IKTIBASLAR | Kravçenko, Stalin'in — gazabından korkuyor revçenko dâvası üzeri - Kne, artık kalin bir per- 'de inmiş — bulunuyor. Fakat bizzat Krevçenko, başka ufuklara doğru gitmek üzere u- çağa bineceği zaman ,her halde, eserinin son sayfalarını sona er- diren gu cümleleri mırıldanmak- tan kendisini alamıyacaktır: «Bütün bildiklerimi — söyledim.| Tasanlığın terakki yolundaki yü- Tüyüşünü desteklemek iddiasın- da olan katiller, belki bir gün beni yere sermiye muvaffak ola- gaklardır. İşte böyle bir dakikı da <Yaşamak hakkına> bir tür- lü kavuşamıyan zavallı Krevçen- ko, gerçekten veda etmiş bulu- nacaktı.r Bu arada şüphe yok ki bir çok kimselerin hatırası ve — isimleri, onun kafasında resmigeçit yapa- cak, Stalinin gazabının, hudutla- rın ötesinde takip etmekten bir an hali kalmadığı masumların kanlı hayaletleri birbiri ardı sıra gözlerinin önünden geçecektir. Hayatlarına kıyılan Trosky, Re- iss, Kurtlandan ve Andres Nin! Feci surette öldürülen Blasco, Willy - Nanzenberg!... / İntihara Mmecbur bırakılan general Kri- vitzky!... Fakat Stalinin kurban ettiği bütün bu masumların isim deri saymakla bitmiyor. Sonra bu cinayetler, muhtelif memle - ketylerde, Meksikada, İsviçrede, İspanyada, Fransada, Amerika- da hulâsa her yerde vuku bul - muştur. Biz burada bunlardan kisini nakletmekle iktifa edece- ğiz. Cinayetler serisi 5 Aralık 1937 de Batı Avrupa- da Sovyet gizli istihbarat servi- sini idare eden: Guepeunun şefi Krivitzky, belki bundan bir kaç yıl sonra, Kravçenkonun da ka- leme alması mümkün görülebile- cek olan şu satırları yazıyordu: «Tehlikede olduğumun farkın- dayım. Güepeunun, cinayet yo- lile beni susturmiya — muktedir, olduğunu, bu maksatla bir ta- kım gizli ajanların, bir an olsun, pesimi bırakmadıklarını - biliye Tum. Zannediyorüm ki muharip bir ihtilâlci sıfatile içimi yakan hakikatleri, dünyada mevcut bü-) tün amelelerin gözleri önüne ser| mek, benim ı:ın 'bir vicdan bor- cudue5 Bu tarihten kısa bir müddet sonra Krivitzki Birleşik -Ameri- kay4 geçerek; bir çok heyecan verici ifşaatta bulunacaktı. Fa- kat 1940 da zavallının cesedine Vaşingtondaki bir otel odasında tesadüf edilmişti. Yine ayni yıl- da İgnace Reiss'in vücudü orta- dan kaldırılacaktı. Filhakika Reiss, 1987 de «Lud-. wig>'adı altında, Sovyet gizli is- tihbarat servisinde çalışıyordu. İmazi sahibi birlidealist olan Re- iss, KEski Bolşeviklerin> tasfiye Bi meselesi karşısında isyan et- mişti. 27 Mayıs 1937 de Hans Eber- hardt adı altında bir Çekoslovak Pasaportile seyahat eden Reiss, bu husustaki endişesini kendi şe fi general Krivitzkiye açmış ve yakında firara bile hazır olduğu Nu söylemişti. Rusyada cereyan eden uygunsuz hâdiselerden, hiç de memnun olmıyan general, o Zaman ona şu cevabı vermişti: «Her şeye rağmen birimizi ter ketmemek vazifemizdir!. Bu muhavereden bir kaç ay sonra 17 Temmuzda Krivitztky Pariste Weber kahvesinde, Reiss de dahil olduğu halde bir kaç dostile görüşüyordu. Reiss, artık karar vermiş ve komünist parti- Bine, istifasına dair bir mektup bile göndermiş bulunuyordu. Fakat tam saat 7 de general Krivitzky'nin kâtibesi Madeleine, Çeviren: N. K. gefi Spiegelglass'ın kendisile gö- rüşmek istediğini haber vermiş- ti. Her iki Sovyet ajanı 37 <expo> Moskovadan da buluşmuşlardı. aldığı emre göre general, şüphel bütün ajanları temizliyecekti. Spiegelglass, söz arasında ona göyle diyordu: «Sizin komünist dâvasına iha- net ettiğinizi sanıyorduk. Fakat bizim aley- sonradan anladık ki, himizde hareket eden (Ludwig Reiss'dir.