11 Ağustos 1941 Üa 'Yazan : ULUNAV EBRE TefrkaNo. 48 Zavallı şair! Ben hangi tan- dığımı “yalnız,, dediği yere da- vet edebilirdim ki! Yarın sa - bah kitapçıya telefon etmek ve işim olduğunu bahane ederek başka bir yerde Tandevu ver- mek lâzım geliyordu. Mektubu buruşturdum. Kol- tuğa oturdum. Yalının bu sıkıcı dekoruna girer girmez başka - şey — düşünmiyorum. Bende masum olarak ebedi kürek ceza sına mahküm olmuş bir mah - bus hali var. Etrafımda kendi- me hak verdirecek kimse bula- madığım için mevhum şahıslar tasavvur ediyorum. Bunlardan biri iradeli, tok zayıf, âciz ve uysal nakaşa ediyorlar ve ben hüvi-| yetimi tamamen kendimden a- yırarak kendimi bu iki muhay-| yel şahsiyetin münakaşalarını dinliyen bir üçüncü adam yeri- ne koyuyorum. Bugün de öyle yaptım, vicda-| nımın başka başka hüviyet ver- diği iki muhayyel şahsı dinliyo Tum: Sert sözlüsü şöyle sö) : — Fazıl, bu vaziyet taham- mül edilemez, buna bir ç:ı.re bulmalı dostum. Zayıf ve âciz olan şu eevıbı veriyor: “”'Ne yapayım? Hangi çare ye baş vürsam neticesiz kalı-| yor. Y0 Sende kâfi derecede azim | ve irade yok. Eğer olsaydı sim- diye kadar elbette bu işi halle- derdin.. | — Feki, sen bir çare biliyor- san söyle bakalım? | ” “Flbette biliyorum. Mese- lâ bir gün başımı al git — Dilfikârın - tehdidini işit- medin mi? Beni deli diye timar haneye kapatacağını söyledi. — Haddine mi kalmış? Bir çey yapamaz. | — Ya yaparsa?. Ona göre evvelden tedbir| alırsın.. — Eime gidip de vaziyetimi anlatsam beni deli sanır. İn- sanlar züğürtlere hak vermez | ler. Ve beni candan anlayacak adamlar pek azdır. — İnsan derdini anlatmağı bilmeli, Sen de inandırmak kuv veti yok. — Bu noksanı nasıl telâfi edebilirim? — Evvelâ sana edilen hücu-| ma ayni silâhla mukabele eder- | sin. —Nasıl?. | — Meselâ Dilfikârı ulu urta tahkir et, hattâ ileriye giderse tokatla, Z İŞitmedin mi? Ufak bir| taşkınlık yapacak olursam beni uşaklarına kırbaçlatacağını söy| ledi. — Buna hiç bir zaman cesa-| ret edemez... — Ya ederse... — O zaman neolursa olur.| Serçeden korkan darı ekmez.| Bir de benim dediğimi - tecrübe | et. Bu iki mevhum benliğimin neticesiz münakaşalarını din- lerken o kadar dalmışım ki ku- lağımın dibinde akseden: — Faazl! İşitmiyor musunuz? | Sesinden birdenbire ürktüm .. — İki üç defa seslendim, ce-| #ap vermediniz. W Demindenberi münakaşaları- | nı dinlediğim sert sözlü benli - Zim bana gu cevabı verdirdi. — | — İşitmedim. Yahut belki işittim de cevap vermek iste - Dedim. Dilfikâr, beni yukarıdan aşa- ği süzdü, bu sözüme cevap ver- medi. — Mektubunda sizden rande- vu istiyen refikinizin bur: gelmesinde bir mahzur yoktur. Dudaklarımı büktüm — Bunu söylemek için mi be- vi çağırdınız? ! — Evet, — Sert sözlü benliğim vicda- nıma hâkim oluyordu bana.