Te MAYIES 1949 HİKÂYE Çektiğim Acı Bir yaz günü idi. Aylardanberi boş duran karşımızdaki mavi bo yalı eve bir kiracı girmişti. Bun lar nâzik tavırlı ince ve nârin bir kadınla gene bu kadına eş bir durumda temiz giyinen uzuna ya kın bir boyda sempatik bir adam- ı. Bir de gayet sevimli bir erkek çocukları vardı. Ev bir kaç gün içinde temizlendikten sonra iyice yerleştiler. Çevremizin gelenekle Tine uyan bütün komşular karar laştırarak hoş geldine gitmek I- çin haber gönderdik. İsmi Lâle olan bu kadın, misafir kabul et- mediğini söylemiş. Onun bu ha- line kızmakla beraber içimi bir merak sardı. Acaba niçin kabul etmiyor. Bu onun huyu mu idi? Bir gün pencereden sokağa ba- karken pencerede onu. gördüm. Bana gülümsüyordu. Ben de bu fırsattan istifade ederek, «Hoş geldiniz, evinizden memnun mu- sunuz> dedim. — Evet memnunum dedi. İşte bugünden sonra onunla arkadaş ve ikl dostluk. O bize geliyor ben ona gidiyordum. Bir gün Lâle be ni evine çağırdı. Bir şeye karar vermiş gibi pek heyecanlı görü- nüyordu. Ve elinden geldiği ka- dar da halini belli etmemeğe ça- lışıyordu. Titreyen bir sesli — Meral hanım beni, rakmıyarak gösterdiğiniz kardeş- çe hareketlerinizden bilseniz ne kadar memnun oluyorum. Size öy le alıştım ki, adeta sensiz dura- miyorum.: Ben de ayni samimi- yetle cevap verdim: — Yalnız sizin böyle her şey den elini ayağını çekmiş, bütün zamanlarını yavrusuna, kocasına hasreden fedakâr ve feregatkâr hayatınızın #ebebini merak ediyo Tum, — Eyet neden dışarı çıkmak istemeziğimi sormak istiyorsu- nuz değil mi? Zaten ben de bunu göylemek, içimi bir kurt gibi ke- mirip duran bir derdi size açmak ve biraz olsun hafiflemek İstiyor Gum, İşte bugün bu arzuma ka- vuşacağım. Bundan tam beş yıl önce Idi. Hâli vakti yerinde bir ailenin bi- ricik çocuğu idim. Ortaokulu bi- tirdikten sonra, artık iyice geliş- miş görünen bir genç kiz olmuş- tum, Bana da herkes gibi talipler Çıkmağa başladı. Fakaf ben hep- Bini bir behane ile reddediyor - dum. Çünkü okulda iken pek sev 'dlğin bir geiis " bağlanmıştım. Bundan ailemin haberi yoktu. Birbirimizi öyle seviyorduk ki, bunu nasıl anlatayım. Aşkı bü- 'tün benliğimi doldurmuştu. Ben tahsilimi babamın, bilmem ne se- bepla israrı üzerine - bırakmak mecbüriyetinde kaldım. Ahmet, yâni sevgilim tahsiline devam e- decek bir meslek sahibi olduktan sonra evlenecektik. Amma talih ikimize'ide gülmedi. O mektebi bitirmeden öldü. İşte böyle peri gan olduğum bir zamanda şimdiki kocam Şükrü, beni istedi. An - nem babam razı oldu amma, evlenmemeğe karar vermiş bı nuyordum. Hâlâ sevgisi kalbim- 'de yaşamakta olan Ahmedimi u- nutmak. için kararımdan vazge- gerek Şükrü ile evlendik, Kocam beni çok seviyor fakat ben bir türlü ona bağlanamıyor Ahmedin sevgisini bir türlü aklımdan çıkar Mmağa muvaffak — olamıyordum. Rahatım çok iyi, kocamdan baş. ika karışan kimse yoktu. İçimde bu acı olmasaydı ben dünyanın len mes'ut bir insanı olacaktım. Bu arada bir oğlumuz dünyaya geldi. Rifkının doğuşu beni koca- a karşı biraz daha yaklaştır - :ıuı:nîm:;. vaktimi onun yanın » Onu büyütmekle geçiriyor - dum. Oğlumla bazan gezmeğe çı kıp parkta dolaşıyorduk. İşte bu Bezintilerin birinde parkta otu- Turken yanımdaki masada bulu- 'nan bir genç dikkatimi çekti. Na Bıl olur, ayni Ahmede benziyor.., Ne garip bir tesadüf. Kaşı çehresi bütün'her ta enim kehdisine dikkatle | baktığımi farkedince bana gü - lümseyerek selâm verdi. Bot de- N gibi hâlâ ona bakıyor ne yap- mak lâzım geldiğini kestiremiyor dum. Nihayet o ayağa kalktı ma- rı, aa aa aaaRARAEARAANZ GÜZELLEME Aşığın çaldığı gönül sazıdır, Ben mızrabı, sen do teli gibisin Gerdanıntla benin dizi dizidir, Bemadaki samanyolu gibisin. * Mendilimde benek benek nakışın, Aya benzer yaşmak tutup bakışın, Deli gönlü sarhoş eder