18 MART 1949 O Rurika Rusya'yı itham ngiltere Devlet Bakanı ı Mister Neil, Avam Kama- rasında beyanatta bulunarak Bul- garistan, Romanya ve Macarla. fanın barış andlaşmalarını ihlâl ettiklerinden gikâyet etmiştir. Fakat Bakana göre bu memle- ketleri bu hınk.l"rhd:ı:('âşl: ve himaye eden Sovyet Rusya- iîrhnn güvenerek muahede hü- ümlerini bozabilmişlerdir. Fer- # bürriyeti ve din serbestliğini altüst etmişlerdir. Muhalefet par Ülerinin susturulması bilhassa dikkati çekecek bir hâdisedir. Bulgarist: _mJa Ciftçi partisi tas- fiye edilmiş gibidir. Tagiliz Bakanı yalnız üç devlet- ten bahsetmi'ştir. Hakikatte is. bu anlattıkları yalnız Rusya pes ki olan bu ülkelere münhasır de- r. Yuzoslavyada durum Bul- tandan vek farklı değildir. Maresal Tito'nun Sovyetlerle a rası arılmakla ve Kominformanın rozuna uğramatla pirünâk ol- Yugoslav- istibdat ve baskı Aör. İnriliz Dev- let Bakanı bu bahse dokunmama- sı daha zivade politik sebeplere | davanmaktadır. Yugoslavları Ba- | tı âlemi icine almak arzu ve he vesi Belgradın fenalıkları üzerin bir perde gerilmesini belki mucip olur amma Bulvaristan, Roman- ya ve Macarirtandan — ayrılması ve takbihe lâyık olmaması icin | ahlâki ve mânevf bir geben yok: tor. Hattâ bu liste Cekoslovak- ya ve Polonyaya kadar uzatılabbi. dir. duğfu sanılmamalıdır. koyu Avusturya sulhü Bir yandan Atlantik paktı ha- zırlanırken diğer taraftan da A- vusturya sulh konuşmaları, Lon- drada devam ediyor. Dört devlet Dısişleri Bakan yardımcıları bir aydır boş yere oturumlar, tartış- ma ve çekişmelerle meşguldürler. Müzakereler bir adım dahi ilerle- memiştir. Yugorlav murahhası Karen- tu hakkında İstediklerinden yani | © parçanın Avusturyadan ayrıl- masından vazgeçmekle — beraber | muhtar bir eyalet olarak kalma- gında 1srar etmiş, tazminat tale- binden feragat etmemiş ve hu- dut tashihlerinde ısrar eylemiş- tir. Halbuki Amerika, İngiliz ve Fransız delegeleri bu noktaların hiç birini kabule yanaşmamışla: dır. Avusturyanın, ufak da olsa, tazminat ödeyecek durumda ol- | dığına kanidirler. Karentu ve Avların azınlık statüsünden fay | ması hakkındaki Yugosla rini destekleyen Sovyet-| lerden Anelo - Sakson murahhas- | abil bir proje hazırla- | masımı ve teklif eylemesini mislerdir. Halbuki Rus delege | böyle bir tasarıyı sunmaktan is- tinYAf etmi Bu şartlar altında ve bu hava İcinde durum olduğu gibi kal- makta ve hiç bit ilerleme kayde- dilmemektedir. — So A-| ryada sulhun teessüsüne ta- taftar oldufu şimdi çok süpheli Bö-tinlüyor. Moskova, Belgrad ile men Belgradın bütün Lonârada de: te hedefi güdüldüğü lar mu imte er n kavga vi enler klemektedir. Böy küş varmak acıktır. e bir tasla ik Hem #ulhun teesstis etmemesini ve bi naenaleyh Rus askerlerinin Avn: turyadan çek'lmemesini mak hem Maresal Titoya muarız olanların eline Rus dostluğu hak kında fiili ve kuvvetli deliller Akabada Dünyada tatsız temas ve çar- pışma noktaları pek azmış gibdi İfuk, İran, Boğazlar Rusya ve peyklerini itham ediyor Vashington: 17 (ALA.) — cafp: Amerikan — dişişleri bakanlığı dün Bulgar, Macar ve Rumen - hükü - metlerini 17/9/947 tarihli sulh an- laşmasım ve bilhassa 