İKTIB Çin ihtilâlin Çeviren: N. K. — Çekoslovakyanın — sukutu, Çin'in hezimeti - yanında ehemmiyetsiz bir hâdise- dir. Bununla beraber ga- riptir ki soğuk harb cep- hesinde kolay bir zafer vehmine düşen — Avrupa, bu misli görülmemiş felâ- keti mühimsemiyor. Bu hususta bir izah ve maze- ret şekli bizi tatmin ede- mez; zira artık Çin'i bi daha geriye almamıza im- kân kalmamıştır. K çaiat Lderi M0 Te Tung'un elde etmeğe mu- yaffak olduğu zaferden sonra bugün Çin'de, tefsiri gerçekten müşkül bir sükün hüküm sürü- yor. Bu sebepten dolayı artık bu memleketin, alabildiğine genişle- mek istidadı gösteren soğuk harbdeki durumunu tetkik etmek imkân dahiline girmiştir. — İki yıl önce M. Walter Lipp- mann, Rusyanın soğuk - harbi kaybettiğini söylüyor, Birleşmiş Milletler ordusuna mensup — ko- mutanların, âlimlerin, iktisatçıla- rın hulâsa aklı başında bütün demokratların komünizmden nef- ret ettiklerini ileriye sürüyordu. Kalbuki Lippmann'ın, mucizeye pek benziyen bu iddiasının — boş olduğunu, zaman bizo göstermiş bulunuyor. Daha düno kadar Rusyanın demokrasi dünyasın- dan ürkerek müdafaaya geçmek zorundâ kaldığını haykıran salâ- hiyetli ağızlar, şimdi ihtiyatlı davranmanın lüzumundan — bah- setmeğe başladılar. -Artık bası- nin, dünya barışını mutlak su- rette tesis edebileceği fikri, tat. h bir rüya halinde dağılıp tü- kenmiştir. Şimdi Lord Astor'un Biyasi sözcüleri şu yolda bağırı- yorlar: «Son üç ay zarfında, komü- nizm, Rus ihtilâlindenberi ilk de- fadır ki muazzam bir zafer ka- zanmıştır. O, Çin'in yarısını zap- tetmek suretile diğer yarısını tehlikeye düşürmüştür. Kat'i ne- ticeria tahakkuku için aradan yıllar geçse bile, sonunda zafer, ergeç Moskof'ların lehinde tecel- li edecek gibi görünüyor. Bun- 'dan böyle Çin, düşman safına geçmiştir. Bu hadise, felâketlerin €n büyüğü sayılmalıdır. Zira bu sayede düşman, geniş bir arazi- ye, bitip tükenmez kaynaklara ve 400 milyon insana sahip ol- Muştur. Yine bu hâdise, Sovyet Imparatorluğuna, Pasifik Okya- nusu Üzerinde, geniş bir kapı aç- mıştır.> Vaziyeti inceden inceye tahlil eden <Observer» gazetesi, bu hâ- dise yüzünden milletler müvaze- nesinin tamamile bozulduğlunu; Japonyanın 1941 — 42 savaşın- da kazandığı muvaffakiyet de dahil olduğu halde, gimdiye ka- dar Birleşmiş Milletler manzu- mesinin bu çapta ağır, bir dar- beye maruz kalmadığını belirti- yor, <Observer> e göre endişe ve- rici taraf; Batı Avrupanın «Bu muazzam felâket> karşısında ta- kındığı kayıtsız tavırdır. Bu ga- zete, 11 ay önce vukua gelen Çe- Xoslovakya hâdisesinin, Birleşmi Milletlerin vicdanında daha belir- li akisler yaratmış olduğuna i- Baret edörek sızlanmaktan Kendi- sini alamıyor. Şüphe yok İi Çekoslovakyanın sukutu, Çin'in inhidamı yanında ehemmiyetsiz bir hâdiseden baş- ka bir şey değildir. Bununla be- raber gariptir ki, soğuk harb cephesinde kolay bir. zafer veh- mine düşen Avrupa bu miali gö- Tülmemiş felâketi mühimsem yor! Bu hususta hiç bir izah ve mazeret şekli, bizi tatmin ede- mez; zira artık Çin'i bir daha ge- riye almamıza imkân kalmamış- tır, Bununla beraber Mareşal Ti- to ile Kominform arasında a. Mansız bir çatışmanın vukubul- duğu bu sırada Avrupa - basını, ÖMRÜ ASLAR | 5 den sonra.. «Halk Demokratları» — Blokunun çözüldüğünü iddia ediyordu. «Ti- tizm>, Batılı Demokratların yegâ ne teselli kaynağı kesilmişti. Çin- deki komünizmin Yoğuslavyadı kinden pek farksız olmiyacağı sanılıyordu. 