“ dJantıda kurul üyesi Reşat Karcı ta N Düzcedeki dairelerin bayrakları Resmi daireler tahsisat yetersizliği ğüzünden yır- tık, yamalı: bayrak kulla- mıyorlar. Binaenaleyh ne j de olsa bayrağa saygı lâ- zimdir —- Düzce (Hususi) — Bazı resmi da ire ve kurumların bayraklarının y amalı, püsküllü, delik, yırtık, güve ye xdği ile yendiğini görüyorun bayrağı kanununa "ııre böyle bay- zakların kullanılması.sureti katiye desmemnudur, »Bazı dalre âmirleri e bu noktaları hatırlattığımda, ba a tahsisatın yetersizliğinden bah- sediyorlar, Yeter miktarda tahsisat olmadığı zamanlar da hk)lc bayrak Jar kullanılabilseydi kahun - açıkçı yazardı, Hiçbir. bahane ile böyle bayraklar kullanılamaz, Kanun bu nu âmirdir, Yine bayrakların baz; dairelerde tozlu ve sandıkların üstünde durdu ğunu gördüm, “Kanun böyle yer lere değil, kapalı, temiz yerlere ko nulmasını, bayrağa gerektiği şekil- de saygı yösterilmesini ister, Bir 'Türk vatandaşı sıfatile bu hususla ra dikkat edilmesini idare âmirlerin en rica ederiz, Türk vatanının Türk Milletinin timsali bayrağımı. za saygıda ihmal göstermiyelim, S i_;vefekd € D. P. lilarin toplantısı Biverek: (Husus) — — Siverekte müteşekkil Demokrat Parti merke zinde tekmil ocak ve bucak teşki. dâtının iştirakiyle bir toplantı yapıl | 'Miş ve hararetli müzakerelerde bu “Junulmuştur. Devam eden bü top| di rafından son hâdiseler etrafında ge niş izahat vermiş ve hazır bulünan darın'bu hususta sordukları sualle Te ayrı ayrı cevaplar — verilmiştir. Siverek Demokratlarının toplantı- sında- bilhassa - genel kurula karşı #arsılmaz bir itimatla bağlı bulun- dukları şurada burada”çıkan yersiz tezahürlerin parti çalışmasına — ve yazifesine”asla — tesiri olamıyacağı anlaşılmıştır, Ve bu ayrılıkları yara Aanlara-karşı-kati: hareketlerle.mu Kâabele edilmesinin millet ve parti| menfaatı muktezasından-elzem oldu tile bulundukları mahallere. dönmek| gu üzerinde- götüş birliği hâsıl ol- | muştur, Toplantının verdiği karar Jarın genel- kurula da bildirilmesi | muvafık - görüldüğünden yazılması | na've her zamandan daha kuvvet di bir imân ve güvenle görüşmelere son> verilmiştir, Ü ee göninen, Cenub hududunda bir kaçakçılık Urfa; (Hususi) — Surucun - Ali yar köyü civarında ve hududa - bir kilometre mesafede 307 baş koyu /u Suriyeye geçirmek isteyen ka- çakçılar bir pusuya' düşürülmüşler Gir, Pusuya düşen kaçakçılar pusu yu kuran muhafaza teşkilâtına ev velâ-silâh kullanmışlar - ve muka bele neticesinde kaçakçılardan Mu- harrem öldürülmüştür, Bunun üze | rine koyunların sahibi Mahmut'Zey di teslim olmuş ve kaçakçılar Su ruç adliyesine teslim edilmişlerdir, aa Kemalpaşada kuduz bir kedi çocuğa saldırdı Güz kedi, çarşı ortasmda Süleyman | Oğlu 'Yücel adında sekiz yaşında | bir çocuğun üzerine atılarak bacak Jaritdan ısırmiş, çocük * güçlükle kurtarılmıştır, Kedi öldürülmüştür. Doktor çocuğun İzmirde tedavisine Tüzüm . göstermiştir, Bu kedinin