| “Haydi! diyordu cesaret!,, bü- tün cür'etimi topladım — Prenses hazretleri, dedim. Müsaade ile misafir kabul ede ceğim bir yere kimseyi davet etmiyeceğime emin olunuz. Zil- letime yalnız kendimin şahit ol- masını isterim. Benim bu evde vaziyetim bir yanaşmadan baş- ka bir sev değildir. Dilfikâr sükünetle — Eskiden klâsik bir terbi- yeniz vardı dedi. Şimdi isyan| hisleri size yalnız - terbiyenizi| değil aklınızı da kaybettiriyor. | Söylediği sözden ziyade sü -| küneti sinirime dokundu. — Islık gibi bir sesle — Bu sözünüzü, geçenlerde| KÖ İ AAAAAAAAARARAANADA vüztime çarptığınız tehdide bir zemin olmak için söylüyorsu - nuz değil mi? dedim. Hiç bir şey olmamış gibi sor- — Ne tehdidi? Timarhaneye kapatmak teh- didi. Bunun için ben lâzım ge- len tedbiri aldım; istediğinizi kolayca vapamıvacaksınız. —Al- tolarmnızla her vicdamı satın ala- mazsınız. Zaten sizden, paranız dan, lüksünüzden ve muhitiniz- den o kadar iğreniyorum ki ba- na bir timarhane duvarları bu yalıdan daha munis gel — Şimdi bö ü nuz. Fakat o a sizi kâfi derecede cezbetmişti Ve da cezbediyor. tı. Yanına kadar — Bunak bir ko: dudaklarla vücudünüzden ladığı iğ top- enç bir zevkin kefareti ile tahakküm etmenize hayret ediyorum ,dedim. Sizin vücu - | | ve avcı ta; Cenupta Alman| tazyiki artıyor | (Baş tarafı 1 inci sayfada) mışlar ve nakliye vapurlarını bombardıman etmişlerdir. Moskova bombalandı — | Maskova, 10 (aa. )— Ofi: | Alman tayyareleri dün gece Moskovayı bombardıman etmiş lerdir. 8 Alman tayyaresi düşü rülmüştür. Tass ajansının tebli- ğine göre, bir takım Alman tay- yare grupları Moskova üzerinde uçmağa teşebbüs etmişlerdir. Münferit bazı tayyareler nteş hattımı geçebilmişler, diğerleri dafi bataryalarımızın ateşleri relerimizin muka- hücumlarile - dağıtılmışlar- Müteaddit yangın ve infi - bombaları şehre ü tür. Evlende bazı yangınlar muş ve süratle söndürülmüştür. B.r kaç kişi ölmüştür. Henüz tamamile tesbit edilmiyen ha- berlere göre 8 Alman tayyaresi düşürülmüştür. — Tayyareleri- | mizde hiç bir zayiat yoktur. bil dır. dünü ücretle satan adi bir fa- hişeden ne farkınız var? Zira prens Mohammedi sevdiğinizi iddia edemezsiniz. Onun serve- tini sevdiniz. Kendiniz öyle mu- vaffak olduğunuz için beni de öyle s: yorsunuz. Benliğimdeki zayıf, âciz, uy- sal şahsiyet âdeta feryad edi- yordu: “Ne yapıyorsun? Neler söylüyorsun? — Başına felâket getireceksin!,, Artık onları değil kendimi bile dinliyecek halde değilim. Karım, bu ağır tahkirin dar- besile sallandı: — Zannedersem - sarhoşsı nuz! dedi. Bugün şehre indi; niz için sizi nezaret altında bu- lunduramadım. Tekrar üstüme kapanmak is- | tenen bu kıskaç büsbütün beni çileden çıkardı. * — Kibar bir hüviyet altında bayağı bir ruh taşıyorsunuz dedim. Senelerle oynadığınız meşru kahbelik rolü sizi ahlâk- ça çok düşürmüş. Demin beni altınlarınızın — parıltısının cez- bettiğini söyliyerek iftira etti- niz. Şimdi bana sarhoş diyor - sunuz. Yarın da deli diyeceksi- niz. Fakat bunların bence hlç ehemmiyeti yoktur. 