> Bundan sonra Spiegelglass, ce-| binden Reiss'in Moskovaya gör- dermiş olduğu iki mektubu çıka rıp generale göstermişti. Mektul lardan biri şu cümlelerle başlıyor. du: «Size bugün yollamak cesare- tinde bulunduğum bu — mektubu, | Si cgimesinin Kamenef - Zinovief grapuna me sup komünist arkadaşların, Sta- linin emrile 1936 da, Lumbiank; hapishanesinin karanlık dehlizle- ustos a- rinde idam edildikleri a yından çok daha önce azmalıy Sehr HÂBERLERİ Et fiatları 450 ye yükseldi Toptancı kasaplar, Ofise çatıyorlar dü| —Tearet Örisinin et piyasasında aüzim rolü oynayamaması dolayısi le et fiatları ani olarak 450 kuruşa kadar yükselmiştir. Nitekim —dün bazı kasaplar kıvırcığı 450 kuruşa aşlardır. İget için ete narh konulmasına ka ). İrar verilerek bu hususta dün Vilâ İyette bir toplantı yapılmıştır. Salı günü toplanacak olan Vilâ yet Et Komitesinde alınacak tedbir ler tesbit olunacak ve Vali bu bu- susta bir beyanatta bulunacaktır Vilâyette fün yapılan toplantıdan sonra belediye İktisat müdürlüğü ofisle derhil temasa geçerek, piya İsa bol miktarda kasaplık hayvan teminini istemiştir. Öğrendiğimize göre ofis, ancak et fiatları 450 kuruşa yükseldikten a | sonra faaliyete geçerek — istihsal bölgelerine çektiği — telgrafla — bol hayvan- sevkini. bildirmiştir Toptancılar ne diyor? p n | dım. Fakat ben o tarihte, ne- | —Et fiatlarının yükselmesi karşı- nedense, susmayı tercih etmiş- | sında kendilerile görüştüğümüz top tim. Bu yüzden bugün, ağır 'bir| taneı kasaplar. şunları — söylemiş- mes'uliyet duygusile sarsılmakta '—'W-TMM A EĞ Ür kemnğik yım, İşlediğim cinayet — gergek ol yasasında nüzim rolü oyna- ten büyüktür. Fakat vakit geçir 3__l'umm meden, bunu telâfi etmek ve Vi “Ggis, tanzim satışı — yapacağım danımı huzura kavuşturmak i- tiyorum. Şimdi rıliyor. Bu anda süküt bul etmektedir.; Spiegelglass, mektubun ilk kı- sımlarını okuyup bitirince derhal gunları ilâve etmi: — Reiss, yarın sabah erken- | ye kadar sizin bütün de-| diklerinizi yaptım. Bundan böyle, cinayet yolunda, bir adım bile at mıyacağım. Artık yollarımız ay- etmek, Stalinin cürüm ortağı olmayı ka- diye istihsal mımntakalarından çok |sayıda kasaplık hayvan — mübayaa etti fakat bunları piyasaya sürmek ten adetâ çekiniyor, çünkü zara - rını telâfi etmek için Ihracat yı pacaktır. İhracat haberi, et piyasasını al- tüst etmiştir. Bvvelce bunun tec - rübesi yapılmıştı ve 0 — zamanda bu tecrübenin acı netices'ni halk çekmiştir Radyoevi inşaatı İstanbul Radyoevi inşaatının ma den Fransadan kaçmak niyetin- | YI$ ayı ortalarında tamamlanaca dedir. Onun için hemen bu gece ı anlaşılmıştır. Neşriyat — ancak harekete geçmek lâzımdır. Unut-|1 Hazirandan itibaren başlayacak - mayınız ki bu işteki müdahale- niz, Staline karşı olan bağlılığı- nızı ishat edecektir. Fakat Krivitzky, bu teklifi ka- bul etmeği arzulamıyordu. Zira o, bu iğte sadâkatinin hiç bir rol oynamadığına kani idi. ğu tehlikeyi anlatmıştı. Ertesi sabah öaât 7 de Rülss; Bizlice, kaldığı oteldön ” çıkarak Fransadan kaçinıya koyulmuştu. Fakat 21 Ağastösta 'Sdint Lazar istasyonundan kalkan trene bin: diği sırada Guepeuya mensup iki ajan tarafindiri yakalanitıştı. Zavallı Reiss' Eberhardt adında bir Çekoslo vakyalının esrarlı bir şekilde kat| H hâdisesinden bahsediliyordu. Bu suretle Reiss, Kremlin cani- lerinin ellerinden kurtulamamış- tı. Krivit intiharı Reiss'in katli hâdise ra Krivitaky artık zky'niz inden so1 Bi tuzağa düşürmek O, bir gün Bastille kahvesindi sabah gazetelerini karıştırmaklı meşgülken etrafını bir çok şüp heli kimseler sarmıştı. Fakat on- ların elinden kurtulmakta güç Tük çekmiyecekti. Krivitzky, komünist bir seyahat yapmıya karar ver- mişti. ayni şüpheli şahıslarla karşıla şınca şaşırıp kalmıştı. Öldürül mek korkusile likte tekrar bir müddet sonra da bir yolunı Guepen'nun — yabancı - istihbarat T Yaz: — Sen utaniıyon mu, kadını alıp götürmekten?. — Bu hareketinizin neye mal olacağını sonunda hapislerde, zindanlarda çürüyeceğinizi dü- Şünmüyor musunuz, korkumu- .yor musunuz siz hiç Herifler, Ekremin