y 22 .ŞUBAT. 1919 OKS Rutüka V Norveç ve Pakt örveç Dişişleri — Bakanı (Longe) nin Vaşington Ve Konâra seyahatinden sonra Nor- veç İşçi Partisinin aldığı karar her tarafta büyük ilgi uyandır. mıştır. Bilindiği gibi İşçi Partlel buğün Norveç. Meclisinde çoğUl- luk partisidir. Bu parti içinde Atlântik paktına girmek husu> sunda iki zıd cereyan vardı. Ek- Beriyet —Amerika ile işbirliğine taraftar bulunuyor. Bir kısım Milfetvekilleri de sadece Skandi- / vletleri ile tedafüt bir it- av de t bulunuyorlardı. tifak taraftarı Bu düşüncede olanlar Batı dev-| anılarak Sovyet Rus letlerine di yanın hiddet ve gazabı celbedil- mekten ise Danimarka ve İsveç- le elbirliği yapmakla iktifa et- meği tercih ediyorlardı. Hattâ bu fikirde olanlar evvelki günkü toplantısında bu düsüncele- rin! bir takrir halinde ifade ct- mişlerdi. Fakat (Lange) nin te- ransları hakkında verdiği uzun İzahatten sonra bu azınlık da takririni geri almış ve çoğunlu- Za iltihak etmiştir. Yani Norvec Mület Meclisi şimdi Amerika ve Batı ile anlaşmağa ve o grupa Othak etmeğe azmetmiş — bulu- mayor. Fakat bu kararlarda hep müdafaa esastır. ve askeri üs verme şimdilik bahis mevzuu de- Pldir. Yalnız şu cihet var ki Norve- çin bu kararından sonra dahi, din geç vakit demeçde bulunan İsveç Başbakanı, memleketinin bu kombinezona girmiyeceğini ve tarafsızlığını muhafazada sebat cdereğini ifade etmiştir. Danimarka ise, Norveç'in — izl Üzerinde yürümeğe mütemayil görünüyor. Oslo'da —verilen #son kararın Moskovada sert tenkiler yarata- ağı anlaşılıyor. Hattâ şimdiden Finlandiya hududunda bazı mer- tebe tahşidat -ufak mikyasta- yapıldığı söylentileri Helsinkiden aksediyor. Bazı mübalâğalı ri yetlerde ise Norveçe — Amerika yardımı! aekert mahiyet kesbe- der etmez Finlandiyanın Ruslâr tarafından istilâya uğrayacağı - fade olunuyor. İsvec tarafsız kal makta devam ettiği müddetce Moskovanın Finlandiyayı fiilt iş- ga'i altına almağa heves etmiye- ceği tahmin olunabilir. n itliam ve feveranı hiristiyanlık Aleminin en büyük ruhan! şefi Papa On- ikinci Pi, Pazar günü olazanüs- ti bir gösteri yaptı. — (250.000) haristiyanın toplandığı meydanda haika bir hitabe irad etti. Altı dilde birden söylenen bu demeçte Macaristan hükümetinin Kardi- nah mahküm etmesi keyfiyeti lenan kötülendi. Bazı ülkelerde kilisenin m cudiyetine ancak hükümete yar- dakçılık etmek şartile muvafakat edildiğ'ni anlatan Papa kilisenin böyle bir esarete tahammül e- Hemiyeceğini anlattı. Bilindiği gibi” Papa, selefleri arında en ziyade politika - ile ve yüksek siyasetle uğraşan bir Şahsiyettir. Bazı papalar daha ziyade dine ve ibadete ait işler- le meşgul olmak itiyadında iken şimdiki Papa siyasete pek he- veslidir. Macar hükümetinin Kar dinale kargı takındığı tavır ve onun mahkümiyeti ve hele kuzu gibi bütün kabahatlerini itiraf etmesi her tarafta hayret uyan. dırmıştı. Bunun sebebi kendisine yulturulan ve iradesini yok eden ilâçlar ve tatbik edilen işkencı lerdir. Bu işkencelerin çeşitleri Avrupa gazetelerinde teşrih e- dildi . Hele üçüncü neviden bir işkence varmış ki dişlerin bazı