16 MART 1919 SEM. Molotofun azlinin akis. l leri: Ml)lolü[un Dişişleri Ba- Kanlığından azledilme- &i bütün dünya matbuat ve rad- yolarında çok çeşitli tefsirlere yol açmıştır. Brazevil ve Lond- ra radyolarının duşumîx tarzla- ı göyle hulâsa edilebilir: 1 Mösyö Molotofun Bakan hıktan çekilmesi ile durumda hiç bir değişiklik olmuyabilir. Çün- kü Sovyetlerde dış siyaseti tâyin 'eden Politbürodur, yoksa şa- hıslar değil. Bu kanaatte bulu- nanlara göre Mösyö Vişinski aynen ve belki —daha sert bir şekilde Molotof politikasını ta- kip edecektir. Çünkü eğer ha- kikaten Rus siyasetinde esaslı bir değişiklik olmak icabetti ise bu makama M. Vişinski yâni Molotofun yardımcısı değil, di ha yüksek bir şahsiyet getiri- Tirdi. 2 —M. Vişinski milletlerara- sı konuşmalarda Moskovadaki sesinden ziyade mülâyemete ta- rafdardı. Binaenaleyh Bakan- hik sandalyesine oturmakla de- mokrasilere karşı Rus politika- sının biraz yumuşaması umula- bilir. Maamafih böyle bir hal vâki olacaksa bile bu değişik- HEk aradan bir kaç hafta geçme den evvel olamaz. 3 —M. Molotof Hariciye Ba- kanlığından affedilmekle bera- ber Başbakan muavinliğinde ve Politbüro âzalığında kalmak fadır. Binaenaleyh nüfuz ve küvvetinden bir şey kaybetmiş değildir. Bilâkis Dışişleri Ba- kanlığından ayrılması parti iş- lerile daha fazla uğraşmasını sağlamıya matuf bir. karardır ki bu fakdirde M. Molotofun çok daha yüksek mevkilere namzet olduğu anlaşılıyor. Zira Mareşal Stalin yetmişi- ne yaklaşmıştır. ve halefini iş- lere yakından alıştırmak istiye- bilir. M. Molotof on yıldır M Lit- vinoftan münhal kalan Harici- ye Bakanlığı sandalyesini de- Yamlı bir surette işgal etmiştir. Amerikadaki resmi ağızlar her türlü tefsirden çekinmektedir. Maamafih Nevyork Taymis ga- zetesi Norveçin Rusyaya cevap vermesinden sonra olan bu de- işikliği Sovyet politikasnın daha — ziyade sert ve katı olacağına bir emare say- maktadır. Londrada Mister Be- vin, arkadaşlarile derhal bu me seleyi görüşmüş ve Moskovada- fa 'müfassal Vir Tapor aıkiftik- Batı Almanya gazeteleri de te beddillü Rus politikasının gid- detleneceğine bir emare telâk- Ki etmektedirl: Fransız ve İtalyan matbuatı daha mutedil bir dil kullanı- yor. Fransız Başbuakanının nutku: Fransız Başbakanı Güllle, yabanı mi " beğe bulunmuştur. Fransa ikti- sadi ve Mali zorluklardan sıy- fılmak Üzeredir. Her halde buh Tanin had devresi eşılmıştır.. İ- Yi yüz milyarlık istikrazın mu- vaffakiyetle neticelenmesi “bu- run delilidir Esasen Komünist- le> ve Dögoleüler bu zaferden dolayıdır ki iktidara hücumları- h: arttırmışlardır. Fakat Fran- sa mevcut salâhı arttıracak ve tağ ve goldan gelen târiz ve savletleri kanın çerçevesi için- de kıracaktır. M gazeteciler ce- lelinin verdiği ziyafette söz DİPLOMAT İdil Fransaya gidiy or Ankara: 5 (Hususi) — İdil Biret, tahsil için Franaaya git- mek üzere — gehrimizden eyrıl- Tişti ak dikkati çekecek bir hite- | Cemil Sa 'Ticaret ve Ekonomi Bakanı Cemil Sait Barlas, dün saat 12 de 'Ncaret ve Sanayi Odasında bir basın toplantısı. yapmış ve Bakanlığını ilgilendiren muhte- T£ meseleler hakkında - izahat vererek ezcümle demiştir ki: «— Almanlar tiraj hakkını kullanarak 11 milyon dolarlık tütün aldılar. İmkân buldukları takdirde daha da alacaklar. Hü- kümet, bir müddettenberi An- karada bulunan — Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankası mü- messilleri ile temas etti. Başıa Mr. Garner olmak üzere mümes siller, Türkiyenin kalkınması i- çin lâzım gelen krediyi temen bususunda hem alâkalı Devlet ndemlariyle görüştüler, hem de Türkiyeyi yakından tanımış ol- dular. Temin olunacak — kredi bilhassa Ekonomi, Ulaştırma