kokuşun, Çiçeklenmiş iğde dalı gibisi * Allı entarini sürer geçersin, Başına bir yazma bürür geçersin, Cevdet, arı gibi güzel seçersin, Sunam sen de oğulbalı gibisin. Cevdet H. ARSLANGÜL TÜRKÜMÜZ Günü gelir düğün dernek kurulur, Çelik bele yatağanlar sarılır, Şehitlik katına böyle varılır, Erkek odur: dalkavukluk etmemiş, Efe odur: asla etek öpmemişi,.. * Yaylalara çıkılır da bakılır, İşlememiş bilek çabuk bükülür; Savaş biter kılınç kına sokulur. Korkmak-neden? Ölüm Tanrı buyruğu; O dağlara dikeceğiz bayrağıl..» * Xoç yiğitler halkalana, dizilı Yaylalardan rüzgür gibi süzüle, Hakkımızda kötü niyet-bozula. Gerekirse yiğit yurda can verir, Alnından vurulur ölür kan veriri» Namık Kemal ÜNSAL (Ankara)y * SIZI Kalbim, yine nicranımın sonsuz sızısile yandı, Bu akşam da ufuklar kan rengine boyandı| Zehirli bir nefesti bahçemde esen rüzgâr, Güz'ün sarı yaprakları idi ondan yâdigâr. * Keder... Keder, dudakları adınla ürperdi! n Neden, neden hislerim bu geceye yol verdi?.> Geceler, geceler zulmetle dolup taşarken... Kalbim, ümitle coşup çağlar, kader'i aşarkent * Hâyâlimin kurduğu zengin köprü yıkıldı!. « Gözlerim, bir an uzun senelere takıldı... Ruhumdaki açılmaz sandığım kördüğüm, Heyhât! Anladım: güzel bir rüyamış gördüğüm! , Muallâ KÖPRÜLÜ * AYRILIK BAHÇELERİNSE Varlığın bir gece hülyamı tutan Yokluğun gönlüme taş, bir zindat Doğacak gün mü yüzün bilmem ki.., Battığın mavi ufuk ardından * Gömülürken ebedi hülyana Döndü yer âteşeç-gök mörcana. Daha senden düşecek güller var İçtiğim kokladığım hicrana. Nahid ABDÜLKADİR- GİTSİN Benden selâm edin o nazlı yâre, Yanımda bir lâhza dursun da Durmayıp kamıyor bendeki yare, Yarama bir ilâç sürsün de gitsin, UUU AAA ANAN KA . lenen İ HUUUUUURUAAMAARAKAREARAAARREAERRAAAAN * aa aa aa RLARMARARARRRRRARRRAKURARARARARRRRRRRRRARRRRRARARARKNNRRRRARAU eş yaratılmışlardır. İsmim Meh- -| met. Doktorum. İsminizi arkadaş lardan öğrendim. Bu yavru sizin değil mi? Evet benim diyerek Rıfkıyı a- larak ondan ayrıldım. İşte ogün den sonra ayni gekilde onunla is temiyerek bir kaç defa karşılaş- tıktan sonra kendimi ona kaptır| dım. Sanki Ahmet yeniden dünya ya gelmişti. Buluşmalarımız sık- laştı. Artık ben onun metresi ol- muştum. Çocuğumu, kocamı ih- mal ederek onlara bir çok yalan- lar uydurup Mehmetle buluşuyor dum. Bir gün Mehmedin oturdu- ğu otele gittiğim zaman odasının kapısı önüne gelince içerden ge- len bir takım sesler işittim. İçer. de konuşan benim sahte sevgilim di, Aynen göyle diyordu: — Dur canım acele etme. Lâ- le nasıl olsa bizim elimizde. Ne zaman istersem ondan para kopa rabilirim. «Öbürü». ki amma, sen kendini o- Joa nasıl tanıttın? — Doktorum dedim. Ve ona i- nandırmak için Bu edayı kiralı dim, Lâle beni öyle s ben ondan ne kadar ist e Beve verecek, Hem vermesin di başına iş mi açsın... Eğer vermez e kocasına söylerim di zama gelip” oturdu. Allah' Allah | ederim, diyordu. SAĞ nedir. bu... Yanıma geler adam | “Üçrim, diyordu. kim? Ahmede çok benziyor aan | — Ben bunları işitince az kalsın ma Ahmedin boyi nziyor me İ bayılacaktım. Zorla eve geldim. nunsa kısa. Hem o öldü. Ben bin | SÜKTÜ evde yoktu. Biraz sonra ları düşünürken o konuşmu ğ | kocam gelince ona henliz geçir - başladı. #Ba| mekte olduğum buhranların tesi - Affedersiniz Lâle hanıma be| M'tnda yalvardım. n birisine benzettiniz galiba | , ” Şükrü dedim... Bana yar- Ben gaşırdım. İsmimi nereden | " biliyor bu adam, — Evet beyfendi Alimet Kan Gi amma öldü. Sizi görünce onu hatırlayıp dalmış kalmışım. Af- federsiniz amma ismimi nerden biliyorsunuz? mam dım et. Artık ben burada yaşıya Gün geçtikçe sıhhatimde bir göçme hissediyorum. Beni ge- viyorsan br ü a Geniz Isminde bir “arkadaşım var| ne UA R ON 'de olsa bizi geçindirir... Zavallı kocam bir kaç gün son S bana