[İSLAM VE ARAB DÜNYASINDAN — Haberle Sudan mes'elesi ve Mısır — İngiltere müzakereleri — Iraktaki son karışıklıklar — Rusya ve İslâm dünyası — Filistindeki son vaziyet — Şimali Afrika müstemlekelerinin istiklâli — Yemen Kralı Yahya'nın öldürülmesi... ©On günlerde altı hüdise sdlînı-a efkârı umumiyesini meşgul ettiği gibi aid oldu- ğu memleketlerde de büyük akla- ler uyandırmıştır. - Bunlar sirnsile 1) Sudan meselesile Misir - İfgil- tere müzakerele- ğ < lli — 168 bRl Ka yi; 2) Iraktaki YAZAN: n küfidir demek- gon- karışıklıklar, K tedirler. Aske- m a | Mehmed Kemal Şaveysi | **« Aar, 3) Runya veie H b nn ge gel nnt aai İ Si aa gtEbelnA Filistindeki son vaziye ) Şimali' sızlığın sona ermesi sak ne Feyzi Kavukçu ne Aİrika Arab memleketlerinin istik 3) Müstemleke siyasetinin tari- Sedad paşa bu işi askeri hare- bali; 8) Yemen Krah Yahyanın he karışması. ketlerle - halledebilirler. Bizim ölümü. Şimdi bunları kisaca göz- den geçirelim: Sudan Meselesi ve Misir - İngil- tere müzakereleri: 1946 da sona eren 10 — senelik 1938 İngiltere - Misır anlaşmasnı hâlâ müzakere halindedir. Mımr devlet ricali her ne bahasma olur- sa salön Bevinden mübhem ye- ni İngiltere şartlarını kabule ya- naşmamıştır. Kahirede umumi va- lilerin nümayişleri, Ezherin hare- keti, Vefd ve Müslüman Kardeşler partilerinin müsbet ve şiddetli mu halefeti. Diğer Arab birliğinin müş terek hareketleri Mısırın İngiltere karşısındaki vaziyetini yükseltmiş tir. Nil vâdisi ittihadı, Süveyş ka- nalının tamamen Misirlilara geç- mesi, işgal ordularının - tek ferde kadar çekilmesi ve nihayet Sudan meselesi Mısırı gün geçtikce İngil tereden uzaklaştırmakta ve haki- kate yaklaştırmaktadır. Meselâ Sudan meselesi için meydana ge- len gerginliğin sebebleri Nil vâdi- sini alâkadar eder. Bu sebebden bütün Arab âlemi bu mesele için kan dökülmesine razıdır. Sudan Mısırlılara, Arablara, İslâm — dev- letleri halkı ve bütün hakikati se- ven dünyalılara göre yüzde yüz Arablarındır. Son günlerde Mich- ael Grant isimli malüm (!) bir şahsiyetin yazmış olduğu Sudan Sudanlılarındır yazısı bütün şark- ta teessür ve nefret- uyandırmış- tır. 1898 de Lord Kichner'den bu- güne kadarki bütün menfi hâdise- leri sıralamağı fırsat bilen bu zat biraz tarih; edebiyat, folklor bilse ve Arab âlemini yakından tanısay dı hiç şübhesiz utancından sakla- nacak yer arardı. Yazmış olduğu: «İstiklâl kazanan yeni bir millet Sudan> yazısında Mısırı bütün ceb hesile tehdid eden gu cümleye te- sadüf edilmektedir: <1922 de İn- giltere Mısıra istiklâlini bahşettik ten sonra...» Bu cümleyi ciddi ola rak ele alarak ve Mısır hükümeti Michael Grant'ı İngiltereye mer- but bir uzuv olarak kabul etseydi Mısır neticesi ne olursa olsun ken tına alar şu cümle için İngiltereye harb ilân ederdi. O tarihlere rast- y âr Masırı istiklâli için en küçüğünden en büyüğüne çarpışır ken görür. İhtilâller, isyanlar, ka- dınların asil hareketleri, garbe nid herşeye boykot bu şimarık efe: dinin düşünmeden yazdığı cümle- ye hakikati bir gamar gibi çarpar. Evet, Sudan Sudanlılarındır, — fa- kat unutmamalıdır ki Sudanlı Sa- mi kavmine mensub Arab ırkından başka birşey değildir. Türkiyede bölgeler Türklüğe nasıl ki halel ge