ve Bayındırlık sahalarına tah- sis edilecektir.» Bakan, gazetecilerin bazı hu- susi sanayi erbabının memleke- timize gelen Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankası ikinci Re- isi Mr. Gerner'e müracaatla hü- kümetle aralarında ihtilâf oldu- ğu ve bu hususta Garner'in ta- sutunu İstedikleri — yolunda çikan şayiaların doğru olup ol- madığı hakkındaki sualine de cevaben demiştir ki, | «— Böyle bir geye ihtimsl vermiyorum. Bir kere, hükü- metin resmen tanıdığı bir organ clan Ticaret ve Sanayi Odası İle yaptığım temasta, bu teşek- külün böyle bir teşebbüste lanmadığını öğrendim. Diğer busust mesleki bir teşekkül o- lan Tüccar Derneği de böyle bir müracaatta bulunmamıştır. Bu- güne kadar da sanayicileri tem- sil eden herhangi bir zümre bi- ze sıkıntıları hakkında müraca- at etmiş değildir. Eğer bir iki 1 kendi namlarına, şahsi gö-| rüş ve menfaatleri için bu çeşit bir konuşma yaptılarsa, bunlar hakkında yalnız efkârı umumi- ye değil, Sanayiciler de teessüf- fen başka bir şey duyamazlar. Çünkü, Türk an'ane ve terbiy sine uymıyan bir tarzda, ecne- bilere yalan söylemiş olurlar. Bundan başka Sanayi Birliği Milli Korunma Kanununa isti- rulmuş ve vazifeleri yine bu ka- zumla taayyün etmiştir. Bina- enaleyh bu kanunun kendilerine verdiği salâhiyet ve tahmil et- tiği vazife dışında yapmış ol- | duğu müracaatlar, sadece şahıs- lara ait olabilir. Yoksa Sanayi Birliğinden bir zatın teşebbü- | | sü, vazife kanunen tayin edil- miş bir teşekküle maledilem YENİ SABAH it Barlas Et, kömür ve balık mes'elesi hakkında izahat veriyor Yani maliyet ve meşrü kârın a« sağısında bir satış yapmağı dü- günmedik. Son günlerde — Ofis etlerindeki fiat artışları bu ka- rarın nneticesidir. Diğer taraftan Şark'tan hu- &uti katarlarla canlı kasaplık hayvan getirtilmesini temin hu susunda Ulaştırma Bakanlığıy- la mutabık kalmış bulunuyo- Tüz.> KÖMÜR MESELESİ <— Bu hususta bilhassa şun'ı tebârüz ettirmek istenim ki se- zelik kömür istihsalimiz, ista- tistiklerdeki gibi hiç bir zaman 4 milyon tonu bulmuş değildir. Zira bütün dünya memleket'e- rinde kömür istihsali çıkarılan değil, satışa arzedilen miktarla ifade edilir. Bizde senede satışa arzedilen miktar en son 2 mil- yon 700 bin tondur. & milyoa, ocaklardan senede — çıkarılan miktardır ki istihsal ifade et- mez. Kömür istihsalimiz - harbden önceye nazaran gayet az mik- tarda arttığı halde istihlâk pek fazla yükselmiştir. İhtiyacı kar- gılamak için ağaçlı Linyitlerinin derhal işletilmesine ve Garb Lin yitlerinin 6 20 fazla istihsale geçilebilmesi için lüzumlu ted- birlerin alınmasına karar — ver- dik. Önümüzdeki sene İstanbulda, sanayi müesseseleri dahil, işlet- melerin bir kısım ihtiyacını A ğaçlı Linyitlerinden temin ede- ceğiz. Ağaçlı işletmesinin idari işle- ri etibank'ın İstanbul şubesi ta- rafından görülecek, teknik kıs- mını ise bir maden mühend:si idare edecektir. Zira aldığımız prensip kararı mucibince, Ba- kanlığımıza, teknik elemanlar müstesma, ne yeni bir memur alacak, ne de yeni bir teşkilât kuracağız.> Bakan, bundan donra Balık meselesine de temas ederek: «Balık Saydiye resmi> nin kal- dırılacağına işaretle sözlerini bitirmiştir. Beynelmilel banka bize kredi açacak memleketinize gelmek isterim. /Ankarada Ziraat Bankasile Türkiyenin zirat programı hak- kında görüşmeler yaptım. Bu Programı ve plânları çok beğen dim. Bu arada Marshall yardım programına göre finanse edilen yol programınız iyi hazırlanmış tır. Bu vaziyette çalışılırsa 5 Bizim için bugün Sanayicileri | de temsil eden yer Ticaret vri Sanayi Odasıdır. Bunun dışında yapılan müracaatlar yalnız kıslara muzaftır.