daha bir çok kedileri galamış olması ihtimali karşısında belediyenin tedbir alması Jâzimdır. Kıskançlık yüzünden hâmile karısını ö'dürdü Adapazarı: (Hususi) — Akyazıya bağlı Sajihiye Köyünde kıskançlık | yüzünden bir cinayet işlenmiş - 26| yaşında Abdülkadir 22 yaşında ve Hamile bulunan — karısı Şükriyeyi brovnig tabanca ile vurarak öldür. | Müştür, Katil saat 24 raddelerinde Şükriye yatağında uyurken kulak #ozuna ateş ettiğinden ölüm ani ol Mmuştur, Silâh sesini duyarak koşup gelen komşular — Abdülkadirin iki yaşındaki çocuğunu annesinin- kan h cesedi üzerinde ağlarken bulmuş bi bu sele halkımızın bir kısnıyda af SON HABERLER * Bandırmadamodern liman ihtiyacı Mevkiinin ehemmiyetine rağmen vapurların barınması için or lern bir liman kurulması isteni Bandırma: (Hususi) — Bandır. ma, Marmaranın Güney sahilinde ve Kapıdağın Doğu körfesinde is. lek bir transit limanıdır, Meşhur şehircilik müteassısı Pros tun dediği gibi, bugünkü yapısı ve coğrafi vaziyetile istikbalin bir tü rist şehri olmadığı namzet olan bu memleketi Deniz yolile İstanbula Ra | ra yolile de Bursa, Bahkesir ve bü| tünfEge bölgesinin İstanbula açi Jan yegâne kapısıdır. Nitekim bu sö gümüzü amn nakliyatı ta mamile isbat etmiştli Lâkin mevkinin bu kadar önemi. ne rağmen, bugün Bandırmanın va | purları koruyacak bir manı ve fe| Li leburgazın pazarı — Ka gündöndü çiçeği çok eki ehemmiyet Lüleburgar ) “Trakyanın zümrüt gibi yeşil ve sevimli kazala rından bir Lüleburgaz. gün- den güne |: etnlekte ve sürat le gelişmektedir. LÜLEBURGAZIN PAZARI Gerek iktisadi ve gerekse zirai bakımından Lüleburgaz Trakya da ilinde emsali bulunmayan ve “bu hususta mücavir ilçelere bir hakkı rüçhan kazanmakla beraber cidden nümune teşkil edecek bir ilçe mer kezidir. Her haftanın pazartesi gün leri kurulmakta olan haftahk pa. zara Saray Vize, Pınarhisar, bütün Balkan isile Hayrabolu, 'Tekitf dağ, Ba 1/ Karklareli, Uzunköp Tü, Edirne. Çorlu ve hattâ İstanbul (dan bir çok erbabı ticaret gelerek hayvan alım satımma fevkalâde e- hemmiyet ve geremi verilmekte ol düğü gibi, mevad Ewdaiye vesair ihtiyaca ait her Cins emtla've er. zak akşama kadar kânillen satıl- makta ve almmaktadır, KAZADA ZİRAAT Gelen” ticaret erbabı ellerindeki maâlları satmak vejma) almak sure tedirer, Memleketimizde pancar ve gündöndü zeriyatı fazla olduğu gi- yon zerriyatı-ile de iştigale başla mış yaz gibi geçen kış mevsiminde zürranmız boş durmamış-arazileri- ni-güzel hazırlamışlar ve bu arada afyonlaını da ekmişlerdir. Hattâ ekilen afyonların «bir. çok Iısmının ilk çaj bile yapılmış tar. Kasabamız - hüdutları-dahilin- (de Devlet Ziraat İşletmeleri- Küru- mu “Türkgeldi — çiftliği'ile Alpullu ırakanlar nur içinde yat- Doğrusu eski a. h insanlarmış. Kendilerine her dakika rahmet o- kutmak için, bugünkü mesken bul ramını evvelden keşfedip evlâtla- rına miras birer ev bırak- mişlar. Külunuzun fakirhanesi de Ak- saray- semti