'Terbiyesizliği, sarhoşluğu ve | deliliği sizin mevkiinizde bu- lunmağa tercih ederim, Dilfikâr geri çekiliyordu; Uşaklarınızı çağırmak — için | elektrik düğmesine elinizi uzat- | manıza mâni olmayacağım. Ba- | kın tekrar ediyorum: Tehdidi - nizi yapmaklığınız için bir daha söylüyorum. Sizde bir orospu ruhu var. Üzerinizdeki büyük ünvanını o — hanımefendilik kaftanının örtemedi; saklıya-, madığı bir fahişe ruhu. İster is- temez sizinle edindiğim o zevk uçurumunda — bulunduğum — za- man kendimi bunak prensini zin artığını yiyen bir köpek ka- dar hakir görüyorum. Anladı - nız mı? Şimdi isterseniz düğme- ye ben dokunayım. Uşaklarınıza emirlerinizi tebliğ ediniz. Oymalı ufak lâke möblün ü- zerindeki kordona atıldım. Par-| maklarımın bütün kuvvetile | bastım. Dilfikâr odanın ortasında ha- reketsiz duruyordu. Koridordaki ayak sesleri oda nın önüne kadar geldi. Kapı vu- ruldu. — Giriniz! Dilfikârın ne diyeceğini bek- liyordum, İçeriye giren hizmet- e gayet sakin bir tavırla — Mis Bartriçe söyleyin. On- da kaşeler vardır göndersin! dedi. Yalnız kaldık. Artık birbiri - mize söyliyecek hiç bir şeyimiz kalmadığını zannettiğim — için aramızdaki sükütu pek tabil görüyordum. Hizmetçi kaşeleri getirinceye kadar karım ağzını açmadı. İlâ- ci aldıktan sonra masanın ba- şına oturdu. Tanıştığımız ve ev lendiğimiz günden beri ilk defa olarak bana (sen) diye hitap ederek | — Fazıl, dedi. Sana kargı a- ğir muamele ettiğimi anladım. | Siz mi? dedim. Siz bana hiç bir fena muamele etmedi - niz. Ben sizi tahkir ettim. — Sen sözlerinle beni tahkir ettin. Fakat ben sana fena mu- amele ettim; bunu anlıyorum, Senin hassasiyetini duqımmek' icap ederdi | —Ne demek istiyorsunuz? Bundan sonra aramızda bu an-| laşmamazlığı düzelterek — yine bu hayata devam etmeği mi dü- | şünüyorsunuz? (Arkası var) Cenupta Alman tazyiki Londra, 10 (aa.) — Al - manların şimdi en büyük gav-' retleri cenupta general Bud- veni ordusuna karşı teksif et- tikleri anlaşılmaktadır. Fakat bu arada Almanların ilk he-, deflerinin Kiyef mi yoksa O- desa mı olduğu hakkında heni bir şey söylemek kabil değildir. Almanların Kiyefi tecrid et mek niyetinde olmaları muh- temeldir. Bu takdirde Odesaya bilâhare hücum etmeleri bek- lenebilir . Alman tebliği, merkez cep-| hesinde Smolensk meydan mu- harebesinin buradaki Rus kı- talarının çember içine alınma - siyle sona erdiğini bildirmek- | tedir. Fakat Rus tebl | kür mıntakada hâlâ şiddetli | Mmuharebeler — cereyan ettiğin-| den bahsetmektedir. — Esasen Almanlar Smolensk bölgesinde kat'i bir netice almış oldukları- ni ilk defa olarak ilân etmiyor- rlar. | Moskova yolunun açılmış ol- duğunu söylemekten — bıkma - dıkları halde Almanlar Mosko- vaya doğru bir türlü ilerleye- memektedirler. Londra, 10 (a.a.) — Ameri- ka gazeteleri bir Alman suba - yının beyanatını neşrediyorlar. Alman subaya demii: Kanlı bir faciaya Ş facia çok daha geniş mikyasta Verdun'ü hatırlatmaktadır. Almanlar esaslı altı hata iş- lemişlerdir. Bunun Rusların adet üstünlü; askeri techizatını