â- salını açmak suretile tatbik e- dilirmiş. Talihsiz kardinale tarzın tatbik edildiği söyleniyor ve mahkemede alınan fotoğrafla- rında bir yanağının biraz giş durması da bununla izah edili- yar. Macaristanda — yapılan hücu- ma muvazi olarak Bulgaristanda 'da on beş papasın muhakemesi KK | Manevralarda tecrübe Vaşington, 21 (a.a.) — <Afp>: Amerikan Bahriye Bakanlığı- ni dün akşam bildirdiğine göre, bir çok büyük gemileri ihtiva e- den önemli bir filo bu sabah At- lantik İlimanlarından hareketle harbdenberi yapılan en mühim manevralara girişecektir. Antil denizinde yapılacak olan manevraların esas gayesini harb milerine atom bombası atma gösterileri teşkil edecektir. Ame- rika deniz uçaklarının uzun me- safe rekoruna sahip bulunan «P. 2 V. Neptün» tipi bombarı man uçağından da radyo ile ida- re olunan bombalar atılacaktır. Diğer taraftan, klâsik tipden gekiz ve «Sehnokel> teneffüs ci- hazıyla mücehhez 6 denizaltının 'Aşkın kuvveti Delikanlı nişanlısını öyle bir kucaklayıp sıkmış ki, zavallı genç kızın kemikleri kırılmış! Londra, 21 (Nafen) — «Bri- tish Medical Journal» gazetesin- de bir İngiliz doktoru eşine az rastlanır bir hâdiseyi nakletmek- te ve göyle demektedii «Bir gün hasta bir kız geldi. Göğsü 2e ağrılar hissediyordu. Uzun ve itinalı araştırma netice- sinde kızın kaburga kemiklerin- den birinin kırık olduğunun far- kına vardım. Bunun sebebi ne olabilirdi? Sonra öğrendiğime gö re uzun bir ayrılıktan sonra ye- niden birbirlerine kavuştukları vakit nizanlısı kızı öyle bir ku- caklamış ki kaburga kemiği kı- rılmış.> Aydında zelzele oldu Aydın, 21 (A.A.) — Bugün t 5,20 de şehrimizde on sanı- ye süren bir deprem olmuştur. Hasar yoktur. Hicaz demiryolu açılacak Londra, 21 a.a. (byum) — A- rap havadis ajansının bildirdiği- ne göre, Hicaz demiryolunun ye- niden işletmeye açılması teşeb- büslerine girişilmiştir. Osmanlı imparatorluğu zamanında- yapıl- mış olan ve Şam'dan Medine'yı kadar uzanan bu hattın yeniden işletilebilmesi için takriben - on milyon Suriye Jirasına ihtiyaç görülmektedir. Bu para Suriye, Ürdün ve Suudi Arabistan hükü- Mmetleri tarafından temin edil cektir. başlamıştır. Bunlar da tıpkı Ma- | car Kardinalı gibi Amerika lagilizlerle temas etmekle ve on- hırdan para alarak casusluk ya rıakla itham edilmektedirler. Bul ristanda Amerika kolleji mü- dürü bu işlerde vasıtalık yapmak la suçlandırılmaktadır. Papaslardan ikisi mahkeme hu zurunda bülbül gibi bütün isnat- ları kabul ve itiraf etmişlerdir. Ayni metotların Sofyada da us- talıkla tatbik edildiği neticelerin ayrı olmasından istihraç edilebi- lir. Bu sistem iki harb arasında evvelâ Moskovada komünist par- tidekl büyük tasfiye sırasında en meşhur Bolgevik şefler hak- kında tatbik edilmiş ve sanıkla- rın hepsi idama mahküm edil- mişti. Demir perde arkasında ki- liseye karşı umumi bir hücum zanır gibi olan Ortodoksluk — 22- ferden sonra komünistlerce ih- mal edilecek, hattâ ezilecek bir kuvvet sayılmağa başlamış bu- luavyor. DİPLOMAT |Amerikan Deniz Kuvvetlerinin Manevrası |muş ve kendisine başlamışa benziyor. Harb sıra- | sında