marüfununun 'Taşka- sap mevkilinde. Hani şu — Habibe Mollatın Takkasabı. — Gerçi şimdi ne'sarayı ne de kasabı' kalmış'am- ma; kasabın taşı bizim fakirhane nin köşesine sığınmış, gün,görmüş bir adam gibi mahallenin- haline bakıp günden güne erimekte. Ma- hallelinin tâhirile bizim konak ta; bBüyük babadan' metrustur. Ahşap tır. Her zaman tâmir gördüğü- hal delarada sırada. yine örası bürası amlar a düşer. Amma Sakın - hor - görme- yin. Tramvay — caddesine - doğru bir heybetli duruşu vüardar ki; sanki bütün ma- halleye meydan okuyor zanneder- sihiz. — Ka daki — yanm evlerin ise; cam ve çerçevesi yer nevportakal sandığımmhianmış, ga: Ççırsaçaği bürbirine karışmış, soba: sından” böşanmış: bir. boru m lâkta sallanır. Neresinde barihdik larına bif türlü akıl erdiremedi” ğim bu evlerin her odasında da bir ları vüzera mul angını hepsini sil- Bizim konak büyük nazaran bil- Fatih süpürmü: ti imiş, Ti valdenin - anlattığına mem harigi zatın duasını almış da yangıdan paçayı zor — kurtarmış, Şimdi de belediye silip süpürüyor. Maamafih bu mnunum, Hattâ zavallı belödiyeciğin parası jyokmuş da, omun için istimlâk e- lardır, Cinayeti müteakip kaçan ka til şehrimizde vakalanmıştır. demiyormuş. Ay başında tramva- va atlıyanlardan ceza mı kesecek Çanakkale yanaşamadı 1ç Lüleburgaz inkişaf ve terakki yolunda Düzcede av malzemesi-yok mo- Geçenlerde fırtına yüzünden çindeki halk aç kalı na havalarda kazasız yanaşılacak bir iskelesi yoktur. İşte bu yokluk dolayısile Bandırmaya: sefer yapan yapurlar — fırtımalı havalarda/ Ban dırmaya gelemiyor, gelsede yanaşa mıyarak Bakraç - denilen kuytuya sığınıyorlar: Bu halin doğurduğu ak saklık ve zaruretler çekilmez — bir hale gelmiştir, Geçenlerde sefer ya pan, Çanakkale vapuru yanaşama- mış ve içindeki halk iki gün aç su suz selaletle kucaklaşmıştır. Bandırmanın İlman yokluğu eze ll ve en büyük derdimizdir, Yııınri danberi söylendiği halde bütün söz| Jer küvveden fiile geçememiştir. A lakalıların dikkâtlerini celbederiz, /Mustafa Evyapan zada <ziraat — Bu sene ldi — Afyon zeriyatına verilecek çiftliğinin “de fukara halkımıza fazlaca: yardımları dokunmaktadır, KASABADA İŞSİZ YOK Amele kısmı mart ayından itiba ren bu çiftliklerde - çalışmaktadır, Bütün yaz mevsiminde kasaba-dâ hilinde hemen hemen işsiz ve güç süz insanlara ender tesadüf edile, bilmektedir, Gerek iş ve gerek ekin hususların da- halkımız- yekdiğerle- rile rekabet eder derecede “çalış. maktadır. Yaz mahsulâtına ait bü tün yerler nadas haline ifrağ edil. miş bulunmaktadır, Yalnız şubat ve - mart aylarında havalar fazlaca soğuk yapmağa baş Jamış ise gde, mevsim itibarile ya- kında bunun da geçeceği ve havala Tın inkişaf edeceği kanaati kuvvet lidir, KUZU ETİ UCUZLADI Kasabamızda kuzu eti fiyatlari| belediye daimi encümeni kararile yeniden-ucuzlatılmıştır, Bu karara göre kuzu 220 den 180 kuruşa satıl| maya başlanmıştır, Mehmed. Tercan — ğ Düzce (Hususi) — Burada av| malzemesi buhranı devam. etmek- tedir. Bayilere birer sandik —av malzemesi alabilecekleri bildiril- miş ise-de bir- sandık için İzmite kadar gidip malzeme almayı hiç bir bayi istememektedir. Şehrimizde —mevcud av malze- mesi ancak bir haftalık bir ihti- yacı karşılayabilir. Av malzemesi bayileri badema malzemenin Düz- ce Tekel«Müdürlüğü vâsıtasile ve Adapazarı köylerinde ala- cak yüzünden cinayet 5 tabancalı birbirine girdi| iki kişi öldü aA Adapazarı; (Hususi) — İlçemize bağlı Değirmendere köyünde cumar tesi-sabahı beş köylü arasında- vu | kua gelen müthiş bir tabanca düecl losu - Üesinin ölümü ile neticelen- miştir, Yaptığım tahkikata göre hâdise şöyle cereyan etmiştir: Değirmeridere köyünden 'Hüseyin Ermiş köyün İmamı Mustafa engü le bir müddet evvel 50 Jira borç ver miştir; Hüseyin cumartesi sabahı erkenden imamın evine giderek ev velce: verdiği -elli llrayı istemiş, ala mayınca imam Mustafanın karısı na, kızına söğmüştür, Ayni rgünü Hüseyin ile köy meydanında ima mın damadı Halit- karyılaşmışlar, Halitin tabancasını çekip ateşleme sini müteakip Hüseyinde yanındaki tabancasile âteşe başlamış ve hâdi se — karşılıklı.bir düello vaziyetini almıştır. Bu sırada. Halitin yardımı ikiekardeşi Hüseyine-dse Oğlu Da- vutgelmiştir, Bu düelle bu sefer 2 ye karşı Üç halinde bir müddet de- vam etmiş, Neticede Hüseyinin öl mesi — üzerine oğlu — Davut kavga | mahallinden kaçmış fakat karşı ta | raftan Hâlldde Davatun attığı kur şunlar neticesi ölmüştür, Bu iki ki şinin ölümüle neticelenen cinaye tin dâvasına: başlanmıştır, Erbaa ve Taş- ova'da tütün satışları —— 'Tokat: (Hususi) — Erbaa ve 'Ta şovada yeni yıl tütün satışlarına 15 martta başlanmıştır, Mart - sonun. daki duruma göre: Erbaada, 45:000, 'Taşoyada 70,000 Kilo tütün — satış mahallerine getirilmiş ve azı 110 çoğu 370-krş, üzerinden 'Tekel tara fmdan mübayaa edilmiştir, Örtala ma tiyat 170/180-arasında olup ge nel durumdan müstahsil memnun görünmektedir. “Ayni zamanda alı- cı tüccar elindeki “tütün-stokların dış piyasalara verilememiş olmas; satışların daima tek alcı ile yürü mesini intaç ettirmekte ve tesirli olamamaktadır, Geçen senelere Eö Te cidden çok temiz ve iyi kaliteli olan Taşova: tütünlerinin iyi fiyat larla satış ;görmesi için ortada hiç bir sebeb olmamak lâzım gelir. Te. kelin fiyat ve neviyat'baremlerinde fiyat-artışı yapması beklenmekte- dir, Basri Ahmed Ünal ni eeliğünn üüü “Akçakoca Orman Müdür.- lüğü »kaldırıldı ü gaü Düzce (Hususi) — Akçakoca orman işletme müdürlüğü lâğve - dilerek*şehrimiz orman işletme mü dürlüğüne bağlı bölge şefliği ha- rilmesini istemektedirler. line' getirilmiştir. ENİBABAH — Dereden-Tepeden — 12 NİSAN 1935 l TARİHDENB RYAPRAK__J Meşhur Suikasdier | Herkes huşü içinde ncemaz kılarken üç | üç ayrı yerde üçadam, safların arasından sıyrılarak ellerindeki hançeri imamın — VEN — Hazreti Osmanın gehadeti üze- rine Hazreti Ali halife