BAYFA : 2 IKTIBASLAR | Ali Han'la Rita Hayworth'un evlenmeleri Holiyadda aşk ilâhesi ismile te- mılan Ritanın evlenmesi, sinema d yarı da dahil olduğu halde hortaraf- ta çalkanmış durmuştur. Tozlu bir conup Fransa köyünde yapılan nikâh ta, Rita, Belediyo reisinin (Ali Ha- m koca olarak kabül ediyor. musu- Dün?) sunline Çeveti) cevabımı vei dikten sonra kocasının yanağını du- dağındaki rujla doldurmuştu. İşteraki Mra, Orsan Walles ve daba eski Mrs. Büdie Judson böylece Ali Hanın ikinci prontesi mevküne çık- miştir. Rita gibi bir katolik — kımı- mın bir müslümazla evlenmesi Pa- palık Âlemini çok öfkelendirmiştir. O zaton bundan önce de bir pro- testan ve bir musevi ile evlenmişti. Bunun için kilise bu — evlenmelerin hapsini do meşru saymamıştır. di katoliklerin indinde güzel yıldız üç defa günahkür olmuştur. Hattâ onun kilise tarafından aforoz edile- ceki de söylenmektedir. Cenubi Fransadaki — Vallaurin kö- yünde evlenon Rita, Nevyorkta 17 ekim 1918 de doğduğuna göre, bi- rinci dünya harbinin sonunda dün- yaya gelmiş demekti Gelin güveyden her ikisi de — bir kaç ayrı milletin kanımı taşımak- tadır. Margarita “Carmen — Cansino ismile vaftiz edilmiş olan — Ritanın babası Cansino bir İspanyoldur. Kon Hisi hâlen Holivadda bir dans aka- demisini işletmektedir. Ritanın an- nesi — İrlandalıdır. Volga Haworth isminde olan ba kadın Ziegfeld de- Klikleri iamile tanılan moşhur ve Muhteşem sinema revüsünün yıldız- larından biridir. Prons Ali Han'ın da aile tarafı » kadar dolambaclıdır Onda Hintli, İranlı, İtalyan kanı vardır. Babası Ağa Han bütün batının — tamdığı Karun kadar zengin bir müslüman tarikatı reisidir. İsmailiye — mezhe- bindeki Hintliler — kendisine — Allah gibi taparlar. Afgan harbinda yap- tığı yardımlardan dolayı — İngiltere Hana (Sir Sultan Muhammed nvanını vermiştir. - Kendisi fahri hu şah) Combridge üniversitesinin Kuk döktorudur. Muhtelif zamanlar Ün dört kadınla evlenmiştir. amcazade- isminde bir İtalyan balet dansözüdür ki Ali Han ölen Theresa Magliano bundan olmuştur. — 1929 da defa evlendiği — kadın, — Matmazel Andrde Josephine Carrondur. —Ağa i Matmazel Yuctte Labrouse'dir. Yuctte 1932 de Fransız güzeli seçilmiştir. Andrâe' den Ağa Han'ın Sadreddin isminde bir oğla olmuştur. Sadreddinin, Ağa Han öldüğü zaman İsmailiye mez- bebinin olacağı — tahmin edil- mektedir. Ali Han'ın bu dini — baş- kanlıkla hiç alâkası — görülmemek- tedir. Şimdiye kadar baş — döndürücü kokteyl partileri vermiş olan — Ho- livud hiç bir vakit bukadar fantezi nevinden bir toplantı — görmemiştir. Düşününüz bir kere İspanyol, Ame- rikan, İrlandalı katolik bir gelin ile. — Hintli, İranlı, İtalyan, müslü-'ö; man olan bir güveyin birleşmesi ne garip bir şeydir. Bunun en tuhafı da nikâhı komünist bir Fransız be- lediye reisinin kıymasıdır. Rita Havworth'un saçı şimdiye ka ilar renkten renge girmiştir. Baba- sının dans âlemlerine 14 yaşında iş- tirak eden Rita'nın o vakit saçı si- yahtı ve ortadan taranmıştı. Bu saç lar seneler geçtikçe alâim gın hemen bütün renklerine girip çıktı. Şimdi Ritanm saçlarına — ko- yu son bahar rengi diyebiliriz. Bir az da yeni prensesin sudamı- ni okuyucularımıza anlatalım: Boy 1,65 santim, göğüs 90 santim, beli 65 santim, kalçası 88 santim, bal- dırları 48 santim, bacağı 85 santim, ayak bileği 18 santimdir. Colombia stüdyolarına göre, Ritanın ağırlığı » 60 kilodur. 