I SAYFA :? ç DA eei A FN -19-— Hitler'e Leni'nin güzel vücuda sahip olup olmadığını sordum. Münih, ekim 1988 : «Dört büyük> lerden — üçü, başlarım alıp gittiler. Yalnız, hâtırı sayılır bir diplomat olan dördüncüsü kaldı. Hitler onun- la, tam üç saat zarfında, bir ta- kam siyasi mes'eleleri münaka- şa etti durdu. Misafirini selâ- metledikten sonra bana dönüp: — Şimdi batının ne üciz bir durumda olduğunu daha iyi an- hyorum, dedi. Artık siyasi emel- lerimi dünyaya kabul ettinebil- mek için, pek Alâ, harbe gire- bilirim. Bundan böyle benimle Mussolini arasında mevcud olan büyük fark, daha aydin bir şe- kilde meydana çıkacaktır. O, sulh perisine fşık, bense savaş Uâhına tutkunum... Münih, 1938 sonbaharı : Hitler, beni yanında daima gırıl çıplak görmek istiyor. O- mnun, beni çıldırtan güzel ve kuv vetli elleri var. Ama sırf bece- riksizliği yüzünden sopuna ka - dar gidemiyor, Sonra benim ken disini - müsaade ettiği nisbet - te - soymamı arzular. Bütün bunlar, daha önceden tesbit e- dilmiş kaidelere göre yapılma - sı gereken öyle karışık zevk mes'eleleri ki, onları, hâlâ öğre- nemedim. Gerçi Hitler, tatmin edilmediği zaman birşey söyle- Miyor, ama derin bir melanko- liye kapılıyor. Ben buna taham mül edemiyor, ağlamaklı oluyo- Tum. Şu muhakkak ki, onun te- essüründe, ağir, ezici ve çılgın bir unsur gizli... 'YAZ 1938 Öyle zannediyerum ki, Hitler, artık beni ebiricik kraliçe» si olarak seçmeğe karar verdi. Ger çi o, bu mevzuda bana birşey söylemedi; fakat ben, bir müd- dettenberi Leni'nin, gözden düş- Çeviren Nâzım Kemal Hitler'le Leni'nin vücydca an- laştıklarını, hirhırlm'mm»n:mhrı—— miyetine sokulabildiklerini san- miyorum, Bununla beraber bu kadını ziyadesile merak ediyor, onun hakkında bilgi edinmek i: tiyordum. Bir gün Hitler'e l,ı: ni'nin güzel bir vücuda — Bahip olup olmadığını sordum. O, ba- 'na sükin bir eda ile cevap ver- di: — Evet Leni, harikulâde gü- zel bir vücude sahip, Ama on - da bütün bu güzelliği hiçe in - diren «tırmalaıyıcı bir soğukluk: war, O senin gibi ne zarif, ne de yumuşak... Bu yüzden ona ikarşı daima kayıtsız kaldım. Bir müddet sustu; derin de- rin düşündü. Sonra ilâve etti. — Leni, kendisini aşırı — bir ihtirasa kaptırmış olan bir ka - dındır. Ben, çoğu zaman, onun frensiz arzularının dolu dizgin boşalışını seyretmek için, ona, yumduğundan fazla iktidar ve imtiyaz verdim. Ama benim XIV nci Lowis gibi boş vaktim yok. Memleketimi alâkadar e- 'den mühim mes'elelerle meşgu- Tüm... Hitler'in Leni hakkında söy- Tediği etırmalayıcı bir soğuk- luk» tâbiri bana, onur vaktile bizzat kendi elile altını çizdiği Shakespeare'in şu cümlesini hâ- tırlattı: <O, ateşli bir bohem kadınının vücudunu serinletmek için ne bir yelpaze, ne de bir körük olmak istiyordu!» TArkası var) Dolapdere'de öldürülen kadın Bir kaç hufta evvel Dolapderede Hamiyet adında genç bir kadım br çaklıyarak öldürmekten sanık Musta fa Çetinkayanın suçüstü kanununa göre duruşmasına dün 2 ci ağır ceza- da devamila karar verilecekti. Fakat ik bir evvelki duruşmada Tıbbı altına —alınmasını istediği ve bu isteğe göre de evvele- mirde sanığın adalot doktoru tara- finidan muayenesine karar verildiği için adalet doktoru sanığı muayene etmiş ve: Tıbbı Adlide müşahade al- tına alınmasına lüzum göstermiştir. Sanık Mustafa halen Tıbbi Adlide mü şahade altına alınmış dürüşmü mü- Adlico müşaha; soruyor: — Hava sıcak değil mi? Ter- lemiyor musun? Bittabi onun ne demek iste - diğini anlıyor, derhal soyunu - yorum.