ilân edil- mişti. Çok iyi bir asker olmasına mükabil devlet idaresindeki liyakat sizliği uzun zamandanberi — Sürüp gelen Beni Ümeyye, ve Hâşimt re- kabet ve münaferetinin artmasına sebeb olmmüştü. Yeni, halife, 'Haz « reti Osmanın Bütün.. memurlarmı azl) etmek ve dolayısile de kendisi- ne bir çok düşman peyda etmekle başlamıştı. Halbu ki, aleyldar ları onu Hazreti Osmanın şehade- tinde parmağı olmakla itham edi- yorlardı, Kimbilir, belki de haklı idiler.. Çünkü Mısırlılar geriye döndükle- ri zaman Ali ile birlikte eşrafdan bir kısmı işe karışmamak için say- fiyeye çekilmişlerdi. Halbu ki, pele Alâ bir: tedbir alabilirdi. Bundan sarlfınazar edilse bile halife oldu- ğu zaman da katillerin cezaland- mılması cihetine gitmemesi tenki- hâdisedir. idetli hareketlerile en "yakın- larını bile darıltmıştır. Büyük bir ekseriyet teşkil- eden -gayri -mem- nunlar Mekkeye - gelerek - Hazreti Ayşeye müracaat- etmişlerdi. Bun| — ların tahrik ve teşviklerine kapı- lan Ayşe, bir zaman- Osmanın hal' ini isterken bu defa da-katillerin cezalandırılmasının bir borç oldu ğunu iddia ediyordu. Ayşe bu ha- reketinde katiyen samimi — değil- di. Hazreti Muhammedin sağlığın-| da, Alinin kendisinden şüpheye-dü gerek Hazreti Muhammede boşa- ması için tavsiyede — bulunmasını bir türlü affedemiyor ve-bunun in tikamını almak ' için fırsat bekli- yordu. İlk iş olarak Mekkelileri Ali aleyhine isyana teşvik-etti ve muvaffak da oldu. Eyaletlere : gönderilen vâliler de| halkın fena- muamelesile- karşılaş- tilar. Bir kısmı da ölümle tehdide maruz kaldıklarından vazifelerini bırakarak geriye döndüler. -Bu ka, rışıklıklardan - istifade etmek — iste| yen Hazreti Osmamn - küçük ye - Beni Şam> vâlisi - Muaviye de kan| dâvası iddia ederek silâha sarıl - di. Ayse ile müttefikleri olan Tab; ha ve Zübeyir-Mekkede- tutunabi-. leceklerini , ummadıklarından - Bas-, raya. gitmişlerdi. Ali . kuvvetlerini toplayarak: derhal üzerlerine- yürü| dü. Şiddetli bir savaş — sonunda, Talha, Zubeyir ve adamlarından bir çoğu öldürüldükleri gibi Aye şe de esir edildi. Ali kendisini affetti. Bu-mesele kolayca halledilmişti. Fakat Suri| yeyi elde etmek pek kolay değildi. Her gün Şam camiinde Hazretil Osmanın kanlı gömleği halka gös teriliyordu: ahallennm yoksa kiracılardan ikametgâh ver- gisi mi alacak ne yapacaksa bir an evvel çaresine baksa da, birbirine yaslanmış serhoşlar — gibi düram ev müsveddelerini- kaldırsa. Artık bıktım. Yorgun argın evinize, gelip biraz âstirahat edeyim — derken; Taşköprü-şivesile bir kadın avaze- Bi: — Yangun — vaar!... Yangun vaaar!... » Aman Yarabbi acaba neresi ya- riyor? Acaba kim — tütuşturdu? Komünistler mi?... Bizim -mahalle de komünistin işi ne. Yedisinden yetmişine kadar hepsinin ağzında (Demokrat) lâfı. Gülmeyin. mahal lemiz-ayni zamanda siyasidir. Za- ten şimdi lâf karaborsası var. En Wera kahve köşelerinde bile siya- Bet, 'Bizim' mahalledeki konu kom- Şü' da 