Aurupanın Birçok memleketlerin de birçok fümlerin - baş rollerin ile oynuyan İsveçli sinema yıldızı Signe Hasso şimdi Metro - Gol dyn - Marya sinema şirketile bir mukavele imzalamış bulunu yor. Yeşif gözlü, kızrıl saçlı olan bu yıldırz, vatandaşları Greta Barbo ve İngrid Bergman e mukayese edilmektedir. L ee Bk w HLAMA Revü filmlerinde Fred Astain v e di; miz beyaz perdenin yetiştirdiği nadi i ni ş nadir istidattaki yıldızlarda: leonor Poxell'in en bilyük 1ztırabı kendisinin Z:nl'ryu î'la"nl!? e si filmlerde oynatılmasıdır. Bu se vimli z e vimli yıldız kendisinde ağıı mlar oynuyabilecek bir kabiliyet bulunduğuna inanı y;m i-Anal iğer partönerlerile seyrettiği ÇŞ ——— — — — |SinemaHaberler. *& Garbo'nun çevir SAA Jorj Yazla dekölte ölan bir > filminde taniin k Köyetti; Band> filmindo tatinmış Karak - görüninesidir. “Sanslir — heyetinin r artisti James Mason da rol sözlüsü DbiLroki alacaktır. Fakat Mason, büyük KURE L s0n, filmin amille: Fransız romancısı kadının haya- aa BEliRdiüo ; ekllaa Lu tından hemen hemen müsavi rol- dar bir bez ler oynamış olan şair Alfred de Parçası v. Ka 'eya tire bu takdirde filminizi miz Müsset ile derik Şopen'den bir h: ğ Hangisini canlandıracağına — bir niz> den y olrak saklıyabilirsi- gi ğına — bir. niz> demiştir. türlü karar verememektedir. * Wallace eski eşlerin. — * İngiliz seyircileri arasında den Pola gri ve Gloria Swan- Yapılan bir anket neticesinda son ile birlikte bir film kumpan: Margaret Löckwood'ün yılın en şedin ammmaştur. çok beğenilen kadın artisti oldu. * GCeçenlerde Üçüncü kocası Bu anlaşılmıştır. film operatörü Lucien Ballard' - — 4 Clark MerWya Le- an ayrılan Merle Oberon'un Av- roy'un idare ettiği <Any number rupa yük esinde iyi ta- can play> adlı filmi çevirmekt nınan kı neceği söy dir. Gable, bu suretle «Ben bir Tenmektedir. pranga kaçağıyım» eserinin İtalya Amerikan artist - ) T Tn çei y Halyaya Amerikân artist üçüncü defa ola- ie, Bön eai DG çalışmaktadır Jennifer Jonnes ve İngrid Berg, — Ve SÜldürdüğüm kadın> filmi Han'dan sonra gimdi Bi REELE nin unutulmaz yıldızı- Tallulah ka> Vö «Zehire filmlerinin SLck- Banklhead Nevyork sahnelerinde sene süren bir yaratıcısı Joan Fonta çalışmadan e'in Tâl> adındaki eserde rol almak Ü- rek Geçekrar Holywooda — döne. " rek Century - Fox şirketile uz zere sonbaharda Romaya — gele- K HSSÜMDA e paan. nibi Si ümerteat va <B bir mukavele imzalamıştır. 4 Saçlarını tekrar siyaha bo- | Y Hamlet filminin - Ofelyası yayan Linda Darneli Rex Harri. *€ân Simmons Tolstoy'un - «Ka- S0n ile <Ebediyen sizin değilim!, Fanlıkların kudreti> adlı piyesin adında bir. film çevirmişlerdir. de Tol alarak #ahne hayatına a- Caz müziği meraklısr Harrison, tilmıstır. Aynı piyeste kendisine bu filmde bir senfonik orkestra: Partönerlik yapan Stewart Gran nın şefi rolündedir. ger ile evleneceği söylentisi do- GK, Fondrada bulunan - Cary Mümaktadır. Srant halâ miştli y Gant h ytir. Betey — 4 Ana vatamı İsveço — gelen ake bir undan ayrıl: Piveca Lindfora bir daha &e Tilyor. rikaya Gönmemesi ihtimalf meç * Yeni yıldız namzetlerinden Cut olduğundan ba girin Diana Lynu, John Lindsay Hi 4 Beyaz perdeye avdet eden a ve rejisç FAon Novarro John Hustonya Clifton Webb 1 (Bow SEVİNMİĞİ - «Rongh aketoh> — fil Bi (B0 minde mühim ulmiğfir ö 1 ülbe va Londrada 1 Gçün Carf'eld ve Pedro Armen- nun ö redec Emniyet t : y ğ gâl edild rına Greer ( * Road House (Evin yolu) fi Walter Pidgeon bir zlnin , i Amerikan san $ a bir film #ürü farafından menedilmiştir. lar di ilmiştir, lamışlardır. Bu çevirdikleri * Bunun sebebi