1911 do İtalyada Turin'de doğmuş olan Ali Han 24 yaşında iken Tho- mas Loel Guivness ile karısını baş- tan çıkardığından dolayı mahkeme- birasının sahibidir. Bu muhakeme- lerden sonra Ali Han Misis Guinnesa ile Pariste evlenmiştir. Bu izdivac- tan Kerim Ağa isminde 12 yaşında ve Amyoh itminde 11 yaşında iki oğlu vardır. İşte bu zevcesinden Ali Han bir kaç hafta evvel boşanmış- tır. Eski prensos Ali Han şimdi Lon drada Eaton Sgucro'deki 14 odalı e- vinde sâkin bir hayat geçirmekte dir. Gazetecilere (0 kadar yarki — sizinle konuşamam) — demiş- dr. Rita kocasından daha çeşitli ev- klik hayatı geçirmiştir. 18 ila Eddie judson isminde büyük bir tlccarla evlenmiş ve esmer güzelli- ünden, kıml saçlı güzel haline gı miştir. İkinci kocası Orson Walles ona mayi gözlü Rebeka ismindo bir kiz hediye etmiştir. Akdenizde Cannes ile Antibes a- ratında beyaz. duvarlı Chatean de VHorizon'da Ali Han büyük — bir kabul resmi yapmıştır. Şatoda ©v lenme kahvaltısına 85 mümtaz şah ir. Bu kahva gövde et, al 13 kilo Rus salatası, şe şampanya ikram merasiminde gök gelin elbisesi ve kolalı boyaz Bu kıyafetle çok siyet düvet edilmi tıda 40 ıstakoz, bir kilo havyar, ma şapka ” giymiştir. Etrafa bin bir güzel koku saçan yüzmo havuzunun başında caz «gözle riniz dumanlanıyorl> şarkısını çal- mıştır. Kokteyl partide Carlton ote- Tinin moşhür barcısı ji surette tertip ettiği Ritalı isi- mindeki kokteyl — dağılmıştı. — Mis Haywörth — etrafındakilere — gülerek «Hiç de prenses hitabına alışama- dim!> demiştir. Kendisi yine sine- maya dönecektir. Onun — Gilda —( mindeki filmini çok beğenen kayın babası Ağa Han cevlendikten #onra Ritanın filimden — ayrılması — ayıp olur. O Holivuda tekrar gitmeli ve Ali Hanı da ayağının dibinden ayır- mamalıdır!> demiştir. Bir hafta içirde yakalananlar İstanbul emniyet Müdürlüği teşkilâtı son bir hafta içinde hır- sızlık, yankesicilik ve zarfcılıktan sanık olarak 150 kişi yakalamış- tır. Bunların ekserisi sabıkalı 0- lup içlerinde müteaddit — suçlar- dan 30 yıldan fazla hapis cezası- na mahküm edilmiş olanlar da bulunmaktadır. Cezaya çarpılanlar Haftanın son iki - günü içinde seyrüsefer nizamnamesine aykırı hareket eden 100 goför cezaya çarptırılmış, bunlardan ceza ola- rak 450 liraya yakın para tahsil olunmuştur. rK]SA HABERLER Mit ee * Dün Galatasaray lisesinde öğrenci resim ve fotoğrafların- dan mürekkep bir sergi açılmış - tır. * Beyoğlunda Topçekenlerde bir randevu evi basılmış dört ka dın uygunsuz vaziyette — suçüstü yakalanmıştır. * Bir müddet evvel Kumkapı- da Deve Necmi adında bir sabı- kalıyı bıçakla öldürmek ve Ke- mal adında birisini de ağır suret te yaralamaktan sanık İsmail İbonun duruşmasına dün 1 inci ağır cezada devam edilmiş Bedri Cemal, Rafet, Kemal dinlendik- ten sonra duruşma başka bir gü- D0 hırakılmıştir. * Fatih Halkevinden: Evimizde bu yıl yapılan Bi Dikiş derslerinin sona ermesi mi nasebetiyle 19/6/949 pazar günü saat 16 da öğrencilerin hazırla- dıkları eserleri teşhir için bir Biç ki - Dikiş sergisi açılacaktır. * Kapatılması icap eden içki- li yerlere, iki yıl daha müsaade - |kül meydana getirebilecektir. Şi HABERLERİ tanbulda yeni esnaf teşekkülleri İhtilâfa düşenler ayrı ayrı dernek kurmağa başladılar Esnaf Odası kaldırıldıktan son İra esnaf teşekkülleri arasında İbir kırışıklık baş göstermiştir. Ye ni kanunla teşekkülleri sağlanmış olan Esnaf Derneklerinin müra- kabesini Ticaret Bakanlığı teftiş heyeti yapacaktır. Halbuki Esnaf ayrı-bir mevzudur, Her esnaf te- şekkülünün mazisi, geçirdiği saf- halar ve idarecileri yakından ta- nımak zarüreti vardır. Ayni cins esnaf bir kaç teşek diden aralarında ihtilâf baş gös- teren esnaf, ayrı ayrı dernekler yapmağa başlamışlardır. Dernek lere girme mecburiyeti — yoktur. Bu karışıklık arasında esnaf mü- rakabenit imkânı kalmamıştır. Esnafın kontrolü, fiyat tesbiti gi işlerle esnaf hakkında bilgi toplama keyfiyeti ortadan kalk- miş, esnaf başı boş birakılmış - tır. İlgililer — Ticaret Bakanlı- ğanın bu