'bir araya geldi mi; selâmu- '“aleyküm" demeden Moskof — nota (Emerigalılar) — tayyare (Damograd ireisi) de nu- miş lâfından ba diseleri de kalmıyorlar, tahminler de yürü tüyorlar. Yançın avazesi üzerine hemen pencereye koştuk. — Maazallah bir alev aldı mı, tek ev kalmayıncaya kadar silip güprülür. si ahşap, itfaiyenin hortumu pat- lak, Görünürde alev yok. Lâ caddenin ortasında yeldirmesli savuran, ellerile ayaklarile akro- Evlerin hep- basi hareketleri 'yaparak feci bir şeyin cereyon ettiğini anlatmak is tiyen, soluk atkılı, erkek ayakka- bili bir kadn. Elterinde yarım di- lim ekmek, kirden ağzı burnu tef- rik edilmiyen başı kabak ayağı ta- iş Yünem —| | Ali Z. Çobanoğlu | kunyahı külotsuz çocuklar. Dükkân elbiseleriyle aşçılar, kunduracılar. larından! iş tatlıcılar, fırlıyan Sabahliklarile dışarı uğrayan her- dem tazeler. ihtiyar-imam bile orada. Bütün mahalleli sanki içtiman çağrılmıs, Bacağını çekemiyen n Ortada; mücadeleyi ayırmaya. <a hışanların arasında orta yaşlı, Bi man, korkunç bir kadın, Romme lin tabiyesini taklid ederek müte madiyen hücum ediyor. Kadını gö rür görmez meseleyi dernal anla: dım. Çünkü bir defa da yanımız- daki çeşmenin önünde bir- kadın: cağızı yere yatırmış ağzın parıyordu. Elâleme de eğlen: uş, şimdi ©- nu ce lâzım. Herkes durmi rasını koparacak şimdi saç lacak diye sırıtıyor. Can havlil a bürnü- n yo- evden pijamalarla, terliklerle fır- Tadım; güçbelâ bu dişi muharebe- yi ayırabildim. Kadın kavgasını 8- yırmak da meğerse ne müşkülmüş. “Acaba namus dâvası açar mı kor- kusile insan neresinden tutacağı- 'mı şaşırıyor, Bir de dayak yiyenim dâvacısı olarak karakola — gittik. Ne ise işi uzatlmadan oracıkta miül cahidleri - barıştırmıya — muvaffak olduk! Bu sefer de başka bir kadım cağızı tepelemek için gözüne kes- tirmiş, O anda eline fırsat geçti- ğinden. hücuma. yeltenmiş. Lâkin facia çabuk- önlendi. Yangın kor- kusu tebessüme inkılâb etti. Yanımızda bir çeşme — vardır. Vaktiyle — Karkçeğme - idi, — sonra kırklara karıştı. Terkos oldu. Şim- dilik benliğini muhafaza ediyor. İşte bu çeşme de, insanlar gibi ce- fakârdır. Musluğunun üstünden el, yalağının üstünden kova, hududumn da kavga hiç.eksik olmaz, Birbir- lerihin sırasına: tecavüz ettiler miş bir Omgar kKopar, Tenekeler bazam birbirine bazen: de sahiblerinin ka falarma iner kalkar. Tangıştıların, şangırtıların arasından türlü ton- vede; bazen kadm mrı erkek olduğu ahlağılamıyan — sezler enine merdiven daya gibi, şalvarlı yeme- r-hatunun: mi ha üç tane donum var. Ka- nda su kalmadı. Diğer bir kadının, Ayol çocuğumu evde bırak- tım, odada mangal da duruyordu. Yarabbi sen.bilirsin. Bir tazenin, sırtına indirdi Otuz bin kişi intikam « bir yatakta yatmamay taze S içmemeye, yıkanmamaya yemin et tiler. Muaviye kuvvet nüfuzu- nu her gün daha ziyade artlırıyor du. Hazreti Ali — taarruza karar Yazan et Cemal YENER verdiği zaman İkarşı koyacak ikuvvete mülik c artık mmuğtu.. İki ordu Fratın Sıffin =e ovasında ağtı yelâ ufak tefek çarpışmıdar baş dadı, bunu giddetli bir haro takip etti. Hazreti Ali asker saflamın: dola- gayor, onları teşvik ediyordu.