İda Lupino'nun fil: delâ meşhur «Miss Miniver> fil- fala bir sahnesinde göğüs kısmı Minin bir devamıdır. Pino'nun göğsünü kapatacak ka- Geçen hafta «Bir erkek bir ka dına baktığı zaman> başlıklı kı- Ba röportajda erkeklerin kadın- ların hangi - vasıflarına değer verip üzerinde durduklarını ta- nınmış erkek sanatkârların ken dilerinden dinlemiştik. Aynı suale kadın sanatkârla- rın verdikleri cevapları da ente- resan bulmamak kabil değildir. Kadın yıldızların böyle bir me- karşısında erkeklerden da- zayıf davranmadıklarını ken dilerinden öğrenivoruz. * Janet Blair; sinema yıldızı: Revü filmlerinde oynadığım i- çin, belki de verdifim cevaba hayret edeceksiniz. Fakat ne ya- ' payım ki, insan düşündüğünün aksini söylememelidir. erkeğin üzerimde ruhf bir tesir yapıp yapmadığına — bakarım. Ruh küdretinden mahram - bir erkek ilk tanıdığınız zaman an- k birkaç saniye için dikkati- cekebilir. Ruhu kuvvetli bir erkek ise, hiç İstemediği halde, yahut da böyle bir.şey Için gav- Tet sarfetmediği halde bir kadı- nı ölünceya kadar kendisine bağ hyabilir. D Ann Sheridan Ben bir ni: sinema — yıldı- U: Bir erkekte en fazla beni çe- Türk - ing Ka Bir kadın bir erkeğe baktığı zaman? güsel restmlerinden biri iliz Müzik Festivali ken şey dünyayı ciddiye alıp ab mamasıdır. Dünyayı — palyaçoli rın seyredildiği bir sirk sanan bir erkek sadece kendi hevenlek rine düşkündür. Erkekte en faf la aramlacak vasıf başkaları 1- çin keyflerinden fedakârhığfa ra- m olabilecek bir iradeye, hattf yaratılışa sahip bulunmasıdır. * Jean Crawford; sinema yıldı- m: Bir erkek beni Izahında Aclıt kalabileceğim bir şekilde büyü- leyebilmesine ehemmiyet — verie rim, * Vichl Baunn; Meşhur — kadızi romancı: Erkekleri de kadınla- ra benzeterek düşünmekte - pelt © kadar fazla mahzur yoktur. Bence iki türlü erkek vardır? Gösterişel ve halis. Gösterişei erkek hareketlerindeki yanmacıl? ve derin meyzulardaki. zavallı- liğile kendi kendisini — eritir ve yok eder. Halia erkeğe gelince, ©, kendisini göstermekten — nef- ret ettiği Için, onu halis kadım arar ve bulur. * Olga San - Juan; genç sinema aktrisi: Bence erkeklerin dışın- dan ziyade içinin ehemmiyeti vardır. Fakat bunu biraz geç, am ladığımızı da itiraf ederim, Lucille Bali; sinema yıldızı: ? Bir erkekte en mühim şey vıre vırer olmamasıdır. Böyle bir er kek, anormal mizacile hem ken- dina hem de baskalarına zindari eder. Hassas fakat hassasiyette Anormal olmiyan erkekler arka- daşlığa lâyıktırlar. * Dorothy Parker: gazeteci ve vomancı: Bir erkefin en fazla Mikkati çeken tarafı büyük ge der yapmağa olan kabiliyetidi Bunun dısında, tıpkı kadınlar gi Bi, üç aşağı beş yukarı birbirle- Ane benzerler. »& *Sarışın bomba> Betty Hut ton Tngiltere seyahatinden dön- müştür. Betty, Mr. Cörçilin mem leketinde gördüğü sonsuz itibar ve alâkayı kasdederek: «Bana bundan sonra İngilizlerin «dur- günluğundan> bahsetmeyin!» de Miştir. * Ol'via de Havilland hastadir 4 Victor Mature'l C-B. de Mille'in idaresinde ve Hedy La- marr'ın refakatinde — çevirdiği «Samson ve Dalila» filminde bir arslanla boğusurken göreceğiz. & 'ali 24 - 29 Nisan tarikleri arasında I F İngil - ı di rü a tanın n Fr Her ildi 6 r da Ü i hafta r Yukarıda, Clarence Raybould, bir orkestrayı idare ederken görülmektedir. Te z Te e İTLk K İNlE va., VAA Hai AA z FKS REA /[d! Kocasından ayrılmak Üzese bul unan Marla Montez Prenses Zi ae v * a p Ta- ha rolüniü aynadığı «Beyaz vah şet> #ilminde Jon — Hai ile bir sah nede Maria Montez-J.P. Aumont hakikaten ayrılıyorlar mı? ç Jean-Pierre Aumont kendisile görüşen bir