muvafakat cevabını ver- gittikçe sevmeğe başladım. Bu felâketten #onra kocamı Şim- # Olabilir efendim. İnsanlar| Beni saran derde çare yok imiş, Halimi bir kere bilsin de gitsi Hülyalı gözüme göz yaşı geln Vefasız eliyle silsin de gitsin. Hüseyin ÇOLAK (Ankara) İ raaaaaanananaRARARAERAAR LAİ di çok seviyorum amma ona kar $, Bi işlediğim ihanetten ve bu su- çun bir gün meydana çıkmasın « dan korkuyorum, Lâle burada sustu. Derin bir göğüs geçirdikten Sonra biraz ferahlamış gibi doğruldu. Onun ıstırabını ruh buhranını anlamış- tım. — Evet, dedim. Çok fecf.,, Am- ma sen onları unut artık..; Ma- demki yaptıklarına tövbe ettin, Allah ta seni affedecektir. Vasfiye Ötüken Uğak Atinadaki Atletlerimizin başarıları Atina, 8 (A.A.) «afp> — Yunan Panionien klübünün tertiplediği — ve 12 atletten ibaret bir Türk ekipinin » iştirâk ettiği atletizm müsabaka- larının ikinci günü bugün — öğleden 'nra saat 16,80 da Pantene sladın- da 15 binden fazla bir seyirci kala» balığı buzurunda başladı, k atletleri dünkü gibi düz ve rek hemen hemen bütün müsab azanmışlardır. 200 metrede Türk atleti Doğan A- d 400 metronin verdiği yöre & yavaş bir koşu çıkardı ve neticede 23.5/10. ile birinclliği ka. zandı. 2 — Mitropulos : 23.6/10. 400 M. manialıda Türk koşucusu Kemal Horolu birinoiliği 86.8/10 1 du, İldi gelen Yunanlı Petropulakisin dorece al ise 57.6/10 dur, Bir gün evvelki 16500 enetrenin re vanşını teşkil eden 800 metre — ise Bon derece heyecanlı ve meraklı ol müştur, Yarış başlar başlamaz öne geçen Yunanlı atlet Mavrodis a( nuna kadar ayni vaziyetimuhafa. zaya muvaffak olarak bir gün ev velki mağlübiyetinin acısını gıkar. Mmiştir, kazanmağa muyaffak — 9i aanaaAAAAAAAAMAAMANARAAAAAAAAAN ularda üstünlük göstere- | akar | YENİ SABAH Bevin (Baştarah 1 incide) emniyetsizlik — duygusunu | yok etmek isterim. Almanya ile İn, giltere veya —Almanya ile Fransa dan böyle birbirlerile aslâ yacakdarı Kkanaatılni taşı- mak süretile Dişişleri Bakanlığı va zifeme son verebilmiş olmak benim için en samimi hedeftir, Almanyanın tesliminden tam-4 sena Bonn: 8 (a.a,) — (ps) — Bir, Batı Almanya federal hükümeti ku, rulmasına alt anayasa, Almanya - nin tesliminden tam dört sene son) ra bugün Bonn meclisinde üçüncü ve son defa olarak incelenecektir, BATI ALMANYA ANAYASASI Frankfurt, 8 (AP.) — Alman Federal Cumhuriyeti için tanzim edilen yeni teşkilât, tecavüzi bi harbe yer vermediği gibi Avru- pada sulhu ve uzun ömürlü bir nizamı sağlamak Avrupa Birleşik Devletlerinin teşekkü- lüne müsaade etmektedir. 147 maddeden ibaret olan ye- ni anayasa 46 milyon - nüfuslu Batı Almanyayı demokratik ve federal bir devlet haline getir- mektedir. Kurulacak hükümette İngiliz ve Amerikan hükümetle- Ti örnek tutulmuştur. Yeni dev let' Almanlara Hitlerden evvel- ki rejimde olan hürriyetteri da- ha büyük bir hürriyet sağlamak tadır. RUSYANIN: MÜZAKERESİNİ 1STİYECEĞİ MADDELER Londra, 8 (AZA. — (1ps): Rus makamları dün akşam Ber- Jinde, abluka kalkar kalkmaz ba tı kesimlerine elektrik cereyanı tevziini sağlamaya hazır olduk- larını teyid etmişlerdir. İngiliz gazetelerinin yazarları dört Dışişleri Bakanları Alman- yya meselesini müzakere için Pa YA aa. Cenup bududumuzu geçen üç şüpheli şahis — Baş tarafı 1 incide — söyliyen bu adam, Rus Çarı Bü- yük Nikola'nın oğlu olduğunu id- dia etmiştir. Yine kendi ifadesine göre Bolşevik ihtilâlinden sonra | Moskovadan Kafkasyaya ve ora- dan da İrana kaçmıştır. Tahran- da yirmi sene makinistlik ve şo- förlük yapmış, dört sene de İran- da Japon sefaretinde çalışmıştır. 