3 Halbuki Timos -gazeteki, nöş- rettiği bir makalesinde artık bu ğini haykırıyor. Hiyasetini uzun uzadıya tahlil e- den Times, sözü yine Çine geti- rerek göyle diyor «Acaba Çin komünistlerinin hedef tuttukları gaye nedir? Çin komlinist partisinin yedinci kon- gresinde bizzat beyanatta bulu- nan Mae Tse Tung'a göre bu ga- kişaf seyrini tamamlamaktan barettir. Zira şimdilik Stalin, gi ya burjuvaları değil, fakat em- peryalistleri temizlemek - istiyo Rus> ihtilâli, hususi mülküyeti, muvakkat bir zaman için alıko! mak niyetindedir. Çin'de ilkönce, Kremlin'in idaresi altında bir ko- alisyon hükümeti kurulacak ve daha sonra yavaş yavaş gerçek komlnizmin tahakkukuha çalışı- lacaktır. Bu fasavvura göre, komünist ihti ak bir ihtimal halinde görünmesine rağmen, iki — esaalı noktayla karşılaşıyoruz; evvelâ komünistler, kabul ettikleri plân ların gelişme tarzı nasıl bir gekil alırsa alsın, devlete milessir ol- maktan geri kalmıyacaklardır. Saniyen, Rusya dışında komi nizmin prensip ve mahiyetinin değişmemesine gayret edecekler- dir. Bu suretle görüyoruz ki Rus- yanın kölesi vaziyetine düşen Çin, soğuk harbin devamı müddetin- ce, yabancı müdahalesine kayıi- sız kalarak şükün icin?e faali- yetine devam edecek ve ergeç patlayacağını umduğu — «Kanlı ihtilâle» kadar burjuva nizamın- dan rahatsız olmadığını göster- meğe çalışacaktır. «LaTribune des Nations: dan Yorganci ve hallaçların kongresi Mahdut mes'uliyetli İstanbul Yongancı ve Hallaç san'atkârları İstihlâk Kooperatifinin 49 yılı kongresi dün saat 10 da Eminö- nü Halkevi salonunda yapılmış- tır. Kongre başkanlığına üdaf Bukağılı seçildikten sonra yöne- tim kurulunun yıllık faaliyet ra- poru ile mürakabe heyetinin yıl- lık malf bilânçosu okunmuş ve ekseriyetle tasvip olunmuştur. Bundan sonra yardımlaşma san- dığının kurulması için yeni idare heyetine salâhiyet verilmiş, söz alanlardan. Kâmil Kartal idare heyetinin yaptığı bazı işlerden #ikâyet etmiş, ortakların her za- man istedikleri miktar mal alma- diklarını söylemiştir. Bu tenkide karşılık olarak ko- operatif müdürü Kâmüran Sar- gut cevap verdikten sonra idare heyeti seçimine geçilmiş ve geçen seneki idare heyeti aynen ipka olunmuştur. İdare heyeti, Salih Şener, Ali Bal, Hüdat Bukağılı, Hilmi Konuralp, Yaşar Dikii Ahmet İmren, Alımet Küçük- ten ibaret olarak teşekkül etmiş- tir. Merhum Saim Ergene- kon dün defnedildi Evvelki gün vefa' eden Demok - rat Parti İçel Milletvekili Salm Er genekon, İstanbul milletvekillerin - Gen Faruk Nafiz Çamlıbel, - Senihi Yürüten ve Eskişehir milletvekili Komal Zeytinoğlunun hazır bulun- dukları bir törenle dün defnedilmiş dir. Sabah saat 10.80 da Nümüne hastahanesinden alınan merhumun| 'Da'şı Erenköyde Zihni Paga camil- ne götürülmüş ve kurada namazı kılındıktan sonra Sahrayı Cedidde, KA ebedi istirahatgühina — tevdi e- Mü ditmiştir, Ti Yazan: Esat Mahmut KARAKURT — Morgtan mı? — Evet! Savcı telefonun başına geçi- yor hemen!... Konuşuyor şimdi heyecanla?... Öbür tarafın ne Böylediğini işitmiyoruz amma, savcının verdiği cevap ve bu es nada yüzünün aldığı manzara- |dan, mükâlemenin ehemmiyetli Pir mevzu üzerinde cereyan et- 'tiğini anlıyoruz. — Evet diyor, ya öyle mi?. ., Demek parmak izleri de teta- buk ediyor... Evet!... - Peki © halde mesele yok... Şüpl Piz!... Pekalâ!... Teşekkür ede- Fima efendim!... Yalnız rica ede Fim, raporları da hemen gönde- Tiniz!... Güle güle efendim!... Telefon kapanıyor. Oda şimdi, insanın ensesine . yapıştırılmış yaş bir bez gibi, ürpertici bir - sessizlik dir... Savcının tekrar gelip ması nın başına geçtiğini görüyoru Birdenbire başını kaldırıyor ve gözlerini, hayatında bu ana ka- dar hiç bir İnsan tarafından bu derece cüretkârane bir gekilde hakarete uğramıyan ve yediği bu anf darbenin tesirile, hâlâ kendini toplıyamamış görünen Ekremin gözlerine götürüyor. — Gerek Morgun tanzim etti- ği rapor, ve gerek tabanca Üze- rindeki