tirmiyorsa, Bingazi, Sahra, Sudan, Dritre de Mısır için öyledir. fİraktaki son hâdiseler: 1947 ilkbaharında Başvekil olan Kalih el Cebir (rahmetli Sadullah Cabiri ile karıştırılmamalıdır) in K gayesi yeni bir muahede ile İn- â ağlanmaktı. Bu olama- lamazdı da, İrak ricali, Nuri Said Paşanın muayyen basit riyasetinden başka yeni bir şey bekliyordu ve son günlerdeki ka- bine değişiklikleri bu yüzdendi. Ra gid al Geylân yeni bir yol takib etmek istiyenlerin başına geçmiş- ti. 1939 harbi bu siyasetin hem yo- Tunu değiştirdi hem de Raşid al Gey başka siyasete âlet ol- masına sebeb oldu. İngiltere Ira- ka ve diğer Arab memleketlerine karşı yeni bir siyasi maksad kul- lanmağa mecbur kalırken bu vazi- yeti hariciye kanalile değil müs- temlekeler nezareti edişi bütün Ara İste son İrak - İngiltere anlaşma- Sını kanlı arbedelere saline olması bu yüzdendir demelidir. Bir Mısır z Bağdaddaki karışıklıkla- #an her türlü mesuliyetini İngiltes erine atmalıdır cümlesini kul k «Hâlâ mı biz Hariciye Ve- killerimizi, Başvekillerimizi ve ri- calimizi ayaklarına göndereceğiz, ve ve lütfen bizi kabul edin diyece- Biz> diyor. İraklı, kendi hükümet — reisinin yeni imtiyazlar koparmak için Lon draya gittiğini gu şartla kabul e- der: İmzalanacak olan 14 ocak 948 Anlaşması içinde gu beş madde de bulunsun. 1) Filistin için İngilterenin hiç k- bir zaman karışmaması ve |: taki Yahudilerden gelecek aksül: mellere aslâ iştirâk etmesin. 2) Petrol imtiyazındaki ka 4) Demokrasi dâvasında — körü körüne bağlılık aranmasın ve 5) Sterlin ve doların atlatma ve aldanma faciasına mâni olunması. Salih Cebir bu beş maddeyi kabul ettiremediği İçin Bağdadda bir günde yüze yakın insan öldü. Ve İngiltere endişe duymağa başlu- d 14 ocak 1948 Irak - İngiltere anlaşması bir emrivâkidir. Bu işe © kadar güzel bir piye oynanmıştır. ki Kral naibi Ab Hâh bile işin farkına varmadan İngiltere Kralına — ve Başvekiline tebrik telgrafı çekti. Kargaşalıklar — neticesinde Baş- bakan kaçınca yerine Mehmed el Sadr getirildi. Bu hareket bir sıfırdan zaide doğru bir yürüyüşü andırmaktadır. Baştan başa — mu- halif kesilen yeni kabine eğer tec rübeye ve zekâya istinad ederek müsbet düvalar peşinde koşmayı gaye bilirse hiç şübhesiz ilk işi bü- tün anlaşmaları bilâ kaydüşart feshederek işe yeniden başlamalı- dır. Ve İngiltere Iraka aid telâk- kilerini değiştirerek dost elini uzat malıdır; çünkü meş'um şimal dev- letinin gayesi her iki devletin de hükümdarlığı aleyhindedir. Rusyada İslâm âlemi: Mahud Çarlığın mahud - komü- nist Rusyası icraatının ilk on beş senesinde dinle alay etti. Hâdise- ler içten ve dıştan birbirini kun- daklayınca bu sefer komintern bü ronun tasdikinden eski — şiddetli din aleyhtarlığını bir kere —daha geçirdi. Ve oldukca zayıflattı. Son ra Petro siyaseti mucibince şarka ve cenuba dönüldü. Bu iki cihet de yer alan devletlerin dil ve din- leri tedkik edildi. Bundan maksad ihtilâl ordularına kapıların anah- tarlarıhı vermek, fakat Afganis- tan - İran - Türkiye ve bütün Müs lüman Arab âlemi hakikatin ne- rede tecelli eedceğini anladı. Bir- leşmiş Milletler — koridorlarında menfaatleri için ç büyükler ara- sında dünyayı taksim etmeden şarkın en büyük diplomatlarından Abdurrahman Azzam Pasa — «Üç