20 Mayıs 1939 da Belgrada git- mek üzere İrandan ayrılmış, fa- kat Suriyede Fransızlar tarafın- dan yakalanıp kampa — gönderil- miştir, Beyaz Ruslardan olduğu- 'nu isbat ettikten sonra amcası olduğunu iddia ettiği Halep polis dairesi şefi Mihael Nikola ile mü- habere etmesine müsaade — veril- miş, böylece kamptan kurtulmuş- tür, Romanoff, Rüs çar - ailesine mensup Rus genel kurmayının â- zası olduğunu, komünistlik ile daima mücadelede bulunduğunu ve Rusyadan doğrudan doğruya para getirtmek gayesinde bulun- duğunu söylemiştir. İkinci Rus Madya Nadajda &- dında yirmi, yirmi beş yaşlarında bir kadındır ve hâmiledir. Rus- çadan başka biraz da almanca bilen bu kadın, hemen hemen hiç bir şey söylememekte, sadece ai- lesiyle kavga ederek Rusyadan kaçtığını iddia etmektedir. Hüviyeti meçhul üçüncü şahıs olan Romanyalı, adının Narmi ol- duğunu, Suriyeden işsizlik ve aç- hk yüzünden bize iltica maksa- diyle hudutlarımızdan içeri girdi- ğinl söylemektedir. Rusçadan başka farsça, biraz arapça ve fransızca bilen Roma noff ile konuştum. Bana; adının Pantebymon Nicolalvitch Roma- noff olduğunu ve halen Rus lığının veliahtı olduğunu, - biri, ci dünya harbinde Rus ordusu: da albaylığa kadar yükseldiğini, ihtilâlden sonra İrana kaçtığını, halen karısının ve beş çocuğunun İranda bulunduğunu, fakat 1939 danberi Irtibatı kaybettiğini, o ta- rihte başlamış olan ikinci cihan harbinde beyaz Ruslardan teşek- kül eden gönüllü Rus ordusuna girmek Üzere Belgrada gitmek 1- çin Suriyeden geçerken Fransız- lar tarafından yakalanarak — Bir ar- müddet Aalıkonulduğunu, sonra Ffransız ecnebi ordusunda emir- ber olarak bulunduğunu, ferhisi müteakip dört söne Lübnanda iş-| biz diğer siyast partilete düş- |Si relsi Dr. Noel Fransadan, Fede siz kaldığını ve son dört sene del man hazarile bakmıyoruz. Gaye | Fatlon Buropetn'in - bugünkü -reisi Haleple Harunu Kebir otelinde| miz birbirimize kargılıklı sevgi | Madame Barratt Due Norveçden çalıştığını, Suriyedeki son hükü-| ve saygı göstererek, İyl geçine- | Fayorar. n n| |met darbesi üzerine kaçmağa te-|rek memleketir ilerlemesini sağ | , Kerdlerine . Klbümüz . Danana şebbüs ettiğini, fakat hudufları-| Jamaktır. Yürdumüzün — maruz |x kadar mütehi SD İmızı geçerken yakalandığını söy-| bulünduğu tehlikeleri elbirliğile | 4, nave eti İleat, defetmek hepimizin vazifesidir> | " stanbul — kiübünün ilk teessüsü Romanoff bütün bunları asabi | sözlerile konuşmasına son ver- | fikrini bendi r, Noel verdi ve İbir halle ve ezberlemiğ gibi hızlı| miştir bir buçuk sens israrla teşvik etti, İhazlı konugarak Aanlattı. Konu-| C.H.P ÜSKUDAR VE BEYKOZ | — Onun içindir ki bu onun manevi şürken İnütemladiyeh Bigdra İçi- 'TOPLANTILARI çocuğu Bayılır. İyordu. Eyüpteki bu toplantıdan m 'Geli bütün ilim dünyası tazır, | Bu tiç gahis gimdi mevkuf bu-| da 'dün C.H.P: Üsküdar ve Bey İsmi tıp âleminde çok şöhret bul İlunmakta, bllhassa —Albay Zalm| koz ilçelerinde de birer toplantı | muş bir cerrahtır. | bükümetinin, Suriyede komünist- | yapılmış, Parti İl başkanı Esat | Dr. Notiin hayatı meslek hanım İlere karşı glddetli harekete giriş-| Durusoy ile üye Celâl Arslan- |af İçin ilham verecek güzel . bir tiği sırada hudutlarımıza girmek | giray Üsküdardan yine parti 1 |Y aar n tek istemeleri dikkati çekmektedir. | Üyelerinden Mehmet Ali Gökçen | o çone Diz döktorla öleniyor ve Bir taraftan emniyet tahkika,| Beykoz toplantılarında - bulun- | or.m monra tibba heves adiyor ti derinleştirirken, adift makami- | muşlardır. bakaloryasını yapıp ilk kadınlar. lar da pasaportsuz seyahat su-| — Bü iki toplantı mevzüu da D. | an biri olarak — tibbiyeye giriyor çundan haklarında takibata geç- miştir. Hâdisenin henlz katiyet- le anlağılmış değildir, “in Berlindeki Nilku | riste toplandıkları zaman Rus- yanın şu meselelerin incelenme- Beklememeli — Baştarafı 1 incide — kadaşlarım hayat SAYFA: 5 | Pahalılık Mitingi pahaT'liğınız Hen size sini istiyeceğini sanmaktadırlar; 1 — Alman birliği, 2 — Ruhr sanayi bölgesinin 1- 3 — Ayusturya İle barış ant- laşması, 4 — İşgal kuvvetlerinin Al- manya ve Avusturyadan çekil- RUSYANIN, ALMANYADA EL DE ETMEK İSTEDİĞİ FAYDALAR Londra, 8 (Nafen) — Sunday Times gazetesinin siyasi muhar- riri 23 mayısta Pariste yapıla- cak olan dörtlü konferansa te- masla göyle demektedii «Bu toplantıda, harpten son- ra yapılmış en sıkı mücadele ce reyan edecektir. Salâhiyetli çev- reler tarafından verilen bir ha- bere göre, Sovyetler, bütün Al- manyaya şamil olacak bir dört- ü kontrol sistemini ele geçire- bilmek. için birçok imtiyazlarda bulunacaktır. Sovyet Rusyanın bilhassa Ruhr sanayil havzası- 'nın kontrolüne girmeye çalışaca ği da belirtilmektedir. Bu hede- fine varabilmek için Moskovanın Almanyanın doğu işgal bölgele- rirdeki Alman parlâmentosunu taniması bile beklenebilir. D. P. Mitingine C. H. P. nin karşılığı — Baş tarafı 1 incide — ahda, hayat pahalılığına en zi- yyade maruz olan İşçilerin ve e- meklilerin tekâsüf ettiği Eyüp ilçesindeki semt ocağı toplantı- 'na bu kadar kalabalık partili- nin katılmasının C.H.P. nin kuv veti bakımından taşıdığı mânayı belirten Ekrem Amaç; Demok- ratların tertip ettiği mitinge partilerinin ayakta durabilmesi için lüzumlu olan daimf heyecan ve mücadele hislerini — kamçıla- mak zaruretinden doğan bir tak tik mahsulü olduğunu ve dünya da hayat pahalılığını derhal gi- derecek bir tılsım keşfedilmiş olsaydı bütün milletlerin - bun- dan hemen istifade edeceklerinin tabit bulunduğunu; emtia fiat- larının her memleketin iktısadi reğimine göre iktısat kanunları- 'nın tesiri altında tekevvün etti- ğini ve gunun bunun arzusile ve ya'mitinglerle bu kanunların de Bişemiyeceğini belirtti. Hayat pahalılığile, mücadele mevzuun- da hükümetin aldığı kararlar ve buna muvazi olarak İstâanbul Be lediyesinin ittihaz edeceği tedbir. ler hakkında geniş izahat verdi. Meskensiz vatandaşları mesken sahibi yapmak Üzere Belediye- den dağıtılacak arsalardan E- yüplülerin de istifade edecekle- rin?' ve bu yıl Eyüpte Belediye- ce yapılacak yol ve elektrik iş- lerinden diğer semtlere nazaran Eyübe geniş fayda sağlanaca; nı bildirdi ve bu ayın on dördün de Başbakan Şemsettin Günal- tayın huzurile Eyüpte Silâhtar ğada açılacak 50 bin kilovatlık elektrik santralinin açılış töre- nine tekmil Eyüplüleri Belediye namına dâvet etti. Şehrin ve Eyübün su ihtiya- cına da temas ederek, ecnebi şir ketten 28 bin metreküp su vere- cek kabiliyette olarak satın alı- nan tesisattan gimdi 67 bin met reküp su alınmakta olduğunu ve | 17 milyon lira sarfedilerek Ter- kostan şehre kadar 40 kilomet- re uzunluğunda ikinci büyük bir ana borunun döşenmekte bu lunduğunu ve bu tesisattan 1950 do İstifadeyo başlanacağını be- lirtti. Hayatı ucuzlatmanın — ve- ya hayat pahalılığına mâni ol- manın İlk şartını, İstihsali art- tırmak teşkil ettiğini, bu mak- satla Marşal yardım programı gereğince Türkiyeye — verilmesi kararlaştırılan İlk parti trak- törlerin dört gün önce merasim- lo İstanbulda karaya çıkarıldı- ğını bildirdi. Ve son yılların si- yast Inkişaflarına temas ederek: «Biz Cumhuriyet Halk Partili- ler iktidarda kalmanın sirrini; halkın sevgisini ve itimadını muhafaza etmekte — buluyoruz, P. nin hayat pahalılığı mevzu- unda yaptığı mitinge bir cevap mahiyetinde cereyan etmiştir. direktifler veriyor, hatta bazı ka) nuni teyitler bile koymağa yelte- niyor. akıbet doğuracağına biz pek ihti- mal vermiyoruz. Çünkü et bahsin de ateşl rin sathında kayan Ekonoml Ba- kanının nasıl bir hazimete uğra- dığı henüz hatırlardan çıkmış de- gildir. Bütün tanzim satışları ve Ofisin yapmacık gayret ve him- metlerine rağmen etin kilosu 500 kuruşlara dayanmış — bulunuyor. Acaba Barlas, bu et İşine dokun- masaydı durum daha mı kötü ol: caktı? Hiç sanmıyoruz. Belki va- ziyet aksi istikamette