istihfaf etmiş olmaktı. Bu Alman subayı şunu da iti- raf etmiştir ki, Almanların Rus milleti hakkında malümatları yoktu ve milli toprakları mi dafaa hususunda komünist a- leyhtarlarının komünistlerle birleşemiyeceğini zannetmişler- dir. İngilizler avrupaya askermi çıkaracak (Başı 1 inci sayfada) meydan muharebesi hakkında alınan mevsuk haberler orta| şarktaki müttefik ordular ara- sında pek büyük bir alâka ile karşılanmaktadir. Şimdiki şid- | detli sıcaklar devresinden son ü ra orta şarkta yapılacağı tah - min edilen ve kıtaat tarafından | nikbinlikle beklenen muhare - | belerin Rusyada cereyan etmek te olan muharebelerle sıkı bir surette münasebettar olduğu hi sunda herkes müttefiktir. Bütün demokrasi âleminde iz- har edilen hararetli arzuya bu- radaki sevkülceyş mütehassıs- sısları ile salon kurmayları ta-| mamile iştirak — etmektedirler. ! Bu arzu, mihver devletlerini iki cephede ayni zamanda harbe mecbur etmek fırsatı zuhur et- miş iken, bir daha tekerrür et- memesi muhtemel bulunan bu fevkalâde fi tan istifade et- mekten ibarettir Alman hezimetini temin ede- cek.olan bu ikinci cephenin Av- rupa hudutları dışında kurul - ması muhtemledir Kremlin, Rusyanın sol cena- hında dost bir Türkiyenin bu - lunmasını huzur ve memnuni - yet verici bir hal telâkki ettiği gibi komşu mıntakalarda bulu- nan kuvvetli müttefik ordula - rının, mihver küçük Asya tari- kile bir taşma teşebbüsü yap - tığı takdirde bu teşebbüsün ü- mitsiz bir tehlikeye atılmaktan başka bir gey demek olamıya -« cağını isbat etmek için hazar bulunmalarını da — sağlam - bir teminat olarak görmektedir. — | Kısaltılmış — Ajans Haberleri Tngilterenin Madrid elçisi Cebelüttarıkta La Linea, 10 Ça.a.) — Of İngilterenin İspanya büyük e- P| çisi Sir Samuel Hoar İspanyol İ| hükümetinin tahsis ettiği bir oto- B | | | | mobil ile Cebelüttarıktaki İspan- .yol tahdid hattını geçmiş ve İn- Biliz mıntakasına girmiştir. Bü- yük elçinin Cebelüttarıkta İngiliz yüksek zimamdarlarile görüşeceği ve iki günlük bir ikametten sonra burada görüşmelerine dair rapo- runu vermek üzere Londraya gi- İ| deceği temin edilmektedir. | Almanyada ziyafetler memvedildi Budapeşte, 10 (a.a.) — Ofi: İaşe maddelerinden tasarruf et- mek ve maddi vaziyetleri müşkü- lât içinde bulunanların tenkidle- | rine hedef olmaktan içtinap eyle- mek maksadile neşredilen bir ka- rarname ile ziyafetler ve kafile halinde seyyahatler menedilmiş- tir. V. Ordusu faaliyette Londra, 10 (a.a.) — Bu sabah ilk saatlerde radyoda — beyanatta bulunan albay Brittom, Almanya- da ve Alman İstilâsı altındaki her yerde «V> ordusuna hitaben önü- müzdeki cuma günü mühim ta- | limat vereceğini söylemiştir. Albay Britton, işgal altında bu- lunan memleketler halkına de- miştir ki: Elinizdeki paranın kıymeti sı- #fira inmeden - satın alabileceğiniz kadar mübayaatta bulunun. Çift- çile yakında nazi ajanları gelerek sizden ne mahsul idrak etltiğinizi soracaklardır. Mahsülünüzü