parmak izlerinin müte- hassıslarca yapılan tetkikinin verdiği netice, Cemilenin tabaz- cayı kendisinin ateşlediğini gös termektedir diyor, bu vaziyeto göre, artık tahkikatın devamı- içinde- C ŞEHİR) - HABERLERİ - Bir yolsuzluk iddiası daha.. D. Havayolları Pire acentesinde teftiş yaptırıldı Devlet Havayollarının Pire a- centasında bir yolsuzluk olduğu Havayolları müdürlüğüne ihbar edilmiş ve Umum müdürlük işlet- me müdürü Rıdvan Bora bu üşin tahkiki için bir müddet evvel Pireye gitmiştir. Aldığımız malümata göre, Pi- rede hem Denizyolları v& hem de Havayollarının acentası Ha- lük Hanaylı adında biridir. Bir hafta kadar evvel şehrimize gel- miş olan acenta hakkında yapı- lan teftişler neticesi bir raporla bildirilmiştir. Maamafih acenta- hık yüne Halük Hanaylının uhde- sinde bulunmaktadır. ) Bu arada acentanın Piredeki işini kendi adamına birakıp kerlik vazifesini yapmak üzere memlekete de döndüğü — söylen- mektedir. Kasim Gülek dün uçakla Romaya gitti Eski Ulaştırama Bakanı Kasım Gülek, dün saflah uçakla Romaya hareket etmiştii Kasım Güleğin seyahati tama miyle husust mahiyettedir, Vali bugün basin toplantısı yapiyor Vali ve Belediye Başkanı Dr. Lâtfi Kırdar, bugün saat 16 da Vilâyette bir basın toplantısı ya pacaktır. Vali, bu toplantıda Süt- lüce faciası hakkında da basına izahat verecektir. San'at Dostlarının çayı Haber verildiğine göre, san'at kârları bir araya getiren san'at dostları cemiyetl Ses tiyatrosu Splandit lokantası üstündeki 10- kallerinde 12 Mart 949 Cuma tesi günü saat 14,30 dan 19 za kadar devam etmek Üzere ses san'atkârları Nihat Baysal ve arkadaşlarının iştirakile âzaları- na bir çay tertip etmiştir. Belediye süt mütehassi- sının tedkikleri Fransadan getirtilen süt mü- tehassısının da iştirakile Beledi- ye Reis muavini Nazım Ardanın başkanlığında, dün belediyede süt mevzuunda - ilk toplantı ya- pilmiştir. Toplantıda mütehassıs, beledi- e tarafından gimdiye kadar ha- zırlanmış olan raporlar üzerinde- ki noktai nazarını bildirmiş, bu raporların üzeründe durulması lâ zım geldiğini belirtmiştir. Türk Dilini Ge Derneği 'Türk Dilini Geliştirme Der- neği» adı ile yeni bir dernek ku- rulmuştur. Derneğin gayesi Türk çeyi Osmanlıcanın bazı sözlerin. den kurtararak öz varlığına ka- vuşturmaktır. Dernek, Ord. Prof. Sadri Mak- sudi Arsal, Prof. Halil Nimetul- lah Öztürk, Tahir Nejat Gencan, Cemal Güntekin, İbrahim Kutluk, Münir Posak, Recait Cin, Hulüsi Erkılıç tarafından kurulmuştur. Hukuk Fakültesinde bir gürüplan sınıfla kalanlar Hukuk Fakültesinin geçen sene bir grup dersten sınıfta kalıp Şubat devresinde sınıf geçen ta- lebeler Haziranda yalnız 5 ders- ten âmtihana girebilecekler, Fa- kat diğer derslerden de inekrip- ; : İKT © kinci Dünya Harbinin sı- kıntılı günlerinde, insan- lar ihtiyaçlarını giderecek mevadı ya hiç bulamıyorlar ya- hut bulduklarını, bulabildiklerini ateş bahasına satın alıyorlardı., Cehennemi dansa iştirâk etmedi- ğimiz halde yurdumuzda hayat pahalılığı, daha sâkin yıllara na- zaran, dört beş misli arttı o ka- dar ki mücadeleye karışan mem- leketlerde bile bizdeki seviyo yük , hattâ uzaktan bile, yok- tu, Yalnız Asyada Çin bahalılık rekorunu — kirmiş - bulunuyordü. Herkes, yalnız memleketimizde değil, harb biter bitmez dünyanın bütün — memleketlerinde bir bol- luk ve ucuzluk devrinin açılaca- ğını tahayyül ediyordu. Fakat bu ümitler boş bir rüyadan iba- ret idi, Çünkü harb o kadar tah ribat yapıyordu ki akşamdan sa baha bu zararları telâfi etmek imkânı olamazdı, Berbat bir ha- le gelen Avrupanın eski İstihsal seviyesine yükselmesi hayli uzun bir zamana muhtaç idi. Yeni dün yadan nakil işl de, vasıtaların