-Kı- hncını vura vura, yüzü —dönmüş, kabzası eline dokunuyordu. Bir a- Talık rakibi Muaviyenin yanına s0- kuldu. Bağırarak: — 'Bu kadar adamı » dürtüyoruz? Gel ikimiz e tıya “döğüşelim. Bakalım hak min tarafında — kalacaktır” dedi. Fakat Muaviye cevab vermedi. Amr, Alinin bu teklifiri — kbbul ler etmesi için Muaviyeye İsrar ettise de o, Alinin nastl 'harbettiğini bi diği için bıma “hiç yanaşmadı. Bu sırada Ebu Talibin kazandığı par- lak bir zafer ye ordusunu perişan bir h den “müthiş bir Ticat b Mmf.'î Harb vmeydaninda Aliye karşı meftdce' bir” netite * alamıyacağını anlayan "Muaviye kaçamak yolları aramağa ' başladı. Bu defa da A- mr ibn-il- As- imdadıma yetişti. Bu zeki adammın tavsiyesile Muaviye, ordusunun — mızraklarımın —ucuna Kur'arlikerim sahifeleri — geçirildi Ayni zamanda Irak a$kerin <Ak lahın kelâmına itaat "göstermeleri- mi> söylemek Ssuretile prı da yaptılar. Alinin askerleri mızraklarda w guşan Kur'an sahifelerini görünee durdular. Bu tereddüdü fırsat bi len, Muaviye işi hakem vâsıtasile halletme bunun için de -kendi tarafından Amr ibn-il-Âs' D etti. Ali bu hilenin farkına yarde ğından harbe devam edildi. Fakat aksi tesadüf eseçi olarak harb bu defa Alinin hine cereyan et TDevamı 5 nodda,; 0.N.U. YU SAPLANDIĞI ÇIKMAZ- DAN KURTARMAK KABİL MiDiR? Birleşmiş Milletler teşki ancak Konünist kalmak ve Rusyanın etmesi ihtimalini Bir- Ortada acı bir hakikat deşmiş Milletler Teşkilât U) fazlasile hastadır. O, ücğ danberi üç esaslı nok hedef tutuyordu: Dünya barışını ve em- niyetini sağlamak; hürr mu- hafaza etmek ve bütün milletleri | Şte süküna kavuşturmak, U. nun bu üç bakımdar mükadderdir. Süphe yok ki, hakil tehlikelidir. Zira böyle mekle kendimizi aldatmıs oluruz. | Aklımız endişe verici bir noğtaya | takılıyor; acaba medeniyetin yıkı- hşını tamamlayacak olen üçüncü bir dünya savaşı kopacak mıdır? Bu suale cevap — verebilmek- için, önümüzdeki yıllar zarfındı alaca- — Evde akşama yemek yok. He rifin yine afyonu patlıyacak. Tare zındaki nâraları yükselir. Bt zelerin arasında da; sakanın mer- kebi amrır, evlerin birinde gramo- fon (Bir ihtimal daha var) plâ çalar. Allah eksikliğini Komşularımız da pek sammimi insan lardır.'Mahalledekilerin hepsi- bir- birinin her şeyinden haberdardır. Eskiden olduğu gibi, mahalledeki hâdiseler istişa ufakıbir gey cereyan etse ağızdan ağıza her kesin kulağına gider. Bazen de sa; mimiyet had devresini bulur»oxza: man da saygısızlık olur. Eh o da üüü göstermesin, olunur, bu saygısızlığı istiyerek yapmıyor ya. Meselâ: Kiracısınn üstündeki odaya yanlışlıkla delik su' teneke> sini koymuş. Tenekenin içindeki #u da kiracının misafir odasına boşalmış.: Odası Çukurovaya dön- müş. Bunda kuzacak me