karışıklığa çare bulma- sını istemektedirler. Kabotaj bayramı Bir temmuz kabotaj bayramı hazırlıklarına devam edilmekte- dir. Proğramı, vilâyet, deniz ko- mutanlığı, denizyolları ve liman ldaresi müştereken hazırlamakta- dırlar. O gün ayni zamanda «Donan- ma günü» olduğu cihetle, bayram buyıl, geçen yıla nisbetle daha geniş ölçüde kutlanacaktır. Deniz- yollarının Amerikadan aldığı ye- ni yolcu gemilerinden Ankara, Adana ve Giresun' da törene işti rak edeceklerdir. Otomobil ve motosiklet yarışı 'Türkiye Turing ve otomobil ku rumu, İstanbul otomobil sahiple ri derneğile müştereken bir oto- mobil ve motosiklet yarışı tertip etmiştir. Yarışlar 3 temmuz 949 pazar günü Veliefendide yapıla- caktır. Bunun için Veliefendi ya- rış mahallinde yeniden bir pist hazırlanmaktadır. Yarışlar muh telif tipte otomobil ve motosiklet ler için amatör, profesyonel, sü- rat, zerafet olmak üzere mütead dit kategorilere ayrılmıştır. Fransa ve Amerikaya kabul edilmiyen Bulgarlar Mısır bandıralı Muhammed Ali el Kebir vapuru 38 yolcu ve 1080 ton yükü havi olarak dün lima- nımıza gelmiştir. Gelen yolcular arasında Türki- yeden kaçan 9 Bulgar mültecisi de vardır. Bunlar muhtelif vası- talarla Türkiyeden kaçmışlar. Fransa ve Amerikaya gitmişler- dir. Fakat ne Fransa ne de Ame- tika hükümetleri kendilerini kâ- bul etmediği için tekrar Türkiye- ye dönmüşlerdir. Mülteciler hak- kında kanuni takibata girişilmiş- tir. İngiliz Kültür hey'eti Başkanı geldi İngiliz kültür heyetinin Tür- kiyedeki başkanı Dr. — Phillip'in yerine tayin olunan Mr. Mc. Nob dün Misır vapuriyle şehrimize gel miştir Mr. Mc, Nob dün kendisiyle ğö- rüşen bir arkadaşımıza — şunları söylemiştir. «— İngiliz, Türk Kültür mü- nasebetlerinin yürüdüğü samimi yolda elimden gelen yardımı esir- YENİ Fe — $ 928 senesi teşrinievveli- 1 nin ilk haftasında Um- mandan Nevyorka sefer tmek mecburiyetinde bulunduk. Büyük oğlum (Sait) Amerikalı- ların Jütuf ve 'muaveneti ile ora- da ikmali tahsile çalışıyorken haylI ehemmiyetli bir asabi hasta hığa tutulmuş olduğu için onu gör meğe gidiyorduk. Hayfadan refi- kamla beraber bir. vapura bin- dik ve yirmi iki gün sonra Nev- yorka vasıl olduktu. Orada geçir diğim tecrübeler bana çok kıy- metli malümat kazandırmıştır. Amerikada hayatın asıl müna- sı sporttur, desem, mübalâğa ol- maz fakat hiç yanlış olmaz, Hat- tâ para kazanmak bile bir sport- Mllyonlar, milyarlar kaza - nlar, o azim BerVetten, şahsen zannolunduğu kadar— istifa- do etmezler. Hattâ servetlerinin en büyük kısmını umumi ve ha- yırlı işlere Barfedip de - oğluna —nisbeten— pek az para bıra- kan adamlar çoktur; (oğlum, ben işe başladığım zaman beş on do- larla meydana atılmıştım. Ga, ret et. Çalış kazan!... Bunun key tur. ni fi ve zevki vardır) der. Akıllı babalardan biri oğluna gu nasihatı vermiş bana bir Ame rikalı dostum nakletmişti: My dear son, try to make mo- ney!... Be honest as much as but make money). (Aziz oğlum, para yap- Sıtma mütahassısları dün gitti Sıtma mütahassısı Russel ve Rokfeller müessesesi Orta şark mümessili Dr. Vilson, dün sabah uçakla Romaya gitmişlerdir. Mütehassıslar, — Yeşilköyde il sağlık müdürü Dr. Faik Yargıcı ve ilgililer tarafından uğurlan- mışlardır. Limanımıza getirilen ithal malları Bu hafta içerisinde limanımı- za gelen muhtelif ecnebi gemile- ri, 10 ton kazan, 142 ton kalsi- yyum karpit, 63 ton çivi, 3 ton İâmba, 43 ton çelik, 31 ton kala- fant, 231 ton kâğıt, 523 ton ga- zete kâğıdı, 104 ton demir tel çi vi, 52 ton dökme kazan, 18 ton siyah çelik çubuk, 493 ton siyah çelik boru, 186 toh yassı damir, 130 ton çimento, 13 ton boya, 1264 ton makina yağı, 44 — oto 221 ton cam, 120 ton de- ri, 45 ton saç, 633 ton kereste 