vücudüne bağlı idi, Doğrusunu söylemek lâzım iso harb bitince, herkes öyle umuyordu ki, sulh gelecektir. Hiç kimso ne harb ve ne sulh'olan son dört yıllık dev« Hayırsever Cemiyeti kongresi dün toplandı Hayırsevenler Cemiyeti 949 yı li kongresini dün saat 10 da Bah çekapıda Taşhanındaki cemiyet merkezinde yapmıştır. Kongre başkanlığına Hayri İ- par seçildikten sonra raporlar okunarak kabul edilmiştir. Ayrı- ca cemiyet, kurulduğu günden- beri yaptığı işleri belirten bir bro şür yayınlamıştır. Yeni idare he- yetine Hayri İpar, Osman Nuri Akman, Orhan Dümer, Galib A- tılgan, Bekir Aşkın seçilmiş ve toplantıya son verilmişti: Bir Yunan ticaret heyeti şehrimize - geld Beş kişilik bir Yunan heyeti dün İstanbul şehrimize gelmişti: Heyet Ekonomi Bakanlığı u mum müdürlerinden M. Argira- ki'nin — riyasetinde, M. Kalivas, Krantonellis, M. Dimitrin: ve Su- iyas oğlundan müteşekkildir. Heyet başkanı Argiraki ken- disiyle görüşen bir muharririmi- ze gu beyanatta bulunmuştur: <— Marşal Plânı gereğince Türkiye ve Yunanistana yardım olarak verilecek 13 milyon dola- rın sarf ve taksim yollarını iki taraflı olarak tespit ve bu husus ta bir anlaşma yapmak Üzere Türkiyeye geldik. Bu akşam der- hal Ankaraya gideceği: D. P. istanbul İl kongresi 19 Marita ticaret vapuru ile toplanacak Bir müddettenberi teşkilât için deki anlaşmazlıklar sebebile te- hir edilen Demokrat Parti İstan bul İl kongresi 19 mart cumar- tesi günü Kristal gazinosunda toplanacaktır. Celâl Bayar ve Genel İdare ku- rulu azalarından — bir kaçı hazır, bulunacaklardır. Kongreden ev- vel partililerle temaslar yapmak üzere Celâl Bayar bir iki güne kadar şehrimize gelecek ve üç gün süreceği tahmin edilen kon- gre sonunda bir konuşma yapa- caktır. İstanbul vapuru geldi İstanbul vapuru dün saat 14.30 da 169 yolcu ve 408 ton yükle Batı Akdeniz seferinden dönmüş- ESİ siyon yaptırabileceklerdir. Tefrika No. 20 na mahal kalmamıştır! Müddeiumumi bu sefer muha tabının yüzüne bakmaksızın, titremiyen ve giddetini asla kay betmiyen , daha ciddi bir tavır alarak Ekrem bey diyor, #şlediği- niz suçun cezasının ne olduğu- nu, maatteessüf kanun yazmı- yor, Onun için hakkınızda ade- Mi takip kararı vermiye mecbur oluyor ve sizi suçunuzla ve vic- danınızla baş başa - birakıyo- rum!... Birden ayağa kalkıyor ve gim di kendisini, bu mel'un yeryü- zünde yalnız ve her türlü müda faadan mahrum — hisseden, bu talihsiz vo hattâ günahsız ada- min konuşmasına dahi müsaa- de etmiyerek, kapıyı gösteri- 1 SABANH ARARAAMAAAAARAAAARARANA İSADİ ç I Ord. Prof. Şü Yazan SAAAAAAMAARAAAARARARAA YARAARARARARARARAAARARARARARAAAARARARAAA RARARARARARARARRARARADA, BAHİSLER K AMĞ | krü BABAN reyi düşünmemişti. Muhârebeye iştirk edip mağlüb olan devlet- lerin en büyüğü ile sulh imzalan mak göyle dursun, sulhlün lâkır- dısı 'bile telâffuz — edilmemekte- dir: Almanyayı kasdediyoruz. Bu memleket şimdi çeşitli işgal böl- gelerine ayrılmıştır. Amerikalı, İngiliz, Fransız, Rus kısımları vardır. Hattâ eski bag ir Ber lin bile ayrıca dört parçaya bö- lünmüştür. Harbin ikinci büyük başı olan, Asyanın tâ öbür ucundaki, Ja- ponya ile de sulh yapılmış de- ğildir. Daha şanslı olan bu mem leket, toptan Birleşik Amerika işgali altında ve general (Mac “Arthur) un emrindedir. Bu mu- azzam ülkenin daha ne kadar müddet resmi bir sulhe kavuşa- mıyacağı belli değildir. Mağlüplardan suri bir. sulhe kavuşan tek devlet İtalyadır am- ma onun da sulhü bir çok esaslı dâvalar halledilmeden acele ya- pılan bir sulhtür, Triyestenin mu kadderatı sallantıda olduğu gibi bütün sömürgelerinin talihi de Kaçakçılık sanıkları tekrar tevkif edildi 10 gün kadar evvel meydana çıkarılan