bir aralık eski itibarını ka- | en son silâhlar edilecek iştiraki bu büyük deniz manevra. larının önemini bir kat daha art tırmaktadır. Aralarında tayyare gemisi ve kruvazörler bulunan 120 den faz- la harb gemisi, yüz kadar uçak ve kara, deniz, hava ve bahriye silâhendazlarından — 35.000 - erle | Kanada kuvvetlerine mensup bir birlik üç hafta sürecek olan bu İmanevralara iştirâk edecekler. dir, Manevraları, 1946 da Bikini- de yapılan tecrübelere kumanda etmiş olan ve atom bambasının kullanılmasında ihtisası bulunan Amiral Blandy idare edecektir. Vaşington, 21 (a.a.) — «Lps>: Kanada ordusu birliklerinin bu güz Karaib denizinde başlayan büyük Amerikan deniz manevra- Sosyalistleri Ruslara meydan okuyor Stokholm, 21 (Nafen) — Fin- landiyanın sosyalistleri Sovyet Rusyaya meydan okumaya bağ lamışlardır. Bunlar, «Sovyetler Birliğinin Finlandiyadaki bir nu- maralı düşmanı» olarak bildiri- len eski Dışişleri Bakanı ve Bag- bakanı Vaino Tanner'i memleke- tin en büyük ticaret girketi olan «Finlandiya Kooperatifler Cemi- yeli >nin başkanlığına seçmiş- lerdir. Tanner, geçen Kasım ayında ha pisten çıkmıştı. Komünistler ta- rafından Rus aleyhtarı bir siya- set takip etmekle itham ediliyor- du. Hatırlarda olduğu gibi, - Sta- lin'in Finlandiya meseleleri eks- peri olan Otto Wille Kusinen' sosyalist partisinden attıran Tan İharına iştirak ettiği bildiriliyor. Aldığımız mafümata göre, A- morikadan alacağımız harb gemi- bütün hazırlıklar tamam lanmış ve Amerika bize dört muhrip ile iki denizaltıdan baş- ka iki tane <Daiton> sınıfından kruvazör vermeği kabul etmiş- A Bu kruvazörler 13500 er ton- luktur, birer tayyare taşımakta- ingiliz Başhemşiresi İzmirde İzmir, 21 (a.a.) — Londra has- tahaneleri başhemşiresi Miss Mac Manus bu sabah şehrimizde- ki hastahaneleri ayrı ayrı gezi lek alâkalılarla temasta bulun- temaslar soranlara bu hakkında intibalarını bunların öylemiştir. İngiliz mükemmel» olduğunu başhemşiresi Baat 14.30 da memleket hastah: nesinde alâkalılara ve akşam üs- tü Halkevinde bugünkü hastabakıcılığın tıbbi alanda ol- duğu kadar sosyal hayatta da tutmuş olduğu mevkiün ehemmi- yetini, hemşirenin vazifesinin tıh- bi ve psikolojik sahadaki rolünü belirten iki ayrı konferans ver- miş ve bu konferanslar alâka ile dinlenmiştir. Miss Mac Manus yarın şehri- mizden ayrılacaktır. Sis yüzünden bır gemi battı Oslo, 21 a.a. (Reuter) — «Ban dak» adındaki Norveç gemisi dün Soone fiyorunda kesif bir sis ta- bakası yüzünden kazaya uğraya- rak batmıştır. Geminin kaptanı ve mürettebattan altı kişi ölmüş- ner olmuştur. Amerikadan alacağımız yeni harp gemileri dırlar, süratleri 38 - 40 mildir. Her iki kruvazör hâlen Amerika- da teçhiz edilmekte ve eksikleri tamamlanmaktadır. Diğer taraftan dört muhrip ile iki denizaltının bütün hazırlıkla- rı bitmiştir. Muhripleri ve denizaltılârı fes- lim alıp getirecek olan subay ve erat Amerikaya hareket etmişler dir. Bu gemiler Mart ortalarında Himanımıza gelmiş olacaklardır. Ansaldo tezgâhlarında yapılan gemilerimiz İtalyada Ansaldo tezgâhlarına sipariş edilmiş bulunan ve