büyükler dünyayı idare — cdemez- ler ve eğer dünya sulhunun tesi- isteniyorsa adaleti diğer devlet- ler tevzi etmelidir» dedi. Bu ihtar Rusyayı kırbaçlamağa kâfi gelmiş ti. İranda çıkarmış olduğu gaileler ve Kıvamussaltananın — dünyayı hayran bırakan siyaseti? Staline ihtirası aşılıyordu. Rusya bugün İslâm âlemile Üç noktada birleşi 1) İran, 2) Filistin meselesi, 3) Kiş mir vak'ası, Bu üç olay da, daima Rusyayı karçımızda görmemiz biz leri şaşırtmasın. Çünkü en küçük bir noktada dahi anlaşsak karşı karşıya birer düşman — görüşü ile Çıkarız. Ve bunü tarih emreder. Rusyadaki Mısır sefareti memur> larına kartı yapilan bayağı hare- ketler, Suriye ve Lübnanda ajan- ları (çoğu Ermenidir) — vamtasile dağıttığı kızil Tiraların ektiği kö- tü fikirler, Irak ve Filistindeki İ- randaki ve Türkiyedeki arazi iz- tekleri bize misal olarak verilel lir. Rusya eğer İslâm - Arab dün yağını kazanmak isteseydi Filisti- ni taksime yeltenecek harekette bulunmazdı. Filistinde son vaziyet: Bugün 460 milyon Müslüman Filistin topraklarının parçalanma- Masının daha iyi neticeler vereceği kanaatindedir; yine bugün bütün Arab âleminin nizami ve — gönüllü kuvvetleri Filistini kurtarmak için seferber olmaktadır. Bü iki cüm- leden tek bir. kelime doğuyor: Harb. Yedi Arab devleti gefi, Ab- durrahman Azzam Paşa, Emin el Hüseyni ve nihayet Muhammed Ali Cinnah meydana gelecek ciha- dı desteklemekte ve hu hareketten Gdoğacak mesüliyetleri mahtıki bir gekilde İncelemektedirler. Ameri- kayı idare eden Yahudiler Truma- nı tahrik ve hattâ tehdid etmese- lerdi Filistinde her gün kanlı çar- pışmalar olmazdı. Bugün bütün A- rab dünyası Kur'andaki gu âyeti tekrarlıyor: «Belâ inne Rabbehu kâne bihi basirâ> — Hayır! (Bir inkılâb geçirecek ve geri dönecek- tir) Çünkü Allahı onu gözetliyor du. İşin siyasi cebhesi Filistinin tak siminde Yahudilere Layrılan — top- raklar gayrimeşrü haklara — kurs ban gitmiştir Müverrih, diplomat ve filo- zofları. Tarihf okurlar ve Atlan | tik beyannamesini tatbik etse - kanaatımız şudur: Filistinin i » çinde vatan topraklarını müda- faa eden guruplar milli bir he yecanla birleşecek ve vücudda baş gösteren kanseri imha ede ceklerdir. Bu vazifeye bütün A rab ve İslâm dünyası müzahe- ret etmektedir. Şimali Afrika Arab Memleketlerinin — İstiklâli Tunus, Cezayir, Fas ve Rif- lerde isyan ve İhtilâl emmarele baş göstermiştir. Bu vaziyet Kahirede bulunan Rif Kahra -| manı Abdülkerim hazretlerinin icraatı ile müvazi gitmektedir. Abdülkerim bu hususta bir be- yanname neşretmiştir. Beyan - Dame söyle başlıyor: *Allahin lütuf — ve inayetile hürriyete kavuştuğumuz ve Mı- sır hükümdarı melik Faruk haz retlerinin vatanına iltica ettiği- miz gündenberi Fas, Cezayir ve Tunus halkını temsil eden ve bu memleketleri istiklâle kavuş turmağı gözetliyen teşekkülle - rini birleştirmek, tek cepheli bir harb yaparak bütün bu mem leketleri istilâcıların boyunduru ğundan kurtarmak için çalışı - yoruz.» Beyannamede misakın 8 maddesi çok alâka uyandır - maştır ki onlar sirasile şunlar. 1) Arab Mağrıb İslâmi,; sayesinde var olmuş, Inlâmısxt sayesinde yaşamış ve bütün is tikbalini İslâmiyet sayesinde ko nıy;fı: ve ı:;ırğnuıcıkur. 