Paktın metni Bu aydır etrafında pek çok de dikodular yapılan ve hattâ bazı memleketlerde vatandaşlarla polis arasında çarpışmalara sebe- biyet veren Atlantik paktı metni neşrolundu. Pakta bağlı ve gizli hiç bir. vesika olmadığı temin o- lunuyor, Adının Aünnllk_dmlsı- 'a rağmen Akdenize sahil Ceza- yir de bu korunma sistemi içine alınmış bulunuyor. Bu suretle pakt sır£ coğrafi bir mahiyet ve hudut taşımıyor. Her ne kadar metinde bu coğrafi hudut tesbit ve tayin edilmiş ise de. Sovyetlere kargı Şimal kanat korunmuş, fakat Cenup taraf a- çık kalmış gibi görünüyor. Hal- buki Akdeniz ve Ortadoğu At- Atlantik kadar ehemmiyeti ha- izdir. Böyle bir boşluk manzara- sının uyandırabileceği kötü tesi- ri gidermek için İngiliz Dışişleri Bakanı Mister Bevin Türkiye ve Yunansitanla ittifak ve taahhüt- lerin eskisi gibi yürürlükte ol ğunu tekrarlamağa Jüzum gör- müştür. Amerika eski Hariciye Bakanı Marchal, bir nutkunda göyle demişti: <«Ruslar bizim bir tecavüze karşı şiddetle muka- bele edeceğimiz hakkında - sözle- rimizi ciddiye almazlarsa tarihin en fecf ve elim bir yanlışlığına düsmüş olurla" Filhakika&İovyetlerin Amerfka Azim, kararından bir saniye şüp- hgsetmeleri Insanlık için akıbeti ölcülemryecek kedar karışıklık- lar doğurabilir. Bu haktkatlerin Atlantik paktı dolayısile bir de- fa daha tekrarlanması çok hayır- bdır. Ta; erede son seçim: İngilterede kısmi bir seçim ya- Pilmiş ve çoğunluğu yine İşçi partisi namzedi iki bin rey ço- Bunlukla kazanmıştır. Dört yıla yakın bir zamandır iktidarda bu- İunan amele partisi bütün kısmi secimleri amma İrtisnasız, kazan- mıştır. Umumi efkârın müsait ruz gârı hâlâ bu partiyi desteklemek- tedir. Son seçim için muhafaza- kâr parti çok gayret ve himmet sarfetmişti. Hattâ muhafazakâr parti şefi ve eski Başbakan zafer kahramanı Çörçil'i bizzat o mın- takaya göndermişti. Çörcil bütün sokaklarda dolaşarak halkı par- tis'ne sempati göstermeğe davet etmiş, fakat bu kadar emek de boşa çıkmış, halk muhafazakâr namzed& galebe zağlâmak İsteme- mistir. Bu yürden ve şahsan mü- dafaasına Tağmen basarısızl'fı- na binaen Mister Cörcile karsı partisince güvenin azaldığını id- dia eden İngiliz gazeteleri bile vardır. Her kısmi seçimde izmihlâl ve hezimete uğramak muhafaza- kâr parti icin gayet ağır gelmek tedir. Simdi bu parti idarecileri İncilzler nazarında bu sukutun llet ve sebeplerini ciddi surette arastırmakla meşguldürler.. (1950) bilindiği gibi umumi secim yılıdır Bu defa da İşçi Par- tısı galebe sağlarsa -ki bütün belirtiler bunu gösteriyor- mu- hafazakârlar çok yeise düşecek- lerdir. Fransada seçim: Fransada da Kanton seçimleri yapılacaktır. Bu seçimler filha- kika büyük bir siyasi hüviyet taşımıyor, fakat gerek General Dögol, gerek komünistler ve ge- rek hükümet partileri çok şiddet- li bir mücadeleye girişmiş bulu- nuyorlar, Komünistler - Atlantik paktının konuşulduğu şu sıralar- da Fransız efkârının kendilerile birlik olduğunu isbat etmek he- vesindedirler. Perağda temizleme: Çekoslovak payitaytında Genci g YENI SABÂAH Komünist Almanya Anayasası Halk konseyince kabul edildi Berlin: 19 (A,P.) — Komünlst kontrolü altındaki <Halk Konseyi> bügün Almanyanın Sovyet — işgal bölgesinde yaşayan 20 milyon in - san için bir anayasa kabul etmiş- tir. 400 temsilciden müteşekkil Mec- lls, komünist prensiplerini — ihtiva eden bu yasayı ittifakla onaylamış tır, Meclis başkanı profesör Her - anann Kastner, bu hareketi Alman tarihinin en önemli ve kesin olay- larından birl olarak — vasıflandır - mıştır, Rus notasına verilen cevab ra baskı yaptığı iddiasını redetti Stockholm: 19 (A.A) <afp) — İsveç Dizişleri - Bakanlığının 14 mart tarihli Sovyet notasına ver - diği cevabda şöyle denilmektedir: İsveş- polisinin -Baltıklı Sovyet vatandaşlarının — memleketlerine dönmelerine manl olmak üÜzere bas kı icra ettiğine dair Sovyet itti - hamları asılsızdır. Bundan — başka İsveç Dişişleri Bakanlığı, Stockholm'daki