-Halbu ki, o, bir. geçit Tesmine iştirâk edecekmiş gibi, karşımda elbisesile oturuyor ve yegâne müzeret olarak üşüdü - Bünü ileriye sürüyor. Fakat ben bu hâlini, daha çok sıkılganlı- ğına atfediyorum. Zira 0, eli Besini çıkarmak zorunda kaldı- ği zaman bile bana — arkasını dönmek ihtiyacını duyuyor... Hitler'in üzerimdeki tesiri ger çekten büyük... Onun yanında, her zamankinden tamamile fark h bir kadın oluveriyorum. Dün Führer'le başbaşa verip, Leni'yi, ciddi bir surette ele aldık. O, şimdiye kadar bu hu- sustaki sorülarıma cevap ver- mekten daima kaçınırdı. Halbu ki, bugüü Löni'den bahseder - ken bana şöyle dedi: — Leni, şüphe yok ki, büyük bir artisttir. Ça 'olarak, beni hiç ilgilendirmiyor. Onda hayran olduğum yegüne cihet, sartistik bir neyi hayatiyetin> ele avuca sığmayan akıcılığı r. şabade raporunu beklemek üzere baş ka bir güno birakılımş bulunmakta- dir. r ” t KISA HABERLER ee a B şll * İleri Türk Musikisi Konsorva- Auarından: Türk musikisi nazariyat dersinin imtihamı Beşiktaş mlkevinde 17 tem müz pazor sant 10 da saz derel imtihanları ayni gün sant 1430 da ye Türk musikisi armonisi dersinin imtihanı 18 temmuz pazartesi saat 10 da yapılacaktır. Hariçten arzu e- denler imtihana girebilecekleri gibi dinleyici sifatile do hazır buluna- bilirler. * İstanbul Muallimler - Birliğinin İdenltepo - Göztepe ve Floryada bü- bün yurt öğretmenlerinin istifadesi- 00 arzetmek üzere kurduğu kamp - ların açılışları 15 temmuz cuma gü- 'nü saat 16 da İdealtepe kampında şapılacaktır. Bu münasebetle düzen lenen yelken yarışlarının organizas- yonunu tanınmış yelkencilerimizden * Feyyaz Tolay üzerine almıştır. Mü- #abakalar bütün amatörlere saçıktır, katılacak amatör yelkencilerin ayni gün bir sast evveline kadar kamp müdürlüğüne — müracaatları üzm- dir. * Göztepe, İdealtepe ve Florya'da açılan çadırlı ve çadırsız üç muallim- der birliği kampında çok değerli kül- 'tür filimleri gösterilecektir. Son de- reco terbiyevi olan bu filimlerin, yal- miz öğretmenlere değil, Göztepe, Küçükyah, halkına da gösterilmesi düşünülmektedir. Sanayi sergisi hazırlığı ai ği Bd Ci pavyonları kurulac ardaki araziye devlet ak Borgi ve Spor Sarayında açılacak #anayi sergisinin hasırlıkları Hörle- möktedir. İstanbul vali ve bolediye raisi Doktor. Lütüi Kardar borabı rinde serginin komiserliğine tüyin - dilen Şohir Meclisi ve Ticaret Odası daro Heyeti ikinci reisi Sırrı Enver Batur, sanayi birliği umumi kâtibi Halit 'Güleryüz ve Bergi komite üye- h Sarayına giderek meşgul © Bugünden itibaren komite sergi bi- nasında çalışmağa başlıyacaktır Ticaret ve Ekonomi — Bakanlığı, mamtaka Kicaret ve iktist müdürlük leri ile Ticayet Odası ve sanayi bir- liği umümi kâtipliklerine birer ta- mim yollıyarak 6 Ekimde açılacak bu sorgiye iştirük edileceğini bildir- miştir. Sergi binası, sergiye iştirük ede- cek olanları tamamen alamıyacağın- dan civardaki urazidon fazl tifado edilecektir. Sümerbank bina oivarında bir pavyon kuracak, diğer devlet müosseselerinin de birer pav yonla iştirükleri sağlanacaktır. Halen Mimrda bulunan büyük bir sirk kumpanyasının sergi devamınca bu civarda çadırlarım kurup çalışma « sağlanı fana Panaroması te min edilmiştir. Fonerbahçe, Galatasaray, Başiktaş we Vafa arasında bir turnuva tortibi kararlaşmış ve kulüp idarecilerile te masa geçilmiştir. Güreş müsabaka- leri olduğ de dün Sergi ve Spor ştur. Şarı yapilmazı da düşünülmektedir. * Savcılığa bir ihbar Eyüpte Bağ sokağında 30 numa- ralı evde oturan Halil Kansız adın- da bir ihtiyar savcılığa bir ihbarda bulunmuştur. Bu ihbarda iddin edildiğine göre yeğeni Dürsun Ali, yamında Mehmet Ali, Zeki, Meltmot ve Yusuf adlarındakir — arkadaşlarile - baraber (8500) lira para bulmuş bumu nrala- rında paylaşmışlardır. > Fakat biraz sonra * Kasımpaşada bir firnda çalışmakta olan Dursun Ali birtlenbire ortadan kaybolmuştur. Tahkikat devam etmektedir. Pencereden düştü Süleymamiye — Vefa — caddesinde 16 numaralı evda oturan 18 yaşların- da Aliye Tuğrul evin üçüncü kat Penceresini temizlerken bahçeye düş müş, derhal Cerrahpaşa hastahane- sine kaldırılmışsa da kurtarılamıya- zak ölmüştür. Hüdisenin “tahkikatına - başlanmış- tır. Adliye ve Poliste emekilye ayrilacaklar İstanbul adliyesinde semekliyo ay- rılması icabeden ve 65 yaşım doldur müş bulunan memurların listesi dün geç vakit savciliğa gelmiştir. Bunlar üç yargıç ile yirmi memur- dan ibarettir. Diğer taraftan İstanbul