2) Arab Mağrıb, bütün A - Tab âleminin bölünmez bir :&r- çasıdır ve Arab Birliği dairesin de diğer Arab memleketlerile el bıı-ışı yapacaktır. 5,9) Mağrib için istenile . tiklâliyet Tunus, Ceı.uyi: wve Fıs; )ıçı;ı[ !-şn_ıhisüklüiyetnr_ Mağrib memleketlerini tam bağımsızlıktan başka bir. Seystıuıım etmez. ) Küçük meselelerde müs- kecilerle hiç bir mümrl:::e yapılmıyacaktır. 6 Müzakere a rbiye görmi - dirler. Fasda valilenngfen:kı'[ışn relerine Pransa care BORLL Li in son zamanlardaki kararları Milislerin artmasına sebeb o, müstür. Darülbeyza, Rabat, Me rakişden Kahireve sık sık müm taz şahıslar gidib gelmektedir ler. Cezavirden — Pransa Millet Meclisi için secilen Müslün.an 1i derlerin son hattı hareketleri Tunusa da mtikal etmiştir. Bin- gazi Sunüsi reislerinin dirayetli himayesi altında istiklâlini ara- maktadır. Arab ülkeleri görülü Yor ki 1914 - 1918 de uvanma ve 1939 - 1945 harbinde de top Tanma merhalelerini ” geçirmek- tedirler. Mafeste kral Farukun da buyurduklar! gibi: Hakikat ergeç belli olacaktır Yemen Krah Yahyanın Ölümü 'Yemen kralı Yahyanın katle dilmesi Arab Birliği devletlerin de beklenmedik bir hâdise oldu. 18 ocak günü Kahire radyosu kralın öldürülmüş olduğunu ve yerine Seyid - Al- Ahmed Vezi rin geçtiğini bildirirken bu ha - berin tereddüdle verildiğini İrav YENİ SABAR | Fen Bahisleri Harika bi Manhattan projesinln Nk gü rinde Amerikan - fizikçileri Atomik bombayı Inkişaf ettirmeğe çalışırla ken bulanık bir cam duvarın ark; Sına kaçmak zorundâ kalmışlardı Bu camın arkasında devrin en ö- nemli bir fizik usulü başgöste dü. Tecrübede kullanılan Uranlı hexafluöride aksülâmel odasının pencoşelerini şlddetle kamçılıyordu Camın sathındân bulutlar yükseli yördu. Aletler aksülümelin. dürece sini kaydediyordu. Böyle olmasına rağmen bünu kâfi görmeyen fen mları Atomik Kkazanın içinde Olup bitenleri gözetlemek İstiyorlar di Fizikciler ötedenbari «asidin zarar vermeyeceği bir cam meydana geti riniz> diye şikâyette bulunmaktadır lar. Amerikan Optical kumpanya- sının fen adamları bu meydan oku maya cevap vermişlerdir. Nitekim bunlar tam mânâslle yeni tipte mu kavim biy cam İnkişaf ettirmeğe muvaffak olmuşlardır. Henüz satışa çıkarılmamış olma sına rağmen evlerin şekillerini de Hiştirecek ve Inşaatta cam iİstimalini arttıracak bir cam mevcuttur, Bu cam bütün Ültraviyole ziyalarının nüfuzunu temin etmektedir. Halbu Ki, şimdi istimal edilmekte olan cam Jar vitamin istihsal eden Ültraviyo le şualarını yök etmektedir. Bu şu aların yüzde biri bu — camlardan geçmektedir. Halbuki fosfat camı sağlık bahşeden — güneş ziyasının takriben yüzde 80 nini geçirmekte- dir. Bu arada kumsuz cam allesi. nin diğer bir Üyesi doğrudan doğru ya evsaf itibarlle birinei camın ak sini teşkil etmektedir. Hararetin nü fuzuna mâni olmak şartile odaları nin çok iyi tenvir edilmesini iste. yenler bu camı kullanmalıdırlar. Bu camdan bir çok durumlarda fay dajanmak mümkündür. Meselâ si nema projeksiyonlarında bu cam. dan bir pa>ça kullanıldığı takdir. de hararetin tesirile filmin parla masına mân! olunabilir. — 235 Uranlum İsotopu ilk — defa olarak 238 Lrantumdan “tecridedi! diği vakit fen adarnlarının, aksülâ meli görebilmelerini sağlayan Fos fat camdan bir bölme vardı. Şim di Fluorine terkibile