Sovyet büyük elçliğinin bu kadar kötü bir gekilde malümat sehibi olmasın - dan dolayı eseflerini beyan etmek- tedir,, “Komünistliğe karşı savaşı din emrediyor,, Beyrut: 19 (A.A.) <Byum) — Suudi Arabistan'ın Londra büyük elçisi Hafız Vehbi, Kahirede Arap, haberler bürosuna verdiği bir de- meçte, Suudi Arabistan ile İngil - tere hükümeti arasındaki müna- sebetlerin — iyileşmekte — olduğunu söylemiş ve komünistliğe karşı sa vaşma hakkındaki — düşüncelerinin 'ne olduğu sorusuna da, komünist- liğe karşı savaşı din emrediyor ce yabını vermiştir. Taksitler ödenmeyince — Baştaratı 1 incide — | miyen Stutgart radyosu —spikeri göyle demiştir: «Bazı dinleyiciler radyo taksitlerini ödememişlerdir. Herkes radyo takaitlerini ödeme < diği müddet içinde bu tarzda bo - zuk yayın yapmaya devam edi iz, Eğer herkes bize olan borcu- | nu vermiş olsaydı sizlere çok gü zel müzik çalardık.> kurmay Başkanı General (Pika) nin tevkif ve idamına müncer o- lan hâdiseler üzerine (16W0) den fazla subayın tevkif edildiği ha- ber verilmektedir. Generak.n ta- raftarlariyle birliktte hükümeti devirmek üzere bir teşebbüse gi- rişeceği anlaşılmıştır. — Zabıla durumdan, teşebbüsten iki gün evvel haberdar olmuştur. Hüxü- metin aldığı tedbirler pek insaf- sız ve haşin olmuştur. issasen ik- tidara zorla geçen yıl el koymuş olan komünistler her tü.lü insaf- tan mahrum hareket etmişlerdir Hariciye Nazırı Mazarik'in söz- de intiharı ve (Beneş) in ölümü hep şiddet politikasının neticele- ridir, Muhalefet partilerine de en ufak bir söz hakkı bırakılmış de- Bildir. İsveç, Baltıklıla-| talebe -i Londra: 19 (Nafen) — Times gazetesinin Prag muhabirinden ge len bir habere göre, Çekoslovakya hükümeti bütün talebeleri <İtimad imtihanına> tabi tutmuştur, Bü - tün Çekoslovakyadambu. imihana girmiş olan 47.000 talebeden 6370 inin muvaffak olamadıkları ve buy lelikle komünistlerin itimadını ka- zanamadıkları anlaşılmaktadır, Bu yolda bir imtihan — yapıldığı hakkındaki haber Çekoslovak eği- Atlantik — Baş tarafı 1 incide — yoda yaptığğı beyanatta Amerika- din güvenliği hakkında - bilhassa şöyle demiştir: «Bugünüm toplu dünyasında, Bir leşik Amerika'nın emniyeti — sınır ve budut mefhumları ile tarif edi- lemez. Dünyanın her hangi bir ye rinde beynelmilel sulh ve emniye - te karşı vaki olacak clddi bir teh- dit, Amerika'yı doğrudan doğruya| ilgilendirir, Bu itibarla sadece gar, bi Avrupa ve Amerika — kıtasında değül ve fakat yapmağa kadir bu- lunduğumuz yardımın müessir ola| cağı her yerde, hür milletlerin ta- mamiyeti mülkiye ve — istiklâlleri nin muhafazasına yardım — etmek, siyasetimiz icabatındandır, Yuna - nistan, Türkiye ve İran'ın tamaml yeti mülkiye ve istiklâllerini des - teklemek hususundaki hareketle - rimiz, bu azmin ifadeleridir. Bu memleketlerin emniyetine karşı 0- lan alâkamız belirtilmiş — bulun - maktadır ve bu siyaseti takibe de vam edeceğiz.> Acheson diğer bir suale verdiği M.T.A.DA ÇALINAN PLÂNLAR Ankara, 19 (Telefonla) — Ma- den tetkik ve arama enstitüsün- de bir yolsuzluk iddiası ortaya atılmıştı. Bu iddia hakkında Millet Partisi milletvekillerinden, Reşat Aydınlı, Meclis Başkanlığı- na verdiği sözlü soruda, Ekono- mi Bakanından izahat istemekte- dir. lddiaya göre, Enstitünün yük- sek mühendislerinden bir zatın 47 senesinde Muş'da bulduğu zengin Barit (Baritin) madenine ait ra- por ve projeler, Enstitüde yük- sek mevki işgal eden ve maruf bir zatın yakını bulunan bir ba- yan tarafından başka bir zata verilmiş, bu suretle Gdevlete ait olması icabeden maden, hususi Mmüteşebbislere mal olmuştur. İddia olunduğuna göre baya- nın yakını olan maruf zat, tahki- kat safhasında işe müdahale ede- rek bayanı kurtarmağa çalışmış, Enstitü Müdürü de bir başka ba-| yanı, suçu üzerine alması için gö- | nül rızasiyle iknaa çalışmıştır. Bu faaliyetlerden umulan neticenin alınamadığı da bildirilmektedir. Yine tahkikat safhasında, mev- zuubahis bayanın — Bana bir şey