giz lemenin yolu vardır. Bunu her f | halde siz de bilirsiniz. Almanlar itiraf ediyorlar (Baş tarafı 1 inci sahifede) leri tekrar - bombalanmıştır. Râsıtlarımız şiddetli infilâk- lar müşahede — etmişlerdir. Tayyarelerimizin hepsi üsle- irne avdet etmişlerdir. Bir tayyaremizin nerede kaldığı araştırılmaktadır. Berlin — bombalandı Londra, 10 (aa.) — B. B0 Almanlar Sovyet hava kuv- vetlerinin Berline - taarruz | etmiş olduklarını dün kabul ve tasdik etmişlerdir. Sovyet hava kuvvetleri Al- man hükümet merkezine bir- birini müteakip iki kademe halinde taarruz - etmişlerdir. Ruslar - yalnız bir tayyare kaybetmişlerdir. Berlinde bü yük yangınlar olmuş ve şid- detli infilâklar vuku bulmuş- tur. Japonya Siyama taarruz eterse (Baş tarafı 1 inel sahifede) “Japonyanın yeni bir hare- kete geçmeği derpiş ettiğini gösteren alâmetler vaziyetteki gerginliğin — devam edeceğini tahmine müsaittir. — Japonya | Hindiçininin işgalini haklı gös- | | termek için çember içine alın- dığından şikâyet etmektedir. Şimdi de ayni sebepleri öne sü rerek Sivam hakkındaki ni- yetlerini tahakkuk ettirmek is- tiyor. Yalnız ,yegâne bir çem- berlemeden endişe etmesi — lâ- zam geldiğini javonyanın pek iyi bilmesi lâzımdır: — Bu da janon — taarruzlarının tehdidi altında — bulunduklarını hisse - den milletlerin japonyaya kar Ş1 ittifaklarıdır. | Böyle bir ittifakın tahakku - kundan mütevellid — mes'uliyet | münhasıran japonyaya ait o- lacaktır. İngilttere ile Birleşi! Amerika devletleri Siyamda yapılacak herhangi bir japon hareketinin - Birmanya, Malez- ya ve Felemenk Hindistanını tehdide matuf olacağını ve bin- netice İngiltere ve Birleşik A- merika menfaatlerini ihlâl ed mahiyette telâkki edil. den ve Cordell Hull, lariyle japonyaya bildirmişler- dir. Böyle bir hareketin aki ti çok ciddi ve vahim olacak - tır. Bu âkibetlerden ictinap et- mak japonyanın elindedir.,, Siyam kabinesi fevkalüde toplandı Bangkok, 10 (a.a.) — BEB.| C.: Siyam kabinesi dün üç sa- at süren fevkalâde bir içtima akdeylemiştir eğini beyana Sovyet tayyare Zayi- TELGRAF VE AJANS HABERLERİ Yunanista is- | 'yanlar başlamış | (Baş tarafı 1 inci zahifede) dır. Sokaklarda toplantılar ve| nümayişler menedilmiş ve bazı| tedbirler alınmıştır. Halk bir| cenazeyi takip edebilmek için | müsaade almak mecburiyetin - dedir. Sokaklarda iki kişiden fazla bir arada dolaşmak ya- sak edilmiştir. Diğer taraftan Fransada da ve bilhassa Lyon ve Saint - E-| tienne gibi büvük sanayi şe - hirlerinde itaatsızlık hareketle- | ri görülmektedir. Geçen hafta Norveçte örfi idare ilân edilmiş Alman işgal kuvvetlerine , | bu kuvvetlerin idaresine verilen mintakalardaki halkın mevzuu bahis hareketlerinin verdiği endişeye — bizzat Almanlarda görülen kuvvei maneviye kıtlığı da inzimam etmektedir. Bu kuv vei manevive düşüklüğüne se- bep Rus cephesinde Alman ordularının uğradığı ağır za - yiatla İngiliz hava kuvvetle- rinin hücumlarında