> Bundan sonra Ticaret Odala- | rı ve Borsalar Kanunu tasarı- sıpın Ticaret Encümevinde, Es- haf Odası Kanun tasarısını Umumi Heyette tetkik edilmek- te olduğunu söyliyen Cemil Bac- las, et meselesi hakkında demiş ki: ET MESELESİ <— Et meselesinin, bidayette ne kadar iyi ise son haftalarda da gayet bozuk olduğunu mutz- , Fiat hus sunda, efkârı umu- miyenin şunu bilmesini isterim kı, biz tanzim işini, satışların aksak olan kısmını - düzeltmek çön üzerimize almış bulunuyo- ruz, Meşrü bir serbest - satışa | karşı, gayrimeşru — bir tanzim Fatışı yapmak niyetinde değiliz. 5 sene sonra yollarınızın y apımı tamamlanmış olur. Ankaradan sonra gittiğim İz mirde pamuk ve yün fabrikala rını gezdim ve buraları çok iyi buldum. Hakikaten mode n fab maliksiniz. Mensup ol- duğum banka size yardım ya- pacaktır. Ben memleketinizden çok nik bin olarak ayrılıyorum. Yalnız açılacak kredinin miktarı ha kında gimdiden bir şey söylü mem, rikalara Türkiyenin istediği miktarın verilip verilmemesine banka i- dare meclisi karar verir. Şunu söyliyeyim ki istiyenler daima fazla isterler. Bu rakam norma lin bazen üstünde olur. Mr, Garner ve beraberindeki heyet yarın sabah uçakla Tah- rana gidecektir, Bir müddetten- beri gehrimizde — bulu Mr. Mason ise bugün Vaşingtona hareket edecektir. an Ebu Bekir onu ak dilediğini harb ilmini iyi bildiği v buğ tâyi kendi: üzere olmamız gerekir. Amr erkenden askerlere harb Bizamı aldırdı;. sonra ansızın hüeuma geçti; düşmanlar onları alık sanarak bozuldu- Çök Kala; lar; bir çok hayvanlarını orada biraktılar, Axnr buna herkesten çok se- vindi; göyle düşündi - Peygamber beni herkesten Üstün tutmasa en çok sevdikle- rino âmir yapmazdı! Medineye — döndüğü — zaman Peygambere sordu — Ey Allahın resulü, en çok zevdiğin kimdir? — Aygedir — Ka dan değil, erkek lerden en cok sevdiğin kim ola? Ayzenin babası Ebu Be kirdir KADİIRCAN KAFLI Beversin? — Ömeri severim. — Daha sonra kimi seversin? Peygamber, başka birinin a- dını verdi;. Amr ayni - soruyu tekrarladıkça kendi — isminin lenmesini bekliyor, fakat bu Arzusuna eremiyordu, Bir müd- det sonra artık sustu. Daha son Ta Ona niçin sustuğunu sordu- lar, Dedi ki 'na kalırım diye kork- tum, NON Muhammed gerek — Medinede ve gerek başka yerlerde millet işlerini görmek Üzere ken sağında Ebu Bekir, solun. da Ömer, karşısında Osman diz üstünde otururlardı. Ali 1: nun sır kâtibi idi ve ondan hiç bir şeyi gizlemezdi. Bunların ilk ikisi kaynataları İdi; diğer ikisi de damatları idi iğd Süfyan yalvarıyor. Kureyşlilerin himayesinde o- lan Beni Bekir kabilesile Müa- lümanların him: Tefrika No. 14 n Huzâe kabilesi arasında ö- tedenberi düşmanlık vardı. B ni Bekir kabilesi, bir takım Ku- reyglilerin de yardımile Huzac kabilesinden yirmi tiç kişi öl- dürdüler; böylecd Kureygliler Hudeybiye barışını bozmuş ol- dular. Peygamber Kureyşlilere adam göndererek: — Ya öldürülenlerin diyetle- rini veriniz, yahut Beni Bekir kabilesini himayeden vazgeçi- niz! Dedi. Küreyşliler bu. dilekle- rin hiç birini yapmadılar; fakat andlaşmayı — kendileri - bozı uş olduklarından telâga düştüler; re r birbirlerile çekiştiler, U- zun münakaşalardan sonra ba- rığı yenilemek üzere Ebu Süf- yanı Med © yolladılar, Bir müddet evvel Peygamber, Ebu Süfyanın çoktan Müslüman olan kızı Ümmü Habibeyi nikâh lamış bulunuyordu. Ebu Süfyan önce kazını g sonra Pey- Bamberle buluştu; bir cevap a- Bir hendeğe uçtu üi ga yaza, 4 kişi boğuldu 3 yaralı var Bolvadin: 5 (a.a.) Dün saat 18 de İahaklı bucağına git- mekte olan müşteri yüklü blr o- tobüs kasabadan dört kilometre mesafede göseden çıkarak B dolü bir hendeğe yuvarlanmış- tır, Otobüsün