Devle' Denizyollarına ait 4 ticaret gemi- sinden birincisi bu yıl sonunda teslim alınacaktır. Geriye kalan diğer 3 gemi de birer ay fasıla ile 950 yılı ilkbaharında teslim edil- miş olacaktır. Halen tekneleri tamamen mey- ana çıkmış Vve ana güverteleri konmuş bulunmakta olan gemile- rin makine tesisatına devam o- lunmaktadır. Büyük gemileri Ansaldo'nun Cenova, küçük gemiler de Napoli tezgâhlarında inşa edilmektedir. İnşaata nezaret edecek olan yüksek inşaiye mühendislerinden Bahaeddin Elgig ile Musa Pebi, cuma günü İstanbul vapurile İtal 'aya hareket edeceklerdir. Güzellik kraliçesi seçilen zenci kız Montreal, 21 a.a. (lps) — Bir zenci kızı Macdew Üniversitesi- nin güzellik kraliçeliğine seçil- miştir. Zenci bir gar hamalının kızı olan güzellik kraliçesi 20 ya- tür. e Ka HAZRETİ ÖMER & Yazan: KADİRCAN — Ne yapıyorsun, Di nundan bağırdı. Ağzından b an kanları elile tutma. Pa ve dindirmeğe çabalıyordu fakat yapamıyordu.. Ömer, kan- ları görünce irkildi; derin bir pismanlık duydu. ve hiddeti ya- Fâtime'nin cesareti arttı; Al- lah onun yüreğine kuvvet verdi an kanlara aldırmadan ağa beyisine çıkıştı — Ey Ömer, niçin Allahtan u- tanmazsın ve üyetlerle, mucize- lerle — gönderdiği Peygambere yanmazsın. İşte ben ve kocam uslüman olmak gerefini kazan- 119 bulunuyoruz. Başımızı kes- n bundan dönmeyiz. Dedi ve ilâve etti — Allahtan başka tapacak ol- adığına ve Muhammed'in Alla- resflü olduğuna Inanırım. Ömer, bu cesaret karg'sında KAFLI hayrette Bİ'Ğ kaldı; hiç bir müdafaa zayıf ve kuvvetsiz Ömer gibi bir ada- okuyabilmesi n gerçekten büyük hi olmiy bir kadının ma meydan bir değeri olmak lâzımdı; yumu gadı ve Hel karınız, Diyerek, yer âtimi 1 okuduğunuz yazıyı miş, görelim- oturdu. getirdi; Ö- mere gösterdi, Ömer okuyup yaz ma biliyordu. Bundan başk ruhlu, zeki, bilgili, yerler gezmiş bir adamdı. Fâtime k. da yazılmış olan «Tâhâ» sure ezber okudu. kadar d duğu dinlediği sözlerin ve kasi- Bunlar o zamana delerin hiç birine benzemiyordu; gayet güzel bir uslübu vardı; hiç bir insan böy- mânalı, akıcı, eyler söyliyemezdi. Tefrika No. 3 Ömer hayran hayran dinliyor- du ve «Kur'an» onun kalbine liyordu. Fâtime: «Göklerde yer yüzünde ve bunların arasın- da ve toprağın altındaki geyler hep onundur. Yâni Allahındır mânasına olan kısmını okuyunca Ömer derin bir düşünceye daldı Sonra kızkardegine sordu — Ey Fâtime, bu kadar mah lüklar hep sizin taptığınız Tan- rının midir? Evet! Şüphe var mı si onundur. — Ey Fâtime, bizim bin beş yüz kadar süslü ve büyük putl: rımız var, Hiç birisinin yer yü- zünde bir kırat malı ve bir karış mülkü yok! Ömer yeniden — daldığı sırada kızkardeşi okumakta devam edi- yordu: «Başka tapacak yoktur, ancak odur; en güzel isimler o- nundur.» âyetine geldi. Ömerin gındadır. radesi elinden gitti: — Bu sayfayı bana ver! — Veremem, — Niçin? — Bu bir kitaptır. kirli olan- (ar ona dokunmamalıdırlar. — Ne yapmak lâzımdır? — Gusül etmelidir. Ömer hemen taşlığa çıktı; 80- yundu, tepeden tırnağa su dö- kündü, giyindi ve odaya döndü. Fâtime, âyetin yazılı olduğu sayfayı ona vermekte hfilâ tered düt