görülen şid det ve devamlılıktır. Sırbistanda büyük çete muharebeleri oluyor Londra, 10 (aa.) — Zag repten alınan bir habere göre | Bosnada Sırp çeteleriyle Al- man işgali Kkıtaları — arasında muntazam muharebeler olmak- tadır. Çeteler, Sırp ordusunun rica* edenrken sakladığı silâh | ve mühimmatı kullanarak Bos- nahın Sırp dağlarındaki yatak | ve inlere gizlenmekte ve gece çıkışlariyle baskınlar * yapa - rak Alman devriyelerini vur- | makta ve sabotaj hareketleri | yapmakta ve hattâ mühim köp | Tüler ve demir yollarını berha- va etmektedirler. Almanlar, Usuaşilerin yar - dımı ile memleketi tedhiş ede- , rek her gün kütle halinde idam, kurşuna dizmeler ve büyük mik- | yasta tevkifat yapmaktadırlar. Zagrepde avukatların ve sair serbest meslek erbabının yüz de sekseni tevkif edilmiştir.. alı artıyor (Baş tarafı 1 inci sayfada) kât derpiş edilen cereyanını ta- kip etmektedir. Oldukça kuv - vetli Alman bombardıman tay- yareleri gece Moskovadaki si- İâh fabrikaları, demiryolu ve menafii umumive tesisatına bü yük bir muvaffakıyetle hücum etmişlerdir. Şehir merkezinde ve Mos- kova nehri dirseğinin şimalin- de büyük ve şiddetli yangınlar çıkmıştır. Alman hava kuvvetlerinin bilhassa son günler zarfında elde ettikleri parlak zaferlerin bir neticesi olarak düşman 22 hazirandanberi Finlândiva ha - rekât sahası dahil olduğu hal- de bütün cephede 10 bin tay- yare kaybetmiştir. Fin taarruzu inkişaf ediyor | Helsinki, 10 (a.a.) — Ofi: | Sortavala Sovyet garnizo - nuna karşı yapılan Finlândiya taarruzu tamamen inkişaf et- mektedir. Finlândiyalılar düş- man hatlarında gedikler açma- ga çalışmakta ve mütemadiyen terakkiler elde etmektedirler. Rusların Sortavaladaki — va- ziyetlerinin ümidsiz olduğu Fin- lândiya kuvvetleri kumandan- lığı tarafından bildirilmiştir. Finlând'ya kıtaları Carelide | Sohjanansuuya — varmışlar ve | Sovvet arazisi içinde 25 kilome- | te mesafede bulunan Kiecstiski ye ulaşınışlardır. o İran (Baş tarafı 1 İnci sahifede) müsaid bir yer olmadığını bi- lirler. | Bütün bu propaganda tahrik- | leri neticesiz kalacak ve bütün bu gaynetler — boşa gidecektir. Zira İran hükümeti kuvvetine ve vatanperverliğine istinat e- derek kat'i bir bitaraflık mu - | hafaza edecek ve bu bitaraflık | - | gea eyli-NeharisamKız -Erkek! ŞİŞLİ TERAKKİ LİSESİ 1 — Yuva, İlk, Orta ve Lise kısımlarına 15 Ağustosdan itibaren talebe til hariç her gün 9 dan 12 ye kadar ve 14 ten 18 e kadar prensipinin cüz'i de olsa ihlâli- ne müsaade etmiyecektir İranın siyaseti, hükümran - | lığının ve meriyette olan anlaş malar —mucibince kanuni hak- larının muhafazasıdır. Bu siya- set sarsılmaz bir tarzda tesbit | edilmiştir. Bu sebebe binaendir ki Imnq memleketin emniyetini muha -| faza etmek ve hoşa gitmiyı hâdiselerin vukuuna müâni ol mak için herhangi bir tedbiri ittihaz etmekten çekinmiyecek - tir, | yet y * ) İngiltere harbi | kazanacaktır General Smuts bir nutuk söyledi Germiston, “Transvet,, 