1— Medeni haklar ve başlı insan hakları, 2— Silâhlarma ve silâhb — kuv- vetlerin tahdidi, 8— Birleşmiş — Milletlere — dahil memleketler — tebalarının — malları- | ni ve iktisadi menfaatlerini koru - mak Lakkındaki — maddelerini gö- ze batar bir şekilde Ihlâlle İtham etmiştir, Birleşik Amerika hükümeti, b ihlâllerin bütün mesuliyetinin Bul- gar, Macar ve Rumen hükümetle - rile «bu durumu yaratmakla yetlerin oynadıkları - rolden dola- yı> Sovyetler Birliğine ald olduğu kanaatindedir, Binaenaleyh dişişleri — bakanlığı, Amerikan — hükümetinin 15/9/47 tarihli sulh anlaşmasının kenüüisi - ne verdiği bütün haklardan ve bilhassa bahis nevzuu sulh — and. laşmalarının tefsiri ve tatbiki hu- susunda münasib usullere başvu - rulması hakkında istifade edecek - tir . General Girand dün def nedildi Faris: 17 (A.P.) — Bugün »e nera. Henn Honore — Ctraul çu yaynan millf cenaze törenini U r gecn hükümet mensuplaı ve aakeri gefler hazır lardır. Dini töreni müteakip generalin nüşı cİnvalidesre gömülmüştür, Ankarada bir şoför ç yıla mahküm oldu Ankara, 17 (Hususi) — Geçen gün Niran isminde on altı yaşın- | okuldan / evine | yi giderken çiğneyen şoför üç sene | hapse ve yüz elli lira para ceza- sına mahküm olmuştur. her an bir infilâke imkân ve mahal verec tehlikeli noktalar iken, yeni İs- rail devlel teşebbüs ve har ketile Akaba'da bu hassas böl: rasıma girmiş bulunuy n'n Bilindiği gibi İngilterenin kabada ufak bir müfrezesi v Şimdi bu ket'alar takviye ed'lmiş tir. Hattâ İngiliz kuman na verilen talimatın bir İsrail hükümetine I Vdi reketten mak: Bür! nesince t imiştir. at İngilter rumu hakkında Yahudi hüküm tince kesin bilgi e di İngiliz askerleri her hangi b tecavüze karşı şiddetle mul: | edeceklerdir ve bu yüzden doğ: bilecek vahim akıbetler üzerim lilerin dikkat nazarı çekilm tir. Bir taraftan da İsrail Dış leri Bakamı Ame-ikanın tutmuştur. Londrada iyi bir ka bul bulamıyan İsrail, kend'sin | Vaşingtonda destekletmek iste- | mektedir Filhakika kuruluşu u nında bu oyuna muvaffak oldu ve | İsrail devleti kurulduğu iddia e- dilir edilmez Mister Truman b hükümeti tanıdı. Londra, fifi durumu bile cn geç kabul eden lerden oldu. Fakat Akaba İşinde İngiltere çok hassastır. O istika- mette karışıklıklara ve oldubitti- lere teşebblis eylemek yeni v YENİ SABAH Akdenız Paktı ve bir Rus g Örüşü Kızıl Filo,, gazetesi, Amerikanin Akdenizdeki durumunu nasıl Moskova: 17 (A.A.) — cafp Sovyet bahriyesinin - gazetesi o- lan «Kızıl filo> bugünkü — başına- kalesini Akdeniz paktının — aktedil- imaline tahsis etmiştir yayılma- makale &Akdenizde Amerikan başlı taşıyan bu de muharrir Denizof, ikinci dünya harbinin Akdenizde rin mevksini tarsin etmiş- olduğu: zu batırlattıktan sonra «bu ct koy| gnn Amerikan yapılan hummalı için yayılmı gayretlerle bu / gayretlerin Amerikan hükmü altına vazi ghtiğini ve nağı — hedef tuttuğunu kaydedi- 'or Ve şunü ilâve ediyor Akdenizde askeri Amerika'nı li Hindistanın yeni Vaşington elçisi york: (AP.) — Bir Hind sözcüsünün dün bildirdiğine göre halen Hindistanın ” Moskova| büyük ve Bi ler Genel Kurulu delegesi bul! Vijalayakşmi Pandit