bir tesir ya pacağını umarak — söylediği bu tehdit edici sözlerden çekinecek deri yerde, birbirlerinin yüzüne bakarak, gülmiye başlıyorlar, Ve hemen, öbüründen daha Bgenç olan çopur yüzlüsü, dim ilerliyor. — Bana baksana hemşeri di- yor; uzun Jâfın kısası! / Fazla konuştuk. Haydi, karıyı bize bı Tak get şimdi buradan!, ille, seninle gelmesini isti Ban, gu taşın arkasında bir a- incik bulup Amerikaya kaçmıştı. Bura- T bekleyiver edelim, biz. k onra alıp götürü Telefon- la derhal Reiss'e maruz bulundu- , kendi. karısı ve hasta çocuğile Bretenil'e çe- kildiği haberinin komünist mah- fillerinde dilden dile Gdolaştığı bir sırada, Paris gazeteleri Hans kendilerinin sayılı olduğuna kanaat getirmiş- ti. Guepeu onu da tıpkı Reiss gi- istiyordu. ajanlarını oyalamak maksadile Marsilyaya Ancak trenden iner inme: Fransız polisinin | nt himayesine ilticd eden Krivitzky, karısı ve bir tek çocuğu ile bir- Parise dönmüş ve ECESI Esat Mahmut KARAKURT fimizi tır. İstanbul Radyosu esas neşriya tına başlamazdan önce, günün mu- ayyen saatlerinde tecrübe yayın - ları yapacaktır. Zam istiyen işçiler Denizyolları - Haliç Fabrika ve Havuzlarında çalışan işçiler — 700 den fazla imzalı bir - dilekçe — ile yüzde 50 zam istemişlerdir. İstin- ye fabrika ve dokları işçileri -de Aynı talebte bulunmuşlardır. İda - re zam yapmazsa, Vilâyet Hakem Heyetinç başvuracaklardır. Eminönü Halke vinde çocuk tiyatrosu İstanbul ciheti çocuklarının Ti - yatro ihtiğaçlarını karşılamak mak gadile 'Eminönü Halkevinde bir Ço cuk Tiyatrosu kurulmuştur. Çocük Tiyatrosu temsillerini çar Şamba ve cumartesi günleri - saat 1480 da vermektedir. İlk temsil <Mavi gözlük> tür. Bi letler ev bürosundan temin “edil - mektedir. , da, demir perde arkasında oyna-| man faciaya dair bir seri makale neşretmişti. Hele 1989 da, Stali- n İnin Hitlerle yakında anlaşacağı ni bahis mevzuu eden son mak; lesi Amerikan halkı arasında bü- yük bir heyecana vesile olmuştu. Nihayet general Krivitzky, 7 le| Mart 1939 da öğleden sonra saat | a| 4 de Nevyork'un küçük bir lok: p-| tasında ikindi kahve altısını ya- parken, Amerikadaki Sovyet -| danı Serge Basofun takibine uğ ramıştı. Tehlikeyi sezen general, | dostlarından birinin kütüphane a| Sine iltica etmiş ve gecenin 9 u- -. |na kadar burada beklemişti. z| —Fakat Guepeu'nun kanlı pençe- sinden öyle kurtulamıyacağına -|aklı yatan zavallı general, karısı favrusunu bir suikasde kur ban vermemek için, bir otel oda- sında intihar etmek mecburiye- tinde kalmıştı. hazin bir âkıbet! üi Ne |esatırının kahramanı olan (Her- vuğun eline burakmış ve her gün |mekte olduğu hünerleri ve mu- «Presse» den gözlerinin içine bakıyor - Bizi boş yere jandarma İ- le, hapis ile korkutamazsın di Pis bir kasap dükkânda, ü: yor; biz hapsin, zindanın ne ol- rine sinek konmuş çiğ et parça- — duğunu senden iyi biliri; sı iğrençliği ile, ağzının iki tara — Herif, göyle bir saniye susu- fından aşağı doğru sarkan du- yor. Düşünüyor. Gözlerini ara- daklarını hükerek, kötü kötü İJayıp, yanındaki arkadaşının gülüyor. gözlerine baktıktan — aonra, ar- Sanki ne telâşlanıyon öyle — tık şikârının üstüne atılmak za- diyor; biz de Allahın kulu de- — manının geldiğini hisseden, en ğil miyik ki? Şöyle sarılıp bir yol — adi cinsinden bir av köpeği gibi öpüversek ağzından, eskimez a — burnunun iki kanadını, şehvet dudahları!, karışık iğrenç bir ihtirasla, açıp Sonra birden, günlerce aç ka- — kapıyarak hp, açlıktan kudurmuş bir hal- Ben yedi sene, arkadaşım de gehrin kapıl, dikten sonra, 9j hipsiz bir kuzu görmüş vahşi heyecanı ile, küçücük gözlerini açıp, Ekremin bir kurt hırs ve da tam dokuz senedir ki, yüzü görmedik biz diyor yyon mu sen, tam dokuz sene Bahtımız karşımıza ay gibi bir karı çıkardı şimcik!,,, Sen be- YENI SABAH ğTarıh