10| (a.a.) — Cenubi Afrika birliği başvekili general Smuts büyük bir havacılık mitinginde 50.000| kişi önünde bir nutuk söyliye- | rek demiştir ki: ı “— Almanyayı mağlüb et - mek için Avrupayı kara kuv | | vetlerile istilâ etmek icap ede-| ceği muhakkak değlidir. Fikrim | ce, havadan istilâ şimdiden baş lamıştır. Bu istilâ, imparator - luk ve müttefik hava kuvvet -| leri, maksatlarına varma için şeytan kıyafetine giren Alman- | lara son ve kat'i darbeyi indirin ceye kadar artacaktır. Büyük | Britanyanın harbi kazanaca -| ğına eminim, Cenubi Afrika bir liği nihai zaferin tahakkukuna yardım hususunda büyük bir Tol oynıyacaktır. Peten anlaşma- ya razı imiş Londra, 10 (a.a.) — Afi: Sunday Dispatch diplomatik muharririnin yazdığına göre mareşal Peten, Breste kadar sahil mıntakaları hariç olmak üzere Frendanın işgal edilmiş kısımlarının Alman ordusu ta- rafından tahliyesi ve imzadan mukaddem Almanyadaki Fran- sız esirlerinin serbest bırakıl - ması şartlarınmı ihtiva edecek bir Alman - Fransız sulh mua- hedesinin akdi suretile Alman- ya ile iş birliği yapmağa âma - dedir. Mareşal Amerikalılarla İn - gilizler harbi o mıntakalara teş-| mil teşebbüsünde bulundukları takdirde İspanya ile muvasala-| sını temin maksadile Almanlara nâmahdud bir zaman için Fran sa tarikile transit hakkını bah-| şetmeğe de hazırdır. Ayni muhabir, muharebenin | Portekize sirayeti ihtimali ile Portekiz hükümetinin Acores adalarında bir hükümet teşkiil hazırlıklarına başladığını yaz - dıktan sonra Almanların Por -| tekiz hükümetine mihver ile, teşriki mesai etmek şartile bü-| tün müstemlekelerini muhafaza | edebileceğini ve Avrupada tees-| süs edecek yeni nizamda mevkıw sahibi olacağını aksi ukdırdı Alman himayesi altında falan- | jist İspanya ile Zini bildirmiş olduğunu ediyor. Afrikanın müdafaası Londra, 10 (a.a.) — Ofi a- jansı bildiriyor: | Siyasi müşahitlere göre, dün öğleden sonra Vichy kabinesi - nin akdettiği — içtimada başlıca münakaşa — mevzuu Afrikanın ılıve | müdafaası olmuştur. General Wevvandla Amiral | Darlanın Vichyde bulunmaları toplantıva hususi bir ehemmi - vermiştir. | Afrikanın müdafaasına taal-| lük eden müzakere Vichy hü- hükümeti tarafından Amerika hükümetine tevdi edilen muhtı-| ranın çerçevesi dahilinde ya-| pılacaktır. Fransa kabinesi fevkalâde olarak toplanıyor Vichy, 10 (a.a.) — Ofi: Alelâde cumartesi — öğledeni sonra toplanması mukarrer - 0-; lan FPransız kabinesi fevkalâde olarak yarınki pazartesi günü içtimaa davet edilmiştir. — Almanyadaki talebelerimiz — | Berlin, 10 (a.a.) — Gazete- ler Almanyadaki eenebi . talebe- ler hakkında bir istatistik neş- rediyorlar. Bu istatistikte Tür- kiye 197 talebe ile ıvumkme—ku—* dir. Türk talebe grupu Alman- | yadaki ecnebi talebe arasında | ehemmiyet itibariyle ikinci gel- | mektedir. | kaydedilir. T: okul idaresine müracaat olunabilir. 2 — Eski talebe 5 eylüle kadar velilerinin şahısi müracaatile kayatla- rını yenilemelidirler. hırıeşımıea.