Vaşingt! çiliğine tayin edilmiştir. Hindistanın yenk Vaşington bü- yük elçisi başbakan Pandit Nehru' 'nun kız kardeşidir. Eski büyük el- çi Rama Rau Hindistan — Federal Bankası müdürlüğüne tayin edil - miştir. elçisi leşimş Millet tön eb İzmit demokratları arasında ihtilâf İzmit, 17 (Hususi) — İzmitte- ki Demokratlar arasında çıkan ihtilâf ve ikiliğin bir türlü zail olmaması, bilâkis artması üzeri- ne Demokrat Parti müteşebbis- lerinden Hüsnü Yaman şehrimi- gelmiştir. Bu ihtilâf ve ikiliği doğuran birkaç şahsın parti ha- yle ortadaki anlaş- mazlığın zail olacağına muh: kak nazariyle bakılmaktadır. ze rici edilmesi | mek için, Türkiye, | nistan ve İspanya'nın katılacağı bir mütalâa - ediyor? stratejik kaynakların b rika'ya nüfuz edeceğini ve deniz ve hava üslerini de Akdenizin bü- tün sahillerine yayacağını — göste- rir, Muharrir bundan sonra, Ame - a'nın yakın doğu — memleketleri- unduğu Af ni diş Ücaretinde Üstün bir yer Âmerikalıla -| tuttuğunu ve İran, Türkiye ve I. rak'ın — ticaretinde de ön — mevkil yeal ettiğini yazıyor ve — yazısına şöyle nihayet veriyor Amerika'yı idare edenler, ken W di tecavüz emellerini gerçekleştir- İtalya, Yuna- Akdeniz blokunun kurulmasını tek Vür ediyorlar. İspanya'nın da alın - bir blokun kul mas: bu blokun mütecaviz mahiye- tinin yeni bir delilidir. rkiyenin azimi durumu L 17 (AP.) — Dün ak - şara ucakla İstanbuldan buraya ge len Türkiyeye yardım idarecisi Rus) sel Dorr gazetecilere aşağıdaki de- meçte - bulünnuştur: «Yalmz savaşmak zorunda — kah- Çıklar: takdirde — bile Türkler, son! neferlerine kadar çarpışmağa —ha- zardırlar. «Türkiye halen, karşı bazırlıklı bulunabilmek için bütçesinin yarısını sarfetmek zö - rundadır, < Türkiye, bir Akdenle paktının vücüde — getirilmesi işiyle son de- rece alâkadardır.> Russel Dorr Londradan Vaşing- ton'a gitmek Üzere uçakla Birle - gik Amerikaya hareket etmek ta- savvurundadır. İzmitte paydos piyesi İzmit, 17 (Hususi) — Geçen- lerde muvaffakiyetli bir konser vermiş olan gehrimiz lise talebe- leri yarınki cumartesi günü ak- şamı, gazeteci arkadaşımız Cevat Rus — baskısına! |Fehmi'nin <Paydos> piyesini tem sil edeceklerdir. |Dünyanın sonu| gelmiştir Güney Almanyada buna inanan halk kiliseleri doldurmuşlardı ve durmadan dua ediyorlardı Berlin: 17 (Nafen) — Dün ak- şam güney Almanyanın bir. çok şehirlerinde kiliseler adam almıyor. du. Buralarda toplanmış olan Al- manlar <dünyanın sonu gelmiştir» diyor ve durmadan dua ediyorlar dı. ehaberci> İsmi altında faaliyet dcrâ etmekte — olan dini bir cemi- yet dün öğleden sonra şöyle bir haber yaymışdı: «Dünyanın — sonu gelmiştir; Hâhi haberler perşembe günü saat 11'1 tam 31 geçe dün- yanın göçüp gideceğini bildirdiler.