yapmağa kal- karsanız, bildiklerimi açıklıyaca- ğim, bana bir gey yapamazsınız; arkamda dayım var! şeklinde söz ler sarfettiği de iddia olunmak- tadır. Iddiaların ne dereceye kadar doğru olduğu Meclis kürsüsünden yapılacak açıklamalarla anlaşıla- D.PLOMAT Rusyanınitimadını kazanma imtihanı! Çekoslovakyada yapılan imtihanda 6370 ad kazanamadi tim bakanlığından verilmiştir. Rak| kamlar da aynı resmi çevrelerden elde edilmiştir. &1 bir tazyik altında bırakıldıkları anlaşılmaktadır. Üniversitede — bir çok imtihanları — muvaffakiyetle vermiş bir çok talebelerin komü - nistlerin <itimadını kazanma im tihanında> muvaffak olmamala rı bunu ispat etmektedir. paktına girmiyen Türkiye cevabta, şöyle demiştir: heyeti umumiyesi bakımından A merika'nın vecibelerine halel ge her hangi bir. devlet Türkiye veya İran'a karşı yapıla- tına girmez, fakat bu Pakt, A, Tumda harekete geçmekten edemez. Akitlerden birinin siyast üstün- lüğünü tehlikeye düşürecek dahi N bir tehdit verdiği cevapta Acheson, — Gkitler- den herbirinin 4 üÜncü madde ge bileceğini söylemiştir, Londra, 18 (Nafen) — Hükü- tedir: «Atlantik paktı, rin emniyetini sağlamlaştırmalı dır. Bıf bölgedeki memleketlerle devam edecektir.» Vaşington, edileceği henüz belli değildir. Rus mukabil tedbirleri karşı Rusyanın almakta ru açıklamaktadır. İsviçre gazetesinin açıkladığı bu rapora göre, Molotofun şahsi idaresi altında bir. «Kominform reğince peyk memleketlerdeki ordular yeniden arttırılmıştır. Bu memleketlerdeki asker miktarını Moskovanın göyle tesbit etmiş olduğu kaydedilmektedir: Bulgaristan: 100.000 Macaristan: 90.000 Çekoslovakya: 250.000 Romanya: 20 tümen. Mevlit Sevgili büyüğümüz Ali Şerif Turhan'ın ruhu için bugün Soğanağa camlin- gerif okunacağından arzu edenle - rin bulunmalarını rica ederiz. Bşi: Makbule, Çocukları: cağına şüphesiz nazariyle bakıl- maktadır. “-HAZRETİ ÖMER- Z| Yazan: KADIRCAN Saad daha ço di; Hazreç kabi sözler söylı ri gelenleri onu - deatekhdie, halifelik için Saad bin Ubade yi öne sürdüler. Eva kabilesi reisi Üseyyid bin Hadir bu mühim meselenin pek çabuk karara bağlanmasın- dan son derece endişe duymıya başladı; hele birisi: d bin Ubadeye hemen bi at ederiz! Deyince Hazreçliler — arasın- dan göyle sesler yükseldi: - Doğru söylüyorsun; Allah ffak etsin, biz de seni ha- seçeriz! lif Evs kabilesinden olanlar, re- inin etrafını aldılar: Aman ey Üseyyid, halifee lik Hazreç kabilesi eline geçer- e bize nefes aldırmazlar, Muha cirler Medinelilerden birinin ha lifeliğini kabul etmezler ve ihti- Jâf çıkar. Hem onların bulun- dukları bir meclist, gim haklı olmaz. Hemen hahar ağırmak gerek,.. KAFLI Ashab arasında en cesur ve atılgan adam Ömerdi; pek zeki bir adam olan Mugayre bin $o'be de civarda oturuyordu. Ü- seyyid bir taraftan Mugayreye haber saldı, diğer taraftan ken di gdamlarına söz aldırarak ba- 7 itirazlarda bulundu; münaka Bayı uzatmıya ve vakit kazan- Kaya çalıştı. Onlar diyorlardı — Hz. Muhammed, ashabdan bazılarının halifelikle ri hakkın da bazı işaretlerde bulunmuğ - tur; fakat halifenin ensardan seçileceğini telmih etmemiştir. Ölmeden evvelki son hutbesin- de ensarın muhacirlere — saygı göstermelerini söylemiş, muha- cirlere do ansara karşı iyi dav- ranmalarını vasiyet — etmiştir. Bizi mkendiliğimizden ve ara- mızdan halife seçmemiz büyük ihtilâflara yol açar; Müslüman lik zayıf düşer... Bu meclis bü- tün İslâm ümmetini temsil ede- cek kabiliyette değildir. Yeniden gürültüler oldu. Sa- Tefrika No. 27 ad bütün bu İtirazları gayet us taca kelime oyunlarile çürütmi- ye çalışıyordu. Diğer taraftan M lantıyı haber alır almaz evin- den çıktı;. komşu olan yahut yolda rastladığı muhacirlere — Beni Sâlde avlusuna gidi- niz; Ensar kendi — aralarından halife seçmek Üzeredirler; itiraz ediniz, ben Ömere gidiyorum. Dedi, yoluna devam etti. Mu- hacirler de tanıdıklarına haber vererek üçer beşer toplantı yeri no gittiler. İşin bitmek Üzere ol duğunu