külliyetli miktarda al- tın, mücevher, ziynet eşyası ” ve döviz kaçakçılığında sanık olup 3 üncü sulh cezada tevkif ve 5 er bin lira kefalet parasile tahli- yelerine karar verildiğinden talı liyo edilmiş bulunan kuyumcu Teopanı ve Stavro ile Agop, Aris to ve kaptan Niko savcılığın id- diasi ile asliye ceza mahkemesi ce tekrar teykiflerine karar ve- rilmiş ve tutularak ceza gönderilmişlerdir. Ali Çetinkaya ihtifali Milli Türk Talebe Birliği ta- rafından tertib olunan ve geçen hafta bazı sebeblerden dolayı ya- pılamıyan, merhum Ali Çetinka- yayı anma töreni dün saat 18 de Eminönü — halkevl - salonlarında yapılmıştır. İlk olabak talebe birliği adına Halim Şengül, merhumun hayatı ve hizmetleri hakkında bir konuş ma yapmıştır. Müteakiben Şevki Yazman, Afyonlu İhsan Koca- man, Ahmet Muhtar, merhtmun hayatından bahseden birer konuş ma yapmışlardır. Rahatsızlığın- dan dolayı anış törenine iştirak edemiyen Kâzım Özalpın ve Hik met Bayurun gönderdikleri yazı- lar okunarak törene son verilmiş tir. evine Yol kesen Jandarma erleri mahküm oldu Mecidiyeköyde bir — gazinodan evlerine dönmekte olan Halit ile Neriman'ın yollarını keserek sü- rüklemek, cebir ve- tehdit ile Paralarını almaktan sanık ve Mmevkuf jantdarma erleri Ertuğ- Tul ile arkadaşları Kerim Öz, Ali Kahveci ve Hasan Yavuzun 1 in- c ağır cezadaki duruşmaları dün sona ermiştir. Mahkeme sanıkların suçu işle- diklerine kanaat getirerek hepsi- nİ 4 er yıl 8 er ay hapse mahküm etmiştir. Ancak bunlardan Hasan ile Kerimin suçu işledikleri ta-| rihte henüz 21 yaşlarını doldur- mamiş oldukları, cezayı hafifle- tici bir sebep olarak nazari itiba- ra alınmış ve cezalarının bir kıs- mı indirilerek Hasan ve Kerim- in 8 er yıl, 10 ay, 20 gün müddet tür. yor: — Gidebilirsiniz şimdi diyor, serbestsiniz!. Allahın; her şeye rağmen al- çalamıyacak olarak — halkettiği insanlardan biri olduğunda şüp he bulunmıyan Ekrem, ihtiyarı 'nin haricinde, bir nevi sevkita- biiden doğma bir hicapla, göz- lerini dolduran yaşları göster- memek için başını çeviriyor, ve bu zelil vaziyete düşüp, bu de- rece hakir bir muameleye ma- ruz kalmaktansa, bin defa öl- meyi tercih ederek, perişan, se- fil bir halde, bu zalimce kendisini tahkir eden adama, bir tek keli mo ile cevap vermek kudretini dahi göstermeksizin, omuzlarda taşınan bir tabut gibi, ağır a- dımlarla odadan çıkıp gidiyor... * İki ay sonra! Aradan iki ay geçti... Eğer insanlar, dünyada çek- tikleri azabı unutmamış olsay- dılar, muhakak ki gimdi, ya dün ya mevcut olmıyacaktı, ya in- sanlar!... Maeterlinch'in dediği — gi le hapislerine karar verilmiştir. «Ben Tanrı olsaydım eğer, in- sanların dünyada duçar olduk- ları iztırabin karşısında, öyle bir dehşete kapılırdım ki, her şeyi ve onunla beraber kendimi de mahvederdim!...» çok doğ- . Ancak, ıstırapla beraber nisyanı da ayni zamanda hâlket tiği için Tanrıya, yine büyük bir, gükran borcumuz olduğunu unutmamak Jâzım!... - Çünkü, her şeyin bittiğini - zannettiği- miz zaman, her şey yeniden baş hyor!... Tıpkı kiş fırtınalarının yıkıp harap ettiği ağaçları, ba- harların tekrar çiçeklerle do- natması gibi! Böyle olmayıp .da, ıstıraplar unutulmiyarak devam edip git- seydi, meselâ gu zavallı Ekre- min yaşamasına imkân kalır mı iğl gimdi?... O da, gözlerinin önünde hayatlarına nihayet ve- ren o betbaht kadınlar, - gibi, ölüp — gidecekli, Fakat — öl- mek için, evvelâ — yaşamak lâ- zim!... Azmedeceksin, yürüye ceksin, ve muhakkak ki unuta- caksın!. . Çünkü her gey bu dün- yada, olmamış gibi - mütemadi- asıntıdadır. Yâni ancak noksan vo yarım yamalak bir sulh kar- şısındayız. Hakiki ve şumüllü sulh ak- tedilmediğine göre harb - bitin- co