> «Haberet> dinf cemiyetine men- sup Üyeler bütün çarşamba günü- nü halka ihtar vermekle geçirmiş- Jer ve herkesi kiliselere davet et - mişlerdir. Pildirildiğine göre, bugün — için bütün yiyecek ve gazete — sipariş- leri de geri alınmıştır. Atom enerjisile müte- harrik uçak yapılıyor Wellesley (Birleşik — Amerika) 17 (AP.) — Bugün Wellesley ko- dejinde terüplenen ilmi bir konte> Tanala öcreç veren Birleşik Amerika Atom Enerjisi”“ komiseri Robert Bacher, Atom enerjisiy te maüteharrik bir uçak İnşasının proje halinde bulunduğunu açık - Tamıştır, Bacher günları Söylemiştir: eli buçuk yıldanberi, Bizleşik Ameri- ka Hava Kuvvetlerinin nezareti al- tında çalışan Atom Enerjisi komüs yonu ile işbirliği yapan Fairehild Motör ve uçak fabrikaları, bu Shtimali İnceleniektedir. Atomlar - dan veya tabiatta keşfedilen yeni eleman nev'ilerinden elektrik ener- Jist istihsal etmek hiç değilse tek nik bakımdan mürnkündür.> Ingiltere - Mısır ihtilâfı Londra 17 Press> Misir Gençlik - Partisi — başkam Ahmet Hüseyin bugün yaptığı be- yanatta cİngiliz kuvvetleri Süveyş kanalı bölgesini işgalde devam et- tikleri müddetçe Mısır ile İngüte- re arasında hakiki bir barış ola- maz> demiştir. (AA.) <United TÜRK ORDUSUNDA LEVAZIM TEKNİĞİ ÖĞRETİMİ Amerikanın — Türkiyeye — yardım (nun ordu grubuna mensup bir zırhlı otomobil öğretmeni (sağ gimdi bir de (Akaba) dâvası 07-| genç idare için tehlikeli olabilir. | köşede) Ankara Türk. Ordusunun taya çıkmıştır. Berlin, Avustur- Levazım Okulunda İlevazım pere ya, Kore, Yunanistan, Arnavur- DİPLOMAT soneline kazma ve tamirat işlerin ye ç A ( |ei “HAZRETİ ÖMER Yazan: Ebâü Talka, 'bUZ n di 'tediğini işaretle bildirdi; ona döndüler; Ömer ve Ebü Bekir söz — Ey halk, kim Muhamm tay a bilsin ki Muhammed öldü ve kim Allaha tapıyorsa L ki Allah ölm a Uhud savaşında «Mu: hamm i!» diye bir £ ld n Allah tara- fından n n 1 münâda o t 1: «Muhammed r; Oondan evvel nice resül miştir. O n n Her kim geri mez; Allah Müslümanlığın Bükrünü edenlere mükâfat ede- gektir.» Orada hazır bulunanlar bu â- yeti bir çok defalar işittikleri krarladıkları halde şaşkın KADIRCAN KAFLI lıktan - hatırlıyamamışlardı; Ö- i idi; fakat E- ından bir defa aklı başına gel- mberin ölümüne Hz. Muhammed, sen mut- laka öl. ve onlar yâni kâ firler de mutlaka öleceklerdir.» Halk Med ve lerce İnsan göz yaşları döküyor lar, hıçkırıyorlar, y Üsamenin ordusundan bay - raktar ve iki asker gelip bayra Zı Hz, Muhammedin üi e- vin kapısına diktiler. Bu sırada Abbas, Ali ve d ğer ev halkı, Hz. Peygamberi yıkayıp kefenlemek için haz lıklar yapıyorlardı 15 Halifelik dâvası, Hz. Muhammed sağlığındı kendisinden sonra kime biat Tefrika No. 21 6 bir — vasiyet mamıştı; - bunun İçin der- hal ihtilâf başladı. Medi Mü: ına k lduk ilk halifen hakkında Bebep Arap kavminin idaresi diye kadar nde idi; bu Ayseyo Allahin r halife seçe yin ederdi? — Evvelâ Ebu Bekiri, kendisine k olmaydı kimi tâ: Bonra otomobilin Şaftanın nasıl kaldırılacağını göz termektedir, Gönderilen Aznerikan dc kullanıları Bir zırhlı levazım — malzemesinin — artması, 'Türk personeline zırhlı otomobil - ler, toplar ,tanklar ve salrenin Ömeri, sonra Ebu Ubeydeyi. Bir çok hadislerde Ebu Bekir, Öme Alinin halife ola; telmihler Ebu ge- lâkin Osman ve kında Ömer ve Osmanın Bekirden sonra bu makamı çeceği de az çok belli idi; Ebu Bekirle Ali'den hang vel veya sonra olacaktı? Bu nokta hakkında hiç bir telmih yoktu, Henüz Müslümanlığın — açı! lanmadığı ve Hz. Muhammedin hayatının tehlikede bulundi Peygamber m hak dini ya: yaymak işini kim Ü- yardı; u Ben