— <- Tarifname gönderilir. Tel: 80547 * Niçin efendi gibi de eğil de köle gibi? B orazan sine: — Akşama kadar hamal gi« bi çalışıp para kazanmalı, sa -« | baha kadar da efendi eibi vex meli!.. diyen, ismini şimdi ha« | tırlayamadığım — bir u—mınşı-ğ nı: — Niçin hamal gibi çalışas” yım? Efendi gibi kazanır, yine | efendi gibi yerim! diyerek suse turmuştu. Dün sabah, gazetelerden bi« rinde “kendimizi köle farzedes lim.,, başlıklı bir fıkranın iri puntolarla dizilmiş sernâmesi gözüme ilişince merhum Bora- zanın bu susturucu cevabını hatırladım. Evet, niçin efendi gibi değil de hamal gibi, yahut köle gibi?. — İnsan evinin hem efendi- hem de hizmetkârı!.. Çok ve yerinde bir ata- lar sözüdür. Ev benim değil mi ve ben o evin efendisi değil mi- yim? En gayretli hizmetkâra parmak ısırtacak bir. himmet sehatla, göz açmadan, nefes al- madan çalışırım, didinirim. Fa- kat efendi gibi çalışır ve didini- rim. Hem kölenin her işi can ve gönülden yaptığı yahut ya- pacağı hiç de muhakkak değil- dir. Nihayet emir kulu olduzu icin baştan savma ve göz boya- ma kabilinden çalışır, yahut yapar gibi görünmesi de pek müm . Halbuki evin e- fendisi ise efendice sarıldı ve efendice çalışmıya başladı mı o iş behemehal efendice başarlı- miş olur. Hükümet: — Millet, köylü, memleketim efendisrlir, diyor. — Hayır illâki kendimizi kö- le farzedelim! demek biz gaze- tecilere mı düser? Çalışmak lâzımsa çalışalım... Lâkin Tevfik merhumun dedi- ği gibi: Kendimizi köle farzederek değil, bu yurdun hakiki efendisi olduğumuzu düşünerek — çalı- şalım. Hem daha iyi çalısmış, hem Tevfik, kendi. | | sıdir, | de daha iyi randıman vermiş o- luruz. Zira Cümhuriyetin ilâ- nına kadar asırlarca kölelikten, köle gibi çalışmaktan — başka bir şey yapmadıktı. Netice de meydanda.. Hele körpe ağızlara ve geng kalemlere köleliğe imrenme hiç yakışmıyor, okuvanların üzerin- de zoraki tavırlar, âriyet sözler gibi kötü bir tesir hasıl ediyor. Evet, niçin efendi gibi değil de köle gibi. A C. snıuçocı. Türk hava yolları |ve hava postaları (Bap tarafı 2 inci sayfada) Motörün birisi bozulursa diğe- rile yola devam etmek ve yar- dimcı meydanlara - inmek im- kânı vardır. Bu mezzu üzerinde görüştü ğümüz bir Bayan Ankaraya gi- dip gelme bir tayyare seyahatim ce karar verdi. I — Devlet hava yolları mo< dern bir müessesedir. II — Hava yolculuğu yapan- lar zamanın Dazan yavaş bar zan çabuk geçtiği hakkındaki nazariyeye inanacakları gelir. Çünkü bu seyahatin zevkine pâ- yan yoktur. Netik Hi — Mesafenin kısalması zaman kazanılması —demektir. Bu da tam bir iktisaddır. Hava yollarımızın — işlemesi- ni ve çoğalmasını temenni ede- lim , EV EŞYASI Müteveffa Bayan Zahide tere- İkesine aid olan muhtelif ev eşya- sı Beyoğlu 4 üÜncü sulh hukuk hâkin tarafından — Ağustosun 12 inci Salı ve 14 üncü Perşembe günleri saat 14 de Şişli Bulgar Çarşısında 112 numaralı hanede 'müzayede ile satılacaktır.