174 ton boş varil getirmişler ve tahliye etmişlerdir. Nişanlılara tecavüz Yunus, Tevfik, Mahmut ve A- rif adlarında dört kafadar, Kum- kapı açıklarında nişanlısı ile be- raber bir sandal ile dolaşmakta blan Nezra adlarında 21 yaşların da bir kıza tecavüz etmekten sa nik olarak yakalanmışlar, adli- yeye verilmişlerdir. Sanıklar dün adliyede sorgula- rını müteakip tevkif olunmuşlar- dır. Belediyeciler döndü Bir müddettenberi Londrada tetkiklerde bulunan belediye hı yeti âzaları dün uçakla şehrimi- ze gelmişlerdir. Heyet buşkanı Fuat Bölükba- şı dün kendisiyle görüşen bir ar kadaşımıza şunları söylemiştiz. «— Londra, Cardif ve daha bi çok İngiliz şehirlerini dolaştık. Gezdiğimiz yerde hüsnü kabul gördük. Belediyeciliği enterese gemiyeceği lik olmuştur. Bu — Thomas, İngil- terenin en meşhur mugaddi Guinnesa verilmesine aid karar, dün İç İş- leri Bakanlığına bildirilmiştir. Bu münasebetlerin daha sıklaş- masını temine çalışacağım.» BUYÜK AŞK ROMANI Yazan: SERVER BEDİ Nejad gitmeğe muş gibi tereddüt ediyordu. Vildan ona yaklaştı ve hafifce kolunu tuttu. — Bir küçük kriz dedi, gü- cenmezsiniz, değil mi? Küçük bir şüphe krizi geçirdim. Tabia tım böyle. Siz anlarsınız. bunu; anlarsınız değil mi? Hele o vak' adan sonra büsbütün — bozuldu sinirlerim. Herkesten şüphe ediyorum. Kocam beni taham- mül edilmez bir korku havası içinde yaşatıyor. Ben de bun dan kurtulmak için her geyi göze aldım. Oturunuz. Gücen- meyiniz bana, Elimde değil. Şimdi Vildan ne kadar — tat- lıydi. Sesi ne ince tesir, pişman Jık, gönül alma his ve hamle- lerile titriyordu. Gözleri yak- laştıkça irileşmişti. Derin ne- fesler aldıkça göğsünün yuvar- lakları geriliyor ve dikleşiyor- du. Vücudundan sızan o güzel koku baş döndürecek kadar ko- yulaşmıştı. Nejad oturdu. Vildan gülüm- Beyerek: »— Teşekkür ederim, dedi, be- hazırlanıyor-. ni anladınız. Ne tahammül e- dilmez bir cehennem içinde ya- şadığımı anladınız. Kurtulmak istiyorum bundan. Düşününü: Ben ki, herkesin yaşadığı haya- ta katlanamam, bir şeyler, da- ima fevkalâde bir şeyler istiyo- Tum, Nasıl katlanırım bu esare- te? Onunla evli olduğum — za- mandan hiç farkı yok., O za- manda beni böyle korku, bas- kı takip, kontrol altında yaşa- tırdı. Harpte Amerikada kaldık Bana zehir etti orasını. Belki bilirsiniz. Orada bazı detektif büroları var, Bir adam istediği kadını gizli ajanlar vasıtasile takip ettirebilir. Mithat da ar- kama böyle adamlar koydu. — Sizi hâlâ çok seviyor de- mek. — Delice kıskançtır. Kıskandı ği zaman tam mânasile delidir. Muhakemesi işlemez. Beni de çıldırtacaktı. Yaptıklarını anlat- Makla bitiremem. İskarpinleri- min içine gizlice tüy koyardı. Hangilerini giydiğimi anlamak için, Bu da ancak bir kontrol, Güya No. 15 ben gizli bir randevuya gider sem mutlaka en yeni pabucumu giyerim, Böyle ne saçma şeyler yapardı. Hele birinden şüphe e- derse kudururdu. Çok çektim, hâlâ da çekiyorum. Selmini de rahat bırakmıyor ve tehdit edi- yor beni. Elinde raporu — var. Resmen deli. Öldürebilir beni, Her an yüreğim oynuyor. Ar- tık ayak seslerinden, kapı ça- lınışından yalnız kaldığım zaman en küçük — tıkırtılardan Ürk- meğe başladım. Bu yalıya başı- mı dinlendirmek için geliyorum. Burasını bilmiyor. Bilse de içeri ye giremez. Girerse vuracağım. Artık tahammülüm kalmadı. Vildan heyecanlanıyor ve sık sık nefes alıyordu; tekrarladı — Kalmadı. Ya ben ölmeli yim, ya:0. Onu öldürüp kaç- Mayı düşünüyorum. Cenubi A- merikaya yahut Pasifik adaları- na, Nejadın gözlerine dikkatle ba- karak sordu: Sever misiniz oralarını? — Filimlerde görüyorum, Her halde güzel yerler, eden her şeyi tetkik ettik. Bu seyahatin bizim için çok faydalı olduğu muhakkaktır.» — Gitmek