öl şatmak ve ır ve mühim bir ti ki; Ey Allahın resulü, bu u da olsun! Muhammed p 1 kucak nim halifemi aman H, k lan A Sen b Muhammed I plantılardı Ömer beydeyi tu hemen Ebu Be lunda, Ebu | karşısında ölmeden bir kaç gün evvel Bakımlle İlgili programın — İnkişaf| ettirilmesi yolundakl karara açmıştır .Mayıs ayında Okul lik'deki daha büyük bir binaya nak yol t BAYFA :8 Gurur Veren Bir Yıldonümü © şte Türk zaferler Bilsile- sinden birisi daha: 18 Mart... Şair Mehmet Âkl- fin dediği gibi: Eski dünya, yeni dünya bütün akvamı beşer Kaynıyor kum gibi mahşer mi hakikat mahşer cihanın — duruyor karşında beraber bakı- yorsun Kanada Cihanın yedi ıkliminden gel - miş olan mahşeri bir kalabalık. Silâh, malzeme ve insan bakımın dan üstün bir düşman topluluğu karşısında bir avuç Mehmetçik. Onun topu tüfeği yalnız kalbin- deki imanıdır. Bomba şimşekleri — beyninden inip her siperin Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin Yedi iklimi | Avstralyayla O, garapnel yağmuruna tevek- külle bakıyor, imanı sarsılmadan düşmanın bu hücumlarına kar; bir kaya gibi duruyor ve her hü- cumu kahramanca püskürtüyor- du. Tarih boyunca harb meydan- larında Türk kuvvetlerini hiç bir zaman yenmiye muvaffak olamı- yan garp dünyasının mağrur ku mandanları bir kere de Çanakka- lede talihlerini denemek istemiş- lerdi. İngilizlerin iki torpito gan botu, 16 torpido muhribi, B3 sı- nıfından mütcaddit denizaltı, 6 ihtiyat torpido, Fransızların 4 zırhlı, 6 hafif kruvazör, 7 torpi- do, 6 denizaltıdan mürekkep bir müttefik filosu 23 eylülden itiba ren Çanakkale önünde toplanmı- | ya başlamışlardı. Zamanla takvi- ye edilen müttefik donanması E- ge denizindeki faaliyetlerini art- tırdıkları gibi şubat ayı içinde de Boğazın giriş istihkâmlarına şid |detli hücumlara girişmişlerdi. A- |miral Karden kumandasındaki 12 muharebe gemisi, 7 kruvazör ve otuzdan fazla çeşitli harb ge- milerinden müteşekkil düşman filosu 12 şubatta Boğaz tahkima tını müthiş bir mermi yağmuru- 'na tutmuşlar, fakat her defasın- da Türk topçusunun şiddetli ate gile karşılaşmışlardı. Giriş istih- kâmlarının tahribi Üzerine 18 marita kat'i bir hücuma geçilme sine karar verildiği gibi Rusya ve Yunanistan da büyük kuvvet lerle bu harekâta iştirük edecek- lerini bildirmişlerdi. 18 Mart sabahı pek erken keş fe giden bir uçağımız, Bozcaada civarında düşman donanmasının Boğaza doğru hareket hazırlığın da bulunduğunu haber vermiş - ti. Bu haber, muhtelif göz. postalarının raporlarile ehemmi- yet ve ciddiyetini arttırmıştı. Bü- tün vazifedarlar, Z. geçen gecelerin yorgunluğunu hisset -| meksizin her şeyi hazırlanmış 0 lan vet toplarının - başına, büyük bir sevinç ve itimadla geç mişler, bu pek mukaddes vazife fedakârlık saatlerinin yaklaş- masını zafer duygularile mesuda ne karşılamışlardı. İstihkâmların içinde dindarâne bir fanliyet var dı.Cemaatle kılınan sabah namazı na, iş başındaki nöbetçilerden ye tişemiyenler namazı eda için te- ker teker koşuyorlardı. İnce bir sis tabaka çam ağaçlarının koyu yeşil İgölgeleri altında, gelişi güzel kıblelerine dönerek, kalblerinden Jeme uyku: âne unın örttü coşan ibadetlerile