gerifgelmesi umulan durumun hasıl olmamasını gayet normal görmek lâzım gelir. Bu son Yıl- ların garip vaziyeti ne harb ve ne sulh olan acip gekli «Soğuk harb» diye yeni bir tâbirin doğ- masını icabbetti. Esasen 1939 muharebesinin ilk yılı da muha- rebesiz bir harb olduğu için Fran sızlarca «Tuhaf harb> diye va- sıflandırılmıştı. «Tuhaf harbin» ifade edilmek istenildiği " kadar «tuhaf> olmadığını Fransa bilâ- hare kendi zararına anladı, «So- ğuk harb> in de büsbütün soğu- yarak yavaş yavaş kaybolması- nı istemiyecek bir fert mevcut olmamak lâzımdır. Bu şartlar içinde, dünya eko- nomik nizamının tamamile eski mihverine ve düzenine girmediği ne hayret etmek için hiç bir se- bep yoktur. Fakat hayatın akışı, ekonomik zaruretlerin baskı ve çenberi o kadar kuvvetlidir ki bütün engellere ve bu sulhsüz hale rağmen şurada, bürada az çok neş'e ve ümit verecek hâdi- seler olabilir. Tıpkı harbin en ziyade harab ettiği bir mmtaka- da ilkbahar gelince viranelerin ve taş yığınlarının arasında gö- nül açacak çiçek ve yeşilliklere rastlandığı gibi... Avrupa ve Afrika altüst olur- ken Birleğik Amerika kıtası har- bin doğrudan doğruya vâki tah- ribatından masun kaldı. Binae- naleyh harbden sonra bütün na« zarlar, ekonomik gelişme için de, yasi akış için de, Atlantiğin ö- Te kıyılarına çevrildi. Vaşington- daki siyasi ve iktisadi en ufak bir hareket bir temayül cihanın dört köşesine büyük akislerle yayılmıya başladı. Sovyetlerde yeni dünyadaki en cüz'i emare- lerden kehanetler çıkarmak yo- lu tutuldu. Bilhassa üzerinde du- rulan tez şu idi: Birleşik Ameri- ka behemehal büyük bir iktisa- di buhrana sürüklenecektir. Tıp- kı 1929 büyük buhranı gibi bir gey... Belki de ondan daha ağır. Buhranlar, tarih boyunca bir- birini kovalıyan hâdiselerdir... Beşeriyet yazılı tarihin kaydetti- ği zamanlardan beri buhransız yaşıyabilmiş değildir. İlk zaman- ların buhranları daha ziyade ta- bit hâdiselerle ilgili idi. Mevsi- min kurak veya yağış oluşu mah sulün bereketli veya kısır olma- sını intaç edebilirdi ki bu bir sı- kıntı ve ıstırap âmili idi. Amma asıl buhranlar on dokuzuncu asır ile yirminci asırda da tekâmül etmiş ve etraflıca incelemek im- kânı bulunmuştur. Bu buhranların doğuşları, isti- haleleri, seyirleri, neticeleri ikti- sat âlimlerini çok yakından ilgi- lendirmiş ve bu hususta çok et- raflı neşriyat yapılmıştır. Buh- ranları bir nevi rahatsızlık gibi sayanlar olduğu gibi buhranları kapitalizmin ve sermaye rejimi- nin bünyevi ve zaruri bir netice- si sayanlar da olmuştur. Bilh: sa sol iktisatçıların tanınmış si- maları bu tezi müdafaa etmişlel ve kapital rejiminin belki böyle büyücek bir buhran sonunda çi küvereceğini ileri sürmüşlerdir. Buhranlar, bütün on dokuzun- cu yüzyıl, belli fasılalarla yekdi- İğerini kovalamıştır. 20 nci yüzyı- lın da çok vahim buhranları ol- muştur. Faraza 1907 buhranı yalnız Amerikada yedi bin ban- kanın iflâsına sebep olmuştur. 1929 buhranı da yalnız Amerika- yı değil Avrupayı baştan başa sarsmıştır. Esasen bu muazzam yen tekerrür ediP gidecek!.. ve buna rağmen biz, yine hep aynı insanlar olarak kalacağız!. . İşte hiç bir günahı mevcut bulunmadığı halde, bütün gü- nahları omuzlarına — yükleyip, günlerdenberi dünyanın en bü- yük vicdan azapları ile çarpışa- rak, bitkin bir hale gelen Ekre- mi şimdi, arkasında kalanları unutmak, ve yeni bir. hayata başlamak üzere, demirden ya- pılmış bir yolun üstünde bir ba vul ile başbaşa, meçhul bir sem- te doğru giderken görüyoruz. Bütün bir gün, ve bütün bir e, Anadolunun çatlak top- rakları üstünde ve sürüsünü kaybetmiş anaç bir karga gibi, serseri serseri dolaşıp duran bir trenin kompartımanında, Ak deniz