gördüler; bir şey söyle miye cesaret edemediler, Mugayre, Ömere koştu ve d di k Ey Ömer, Ensarın Beni Sâide avlusunda toplanıp Hz, Muhammedin halifesini seçmek üÜzre olduklarını bilmez misin? r bunu yaparlarsa biz kabul etmiyeceğiz ve kavga çıkacak- tır, Ömer yerinden hal halifeyi fırladı; der- seçerek ensarda bi, Melek, Muhtar, Mihri, Şerif. evvel davranmayı münasip gör- dü. Hz. Muhammedin Ebu Übey deye — Sen Ümmetinin eminisin! Dediğini hatırladı; zaten Ebu Übeyde Müslümanlar arasında çıkan her türlü anlaşımı büyük bir sabır di halletmek iç damdı. şimdi de lık başlamıştı ve bunun Ö yetle ma ne timali vardı; çünkü Arapların büyük kısmı kılıç zoru ile Müs- lüman olmuşlardı; ilk fırsatta, henüz unutamadıkları kâfirliğe dönebilirlerdi. Ömer hemen Ebu Übeydeye Bitti. durumu ki Bu imtihanlarda talebelerin siya| <Atlantik Paktı, dünya barışının tirmez. Atlantikte sahili olmayan tarafından cak bir gösteri vakıa Atlantik Pak lerden hiçbirini de böyle bir du - men, hususundaki — suale reğince istişare talebinde buluna - met partisinin gazetesi olan Dally Herald'de çıkan bir yazıda James Oldfielâ Atlantik paktı ile yakın doğu arasındaki münasebetler ü- zerinde durmakta ve şöyle demek Yunanistan- dan İrana kadar uzanan bölgele- İngilterenin sağlam dostluk and- laşmaları mevcuttur ve Türkiye ile Yunanistan gibi memleketlere karşı şimdiye kadar takip edilmiş olan İngiliz siyaseti değişmeden 19 ALA. (United Press) — Resmi bir. kaynaktan bildirildiğine göre, Atlantik pak- tında derpiş edilen - konşeye - ve, savunma komitesine — Ainerikan| temsilcileri olarak kimlerin tâyin Bale, 19 (Nafen) — Umumi- yetle iyi haber alan Basler Nach- richten gazetesi Atlantik paktına olduğu tedbirler hakkında gizli bir rapo- de üğle namazını müteakip mevlidi Veh- ıkları yaratılmış bir a- bir anlağ- ü geçilmediği takdirde Müslü- manlığın son derece zayıflama- sı, belki de ortadan kalkması ih Pek tadgız Bir gün.. — Başmakaleden devam — dan Üç aya videlerle Iş sürünce- mede kalıyor. Bütün bu gecikme ler, bu atlamalar fenalıklara kar- gı sert hareket edilmek kararı olmadığı — İntibamı — uyandırıyor. Her nevi sulistimal ve yolsuz ha- reketlere karşı demir bir el, ha- gin bir pençe İster, yoksa lâüba- İilik, vurdum duymazlık, vâhi ve umum! vâldlerle memlekette Iste- diğimiz havayı yaratamayız. YENİ SABAH ——.—.—.—.—.—.—.—.. Japon imparatoru — Baş tarafı 1 incide — çin, demokrasinin tamamiyle an « laşılıp tatbike konulması — Jâzım- dır> Tokyo: 19 (A.P,) — Bugün bir -| demeç veren İşgal Hükümeti siya- *)st müşaviri Willlam J, Sebald gun ları beyan etmiştir: «Bugün ortada, — Enternasyonal Komünizm adı altında — karanlık gayeleri için çalışan — kuvvetler hilekâr, gizli bir tecavüz ve yayı -| lışa girişmişlerdir. Birleşik - Ame- Fika, Japonyanın buna kurban git Mesine müsaade etmiyecektir> Patrik kaymakami Ankara'da n Ermeni — Baş tarafı 1 incide İseçilen patrik kaymakamı, âzami 3 ay içinde patrik intihabı için lâzım gelen formaliteleri ikmalle mükellef olduğu halde eski pat- rik kaymakamı Arslanyan, ma- -|alesef 5 seneye yakın bir zaman içinde patrik intihabı fle meşgul olmamış, bu suretle gerek ruha- -İnt meclis indinde, gerek cemaat *|arasında bir takım hoşnutsuzluk- lara gebebiyet vermiştir. Eski kaymakamın sıhhi duru- mu, yaşının ilerlemiş olması ve vücudüne kısmen nüzul isabet et- mesi sebepleri bunlara inzimam edince ruhani meclisi, kendisini azlederek serrahip Bahtiyarolğu- nu kahhar bir ekseriyetle patrik kaymakamı seçmiştir. Heyetin Ankarayı ziyaretine başlıca sebep, ölmez inkılâpçı A- tatürk'ün muvakkat kabrini zi- yaret âdi. Bu ziyaret bugün va; olmuş ve kabre çelenk konmuş- tur, Ankarayı ziyaretten bilistifade yetkili makamlara icap eden maz batalar sunulmuş ve Diyanet İş- leri makamile de temaslarda bu- Tunulmuştur. Alâkaedarlardan — gördüğümüz 'hüsnükabulden ziyadesile müte- şekkirid.» * Heyet; yarın ukşam İstanbula dönecektir. Emekli kanunu — Baş tarafı 1 incide — lilerin tasarıdaki haklardan tama men istifade etmelerin istemiş- lerdir. Diğer bazı üyeler de ge- rek kayıtlar, gerek mali vazi - yet dolayısile bunun imkânsızlı- Bını belirtmişlerdir. Müzakerelere devam olunacak- ordusu> teşkil edilmektedir. Bu| gır, ordunun kurulması işi son zaman larda sür'atlendirilmiştir. Moskovadan gelen emirler g-| Bursadaki konferans — Baş tarafı 1 incide — Profesör ithalât ve ihracat mu- vazenesizliklerinin sebeplerini İ- zahla 7 Eylül kararlarından son- ra döviz meselesinin pek karışık bir durum arzettiğini; ihraç mal- larımızı harice pahalıya satacağız diye sevinirken ithal mallarının memlekete daha pahalıya girdi- ğini belirterek, takas rejimi ile dünya piyasasındaki ilgimizi kay- bettiğimizi, takas — usulünden mutlak surette ayrılmanın artık zamanı geldiğini söylemiş ve ma- liyet fiatları üzerinde durarak Türkiyenin istihsalâta çok büyük bir önem vermesi iktiza edeceği- ni beyanla konferansına son ver- miştir. A. TÜRKOZAN fından kendi hastalığında cema ato imam olması emredilmiş - tir; o ki mağarada Hz. Peygam berimize yoldaşlık etmiştir. O ki her zaman Hz. Peygamberi- mizin sağında yer almıştır. O sağken bana nasıl biat ediyor- sun? Ömerin aklı başına geldi; Ebu Übeydeye hak verdi: — O halde gidelim, Ebu Be- kiri bulup biat edelim! Dedi. Ömer, Ebu Bekirle gö- rüştü. Ebu Bekir derhal biat almadı; bu takdirde Ensarın gü cüne gideceğini, anlaşmazlığın bitmiyeceğini söyledi — Hele acele etmiyelim. Ebu » “Übeydeyi d ealıp Ensarın mec- anlattı ve dedi — lisine gidelim; yanlış işe giriş- tiklerini anlatalım. Sözle doğru yola gelmezlerse elbet başka Elini uzat, sana bint ede- yim, zira sen bu Ümmetin emi- — Saresi bulunur. nisin! Dedi. Üç büyük Müslüman, Bir defa halife belli olduktan — çabuk çabuk Beni Sâlde avlusu ra Ömer o meşhur bahadır- Na doğru yürüdüler, Ensarın lığı, yüksek zekâ ve bilgisile toplanıp Saad bin Ubadeyi ha- Müslümanlığı dağılmaktan ko- — lifo seçmek Üzere oldukları h ruyacağına güphe etmiyordu. — berl bazı muhacirler tarafından Ebu Übeyde verdi ona gu Ey Ömer, Müslüman oldu- zamandan beri senin böyle Bul yanlış düşündüğünü hiç görme- Ebu tun? O ki Hz, cevabı iri masıl unut- Muhammed tara a öğrenilmişti. Ebu Bekirle ar- kadaşlarına bu gibllerden bir ka Çi katıldılar. Bu sırada Hazreç kabilesinin ileri gelenleri dâvayı hemen he- men kazanmış gibi idiler. Ba: | Istanbul D.P.k — Baş tarafı 1 incide — birlnci rels Salâhattin - Karaya- vaz, ikinci rels Fikret Karako- yunlu, kâtipliklere de Ali Çekiç, Niyazi Turkay, Cahide Evliyasil, Adnan Tüfekçi ve Ertuğrul Ada- li seçildikten SBonra Abdurrah- man Münip, kısa bir hitabede bu- lundu. Hatip, partinin mücadele- lerini anlattı ve Türk milleti var oldukça, Demokrat Parti iktidara geçmese de bu mücadelenin aynı hararetle devam edeceğini belirt- . Müteakiben delegelerden Hay- rı Yaman, Kartal, Bakırköy, Bey oğlu, Kadıköy ilçe kongreleri hak kındaki gikâyetleri muhtevi di- lekçeleri başkanlığa sundu. ÇATLAK SESLER.. Bu sırada, dinleyiciler arasın- da oturanlardan biri, Eminönü takririnin basıraltı edildiğini söy ledi. Başkan: — Kongre başkanlığı, kongre- |yi çatlak seslere ittiba ederek idare etmez.. diye mukabele etti, Bundan gonra Beyoğlu kongre- inin gayrimeşru ve muallel ol- duğu hakkında bir takrir okun- dü. Bakırköy koöngresi hakkında verilen bir takrirde idare kuru- lunun hesaptarında görülen gider fazlalığının propaganda ve C, H, P, ile rekabet yüzünden mev- dana geldiği kaydedilmekte tal. Beyoğlu ilcesine bağlı Harbi Cihangir, Gümüssuyu, Sişli, Me- cidiyeköy, Taksim ocak ve bu- caklarında bir cok yalsuzluklar olduğu belirtilmekte idi. Kartal kongresi hakkındaki takrir, erki ilçe başkanının hay- siyet divanı kararı ile partiden ihrac edilmiş olmasından dolayı müzakereden kaldırıldı. Takrirler uzun ve siddetli mü- nakasalara yol açtı. Deleselerden Kenan Tüncel, ocak ve bucak konereleri vavrimesru