her şeyi ya tan Tanrıya lazarruda — bulunu- yorlardı. abahın saat 8.30 idi. Daima | mahkeme: “Yazan Cemal Yener ı torpitolarla gözetlenen medhalin gerisinde 8 zırhlı, 1,kruvazörün bulunduğu anlaşılmıştı. Hal ve vaziyet fevkalâde mühimdi, Bü- tün neferler Boğazın dar medha linden doğru sarkacak düşmanı gözlüyordu. Hava gayet güzel, deniz sâkin, gökyüzü berrak ve lekesizdi. Havanın bu hali dü manın lehine olmakla beraber bu ne güzel bir muharebe günü idi?... İnsanı üşüten soğuk veya bayıltan sıcak, hedefi saklıyan sis ve pus yoktu. Boğazın dışın- da İmroz.-'dan Bozcaadaya ka- dar bütün ufuklarda asabi ve acül bir faaliyet görülüyor, bir çok torpitolar sağa, sola doğru koşuyorlardı. Saat 10,30'da dördü geride ol- mak üzere 10 zırhlı ve müteaddit torpitodan mürekkep iki kuvvet li düşman fırkası Boğaza doğru ilerliyordu. En önde — Suiftşon, arkada da Agamemnun, Lord Nelson, Çuine Elisabeth, Enflek sibi, P, Jorj zırhlıları bunların ge risinde de heybetli birer filo gi- bi beş torpido Seddilbahir hiza- smda görünerek büyük bir gu- rurla Boğazdan girmiye başlamış lardı. Gemilerden bir kısmı Ana- dolu, bir kısmı “Rumeli sahilini takip ediyor, ortada da en kuv- vetli gemiler gidiyordu. 11415 de Suiftşor zırhlısı ilk mermisini Halileli sırtlarına at- mıştı. İntepe grupunun mukabe lesile beraber, zaferle bitecek o- lan şu büyük muharebenin birin ci safhası da açılmış oldu. Bir müddet sonra birinci harb gemi- leri grupu tamamile saffı harb şeklinde açılarak ilerlemiş, Fran sızlardan mürekkep olan ikinci grup ise Seddilbahir önünden çı- karak medhalden içeriye girmiş- ti Düşman ilk zamanlar teenni Te hareket ediyor, ateş taksimini pek muntazam . yapıyordu. Enf- leksibi, Rumeli Mecidiye tabya- sına Çuine Elisabeth dretnotu da Anadolu Hamidiye istihkâmı na ateşe başlamışlardı. Çok geç- meden bunu diğer düşman gemi lerinin şiddetli ateşi takip etmiş- ti. Müttefik gemileri bataryaları mızın muntazam ve soğukkanlı mukabelesine pek köpürmüşler- di. İki tarafın da ateşi hakikaten mukavemet edilemiyecek derece de idi aleden çıkan yan- e kesif duman bu- rı istihkâmların üstünü hey betli bir şekilde örtüyor, obus ve sahra b &z patlayışları korkunç bir uğul Çanal ataryalarımızın da. fasıla İstanbul Asliyo 6 ncı Hukuk Yargıçlığından: 948/1682. Davacı: Fındıklı Setüstü Narlı Çıkmazı 1/2 numarada Servet Şatsıman tarafından davalı Ga- lata Kefeli Hüseyin han birinci kat 9/8 No. da Mustafa Şatsı- man aleyhine açılan boşanma da- vası için davalının 2/3/949 çar- Şamba saat 10,30 da davalının e hazır bulunması lü- Üze- rine davalının o gün gelmemesin- den hakkında gıyap kararı itti haz olunmuş ve bu karara ait ih- barnamenin bir nüshası da mah- keme divanhanesine asılmış ol- makla keyfiyetin 15 gün müddet- Te İlânt için yargılamanın 8/4/949 cuma saat 10,30 a bırakılmış ol- duğu tebliğ yerine geçmek üzere zumu ilânen tebliğ edilmes 18 Mart Çanakkale Zaferi Yıldönümü tu halinde Çanakkale ufukların- da mahuf akisler yapıyordu. Saatler ilerledikçe muharebe kızışıyor, Mehmet Âkifin dediği gibi: © ne müthiş tipidir savrulur ankazı beşer Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak, Boşanır