içerisi yarısına kadar suya gömüldüğünden bl- ri kadın ve üçü erkek olmak Ü- zere dört kişi boğulmuştur. Üç de ağır yaralı vardır. Yaralıla- rın İlk tedavileri han odaların- da ve komşu evlerde yapılmış- tır, Hâdise mahalline ikt kam- yön yardım ekibi - gönderilmiş ve savcılık hâdiseye el koymuş- tur. (Baş tarafı 1 incide) ceklerdir İşte tarih mahfazasında saklanmış olan yurdumuzan mücevherleri. Hazırlıyan: Niyazi Ahmet Banoğlu İlk tablo ve yazı salı gün- kü ntshamızda. Tahsin Banoğlu (Baş tarafı 1 incide) Talebeler Bakana yüksek 0- kulda okuyan Jeyli talebeler yurtlar işi ve tatillerde seyaha- te çıkan talebelerin tenzilâttan istifade etmek hususunda dilek lerini bildirdiler. Tahsin Bangu- oğla şunları söylemiştir: — Bundan sonra yüksek o- kullardaki leyli talebe usullünü kaldırarak yurt usulünü tatbik edeceğiz. Yurt paralıdır. Muh- taç talebe imtihana tâbi tutula cak ve kazanan talebenin yurt ücretini devlet ödiyecektir. Bu suretle Üniversite ve yurtlar daha serbest ve faydalı olacak- tır. Üniversite siteleri kurmak ve şehrin münasip bir yerinde üniversite —mahallesi tesis et- mek istiyoruz. Bunlar zamana muhtaç bir iştir. Tahakkuk et- tirdiğimiz zaman bütün şikâyet | deriniz tatmin - edilmiş olacak- tır. Yül tahsilde bulunan © ae dii iatifada. köylere seyahat etmeleri İâzıı dır. Fakir arkadaşlarınızın ça| lşarak hayatlarını kazanması lâzımdır. Bunlara iş bulun. Ben de bu hususlarda her türlü yar dımda bulunmaya söz - veriyo- rum. İhtiyaçlarınızı ve dertleri- nizi daima bana bildirin. Çalış- mak mecburiyetinde kalan arka daşlarınız kâtiplikte değil elle- ri nasırlaştıracak işlerde çalış- malıdır. Bunları sizin organize etmeniz Jâzımdır. Ben de sizi daima desteklerim. Bakanm - talebe ile yaptığı bu samimi hasbihal talebeler a- rasında çok iyi karşılanmıştır. TEŞEKKÜR Çok sevdiğim annemi, müşfik Havası #çinde barındırarak teda- visini büyük bir ihtimamla sağ- hyan Haydarpaşa İntaniye has- tahabesinin sayın Baştabibi Züh tü ye, harsaten sayın Dr. Nuri'- ye, asistan meslektaşlara, servis hemşiresi Bayan Raziye'ye, huasire ve diğer hemşirelere ve İservis müstahdemlerine teşekkür ve minnettarlıklarımın ulaştırıl- Mmasında gazetenizin delâletin! saygı ile rica ederim. Doktor ayamık Gedik lamadı. Bunun üzerine Peygam- berin yakınlarına — başvurdu; onlar dediler ki Biz kendiliğimizden kimse ye aman veremeyiz; —Al mi himaye ederse biz ye ederiz, u Süfyan ister istemez Ö- resulü kl de hin mero gitti ve kendisine şefaat buyurmasını rica etti. Ömer gu sert cevabı verdi — Size asla şefaatte bulun- mam. Dünyada bana yoldaş o- larak bir tek karınca bulsam onunla birlikte size kargı sava- gırm, bu Süfyan, Peygamberin kı- zı Fâtimeye başvurdu — Ey Muhammedin rem kızı, sen beni himaye et! Ben bir kadınım, kimseyi himayo etmek elimden geli Ebu Süfyan Ali ile Fâ henliz küçük bir çocuk olan ve muhte- imenin ayakta duran oğulları Hasanı tererek yalvardı u oğluna emret de halkın kargısına çıkıp beni himayesin aldığını söylesin! — Oğlum küçüktür Ebu Süfyan gaşkın bir halde tekrar Aliyo gitti; işe yarıya: cak bir nasihat vermesini rica etti. O kadar yalvardı ki Ali o- 'nu baştan savmak için göyle de- di — Halk icine cık, Müslüman amlon > yurt köşülerine billasada ——— ŞE pan Taşı Rüzgâr eken.. S Tnsanın katıla katıla gül- memesi Rabil değil, Onlar da başlamış, onlardan da şikâyetler yükseliyor. Dimetoka belediye aeçim- derink Demokrat Parti ka- zanınca, C. H. P, lilerde bir. dınlfı, Dir kıvranma: — Beçimde yolsuzluk var! . Hani, <Oh olsun, ameli- cezasıdır, çek!