emniyet a 30 senelik hizmetini emekliyo ayrılması başlanmıştır. Makarna ve beyaz un topliyanlar Yeni #kmek çeşnisi hakkında he- 'nüz belediyeye bir malümat gelme- miştir. Diğer taraftan serbost p sada un fiyatları yükseldiğinden ma kayrna fiyatları 62 dan 70 - 75 e çık- mıştır. Herkes makarnaya büyük Tağbet göstermektedir. Bir kısım bakkallar- 'da gimdidon makarna bitmiştir. Ma- karna fabrikalarının piyasaya az ma İkarna vermeğe başladığı görülmüş - 'tür. Ellerinde iyi cins un bulundu- Tanlar ve mukarna saklıyanlar ileri de istifadeli kürlar düşünmektı ler. Bir iki güne kadar beyaz yn ve makarnanın piyasadan tamamen çe- kileceği “söylenmektedir. BÜYÜK AŞK ROMANI Yazan: SERVER BEDİ «— Birak, Mustafa, kalk, ne yapıyorsun? <Diye bağırdım. Mustafa bı- raktı. Meğer ceza olsun diye kı- zın saçlarını dibinden kesmek istiyormuş, «Anjel haykırıyordu. Onu' da Busturdum, «— Olur mu bu Mustafa? dedim. «— Hammefendi, dedi, sen'bu kahpenin bana ettiklerini bilmez Bin. Anlatsam, saçını değil, ba- #ını da kessem acımazsın, «— Bırak, bırak! Dedim ve Anjeli de koğdum. E_Ş)'uııu alıp gitti. Mustafa'ya î;nşny sormadım, Yalnız dedim <— Ayol, marifet bir kadının değil, erkeğin hakkından gel - mektir. «— Eh, o deli buraya gelsin de bir daha, görür, dedi. «— Ne yaparsın? diye — sor- dum, «Yüzüme göyle baygın bay - Zın baktı: P <— Ah, dedi, hanimefendi sen emret, ben sana canımı bi- le veririm. Nejad güldü. Vildan da gülerek: — Çıldırmak sırası Mustafa- ya mı geldi? diye sordu. Nejad başını salladı; — Müthişsin! dedi, bunu dü- günerek gülmüştüm. Vildan ciddileşerek devam et- ti. — Mustafa çok . sadık, çok mert bir adamdır. Hakikaten canını verir benim için. Ağzını aradım, Salonda otururken bir geyler düşünmüştüm. Sana da anlatacağım. Fakat bu güzel ha vada canını sıktım senin de. — Araan Vildan! — Çıkalım hemen. Daha ko- nuşuruz, İstinyeye gidelim, Bu- rada korkuyorum. Ne bileyim, Deli her an gelebilir, Nejad sakin — Buyursun! dedi, — Biliyorum ama bizi rahat- BIZ eder. Ben bu mes'eleyi kö- künden halletmek — istiyorum. Bir plânım var, — Enteresan No. 40 Anlatacağım. Fakat çıka- lım, — Çıkalım, Otomobilde bahsi değiştirdi ler. Nejad Selmini sormadı. Fa- kat bir aralık onun adı geç- mişti. Vildan dedi ki: — Onun hâlini de bazenmi - yorum, — Nesi var? — Artık ağlamıyor. huyu değişti. — Ne oldu? — Benden kaçıyor. — Nasıl kaçıyor? ,— Yalnız yemeklerde göri nüyor. Kadıköyüne veya Neri- mana gitmediği gün boş zaman larını hep odasında geçiriyor., Yüzü solgun. Az yemek yiyor, gok az. Doktora gitmek İstemi- yor. Bir bezginlik var hâlinde, — Babasını çok seviyormuş, anlaşılan. — Yalnız babasını sevse, o kadar endişe etmem, Nejad Vildan'ın imasını an - ladı ve sustu. Kadın kederli bir sesle devam etti: — Babasını unutur, Fakat Ölüme ga kaldırılmasına vo ot YENİ S KTT Ş - Psikolog Göziyle ABARN AAANDARARARARARADAL. ; S a Karagöz perdesinde mahalle halkı hallenin muhtarı- Hacivad İn iğintem Karagözden baş Küşteri maydanınm yorli tiples Tiryaki, Bobera- bi, Sarhoş ve Tuzsuzdan ibar ka, 'ri” Çeleb Zenne, e Yazan: — | Prof. Sabri Esat Siyavuşgil | Şüphesiz, kürikadim fasillarda por -|daima Hacivad'ı vekili umür tayin &- hay-u huy ederek, kimi afyonun şid deyo çikanlar, yalnız bunlar doğil - | der. Bazam sarhop biraderini evlendir | detinden hâb-a gaflete dalarak> ge- | dir. İstanbul sokaklarında dolaşan İmeği düşünecek kadar (tors evlon- İşen #iyon tiryakilerinlen bahsedilir. türlü tiplerden maada, — movruları me) hayırlı bir kardeş ve sas gair -| Abdi ve Vehbi surnümelerinde — de hülk hikâyelerinden almmış oyanlar- |İeri arasında müsabaka tertip ede-İtiryakilerin şenliklerde gülünç hai 'da Forhad, — Şirin, Tabir, — Zühro, |co Laşlâ ve Mecnun gibi muhayyel tip- | tu ok kadar da (müşaere) #an'at m unudur. Bazan dü cebinde ön pa- lor de perdede görülür. Fakat Ka-rası buluanmayan züğürt bir züppe ragöz'cülerin etaklit» dediği epizo-| (mandra), yahut kadınların parasi