sırtlara, vadilere sağ- nak sağnak. Çanakkale Boğazı mahşeri bir hal alıyordu. Sabahın saat 11 in- denberi devam eden müthiş sa- vaş artık son ve kat'i bir safha- ya yaklaşıyordu. Her iki taraf da vücudun beyne giden his si- nirlerini faaliyetten çıkarmışlar, yalnız bir makine gibi işliyen uz- viyetlerile mücadeleye başlamış- lardı. Her hangi bir bataryamızın erlerinden birisinin şehit düşme- sile meydana gelen boşluklar, der hal cehennemi bir ateş altında başka yerden koşarak gelen er- lerle ikmal olunuyordu. Bütün Çanakkale kahramanlarının sü- künet, şevk ve gayretleri batar- yaların ateş süratini sulh zama- nındaki talimlerine nazaran bir kaç misli arttırmıştı. Denizde ve karada su ve toprak sütunla- rı birer şan ve şeref âbidesi gibl yükseliyordu. Düşman Boğaz ta- arruzunun en zor kısmına gelmiş ti 16 zırhlı, 3 kruvazör Türk is- tihkâmlarına durmadan mermi yağdırıyordu. Erenköy önünde bir duman görülüp kaybolması düşman gemilerinden birisinin sulara gömüldüğüne ilk işaretti, bu esnada on iki isabet alan Bo- ve zırhlısı da son dakikalarını yaşıyordu. Bir kaç dakika sonra © da korkunç gürültülerle bata - rak sularda kayboldu. Bu sırada Türk topçusunun hediye ettiği güllelerin hemen hepsi düşman donanmasının güvertesinde patlı yor ve bunu şiddetli - infilâklar takip ediyordu. Müttefik donanmasına mensup en mühim gemilerden bir kısmı- nın batması, bir kısmının da a- ğir hasara uğraması üzerine do- nanma kumandanı akşam üzeri filosuna ricat emrini vermek meo buriyetinde kalmıştı. Bu mağrur armada kaçarken de Türk topçu- larının hatıra olarak savurduğu bir kaç merminin - isabetile iki zırhlısını daha Çanakkale - sula- rında bıraktı. Boğazı kucaklıyan — sırtlardan Mehmetçiğin zaferi “müjdeliyen İboru sesleri akisler yaparak gök ilere yükselirken, kaçmakta olan İmağrur müttefik #ilosunda bir ;suhn da hatıra defterine şu sa- | tırları yazıyordu: «Çok şükür şu meş'uni boğaz- dan ucuz kurtularak çıkabildik» (18 Mart 1915). TEŞEKKÜR Çok sevgili babam Pr. ÂKİL MUHTAR ÖZDEN'İ ebedi istirahatgâhına kadar teş- yi eden aziz dostlarma, — sevgili falebesine, bizzat galerek, ç — >k göndererek, telgrafla ve mekup- la büyük kederimize iştirâk et- mek lütfunda bulunan muhterem zevata: Halam Naciye Muhtar Özden Amcam Dr. Kemal Muhtar ve eşim Haldun Sarhan ils birlikte derin şükranlarımızı arzederiz. an Aliye Haldan Sari Çok sevgili babamı ilân olunur. (AZİ) | ç. AKİL MUHTAR ÖZDEİ de kendisinin yerine cemaate — Evs kabilesi bunu kendileri uzun rahatsızlığı sırasında ge imamlık etmek vazifesini Ebu — çin tehlikeli buluyor; eski düş M EVE BT || gündüz bir gün dahi bırakmadan Bekire lâyık görmü: manlığım — hortlamasından ve| Eebak Adliye Nazırı ve eski| , y 0 O babamın ve ailemi- Medine halkı iki kabileden i- Hazreçlilerin nüfuzu altında e-| Kastamonu Mebusu merhun zin aziz dostu sayın Prof. — Dr. baretti: Eva ve Hazreç... Bun- zilmekten korkuyorlardı; kendi| — NECMEDDİN (Molla) Necmeddin Rifat Yarar'a ve bir lar kardeş çocukları idi; uzun — reizleri halife olmadıkça Mek- KOCATAŞ'ın 'evlât gefkatiyle kendisine geceli zaman aralarında