meşgul kim. yagerler de bu yeni inkişaftan fay dalanacaklardır. Fluorine terkiple. rinin mensucatta, haşerat öldürücü lerinde, çini işlerinde ve sairede kul Tanıldığı için Fiuorine kimyasının Bayet mânidar olduğuna katiyyen şüphe edilemez. Petrol tasfiyesinde ve suni kauçuk imalâtında Fluorl, 'ne terkipleri önemli bir takviye has sası teşkil etmektedir. Üstelik Hyd rofluoric asid kimyevi araştırma larda pek fazla kullanılmaktadır. Halen kullanılınakta olan plâtin ve altın İmbiklerinde fosfat camı İs. timal edilebili. Bu camlar pasa tam mânüsile mukavemet etmeleri ne rağmen çok pahalıya mal oldu. ğu için kimyagerler bunlardan şef faf kaplar meydana getirmek sure. tile aksülâmelleri gözden geçireme yeceklerdir. Fluoride terkiplerile uğraşan kim ya kumpanyaları her sene büyük ölçüde para iktisad edebilecekler. dir. Zira, bu camlardan gözlük adel seleri de yapılabilmektedir. Umumi yet itibarlle Fluorlde terkibile meş gül olan memurlar üç ayda bir göz dük adeselerini değiştirmek mecbu- riyetinde kalmaktadır. Çünkü, du man bu camları berbad etmektedir. Pek tabli olarak kumpanya üç ayda bir memurlarının gözlüklerini değiş tirmek zorundadır. Böylece ilk de fa olarak bu gibi fabrikalarda cam dan duvarlar ve pencereler kullanı dabilecektir. K Kumsuz yapılan bir camın istima N 9.000 yillik cam İmâlâtını alt Üst etmektedir. Milâddan 700 yıl önce Ansanlar İlk olarak saf cam - yap. mak için bir metod araştırırken kum lüzumlu unsuru teşkil ediyordu 2000 yıl önce Insanlar, tatmin edici şeffaf bircam meydana getirmeği öğ rendikleri vakit yine kum bellibaş hounsuru — teşkil ediyordu. Bugün satılan bütün camların esasını kum SMART 1048 (Enteresan Seyahat Notları | ir Siyahi'nin Cenubi merikada gördükleri Otelde, Lokantada, Sokakta, Trende Zenci zannile bir Hindistanlıya yapılan istiskal Başınıza sayık sa üçlük çekmezsiniz, Cenubdan hoşlanacak sınız, hâlkı çok misafirplerverdir. Zenciler hoş insanlare ni bilirle çok Mesuttii yerleri bi yerde de Ha Dostlarımın Cenübi Ameyika hak kındaki teminatları hülâseten bun lardan ibaretti akat ben sariksız gitmeğe karar verdim. Cenobu göf meden Hiudistana dGönmemeği aklı ma koymuştum. Hişde beyaz olma yan renginden dolayı oraya gidi- şim kiu pek çok ihi & Maruz kalmıştım. Fakat bütün bunlara rağmen gitmeyi arzu - ediyordum. Seyahata çıkmadan önce Nevyork ta görebildiğim bütün Cenublu dost larla buluşarak bu mesele üzerinde Börüşmeyi tasarladım. Birisi hiç bir şeyden çekinmeme lüzum olmadığına beni iknâ etme ve çalışırken diğeri yürüyüşüne dik kât edersen iyi edersin diyordu. Fa kat ekseriside (Şarki Hindistanlı. yım) dersem hişte güçlüğe maruz kalmıya*'aöımı söylöyorlardı. Evvelâ Knoxville, Tennseeye gel dik. Burada hükümetin memurların dan birisi tarafından «ki bilâhare bu memur beni otele de yerleştir. di.» Tennesee encümenine takdim edildim. Otelde bir güçlüğe maruz kalma dum, geceyi tetkiksiz geçirmek iste mediğimden tek başıma dışarı çık tım ve 3 üncü sınıf lokantaya gir dim. Ben girer girmez garson kız- lardan birisi diğerine doğru koştu, derken hep beraber kasiyere gitti- ler, adetâ bir İşçiler kKongresi - ku- rulmuştu. Nihayet beni kabul etme ye karar verdikleri görüldü. Belki de ben bir Zenci