> deme- mek ve bir sürü Atasözünü tekrarlamamak kabil değil. Bunların başında da hiç şüp hesiz gu gelir; «Çalma ka- ptın, çalarlar kapımı!» Hem- bu şikâyette, küçük mikyas- ta bir prova çeşmisi de var: 1950 Milletvekili seçimleri- ni Halk Partililer kaybede- cek - olurlarsa, karşımıza hangi teraneyle çıkacakla- rımı bugünden ilân ediyor- Tar! Ertuğrul Şevket Fırtınadan Evvelki Sükünet mi? — Başmakaleden Cevam — içinden yakalarını sıyırabilsin- ler! Halk Partili hükümetler bu konuyu üç dört yıldır inceledik lerine ve demokratik memleket- lerdeki emsali tahkik için müte hassıslara bol bol seyahatler yaptırdıklarına göre gimdi elle rinde mükemmel bir dosya var demektir. Hiç bir demokratik memleket, tabil hakikilerinden bahsediyoruz, fenalık yapanla- rı, memuriyetini kötüye kulla- narak servet iddihar - edenleri mlldafaa etmez. Onların nley- hinde pekalâ neşriyat yapılabi- lir. Yeter ki bu neşriyatı yapan fmme hizmeti gören bir gahıs- tan bahsediyorsa, ileri sürdüğü iddiaları isbat edebilsin... Am- ma bizde olduğu gibl isbata da- hi imkân verilmez de sırf bir memura, o da imalı tarzda, hır- sız dediği için ağır cezalar ko- nacak olursa bununla — gerefli vatandaşların haysiyeti değil, gerefsizlerin haysiyetsizliği ko- imrunmuş olur. GĞ a ae ni nni Sahuzurunda — sanıklar, İleri sür- -dükleri para kaçakçılığı Iddinla- rını İsbat için müsaade istedi! Fakat hâkim eldeki mevzuata göro gayet haklı ve tabii bir su rette, bu İstekleri reddetti. Kanunun bu kadar — önleyici olması karşısında bari yazılar- da ismi geçen eşhas kendilikle- rinden ve kanunun — kalkanına dayanmadan hasımlarını iddia- larını isbata düvet ederek hâki Min durümunu — kolaylaştırsa- lar... No gezer... Hiç bir dâva- da, hiç bir. hâdisede tecavüze ve iftiraya uğradığını İddia e- den faraf böyle bir cesaret ve açıklık göstermedi. Binaenaleyh önümüzdeki tadilât sırasında bu hususu göz önünde tutmak ve âmmo hizmeti görenler aley- hinde — sulistimal — Iddialarınm mahkemelerde isbatına İmkân vermek lâzımdır. Ba Isbatın ne Bekillerde olabileceğini tabiatile hâkim tâyin eder. Bu kanun tâ- dil projesi bir defa ortaya atıl- sın, o zaman bu husustaki dü- süncelerimizi daha ısrarla İzah edeceğiz. Kof ve parlak cümle- lerle, vatandaşın haysiyet ve ge refi gibi yaldızlı ve mukaddes kelimelerle asıl bedbahtları ko- | rumamıya çalışalım. İçişleri Bakanı dün facıa | Kezs mahallinde ilk sahasını gezdi (Baş tarafı £ incide) perade geyreti ile bu tehlike ön- kenmiştir, Aksi taktirde bütün Ka gımpaşa ve Halicin Beyoğlu ya - kasındaki semtler harab olur - Cu Bu sırada Birinel ordu Yarbaş Kanı General Kâmli Erigür “de Lüdise yerine gelmiş ve Bakana fabrikanın Pakistan için — mermi, yapmakta — olduğunu — söylüyerek Çunları ilâve etmiştir: «— Bir gece fatrikaya geliyor| dum, Yolda bir adama rastladım. Kim olduğunu sorduğum zaman Nuri Paşanın karleşiyim ceva - bini verdi. «Kâmll, sen misin> de Cim. Bu sefer <hayır ben Nurinin eniştesiyim, KAmil Pakistana yı Pilan bomba siparişleriyle meş - Kül olmak Üzere Karaşiye git- tir dedi. Nitekim Nuri Paşanın — enkazi arasında bulunan not defterinde, Pakistandan verilen — siparişlerin listesi ve Pakistan uçak seferle- rinin tarifesi vardır.