ediyordu. Ömer sebebini s0- Korkarım ki bir saygısızlık edesin! Dedi. Ömer cevap verdi — Saygı göstermekten başka bir gey yapmıyacağıma yemin e- derim, Yüreğimde İslâm sevgisi doğdu. Kızkardeşi artık sayfayı ver« di; Ömer dikkatle gözden geçir- di; okudukça daha derin düşü celere dalıyor; Allahın büy ğünü daha iyi anlıyordu. Neden sonra başını kaldırdı Bunlar ne kadar tatlı ve ruha işliyen sözlerdir ki yürejfim den inkâr perdesini kaldırdı Allah» ibadete lâyıktır. N Ka c _Siıpan Taşı Anlıyamadık ki Allah, gu «Ulus> un i» kinci sayfa muharriri Fa- Tih Rıfkı'dan — razı olsun! Ne saman sıkışip — mevzu darlığına uğrasam Hızır gi- gi imdadıma yetişir. Dün de öyle oldu. Baktım : «Dar- H, bollu» bir makale neşret- miş, kekremsi dili müdafda edip duruyor. İmamzade, kesip atıyor: Uydurma diç yokmuş.. Za- ten ona göre, neyin var, ne- yin yok olduğu bizce tama- men moçhuldür. Hattâ ken- disince bile. Hazret meteo- roloji istasyonu değil ki; siyasi havanın yarın nasıl olacağını bilsin! Şu iddia karşısında insa- nın ister istemez — soracağı geliyor: Peki, uydurma dil yok.. Amma onun yazdık- Tarı ne? Ertuğrel ŞEVKET ej Bulgar Elçisi Dün Cumhurbaşkanına itimatnamesini verdi Ankara: 21 a.a. — Cumhurbaş - Kanı İsmet İnönü bugün saat 16.30 da Çankaya'daki köşklerinde — iti- iestnamesini takdime gelen — Bul-. Baristan halkçı — cumhuriyeti elçi- &1 ekselâns mösyö Yordan Teho- Danov'u, mutad merasim İle, kabul buyurmuslardır, Bu kabil esnasında dişişleri ba- Kanlığı umum! kâtibi büyük — elçi Fuad Carım da hazır bulunmuş - tur. İran transit yolu açılabildı Ankara, 21 (a.a.) — Yağan fazla kar yüzünden kapalı bulu- nan İran transit yolu temizlen- miş ve münakaleye açılmıştır. Diğer taraftan merkezi — Ana- doluda kapalı bulunan yolların da açılması için büyük gayret sarfedilmektedir. Lângadaki kamyon kazası Dün saat 15 raddelerinde Küçük L&ngada bir kaza olmuştur. Salih adında 15 yaşlarında — bir çocuk 33 No, lu - Yedikule - Bah- gekapı tramvay arabasından atla- mak isterken aksi — İstikamteten gelmekte olan bir kamyonun sad- mesine uğramış, başından yaralan- mıştir, Kazaya sebebiyet veren Kamyon, kaza mahallinden — sürat- Ie uzaklaştığından plâka No. sı ve, Foförün adı tesbit olunamamıştır. Ani ölüm Taşralı olup — Sirkecide — Bingöl| ctdlinde misafir bulunan 1301 do- fumlu Mehmet Ziysettin adında bi HSi ani olarak ölmüştür. Cescdl muayene eden adalet doktoru ölü- Tmü güpheli görmüş cesedi morga kaldırtmıştır. Vef at İbradı eşrafından merhum Hacı İbrahim efendinin refikası, Orma- na'lı Eyüp Bey zâde Mustafa Eyüp Cülu'nun kayınvaldeleri, Müzeyyen | Eyüpoğlunun valdeleri, Şadan Er - | Biner, Talla Göncer ve Dr. Musta- fa Eyüpoğlunun büyük — valdeleri, emekli süvari yüzbaşısı Şevki Er- giner ve Dr. Cavit Göncer'in bü- yük kayınvaldeleri salihatı nisvan- dan, Rahiye Zehra GERGİN €celi mevudu ile hakkın — rahmeti- ne kavuşmuştur. Cenazesi bu gün öğle namazını müteakip Beyazıt Camlinden kaldırılarak — Edirneka- pi Şehitliğine defnedilecektir. Mer- hümeye Meviâ rahmet eyleye, Çelenk gönderilmemesi rica olu- nur. oğum gününün 217 