olmuş olsaydım bu raya girebilmeye cesaret edemiyece ğime karar verilmişti. Derken bir masaya oturtuldum ve hattâ diğer bir çoklarından da daha nazik bir şekilde itinâ edi Jldim. Gerson kızlara bir Zenci olmadığımı söy düğüm halde müamelelerile - be 'i cidden mahcup etmişlerdi. Otel de büyük nezaket ve itinâ ile karşı. landım. Otel müdürünün Zenci ol olduğu aşikârdı. Asansörde ise pek Tahat değildim. Genç bir Zenci kızı olan asansbrcü Şaşkın, şaşkın bana bakıyordu. Renğime rağmen otele falınmama nasıl müsaade edildiğini anlıyamıyordu. Hakikaten geri kal miş. insanlardılar. 'Tennesseede bulunduğum 16- gün zarfında şunun farkına vardım ki halk benim Zenci olmadığımı öğren diği zaman hakikaten misafirper- ve olduklarını gösterdiler ve bana yabandılık hissettirimemek için çok uğraştılar. Bu tefrikte başlıca amil renk meselesi değildi, tarihi bir ta- kım hâdiseler olsa gerek. Nitekim 'T. V. A. nn ziraf bürosunda Mr. X ile konuşurken bu mesele tam mâ nâslle açıklanmıştı. Öğle yemeğine beni evine dâvet ettiği zaman bazı kimselerin beni Zenetlerle karıştır dıklarım zikrederek, esmer bir in san olduğumu 'da ilâve edince mu hatabım müthiş kızardı ve eğer en az bir renk İzi varsa ziyafetten vaz geçilmiştir. Biraz tuhaflaşan; Fakat o şahsi e geldi. Ve tedi. ka hâtasını İdrak Nle kendi dedi ki: Hayır yâni demek ği biy Zenciyi misafir oları cam tam münfşile yeni bir unsu dan husule gelmiştir. Karakteristik İübarile yeni camdan — tamamen farksızdır. Görünüşü, dayanıklılığı ve elâstikiyeti itibarile de yeni ca ma benzemektedir. Lâkin, kuvveti alelâde camdan Üstündür. Nisbe-. ten düşük hararette kolay ebi leceği için bu cam üzerinde çalış. mak kolaydır. teşkil etmektedir. Halbuki. —yeni Sefence İllüstrateda dediyor. Bir gün sonra Azzam ni Abdurrahman Azzam paşa i| paşaya Sanadan gelen telgrafta — dare edecektir. vaziyel — dınlanıyor. Krai Yah — Ayın 25 inde Kahireden ge- ya ile cixi- Başvekil Abdullah len haberlerde kvalın ik Al Amır ve üç oğlunün niçin öls le beraber sarayının kapısı ö - dürüldükleri ilk nazarda ânlaşı nünde öldürüldüğü. ülema tara lamamıştır. Ortada Yahyanın - fından krallı; id Ahmed BI gahsi servetinden dolayı ve dik Vezirin getirildiği ve- bunu ka- tatörlükle memleketi idare etti bul etmiyenlerle El Vezir kuv- ğinden öldürüldüğü sayiaları vetleri arasında dahili harbin çıktı. Hakikat olan: Kralın göz - başladığı bildiriliyor | lerini hayata kapamasından iti El Ahram tesinin Aden baren kralcılarla karşı tarafın muhabiri karışıklığın bütü bir dahili harbe sürüklendikleri dir, Ölüm hâdisesi 24 ocak gü - nüne kadar esravır- xruhafaza etmiştir. Kralın kurtuluş cephe si mensubları tarafından katle- dilmesi kuvvetle muhtemeldir. Yemene gidecek tahkik heyeti- Ye mene yayıldığını ve Seyf . min aşiretleri Ki Vezire kar kullandığını bildirmektedir. Y menden dağılacak siya tü Arab Birliğini düşü lir. $ çökün dürebi- , | Mehmed Remal Saveysi * bul edemem çünkü büyük — babam vaktile pek Çök sayıda esir külla- nan bir adammış. x Knoxville den ayrılarak Chatta voogaya gidecektim. Tren bir saat kadar tehirli olduğu için beyazların —- Çeviren — IBesIın Baykal bekleme oturuyordum, Üstüme d azarlardan sıkıla tak daşarı çekvün. Caddenin