ister misiniz? Nejad bu sualin arkasındaki hayali keşfetmek için sordu: — Yalnız mı? — Benimle beraber, Nejad düşünmeden cevap ver di — Şüphesi: — Aklımdan neler geçiyor. Her gün bir proje yapıp bozu- yorum. Siz benim hayatıma gi mekte israr ettiniz. Ben kadere inanırım. Bunda mutlaka bir gey var, Sizden şüphe ettim. Şüphe etmediğim zamanlar da çok oldu. Şüphe etmemeğe çok çalıştım. Sizin beni casuslamanı zi istemiyordum... Çünkü,, si: haydi bunu söyleyeyim, siz... be- nim tipimsiniz. Fakat... işte o kadar. Ben kendime hâkim - bir kadınım. İnanır mısınız ki — be- nim hayatımda Mithattan başka erkek yoktur? Ben türlü türlü aşk maceralarımı hep hayal de yaşadım. Kocamdan ayrıl- madan evvel, hiç bir' erkek, si- zin kadar bile bana yaklaşamaz dı. Ayrıldıktan sonra da ben bü- tün erkeklerden kaçtım. Hem 0- nun korkusundan, hem de kim- seye emniyetim yok. Siz - beni urttınız. Trende size açılm mak için kendimi zor tuttum. Baloda sizden büsbütün şüphe- lendim. Fakat sizi anlamak da istedim. Şimdi bir şey daha an- lamak istiyorum: Benim üs- tümde niçin bu kadar israr edi- yorsunuz? Nejad gülümsedi ve Öönüne baktız SABAH lsefe Bahısl Futbol oyunu ve Amerıkaya muteallık bazı hatıratımdan bir misal Te Y L ÜZAİ Filozof RİZA TEVFİK mağa çalış!... Afif ol, olabildiğin kadar. Fakat para yap.) demiş. Lâkin —demin hulüs ile söyle diğim veçhile— bu para hirsi onlarda bir çılgın sport zevki gi- bidir, çünkü bu kazanç pehlivan- larının pek çoğu adam akıllı öğle yemeğine vakit bulamayıp Offlce lorinde on sentlik - —yâni yirmi paralık— bir Sanwich ile kanaat eder ve elli yaşına varmadan kalb hastalığından veya sekte- den ölür gider. Hayır işlemek hu- Busunda milliyet ve yabancılık mülâhazasına da — tebaiyyen et- mezler. Hulâsa Amerikada hayat fa'a- llyet demektir. Faalliyyette de bir nevi sport zevki en kuvvetli Amildir. Onlar Darwin doğmaz- dan evvel (Struggle for life) yaşamak için cihat) felsefesini hayat meselelerinde düsturu â- mel ittihaz etmişlerdi, denilebi- dir. Biz Nevyorka üç ay müddetle gittiğimz halde on dört ay orada kalmağa mecbur olduk. O sayede Sportların heyecanlı devrini o bü yük beldede geçirdik. O dehşetli oyunlara bizzat şahit olamadımsa da —hasbelmerak— futbol — ve boks maçları hakkında bütün A- merikayı heyecana getiren müba hasat, münakaşat ve tenkidat yev ml ve haftalık gazetelerde dikkat le takip ediyordum. Orada fut- bol oyununun (Ragbi —< Rugby) tarzı da pek muteberdir. Lâkin ona oyun demek lisanın başlıca sermayesi olan kelimelerin mâna sile o mânanın delâlet ettiği şey- ler arasındaki rabıtaya hiç ehem miyet vermemektir. Bu oyuna hazırlanan — oyuncuların - hususi elbiselerini, hattâ yalmız müthiş ağır zırhlı ve tabanı sivri çivili potinlerini tarif etmek için bu ga zetede yer yoktur. Lâkin misal o- larak bir vak'a zikretmekle ikti- fa edeceğim: Bir gün gazetelerde yirmi iki yaşlarında gayet yakışıklı, iri ya rı ve pek küvvetli bir. gencin Rugby oyuncusu kıyafetile bir fo toğrafisini gördüm ve ona dair uzun makaleyi okudum. Üniver- Bite (tim — team — takım) ların dan birinin kaptanı imiş. Rugby' de top yuvarlak değildir. Bizim Topatan kavunlarına yakın ve hemen ©o büyüklükte bir yumurta şeklindedir. Bu şeklinden dolayı yerde yuvarlanamaz. Oyuncular önu ellerile yakalayıp birbirlerile dövüşe boğuşa kaleye doğru gö- türmeğe mecburdurlar. Bunun i- Çocuk Esirgeme il kongresi Çocuk Esirgeme Kurumu İstan bul kongresi dün kurumun Cağa- loğlundaki merkezinde toplanmış tır. Kongre raporu kabul edilmiş hesaplar incelenerek merkez he- yeti ibra edilmiş ve yeni sene büd tesi kabul edilmiştir. Çocuk dâvası üzerinde ehem- miyetle durularak kurumun gele- cek yılları için