gelişecek ve Cemil Sait'siz eti şimdikinden daha ucuz bir fiata alabilecektik. Üste de Ofis bir milyon lira za- siyasi bir partinin meşgul olmağa tenezzül etmemesi lâzımgelen bir mevzu değildir... Bu bir... İkin- cisi, bu derdin devası bir mucize- de aranmamalıdır., köklerine kadar inmelidir. eşl görülmemiş bir mertebede çe- sine ulaştıranların,bu pahalılıktan (Başmakaleden devam) muzda, hayat seviyesinin — niçin bugünkü astronomik yükseklikle- re çıktığını Izah etmeğe bol - bol kifayet eder. Öyle ya, hayat ve malşet yükile uğraşmak, — hatta bir muhalefet partisi için bile ca- iz değilse, hükümet partisi yani mutene, mükellef, muhteşem ve midesi dolu zevat elindeki bir Par ti için belki hiç caiz değildir. Am- ma Ulus'un bu yukarıdan — atan sözlerine ve mantıkına — rağmen Halk Partili hükümet te hayat pahalılığı ile uğraşmaya tenezzül eder gibi görünmek İstiyor. İs- tanbul valisine yeni talimat ve Bu teşebbüslerin verimli — bir atılgan fakat biraz işle- rar etmiş olmıyacaktı. Pahalılıkla cidâl evvelâ — öyle fenalığın ta Yurdumuzda pahalılık, dünyada sitli Halk Partili hükümetler ta- rafından beslenmiştir. Bu pahalılı Eı yaratanların şimdi bunu gider meğe ciddi olarak çalışacaklarına inanmak çok zordur. Bu üç... Harp içinde ve sonrasında Tür- kiyemizi, hiç bir muharip devletin erişemediği hayat palılığı seviye- kurtulma çarelerini de keşfetme- leri: İşte Cemil Sait'in bahsetti- ği mucize belki bu olacaktır. YENİ SABAH “Çalışan Kadınlar dostluk klübü,, (Baştarafı 1 incide) zasında dostluk kurmak istiyen va hayır severlik yapmıya çalışan bir. cemiyettir, Her şehirde bu klübler| don bir tane'tecasüs edebilir. -Nitel kim Aznerikada ve İngilterede bun lardan yüzlerce var, Fransada alt. mıiş, Norveçte kirk.. Her biri tamamile müstaxil ve birbirinden ayrıdır, Yalnız ayni gayeli dostluk klüb. leri olmak — itibarile birbirlerini hemşire addederler. Böylece dünyanın medeni ve ser. best kısımlarında bir dostluk bir. liği vücuda getiriyorlar, Zaten birlik zamanımızın bir he defi değil mi? Öyle zannediyorum ki istikbal bi zim devri, birlik devri diye anacak tır. Hakikaten insan çox eski bir ha ritaya bakınca dünyanın ne kadar küçük parçalara ayrıldığını — hay. retle görüyor, Her derede bir beylik türemiş. Zamanla bütün bu kıssarlar bir. leşip devletler olmüş, Sonra bunlar dâ töplanıp bu - günün büyük bir. lkleri vücude gelmiş, Şiendi bu bü yük cemiyetlerin de birleşmeleri ari fesindeyiz. Asırlarca Kbyfi iIdarelerin ihtiras ları yolunda kurban — giden insan. lar cemiyetleri ümld edelim ki ar 'tec serbest ve âdil - bir birlik için de korkusuz serbest ve mesud yaşı yacaklar Biz Soroptimistler bu büyük ide Alin küçük Ve mahviyetkâr yolcu ları olursak — kendimizi bahtiyar addederiz, Soroptimist — kardeşilğinin güzel) bir misali olarak bugün aramız da İki mühterem misafir var. Klü mümüzün — Küşadında — bulunmak Soroptimistlerin bizi tebrik etmex ve dünya federasyonuna dahil — ol. duğumuz vesikaşını bize vermek 1. çin, Federatlor. Burope€ne'in mües suzluk T. A, Ş.>; «Ademi İkti- dara; #Saka I, Saka Il»; «Bece- riksizler T.AŞ.> ibareleri yazıl- mıişti, Saat 11.20 de evvelâ Tetiklâl marşı okunmuş ve Demokrat Parti İstanbul İl başkanı Abdur rahman Münip Berkan küraliya Çıkarak mitingi açış hitabesini irad etmiştir; bu-sırada mikro- fonda bir arıza zuhur etmiş ve başkan ancak saat 13. te konuş masını tamamlıyabilmistir. Bu arada husule gelen ârıza- 'nın şehir cereyanında vukua, ge- len bir inkıta neticesi olduğu ve bunun kasden C.H.P. liler tara- fından yapıldığı iddia — edilmiş- tir. Yaptığımız tahkikatta filha sebeplerini anlattılar, bu mesele Üzerinde bazı rakâm- Jlar vermekle iktifa edeceğim 946 yılında dış ticaret muvaze. nesi ihracatımız lehine kapan- mış, 948 de 219 milyon lira ae