> Bu arada Vali Kırdar, hâdise esnasında fabrikada bulunan ve bir hüsmü tesadür eseri kurtulan ustabaşıya — fabrikada ne zaman danberi cepane imâl edildiğini sor Beykozda haftada 3 pazar kurulacak Beykozun — Yalıköyü — semtinde| cümartesi, Anadoluhisarında Kör fez caddesinde salı ve Peşabah - çede de perşembe günleri pazar kurulması kararlaştırılmıştır. Molotof'un — Azlinin doğurduğu akisler — Baştarafı 1 incide — bir zaaf ve buhranın mevcudiye tini isbat etmektedir. Berlindeki Amerikan askeri valisi Clay, Molotofun azli ha- berini; «<çok mühim bir haber» olarak vasıflandırmış, ve bu- nu Amerikan politikasının bir zaferi telâkki ettiğini beyan et- miştir. İngiliz Dışişleri Bakanlığınca Moskova büyük elçiliğinden ge- len müstacel bir raporda, Molo- tofun Dışişleri Bakanlığından gekilmesi, bir terfi olarak vasıf landırılmaktadır. muş ve ustabaşının efabrika ku- rulduğu gündenberi> cevabını hay retle karşılıyarak <Halbuki biz- den, soba ve madeni boru imalâ- t için ruhsat olınmıştir. demiş < tir, Bilâhare - Mezbahaya — gidilmiş ye Savcı Ihsan Köknel Bakan ve Valiye gerekli izahatta —bulun - muştur. infilâk neticesinde neferi — Şükrül Çavuşun evine gicilmiştir. Ba « kan ve Vali, müteveffanın anne- sine başsağlığı dilemiştir, atlesi- ne her türlü yardırın yapılacağı-, m söylemişlerdir. Bundan sonra Cerrahpaşa has- tanesine gidilmiş, hâdise esnasın do yaralanan itfalye neferi Re - çeb Kar ziyaret ediimiştir: Hâdise kurtanları Kayıblar: Hamza — Mizırlioğlu, Hasan Karaner, Kenan — Kuytu, Asım Eralp, Zekâi Ikbahar, Tbr him Güz, Receb Demirer, Ismall Göral Nüri Azdür, — Nüri Killi - Bil (Nurl Paşa), Mehmed Tçer. Cesedleri teşhta edilenler; Yahe ya Altın, Adnan Küllü, Osman Hantal, Hayrettin Gürel, Ha san Özkök, Celâl Masır, Dursun Kılıç, Mustafa Bengü, — Tbrahim Atalı Asım Eralp, Zeki İlkbahar, İbra Elm Özden, Şükrü Çavuş, Salâ - Faddin Bitirim, Büseyin Cengiz, Ibrahim Öztepe, Durmuş Balıkçı. Açıkta kalanlara ve aflelerine yardım 1STANBUL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜNDEN Sütlücede eşya fabrikasında 2 mart 949 günü vukubulan yangın dolayısile açıkta kalan müstah -| dem ve ailelerine.yardım - yapıla- cağından, bu müstahdemlerin ge-) rek kendi, gerekse ailelerinin Has) köy Başkomserliğine Türacaat - lari rica olunur. Ölenlerin cenaze merasimi Istanbul Işçi Sendikaları Barliği Başkanlığından Sütlüce'de Nuri Killigil Fabri - Kasında vuku bulan . infilâkta ge- hit düşen işçi arkadaşlarımız için Çalışma Bakanlığı ile Birliğimiz tarafından tertiplenen — cenaze törenine 7,3.949 pazartesi — günü ikindi namazında Beyazıt camtin de başlanacaktır. Işçi kardeşlerimize sayın işve- zenlerimize duyulur. “ve işçi ar - Dış Bakanı Mr. Bevin, hafta tatilini geçirmek üzere Londra- ya giderken, bu haberin sebep olacağı tepkilerin kendisine bil- dirilmesi için refakatindeki eks- perlere talimat vermiştir. Bevin İngilterenin Moskova elçisi Sir Maurice Peterson'dan bu mese- lo hakkında gelecek raporu bek öeeağâ ü Diğer taraftan Mikoyanın Dış Ticaret Bakanlığına gelme- si, ayni çevrelerde daha önem- li bir hâdise telâkki edilmekte- dir. Çünkü Mikoyan, Kremlin mahfillerinde batıya en fazla temayülü olan bir şahsiyet ola- rak fanınmıştır. United Press'in diplomatik muhabiri, Batılı siyasi şahsiyet lerin; Rusya acaba neler hazır hyor? sualini sorduklarını yaz- makta ve Kremlin dış siyasette yeni bir değişikliğe mi hazırlan- maktadır sualinin üzerinde 15- rarla durulduğunu kaydetmek- tedir. Rus büyük elçiliği ve - diplo- matlarının İkametgâhları üÜzeri- ne bir sessizlik perdesi İnmiş, sefarethanenin kapıları kapatıl miş ve telefonlara - «Hiç kimse yok» tan başka cevap alınama- miştir, «Amerikanın Sesi» — radyosu, bu hâdiseyi şöyle yorumlamış- tır «Sovyet tabiyesi — değişiyor; fakat hedefler ayni olarak kal- maktadı Vişinskinin nmua Paris: 5 (a.a.) (afp.) Sovyet radyosu Gromyko'nun Dışişleri Bakan yardımcılığına YENİ SABAH ların himayesini iste! Ebu Süfyan Peygamberin mescidine gitti; oradaki kalaba- lığa Ey hal aman verdim ben iki tarafa da barışın bozulma- istiyorum. Umarım ki hiç biriniz beni kırmıyacaksınız. Dedi, Kimse ses çıkarmayınca