sahasında felsefi banisl erğ Bir benzeyiş Eski Romanın genç imparatoru Commodus ile Osmanlıların genç imparatoru Sultan İbrahim'in. ida ommodüs'den, geçen hafta biraz balhsetmi tim ve onun hakkında azıcık daha tafsilât vermek lü- zumunu pek faydalı — gördüğüm için o işi bu haftaya bırakmiş- tım; Tafsilâtın lüzumuna ne se- tirmiş — oldu; deli mukayese ettiğin za beple kanaat gi (O imparatoru bizim Torahim ile man) kendi kendine anlaşılacak-| tır. Benim bu eski hikâyelerde aradığım şey (ahlâkf düşkünlük- lerde!... Hâlâ tesirine inanmak istediğim (Veraset - hörddite) keyfiyetinin (Kötü alâmetler — stigmate) idir. Çünkü, Romayı| pek iyi idare etmiş olan bu (An toninus) lar ailesinde ötedenbe- ri kadın ve erkek unsurlar pek âfif ve haysiyyetli kimseler ol - dukları halde bu Kommodus'ün büyük annesi evvelâ kötü bir ka: dan nümunesi olarak bu silsileden ayrılıyor; ondan sonra da namus lu ve namussuz iki tip veraset sa hasında karşılaşıyor. İlk hamle- de bu genç imparator doğunca kötü tip kat'iyyen galebe çalıyor; 0 kadar ki, Kommodüs ile o şerif aile mahvolup gidiyor. Onun için böyle bir çok mües- sirat şebekesi içinde ipin ucunu bulmak —yâni iyi, ya kötü insan nümunelerinin vücude gelmesin- de zi-medhal olan başlıca sebe- bi keşfetmek— gayetle güç bir iştir. Hele şimdi onu aramakta devam edelim ve bu tipleri biraz| daha iyi tanıyalım: Gibbon bu mes'eleden ve - bu| genç imparatordan bahsederken babasının bu sevgili oğlunu (da- ha on beş yaşında iken hükümet işlerine şerik tâyin edip) bütün devlet umuruna müşavir olarak hizmete alıştırması, hiç bir fayda vermemiş, çünkü terbiyesini en fâzıl ve muhterem adamlara havale etmiş olduğu halde gayet kabiliyetsiz olan bu çocuk, en Adi. 'zevklere meftun ve en rezil gençlerle samimi ülfete fıtraten Meyyal ve fuhşa pek düşkü miş. En ziyade sevdiği eğlence- lerde 'büyük Arnphithâtre —yâni bugünkü tâbir ile Stadiumlarda — ölüme mahküm esirler ve cani: e eti Sani a ğAni el © malıküm cahilerle güreşmek ve dövüşmek idi. Kendisi kaza ihti- maline karşı lâyıkile mahfuz- ve emin bir yerde bulunduğu halde sirk meydanına çıkarılarr vahşi Hayvanları okla vurup tepelemek ütün .gününü geçirir. ve bü- fün Roma halkının nefretini dâ- Vet edermiş, hattâ eski Yunan kül), ün yaptıklarını taklide ö- Zendiği, için tahtının bir tarafın da bizzat telef etmiş olduğu ars- lanın postu. ve sağ. elinde de bir lobut (yâni koca bir ağaç kütü- ğünden yapılmış ağır sopa) oldu Zu halde heykeli vardır. Bu me-| rak saikasile rezaleti o dereceye vardırmış — ki, Gdevlet — işlerinin dizginlerini —esirlikten azad e- | dilmiş ve uşaklıktan — yetişmiş gözdelerinden— bir alçak dalka- soyunup sirkta halka ibraz et- vaffakiyetleri günü gününe ka, dettirmek ve adeta devlet vak'a nevisleri gibi muntazam yevmiy- ye defterleri tutulmak için res- mt kâtipler tayin ettirmişti. Ha- kikaten ok atmakta da harikülâ- de bir mehareti olduğunu müver rihler kaydetmişlerdir. Kısa sü- |Saikai şehvetin ren ömründe 'edi yüz otuz beş nim yerimde olsan ne yapan kit... Heydi get oradan, fazla Jâf etme!... Kafanın kırılması- ni istemiyorsan, usullukla ver karıyı bize! Adam daha sözünü bitirmiye vakit kalmadan, beklenen "müt- hiş hâdise, nihayet vukubulu - yor!... Konuşanın yanındaki kı sa boylusu, kızın, can evinden | kopan bir sesle İmdat!... Geliyor, Ekrem bey Diye feryat etmesi ile bera: ber, kızın üzerine hücum etme- si bir oluyor. Korkunç bir manzara... Tüy ler ürpertici bir an! Herif, hızını alamamış bir dal ga gibi bir anda, «İmdat, im- dat!...