Çıkla aleyhe neticelenmiştir. Evvelce 155 milyon dövizimiz varken bu miktar bugün 28 mil yon livaya inmiştir. Daha bazı rakamlar veren Hakkı Gedik, hükümetin kabul ettiği yasıtalı vergi sistemine de temas ederek, bunların vatan- daşları çok sarstığını söyledi ve bu hususta da bazı misaller ver miştir. — İdhalât vergisi 15 milyon dan 117 milyona çıkmıştır. Şe- kika saat 12.10 İle 12.40 arasın- da bir Arıza husule gelmiş oldu- ğunu, fakat bunun herhangi bir kasde makrun — bulunmadığını öğrendik. Abdurrahman Münip Berkan ezcümle şunları söylemiştir: — Hayat pahalılığı ve geçim darlığı yüzünden duyular — 1z'ı- rapları ortaya koymak ve ale- nen konuşmak için, burada top- lanmamız partimiz için bir gu- rur- vesilesidir. Dâvete icabet edeceğinize zaten emindik. Çün kü, dâvamız bir - partl dâvası değil; belki de milletimizin öz dâvalarından biri idi. Bu milli dâva, partimizin ku- Tulmasını intaç eden en büyük fmillerden biri olmustu. Biz. milletin 1ztıraplarını — haflflet- mek gayesile ortaya atılmıstık. İktidarı ellerinde tutan mua- rızlarımız, mevcut geniş imkân- lara rağmen, hayat pahalılığına karşı, şimdiye kadar bir tek müsbet netice almadılar. Bir sual varid olabilir; acaba hükümetin aldığı tedbirler, ni- çin hayat pahalılığını biraz ol- sun önliyemedi? Bunun, bence iki sebebi var: 1) İş başında bulunan idare- ciler, sözde hayat pahalılığı mü cadelesi için aldıkları kararları, hep masa başında aldılar, yâni bizim içimize nüfuz edemediler. 2) Çıkarılan kanunlar ve alı- nan tedbirler, zümre farkı gö- zetmeksizin, halka müsavi ola- rak tatbik edilemedi, edilmedi, veya edilmek- istenmedi. C.H.P. hükümetleri, hep — bir- birlerinin yaptıklarını bozmakla iktifa ettiler. İl başkanının konuşmasından sonra, muhtelif D.P. teşkilâtı ve mensuplarından gelen telgraflar okundu, Genel Başkan Celâl Ba- yar, <Evden çıkamıyacak kadar rahatsız bulunduğu için miting- de hazır bulunamadığınır beyan la başarılar temenni ediyordu. Bilâhare D.P. Kütahya Millet v&kili Hakkı Gedik kürsüye gel- di. Fakat, mikrofon çalışmadığı için konuşamıyordu. Kürsüden indi. Daha sonra Kadıköy Demok- ratlarından Muzaffer Şahinoğlu kürsüye fırlıyarak, — kendisinin mikrofona mühtâç olmadan da konuşabileceğini söyledi ve he- yecanlı bir konuşma yaptı. Oparlörler tekrar — işlemeğe başlayınca da Cahide Evliya, Nazlı Tılabir, Emrullah Nutku, konuşmuşlar ve daha sonra ilk defa konuşamıyan Hakkı Gedik söz alarak ezcümle şunları söy- den evvel konuşan ar- dir. Çirkinliği — düzeltmek kusurları| kaldırmak tam bir hanım ideali, Bu faaliyetler şrasında Madame Nocl Avrupada — meslek — hayatını yükseltmek ve bu —hayata giren hanımlar arasında bir yardım rabi tası teşkil için Amerikadaki Sorop timist klüblerini Avrupada da aç-. mıiya başlıyor. . Bu günlerde 26 yaşı tesid edile cek olan Federatlon Europzeln'i kuruyor, Bu Federatlon Europedne - relsli. ge her seno ayrı bir memlekete ga çer, Bu sene sıra Norveçin Fede. ratlonun bugünkü —muhterem - re- isl Mr. Barratt Due çok meşhüt büyük bir piyanisttir. Müteakipen Soroptimist — klübü. 'nüri ilk müteşebbis Azası Dr. Noel bir konuşma yaparak klübün tarih çesini anlatmış. Ve Klübü şehrimiz de kuran Bayan Müfide Ferit Te ir etmiştir, , r oroptimist klübü “Avru pa Federgasyonu relsi İsveçli plya- t Madame Brarratt Due - da bir Konuşma yapazak klübün gayesini tebarüz ettirmiş ve Federasyona il tihak diplomasını Bayan Ferit Te ke vererek kendisini tebrik - etmiş tir. Bayân Ferit 'Tek Merasimden gonra kendistle gürüşen bir arka. daşımıza şu izahatı vermiştir: Klübürnüzün bugün 17 âzası çe teşekk yet yardır, Biz her meslekten bir ba yan aramıza alıyoruz. Aza adedimiz pek yakında 40-45 e çıkacaktır. Klübümü müstakildir. — Ayni klüb kiyenin diğer gehirlerin de de açılabilir, Hepimiz