var? Hal buki kiracısı bu basit işten & lenmiş ağzına geleni süylemi: bah saat'on! Çatskapı hânıimefendi içini dökmek içih teşrif edir ha nelfer de neler. Sev şini dökmek İstiyenler bile- bizdi Bizim ev fetvahane dü. Za vallı valde her gün kavga gürültü dinliye dinliye galiba tesir altında kaldı. Dikkat ediyorum akşamları Gece Postası alıp cinayetleri takib ediyor Bütün bu saydıklarıma rağmen | mahallemiz semimidir, Bizde, “yan | hş mânada anlaşılan — soayetenin çerçevesi dışındadır. Ara sıra bana | (Sinekli Bakkal) romanını hatırla- | tır. güden bir kuvvete müsaadekâr davramcığır detce asla vazife göremiyecektir. barışını sağlamak bususuyda göstereceği |başarı, olmuyan Milletler Meelisini Bile göze harekete geçmek suretiyle tahakkuk elec-itr ât'şıtahakküm-po'itikası üd Onun Dünya milletlerle matabik terk âlarak kati bir Zımız tedbirleri hesaba -katmamı lâzımdır. Filhakika — bugün barı haklarını ve dünyanın cmmiyetini garanti altma alan her türlü ürrid ve teselliden tamamile mahrum - lunuyoruz. — Çinde, —Endonezinda, Hindistanda, Pakistanda, Yuna- nistanda ve “Mançuride — harbler, ihtilâller - ve- katliğmler -nihayete ermiş değildir. Doğu Avruparmem leketlerinde, Sovyet »Rusyanın iş- gal orduları: torafından nen stler, — Demokratan yıldırmışlar ve mukavemel eden- leri“ise Öldürmüş veya- zindan!aura atmışlardır. Eski Asya toprak an üstünde açlık ve işsizlik siddetle hüküm sürmektedir. Vişinsky ve onun komünist ar- kad arının heyecanlı nutukları savaşı alevlendirmekten başka, bir işe yaramamaktadır. O.'N. U. fay dasız münakaşaları ise, dünyanın vaziyetini ilgilendiren meselelerin halline mâni olmakta: Halbu ki, eski ananelere göre idare edi- lecek-siyasi 'müzakereler, herşeyi yoluna — koyabilirdi; fakat yazık ki, O. N. U. bütün siyasi mesele- leri muhtevalarından sıyarip bir köşeye “atmaktan başka birşey yapmamaktadır. “Bunun böyle ol TMası, gerçekten düşündürücü bir düvadır. Filhakika, O. N. U. saklığı bizzat' teşekkül bra e a cvddur. O, başlıca iki kısma ay- rılmaktadı 1 — Barışı ve emniyetitemine mâtuf kararları vermek. salâhiye- tine sahib olan emniyet kon — fnsan haklarımı: ve iktisadi refahı sağlayan umumü meclis. Birleşik Amerika, İngiltere, Rus ya, Fransa ve Çinden ibaret olan 5.ler; emniyet konseyinin daimi özalarıdır. Konseyin getiye kalan, ö âzası ise/umumi Meclis tarafın- dan,»küçük, miletlerin m gille- ri arasından seçilmektedir. Emni - yet . konseyinin daimi- âzalarından birinin Veto hakkı, her, türlü tek- Jifi-suşardüştürmekte; ve diğenkü- çük. millet mümessillerinin lehde verecekleri soyu- hiçe indirmekte - dir. Bu suretle: geçen Ekim ayında aktedilen umumi Mecliste, emniyet konseyinin birçok -defalar destek- lediği yerinde”bazı teklifler; — vu- kubulan- 24 müzakere — esnasında bile, büyüklerin Veto-hakkı yüzün uştur. Şu halde O. N, U., bu yazı mut lak- âciz. durumdan. kurtulabilmek wide için Veto- hakkının Ürvnnü &