rüzgârlarının esmiye baş: bir memleket parçasınae Tren, Uşak istasyonuna gir- mek üzeredir. Ekrem de oraya inecek zaten! (Devamı var) ; Ucuzluk Cennetine Doğru mu? buhranın tamamile zail olduğu tesbit edilmeden ve onun ölü dal gaları hâlâ dünya iktisadiyatını sarsarken İkinci Dünya Harbi patladı, İşte bir numaralı cihan harbinden sonra büyük bir buh- ran ve sadme olduğu gibi İkinci Dünya Harbinden sonra da daha muazzam bir. buhranın — olacağı düşüncesi katiyetle ortaya atıl- mış bulundu. Amerika piyasala- rındaki fiyat yüksekliği, aksiyon ve obligasyonların bol bol pay almaları umumiyetle Amerika borsalarında gelişme!! kaydedil- mesi ve bu madalyenin de nasıl olsa bir de tersi olacağını düşü- nenlerin peyda olmasına sebep ol du, Bizzat Amerika Cumhurbaş- kanı Mr. 'Truman böyle bir ihtima lin daima göz önünde bulundu- rulması lâzım geldiğini, hiç bir tereddüde yer vermiyecek, açık kelimelerle anlattı. Son bir aydır Amerikada bazı fiyat düşmelerine şahit oluyo- ruz. Faraza bir çok zirat mahsul lerin fiyatları düşmüştür. Bazı sanayi mamullerinde de sukut vardır. Resmi bir Amerikan poruna göre: «Fiyatların gidişi, Bütün dünyada sukuta doğrudur. Gıda daha ucuzdur. Elbise fiyat- indirmeler larında kayda değer olmuştur. Mobilyada, mutbak le- vazımında tenezzüller meşhüddur İptidat maddelerde bu sukut da- ha bârizdir ve kabildir ki bu düş me perakende fiyatlarına da ak- setsin. Harbden sonraki en yük- sek devreye nazaran fiyat düşü- şü 9620 nisbetindedir. Bu umu- mi vasatidir amma bazı maddeler de sukut yüzde seksen, elli veya yirmi beştir. Mısır, arpa, kakao, ipek 9650 sukut kaydetmiştir. İ- pek 9670 tenezzüle gahit olmuş- tur. Buğday, tereyağı, öküz, ka- uçuk 9625 sukut etmiştir. Bu sukut henüz madenlere si- rayet etmemiştir amma şimdi- den hurda bakır fiyatı düşmüş- tür. Bu müşahadelerden büyük ve felsefi buhran — nazariyelerine kadar gitmeden acaba pratik bir netice çıkarak hayatın ucuzluğa doğru, hiç olmazsa, Amerikada kaymıya doğru başladığı ümit edilebilir mi? Ayni müşahade İs viçrede de yağılabili. Esasen sun'i yardımlarla hayat bahalı- lık seviyesi çok yükselmemiş olan İngiltere, İtalya ve Fransayı hesaba katmak isteiyoruz. A- merikadan kalkacak bir ucuzluk dalgası acaba dolaşa, dolaşa yur dumuza kadar gelir mi? Amerikaya giden 2 talebemiz dün geldi Bir Amerikan gazetesinin dave - ti üzerine bir müddet evvel Ameri- kaya giden Jale Ergunkan ile Fu- 'ad Tekçe adındaki ihi öğrenci, dün sabah uçakla şehrimize gelmişler. dir Her iki talebe de Amerika se) hatinden gays! memnun oldukları- ni: orada 17 milletir. öğrencileriyle tanıştıklarını söylemişlerdir. Fuad Tekçe Başkan Truman ta- Tafından kabul edilmiş — olmaktan| Golayı büyük bir sevinç hissettiği -| ni belirtmiş ve deniştir ki: Amocl! Cumhurbaşkanı ile herhangi bir valundaş arasında biçbir fark yoktur.» Sıtma kongresinin çalışmaları Ankara, 10 (Hususi) — Bir kaç gündenberi devam eden Sıt- ma Kongresi toplantılarına -Cu- ma günü bitirecektir. Komisyon bugün de müzakerelere devam edecek 1949 yılı sıtma progra- mını tesbit edecektir. Ankara lokantacıları zam istiyor Ankara, 10 (Hususi) — Şehri- miz lokantaşve köftecileri beli diyeye müracaat ederek et fl- yatları arttığı için etli yemek- ler fiyatlarına bir miktar zam yapılmasını üstemişlerdir. Dilek belediyece tetkik edilmektedir. D LKISA HABERLER 4 Pariste toplanan Mukaye- seli Hukuk Derneğinin kongresi- ne iştirâk eden Prof. Naili Küba- li dün İstanbul vapuru ile mem- leketimize dönmüştür. * Divanyolunda 34 No: da oturan Şefik tramvaydan — atla- mak isterken düşmüş bu esna> da 1576 No; lu taksinin sadme- sine uğrayarak yaralanmıştır. * Küçük