dik tipler, ekseriya, oyunun entri - |e geçinen acaip bir damattır, (Kan- kasına dahil olmazlar, #adeco ma - (li Nigâr). Fakat no vaziyotte olur- balli giveleri, momleketlerine — has |/ sa olsun, caki İstanbul mahallele - kıyafetleri ve etnik şöyle bir görünüp gı oyunlard erler. rolü, Bunla - rın Bir çok bir | vö tuklit> ve karakter renmi geçitin: , aşağı yükam her oyuna girer |ğı ve vak'a, bunların etrafında döner. | £ Hattâ movzuları halk hikâyelerinden | d: alınmış oyunlar da bile, Ferhad, Şi- | bi ibaret kalır. Halbu ki, yerli tip-| Hor af bir genci olduğunu halile önlerile Çelebi. ta svirde yapıldığı ve 1 devrin delikanlı kıyafeti görülür. 'limizde XVIT an kaldığını tahmin ettiğimiz eski ir Çelebi tasvirinde, uzun yenli ve irleri, türlü türlü olur. matild bülunan ve asır - rin ilh. gibi muhağyol tipler, ma -|üstü yeşil kaplı bir kürk ile — sarı hallo roalitosine uydurulur ve biror | kuşaklı kırmızı bir entari — vardır. Çölebi vezen hâl ve tavrile vak'a Bu burma sarıklı ve sarı Çedik pa- ai mihverini teşkil eder, buçlü çelebinin bir elinde kocamun: Çelebi, perdenin en eski ve ön ta-| bi znmış tiplerindendir. Evliya Çele- | p: bi, zamanında meşhur olan fasılla-| b m saşarken, Yalova safasının kah -(rin yüzünde gür bir siyah sakal da| #amanlarından biri Glan Hoppa Çe- lebiyi de zikretmoği unutmaz, Za- manla bu tip, tabiadile istihalo ge- | »; irmiştir. Pakat kürikadim fasıllar- | y da Çelebi, genç bir İstanbul efendi-| Abdülhamit v sini temsil eder. Bazan zengin — bir irasyedidir, bazan da, Çivi baskını Kütahya çeşmesi veya Yalova safa- | ; smda olduğu gibi, alolâde bir zam-| ; paradır. İstanbullular'a has bir şi-| | ve ile, gayot nazigüne söz söyler, oyuna emlük sahibi olarak — çıktığı | b, vükıt (hamam, meyhane, bahçe ilh), | d — Güzel Klâra'nın ölümüne —: ir Jâle, öbüründe iso hasır bir yel- bulunur. Diğer Çelebiler —gibi yoynundan mafsallı olan 'ba tasvi - görülür. Mühtelif — kolleksiyonlarda, bülu - an diğer Çelebi — tasvirleri de, YI Abdülmecit, — Abdülaziz, Meşrütiyet devirli iden kalmadır. Zaten bunların kı- fetlerine bakarak, ha devire it olduklarını kestirmek do gayot laydır. Hemen bütün Çelebi. ta: irlerinin elinde bir çiçek bulunur, Tahmut, İBu çiçek, XVIT asır ile XIX asır aşlangıcından . kalma — tasvirlerde aima bir Yüledir. Fakat Tanzimatı bu. klâsik Daha sonraları gülün nüteakip, ül almıştır. 'erine de büyücek bir çiçek demeti karakterlerile |rinin oldukça “münevver, fakat ha-|rak uyan ve tavırlarile İınlka meş'e vordikle - rini görüyoruz. Bunlar kahvehano - lerinden kaldırilarak moydma — ge- tirilir ve kendilerine afyon — ikram edilirdi Tam sızmağa başlayacakları patlatılan bir? lar ve gaşkın şaşkın aa sola koşüşurlardı. Kâni'nin Bir kay- dından, Tiryaki tipinin XVIT asır - da hayfil perdesino de geçmiş — bu- dunduğunu anlıyoruz. Koragöz perdesinde tiryaki, hop- palığını zahirl bir ciğdiyetle gizle mek ister. Dili, tpkı — kendisi gibi aiyon tiryakisi 6lan Habivad'ınkine benzer. Kuragöz'ün — münasebotsiz ahalelerine derhal öfkelenir. Fi kat bu zahiri ağırbaşlılık, onun sa- Imcağa binip de cabus küpe dalmasına meni olmaz. Manma- fih Beberuki katlar Ün muz'iç değil- dir. Her adım başında #irile uyur ve horlar. Karagöz onun- a dertleşmenin imkünsız olduğunu anlaymca (Kütakya çeşmesi), sabrı tükencrek silleye — müracant eder.. Tiryaki, tam ensesinde patlayan bu silleden uyanır uyanmaz, türlü fe- ketler. tevehhüm ederek — müthiş bir korku Karagöz'cü Argosunda Pişbop de- vilen Beberuhi de bu neviden tiptir. Maamafih müşterek — Jacob, | m bir tefsirine uyarak Bo - beruhi'leri eski saray cücelerile ka- | rıştırir. Uzak bir iltimalden ibaret olan bü görüşe mukabil, Beboraki- | ler perdede tam bir mahalle aptalı | dava bir Yalova safası yonün te- ânde kalır. sebep olan kazanın kaim olmuştur. Abdülhamit ve Meş-| büviyetile arm ondam ederler. — Bu | rütiyet devrinin Çelebilerinde — ise, | bakımdan, orta ayunundaki — mptal| duruşması içekle birlikte, eldiven, baston ve-| oğlandan farksızdırlar. — Hakikaten | bir otamobil kazası olmuş, imda bir komisyoncu hususi ot Minas a n idare etti- kazağa kasrı lara çarparak parça inda ağı fanmıştı. Busesnada Minas ağır su- retto yaralanmış ve otomobilde bulu n Klara Tünasoy adında 17 rında bir Macar kızı da ağaçla oto- mobil arasında ezilerek ölmüştü. Bu feci hâdisede dikkatsizlik #anık görülen komisyoncu M muhakemesini dün asliye Y inci ce- zada başlanmıştır. duruşmada. Gvelâ Korgusli pilan Banık Minas; kendisine atfes len iddiaları reddetmiş, — Klür annesi kızının zorla kaçırildı; ri sürerek 20 bin”lira tazminat iste miştir. Poruşma, şahitlerin celbi kalmıştır. |Bvliya' Çelobi'nin Civan Ni agöz'cülerin Kanlı Nigür'n Kirli Nigür't arasmda kat'i nünasebet dahi, TI. asır hayâl perdesinde armen- am eden Nigür tipinin o devirde | msuline bol bol rastgeli | İRı N çin başka gü Şüpheli ölüm | | Boyazıtta Soğana oturan- Emine isı x a maballesinde dimin bir hafta evvel evde açık biraki *? lan havagazi müsluğundan çıkan gaz * do zehirlenvrek öldüğünü yazmıştık. Di akrabalarından birisi ev velki gün geç vakit savcılığa baş vu | P? rarak bu ölü olmayıp de bir. genç n bir kaza neticesi sı tarafmdan küsten ter iddin etmiştir. Ba iddin üzerine #avcılık Emine- |V" nin cesedini tip edilmiş olduğun İdedikleri kadın tipleri |bittir. Bunların genci, Biya İbir. k; perdeye kadın tasvirleri çıkart; teri meydanının « Nigâr tipidir. T dayısile ölüme sebebiyet vermekten |yo XVTİ asır İstanbul çeviren, n bütür amühalleliyo kala tutan ve Kürükü çikaran bazı aygunsun. ka- | dımlardan *bahsöder. “Şair “Neb'i de, İKiğir, zamanin Hamlı ağiltölerinden Kirli Nigür udında bir kadımın pok kaba tâbirlerle hicvedildiğini görüyoruz. na hükmedebiliriz. İsandığa doldurucak kadar Kanlı apilna- | tal be Karagözelüler'in zenno veya gaco hafif , çe h. vardır. attan, daha , büyücüsü, natırı Yine Evliya Çelebidelki XVII, ak- nu anlıyoruz. Fakât Küş— N zennesi, klâsik ihi vesikalar, XVI bayatında No içlerinde türlü —T ne müal Glduğu anlaşilınca bulunmasa ırdon birinin karikatürü olduğu - fettan, Nigâr da bütü Tçığlak soyup sokuğa atacak — ka - 'e yine onun türlü mari tlerini hayretle seyrederi çeşit çe - ” jsormaktan ibarot kı ilüklar | ( Ti ve &' leri telâffuz ödeme mütomadiyen hal hâtır n sikinitilr mu- haveresi, yilişikliği, oburluğu — ve bayile mütenasip olmayan tafrafu - rüşlüğü - ile, berikine el ulaklığı etmek, -su- taşı - mak, mektup getirip götürmek gibi iş ler görmekle geçinen ve sonsuz süfiyet i yüzündet Halktan — gördükleri müşfik muamele neticesinde şıma -| n bir mahalle faptalıdır., Zateh h- | ah kiyaleti ve süslü Külüh, ap- tallığınm. ülâmeti *arikasıdıri " Per- deye çıkarken söşlediği: türkü de, Şi marık, bir tanhalle aptalına pok. peltek dili, her mahallöde — ötekine küş tdhditler savuran ve bütün per do balkını yıldıran Tüzsüz Deli Be- kür'den ayrılır. Karagöz perdesinin n milküm er- küzından olan Tuzsuz Deli Bekir'i bir başka yaziya birakarak, öyun - taklit> olarak giren diğer tip- len kısaca bahsedelim. — Evvel i bulundukları miıntakaların kı- l arziendam eden di- karşılağı hemşerilerinin Jeri zanamt we aleti ve şiv garlıklı Türk - tipleri Bunlar, İstanbul'dak teamülen iştigml etti mesleklerde çalışır görünürler. Böy- le Kasta ekseriya oduncu ve- ya kilci, Kaysorili pastırmacı, Rüum- lili pahlivan veya arabacı, 'Benbzon- dü kalaycı veya kayıkçı, Bolula #b- çı, Aydınlı zeybek, Harpatla — ise bekçidir. Her birinin muayyen bir adı'da vardır. Mesolâ, Kastamonulu Himmet, Rumelili Mostanağa, Trab- gonlu Hayroddin olur. — Bunlardan başka muhtelif oyunlara Arap, Ar- navut, Acem, Yahndi, Ermeni, Rum vestatlı su — frengi de — çıkarı «Taklit lerin her biri, ayumun met ruu içinde kendi zihniyet ve karal terlerile görünüp kaybolur. Böylece muayyon hüdiseler karşısında muh- telif zihniyet ve karakterlerin — ne tarzda davrandıkları, gayet Gt