e annesini tercih et tiniz. — Daha etmedim. — Edeceksiniz. Nejad buna birdenbire «ha- yır» diyemedi. Biraz düşündük- ten sonra: — ©O kadar kat'i niz, dedi. Neriman eldivenlerini birden- bire masanın üzerine atarak: lemeyi- “Gözile IT açmağa te-|b ; : ; İrade sakatlarından uysallar le dursun, bunları zihinlerinden ge- girmek kabiliyotinden bile mahram yaşarlar. Bu tip insanlar için irade, herşeyden önce itaattir. Bu çeşit irade sakatlığından insan- bör kurtarmanın çaresi, bir taraftan fana babaları çocuklarına karıp ta- kınacakları tavır üzerinde düşündür- mek, diğer taraftan terbiye siste- geliştirecek surette Hür düşünceli insan- gahsiyeti ' İsamaklarda kalan silik çehreler, bun|ların hür iredesine dayanan demok- ardır. Siyasette, — intisap ettiklerilrasi — rejimlerinde, — şabsiyetten ve a 'partinin en güvenilir unsurlarını yi-|yahai iradeden ferağat, aslâ bir me- .© banlar teşkil eder. Yalmız nizame|ziyet sayılmaz. Sürü insiyakları ge- nameleri l, parti büyüklerinin liştirilerek yetiştirilmiş, kösemenali arını dahi — ezbere bilirler.. |kalınca şaşkına dönen, hür ve müm antılarda berhangi bir. mes'ele İtakil iradeden mahrum insan yığ akkında karara varılmak için ya-İları, belki bir an, tarihin kua bir devr küvvete çarpınca, ve r daha kendini toparlayamaz. Fa- tendi şahsiyetlerinin ve bür ira- delerinin şuuruna ermiş inde sarp ve çetin bir kuvvet Fakat böyle bir bir hP erir İkat insanların tarihleri - teşkil topluluklar, 'vin bir safhasmda, kuvvetçe ezilse- ecek | tedecoğiz. Ekmek fiatına zam mı yapılacak elediyeye müracaat eden fı- ekmek fiatlarına zam yapıl- a. Dün rıncılar, masını, aksi takdirde İstanl kının sık sık ekmek sikintisi çökece- iini bildirmişlerdir. Fırıncılar, ekmeklerin küçültülme- sine mukabil işçiliğin arttığını, bu m yapılması lâmm gel diğini iddin etmektedirler. Belediye iktisat müdürlüğü, bu teklifi incelo- meğe başlamıştır. Öğrendi gö- re ekmek fintlarına 1 veya 2 kuruş kadar bir zam yapılacaktır. Aziz Derya kaptan yedeğe alındı yeni posta ge umuza gelmesi üzerine İsebeple do Denizyolları idaresi milerinin yu kaptanlar arasında yeni tayinler yap maktadır. Bu arada İstanbul gemi- sinin suvarisi olan Şefik Kaptan <An kara> gemisi Ankara gemisinin sü- yarisi olan Seyfi Kaptan da «İstan- bof> gemisi suvariliğine tayin edil- ler vo Aziz Derya-kaptan da ye- değe alınmıştır. Trabzon geliyor Amerikadan satın aldığımız yeni 6 posta gemisinden 5 incisi olan €Trab z0n> gemisi bugün saat 11 de lima- mmıza gelmiş bulunacaktır. Nikaragua'da 'çehit edilen '«Küstüt inomu> gemisinden üç tayfanın cena vesi de bugün <Trabzon> gemisile ge lecektir. Cenazeler gemiden alınarak liman hastahanesine konulacak ve bilahare merasimle defnedilecektir. Öldürülen kömürcü Üsküdara tübi Ömerli köyünde ev- çelki akşam bir cinayet işlenmiştir. Ali isminde bir kömürcü Sırapınar- 'dan Ömerliye giderken iş yüzünden araları açık olan kömürcü Mehmet yolunu kesmiş «sen bana rekabet ya öndüreceksin>, diye parak öcağımı rek tabancasını çekmiş ve Alinin ü- zerino dört el ateş etmiştir. Ali aldı 4 yaraların tesiriyle derhal ölmüş atil yal Senato toplantısı İstanbul Üniversitesi Senatosu 11 yapacağı toplantıda lise- ler hakkında Şüraya gönderilecek ra poru hazırlıyacaktır. Senato mütea- kip toplantılarında da 950 yılı büt- çesini görüşmeğe başlayacaktır. ( | KISA HABER.LERW İN ee Bf | * Şehrimizde yaz mesaisinin tat- bik edilmemesi, memurlar arasında momnuniyetle karşılanmıştır. Esasen Bgeçen yıl tatbik edildiğinde yaz me- #ai tarzmdan bütün memurlar gil yet etmişlerdir. ** Cekoslavakyanın Ankara elçiliği 'ataşemiliteri Emil Horyna dün şeh- rimize gelmiştir. * Amerikada Türkiye bakkında konferanslar vermek üzere memleke timizde 15 gün süren tetkiklerde bu lünan Amerikanın tanınmış — kadın konferansçılarından Mra. Andriol bu gün memleketine dönecektir. * Türk Basın Birliğinden: Türk Basın Birliği idare kurulu dünkü toplantısında derneğin gelecek çalış- maları üzerinde müzakerede bulu, rak icra kurulunu — seçmiş ve icra kurulu Muvaffak Sunsl, (umumi