artık ümidi kalmıyarak — dışarı çıktı; devesine bindi ve Mekke- ye döndü. Ebu Süfyan gece evine var« masını dığı zaman karısı Hind merak- la sordu: — Ne yaptın? — Hiç bir gey yapamadım. Hind o kadar kızdı ki kocası- nın göğsüne bir tekme vurdu abah Kureygin reisleri geldi- ler, Ebu Süfyan onlara seyaha nin nasıl geçtiğini - anlattıktan sonra ilâvo etti: — Hükümdarlarına bu kadar ! taat eden bir kavim görmedim, Kur lar. Ebu Süfyan gider gitmez Pey, gamber de harb hazırlıklarına başladı, Bir gün odasının kapısı önüne çıkarak Ebu Bekir'l ça- Bırttı ve gizlice sordu: — Kureyg üzerine sefer aç« mak fikrindey reisleri onu azarladı. Ey Allahın resulü, senin kavmindir en sonra Müs- lüman olacaklarını elbet biliyuce aa ci n e a aa a a tâyin olunduğunu bildirmekte- | dir. Bun. Peygamber biraz sonra Öme- ri çağırttı onun fikrini sordu. Ömer dedi ki: Kâfirliğin başı onlardadır. Sana —İ kadaşlarımızın bu törene toplu olarak iştirik etmelerini ehem - miyetle rica ederiz, Valiye, teessürlerini bildiren Konsolcslar Dün Mısir başkonsolosu Abd- El-Hamid Nafezade, Ispanya baş Konsolosu Manuel Del Moral - ve) Ttalya başkonsolosı Cino Berri, Sütlüce faclası münasebetlle Va- D ve Belediye Başkamı Pr. Lütti Kırdar'a taziyetlerin! bildirmiş « lerdir. Kimyager de dün defnedildi Nurl Paşa — fabrikası — infilâkı kurbanlarından Kimyager Ibra - bim Altay'ın cesedi ailesi ta « rafından morgdan teslim alınmış ve cenazesi dün — Fatih'teki e - vinden kaldırılarak namazı Fatih camlinde kılındıktan sonra Edir nekapı şehldliğine gömülmüştür.. KIZILAYIN YARDIMI Kızılay kurumu Istanbul mer - kezinden bildirtimiştir: Sütlüce'de Nurl Paşa fabrika - sındaki müessif infilâk hâdise - sinde ölen ve yaralı olanların alle lerine yardım için ekiplerimiz fa aliyete geçmiştir. Ancak -bu felâketzedelerin ta - zaamizı bulmak imkânsızlığı kar gısında, yardıma mühteş felâket- zedelerin — ellerindeki vesaik ile hemen Hasköy kızlay — bucağına ve yahut Beyoğla şubemize mü- racsat etmeleri rica olunuz R HMASINDA Bu akşam ŞNW AYU sihirbaz, falcı, yalancı, haydut, hain, soysuz - diyenler onlardır. Elbet haklarından gel- | mek Jâzımdır. Hepimiz —Allah | uğruna, Allahın resulü can vermeğe hazırız. Ömer gayet hiddetli idi; bir uzakta oldukları için onun söy- lediklerini duymıyanlar merak içinde idiler, Peygamber sağına Ebu Beki- soluna Ömeri alarak Müslü- manların ileri gelenlerine yak- laştı: — Size bu iki yoldaşınızın benzerlerini söyliyeyim. Dedi, Ebu Bekire bakarak İ- lâvo etti: - Allah yolunda İbrahim Peygamber, yağdan daha yumu- gaktı. Sonra Ömere bakıp buyurdu. | Allah yolunda Nuh Pey- gamber, taştan katı İdi, | Muhammed gitti. Oradakiler l ri meseleyi büsbütün merak etmiş- lerdi. Hâlâ hiddeti geçmemiş o- lan Ömerin yanına yaklaşama- dıklarından Ebu Bekire gordu. lar. O da anlattı ve ” Bü göyle bitirdi: lerini (Devamı var) JTmperio, 9 | 9 ARJENTİNA herler sadanişi Ve gll Tatiraslı bir aşk.. — Ateşli İs- panyol kadınlarının kıskanç lkları... Endülüs melodileri, garkıları ve dansları... İspan- 'yol karnavalı... Baştan sonu« SAYFA keşif yapan mühendis ile bir konuşma — Baştarafı 1 incide — beraber evvelâ hâdise yerinin tebi İikesi üzerinde tetkikler — yaptıra ve hazırladığımız raporu alâka « Carlara verdik. Ku raporda val'a yerine gle « menin tehlikeli olduğunu belirt « tik. Benim gahsi kanaatime gör büdise iki cepheden mütalea edi Jebilir. Birinci kast ikincisi — ise Kazadır. Kast en uzak bir ihtimaldir bu bakımdan onu son plânda düşü. zebilirz, Kaza ihtimaline gelince, Elektrik kontağı hâdisenin S0« bebi değil ve kontaktan yangın çıktığına dalr hiç bir emare gok tur, Şimdiye