öte ta rafındaki pek te temiz görünüşlü ol mayan lokantaya girerek bir kah. ve söyledim ve bir köşeye oturdum. Garsonlar beni görünce şaşırdılar, her zamanki gibi bir içiimâ, niha yet lokanta müdürü yanıma gele- rek «Dışarı çıkabilirsiniz Zencilere servis yapmayız» dedi Ben soğuk bir şekilde (Ben Zenci değilim» di ye cevap verince şaşkınlıktan ade tâ afallayan müdür yanımdan u- zaklaştı Kendisine gelmesi hiç ol. mazsa üç dakika sürdü ve bazı giz N işaretler neticesi önümde bir fin. can kahve buldum, Benim için ha kiki cevap Chattanoogayı terk et memle başladı . 'Trende vagonun Zenciler için o. lan kısınına götürdüler. Orada otur makta benim için bir bels yoktu Ancak dışardaki manzarayı görmek istiyorduni Kondüktâre — giderek (Zenci olmadığımı. Birleşik Devlet lerin Hindistan — muhabiri olduğu- mu söyleyince şaşkın şaşkın yüzü me bakarak) o halde siz burada o turmamalısınız. Öbür tarafta beyaz larla birlikte oturmanız lâzım. O. Tas) daha rahattır. Ben bagajları. nızı birisile gönderirim dedi. Be. yazlar için ayrılmış bulunan kom. partımana geçtiğim zaman sekiz kadın ve dört tanede yılışık sarhoş eçkekle karşılaştım. Kömpartımandaki yerimi alir al maz adamlar derhâl ayağa kalka- rak İkisi önüme bir tanesi yanıma diğeri de arka tarafıma oturdu. Yanımda oturan kerih naaerlarla beni süzüyor, arkamdaki ise bir ta kım şeyler söylüyordu ki bunlardan Ku—Klu—Klan — hatırımda kaldı. Fakat asıl beni- yahatsız eden şey bu adamların sarhoşluğu değll de kadınlar tarafından nefret edilmek yerine adetâ bir eğlence mevzuu 0- larak kabul - edilmemdi. — Nihayet | kondöktörle gizli bir takın konuş- | ma ve görüşmelerden sonra — nor-| mal bir yolcu vazıyetine geçebilme | leri önbeş dakika kadar sürdü. Bir | saat sonra yolcuların hepsi şu veya bu Istasyonda inmişlerdi. Yeni ge| len dört genç hanım İçeri girdikleri zaman kompartımanda yalnız başı ma oturuyordum. Kondöktör kendi lerine benim — bulunduğum tarafı | gösterdi. Fakat orada esmer renk- | N bir insan görünce «Tuhaf şey, a. caba kondöktör bizi ne için buraya getirdi» diyerek aralarında bir ta kım münâkaşalara giriştiler. İçle zinden ikisi dışarı çıkarak - treni terketmeye çalışıyorlardı. Canları. nın sikintisi dehşet saçan yüzlerin den kolayca okunabiliyordu. Ben ise bunu bir eğlence olarak kabul ede medim. Merhamete gelerek (Ha. nımlar telâşınızın sebebini anlıyo- rüm ben Zenci değilim, Hindistan. hyım.) Dediğim zaman — rahatlıya vermek için hiç bir şey — yapılama. rak sukünet buldular. Oturdukları zaman kadınlardan birinin ilk işi bir şişe viski çıkarmak oldu ki on lar için bu kurak yerde en iyi dost tu. Biraz sonra da beni ilk gördü ü anın kendisinde yarattığı aksi tesirin hâkikâten müthiş olduğunu kondöktör kendilerine burayı göse terdi diye çok içerlediğini de İtiraf etti. Alabama da bahçecilikle uğra şan Misisipili 86 hik bir ihtiyarla ka nuşabilmek fırsatını buldüm. Zen. ellerle aralarındaki bu tefrikin za manla ortadan-kalkacağına em di. Ancak bunün ortadan kalkt görmeden ölmek istemediğini de 1- lâve etti, Bir Zen ci ile tokalaşma yivönün' havsalası” kabül 'etiniyor. di Cenuba geleli aşağı yukarı 1 gün'ölmüstr Fakat mağora diyebii Meğe deyecek bir hâdise zuhur et medi. Saçlarım