olduktan sonra, bucünkü il kon€resinin de, kongre divanının da gayrimesru 've muallel olması lâzım geldiğini belirtti. Bu sözlere sinirlenen kongre reisi d'van seçimlerini tekrar re- ye koydu ve ittifakla ipka edildi. PERVASIZ BİR DELEGE.. Dünkü kongrede heyecanlarına hâkim olamıyarak pervarızca ve acı tenkidler yapan Fatih delege- lerinden Veysel'söz aldı ve göyle dedi: ü — Biz Demokratlar sınıfsız im tiyazsız bir kütleyiz, halbuki bi- raz evvel kongre başkanı bir ar- kadaşa «Çatlak seslh dedi. Kon- gre reisi, kend'sinde nasıl bir im- tiyaz görüyor da bir arkadaşa bü sözü sarfediyor? O arkadaşı- mızın İzzetinefsi vardır. Başkanın tarziye vermeri lâzımdır. Deleğelerden bazıları Veysel'e demagoği yaptığını söylediler. De leğe: — Ben demagojiden anlamam. Fikirlerimi açıkca söylüyorum. Edebiyatçı da değilim. Söyledi- Rim sözlere cevap verirsiniz, beni susturmaya kalkmayınız, ne sus- turabilirsiniz ne de buradan ko- vabilirsiniz. Ben mutlaka herke- sin hoşuna gidecek şekilde mi konuşacağım? Ben, herkesin İyi ve fena fikirlerine hürmet eder- ken, siz bana kendi haksızlıkla- rımızı söyletmiyor, baskı yapmak istiyorsunuz. TÜZÜK MESELESİ Diğer bir çok deleğeler söz söy ledikten sonra Kadıköy ve Bey- oğlu ilçelerinde yapıldığı iddia e- dilen yolsuzluklar hakkında da- ha önce il başkanlığına müracaat edilmemiş olduğundan muamele- den kaldırıldı. Eminönü ve Ba- kırköy İlçe kongreleri hakkında- ki takrirlerin münakaşasına ge- çildi. Bazı deleğeler, bu meselenin il kongresine getirilmesinin doğ- ru olmadığı mütaleasında bulun- dular, İl idare heyeti başkanı Abdurrahman Münib, bunun se- bebini anlattı ve deleğenin tekli- —HÂA———— finin kongrece kabulünden sonra gerek Bakırköy ve Berek Eminö- — No durursunuz? Saad bin Ubadeye biat edelim. Diyorlardı. Üseyyid, ve diğer muhacirlerin ge lerinden dolayı — muztaripti; & damlarından birini kenara çe- kerel Ömerin kme- — Çabuk git, Evs kabllesinin | muhacirlerle birlik olduklarını haber ver, korkmasınlar! Dedi. Adam çıkıp gitti; yak- laşan bir kaç karaltı gördü; ar- tık doğmuş olan ay Medinenin dar sokaklarını, kerpiç evlerini| aydınlatıyordu. Derin ve yıldız h gökte, şehri çeviren bahçeler de ve çöllerde tam bir sessizlik yardı. Halbuki henüz Hz, Mu- hammedin mübarek vücudü bel ki tamamile soğumamışken ih-| tiras alevlenmişti; kan döküle-| bilirdi ve Müslümanlığın bu kan denizi içinde boğulmak ihtimali pek uzak sayılamazdı. Yolda muhacirlerden bazıları | Ebu Bekirle arkadaşlarına: — Gitmeyiniz. Belki halifeyi Beçtiler bile... Sizi öldürürleri diyorlardı; fakat ne Ebu Bekir, ne Ömer, ne de Ebu Übeyde dö nüyorlardı; Müslümanlık uğrun da kaç defa ölümü göze almış- lardı, Allah onları korumuştu, gimdi de elbet koruyacaktı. nü ilçe kongrelerinin zabıtlarının okunmasına karar verildi. Bü arada, iki tarafın da ra- porlarının - okunması, - seçimin gayrimeşru olduğunu iddia eden- lerin de ayrıca dinlenmeleri le- tendi. Bu kongrede çosk uzun ve şiddetli münakaşalar oldu. Bir deleğe: — Bütün bu konuştuklarımız tüzüğe uygun değildir, halbuki işlerimiz. tüzüğe uygun olmalı» dır. Burada baktım, kimsenin ö- nünde tüzük yok, ben de getirme- mişim, Bakırköy kongresi zaptı okun- duktan sonra reye kondu ve Ba- kırköy: seçiminin meşru olduğu- na karar verildi ve saat 13,30 da kongre bir saat tatil edildi. İKİNCİ CELSE Oturum açıldıktan sonra birin- ci oturumun zabtı okundu ve Ba- kırköy ilçesi kongresinin hesap raporu hakkındaki müzakerelere geçildi. Bazı delegeler, eski Ba- kırköy idare heyetinin, masraf fazlalığının C.H.P. ile mücadele yüzünden olduğunu müdafaa et- tiler. Bir delege, durumun böyle ol- madığını, — yapılan — tetkiklerde 2198 liranın nereye sarfedildiği- nin kaydedilmemiş bulunduğunu teferrüatla izah etti. Bu tafsilâ- tı verdiğinden dolayı üzüldüğünü, fakat buna mecbur edildiğini ilâ- ve etti. Neticede bu hesapların bir heyetin tetkikine havale edil- mesine karar verilerek Eminönü ilçe