gazeteciye « Boşandıktan sonra karımın âşığı olmak için kendisinden ayrılıyorum! ,, dedi. aria artık kendisine Ma -« Aumont - demelerini istemiyor. Jean Pierre'in ösyö Montez diye anılmak - sabrı tükendi. Onlar sinema- nın yarattığı efsanevi şahsiyetle- rine hayran olarak birbirlerini sevmişlerdi. Fakat hayat, sine - madaki gibi olmadığı için çok 'den bazı acı / hakikatlerle kargılaşmaları mukadderdir. Renkli filmlerin kraliçesi Ma- ria Montez tam Pierre'in tahayyül ettiği tipte idi. — «Bin b i dilber Ma- t Şehrazadı M de tan dam Jean nin pren; ria tam bir Holi idi ilk defa olarak 1943 yılında Nevyork da Penslivania istasyo- nu peronunda karşılaştıkları za- man Maria'nın gönlü hemen bu üniformalı atılgan ve halâ yara- maz çocuk hallerini taşıyan sarı delikanlısına ansız akıver hacet görmediler, Mu - hakkak ki bir arada çok mesud Bünler geçirdiler. Fakat aşk hi- kâyeleri zamanla güriyetini kay- bet başlamış ve nihayet ale lâde bir gönül macerası mahiye tini almıştır. Bu durum karşısında, — Maria ile Jean aşklarını yeniden alev lendirmeğe karar vermişe benzi- yorlar. Bir bakıma göre ayrıl- mıyorlar. Tekrar eski şevklerini bulup birleşmek Üzere birbirlerin- den uzaklaşıyorlar. Evlilik h yatının huzurunu terk ile muvaf- fakiyet mabedinin tehlikeli basa - maklarını tırmanma, mişlerdir. Yoksa birbirine yaban 9 cı nazarile bakmak akıllarından geçmiyor. Yine buluşmak — ve sevişmek istediklerini kimseden &izlememektedirler, D nin esasını Jean — P. umont'un geçen sene yazıp biz zat temsil ettiği «Çin İmpara ru adlı piyesini Amerikada masında aramak gerektir a Pierre A t p & I kazandığı tercün rip 1 bir de a t n Maria, F mekle meşgul olduğundan koca- sına refakat edemiyecekti. Bu- 'nu son bir koz olarak kullanmak istedi. Ayrılığa dayanamıyacak - larını ileri sürdü. Fakat — inatçı Jean bunu da göze almış bulun- duğunu söyledi * Bundan üç buçuk ay evvel Nev yorkta temsillerine başlanan «Çin İmparatorusnu ne de münekkitler tarafından beğe- nildi, Maria tahmininde yanıl - mamişti. Fakat mukabil Bostondaki ilk temsili müteakip defa 'ne seyiciler buna yirciler perdeyi on dokuz açtırttılar. Jean - Pierre, bu muvaffakiye- ti üzerine nefes nefese telefona koşarak Paris'i istedi. Marla'nın ni duyunca, ona vgilim büyük bir zafer ka zandım dedi. Bostonlular piyesi: me hayran oldular Ve sonra sesini — alçaltara Hakkın varmış, Birbirimizi ara- yacağız galiba, diye ilâve etti. Bu gec Jean Pier- re her akşam karısına telefon et- ti. Marin ise bu sırada kız kardeşi Lüsita ve Jean - Pler re'in küçük erkek kardeşi «Pum» jüm - tiyatrolara, balolara den - sonra, yanına u alarak her al kokteylere ve her tarafta kendini teşhir ediyor gidiyor, du, Bu sırada «Bir katilin port- resi> adındaki filmde oynamağa da başlamıştı. Jean - Pierro Ame rikadan Mariya naylon çoraplar, süt özü ve üç yaşındaki kızları Marle - Christine'in yeni fotoğraf larını gönderiyordu. r gazeteci arkada- Maria Montez'e büyük bir re- Geçen ay isörü takdim etti. (Eğer tahmi- nimizde yanılmıyorsak bu reji - ve ör «karga», «Meçhul Katil» Manon, 1948» filmlerini H Clouzotdur.) Her bir Akasya Mar G ada lo- Mari- srü i bul jisör Maria dı darla a atlayıp Pa- t e Aumont Orl ği — vakit kimse onun Paris'e geldiğini bilmiyordu. Ortada ne bir fotoğraf muhabiri ne de. Maria vardı. Ömrünü Holivutta geçirmiş olan küçük Kristin bile bu hale şaşmıştı. Babasına, gaze tecilerin neden kendilerini kargı- lamağa gelmediklerini sordu. Ma- ria, bu sıra Victor - Hugo cadde- sindeki bir klinikte yatıyordu. Geçen yaz kocasile birlikte «Ge- mici