yeni dilekler ser- dedilmiştir. Bu dilekler arasında yeni bir çocuk bakımevi yapılması ve ku- Tumun gelirini arttırmak Sureti- le şehrin muhtelif semtlerinde ye ni yeni müesseseler kurulması te karrür etmiştir. Yeni merkez he yeti seçimi yapılarak Zühtü Çu- bukçuoğlu, Reşit Çavdar, Dr. Hü çin ekseriya topu yerden kapıp ka çırmak lâzımgelir. Bazen de yek- diğerlerini menetmek İçin iki ta- rafın bu işe tahsis edilen en gür- büz oyuncuları yerde duran to- pun etrafında bir halka teşkil e- derek başbaşa gelirler ve birbir- h in omuzunu iki taraftan sı- kı sıkıya tutup topa doğru eğilir ler ve birbirlerine mâni olmak çin itişmekte devam etmekle bera ber, onlardan biri, çalımına gelin ce, topu İki elile göğsüne sıkıştı- rıp silkinerek sıyrılıp koşmağa başlar. Fakat halka haricinde bekliyenlerden biri topu kaçırana karşı koşarak —midesi budur, diye— müthiş bir tos vurur; bir diğeri yolu üzerine boylu boyun- ca kendini atıp topu kaçıranın ayaklarına sarılır, bir müthiş kav gadır başlar, çünkü bir çok kişi bu hengâmeye girişir ve boğuşur. Baş başa omuz omuza gelip de boğuştukları zaman *bir kocaman ve korkunç ahtapot geklinde bu- lundukları halde —bu ehemmiyet İi oyunun ıstılâhında— (İskörmiç — Skirmich) diyorlar ki (Çarha muharebesi) demekmiş!... Bence (Çarkası) fazla!... Bu adeta mu harebe; fakat muharebenin on bin sene evvelki iptidaf gekli!... Eski Yunanlıların ve hattâ bü- tün medeni dünyanın en büyük (Dasitan — &popde) şairi meşhur Homiros'un (İlyada) da nakletti- ği Troya muharebesinde (Achil- le) ile (Hector)un dövüşüne ben zer bir şey!... Böyle bir çirkin manzaranın, seyircilerine müthiş bir heyecân vereceğini kimse il kâr edemez!... Fakat medeni a- damlar için bundan daha ulvi ve daha necip daha insancasına bir heyecan şekli yok mu?... diyecek siniz. Bu suale mühim bir ceva- bım var. Onu gelecek makalem- de arzedeceğim. Burada yer kal- madı, asıl bizim zavallı kaptana dair kısa bir mülâhaza beyan et- mekle bu makaleye nihayet vere- ceğim, fakat bu futbol bahsini bu merhalede bırakmıyacağım. Bu kaptan Üniversite talebe- sinden herkesin sevdiği bir genç ve usta bir oyuncu imiş. Demin tarife çalıştığım Skirmich vazi- yetinde o da halkaya dahil imiş, Daima itişmeden kakışmadan dal galanan bu insan halkası, kapta- nı topun yanına getirince, silki- nip eğilmiş topu kavramak iste- miş. Diğer takımdan biri onun ha rekâtını takip ediyormuş. O va- kit müthiş potini ile topu çel- Mmek için şiddetli bir tepme sa- Dişçi Teknisiyenleri Derneği kongresi Dişçi teknisyenleri derneğinin llk konseri dün saat 15 de Emi- nönü Halkevi salonunda Mehmet Rüştü Kulman'ın başkanlığında toplanmıştır. -İdare — heyetinin faaliyet raporu okunup kabul e- dildikten sonra yeni idare heye- ti seçilmiştir. Başkanlığa Ferhat Savaş, baş- kan yardımcılığına Mustafa Yük- selen, Muhasipliğe Şerafettin Er güven, âzalıklara da Masis Yı ter, Jirayir Karan, Vedat Bülev, Batrik Kapakçıyan seçilmişler - dir. Dr. Lütfi Aksu, Dr. Bekir Zafir, Hamsi Sanal, Dr. Ali Şükrü Şav- h, Yusuf Ziya Ayça, Hilmi Rıza Cemil İpekçi, Selma Çö- ner, Veli Orhan Tüte, Esat Duru samettin Sunol, Dr. Şükrü Hazım Tiner, Dr. Selim Ahmet Çalışkan, — Sizde beni çeken anlamadı- ğım bir kuvvet var, dedi. Sonra gözlerini Vildanın a- yaklarından saçlarına kadar a- ğir ağır kaldırarak devam etti: — Şüphe yok ki siz güzelsi- niz, orijinal bir güzelsiniz, zarif- siniz, kendinize hâs bir şekilde zarifsiniz; zekisiniz, müthiş ze- kisiniz, ihtiraslısınız. Ancak bü- yük hayallerle doyacak kadar ihtiraslısınız. Sizi âdi.hayat asla “atmin eti 'or. Fakat bütün bunları aşan bir cazibeniz var, Nereden geldiğini anlamıyorum. Ve bu meçhul beni sarıyör. Ko