in- ci senei devriyesi olan 22 şubatta Amerikan milleti, Birleşik Amerikanın bi- rinci cumhurbaşkanı ve Ameri- kada «Memleketinin babası» 0- larak tanınan George Vaşingto- na karşı saygı ödevini yerine getirecektir. İşte böyle bir gün- de büyüklü, küçüklü, bir hürri- yet savaşında 13 zayıf koloniye önderlik eden ve ayrılan bir mil leti birleştirerek sahilden sahi- le inkişaf eden verimli küçük bir memleket haline getirmekle muazzam bir vazifeyi başaran uzun boylu, samimi ve zahiren sert görünen bir centilmeni dü- günürler. O gün kanunen milli bayram olarak kabul edilmiş ve dünya- daki bütün Amerika Birleşik devletleri daireleri kapalıdır. 43 yaşında Amerikan koloni- leri ordusunun başkomutanı 0- lan George Vaşington serbesti- yetin esaslı inancısı idi. Vaşing- fton, ilk zamanlarında sâkin bir hayat geçirmesine rağmen ken disini hiç bir zaman milletinden tecrid etmiş değildi. Amerika- nın batısındaki hudut mıntaka- larının açılış noktasında ve ön safhada bulunuyordu. Para yar dımlarında bulunuyordu ve biz zat bir arazi keşfine iştirak et- mişti. Ayni zamanda, milletin nabzında diğer memleketten ge len ve mütemadi surette artan vergilerle tazyiki belirten heye- candan husule gelen yeni bir da raban hissetmişti. İlk kontinantal kongreye mü messil seçilmişti. Böylece, pro- testo eden dargın Amerikalılar tarafından kendi kendini idare eden bir teşekkül vücut bulmuş tu. Daha sonra ikinci kongre, gevşek bir durumda bulunan milis gruplarını yeniden organi ze ve bunlara kumanda etmesi- ni kendisinden talep etti. Vaşing ton bu teklifi kabul etti, fakat ayni zamanda kendisine verile- cek bütün ücretleri de reddet- mekten geri kalmamıştı. Memle ketinin refah ve saadeti için hiz mette bulunmaktan büyük bir zevk duyduğunu açığa vurmuş- tu. Lâkin Vaşingtonun kabul et- tiği vazife muazzamdı. Fena teç hiz edilmiş kıtalarla karşılaştı. Hattâ cihazsızlık göze çarpıyor- du. Otoriteyi takviye etti. Va- şingtonun disipline karşı büyük bir inancı vardı. Karşılaştığı er ler, dağlık mıntakalardan ve çiftliklerden gelme kimselerdi, ve aşağı yukarı istediklerini ya piyorlardı. Bunlar, kısa bir zaman zar- fında generallerine hürmet et- mesini öğrenmiştiler. Onun, gi- riştikleri hürriyet savaşına inan dığını anladıkları için kış, kar ve soğuğu nazarı itibara alma- dan her yere seve seve kendisi- ni takip ediyorlardı. İşte bu fe- dakârlık, büyük ölçüde zafere önayak olmuştu. Savaştan Sonra, Vaşington, evine dönmüştü. Gayesi, uzun bir istirahat devresi geçirmek- ti. Artık yorulmuştu. Bilhassa savaştan usanmıştı. Fakat, o ra hata kavuşmak hiç de kolay bir iş değildi. Bir devlet vücude ge- tirmek, bir anayasanın çerçeve- sini hazırlamak ve bir hükümet mekanizmasını harekete geçir- mek için vatandaşları kendisini tekrar vazife başına çağırmıs- lardı. Bu adamların yapmış ol- duğu plânlar tamamen yeni İ Anayasa, dünyanın ilk demok- rat cumhuriyeti için nizam koy muştu. Kabul ettiği - takdirde Vaşington, onların başkanı ola caktı. Kabul etti ve millet, bir- Sonra sordu: — Müslüman olmak için no yapmak gerektir? Sait çoktan