bir uslüple carilandırılır. Hasilı Karagöz perdesi, eski bul mahallesinin dekoru için - türlü tiplerin birbirile karşılaş-, tilı, vak'alara karıştığı, birer sem- bol hülinde ortaya atılan hakiki ce—, miyet mes'elolerile meşgul olduğu, tenkidlere ve hicve giriştiği, ha olduğa kadar da hakiki bir insanhı sahnesidir. Hayâl perdesine bu na- zarla baktığımız takdirde, eski par- de gazollerinin neden tasavvufi bir, hüviyete büründüğünü daha iyi an- larız. Bu tasavvaf edası, ahi ziya- üe, bir dünya ve bayat görüşünün ananaye uygün ifadesidir. Beş ayda 706 kedi ve köpek öldürüldü Şehrimizdeki köpeklerin itlâfı için belediye Tüekiyo Hayvarları Korum Comiyeti ile müştereken çalışmaları- âkadarlar- na etmektedir. dan öğrendi belediye ce- mize göre miyete 1949 senesinde mayıs ayının sonuna kadar, 466 sı köpek, (240 3 kedi olmak üzere ceman 706 hayvan teslim etmiştir. Cemiyet — bunların büyük alanlarını enjeksiyonla, kü - çükleri öye' “kedileri ihe " Tagilleredi yapılmış huhusi klöroform itlâf katu larında İmha etmektedir. Bolediye, önce bu hayvanları sokaklara attığı strignin haplariyle imta etmekte idi. Bu hapların küçük çocuklar tarafın- dan ellenmesi ihtimalini nazarı itiba ve alan cemiyet, belediyo ile temas ederek buta müni olmuştür. Bu te- yebbüsilö temiyet ayni zemianda gay a insazif bir manzaranın da önüne) | Bam fasillarda Boboruhi'der, ikisi | Kemiş bulunmaktadır. İmahallenin yerli tiplerindendir. Safasmıda | yıyamadığı Hakikaten Kuragöz — perdesinin kanbı ma Donna'sı, Yalova bütün üşiklarım harara, küpe Ve Jatmağa çalışır. mahalleliyi | kar ür porvasızdır. Mandra'da ve Ap-| göz'ün İüra) ona kendi Bizzat | ister. üçü bir arada, mahalleli-südtile, bas- köllare çi elerler, Te D | lzmalağe ada Ze l İ ee e musallat o-| lan küstalı Beberuhi'lerden -ekseriya ille tokat Bayesind kurtulur: Sarhoş ve perde eşhası n zamanlarda (Abdülhamit M dev- e) katilmiş olan — külhanbeyi de | Kül Karagöz'ün bir türlü an- Argo ile meramını an -| Çiftetelli moraklısı- | uzu bir çifte nak- | havasında karar kilar. — Güh hk, güh aa Kara -| nabremiyetine girerek (m: dır, rrusunu yaptırlmak Tehdit il Tasında boca- miştir. Bu hususta gerekli tahkil zenne, mahallenin sâkin havasını alt | başlayınca da, hemen tabansızlık e- | ta başlanmıştır. üst eder ve ancak oyunun sonunda, | der. | S bi HüşeeBkirla a Avdi| EGEE A l Ruhsatsız içki h Zeşbeğin ortaya çıkmasile, orla.lerda seybeğin kendi yerino teçmei re heyetince verilen bir içki satılması yasak oğ lenco yerlerinde, dışarıdan götirdik- leri içkiyi içerler 5 diradan 25 liraya kadar cezaya çarptırılacaklardır. Bu satsız içki satılması da önlenmiş o- | l kacaktır. suretle, kahve, plüj gibi yerlerde ruhid-'“h—'ll al gare yoktur, çünkü. Şimdi, geçtikleri bu yolların her parçası, kırlarda uyanan ilkbahar, sıra sıra ağaçlar ve otomobilini sür'ati içinde şekille rin bu renkli uçuşu Nejad'a hep Selmin'i hâtırlatıyordu. — Geçer, diye mırıldandı, ge- ger. — İnşallah, Bir müddet — konuşmadılar.. Nejad'ın içinde gittikçe büyü - yen bir düğüm vardı. Derin bir hüzün duyuyordu. Düşündüğü geylerin hiç birini söyleyemiye- ceği için susuyor ve Vildan'ın konuşmasını bekliyordu. Otomobili ağırlaştıran kadın sordu: — Burada biraz inelim mi?, Derin bir nefes almağa ihtiya - cım var. İndiler. Vildan kısa kısa ne- fes alıyordu. Onun göğüs dar- lığı krizlerini unutan Nejad, ev- velâ anlayamadı. Sonra hâtır - ladı. — Rahatsız mısın Vildan? di- ye sordu. Kadın yutkundu, sonra ağzı- m yarı açarak durdu. Derin bir nefes almağa çalışıyordu: — Evet, dedi, yine tuttu. — İstersen direksiyona geçeyim, hemen dönelim. — Hayır... yolda... daha fe- na... biraz. Göğsü inip kalkıyordu. Par - desüsüsnün önünü açtı. Rüzgü- rın geldiği tarafa döndü. Bel« ki ıstırabının yüzündeki İfadesi- ben ni Nejad'a göstermek istemi« — dn aiyon yutup bu. ihtiyarcıkların hüli, zaten öte Tiryaki, Ömürleri; kahve köşelerinde y mevzuu olmuştur. hur Tesmi geçit iya Çeleb