canızın çıldırmasını anlıyorum. İnsan sizi severse başka türlü sevemez, Vildan küçük bir kahkaha at- tı: — Aman! dedi, sakın, öyle sevecekseniz sevmeyiniz. Birken iki olur. Ben kıskançlardan nef- ret ederim, — Kıskanç değilim ben. Fa- kat sizi seversem ne olacağımı tahmin edemem. Kıskanç mı o- lurum, deli mi olurum, - kaatil mi olurum, bunar mıyım, sapıtr mıyım, bilmiyorum. Vildan bir daha içini çeke- rek Ah, dedi, bu sözleriniz Mit- hatı ne kadar hatırlatıyor. Fa- kat o sizin kadar güzel konuş mazdı. Çok maddi adamdır. Ben de o kadar maddi adamın beni bu kadar sevmesine daima şaş- mışimdir. — Arlık düşününüz, ları bu kadar çıkarırsanız beni ne hale rirsiniz! — Belki de size hiç tesir ol- maz. — Öyle değil. — Bana kalırsa, hisli insan- lar kendilerine daha kolay hâ- kim olurlar, — Niçin? — Öyle işte. hanım. —Bana «hanım> demeyiniz. — Hanımefendi. — Daha fena. —Bayan. — Aman — Vildan. — Tercih ederim. Nejat Vildanın bir kolunu tu: tup dudağına götürdü ve tek- Nejat onun odaya çabuk dön mesini temenni etmekten başka hiç bir şey düşünemiyordu. Vil. danın iliklere işleyen kokusu İ- çinde, Selminin hayali de silin- vermişti. Ne kadın! Ne çılgın, karanlık, ihtiraslı, kıvrak, ateş- li, sâkin, sade, keskin, tatlı, yısız tezadlarla dolu kadın! Ne- jad bile onu görmek için sabırsızla- niyordu. , (Devamı var) AAARARARARARRARAMAAAA V LKĞ : asli üyeliklere seçilmişlerdir. geti- Bu biraz doğrudur, Vildan un huzurundan mahrum kaldığı şu bir kaç dakika içinde li erı yurmuş; sadmesi zavallı kapta- nın sol şakağına isabet edirice 0- Te sermiş. Oyun bozulmuş ve tamamile meflüç, dilsiz ve bi- şuur olan bu genci bir lâşe gibi yerden kaldırdıkları zaman üstü- Dü kirletmiş olduğunu — görml ler ve hemen hastahaneye götür- Müşler evvelâ banyoda temizle- yip çamaşır değiştirdikten sonra hekime teslim etmişler, Bütün Ü- niversiteliler bu gencin tedavisi uğrunda külliyetli bir para ve him met ve sarfettiler, kâr etmedi ve bir ay bihuş yatıp altını kirlete- rek sefil yaşadıktan sonra öldü. O sıralarda Amerikanın diğer bü yük gehirlerinde bir oyuncunun kafasını tutan birinci fıkra ke- miği kırılmış ve derhal ölmüş; başka bir yerde bir diğerinin kal bine bir arkadaşı kafasile bir tos vurmuş, o da o anda ölmüş, bir şkasınm bel kemiği kırılıp İli- İ ezmiş. İki ayağı o anda mef- lüç olmuş ve altını kirletmiş. Hu- lâsa o sene böyle beş on kişi, ve insan güzeli olanlardan beş on kişi!— Bu hayvanca oyuna kur- ban olup gitmişti. Ben bu veka: yil pek muhtasar anlattım. Fa- kat uydurmuyorum. O senenin gazete kolleksiyonları mevcuttur ve naklettiğim facialara şahittir. Bu barbar ve tehlikeli oyunların hâlâ mergup olduğuna sebep ne- dir, onu gelecek sefer anlataca- Bim, Kiralık kasalar Ticaret Bakanlığı kasa ithali müsaadesi vermedi Mevduatını bankalardan çeken lerin kasalara rağbet ettiğini, ellerindeki kasaların tamamen iralandığını gören bankaların ithalât için Mıntaka Ticaret Mü dürlüğüne müracaatta bulundu- ğunu yazmıştık. Ticaret Bakan- lığı, bankaların müracaatını sı- rasız bulmuş ve red cevabı ver- miştir. Bankalar, ihtiyaçlarını ellerin deki kasalarla gidermeğe çalışa caktır. Kasa ithali için müraca- At edenlerin ecnebi bankaları o- Taçu bilhassa nazarı dikkati cel- betmiştir. —Müli — bankalardan yalnız husust bir. banka bunla- rın arasında bulunmaktadır. Buna mukabil ithalât müsaa- desi istemiyen hiç bir ecnebi bankası yoktur. Haydarpaşalllarm Büyük Balosu 14 temmuz gecesi Suadiye Plâj ğazinosunda Haydarpaşa Lise-'n- den Yetişenler Cemiyeti tarafın- dan büyük bir mehtap balosu ter tip edilmiştir. Bu balonun en büyük hususiyet lerinden biri, kıymetli ses sanat- karlarımızdan Necmi Riza Ahıs- kan'ın en