kongresi hakkındaki takririn Mmüzakeresine geçildi. Komplo mu? Kürsüye gelen Kemal Şantal, Eminönü kongresinin meşru oldu. Bunu, itirazları yapan hüvi- yetleri herkesçe malüm birkaç, kişinin hususi maksatlarla komp- lolar hazırlamak istediklerini, E-| minönü kongresine yalnız dört delegenin iştirak etmiyerek ayrı bir kongre yapmağa teşebbüs et- tiklerini söyledi. Kürsüye gelen Kenan Tuncel şunları söyledi: — Her sene İstrancadan kalkıp buraya geldiğim zaman bir ta- kım - katakullilerle - karşılaşıyo- Tum. Bir takım kâğıtlar hazırla- miyor, bize, siz de şuna, şuna rey verin; diyorlar. Eminönünde iki kongre yapılmış. Bunların han-| gisi meşrudur?... Bunun müna- kaşasını yaparken bir tarafı din-) liyor, onun raporunu - inceliyor, öbür tarafa bir şey sormuyoruz. Kapı kapı dolaştırılan liste Bu sözler, dinleyiciler arasında | bir grup halinde oturan ve Emin- önü kongresifin gayri meşru ol- duğunu iddia|edenler - tarafından| giddetle alkışlanmakta idi ve bu grupun başında Ahmet Ateş-Dr. Sedat Kumbafhacılar görülmekte idi. Kenan Tuncel: — Listeler kapı kapı dolaştırı- hyor... diyerek cebinden hazır listeler çıkardı ve: — İşte, dedi, listeler... Bu de- mokrasi midir? Siz gelin de de- mokrasiyi bizim köylerde görün. İl idare kurulu karşı tarafın id- dialarını ne hakla dinliyor? Eminönü ikinci başkanı Muam- mer, kürsüye gelerek, bir azınlı- ğin kendilerine hükmetmek iste- diğini söyliyerek kongrenin nasıl yapıldığını anlattı. Bu sırada çok giddetli münakaşalar, gürül- tüler oldu. Dinleyiciler arasından bazı kimseler ileri atıldılar. Baş- kanın sözleri duyulmuyor, iki ta- raf birbirlerini " tehdit etmekte devam ediyorlardı. En sonunda başkan, dinleyici- ler arasından konuşanları dışarı çıkaracağını ihtar etmek sureti- le bu gürültüyü önliyebildi. Eminönü kongresi nasıl olmuştu? Bu arada söz alanların 3 daki- kadan fazla konuşmamaları ka- rar altına alındı. Söz alan Ertuğrul Adalı, Fatih delegesi Veysel'in sözlerinden a- lındığını, bu sözleri, kendisine ve bütün delegelere hakaret saydığı- ni söyledi ve sözlerini buradan geri almasını istedi. Ertuğrul Adalı muhaliflerin E- minönü kongresi günü silâhla i- dare kurulu binasına hücum et- tiklerini de söyledi. Beşiktaş de- legelerinden Misbah, — kongrede bir baskı mevcut olduğunu iddia etti. Misbah'ın İiddiasına delegeler giddetli gürültülerle: — Otur, konuşma... sesleriyle mukabele ettiler. sel Güven, kürsüye — geldi. Ertuğrul Adalıya cevap vereceğ ni söyledi. Sözünden kendisini lümün bile döndüremiyeceğini i- lâve ve parti içinde diğer parti- lerin adamları bulunduğunu, bu kongre için de listelerin evvelden hazırlanmış olduğunu iddia etti ve kendisinde mevcut listeleri gös terdi. Sus... Büyük gürültüler Veysel Güven'in sözleri delege- ler arasında büyük gürültülere sebep oldu. Dinleyiciler - arasın- şiddetle alkışlanmakta dan ise idi, — İşte, dedi, beni Busturmak istiyorsunuz, fakat ben elbette birçok hakikatleri söyliyecek bir merci bulacağım. — Elimdeki lis- te, bugünkü kongre divanı seçi mi listesidir. Veysel isimleri okudu, fakat fazla söyliyemedi. Gürültü o ka- dar büyümlüştü ki konuşanların sözlerini duymak imkânsız hale gelmişti. SAYFA 8 bngfesi başiladı leri sürenlerin de kongrede din- lenmeleri hakkındaki takrir reye konarak reddedildi. Bunun üze- rine dinleyiciler arasında bulu- nan muhalif grup bep birden yer lerinden kalkarak salonu terket- tiler. Bu sırada bazı delegelerin de salanu terkettikleri görüldü. Bunların bir kısmı diğer delege- lerin ıararı İle yerlerine oturtule du. İdaro heysti raporu Daha sonra İl İdare kurula raporu okundu, Raporda evvelâ D,P. İl teşkilâtında çıkan — ihtilâf- lar anlatılmakta ve bu ihtilâfların bir tarihçesi yapılmakta ve Müil « let Partisinin nasıl meydana gel diği izah edilerek bu Partinin istik bal için Türk milletine bir gey va- detmediği iddia olunmakta idi. Bunlardan başka raporda — idarf faaliyet anlatılmakta sosyal — yar« dımların yekünları, parti - üyeleri. 