Mustafa Paşada otu ran Hayrettin, Eyüp - Sirkeci © tobüsünde biletçi Aziz le kavga etmiş, iki tokat #tmığtır. Aziz de bıçağını çekerek Heyrettini muh- telif yerlerinden Yaralamıştır. * İsviçrede Freilburg üniver- sitesinde büyük bir muvaffaki- yetle doktora vermiş olan Nec- mettin Erkin dün İstanbul va- puru ile şehrimize gelmiştir. ınıa DUÜNves —— BUGUN Demokrasi - kahramanı Kenan Öner izde en basit meselelerin halli bile uzun zamanlara muhtaçtır. «İyi iş altı ayda kar!» lâfı kötü bir zihniyetin en veciz ifadesidir. «Geç olsun da gün olmasın!» sözünü bir aralık güç olmasın!» sözünü bir aralık line sokmak İstedik; becereme- dik. Halbuki uzayan iş lüzumun- dan fazla bekletilen mayalı ha- mur gibidir, ekgir. Bir dâvanın geç tahakkuk etmesine — katlan- mak onun sapıtmasını ve güçlü- Bün artmasını intaç eder. " Çey- rek saat erken davranıldığı için kazanılmış harbler, çeyrek saat geç kalındığı için kaybedilmiş zaferler vardır. Hakiki cumhuriyet, hattâ ha- kiki istiklâl ancak tam demokra- siyle mümkündür; bir - şahsın veya bir zümrenin — tahakkümü altındaki millet nasıl hür sayıla- bilir? Bir milletin, kendi ferdleri arasından sivrilmiş olan şu veya bu adamın İstibdadı altında yaşa- masiyle düşman çizmesi altında ezilmesi arasında ancak şekil far- kı vardır. Türk milleti demokrasi müca- delesine yetmiş beş sene evvel, Midhat Paşalar, Namık Kemal- ler, Ziya Paşalarla başladı. Ge- rek bu üç kahraman gerek onla- rın arkadaşları bu uğurda çok ıztırap çektiler, bir kısmı şehid oldular. Bir çokları demokrasi için de «Geç olsun, güç olmasın!» dediler; bu geç kalış yüzünden koca bir imparatorluk kaybettik, birkaç defa ölüm , uçurumunun kenarından, mucize şeklinde kur- tulabildik. O zamanlar «Bu mil- let henüz kendi kendini idare et- mek kabiliyetinden mahrumdur.» diyenler vardı; hâlâ o siyaset yo- bazlarının döküntülerine tesadüf edebiliyoruz. nlı olduğu kadar karanlık ve acıklı sahnelerle dolu olan ta- rihimizin demokrasi kahramanla- rına ait türbesine yeni bir «Dal- kılıço daha vermiş bulunuyoruz; bu «Dalkılıço Kenan Öner'dir. Hususi hayatında dürüst ve temiz olmıyan insanların millet hizmetinde dürüst ve temiz olma- larına imkân var mı? Kenan Ö- ner gerek hususi, gerek siyasi ve resmi hayatında gelecek nesille- reörnek olacak bir şahsiyetti. Kendisi için hiç bir menfaat ve geref beklemeksizin Türk mille- tinin menfaati ve şerefi için bir fedai olarak çalıştı. Kenan ÜÖner, eşi pek az bulu« nan bir.hürriyet Ve demokrasl kahramanıdır; zafer onun izinde dir. Kadircan KAFLI BİR DÜZELTME: 9 Mart tarihli «Biber Edebl- yatv başlıklı fıkramda Şair Eş« #efin ilk kıtasının ikinci mısra« ndaki mebusuna kelimesi mebhu suna; aynı fıkranın 72 ncl sata, rındaki «Bu özür dilemesi» kelle meleri de boğdurulması - olacak« fır. Bu tertip yanlışlarından do- layı özür dilerim. K.K N. Esat Sümer ve Cavit Oral bugün geliyorlar Ankara, 10 (Hususi) — Devlet Bakanı Nurullah Esat Sümer bu akşamki ekspresle İstanbula ha- reke'. etmiştir. Tarim Bakalı da aynı trenle İstanbula gitmekte- dir. ÂAv vergisi kaldırılıyor Ankara, 10 (Hususi) — Say, diye sesminin yakında kaldırılas cağı anlaşılmaktadır. Avcılığa dair yeni ahkâm hazırlanmaktar dir. « y TAKVİM ŞUBAT|MART 1949| Hlc.t Vasatt — Ezanli Güneş 0 18 1Z 08 Öğle zağy 7 GN d İkindi 15 41 9 81 Akşam 18 11 12 Yatsı 19 42 1 s1 İmsak 4 42 10 31 (” Nöbetçi eczaneler & 11-3- 949 Üsküdar —© Selimiye Kadıköy —1 Halk Be. Beyanıt — 1 Yeni Lâleli Eminönü —t Bahçekapı Küçükpazar * Unkapanı /Alemdar —1 Arif Neş'et Eeşiktaş Vidin BEyüp : Eyüpsultan Bakırköy —: Bakırköy | y Kinyonli - Btetiğla Sıhhat Taksim Kemal Rebul Gatata Fındıklı 1 Maçka Sişk Feriköy