bunu “arzü etmekteyiz. Gayemiz çalışan hanitilar arasın. da tesanüdü arttırmak, Onlara â. zalarımız vasıtasile elimizden ge. ve parlak bir 'cerrah oluyor,. Hüc defa Avrupaya — estetiği plastik cörrahiyi sokan Dr. N el 'den her türlü yardımı esirgememele limelerle tamamılamıştır: rey iffetini, emniyetini mazbatanın namusu- nu canla başla koruyacaktır ker ve glikozdan alınan vergi 625 bin liradan 58 milyon lira- ya çıkmıştır. Hakkı Gedik sözlerini gu ke- — Türk milleti seçim vatandaşıa sandığının Aziz kardeşlerim sizler nami- na bu tebliği yaparak sözlerime son veriyorum. « Hakkı Gedikten sonra Fikret Karakoyunlu, Salâhattin Kara- yavuz söz almışlar. Nihayet De« mokrat Parti Milletvekillerin- den Senihi “Yürüten kürsüye gel miş ve şöyle konusmuştur: — Hayat pahalılığının - bariz tecellisini mi müşahede etmeli Istiyorsunuz? Sağınıza solunuza - iyi bakın, yüzü kireç gibi beyaz, Içi kan ağlıyan feryat edenler görecek- siniz! Çocuklarına bir lokma yiye-« cek temin edemiyenlere, Et ve şekere hasret çeken, is panağa 60, pırasaya 70 kuruşu ödeyemeyip verem — uçurumuna uçanlara, Gecekondulara iltica edenlere bir de halkı inim inim inleten hükümet erbabına bakın! Arkadaşlar, hakkımızı hak yo lunda arayacağız. Onlara ya iyi idare edin veya çekilin diyece- ğiz. Ben sizin bağrınızdan ko- pan, sizin tercümanınız olan bie Milletvekiliyim. , Yarın Büyük Millet Meclisine gideceğim va pahalılıkla alâkalı bir takririml Bakana değil, Başbakanın kene disine vereceğim. Demokrat Parti meclis grupu başkanı Fuat Hulüsi Demirelli de hükümetin ekonoml siyaseti- ne temasla şöyle konuştu: — Türk milleti, hayat pahalı- lığı denen bir azmanın pençesin de yıllardır. kıvranıyor. Diyorlar ki bize; bu memleket te güdümlü ekonom! tatbik edi- yoruz. Fakat neticeler istenildi- Bt 'gibi olmuyor. Hayır efer liler, ekonomimiz güdümsüzdür, keyfidir. Buhran buhran üstüne geliyor. Bir dal- gakıran yapılmıyor. Ekonomiyi düzenlemek, ileriyi bilgi ile gör mekle olur. Halk şaşırıyor, siz şaşırmıyor sunuz. Milletin alın terini lü- Zzumsuz yere harcıyorsunuz. Bir de diyorsunuz ki, pahalı- lığın önlenmesi için mucize lâs zımdır. Biz bu mucizeyi, bu âciz hükümetten mi bekliyeceğiz. Son olarak il başkanı Abdur- rahman Münip, tekrar kürsüy gelerek, millet adına, iktidara çekilmesi uygun görülen telgra- fın metnini okudu. Alkışlarla tasvip edilen telgrafta şö niliyordu ' «— Millet, hayat pahalilığı ile ciddi ve sistemli bir mücadele yapılabileceğine ve bu mücade. lenin başarı vereceğine kanidir. İş başında bulunanların vâki be« yanları gibi, böyle bir mücadele nin verimli bir netice hasıl ede bilmesi için bir mucizeye ihti- zar edilmesi gerektiği — yolunda ısrar ediyorlarsa, idareyi, her müşkülü datlma halletmeye ka- dir olduğuna emin — bulunduğu- muz, büyük milletimize terket- melerini istiyoruz!.> Bundan sonra mitinge son ve- rilmiş ve halk dağılarak mey« dandan ayrılmıştır. Dün akşamki kaza Dün akşam üzeri maç dönüşü Salıpazarında bir otomobil kazası olmuştur. Dolmabahçe stadında yapılan dünkü maçları müteakip yolcu a- hp Karaköye doğru süratle gel- mekte olan şoför Davudun idare« sindeki 2742 plâka numaralı tak- si, Salıpazarında eski dikim evis nin önüne geldi da goför Ha lidin idaresindeki 5469 plâka nu- mearalı taksi ile çarpışmıştır. Çarpışma çok şiddetli. olmuş, her iki otomobilin şoförleri Da- vut ile Halit ağır surette ve oto« mobillerde bulunan yolculardan Muhiddin, Salih, Tarık, Kemal ve Ertuğrul da hafif olarak vücut- larının muhtelif yerlerinden ya- ralanmışlardır. Ağır yaralı Davut ile Halit Cer rahpaşa hastahanesine, diğerleri de Beyoğlu hastahanesine Wn'dip rılarak tedavi âltına alınmıçlar. dır. Hâdisenin tahkikatına” baş. tir. Klübümüze girmek için Türk vatandaşı olmak Tâzındır.r Yaamıştır.