> diyo durmadan hayk ran Gülserenin Üzerine atılıyor. Fakat Ekrem, daha çevik dav- ranmıştır. Parmaklarını ada, daha Gülserenin yakasına geçir miye zaman bulamadan, Ekr min gayet şiddetli ve o nisbette mahirane bir yumruğunu çene- sinin Üstüne yiyor. Yumruk o kadar şiddetle iniyor ki çenesi- releri ve feci' Yazan: ——-â lo70t RIZA TEVFIK | defa sirkte binlerce ve binlerce Bi bir galatı hissile zamanımı ya âkibetleri ray kapısını zorladı. İmparator, dünyadan bihaber kadınlarla be- raber fena halde sarhoş olarak cünbüş etmekte idi. O vakit bü- yük kızkardeşi Fadilla ve en çok sevdiği gözdesi yani metresi Mar- halk huzurunda hüner ibraz et-| dırgarım. Vakıa bizim padişahla-| çi şaçları perişan olarak İmpa- Kendisi ücret | ddir o günler külliyetli bir de alırmış ki bu para vergi ola rak ahaliden cebren tahsil olu - nurdu. Gibbon kendi zamanında (On sekizi rayiç olan İngiliz parası ile imparator Kom modüs'ün sirkten aldığı gündeli: ği besap etmiş, sekiz bin İngili: İaltını tutuyor. Bu yüzden de a halinin lânetine müstehak olmu tu. Kendisinin imparatorluğu za- | manında yaşamış ve bu kepazelik lerini çok defalar kendi gözleri- le görmüş olan (Dion Cassius) Rumca bir mühim Roma tarihi yazmıştır ki bugün bile müteber olduğu iddia ediliyor: Daha bir kaç meşhur müverrih Roma impa ratorluğunun bu inhitat devrini bütün namussuzluklarile saraha- tan nekletmişlerdir. Kommodu- sün geceleri nasıl vakit geçirmek te idiğini o mühim eserlerden bize nakleden Gibbon o hayatı olduğu gibi yazmaktan hâyâ et- tiğini —mazeret makamında— ileri sürdükten sonra o rezil fuhş hnesini arzetmek kendi lisanı ve zamanı için bir âr — Glacağını iddia edip muhtasar ve üstü ka- pah bir uslüp ile söyliyebileceği- miş olduğu mukayy asırda) ni söylüyor. Bununla bera- ber onun kısa beyanatı ve edibane uslübu — lüzumu kadar beliğdir; ben birazını ay- nen naklediyorum: Fazilet ve insaniyet duyguları | Kommodüs'ün vicdanından tama | mile silinmişii. Hükümet idaresi- nin dizginlerini, bir takım alçak | dalkavukların ve değersiz gözde- lerin ellerine büsbütün bırakmış | tış, müstebid bir imparator' ve bir | diktâtör olmak haysiyyet iz olduğu küdreti “mutlakada en ziyade takdir edebildiği 'şey yal nız şehvani yâni hayvani arzıla- Tni tatmin edebilmek için hudut suz, müsamahalara meydan. ve- ren' (salâhiyyet) idi. Bir saray da üçyüz dilber kadın ve her sı-| nıftan, her tabakadan 've her ka-! vimden ve her-vilâyetten seçilip| devgirilmiş bir o 'kadar da (oğlan | — boys) cemaâti içinde ömrünü geçiniyordu. (Şayanı dikkattir ki| İngiliz Gibbon, saray - tübirinin | Tagilizcesini değil, Avrupalı mu harrirlerin. bizim, saraylarda . ge-| çen hayat ve tarzı maişetini ihtar için tahsis etmiş oldukları (Se- rağlio) kelimesini kullanıyor! Bu işaretten sonra yine Gibbon'un sözlerine devam ediyorum: kandırmak; gönlünü ve rızasını kazanmak hü nerlerinin tesirsiz kaldığı tahak- kuk ederse, hayvancasına kaba ihtirasatına esir bir aşık olan bu* Her nerede insan genç imparator, arzusunu zorla icra etmekten hiç çekinmezdi. heyecanlı devri yatıştıktan sonra aralıkta geçen zamanlar, en alçak ve rezil eğlen- telerle — geçirilirdi. İşte bu fuhş ve rezalet sahnelerini o zamanın müverrihleri ve heccâv — şairleri tasvir etmekle bitirememişlerdi.) Bu kadarı, şimdilik kâfi! Ben Roma tarihinin bu faslını kıtsokuyacak olsam, bizim zarif e pek fatin Naima Çelebi tari hinin dördüncü cildinde Deli Sul- tan İbrahimin saray eğlencelerini ve husust hayatını okuyorum gi- aa aa C AAA herif müvazenesini Of a ne adamın, kaybeder Ğ diye boğuk bir sesle, otların üzerine yıkılıyor. Fakat ne tedbir almı- ya, ne de göz açmıya vakit Bu sefer, öbürü hücum edi - yor, Hem kıza değil, doğru doğruya Ekreme! Anlıyorlar ki, kıyafeti kendi- lerine benzemiyen, ve kendileri şibi konuşmiyan bu adamın müthiş bir yumruğu var! Ev â onun bertaraf etmek lâ - zım!... Çopur yüzlüsü, arkada: 1 gibi cepheden hücum etmi; Tam Ekremin önüne bir adım kala, duvardan düşen koçaman bir taş ağırlığı il aklarını kaldırıp, üzerine