kalkmış, bir ke- narda tereddüt ve hayretle ona bakıyordu. Ömerin bütün bunla- ri yalandan yapmasına imkâün yoktu; zira hile bilmezdi. O h de çok mühim ve büyük bir hâ dise karşısında bulunuyordu. Fâtime ona dedi ki: — Müslüman olmak için Eş- hedü en Iâilâhe illâllah ve eşh dü enne Muhammeden resulül- lah» demek yeter, Ömer derhal ayağa kalktı; e- Tini göğsüne bastırarak gür bir le bu Bözleri tekrarladı. Sait ve karısı son derece Bevin mişlerdi; diz. çöktüler ve tatlı göz yaşları dökerek Allaha bin defa gükrettiler. Gizlenmiş ol: Hubab yerinden fırladı ve dedi ki: 3y Ömer, Peygamberimiz «Bu dini ya Ebu Cehil ile yahut » Ömer bin Hattab ile aziz eyle'» diyo dua etmişti. Müjde bu saadet ve devlet sana kısmet- lik halinde himaye etti. —————————” Ömer hemen sordu: — Allahın Resulü nerededir, Onun mübarek yüzünü görmek, | kulu olmak isterim, Sevinçten Saidin gözleri ya- şarmıştı; Fâtime ağlıyordu. Hu- bab: — Arkamdan gel! Diyerek evden çıktı. med o gün Sefa civarında Müslü- manlarla beraber Hamza'nın e- vinde —oturmuş, konuşuyordu. Muham- Gözcüler Ömerin Hubabla birli te geldiğini görünce telâşla ha- ber verdiler; karşı durmak İçin Çünkü Ebu Cehll ile arkadaşlarının. Öme Mu: hammedi öldürmek U gön- derdiğini öğrenmişlerdi; sevinç- ıkları davul zurna sesle- rini de duyuyorlardı. Peygambe- re dediler ki: — Ey Muhammed, izin ver de hep beraber dışarı çıkıp Ömerle davrandılar. ere dövüşelim ve din uğrunda gehit | olalım! Büyük İslâm Peygamberi ce- vap verdi: (Devamı var) George — Vaşingtonun 8 yıllık cumhurbaşkanlığı (1789 - 1797) müşkilâtsız geçmedi. Yeni teşek Kül eden bir memleket için ga- yet tabil olan güçlükleri başarı ile yenen Vaşington, yüksek bir öuderlik kabiliyeti, zekâ ve saml miyet göstermişti. İkinci 4 aylık cumhurbaşkan- uhr bölgesinde millet- lerarası bir idarenin kurulmasına dair müt- tefiklerin aldıkları karar, bek- lenilmedik tesir yaratmıştır. Bu karar kesin surette, tehlikeli bir Alman milliyetçiliği doğurabile- cek bir potansiyelin yeniden vü cut bulabileceğini belirtmiştir. Almanlara, işgal bittikten sonra dahi Ruhr havzasının se- nelerce milletlerarası - kontrole tâbi tutulacağı hakkında bir kararın müsbet tesir etmiyeceği muhakkaktı. Ekonomik bakımdan bir tah- didatı ifade etmekte, psikolojik bakımdan ise, Almanların se- vinçle unutmak- istedikleri ve başkalarının da unutmasını te- menni ettikleri bir keyfiyeti hatırlatmaktadır; — Almanyanın mağlub olmuş bir müteârız dev- let oluşu. Yalnız bu da değil, aynı zamanda Birinci Dünya Harbinden #sonra, kontrolden kurtuluşunu, tazminattan kur- tuluşunu hatırlatmakta ve tam bağımsızlığa kavuştuktan son- ra bu serbestinin Almanya tara fından ikinci bir dünya harbine hazırlanılmasını intaç ettirmiş- tir. Umumiyetle Alman sosyalist ve sendikalarının bugüne kadar olan tenkitleri mantıklı ve yapı- c olmuştur. Asıl itirazlar başka mahallerden gelmektedir. Müf- rit milliyetçiler, sanayiciler ve kömünistler. Weimar halkını im ha eden hastalığın emareleri yine kendini göstermiye başla. mıştır. Almanyada komünistlerin ta kib ettikleri hareket