tip), Reşat Feyzi Yüzüncü, Riza Ru şen, Enver Olcay (muhasip) den te- İşekkül etmiştir. Devlet Denizyolları Dokları İşletmesi telif malzeme, hizalarında göst — Öyleyse, dedi, cidden, siz Vildan hanımı tanımıyorsunu: - Kendimi tanıyorum. Kâfi değil mi? (Devamı Var) Fabrikamız ihtiyacı aşağıda cins ve miktarları yı A AĞUSTOS 1049 Şoförsüz taksi... Genç olduğunu tahmin ettiğim Şae ir Rauf Tanır bama otuz İki sahifer den ibaret küçük gilr kitabını gön « dermiş. Lütfan yaptığı tarihsiz itha- fini okuyunca gülümsemekter kon - dimi alamadım ve kendisine bu ba- kamdan da müteşekkir kaldım. Şalr göyle diyor: «San'at vo edebiyat ma- halelerinde dalma tazadlar uçurumur 'na yuvarlanıp bir türlü kendine ge- lemeyen - Kadirsan - Kaflıya Okurlarım da bilirler ki, ban ihti. sasa dayanan san'at ve edebiyat mar kaleleri yazmıyorum; — edebiyattarı tarihe, sosyolojiye, psikilojiye, hattâ hekimliğe kadar birçok Wim şubele- rinin günlük hâdiselere temas — edan kısımlarından birer ,parça sunuyo - Tum. Azıl maksadım ilim vermek der üN görüşlerimi ve düşünüşlerimi de- Hillere bağlamaktır. Gazete muhar - rirliği edenlerin de böyle yapmalar " garttır. Ban edebiyat ve san'al eserleri a- raşından şu veya bu tarzda olanları lercih edip diğerlerini toplan iskar- ta etmem; her ne şekilde yazılmış veya yapılmış olursa olsun güzel o- dan güzeldir, çirkin olan çirkindir ; esason güzellik ve çirkinlik telâkkisi şahıslara, iklimlere, milletlere, za - mana göre değişir. Volter Pariste bir piyes seyretmiş, yanındaki dostu pek beğenmiş — ve — Çok güzelt Hükmünü vermiş. — Volter niçin güzel olduğunu sorunca demiş kir — Muharrir. gayesine ulaşmış! Birkaç gün sonra dostu İngiliz tus Zu almış ve müshil derhal tesirinl göstermiş. Volter derhal demiş kiz — Aldığınız İngilir tuzu çok gü- ylmişi — Aman, ona da güzel denir mit — Niçin denlimesin, gayesine u- daşmış! Demek ki, güzelliğin dünya ölçü sünde mutlak bir tarifi yoktur. Şair Rauf Tanır. eserine «Zehir gibdİ> ismini vermiş; içinde bu başe Jığı taşıyan hiç bir şilr yok - ve bü- tün Şiirler de zehir gibi değildir.. İBu bakımdan tezat var. İçindeki ya. ziları tekrar tekrar oküdüm; — bir yazısında kadın, aşk ve güzellik uğ- runa zindanlara atılmaya, zincirlere vurulmaya, kızgın demirle dağlan - maya, hattâ ölmeğe razıdır; başka bir yazısında İse kadın en aşağılık ve iğranç mahlüktur. Hele gu dört satırdakl tuhaflık ve tozad çok kese kin: nalarına gebe kalan evlâdlar, Babalarının beşiklerini sallasın ; Çölde çivi kesen nalbantlar Devesiz kervanları nallasın'» «Kadın> başlıklı yazısındaki hükümter pek insafsızcadır. şu «Kadının — yoktur — kahpelikte bir eşi Kadınla birdir köpeklerin leşi, Kadındır kâinatın ea kalleşi.> Meşhur. Rus romancısı Leon Tolse 'tay genç bir şalrin kadınları — çok kötülediğini okumuş ve ona sormuş- tur — Sizin anneniz bir kadın değil miydi? Ben genç Şalrimize böyle bir soru açmıyacağım; zira <Sürgün> İsimli şlirinde kendi hâlini bakınız nasıl anlatıyor: «Bugün aklım Aksi mi aksidir. Bugün aklım Son sür'atle giden Şoförsüz taksidir.> Dostlar, savulunuz; bu taksi bir ağaca, bir dıvara toslayıncaya, ya « hut şofür buluncaya kadar onun uğr ramadığı sokaktardan geçinizi! Kadircan KAFLI g” RUMİ | Ağustos 1949| — Hücrt 1565 1868 Temmuz 4 Şevval 22 |PERŞEMBE 9 Hazır: 91 - Ay: 8 - Gün: 216 Ezanı 33 56 51 00 41 36 Aksaray —: Ziya Nuri Beyazıt : Beyazıt Ec. Beyoğlu Beyoğlu Istiklât Emindnü —: Eminönü Ec. Fatih İbrahim Halil Kadıköy Hilâl Ec. Kasımpaşa ; Yeni Turan Samatya —: Samatya Ec. Topkapı —: Hamdi Emgen Üsküdar Merkez Istinye Fabrika vi 1 Müdürlüğünden zit muha terilen gün ve saatlarda pazarlık. Ja satın alınacağından vermek İsteyenlerin sözü geçen gün ve saatlarda Gereç servisimize gelmeleri, Saat: 14.00 üyom) tozu 8 Ağustos 1919 Pazartesi Müktarı Aalın etes ve eb'adı 3000 adet Elektrud pastalı 3,25 m/m. 22000 > Elekuul pastah 4 m/m, 1500 kilo Litopon üstübeç 1200 » Tgiliz bezir yağı 1500 > Süliyen (mini 1500 » Bitümastik boyamı 5000 » Karbit 50/80 300 metre Içi bezli haya lâstik hortumu 10XS4 m/m. (11852),