Hans> filmini çevirirken ka zada sakatlanan dizini ameliyat ettirmiş bulunuyordu. Jean - Pler re, Mariayı hastahanede ziyaret ettikten sonra Korno caddesinde 22 numaradaki apartımanlarına giderek ailesi erkânı ile bir içti- ma yaptı. İçtima neticesinde Je an-Pierre ile Marla'nın bilhassa ayrı bulundukları zaman birbir- lerini sevdikleri — fikrine varıldı. Maria ile Jean bunun Üzerine ay- rı- yaşamağa karar verdiler, Holivutluların <evlâdı. üzerine titreyen baba> diye vasıflandık « ları Jean - Pierre Aumont kızı « nın muhafazasını Maria ya bırak- mıştır. 1943 de Kanada da kendisile mülâkat yapan bir — gazeteciye Hayalimi mi öğrenmek İatiyor sunuz?» demişti, «Bütün haya - lim, Holivut ta bir eve sahip ol- mak, çok çalışmak, bir eşe — ve bir çocuğa mâlik bulunmak.» Bu sözleri söyledikten bir kaç hafta sonra Mariaya rast gelecek ve hayalini gerçekleştirecekti. Nevyorktan Holivut trenine bi nerlerken henüz birbirini tanımı yan iki sanatkâr yolculuğun s0- nunda nişanlanmış bulunuyorlar- di Lâkin yıldızlar asla uzun za - man yan yana gitmezler. Bu bir izdivaçtan ziyade bir tecrübe ol- Jean - Plerre, Korno cadde- gece du, sinde ki apartımanında ikl kaldıktan sonra Astrid oteline nakletmiş, orada da fazla dur mayarak kardeşi ile birlikte Nis' in yolunu tutmuştur. Oradan da İtalyaya gitmek fik rindedir. * Maria «Bir katilin portresi» ni bitirdikten sonra İspanyaya gide Kocasından ayrılacağı söylenti lerinin ortada dolaşmağa başla: ması Üzerine Marlaya, di n lmektedir. Namzetlerin ara: da en acele göstereni San Domin go Cumhuriyetinin başkanı Ra> fael Trujillodur. Diktatör Turjil- lo, aynı zamanda Mariayı Günay Amerikanın en büyük yıldımı yap- mağa karar verdiğini ve bunum için Trujillo şehrinde stüdyolar kurmağa hazır bulunduğunu bil- dirmiştir. 6 haziran 1920 de San Domin- go'nun Barahona şehrinde doğan Marla'nın annesi İrlandalı ve ba- bası bir İspanyol diplomatı idi. Tahsilini Atlantikte ki Kanarya takım adalarındaki Santa Krüz de bulunan rahibeler mektebinde yapmıştır. Kelimenin tâm mânâsile bir At lantik kızı olan Maria'nın Holi - vut ta son çevirdiği film <Atlan- tid» dir. Pierre Benoit'in esraren- giz kabramanı Antinea'yı temsil eden Marlaya bu filmde Jean -Pl- erre Aumont partönerlik yapmak tadır. * Bu ayrılış haklarında — hayırla olacak mı? Bunu ancak zamanla anlayabileceğiz. Batıdan son ge - len gazete ve dergilere bakılırsa Marla neşesinden bir şey kaybet memişe benziyor. İştirk etmedi- ği bir eğlence, hazır bulunmadığı bir parti, bir müsabaka, bir - ilk temsil, bir defile yok. Üstelik, Franaız hükümetinin kırk yıllık bir protokol memuru gibi Parise gelen meşhur aimaları karşılama- ğa, onların gerefine verilen kolt teyl ve ziyaretlere koşuyor. He- le bu ziyafetlerde giydiği tuva - letler öyle dekolte ki! Vücudunun örtülü bulunan kısımları da elbl- senin etino iyice yapışık bulun « masından dolayı bütün hatlarile meydanda! Belki de bunları sıkıntıcını deft etmek ve Holivut'un kendisini u- nutmuş gibi davrandığı için ya - piyor. Fakat ne olursa olsun Pierre'i kolay kolay unutamıya « cak ve nitekim bunu iyi idrak et- tiği Içinde aralarındaki bülüm bağların kopmasını istemiyo: Jean « Jean - P. Aumont'un: «Karıne dan, onu kendime metres yap - mak için ayrılıyorum.> Demesine mukabil Maria da: «Evlilik hayatımız sona — erdi. Fakat aşkımız devam ediyor.» sözlerini söylemiştir. ayrılmadan önce Jean- Plerre'e v n da şim - di cebinden eksik etmediği fotoğ: rafının arkasına şunları yazmış- şığım Jean - Plerre'e belki de bizi yakınlaştıracak bir ayrı « lığın hatırası için.>