yordu. İki adım kadar yürüdü. Nejad da yürüdü ve onun ar- kasında durdu, bekledi. Vildan'ın şimdi biraz daha derince nefes aldığı omuzları - mın kalkıp inişinden anlaşılıyor- dü. Nejad sordu: — Geçiyor, değil mi? — Evet., Biraz. Bir iki dakika sonra, Vildan derin bir nefes aldı ve Nejad'a döndü: — Geçti, dedi, bu sefer kısa sürdü. Bazan yarım saat, bir sa at sürer. — Yanında ilâcın yok mu? — Hayır, unuttum flâkon'u, Otomobile girdiler. Direksiyo na Nejad geçti. Başım arkaya dayayan Vildan: — Biraz duralım, dedi. Sağ taraftaki pençereyi açtı ve yüzünü rüzgüra verdi. — Bu da Mithat'ın yadigârı, dedi, göğsüme kurşun girdikten sonra oldu. Bazan çok müthiş. Boğulur gibi. — Galiba kederlendiğin — za- man geliyor kriz. — Evet, sıkıldığım Fakat her zaman değill Dün Zâfir odamda iken bir aralık sıkıldım çok, fakat gelmedi kriz. Belli olmuyor. — Belki şimdiki kriz neticesidir, gecikmiştir. stersen dönelim İstanbu - la. Yarın geliriz. Vildan etrafına bakıyor zaman., onun ve mahallenin yaşlı hoppası-| hüviyetile pe pineklemekle geçiren | rarsız bir sarhaş olarak Mmünasebetile, «kimi kaşınarak, kimi İmağa müheyya bulunması ile, ——— — — oA he aa üzerine, alelâdo bir mahalle sarhoşu leye çıkarılan Tuzsuz - dur. Bu vaziyette Tuzsuz, südece za- görünür, Hakikaten, nağrasına ve kıyafetinin korkunçluğuna rağmen sarloş, kırdışı güç anlaması ve her an sız- nüt- la- tereddüt ediyordu: — Hava da ne kadar güzel Ben sana yalıyı gezdirecektim. — Gidelim öyleyse. — Hayır, dönelim. Biraz son- ra, — Peki, Nejad bir kolile Vildan'ı 0- muzlarının altından kucakladı. Başına doğru eğilerek saçlarını kokladı ve sordu: — Şimdi iyi misin? — İyileşiyorum. Pakat belli olmaz. — Düşünme, Güzel şeyler ko- nuşalım, Nejad evvelce hiç düşünmedi- ği birşeyi birdenbire tasarlaya- Tak sordu: — İki ay sonra benimle uzun bir seyahate çıkmak ister mi- sin? Vildan gözlerini yumdu. Du - daklarını onun dudaklarına gö men Nejad, sanki vereceği ce- vabı duymak değil, içmek isti - yordu. Ağzının içinde Vildanın Bıcak dili kıvrandı ve çırpındı. Sonra birdenbire başını kur - taran kadın, derin bir nefes a- larak: — Benim daha güzel bir pro- Jem var, dedi. İçinde ben var mıyım? «Güzel» diyorum. Anlat, — Şimdi de Yarın, İstin - yede anlatırım. Bir kere © de- Diğer taraftan halkımız, hayvan hastahkları üzerinde titizlikle dur - maktadı n cemiyete sahipleri yeya diğer hayvan severler tarafın- dan 58 köpek ve T361 kedi getirilmiş tir, Alâkadar makamlar şohrimizde- ki Kait Büğvalln Tolkilen & büyük bir tohlike teşkil etmiydos & kazetlsledelr. Şehir Meclisi üyeleri übiversiteye çağırılıyor Tüisk Sahsll eti ei üz var lantı yaparak Şehir Meclisi üğyeleri- eei eee a örelerinin a düceki aha defi ahai Şecekleri, belli değildir. Fakir ilkokul çocuklarına kamp Zöykat Tüasöni, tahir GükÜĞÜ ölikbe leri için S0 kişlik bir kamp açmaz ga karar vermiştir. Sağlık ve Milli Eğitim müdürlükleri tarafından e ellliğeak kamp, Büyükçekmiscin Belediyede işini yaptıramıyanlar Dün belediyede bir çok vatanı Yi Si a Gi DA cür” Çilzikü Ünlediye'zdi üzkli Na zım Arda Ankarada, iktisat müdü- rü, ve muavini izinli bulunmakta i- ö Limanımıza bir Ameri- kan filosu geliyor Temmuzda Himanımıza Amerika Dirleşik Devletlerinin Akdeniz filosu 'na mensap bir uçak gemisi, 2 kruva- zör ve üç muhripten müteşekkil bir filo gelecektir. Amerikan filosu bir ağustos saba> hina kadar limanımızda kalacaktır. Filoyu karşılama prağramı hazırlan- maktadır. Adliye tatili 20 Temmuzda başlayıp & Eylül ak şamı sona erecek olan adliye tatilin- de mevkuflu ve müstacel — dâvalara, bakmak üzere bir kısın mahkemeler fanliyette bırakılmıştır. Nöbetçi ola- rak açık bulunacak mahkemeler şun s ırmak lardır Birinci ağır coza, asliyo G, 9 ve 10 uncu cezalar, Sultanahmet 1 ve 2 in- ci Beyoğlu 1 ve 2 inci, Galata sulh nahkemeleri. Kazalardaki bütün sulh mahkeme| deri ile 8 üncü ve 6 inci hukuk mah kemeleri ve 3 üncü ticaret mahkeme- Öğretmenlerin şikâyeti | Kurs