'nin artış vaziyeti izah — edilmekte d Fasliyet kasmı 18 ve malj kısm 14 sahife tutan senelik raporun o- kunmasını mütcakip pazartesi gü 'nü saat 9.5 da toplanılmak Üzere celseye son verildi. İl idare —heyeti raporuna iki üyenin, Dr. Mükerrem Sarol ve Salih Keçecinin muhalif oldukları ve imzalamamış bulundukları gö « rülmekte 1di, Türkiyeye yeni Marşal yardımı — Baş tarafı 1 incide — rak istediğimiz mikdar (85.3) mil yon dolar idi, Paristeki teşkilâtın — 48/49 y için (60) milyon dolar tahsis etme #i üzerine bu mikdar aşağıdaki tevzle tabi tutulmuştur: Ziraat makine ve Aletleri 16.485.000 Maden 18.306.000 Enerji 8.208.000 Çirnento sanayil 4 0000 Akaryakıt 3.000,000 50.000.000 Uzun vüdeli kalkınma programı <Uzun vadeli kalkınma — plânı> tabir olunan ve başarılması * ü müzdeki — yıllara sari kalkınma mevzularımızı ihtiva etmek Üze « re hazırlanan programın bir cüz'ü olarak geçen sonbaharda Paris'te- ki iktisadi işbirliği teşkilâtına tev di edilen 1949/50 devresi progra - mına göre istenilen miktar ©4.200 000 Tolardır. Bu miktar — başlıca ziraate, madenlere, enerji, santral- larına, petrol arama işlerine, ba « lık ve et konserve endüstrisi va - sıta ve tesislerine taalük etmek - tedir. Mir. Dorr'a teşekkür Programımızın mahiyeti hakkın a E, C. A. Ankara temsilcisi Mr. Dorr'un 26 şubat tarihinde bamnâ” verdiği izahat bu anlayışta — birtik tazammun eder, — Bundan — dolayı kendisine teşekkür ederim, Bu idare ile teşriki mesalden, gelecek için Ümitli - bulunuyoruz. Yeni yıl programı üzerindeki ça - lışmalar devam etmektedir. Bu e beple şimdi henüz ileri bir nikbin- lik ifade edebilecek durumda bu - lunmuyorum, Ancak, anlayışlı iş birliğinin bize olduğu kadar diğer- lerine de hayli faydalar sağlayaca gından şüphe edilmemesi gerek - tiğini söylemek isterim,> 1949/50 yılı için geçen ay orta - darında Amerika Ayanında açıklan miş olan rakkamlar arasında bi 30 mülyonluk bir yardım tefeik edü miş olmasının uyandırdığı üzün - tü ve hoşnutsuzluğa temas ederek Bebebini soran basın mümessille - rine, Nurullah Sümer şu — cevabi yermiştir: <Yurdumuzun arzettiği imkân - darla, ihtiyaçlarımızın ölçüsüne gö re bu rakkamın kifayetsizliği aşi- kârdır. Açıklanan bu. tasavvuru öğrenince, gecikmeden gerek Vi gington'da ve gerek Pariste icap e den teşebbüslerde bulunduk.» Salâhiyetli - mercilerden — aldığı- mız cevaplarda bu rakkamın nihal ve kati bir mânâ tazanımun etme- yip, Paris'te Avrupa iktisadi İşbir Jiği teşkilâtında cereyan — edecek yeni tetkik ve müzakereler sıra - sında tadil olunabileceği ifade olun du, Biz yurdumuzun iktisadi inikân- darını ve ihtiyaçlarını yakından bil diğimle ve milletlerarası — işbirliği zihniyetini samimiyetle benimse - diğimiz için programlarımızın kar gılıklı geniş — faydalar sağlıya- cağından emin bulunuyoruz, — Bu emniyet ile de hem Paris'teki teş- kilâttan, hem de Amerikan işbirli &$ ideracilerinden daha fazla — bir anlayış ve müzaheret bekliyoruz. İktisadi ve askeri yardım Avrupa iktisadi. işbirliği — içinde Türkiyenin bu günkü durumu hak kındaki izahım — sona ermiş bulu- nuyor. Bu münasebetle herhangi bir iltibası bertaraf etmek için be lrteyim ki: Türkiye ile — Birleşik Amerika devletleri arasında tem « muz 1947 tarihinde akdolunan yar dım anlaşması gereğince yapılmak ta olan askert yardım ile Avrupa iktisadi. işbirliği çerçevesi — içinde gördüğümüz ve göreceğimiz yar - dım arasında bir alâka ve müna- sebet yoktur. Askeri yardım, ayrı bir rejime tabi olarak, iki memle- ket arasındaki güvenin ve dostlü- gun kuvvetli bir müeyyidesi olmak üzere devam etmektedir . | İşin bundan sonraki safhaların- dan icabettikçe — basınımıza — bilgi vermeyi vazife edineceğim.> Pr. Kemal Nu Haseki — haslahanesi cilt ve Zührevi hastalıklar Mütehaa- sısı Beyoğlu Asmalımescit No mre Kemal Tuncel'in Eminönü kon- (Devamı var) gresinin gayri meşru olduğunu i- 11/2 Tel: 42324 saat 16 - 19