atlıyor. Bu kil bir hücumu beklemiyen Ek- rem, biraz da gafil avlanarak, omuzlarına, çökertecek gibi İ- nen adamın - ağırlığına taham- mül edemeyip, 5 yere yu varlanıyor! Hücum eden, fırsat kaybet- miyor hiç! Hemen atılıyor o- müzlarına Ekremin!,.. Göz açıp kendisini toplamıya —imkân bi: Jiade edebilmek için bir suikast Petmiş rımızın saraylarımda da öteden- beri birçok halayıklar vardı ve | Avcı Sultan Mehmed. gibi hükü-| met işlerinden ziyade avcılık spo-| Sultan Aziz gibi en la boy ölçü- bür, oğlu Yusuf İzzeddin efendiyi on yedi yaşında İken - işittiğime Serasker — nasbetmek ve döğüştürüp galip gelen ho- den — cevahirli zevzeklikler sultanlar çıl haiz oldukları kud. reti mutlakanın — taşkınlığından ve şaşkınlığından — neşet — eden bu şımarıklıklar bazı çocukca zevzekliklerdendi; yani fazla bü - yüklüğün küçüklüklerindendi. Yoksa ne o kadar zâlim, ne de) divane idiler! Biz de Kommodüsi denilen divane ve katil herife ben) zeyen... Hem de hemen her veçhi le benzeyen ancak Sultan İbra - himdir. Hattâ her ikisinin ölümü, yaşı, hırs ve hevesi, devri salta- natı pek birbirine benzer. Ben vukuatın tafsilinden — sarfınazar ediyorum, çünkü yer yok!. Genç Roma İmparatorunun da en bü - yük arzusu, hükümet idaresini dalkavuk vüzerasından birinin e- line emanet edip fuhş ve rezalet içinde eğlence ile vaktını geçir- mek ve şehvani keyfini icra ede- rek istediği gibi hüküm sürmek- &. Sultan İbrahimin de en yüksek ideali bu idi. Kommodüs'ün tut- tuğu yol senato meclisinde - bir çok nefret uyandırdı ve kendisi- ne düşmanlar,kazandırdı. Senato 'velki selâhiyet ve haysiyetini rüna meraklı, £ kuvvetli pehliva hişan takmak gibi yapar hoppa Fakat onlar tertip ettirmişti: Bir akşam geç vakitte genç İmparator Stadimm- dan yamıbaşındaki sarayına: av - det ederken- Sarayın —karanlık dehliziride elinde yahar kahe>tte bir adamı ' önün Üzerine hücum TSata Senato Meelisi” Bi- du göndetdi!.) diyerek tepblâye- | ceği sirada ' etrafındaki hasse' ae keri efradından beş on kişi' ö'a- dami yakalayıp cinayete maği öl- muşlar Ve derhal İmparâtofun buzurunda istintak etmişler. Bu adam Çuintianus isminde bir se natör imiş, diğer arkadaşlarının hepsini ele vermiş ve suikast ter tip edenlerin hariçte değil — asıl sarayda kendisi kadar haris - ve fuhşa müptelâ olan küçük kızkar deşi Lucilla olduğu tebeyyün et- miş. Bunların hepisi şiddetli ceza larla- katledildi, —Lucilla evvel nef'i olunup biraz sonra boğdu- ruldu. Bundan sonra da Kommo- düs ifrit kesildi, hı âzasını katlettirmek hattâ imha etmek zevkine düştü.Gibbon diyor ki, bu divane nazarında bir kim- seden şüphe etmek idama müsta: hak olmak için kat'i delil idi. Pek çok kiymetli adamlar idam ettirdi. Hassa taburlarını ele al- dı; fakat bütün Roma halkı ayak landı saraya hücum etti. Hassa taburları kumandanı Kleander'e emir verdi: Asker silâhla ahali- ye hücum edip tepelesin!.. dedi. Asker hücum etti fakat ahali o kadar kalabalık ve delirmiş gil idi ki, asker bozuldu perişan ol rak kaçtı ve bir kısmı telef oldu bir kısmı da halk ile birleşti, sa- le senato rakmaksızın, şıkların - altında birbirine karışarak, başka bir ışık halinde pırıl pırıl yanan Süç larını parmaklarının arasına a- hp kafasını çeviriyor. Bir, bir (l daha, bir daha üç yumruk İndi- | riyor çenesine!... Ekrem sersem liyor bir an!..; Fakat itidalini kaybetmiyor. Hemen - kendini | topluyor. Nasıl yapıyorsa yapı- yor, o sırada, omuzlarının. üz rinde duran adamın . gırtlağını yakalıyor. Ve yakalaması ile be raber, demir bir mengene gibi parmaklarını sıkarak, boypunu büküyor herifin!... Adam can aci: Boğuluyorum!