tarzı, tabl- atile Anglo - sakson inhisarcı kapitalizminin uğruna Alman sanayisinin mahvoluşunu belirt ml: Bu hareket tarzını gü- denler, ayni zamanda Almanya- 'nın Rühr bölgesinin Sovyet Rus yaya karşı yapılacak bir harbde silâh deposu olarak kullanılaca- ğı iddiasında bulunmaktadırlar. Fakat komünistler hakikatler kadar istikrara da ehemmiyet vermemektedirler. Komünistle - len vazife batı demokra- silere karşı Almanlarda bir nef- ret hissi uyandırmak ve Batı as- kert hükümetleri için baş ağrıları vücuda getirmektir. Ruhr anlaş- |masında da demagoji yapmak - çin istedikleri fırsatı bulmuşlar- ir. dir. Sanayicilerin itirazları daha gahsi sebeplerden ileri gelmek- tedir. Hitleri iktidara getiren Ruhr'un eski baronları artık | gitmiş bulunmaktadırlar. Bun- ların halefleri, eskilerin suçları Bir Yıldönümü G. Washington Birleşik Amerikanın ilk Cumhurbaşkanı 217 sene evvel bugün doğmuştu Almanyave mes' SAVKA: $ lığı devresi sona erince, Üçüncü defa cumhurbaşkanı olması ta« lep edildi. Vaşington reddetti. Hükümet mekanizmasını faali- yete geçirdiğine ve şimdi de baş ka birinin feraat mevkline geç- mesi zamanının geldiğine kani bulunuyordu. Vaşington, 14 a- ralık 1799 da ölmüştür. Başşehirde Washington Abidesi... Yüksekliği 166 m, yukarıya kador asansör işlemektedir. >Ruhr elesi — Y e | W.N.EWER na iştirâk etmiş olmamakla be- raber istiklâlin Krup'ları Tysse- leri olarak, ekonomik idareyi ele alabilecek geniş sanayi mer- kezleri kurmak hayallerini ya- şatmaktadırlar. Bunlar gerek milletlerarası kontrolden gerek dahili kontrolden kurtarılarak serbestiye kavuşmak emelini gü düyorlar. Bunlar, Ruhr anlaşmasına sosyalizme karşı cephe almala- rını intaç ettiren ayni sebepler. den dolayı muarız bulunuyor- lar. Bu şahıslar, Amerikan sere best teşebbüs teşvik zihniyeti- ne güvenmektedirler. Son olarak, Almanyada milll- yetçilik zihniyetinin yer almak« ta olduğuna dair deliller mevcut bulunmaktadır. Geçen gün gene ral Clay göyle demişti: «Yer altında bulunan milli- yetçi gruplar bir kere daha baş- Jarını kaldırmıya- çalışı Tam milletlerarası müsavat, tam ve müsavi işbirliği ortaklı. ğı, ancak serbest dünya millet« leri Almanyada demokrasinin tamamen yerleştiğine kani ol- dukları zaman ve Almanyanıni gerek komünistlere gerekse a- şırı milliyetçilere karşı koyup sanayi entrikacılarını " önlemiye muktedir olduğu zaman, Alman yaya verilebilir. İşte Ruhr anlaşmasının ve Al manlar üzerindeki tesirinin ha kiki mahiyeti budur. r KISA HABERLER 4 Galatada, Maksut Güngör; Enver Damar ve Ahmet Sungur ev kirası yüzünden sopalarla kav ga etmişler, Maksut başından &« ğır surette * Ramide, Hüseyin ile Mustae fa kavga etmişler, Mustafa Ede seyini bıçakla yaralamıştır. * Tarlabaşında Simitçi soküe ğında 13 No. lu evde oturan Ele mas Yılmaz adında 50 yaşlarında bir kadın, evinde kiracısı ile ağız kavgası ederken fenalık geçirmfş ve ölmüştür. * Atatürk bulvarında Saba. hattin, İsmail ve Ali adlarında üç arkadaş gelip geçenlere sar- kıntılık ettikleri ve tecavüzlerde bulundukları için yakalanmışlar adilyeye vorilmişlerdir.