kadar söylenen tav d6 labı hararetinin artması mes'e « Jeside bence sakattır. Zira çalı« ganların söylediklerine Çöre vakı olduğu gün tav dolabının etektrik tertibatının bozuk. olduğu ve - bu dolabın adi dolop olarak Kulla - zaldığı bilinmektedir. . Geriye bir sigare atılması — ve soba kalmaktadır. O gün idmyak hanede imâl edilmekte 4lan — fülk menat öyle bir maddedir ki onum Üç grami bir lasanı ve 15-20 gra ma da bir köprüy€ uçurabilir. Bu madde üzerinde fazyik — yapmak ve hattâ ateş yaklaştırmakla dahi eteş alır ve patler Bu bakımdan ateşin soba — ve, yahut sigara gibi şeylerden meye Cana gelmesi ihtircali vardır. Yalnız çuda bilinmelidir. Ki Yü minatın bulunduğu mahallin ev- velâ tamamiyle kârgir olması ora da siçara — içilmemesi ve — sobu yakılmaması lâzımdır. — Halbukt Söylenenler bunun tamamiyle tor &idir. Döşeme ahşeptir, kırık döe Hük bir soba yanmaktadır, Sigas ra dahi içilmektedir. Benim gah « Si İo.naatime göre bu hâdise sır£ bir tedbirsizlik Vve gayri fermt tesisat yüzünden vukua gelmiş « tir> Diğer taraftan dün öğrendiğimi ze göre infilâkın büyük olması « na sebep kimyahanenin —ahşap Göşemeleri altında 6 tane — bires tonluk tayyare bombasının bulun masıdır. Ateğ döşemeyi — sarınca bu bombalar evvelâ patlamış va müteakiben kimyahanenin önün e deki trotyi fıçıları ateş almış tır. Nurt Killigi! fabrikasının infle Jâkı ve tamamen harap olması Golayısile bu fabrikaya — yapılmış olan mühim miktarda siparişatın anüle edilmesi lâzım gelmekte dir. Fabrikanın idarecileri dün müş teri memleketlere telgraf çekerek durumu anlatmışlardır, Diğer taraftan fobrika önümlüz deki pazartesi günü Suriyeye 10 bin el bombası ile beş bin havaz tcpu mermisi ve diğer cins-mer. mileri yapılmış olarak teslim e« Gecekti. Bunları teslim almak ÜUs zere 3 gün evvel şehrimize gel « miş olan Suriye eski masrif nak mrı Emir Adil Arslan dün acele olarak alâkadarlarla temas et « mek Üzere Ankaraya — gitmiştir, Vak'a esnasında bütün mermiler Karap olduğu —için Süriye tesli « reatının yapılmasına tmkân görü. lememektedir. Bu arada Misirin sipariş ettiği 50 bin el bombasının da 20 güm sonra teslimi gerekmekte idi. Ür« Güne yapılan malzemenin ise bük yük bir kısmı gönderilmiştir. Hacı Bayram -1ı Veli dâvası (Baş tararı | incite) #sliye ceza mahkemesinde bu« güz de devam edilmiştir. İlköne ce bilirkişinin nüfus kayıtlarına Cayanan raporu okunmuştur, Eu raporda, Reşat Bayramoğlu. non Hacı Bayram-ı Veli ile alâ- kası olduğu bildiriliyordu. Söz alan Osman Güçlü, Rex şat Bayramoğlunun Hacı Baye ram-aı Velinin ahfadından ol madığını, bu dâvayı açmıya Yakkı bulunmadığını ve dâvanıa düşmesini istemiştir. " Dâvacı avukatı ise müekkilie ne hakaret edildiğini, zira Hact Bayramın ahfadından olduğunu süylemiş ve broşürden hakaret- £miz yerleri okuyarak - Osman Gük €c-alandırılmasını ise temiştir. Savcı da, Reş nun Hacı Bayramın a olduğunu ve Osman Güçlünüm cozalandırılmasını talep etm $- tir. Osman Güçlü, müdafaasını yazılı olarak vermiştir. ma, bazı hususların tahk cin başka bir güne he tır. Ânkarada ete narh kondu ara: 5 (Hususi) — An- Kara et komitesi dün vali Avnk Doğanın başkanlığında toplan- mıştır. Varılan karara göre 0e fis tanzim satışları yapacaktır. Pazartesinden itibaren koyuna kadar müsikili bir. aşk filmi Göz yaşlarımın yıkadığı en Ha: ZL UU GAS NEULLRA Her yarattığı bir harika, ker yaşattığı zafer olan #ALEN LADD» n inlii Bugün LALE de (/mğ iSİMSİZ - KAHRAMANLAR ALAN LADD — GERALDİNE FİTZGERALD'ın Hakiki hayattan yaşattıkları en heyeca 230, kemiksiz sığır etine de 150 kuruş narh konulmuştur. lâp yapan son filmi li bir vak'a n bir aşk romanıdır.