> - diye çırpınırken, Ekrem gayet ma- hir bir kafa vuruşu ile, onu bir| denbire altına alıyor. Sonra, yumruklarını sıkıp, öre üzerinc| demir bir balyozun inişini hatır latır bir süratle, herifin çenesi- ni altüst ediyor. Kan içinde ka- hyor yüzü!... Bununla da iktifa etmiyor Ekrem!... Tam saçla - rından tutup kafasını toprağın üstüne vuracağı Sırada, arka sında Gülserenin, canhıraş hir feryatla; (Devamı var) PTaksim Belediye Gi |ratorun ayağına — kapandılar ve ağlayarak hali anlattılar. ;Kendi keyfinden başka hiç bir şeye kıy- met vermeyen Kommodüs en mü. him 'adamı olan hassa - taburlar kumandanı — Kleander'in derhal katledilmesini ve kafasının hal kın önüne atılmasını emretti ve derhal öyle yaptılar. Muvakka - ten ihtilâl yatıştı. Pek kısa anlattığım bu vak' bizde Sultan İbrahimden mutlaka kellesi istenilen - rezil ve alçak ziri ve damadı Hezarpare Ah- met Paşa vak'asını andırıyor, ve sebebler temamen aynıdır. İhti- lâl sahnesi de pek benzer. Maa- mafih Kommodüs bu — korkunç vak'adan ibret alacağına büsbü- tün delirdi, daha kaç kişi idam ettireceğini bir deftere kaydetti. O defteri gören sevgilisi Marçia ile ablası, kendi isimlerile daha birçok saray halkının idama mah küm olarak kaydedilmiş bulun - duğunu görünce onu derhal zehir leyip öldürmeğe karar verdiler ve yine bir işret meclisinde bir zehirli şarap içirdiler Imparatorun fena halde mide si bulandı, kustu. Kurtuldu. Fe- na halde Şşüphesi arttı, fakat garhoştu, rahata da — muhtaçtı. Odasına çekilip yatağına uzanmış idi. Fakat sevgili metresi, Nar - cissius, isminde meşhur bir peh Hivanı para ile bu maksat için hizmete almıştı. Daha Kommo - düs tamamen uyumamış iken bu herifi onun odasına gönderdiler. imparatorun boğazını sıkarak öl- dürüverdi. Sporcu İmparator, Ro manın (Herkül) i iken hiç muka vemet edemiyerek öldü. Gibbon bu canavarın âkıbetini böylece naklettikten —sonra şu Bözleri söylüyor ki, dikkate şa- yandır; Mark” Aurel'in oğlunun. kaderi işte böyle oldu. Umumunnefre- tini kazanmış bir (cebbar - ty- Fahnt) ı mahvetmek bu kadar ko- laymış., . Halbuki,. kendisi , hükü- Metin-müstcar ve sun'i kuvvet ve selâhiyetine dayanarak » on Üüç, sene süren - zalimane saltanatı müddetince milyonlarca adamla- zın kanına girmişti; kendisi on- ların hiç birine şahsi kuvveti ve maharetile faik değildi!:) Sultan İbrahimi de ayni sebeb- lerle boğmuşlardı. Naimanın dör düncü cildinde hikâyesini, bir, da ha gözden geçiriniz. Onun Şi otuzu biraz geçkindi. Kommo- düs da otuz bir yaşında doğdu- lmuştu. Halbuki, her ikisi da- hi vükelâsına ve saray halkına ölüm korkusu ihsas ettiği zaman öldürüldü; yoksa senelerce zulüm | ederek edepsizlikte ve rezalette devam ettilerdi ve daha da edebi lirlerdi. Binaenaleyh bu cinayet: ler hamiyet cezası değil Kadıköy 9 Nisan ıeıa| | KISA HAHERLEllî A” Önümüzdeki —günler — içinde Türk İngiliz müzik festivali Anka rada yapılacaktır. Bu festivalde İn gilterenin maruf orkestra şeflerin den Ciarence Raybould da buluna- caktır. Clarence Raybould, B.B.C. nin senfoni orkestrasını idare et - miştir. *& Denli dün Varnaya hareket etmiştir Timandan yükleyeceği mısırları giltereye — götürecektir, * Honduras bandıralı Aristote- lis islmli şilep dün limanımıza ge- getirmiş olduğu şeker yükü nt boşaltmağa başlamıştır. * Denizyollarının Sivas , tank ollarının Demir şilebi Bu ri akaryakıt getirmek üzere. dün| | Abadan'a hareket etmiştir. Ziraat Bankası memurları ta| edil, rafından tesis ihale ettiğ n mürekkep Şeneseni kısım inşaatımın. ti el atma mera simi dün saat 15.80 da yapılmış « İK 4 Muallimler makta ol Birliği, hazırla - konuşulacak meselelerin ibaret olması lâzımgeldiğini öğret menlere — sormak Üzere bir anket tertip etmiştir. Anket bütün öğret menlere gönderilecektir. Cevaplar | seldikten sonra neticeye göre kon gre hazırlıklarına devam caktır, * Türkiye Turing 1949 yılı kongresi kulübünün t 15 te da pilmıştır, İn- | 10 NİSAN 1918 Httihadcılar ve Suriye inkılâbı (Z uriyede albay Hüsnü Zaim'- ş in yaptığı - hükümeti devir- mo — nareketine — ihtilâi mek — yaraşmıyor; çünkü kimsenin burnu bile kanamadı ve halk bu zatı de Bürbetten gelen bir Felsi imiş Bibİ kargıladız. adeta bayram yaptı Bir gün bile, —çarşılar - kapanmadıı kimso evlerinden çıkmamaklık etmer di. Halbuki İhtüâi demek kan ve ö- lüm pazarının açılması — demektir. Fransa ihtilâlindeki kayıplar yüz bin deri buldü; bolşevik ihtilâlinde mi- yonlarca inşan hayatını, malıni ve namusunu kaybetti; güney ve orta Amerika ; memleketlerinde adeta mo- da halindeki olan askori inkılâptarda Bile hiç olmazsa bir takım ölüm ve idam vakaları olur. Bizim 1908 inki 1âbı bile bir .kaç komitecilik hâdiset olmaksızın yapılamadı, otuz bir mart vakası ve ondan sonra Hareket Ordu sunun İstanbula girişi ve binlerce Iİnsanın hayatına mal oldu. Devrilen Suriye hükümeti erkânı düşmanla iş birliği yapmış — halnlere den mürekkep değildi;. hattâ Fran- sızlara karşı İstiklâl savaşı yapan, Suriyoyi kurtaran kahramanlardan I- baretti. Fakat öğreniyoruz ki bu mü- barek adamlar İktidarı ele aldıktan sonra asıl gayelerini — unutmuşlar ; memleketi bir çiftlik gibi idareye baş damışlar; mühim mevkileri eş, dost, ahbap ve akraba arasında paylaşmış far; halk arasında iklde bir: — Sizl biz kurtardık! Diye böbürlenerek İmtiyazlı İnsan lara mahsüs — tavırlar takınmışlar. Her nedense bizim tarihimizdeki bazı zümreleri taklit etmişler gibi... Mese- V4 ittihatçılar hasımlarını devirdik- 'ten sonra <Hürriyet, müsavat, ada det> prensiplerini paravan gibi kuls lanarak, o kadar kötülemiş oldukla- re istibdad mesleğini — tutmuşları muhaliflerini devirmek için mülletin reyine müracaat etmektense <Bâbrır Âli> ya silâhlı baskın yaparak, bir nâzırı ve iki subayı öldürmeyi ters Cih etmişlerdi. Daha başka muhalif deri Köprü üstünde öldürtmek, hıya- netle itham ederek kurşuna dizmek Bibi Kötü usuller kullanmışlardı. Bugüne kadar Suriye inkılâbı. kur ban vermedi; fakat bundan — sonra acaba ne olacaktır? İş başına zeçen- der temenni ederiz Ki seleflerinin izinde yürümesinler; onların hatâlar rinı tekrarlamasınlar; kurtarıcı ro 1 arkasında müstebitlik. ayaklar * masın.. yüzlerce İdareciteri müstebit olmaktan ko- ruyan ruh onların kenditerinde değit mihlettedir, hakik! ve 'tam demokrat idareciler ancak yeter derecede ge- Tişmiş bir halk topluluğundan doğar 7 acaba Suriye milleti bu seviyeye u- daşmış midir? Bana bu şüpheyi 'vören — Şudur Kİ inkılâbır sebebi” İzlh editirken <or- düya Iyi bakılmadı, sabayların İi aşları indirilmek tistendti>. deniliyor. Acaba Suriyenih eski İdaresi' orduyu doyürsaydı, — subayların — maaçtarını diğer 'devlet —memurlarından — üzha yüksek miktarlara çıkarsaydı, inki- Tâp olur mu dit Kadircan KAFLI Feci bir otomobil kazası Dün sabali şotöf Bedli” Pınar'ın idaresindeki 1839 plaka' “numarali bir taksi, sön sür'âtlö Harbiyedei Şişllye ” giderken' Halâskörzazi tad desinde bir elektrik dtreğine çarpı mış, Tmüsademe #sönunda otomobll parçalanarak yolculardan mühen « |fis Cezmi Yazıcı başından ağır su rette yaralanmıştır. Kazazede mühendis Şişli Çocuk hastahanesine kaldırılmış; şoför ya kalanarak hakkında gereken tahki kata başlanmıştır. 7 Ça TAKVİM İstanbül. Şe- | Koooperatifinin || ev ve ilâvele -| ler ilk | luğu terbiye kongresinde | nelerden | ya|| RUMİ | NİSAN 1949| Hicri 1565 1368 n 1 o © Ahir PAZAR| 1İl asım: 154 - Ay: & - Gün: 100 Vasati — Ezani Güneş 5 28 10 46 Öğle 12 15 5038 İkindi 15 56 .9 4 Akşamı 18 48 12 y 20 19 136 imsak 3 46 9 06 Nöbetçi eczaneler 'X 10-.4. . 949 'Akağrey 7 'Alemdar Arif Neş'et Bakırköy Bakırköy Beşiktaş Vidin Beyi Yeni -Lâleli z Kinyonli Ş Sıhhat Eminönü —: Bahçekapı Eyüp : Byüpsultan Fatih Edirnekapı : Fındıkl w : Tuna Kadıköy : Y ni Küçükpazar Bişli Taksim Usküdar