kavga eksik ke muhacirlerinden birinin ha-İ mübatek ruhuna iİhda edilmek | gündüzlü bakan sayın Dr. Zeki olmamıştı: ancak Müslümanlık- life olması onlar için daha iyi | üzere ölümünün kırkıncı gününe | Sıtkı Köseoğlu, Prof. Dr. Reşaf tan sonra tam bir barış içinde — idi. Bunun için Eva kabilesinin | tesadü eden 19 Mart 1949 cu-| Garan, Prof. Dr. Süheyl Ünver, yaşamıya başlamışlardı. Şimdi — reisi Üseyyid bin Hadir hiç ko-| martesi günü Beyazıt camli şeri- | Prof. Dr. Mehmet Osman Sakn, Muhacirler. gaşkm bir halde - nuşmuyor Saad bin Ubadenin | finde ikindi namazını müteakip| Dr. Petro Konti ve rahatsızlığı- ken toplanıp halifeyi kendi ara- niyetinin açıklanmasını ve böy| hatmi şerif duasiyle birlikte aziz| nın muhtelif safhalarında — ken- larından seçmiye karar verdi- lece Mekkelilerin onlara olan| Peygamberimizin velâdeti seni- | disini tedavi ve teselli etmiş olan ler. Beni Sâide avlusuna gittiler. — güvenlerinin sarsılmasını İsti- | yeleri menkibesinin kıraati mu-! sayın Prof. Dr. Nihat Reşat Bel- Hazreç kab in relsi Saad yordu. karrer bulunduğu cihetle keyfi- | ger, Prof. Dr. Naci Bengisu, Dr. bin Ubade ağırca hasta olma Saad bin Ubade diyordu ki: | yet bütün dost ve hısımlarının| Orhan Toros ve diğer meslekdaş- na rağmen orada bulunuyordu; Medineliler, Müslüman | ye iştirâk a Ja bulunan ze- | larına en derin şükranlarımı are bir örtüye bürünmüş yatıyor- — Jık sizin kılıçlarınızın gölgesinde | vatın ıttılaına arzolunur. zederim. dü büyüdü ve yayıldı; siz bütün Merhumun Allesi Aıi,ı»ııu.ıun Sarhan and'ın hastalıktan sesi çık- — Arap kabilelerinden daha geref BE T mıyordu; sözlerini başka birine Ni ve yükseksiniz. Hz. Muham-| söylüyor, o da gür bir sesle et- —med nice yıllar kendi kavmi İ r-__—l__- 4 raftaki kalabalığa tekrarlıyor- — çinde hak dini yaymak için v du, Güneş battığı ve heni raştı; çoğu ona inanmadı, ezi- |) ype: ..: .. B S | gu, Güneg batağı ve heniz ey Yt çöv o Te Sa|4 Bütün İDünya Okuyucularına bir ateş yakılmıştı; beyaz v nalmış halde iken siz onu can yah bornuslara sarınmış olan — ve baş vererek, malınızı bağışlı Okuyucularımıza, İPEK SİNEMASINDA parasız — olarak «Bir Yüz kadar insan merak ve he- yarak korudunuz. Hz. Muh: Memlekot Nasil Yükselir?> sdlı bir kültür filmi göstermek istemi anla dinliyorlardı. Sakallı med sizi bütün kabilelerden DAT ER Takalmz, biyıkli biyiksiz eziner” “Hattii kendi' kavzülnden “üstün |i Ve devetiyelerimiü tersia'lante Fakat, Bleliye, parana ve e bi yılalığm yaretlığı ” tutup zon nefesine kadar ara- İi biletsin 'bir film güstürmenln imllağai, olduğumn ileci nik bir endişe veya ihtiras o- — nızdan ayrılmadı. Hiz. Peygam- İ kültür filmini davetlilerimize göstermemize müsaade — ölmemiştir. Sörü berin ashabını da sizler himaye |Ü| Okuyucularımızdan özür dileriz! Hazreç kabilesinden - olanlar — ettiniz. Hi Muhammed aizler- () — yiüdisonin çok ontarasan teforrüntmi ve filmin meyauunu, Bütün mutlaka kendi, relslerinin hali- —den razı olarak âbirete göctü. p o aa e l L n fo olmasını latiyorlar; zaferle- — Elbet onun halifeliği sizin hak- rinden di emin — görünüyorla kınızdı! (Devamı var) Bruna