kuvvetli saz arkadaş- larıyla ve seçkin bir programla kalâde bir konser vermesidir. Et fiatı Bt fiatları dufgun bir hal al- mıştır. Dün mezbahada 4886 kü- ük, 360 büyük baş kasaplık hay an kesilmiştir. Karaman Pera- kende olarak, 340 - 390; dağlıç 300 - 380; kıvırcık 280 - 400; ku tu 260 - 430 kuruş arasında mu: mele görmüştür. Koyun az geldiği için fiatlar 19 HAZİRAN 1949 Hacı “Abdullah Kilis muha- birimizle konuşurken Kilisde 113 yaşında bir ihtiyar Bir nsırdın fazla yaşamış Hacı Abdullah hâtıralarını anlatıyor Kilis (Hususi) — Kilisde het kesin tanıdığı 113 yaşında - bir ihtiyar vardır. Adı (Hacı —Ab- dullah) dır. Asır görmüş ihtiyarı evinde ziyaret ettim. Kendisile uzun boylu konuştum. Halinden şikâ- yetçi.. Harap bir evde oturu - yor. Bu kadar yaşına rağmen müzayaka içinde yaşıyor. An« latığına göre, geçen gün rüya- sında Azralli görmüş. . Haci baba, 113 lük bir ihtiyar olmasına rağmen, hâlâ dinç bir vücuda sahip, beli dahi bükül - memiş. Adımları kuvvetli, ağ- zanda dişler tamam denecek ka- dar mevcut. Doğum yeri Afga - nistanın Hıratı Şerif kazasıdır. Hâfızası yerindedir. Üç yaşında iken anne ve ba- basile Medineye hicret etmiş, o- rada büyümüş, orada evlenmiş- tir. Medine Şerifi Emir Hüse - yinle Fahri Paşa arasında çı- kan ihtilâfta kendisi de bütün Türkler gibi Fahri-Paşa tarafın da harbetmiş. Paşanın camide esir edilmesi üzerine, arkadaşla rile beraber kaçarak Adanaya gelmiş, Bekir Paşaya iltica et- miştir. Halebe ve oradan da Kilise gelmiş ve kurtuluş mücadelesin- de çalışmış, asırlık bir ihtiyar. « Kasabada hayırsever insanla- rın yardımı olmasa Hacı bab: nın hali daha perişan olacak. Şehrimizde kurulmuş olan yar dım sevenler. derneğinin böyle asırlık ihtiyarları himaye etme- mesi hayrete şayandır. Peyzullah Al AAA TAR AAAT R AAA İTIZAR Muharririnin rahatsızlığı dola- yısile bugün «Dün ve Bugün» fıkrasını koyamadık. Okuyucula- rımızdan özür dileriz. r—CTAKVlM B Haziran 1949 RUMİ Hicrt S 1868 Haziran 9 Şaban 6 PAZAR Hızır: 44 - Ay: 6 - Gün: 169 Vasati Ezani 4S s2 33 00 4 ©» Güneş Öğle İkindi. Akşam Yatsı İmsaikx düşmemektedir. S Büy 19 Haziran 949 Bugünkü OSMANBEY kezi tam karşısında) bulunan sine ait nakledilmiş eşyalar, ODALARI, BİBLO, YATAK O 6 PARÇADAN İBARET STİL KIMI, SİNGER Kristal ve brons avizeler, kol. Gümüş pay tabasları, şekerlik ecza dolabı, yün ve pamuk ya! edevatı, V, STİL ROKOKO SALON biblolar, apartımanın çok y ı—ıııııııxıııı—ıııııııııııııııııııııınıı SS VAS racaat - Tepebaşı Moralı Pasa de Halâsgâr Gazi caddesi 194 numara- h apartımanın 2 numaralı dairesinde- (Osmanbey P.T.T, mer - KIRMAN VE TEBRİZ HALILARI, YATAK VE YEMEK Açık arttırma ile satılacaktır. Eben ağacı enson model 12 sandalyası ile Emsalsiz yemek oda takımı Trape — Mağun ağaç kaplı PSALTİ Fabrikasında — yaptırdmış 8 parçadan ibaret 2 ADET TEKMİLİ OYMA AVRUPA GÜMÜŞ ŞAMDAN Kristal bakara çiçeklik ve Jardinyerler, porsel: Kristal su, takımı, fmzalı Bronz heykeller, sofra takımı, m maden tepsi, #mzalı tablolar, tekmili oyma salon ve sigara ma- KIRMAN TEBRİZ HALILAR, R.CA. 6& LAMBALI RADYO, TEKMİLİ Şevket Dağın orjinal imzalı harikalide tablosu, büyük bir parti Fazla tafsilât almak için PORTA. BU k müzayede ile sevimli satış avağ pazar günü saat 10 da. n ve şehrimizin tanınmış bir aile- GÜMÜŞ EŞYA VS. VS, beraber DA TAKIMI DUĞLAS SALON BUDUAR TA. DİKİŞ MAKİNESİ, takın f n çay İ lon portmanto, Venis — şekerlikler, saları, ŞIRVAN BELEÇ SECCADELER. 've tepsiler, kadife perde ve tüller tak ve yorganlar, şezlonk, mutbak ALTIN YALDIZLI MASA ve KONSOL — MÖBL, eni halde tekmil muşamnbaları AL MOBİLYE EVİ ne mü- 167-6 Telefon: 85190-43970 —ıı'nıııı—*r.xış_ııx—ıııııııxxııxıııxıx“ıııt aj No: Üa