mezunu yardımcı öğretmenler le beden terbiyesi öğretmenlerinin kadroya alınmamaları şikâyetlere se- bep olmuştur. İgili öğretmenler aralarında bir heyet seçerek Ankaraya göndermiş- lerdir. Öğretmenler, kurs mezunu ol Üden kurtulmamız lüzım, (Dovamm var) manın, kadroya alınmak için kâfi olduğunu söylemektedirler, M TEMMUZ 1915 Şeytan Nuh'un gemisine nasil girdı?.. Gemi tamamlanmıştı. ve Hazreti Nuh ceza gününü bekliyordu. Bir gün Nuh Peygamberin kizi veya hâtunu fırında ökmek pişiriyor- dü; ansızın — Yırından su kaynadı; Koşup Nuh Peygâmbore haber. ver- di. Hazreti Nuh bunün Allah tara- fından verilmiş bir. İşaret olduğunu anladı. Allah ona her cins hayvan - dan, biri erkek biri dişi olmak Üzer To birer çiftin gemiye — alınmasını emrotü, Nuh sordu: — Ey Allahim, dünyanın Bütün hayvanlarını nastl toplayım? Derhal vahiy geldi: — Şimdi onlar sana gelirleri Allah tarafından bir rüzgâr estiş hayvanları Nuh Peyganıbor'ün önü- no götirdi. Nuh ne yapacağını şa - — Ey Allahim, — sığırla arslanı, koyun İle kurda nasıl bir araya ko- vabilirim? — Onların kim verdi? — Sen verdin ey Ulu Tanrı! Madomki öyledir, dostluğu da veririm. Kurt ve arslan sıtmaya tufuldu - dar; taarruz etmeğe kudretleri kalk madı; diğer vahşi hayvafilar da türe ü sebeplerle vahşetlerini kaybetti « der. Allah gemide gerek — hayvanların garek insanların çiftleşmelerini — yas sak etti; çünkü doğum aşırı katabar Hıka sebep olur. Erkeklerle kadınlar rın bir yerde yemek yememeleri em redildi. Hazreti Adem'in tabutu Üst kata kondu;! ayak altında ezilmesin diya karıncayı da İnsanlar arasına yer - leştirdi. Sıra yılana, akrebe gelince, Allahın emrile akrebin iğnesini — ve yılanın dişini çıkardı. Sıra eşeğe Beldi; eşek girmiyor - du; çünkü Kkuyruğuna şeytan yapış- mıştiz. Hazreti Nuh şeytanı güre- mediği için eşeğin boş yere inat et- tiğini sandı. Onu birkaç defa ba - şından çektiği halde — yürütemedi., Ter içinde kalan Hazreti Nuh bunak- di ve bağırdı: — Gir içeri! Şoytanla beraber ol- San yino gir! Gemiye girebilmek için — Hazreti Nuh'un müsaadesi şart olduğundan Şeytan giremiyordu. ve eşeğin kuy - ruğunu da — birakmıyordu;. — takat Nuh'un son sözleri bir müsaadedemn ibaretti;. bunun için şeytan eşeğin kuyruğunu gevşetti; eşek girdi ve o 'tda ardından yürüdü. Neden sonra Nuh Peygamber ge- amiyi ve gemidekileri — teftişe çıklı bu sırada şeytanın bir köşede otur- /duğunu gördüz. hayret we hiddetle sordu: — Ey mel'un, sen kimin girdin? Ben seni görmedim! — #Şeytanla beraber olsan yine giri> demedin mi? Ben eşeğin kuy- ruğuna yapışmıştım. Hazreti Nuh onu dişari atmak is> tedi; Allah'tan şu vahiy geldi: — Ona mühlet verdiğimde hikmet vardır; biraki Hazreti Nuh şeytanı tövbeye düs vet etli. Şeytan: — Kabul olunur mu? Diye sordu. Nuh Peygambor şey- tanın tövbesinin kabulü için Allaha yalvardı. Tanri/ buyurdu. — Âdem'in tabutu hazırdır; ona secde ederse kabulümdür. Şeytan cevap verdi: — Ben ona hayalta iken secde etmedim, şimdi ölüsüne nasıl secde ederim? Nuh peygamber ona tövbe kapı- sınm kapandığını anladış artik bir- şey demedi ve birşey yapmadı. O zaman şeytan da boğulmuş o- saydı şimdi ne rahat ederdik, değil mis, arasına — düşmanlığı iznilç Kadircan KAFLI Üniversite kampları İmtihanları temmuz başına kadar devam eden Üniversite talebelerinin askerlik kampları 15 temmuzda baş- hyacaktır. Bu yıl kamplar, Kemer burgaz, Kurtalan, Avcılar, Küçükçek mece, Anadolukavağı ve Bakırköyde açılacaktır. (-CTAKVİM ) — da Temmuz 1 |PERŞEMBE Hızar: 70 - Ay: 7 - Gün: 195 Vasati Ezanl Güneş 5 358 8 ST Öğle 13 20 « 39 İkindi Twi Akşam 20 41 12 00 Yatsı 22 38 1 58 İmsak 3 28 6 47 Kamazanı Şeril :17 Yaz Çlleri alafranga), Saatile Evkat Akşam I| Yatsı 0 221 İmsak : 328 G. Doğu: Öğle 5,38 14 -7- 949 Aksaray : Yenikapı Sarım Beyazıt Lâleli Beyoğlu Kinyonli Sihhat Eminönü Sadullah Fatih 1 L Balmumcu Kadıköy —: — Rifat Muhtar Kasımpaşa 1 Merkak Samatya —1 Yedikule Topkapı —1 EL Eğen Üsküdar —& İmrahor