kıvircik olmadığı i| çin şapkada giymiyordum. Derken Taksona vasıl olduk. — Arkadaşım benden evvel otele giderek yerimi | ayırmış hattâ bagajlarımı da depo| sit okrak odaya birakm'ş. Artık ba na kalan iş gidip anahtarımı ala»| rak yukarıya çıkmaklı. Asansörcü kız beni görünce ne diyeceğini bile | miyerek şaşırdı kaldı. Asansöre gir | dim. Bana dönerek dışarı çıkmaya | mitebur kalacaksınız, zira biz Zen. | mıştir. Pu çekilişin büy cilerin sörlere blamelerine Mmüsaade yoktur dedi Onün irkımdan olmad söyle Mmeyi kendime yakıştiramarım Ta esmer bir insan olmadığımı da ezdim. Mihayet nezeket im endişe elimeyiniz misafirleri Cecabım ve Beni yukarı çıkardı p nara kofku dan ütrediği âşikârdı. Çankâü kaza ra ben misafir olmanı: den c bir müddet la tokalaştığımı görün, sile kanf olarak sevinmi ö Cenubd: Bir Z âdeta bi darlık oları edilirmiş. Şimdi. Jak: tumun refakatinde Bata diyoruz.. Baton Rouge e! şehrin bir kaç dahilinde toplanmış vlı Zenci köllejlerini görm tiğimi söyledim. Kolej arkadaşım karşılaşacağımız. Zene lerle tokalaşmak İsteşip İstemedi? mi sordu. Bir an için ne dem. diğini anlamaştım. Daha — sanr kastettiği Şeyi intikâ! ederek (G: yet tabi görüştüğüm her irsanla t kâla im, sizde ö ni DL um, Fakat w vap pek katı olmadı. Bir & sbim çin müdür yardımecısına takdım © dildik. (Hey âlde isim n mek daha münâsiptir.) Bu zat ölim bana doğru uzattı ve tokal: T Ber et beyaz arkadaşım < yi şapvılar. iğı kollej; ettiğini ve hükümetinde larda Zenci tahsiline da nem verdiğini zannettiğin ledi. Bön biraz Hindista: sedince, o b hibiz v de iste z. Zenciifi Devamı Pankası ikramim: - 2rini muhtelir L g-lerde kızaüar talihliler Ankara, (A. A.) — Tü-kiya İş Bankasının kumbaral — ve kumbarasız tasarruf hesabları arasında tertib eylediği 145 ikramive plânının birinci lişi banka genel merkezi, ikinci noter huzuru İş l teşkil eden İstanb ild> inde Ethem efenai cad desindeki bahçeli ev İstanbıld: 118193 numaralı hesab sahib Sulhi Dökene isabet etmiştir. Ankarada Anıttevede 1567 mı maralı Adanın 25 inci varssli o lan 602 metre kareli Erzurumda 6010 hesab » rah Rahmi Sanalan kazan"iış - e H İkişer bin lira kazana Bursada Müfide -3939, An da Aziz 62793. Biner lira kazananlar. zonda Rıza 4081, Saime 21667 Beşer yüz lira kazananlar Adanada Zekeriya 12701, Ka seride Şahine 8089, Samsunu Sema 9394 — İzmirde Zekiy 40818, —Kadıköyünde — Adnar 4667. İkişer yüz lira kazananlar Ankarada — Yenişehirde — Ar 3644, Antalyada Kâzım 903, P hkesirde Nefi 3362, Ceyhandı Ömer 1103, Eskişehirde 8753, Konyada Fahri 800 tanbulda — Beyazıdda Arşavil 1360, Üsküdarda Sadiye 4545, Mersinde Hatice 73852, Tarsus - da Rasim 4730. Yüzer lira kazananlar: Af - yonda Mustafa 35, Ayvı Şevket 178, Ayvalıkda 1530, Bafrada Receb 711 bakırda Sabri 5101, Edirneda Sıtkı 3584, İstanbulda Büyüka dada Melek Galatada Nur 11511, Yalovada Mahmud - 55. Edremitte Mustafa 3235, Gazi antebde Mehmed 8089, İskend ğlündu, D Funda det 2140, İspartada Tatma Karsda * Zerern 0, Malatvada ©Osman 4919 Manisada Günselin 1307, Nazil lide Hulüsi 3351, Ödemişde S2 lih 1946, Sivasta Semiha kda Sıdıka 2321. Bunlardan başka bankanın türlü şube ve ajanlarında yirmi hesab sahibi çeşidli miyeler kazanmışlardır. vüz